16 Mayıs 2009

33.hafta Bundesliga.!



Bol gollü bir haftaydi aslinda..

Berlin iyi oynamasina ragmen sonuca gidemedi ve bunda Neuer'in etkisi fazlaydi. Castro göze hos gelen güzel bir gol atti ve girdigi bütün ikili mücadeleleri kazanmasinin yaninda attigi 61 pasin 51'ini orta sahayla bulusturmus. Cok güzel bir sag bektir. Andreas Beck ile anlasildigi söyleniyor ki ben buna pek inanamiyorum.. Bayern dahi alabilir Beck'i aslinda.. Ama o olmazsa bu Castro cok güzel olur.. Konu acilmis iken Fürth derbisinde seyrettigim cok da ucuza kapatabilinecek Schröck bu mevki icin bir numarali adayimdir.. Sebastian Kehl.. Her zaman derim Ofansif yönü en iyi olan defansif orta saha. Öyle ki bu adam aslinda Jones ya da Trochowski gibi degil ama yine de atiyor, attiriyor.. Asagida ayrintili egilecegiz ama Eduardo'nun bes mac sonrasi takima gelmesi aninda etki gösterdi.. Galatasaray'in Lincoln'ü diyelim siz anlayin, her bakimdan Lincoln'ü.. Bir gol bir Asist.. Dzeko üc Grafite 2 atti ki Wolfsburgu sampiyo(n) yaptilar.. Ribery buraya aliskanliktan eklenmistir daha cok.. Dortmund'un sag beki Kuba'yi sag tarafa eklerdim ben misal..







Hannover her seyden önce sever Wolfsburg'u.. Yatmistir demiyorum ama diger takimlara oranla biraz daha az zorluk cikarmislardir, bu kesin. Bunun disinda Dzeko-Grafite-Gentner-Misimovic dörtlüsünü durdurmak zordur ki bu takim bundan da öte bir seydir ve kesinlikle en cok Sampiyon olmasini istedigim ve tüm sezonu göz önünüze aldiginizda hakeden takimdir Wolfsburg.

Para babalarinin takimlarinin iyi islemesinin bence en önemli nedeni sudur: Futbolu yönetecek patron arayip klubu tek bir ismin sorumluluguna birakiyorlar ve köseye cekilmeyi cok iyi biliyorlar.. Magath tek patronu oldugu klubu gecen sene besinci yapmisti ki tarihinin en iyi derecesidir.. Bu sene de Sampiyo.. Dzeko postu gelecektir zaten..

Grafite 3 yas daha genc olsaydi su an Brezilya milli takimindaydi.. Cok iyi ve Dzeko ile cok uyumlu bir ikili ki birisi 26 digeri 25 gol ile bir takimdan iki forvet gol kralliginin ilk iki sirasini paylasiyor.. Keza Misimovic.. Bu sene muhtesemdiler ve böyle güzel takimin hocasinin takimi birakmasi ne kadar dogru karar olursa olsun biraz icimi burkuyor.. Basladigin isi bitir be Magath diyesi geliyor insanin.. Baska acidan Schalke dogru karar zira potansiyeli cok daha fazla. Bundesliganin dahi bu degisime ihtiyaci vardi, Bayern sonrasi diger bir büyük klup olabilir Magath altinda.. Haftaya bir beraberlik ve tarih yazilmis olacak..



Heynckes gelince hemen taktige el atmistir. Bayern'in sag beki en az Galatasaray kadar sorunludur her seyden önce. Son macta oraya Lucio'yu yerlestirdi ve fena da bir verim almadi aslinda. Yalniz bu Lucio'nun kaydirilmasi defans kurgusunda sorun yasatti.. Eduardo'nun golünde görülecegi üzere defans yerlesim hatasi yapti ve Hoffenheim'i öne geciren gol de bu sekilde geldi. Lucio'nun oradaki performansi degil defansdaki Luciosuluk problem oldu. Tüm sezon boyunca söylenilen burada da degismedi aslinda.. At topu Ribery'e o bir seyler yapar yoksa da takim yatar..

Carlos e Eduardo'dur.. Önce 2 mac cezasi akabinde 5 mac.. Bitirdi hoffenheim'i ve bir de sansizliklar.. Stuttgart'i evinde yeniyordu eger Eduardo'nun düsürülüsü sonrasi kazanilan son saniye penaltisini gole cevirebilseydiler.. Akabinde Bremen macinda dört direk ve Eduardosuzluk.. geldi hemen bir asist bir gol ile Bayernin Sampiyonluguna engeli koyuverdi. Cok önemli oyuncudur ama Brezilyalidir biraz..



Keyifsiz bir macti. Yalniz Gomez.. Hala düsünüyorum bu senenin en formda golcüsü kimdir diye.. Dzeko mu Gomez mi Grafite mi ? Dzeko-Grafite ikilisinin yaptigini Stuttgart'da tek basina üstleniyor Gomez.. Ilkonbir de yoktu sakatligi nedeniyle yedek klubesinde basladi maca.. 1-0 ve cok tehlikeli bir sekilde gidiyordu mac.. Babbel, onu almak zorunda kaldi zira isin ucunda Sampiyonluk ve hatta Sampiyonlar Ligi vardi. Bir dakika önce Cottbus capun oyuncusu ile cok önemli bir firsati degerlendiremedi ve top direkten döndü.. O top gitti gomez'i buldu ve onun asisti ile Cacau da macin sonucunu tayin etti.. Haftaya cok önemli bir mac var her bakimdan.. Bayern-Stuttgart.. Bakalim..



