Maç sonrası açıklamalarında “Hamit Altıntop” kendimizi
kandırmayalım dedi. Bizim seviyemizi görün dediler. Gelin görün ki bugünkü gazetelere de baktığımız vakit
kendimizi kandırmaya devam ettiğimizi rahatlıkla söyleyebilirim. “Milli takım
yetersizliği” altında “kötü teknik direktör performansı” yok ediliyor. Öyle bir
algı manipülasyonu ki maalesef artık tartışmalar gerçeklik tabanındn kaymış
durumda. Oyuncu formsuzlukları bahane edilerek “oyun olarak geride
kalmışlığımız” hasır altı ediliyor. Gerçete var olan başarısızlığın ana unsuru
görmezden geliniyor. Devşirmelere ihtiyaç duyulmasına kadar gitti iş.. Bütün suç oyuncu kalitesi olarak görüldüğü için.. O konu en azından Çek ve İzlanda gibi takımları yenmek için gündeme getirilmez. Daha büyük hedefler için düşünülmelidir.
Elbette Brezilya ayarında değiliz ama gündem bu mu gerçekten?
Bizim İzlanda’yı ya da evimizde Çek Cumhuriyetine karşı üst üste iki mağlubiyet
almamızın nedeni Brezilya ayarında olmayışımız mı? En iyi dönemimizde bile iki kere üst üste yenildiğimiz takım. Mevzu bahis konu Brezilya ile aramızdaki fark
olmadı hiçbir zaman. Bu ülkede aklı başında hiçbir futbolsever de Türkiye’den
Brezilya’yı yenmesini beklemedi. Son dönem var olan sorun da hiçbir zaman
Brezilya’yı yenecek kadar güçlü bir kadronun mevcudiyeti de olmadı. Peki Çek
Cumhuriyeti ve İzlanda’nın farkı nedir bizden? Oyuncu kalitesi derseniz gülerler
adama..
İzlanda ve Çek
Cumhuriyeti “Teknik direktör “ takımlarıdır
Üst üste içeride ve dışarıda yenildiğimiz İzlanda’nın “teknik direktör takımları” olduğunun
altını çizmek gerekir. Bu ülkeler “Altın Jenerasyonunu” (kısmen İzlanda için
söylenebilir belki) yakaladı analizi çok
doğru olmaz. İzlanda’nın “Altın
jenarasyonunu” yakalamış hali dahi Türkiye’nin oyuncu kalitesinin gerisindedir. Sigurddson ve Sigthorsson’u
çıkardığınız vakit en yüksek market değeri 3 milyon oluyor geride kalan
oyuncuların en değerlisinin.. İzlanda bir
yıldızlar topluluğu değil “doğru oyun ve taktik” ile başarı kazanmış “kolej
takımı” hüviyetindedir. Türkiye İzlanda’ya
karşı “taktiksel içerik” konusunda yenik düşmüş ve oyuncu gücüne değil teknik
direktörüne yenilmiştir.
Vicrotia Plsen ile inanılmazları başarmış Pavel Vrba
başarısıdır Çek Cumhuriyeti’nin ayrıntısı. Kimdir Çeklerin en değerli oyuncusu?
Artık yedeğe çekilmiş kaleci Peter Cech. Sonrasında bize golü atan ve Beşiktaş’ta
sezon başından bu yana yedek kalmış Sivok ikinci en değerli oyuncusu. Biz neyi
tartışıyoruz böyle?
Letonya’ya hiç değinmiyorum. Şu üç maçın sonrasında Türkiye’nin
altyapı ve oyuncu kalitesi konusunda tartışma yaşamasının tek nedeni gerçek suçlunun Fatih Terim başarısızlığı
olduğunu kabul etmekte yaşadığımız sıkıntı. Hak vermek gerekir, daha dün iki kez üst üste şampiyon olup ŞL'nde başarı kazanan hocaya "kötü performans" sergiliyorsun demek zor ama gerçek de maalesef budur.
Fatih Terim performansı
tartışılır mı?
Terim Türkiye Futbolu söz konusu olduğunda bu memlekette en büyük katkıyı vermiş önemli bir futbol adamı. Yalnız tarih efsane
statüsüne ulaşmış başarılı teknik adamların kendisini yenilemedikleri ya da yeteri kadar
konsantre olamadıkları takdirde ağır başarısızlıklar aldığını gösteren örneklerle dolu. Orta sıra takım olan Wolfsburg’u şampiyon
yapan, iki yıl üst üste Bayern Münih ile duble yapıp tarihe geçen Magath’ı
bugün Bundesliga’da hiçbir kulüp istemiyor, Daum dün üç büyüklerin peşinden koştuğu bugün ise Bursaspor'un bile istemediği bir adam. Keza 4 yıl üst üste şampiyon olan Fatih Terim’in başarılı geçen İtalya
macerasının hemen ardından Galatasaray’a ikinci gelişinde yaşattıkları da
ortadadır.
Milli Takım Futbol
Direktörlüğü
Bir yandan Türkiye’de futbolun gelişmesi için nice atılımın
peşinde koşan Terim aynı zamanda takımı yönetmekle meşgul. Kafası bu kadar dolu
adamın hata yapması kaçınılmaz değil mi? Hakan-Töre-Ömer olayında en büyük
sorumlu Terim’in bu konuya yeteri kadar önem göstermemesidir. Gerek İzlanda-Çek
Cumhuriyeti başarısızlıkları gerekse de milli takımın en formda oyuncularını(Hakan Çalhanoğlu) kaybederek daha da güçsüzleştiren Fatih Terim başarısızlığıdır bugün tartışılması
gereken.
Yanlış tartışma
Bugünün konusu altyapı ya da üst yapı değil. Senin ülkenin
iki büyük takımında düne kadar “yedek” bekleyen iki stoper ile sana karşı galip
gelmiş takımların “kadro gücünden” bahsetmek doğru değil. Fatih Terim “yetkin”
bir adamdır. Başarı potansiyeline sahiptir ama belki başarısızlığa götürecek
daha başka etkenler vardır? Bugün masaya yatırılması gereken konu bu olması gerekmiyor mu? Türkiye iki maçta da “teknik” mağlubiyetler almıştır. Oyuncu performansları söz
konusu olduğunda milli takım oyuncu havuzu düşünülürse en azından bu takımlar
için en fazla “yanlış seçim” ya da “yanlış kadro kurulmuş” diyebiliriz ama
oynatma zorunluluğumuz olan Arda dışında bir oyuncu bulunmamaktadır. O bile “bence”
tartışılır.. Altyapı ve oyuncu kalitesi formda bir Almanya ya da Brezilya
karşısında mağlubiyetler alıyorsa.. Belçika’yı neden yenemiyorsak ancak masaya
yatırılmalıdır. Çek Cumhuriyeti ya da İzlanda gibi ilk 11’inde bir ya da iki
yıldız oyuncu bulunduran ortalama kadro gücüne sahip ülkeleri taktiksel açıdan
yenik düşüp yenemiyor ve tarihin gördüğü en kötü takımlarından birisi olan
Letonya’ya karşı puan kaybediliyorsa burada sorun “seviyemiz” değil var olan
oyunculara doğru taktik ve içerikle sahaya sürmeyen teknik direktör Fatih Terim’dir.
Gerçek maalesef budur.
Bence bugün Kazakistan'ı farklı mağlup edecek Türkiye. Sorunlardan en azından "konsantrasyon" kısmı giderilmiş ve düne kadar çok eleştirilen bu milli takım bugün başarılı sonuç alacaktır.