Bir garip takimdir Hertha.. Oynadigi futbol o yeri haketmiyordu düne kadar.. Yalniz sonuc alamadigi son haftalarda da o kadar güzel oynadi ki gecmiste oynamadan aldigi puanlarin diyetini ödüyordu.. Schalke karsisinda da baskin futbolcu sonuc getirmedi.. Biraz Pantelic biraz da Neuer bu skoru dogurdu. Lakin Favre'yi her acidan tebrik ediyoruz.. Berlin, sonunda onun sayesinde o stadi doldurmayi basardi.. O dolu stadin golü görememesi büyük eksiklik idi.

Berlin, haftaya ligin son sirasinda olup sondan ücüncü olma ihtimalini bremeni Bremende yenerek saglayan Karslruhe'yi konuk edecek.. Stuttgart macinin disinda ikinci seyiri keyifli mac bu olacaktir.. Sampiyonlar Ligi ihtimali mi küme düsme korkusu mu galip gelecek haftaya görecegiz.. Ben Karlsruhe o maci alir derim ama mac icerisinde ögrenilen sonuclara göre her sey degisebilir..

Diger Sonuclar:

VfL Bochum - Eintracht Frankfurt 2:0 (1:0)
Werder Bremen - Karlsruher SC 1:3 (0:2)
Borussia Dortmund - Arminia Bielefeld 6:0 (1:0) (oha)
Bayer Leverkusen - Borussia M'gladbach 5:0 (2:0) (cüss)
Hamburger SV - 1. FC Köln 0:1 (0:1)(haftanin sürprizi)

Tabela:

1 VfL Wolfsburg
33
20 6 7
75:40 35
66
2 Bayern München (M, P)
33
19 7 7
69:41 28
64
3 VfB Stuttgart
33
19 7 7
62:41 21
64
4 Hertha BSC
33
19 6 8
48:37 11
63

Wolfsburg, UEFA finali oynamis yorgun bremeni evinde konuk edecek.. Beraberlik dahi onlari sampiyon yapiyor.. Yenilse dahi Bayern-Stuttgart macinin beraberligi onlari yine sampiyon yapiyor.. Hertha, olasi Bayern-Stuttgart beraberligi ve Bremenin Wolgsburgu yenmesi durumunda 26 - 0 Karslruhe'yi yenerse Sampiyon oluyor.. Su durumda Wolfsburg her bakimdan Sampiyonlar Ligini ve bence Sampiyonlugu da garantilemistir sorun daha cok Sampiyonlar Ligine önelemesiz ve önelemeli gidecek iki takimin belirlenmesi.. Hertha'nin sansi cok dedik zira Karlsruhe'yi deplasmanda yenerse -kolay degil- Bayern-Stuttgart macinin sonucu ne olursa olsun Sampiyonlar Liginde..

Düsme Potasi:

15 Borussia M'gladbach (N)
33
8 6 19
38:61 -23
30
16 Arminia Bielefeld
33
4 15 14
27:54 -27
27
17 Energie Cottbus
33
7 6 20
27:57 -30
27
18 Karlsruher SC
33
7 5 21
26:54 -28
26

Sondan ücüncü takim ikinci Bundesliganin bastan ücüncüsü ile Birinci Bundesliga icin kapisacak.. Bu acidan bu dört takimin da ligde kalma sansi vardir.. Karlsruhe, berlin ile evinde oynayacak ve isi cok zor.. Gladbach, bu hafta rakibi Bielefeld'e 6 atmis Dortmund ile oynayacak olsa da yenecektir bana göre.. Lakin kolay olmayacak.. COttbus evinde keza formda Leverkusen ile oynayacaktir ama yenilmez degil Leverkusen disarida.. Bielefeld de Hannover ile.. Bekleyelim ve görelim..

15 Mayıs 2009

Dört Takim Bir Kupa ve Kalan Iki Mac.!



Bundesliga uzun zamandir böyle bir yaris yasamadi aslinda.. Bitime sadece iki hafta var ve dört takimin da Sampiyon olma umudu oldukca kuvvetli.. Tabelaya bir daha bakalim:


1 VfL Wolfsburg
32
19 6 7
70:40 30
63
2 Bayern München (M, P)
32
19 6 7
67:39 28
63
3 Hertha BSC
32
19 5 8
48:37 11
62
4 VfB Stuttgart
32
18 7 7
60:41 19
61

BU haftaki maclari da verelim tekrardan;


1899 Hoffenheim - Bayern München

Hertha BSC - FC Schalke 04

Hannover 96 - VfL Wolfsburg

VfB Stuttgart - Energie Cottbus


Dört takimin da olasi galibiyeti sonrasi isler son haftaya belki de ilk defa dört takimin birden Sampiyon olma ihtimali ile girilecek.. Nerden baksan acaip keyifli bir cumartesi günü bizi bekler durumdadir..

Betty Blue.!



Kitap bittiginde sunu dedim.. Bir gün bir kadini bu adam gibi sevebilir miyim ? Iki siradan insanin aslinda son derece basit yasam kurgusu icerisinde öyle akil-almaz bir ask var ki tüm gücünü gercekciliginden aldigini belirtmeliyim. Hayatimda ilk defa bir erkegin bir kadina olan tutkusunu kiskandim.. Bir adamin bir kadini gercekci bir sekilde sevisini gördüm, olmaz dedigimin olabilecegine inanc getirdim. beni artik az cok bilirsiniz, gercekdisi olan her sey cok fazla etkilemez ama o kadar gercek ve o kadar güzel bir sevgiydi ki inanamadim, hayran kaldim ve kendi icimde dönüsüm de bu kitap ile baslamistir.. Üstelik hani diger tavsiyelerin aksine hayatinda hic kitap yüzü acmamis bir insanin dahi rahatlikla okuyabilecegi sadelikte bir dili olan muhtesem bir philippe djian eserinden bahsediyorum ben size..

Uzunca süre asik olamadan ama asik olmaya asik bir sekilde gecirdim ben vaktimi. Cok fazla iliskiler olmasi cok insana keyifli gelse de tutkusuz iliskiler agi genelde cok da hos degildir. Bir insani sevmeyi bir süre sonra beceremedigimi düsünmeye basladim. Sevmek, asik olmak gercekten cok zormus. Eskiden bir bakisa dikerdim ben ask masallarini ama birden cok zorlasti. Olmuyordu hep.. Hepsinde bir kusur, hepsinde bir sorun vardi..

Cok sonra farkettik ki sorun onlarda degil benim bakis acimdaydi ve Betty Blue tek basina bunu bana göstermistir ve o denli yikici etkisi vardir yasamimda zira bir arayis son bulmustur bu kitabin sonunda..

Ben bu modern dünyada benim kafamin icerisine sokulmus gercekdisi kimliklerin farkinda degildim. Coktan asik olmusum ama bu dünyada karsiligi yokmus aslinda. Bazen o tutkuyla bagimli oldugum karakterler ile disarida gezinen iki bacaklilar arasinda ortak bir payda üzerinden biraz ileriye gittigim olsa da yakinlasmanin sonunda tanidigim gercek insan ile kafamdaki uyusmayinca hep ayni aci son ile karsilastik. Gercekten, yüzde yüz ciplak bir sekilde karsida duran insani sevmek inanin bana sanildigindan cok daha zordur.

bir insani sevebilmek icin onu tanimalisiniz. Onun size saf halini sunabilmesi icin sizin varolan gercege katlanabilme gücünüz olmasi gerekiyor. Cinsiyeti önemsiz partnerler cokca zaman sikayet eder sahtelikten ya da binbir türlü kendisini farkli göstermek isteyen tipolojilerden.. Oysa garip garip isteklerle onlari bu yöne dogru ittiklerinden habersizdirler. hemen hepsi bir kabul edilme ugrasisi icerisinde oldugundan cok baska bir role soyunma hevesinde olmasi, saf varliginin kabul edilmeyeceginin farkindaligindandir. neyse o oldugu vakit kabul edilmenin imkansiz oldugunun bilincindeler.. Benim yillar yili insanlari kabul etmeyip kendi kafamin icerisinde filmler, kitaplar ve daha baska araclarla cok baska insanlarin yaratilip onlara sevdalanip gercegi, gercek insanlari distalamam gibi bir sey bu.. Betty Blue, gercek bir insanin da sevilebileceginin kitabidir ki üstelik öyle güzel bir sekilde ki..

Sevme becerisi karsidaki insanin özelliklerinden bagimsiz insanin kendi bakis acisinda gizlidir. Betty Blue kitabinda isminin hicbir yerde gecmedigi o muhtesem adam bir kadini oldugu gibi seviyor, tüm sacmaliklariyla bütün yapip gercek bir insana asik oluyor. Ötekiye göre kusur olan Betty Blue'nun her ayrintisi onun kendi mükemmelinin parcalarini olusturuyor. Bir adam bir insani sevebiliyor, isin özü budur, karsidaki insandan bagimsiz gelisiyor aslinda..

Proust, güzel kadinlar hayal gücünden yoksun erkeklere göredir derdi. Zira insanin hayalindeki yarattigi güzele asik olmak oldukca kolaydir ama varolan saf gercek bir insana tutkuyla bagimli olmak icin biraz beceri gerekiyor.. Betty Blue'da bu isi sanat eseri kivaminda becermis bir adamin aski anlatiliyor ve mutlaka ama mutlaka okumanizi tavsiye ediyorum..



Okudugum ve muhtesem dedigim pek cok kitabin filmini izledikten sonra hep pisman oldum. Lanet ettim, keske izlemeseydim dedim.. Misal Milan Kundera'nin muhtesem bir kitabi olan varolmanin dayanilmaz hafifligini bu gercegi bilmeme ragmen Juliette Binoche oynadigi icin seyrettim yine ayni sonuc.. cok kötü oldu. Lakin ilk defa bir kitabin bir filmi icin hep olumlu elestiri duydum cevremden.. Benim icin Betty Blue'nun yasamimdaki yeri cok önemli oldugu icin seyretme riskini göze alamadim lakin tavsiye etmeyi göze aliyorum kendi arkadas grubumun elestirileri dogrultusunda.. pek cogu bir kitap ancak bu kadar güzel filme cevrilir demistir..

Bir baska Fatih Terim: Louis Van Gaal.!



Bir sonraki secimlerinizi bir önceki tecrübeleriniz tayin eder gercegi burada da ayni sekilde kendisini gösteriyor. Bayern Münih, aslinda Van Gaal yerine kendi degeri olan Mehmet Scholl'ü düsünüyordu, Beckenbauer'in bir mac ortasinda canli yayindaki söyleminden bunu gördük ve fakat genc ve tecrübesiz teknik adamin zararindan sonra bunun tam aksine dogru yönelmek durumunda kaldilar.. Klinsmann'in en önemli eksikligi bana göre de taktiksel acilimlarin yetersizligi ve tecrübe eksikligiydi. Bu acidan Taktiksel bir deha ve ayni zamanda tecrübeli bir teknik adam arayisinin sonucunda Van Gaal isminde karar kildilar..

Nasil bir teknik adamdir Van Gaal ?

Fatih Terim teknik adamligi icin "motivasyon" neyse Van Gaal icin de "Taktik" odur. Cok büyük farktir temelde ama toplamda benzesirler..

O Taktik uzmanidir. Her maca göre bir taktik belirler Van Gaal.. Isin sirri onun icin ayrintilardadir hep ve bu yüzden Barca zamaninda elinde not defteri olan bir adami saha kenarinda sürekli not tutar sekilde görmüssünüzdür. Alkmaar'dan yaninda getirdigi en önemli isim video analizcisidir. zira sahada olup biten her ayrinti Van Gaal icin macin sonucundan da önemlidir..

11 yil gibi uzunca bir süre Pedagoji egitimi görüp spor ögretmenligi yapmasindan dolayi oyuncularla nasil anlasacagini Hitzfeld gibi "bir anlamda" cok iyi bilir. Van Bommel ondan sikayet eden tek bir oyuncunun olmadigini söyler. O böyle söyler ama Van Gaal altinda calisan her yildiz oyuncu sorun yasayacaktir. Rivaldo kavgasi iyi bir örnektir. Ajax'ta Leo Beenhaker sonrasi yasadigi muazzam basarilarinin temelinde Ajax kadrosunun onun kati disipline sorunsuz itaat edecek genc oyunculardan kurulu olmasi yatar.. Yildizlardan uzak bir yasam.. Kluivert'lar,Overmars'lar, De Boer kardesler filan hepsi genc yildiz adayiydi.. Hiddink gibi kendisine güveni sonsuz ve sahada sözünü sonuna kadar dinleyebilecegi oyuncularin olmasini ister.. Teknik adamin bire bir sözlük anlami karsiligidir aslinda.. Van Gaal, Trapattoni gibi taktik üzerine cok fazla egilir ve yildiz oyuncularin o serbestligini kisitlar. kayda deger ayrinti her oyuncunun sahada ne yapmasi gerektigini ayrintilariyla mac öncesi belirler, kendi basina buyruk takilmak bu hocanin en nefret ettigi davranis bicimidir. Video Analizi önemli yer tutar ve bu sadece rakip takim maclarini kapsamiyor.. Siki bir Katolik egitimden gecmistir kendisi ve bunun etkilerini her zaman onun yönetiminde görebilirsiniz. Cok siki bir disiplin ister. Yeni gelen oyunculara psikolojik test yaptirir ve hakkinda her seyi bilmek ister.. Futbolcular her hafta kendi fizik durumlarini belirlenmesi icin soru kutucuklarini doldurmak zorundadir. Oyuncularin özel yasamina da gözünü diker.. Oyuncularla her kosula ragmen anlasmasi gibi bir tanim olamaz. Önem verdiginiz kriterler nelerdir ? Misal Van Gaal icin oyuncusunun dogum gününü unutmak ya da unutmamak cok önemli bir detaydir.. Disiplin ve Saygi ile onu tanimliyorlar ama ben yine de onun icin tek bir kelimeden olusan tanim getirseydim "ayrinti" derdim.. Ayrintilar, o kucuk ayrintilar onu basariya götüren en önemli "ayrinti" dir..

Büyük liglerdeki tek ve basarili deneyimi Barcelona klubundeki ilk dönemidir, ikinci dönemi cok da uzun olmamistir zaten.

Hem ispanyol ve ayni zamanda Hollanda medyasi ile anlasamamistir ve oldukca mesafeli bir tutum izlemistir basina karsi. Cok baska yerde de üzerinde durdugumuz gibi medyada arkadasi olmayanin yaptigi basarilar yoksanir ki Barcadaki sonunu hazirlayan etkenlerden birisi onun medyaya karsi bu kati tutumudur derler.. Calistigi üc yil icerisinde iki La Liga, Ispanya Kral Kupasi ve UEFA Super kupa bulunurdu ki kovuldugu yilin sonunda ligi ikinci bitirmis, Sampiyonlar Liginde de yari finalde elenmistir. Onun Barca kariyeri ve yaptiklari aslinda güzel bir yaz tatilini hakeder iken Barca yönetimi teknik adamin isine 2000 yilinda son vermistir.. Lincoln futbolunu görünmez kilan etkenler aslinda burada Van Gaal icin de gecerlidir. Basin.. Üc yilda iki sampiyonluk ve son yil ikincilik.. Bu basarili döneme ragmen Barcalilar tarafindan pek de sevilmemistir. Eger ikinci kez barcada görev aldiysa bu gecmisteki basarilarindan ziyade barcada "Kubala" gibi "kurtarici" olmasindan dolayi cok baska bakilan, ilah olarak belirlenmis Cruyff'un yani "el salvador" un onu tavsiye etmesinden kaynaklidir.. Sevilmemesinin nedenleri Ajax'ta basardiklarinin onu diktatör konumuna getirecek kisilik dönüsümünü saglamasi yatar, kibirlidir ve bu acidan ben Terim'e benzetirim aslinda..



Barca bildiginiz üzere cok baska degerleri olan katalan bir ekiptir ve yaklasik 8 tane Hollandali oyuncu takima onun döneminde katilmistir. Bu kimlige bir tecavüz olarak algilanmisitir o yillarda.. Basari katalanlardan ziyade teknik adamina kadar yansiyan hollandalilara gecmistir ki önemli bir ayrintidir.. 8 farkli milletten oyuncu olmasi baskadir sekiz tane hollandali futbolcu ve teknik adamin basarisinin kimliksel acilimi cok baskadir..

Biraz basa dönelim ve kisa bir özet gecelim.

1986'da Leo Beenhaker'in yardimcisi olur Ajax takiminda ve 1991 yilinda sürpriz bir kararla takimin basina gecer. 1997 yilina kadar Ajax ile kazandigi basarilar muazzamdir, inanilmazdir.

Ajax ile;

Üc kez Hollanda Ligi Sampiyonlugu
Hollanda ligi kupasi
Hollanda Süper Kupasi
UEFA kupasi(1992)
Sampiyonlar Ligi Sampiyonlugu(1995)
Avrupa Süper Kupasi
Kitalar arasi Sampiyonlugu
1996 Sampiyonlar Ligi Finali(Juventus'a karsi kaybetmistir)

Bu beklenmedik bir basaridir ve Terim gibi basariya ulastigi yolun esiri olmustur.

Artik o kendisine inanilmaz güveniyordur, öyle ya o basarilari kim kazanmistir? Kibir dogmustur.. Kabaca 4-3-3 sistemi elestirilse de o kendisine tek bir laf ettirmeme cabasindadir. Artik elestiri kabul etmez bir adamin yarattigi antipati de Barcelona semahlarinda görülmektedir.. Hollanda basini Van Gaal'i profesyonel yardim/psikolojik destek almasi konusunda uyari dahi ceker, tanidik geliyor mu size bu yaklasim ?

Yukarida bahsedilen basarilara ragmen seveni cok azdir, yine Terim gibi.. Barca onu kovar, Hollanda milli takimi ona kapilarini acar.. Basarisiz dönemi baslar artik.. Alkmaar'a gelesiye kadar yerlerde sürünmüstür.. Ne bir kupasi ne de bir basarisi vardir. Yine de o Barcadan kovulurken söyle der..

"Ben alti yilda Ajax takiminda, Barcelonanin yüz yilda kazandigindan fazla basari/kupa kazandim"

Kibiri görüyor musunuz ?

Terimden bir farki yoktur Van Gaal'in. Onca basariya ragmen yeni kusak ona Terime oldugu gibi sirtini dönmüstür,bu kusagin teknik adamlarindan Rijkaard, Van Basten gibi isimler onun yetkinligini kabul etseler de yeni bir dönemden ve devrimden bahsederler, Van Gaal'i da maziye gömerler yorumlarinda.. Burasi bana göre cok fazla önemlidir.. Yasadigi muazzam basarilara ragmen sürekli elestirilmesini saglayan kibiri ona yine yardim elini uzatmistir aslinda.. Kendisini tekrardan ispatlama ihtiyacini hissetmistir yeni kusaklara.. Terimden farkini da bu sekilde ortaya koymustur zira degisim göstermistir her bakimdan...

Artik o cok elestirilen teknik adam bir süre sonra hicbir sekilde vazgecmedigi ve bütün basarilarina temel olusturmus 4-3-3 yerine Alkmaar'da 4-4-2 oynatmaya baslamis, basarilarindan dolayi basariyi getiren formüllerin onu esir aldiginin farkina varip yeniliklere kucak acmistir ve yillar sonra muhtesem bir geridönüs yasamistir.. Dönüsüm aslinda her alanda gerceklesmistir..

Arda Turan, büyük basarilar yasayan Hakan Sükür ve Fatih Terim kadar elestirilmedikce dogru yola girmeyecek, kendisini sikintiya sokmaya göze almayacaktir ve o ilk yillarinda oynadigi maclarin gölgesinde Galatasarayliligiyla siyrilacaktir isin icerisinden demistik burada.. Ayni durum burada da gecerlidir. Hirs ister saha disi ister saha ici olsun, elestirilmedikce bulasmiyor futbolculara ve teknik adamlara.. Özelikle degisen futbol dünyasinda yakladigi büyük basarilarinin sonucunda vazgecemedigi dogrulari varsa bir insanin.. Van Gaal o muhtesem basarilari sonrasi ayni sekilde muazzam bir cöküs de yasamistir..Su kiyasi yapmak durumundayiz. Van Gaal'in Ajax ve Barcelona ile yasadigi takdire sayan basarilar, Terim'in Galatasaray ve Milan teknik direktörlügünden fazladir. Lakin yasanilanlardan sonra van Gaal o ülkede Alkmaar gibi ücüncü büyük olarak dahi anilmayan bir takimin basina gecip basari yakalamaya zorunlu kiliniyorsa bu Terim icin de gecerli olmasi gerekir.. Elemeler sonrasi ister yunan liginden bir takima isterse de Bursaspor,Genclerbirligi gibi cok baska takima gidip tekrardan baslamalidir futbola..

Onun taktiksel deha oldugunun herkes farkindadir. Lakin kendisini basariya götüren yolun esiri olmamak cok da kolay degildir. Terim'in 37 yasina kadar Hakan Sükür'e sarilmasinin tek nedeni taktiksel acilimsizligi degil ayni zamanda o hamlesiyle yakaladigi basarilarinin bilincaltinda esiri olmasidir.. Terim Hakan Sükür'ü, Van Gaal'in 4-3-3 sisteminin icerisindeki bagimliliklari özdestir temelde.

9 yil sonra Van Gaal Alkmaar ile tekrardan Sampiyonluk yasamis ve simdi Louis Van Gaal ya da onunla beraber siklikla anilan Totalfutbol2.0 versyionu ile Bayern Münihin basindadir ve ben inaniyorum ki basarili olacaktir bu adam.. O cöküsü ve gecis dönemini yasamistir.. Trapattoni misal bu degisimi gerceklestirememis ve her seferinde tökezlemesine ragmen sucu hep kendisinin disinda bir yerde aramanin zararinda cakili kalmistir..

Son olarak Van Gaal'in Ajax'taki basarilari, Trapattoni'nin üc ayri avrupa kupasi basarisi ve Terim'in Milli takim, Galatasaray, Milan Teknik Direktörlügü basarilari.. Bu insanlarin kibirleri onlari basari sonrasi Alkmaar'a, Salzburg'a götürmüstür ve Terim de bu yola girmeye aslinda zorunludur.. Degisimi yani sizi basariya götüren yolun esiri olmamayi basarabiliyorsaniz elbette Alkmaar basarisi ve Bayern Teknik adamligi sizi bekler.. Bir deha, bir yetenek, bir yetkinlikten kimsenin süphesi yoktur lakin is bununla bitmiyor, bitmemelidir..

14 Mayıs 2009

Falco Götz.!



Falco Götz, en son Hertha Berlin takimini üc yil calistirdiktan sonra isine 2007 yilinda son verilen bir teknik adam idi. Sonrasinda birinci ve ikinci Bundesliganin sayisiz takimindan is teklifi aliyor ama o bugün bakin nerede..

Ücüncü Bundesliganin da asagisinda yer alan kuzey bölgesel ligi takimlarindan Holstein Kiel'in basinda takimin Magathvari her seyi konumunda. Bir bakima dördüncü lig takimi calistirmayi caresizlikten degil bilincli olarak tercih etti. Sampiyonlar Liginde Schalkenin basinda olan Ralf Rangnick'in Hoffenheim'in basina gecmesi gibi bir durum ama tam da uyusmuyor, burada Hopp'un parasi yok..

Daha da baska bir ayrinti, Kiel takimi devreyi lider bitirmesine ragmen teknik adam degisikligine gidiyor.. Hem Kiel takiminin hem de Götz'ün istedigi sey aslinda ayni. Takimi birinci Bundesligaya her bakimdan hazirlanmasi ve bu yolda ilerlerken Götz sadece teknik adam degil o futbol klubunun hemen her seyi oluyor.. Bu yüzden birinci Bundesliga takimi calistirmak yerine burasini secmis.. Diyor ki bana gelen teklifler hep düsme takimlarinin cankurtarani olmam seklindeydi.. Oysa ben futbol ögretmeniyim isim kisa vadede heyecan katmak degil futbolu ögretmek..

Magath'in bu Cankurtaran teknik adamligi sonrasinda delirdigini ve artik Stuttgart takiminda hem teknik adam ayni zamanda menajer olduktan sonra bir basari yakaladigini da hatirlatalim.

Bundesliga bu proje isine sarilmis durumda. Hoffenheim,Wolfsburg gibi takimlarin basarisi ortadadir keza her yöneticinin teknik adamliga soyundugu ve ayri ayri onbes adamin teknik adam oldugu Galatasarayin basarisizliginin da ortada olmasi gibi.. Mesele iyi bir futbolcu ya da teknik adami takimin basina getirmekten ziyade hangi kosullarda görev yaptigi olsa gerek..

Götz, basarili olacaktir ve Kiel takimini da ileride bir gün Bundesligada görecegiz..

Van Basten & Jürgen Klinsmann



Öyle ki basarili futbolculuklari bir yana teknik adam olarak "yenilikci" "devrimci" kavramlariyla anilmalarinin yani sira basarisizliklari bile paralellik gösteriyor her iki futbolcu olarak efsane olmus teknik adamin.. Ben futbolcu olarak her ikisini de cok severdim, teknik adam olarak da eksik bulurum.. Yine de gelecegin teknik adam profilini cizmeleri bakimindan takdir etmisimdir her daim..

Kisa Kisa Notlar..



Markus Schuler.. Bielefeld'in sol beki. Dün oynanilan Hoffenheim macinda sakatligindan dolayi yer almadi. 1977 dogumlu ve Leverkusen maci bittiginde Bundesliganin en tehlikesiz topcusu oluyordu. Gladbachli eski oyuncu Eichin 180 mac gol atamayarak bu rekoru elinde tutar iken leverkusen macinda buna bir ortak geldi. Simdi Dortmund macinda oynar ve gol atamaz ise bu rekorun sahibi olacaktir.. ben hep merak etmisimdir aslinda bir oyuncu oynadigi mevkiye aldirmaksizin en fazla kac mactir gol atamamistir diye.. Iste onun Bundesliga cevabi Markus Schuler'dir. Buzhokey liginde Köln takiminda tükkani isleten eski rekorun sahibinin aciklamalari cok güzeldi.. Bana diyor takim arkadaslarim penalti atmam icin geldiklerine onlari reddettim. 11 yildir bu rekoru elimde tutuyorum ki hic yoktan cok cok iyidir böyle bir rekora sahip olmak.. Ilginc bir bakis acisi.



Adler su yaninda duran sevgilisinden ayrilmis. Isin dogrusu bir erkek olarak belirtirim ki yakisikli adam.. Baska acidan futbolsever olarak cok fazla severim ben bu oyuncuyu.. Demecleri o kadar güzel ki böyle bir futbolcu olsun varsin arada bir hatali gol yesin.. bir de su var: Bu sezon ilk defa büyük hatalar yapmaya basladi.. Burdan da anliyoruz ki özel hayatinda sorun var. Örnekleri de var bu özel hayatin sahaya yansimasinin.. Kahn eger o zengin erkek avcisi hatun ile iliskisi olmasaydi kesinlikle Roberto Carlos'un o frikikigini yemez ve ayni zamanda 2006 dünya kupasinda da Lehmann yerine forma giyerdi.. Bazan cok acimasiz oldugumuzu da düsünüyorum.. Adamlarin kötü günleri oluyor, özel hayatlarinda türlü türlü soklar yasiyorlar ve biz her seye ragmen maca asilsin diye bekliyoruz..

Ligde Son Durum..

1 VfL Wolfsburg
32
19 6 7
70:40 30
63
2 Bayern München (M, P)
32
19 6 7
67:39 28
63
3 Hertha BSC
32
19 5 8
48:37 11
62
4 VfB Stuttgart
32
18 7 7
60:41 19
61
5 Hamburger SV
32
18 4 10
46:44 2
58
6 Borussia Dortmund
32
14 13 5
53:36 17
55

Iki mac kaldi.. Dört takim Sampiyonluk ve Sampiyonlar Ligi icin savasiyor.. Bir takim Sampiyon olacak, ilk iki sira önelemesiz Sampiyonlar Ligine gidecek ve ücüncü takim Ön eleme oynayacak Sampiyonlar Ligi icin.. Dördüncü ve besinci takimlar UEFA'ya gidecek.. Altinci takim da gönüllerin sampiyonu olacaktir.. Ihtimallere bakalim:

Wolfsburg bugünün Lideridir. Yalniz averaj farkinin cok fazla olmadigini görebiliyoruz. Bayern Münih ile iki gol farki vardir sadece. Bu hafta Hannover deplasmanina gidecek ve son haftada da kendi evinde ligde hicbir iddiasi kalmamis Bremeni konuk edecek. bir aksilik olmazsa eger alti puan ceptedir diyebiliriz.. Yine de sonucu belirleyecek olan bayernin alacagi puanlarin yani sira her iki takimin da atacagi goller..

Bayern Münih ise ikinci devre hic mac kazanamadiktan sonra cikisa gecen ve son iki haftayi galibyietle kapatan Hoffenheim'a konuk olacak.. Bu macin cok kolay gecmeyecegini belirtmek isterim. baska acidan Munih forma girmistir.. Güzel bir hava yakalamasi bir yana Hoffenheim'in cok da bir iddiasi olmamasi isleri kolaylastirabilir.. Son hafta ise evinde Stuttgart ile oynayacak.. Iste bu mac hem Stuttgart icin hem de Bayern icin belirleyici olacaktir. Iki takim inanilmaz form tutmus durumda ve her ikisi de aslinda iddiali..

Berlin.. bu takimin burada ne isi var diyoruz oynadigi futbolu göz önünde tutarak.. Yalniz daha önceden de belirttik ki topa sahip olup oynama orani ligin en iyisidir, 1,1 saniye. Favre konusunda inat etmeleri bir baska güzellikleri.. Bayern Munih ve Wolfsburg'un olasi maglubiyetlerinde liderler.. Bu hafta kendi evinde oynayacagi Schalke maci isin en önemli kismi. En azindan bu maci yenerlerse Sampiyonlar Ligi garanti ve sampiyonluk da rakiplerin durumuna göre degisecektir.. Bayern-Stuttgart macini da düsündügümüz zaman Sampiyonlar Ligi icin Wolfsburg'dan sonra yeri garanti olan ikinci takim zira son hafta düsmesi kesinlesen Karlsruhe'ye konuk olacaklar..

Stuttgart ise.. bu hafta düsme potasindaki cottbus ile karsilasacaklar.. Kendi evlerinde oynayacagi bu maci zorlansalar da alacaklarini dusunuyorum ve son hafta Bayern Münih icin duruma göre Sampiyonlar Ligi veya Sampiyonluk macina cikacaklardir.. Baslarinda en son gittigi konser Judas Priest olan cok baska bir teknik adam vardir..(portresi yakindir) Guardiola'dan sonra bu sene Avrupada en begendigim belki de ikinci genc teknik adamdir.. Bayernin isi son hafta cok da kolay olmayacaktir..

Düsme Potasi..

13 Eintracht Frankfurt
32
8 9 15
37:55 -18
33
14 Borussia M'gladbach (N)
32
8 6 18
38:56 -18
30
15 VfL Bochum
32
6 10 16
36:54 -18
28
16 Arminia Bielefeld
32
4 15 13
27:48 -21
27
17 Energie Cottbus
32
7 6 19
27:55 -28
27
18 Karlsruher SC
32
6 5 21
23:53 -30
23

Karlsruhe düsmüstür, kesinlesti. Cottbus, Bielefeld,Bochum,Gladbach ve hatta Frankfurt tehlikeli bögedeki isimler..

Son iki takim düsüyor, sondan ücüncü takim ikinci Bundesligadaki bastan ücüncü takim ile birinci Bundesliga icin play off macina cikacaklar.. C

Cottbus bu hafta sonu deplasmanda Stuttgart ile oynayacaklar.. Bu macin sonucu ne olur inanin bilmiyorum. Yillar önce Duisburg sampiyonluk adayi Bremeni evinde yenmisti, tüm sene berbat bir performans göstermesine karsilik can havliyle inanilmaz oyun ortaya koyabiliyorlar.. Burada da bilemiyoruz. Son hafta evlerinde iddiasiz Leverkusen karsisinda galip gelebilirler..

Bielefeld, bu hafta sonu evinde hicbir maglubiyet yüzü görmeyen Dortmund'un o muhtesem stadina konuk olacak ve bu mac benim sonucunu en kestiremedigim mac olacaktir. Dortmund avrupa macerasi acisindan bu maca asilacaktir baska acidan evinde zaten hic yenilmemislerdir.. Bielefeld icin ölüm-kalim macidir.. Üstelik Wolfsburg macina kadar Dortmund takimi inanilmaz bir seri yakalamistir. Seyri en keyifli maclardan birisi bu haftasonu bu mactir. Akabinde rahatlikla yenebilecegi Hannover maci onlari bekler.. Dortmund macindan puan cikarirsa en azindan sondan ücüncü siraya yerlesebilme ihtimali var..

Bochum ise bu hafta kendi evinde Frankfurt ile karsilasacak.. Bremen, Özil'in de muthis oyunu ile bes atti Frankfurt takimina ki o macta bana göre bu sezon frankfurt'un en iyisi olan Ochs'un kirmiziyi görmesiyle dagildi. Keza Bochum macinda da olmayacaktir.. Frankfurt rahat bir pozisyonda ama yine de tam olarak nefes almak istiyorsa bu mactan en az bir puan cikarmak durumunda.. Bochum ise ilk devrenin ekmegini yedi ikinci yari. Sonrasinda kendi evinde cok da iyi olamayan Köln takima misafir olacak.. Her iki maci da almak durumunda.

Gladbach, zor olani beceriyor kolay olani yapamiyor ama son iki macinda iki son ceyrekde atilan gol onlari kümede tutacak gibi duruyor.. Bu hafta Leverkusen ile oynuyor ki isleri kolay degil aslinda. iddiasiz olsa da Leverkusen takiminda isler karisik. Öyle bir ikinci yari cöküsü yasadilar ki Skibbe'nin yasadigindan daha beter..Gladbach'a zorluk cikartacaklardir.. Yine de Meyer'in takimi favori.. Son hafta ise Dortmund takimini evinde konuk edeceklerdir..Is buraya kalirsa Dortmund'u yine muhtemelen son ceyrekte atacaklari gol ile maglup edeceklerdir..

Frankfurt ola ki Bochuma yenilir ve isi son haftaya birakirsa.. Diger takimlar da yenerse.. kendi evinde Hamburg gibi bir takimla en kötü beraberlik icin savasacaklardir ki sanmiyorum bu duruma gelsin.. Diger takimlarin her iki macini da galibiyet ile kapatmasi cok da olasi degildir..

Toplamda benim siralamam ise su sekildedir:

1-Wolfsburg
2-Stuttgart
3-Bayern Münih
4-Hertha Berlin

16.Bochum
17.Cottbus
18.Karlsruhe

Bielefeld'in bu hafta sonu Dortmund takimina sürpriz yapabilecegini düsünüyorum ama yanilma payim cok yüksektir, bilesiniz..



Cok yoruldum, uzun analizler filan yapacak durumda degilim. Dünyanin iki en iyi oyuncusudur pek coguna göre.. Bana göre de performans acisindan en önde duran iki isimdir. Ben Messi'yi severim, pek cogu Ronaldo'yu. Lakin bu ikisi arasinda oyun stili acisindan bugün ucurum yaratan fark oynadigi liglerin karakterinden kaynaklandigini düsünüyorum.. Öyle ki ben Ronaldo'nun Man U takimina ilk geldigi günleri cok iyi bilirim.. Bugün Messi'de olan ama Ronaldo da cok da aciga cikmayan driplingleri, adam gecmeleri ve inanilmaz bir kanat oyuncusu yapan özelliklerine hayran kalmistik.. Topu önüne her ama her aldiginda karsisindaki rakibi gecmek icin sabirsizlanan bir oyuncuydu ve bunu bazen degil cogu zaman basarirdi.. Ama iste bu lanet ingiliz futboluna yerlestikten sonra geriye kalan sanat eseri olarak algilanabilecek sutlari, sut teknigi ve frikilkleri, kafasi kaldi.. O Ronaldo'dan eser kalmadi ve bir de kendinibegenmisligi gelince Messi sevgisi fark atti gönlümde.. Ama böyle degildi bu adam, bilesiniz..

Demek istedigim odur ki cok genc yaslarda herhangi bir lige kapak attiginiz vakit dönüsüm bazen yüzseksen dereceye ulasiyor.. Ronaldo'nun olasi bir ispanya ligine transferi futbolunda da dönüsümler saglayacaktir bana göre.. Isin avantaj kismi da mevcut. Bu adam bu kadar güclü kalamayabilirdi sahada.. Bu kadar güzel sutlari olamayabilirdi ya da taktiksel acidan premiere lig futbolcularin daha cok gelistigini de belirtmeliyim.. Son dönemde bu ikilinin cok fazla macini seyrettigim icin söyleyebilirim ki Messi'nin seyir zevki cok baskadir.. Lakin Ronaldo'nun hem milli takimda hem de Man U'nun ilk günlerinde Messi'den cok da farkli degildi..

12 Mayıs 2009

Diego Bayern Münih'te.!

*****  Post yalan olmustur, Diego Juventus'a gitmistir*****


Düne kadar sene sonu gidecegi klup Juventus idi ama bugün Alman basini bayern ile anlastigini yazip cizdi ki bana da inandirici geliyor.. Her seyden öte Diego Almanyada mutlu ve burasini seviyor.. Bayern'in etkisi bundesligist futbolcularda oldukca fazladir. Her seye ragmen Bremen böyle kötü bir sezon gecirmeseydi kesinlikle Diego buradan ayrilmak durumunda kalmazdi.

Simdi gelisme asagi yukari su sekilde olacaktir:

Man U, Ronaldo'yu Madrid klubune oldukca saglam bir bonservise satacaktir.. o bonservisin biraz asagisina kendisine Ribery'i alacaktir ve Diego da o boslugu dolduracaktir yüksek ithimal.. Baska acidan Mesut Özil de Diegoluga soyunacaktir su transfer sonrasi..

?



Kupayi kaldiranin arkasina bakin bakalim tanidik bir sima görebilecek misiniz ?

Bahsedilen insanoglu ellerini yumruk yapip kendisine dogru cekmistir ve baska acidan almandir..

Resimi ayri bir yerde actiginiz vakit anlasilacagi gibi Michael Skibbe'dir resimdeki.

11 Mayıs 2009

1967.!!



1967'de evleniyor Gerd Müller.. Hatunu su acidan önemlidir ki 1974 Dünya Kupasi sampiyonlugu sonrasi Alman Fedarasyonun düzenledigi kutlamalar icin verdigi davette karisinin ismi gecmedigi icin Almanya adina bir daha milli takim formasini giymeyecegini söyler ve giymez.. Sonradan ama baska baska nedenler de vardi der.. Yine de alman futboluna etki eden yengelerdir diyebiliriz..