tag:blogger.com,1999:blog-30555703.post6773169172668644163..comments2023-09-19T09:26:21.104+02:00Comments on Borges: Galatasaray: Sportif Direktör ve KurumsallaşmaBorgeshttp://www.blogger.com/profile/13545843651132759826noreply@blogger.comBlogger5125tag:blogger.com,1999:blog-30555703.post-13027145565809150562014-03-03T16:08:26.689+01:002014-03-03T16:08:26.689+01:00Kafkaonbir, ellerine sağlık bu kadar iyi yorum -ha...Kafkaonbir, ellerine sağlık bu kadar iyi yorum -hatta yazı- hayatımda okumamış olabilirim.Playful Penguinhttps://www.blogger.com/profile/13682946801847568747noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30555703.post-90950415170455501332013-12-04T15:00:59.959+01:002013-12-04T15:00:59.959+01:008) (2023'te çıkacak ÖSS sorusu) Performans değ...8) (2023'te çıkacak ÖSS sorusu) Performans değerlendirmesi sonrası, (rahmetli) Steve Jobs kurucusu olduğu şirketten yönetim kurulu kararıyla kovulmuştur. bu gerçek bilgiye dayanarak aşağıdaki ifadelerin kaç tanesi kesinlikle doğrudur? <br />if1- Meftanın ardından kötü konuşulmaz ama Steve Jobs malmış<br />if2- Steve Jobs kurumsal bir işleyiş kurmuş<br />if3- Steve Jobs Türkiye'de büyümemiş<br />a)0 b)1 c)1,5 d)2 e)3<br /><br />9) Bilime saygımız ne seviyededir ya da bilimsel yaklaşımın faydası konusunda farkındalığımız nedir?<br /><br />10) Futbol bizde genelde sanıldığı gibi daha çok gazla mı oynatılır ya da "Fatih Terim ölüyü diriltip oynatıyodu" olarak özetlenebilecek ulu kahve geyiğine bakarsak, olsaydı en iyi teknik adam Nasıralı Hz. İsa'mı olurdu?<br /><br />11) Alman'ın neden pornosuna değil de disiplinine özenmeyiz?<br /><br />12) Amerikalının neden garajda yazdığı yazılımla dolar milyarderi olmasına değil de 69'da 256 KB bilgisayar RAM'i ile aya çıkabilmiş olmasına özenmeyiz?<br /><br />13) Daha geçenlerde dünya başarı sıralamasında 54. idik ama endüstride dönen paraya bakarsak 10. büyüklükte ekonomi bizdeymiş. "Aradaki 44 ülkeye göre biz enayiyiz." önergesi doğru mudur?<br /><br />14) Türkiye'de hiçbir başarı cezasız kalmaz önergesi neden doğrudur?<br /><br />15) Halkın futbol izleyen kısmının "futbolsever" olan kısmının 0,1% den büyük olma olasılığı nedir?<br /><br />16) Anadolu'nun ücra köşelerinde yetenek aramak TFF'nin işi midir? Yoksa TFF'nin işi Anadolu'nun ücra köşelerinde bile kulüplerin yetenek aramasını sağlayacak, buna mecbur kılıp bu işi iyi yapmayı da teşvik edecek bir sürdürülebilir sistem kurmak mıdır?<br /><br />17) Arda Turan farklı cümlelerle defaatle kah kibarca kah bodoslama "bizim medyada hergün ilişkim yazılıyordu, en büyük sebeplerimden biri bu cıvıklıktı" demesine rağmen hala ilişkisinin yazılıyor olması durumu nasıl analiz edilmeli?<br /><br />18) Türkiye'de spor bakanının özerk alana karışma oranı ile İngiltere spor bakanının karışma oranı nedir?<br /><br />19) Özellikle Almanya'dan ve diğer Avrupa ülkelerinden, Türk vatandaşlığı da olan genç oyuncu dileniyor oluşumuz neden kimsenin zoruna gitmemektedir? Bu durum medyada neden hiç eleştirilmemektedir?<br /><br />20) (Sanki 17'sine dek Ivır Belediyespor altyapısında muhteşem bir eğitim aldı da, Almanya'ya sonradan transfer oldu da, ordan RM'e gitti.) Mesut özil Real'e transfer olunca şanlı medyamız "senle gurur duyuyoruz, onla guru duyduk" tadında yazılar yazmışlardır. Soruyorum ben de "ulan neyinde emeğiniz var da gurur duyuyorsunuz"<br /><br />...<br />...<br /><br />1,146,983) Kendi kulübünü iflas noktasına epeyce yaklaştırmış bir kulüp başkanı İspanya'da terfi edip federasyon bşk olabilir miydi?<br /><br />1,146,984) Ali Rıza Sergen Yalçın daha çocukken Barça akademisine alınsaydı, Messi de Beşiktaş altyapısında futbola başlasaydı bugün Ronalda rakipsiz şekilde dünyanın en iyisi ilan edilirdi önergesi hk neler söylenebilir?<br /><br />1,146,985) 1,146,984 numaralı durum gerçek olsaydı Türkiye At Yarışı endüstrisi bugününe kıyasla nasıl bir durumda olurdu?<br /><br />1,146,986) Ayaklar başa, başlar ayağa seçilirse sonuçta ne olur?<br /><br />...<br />...<br /><br />Word hazretleri boşluklarla beraber 14,215 karakter diyor, ben 9’dan sonrasını sayamadım.<br /><br />kurum tutmuş soba borusu gibi iç karartıcı ve uzun bir yorum oldu; kusura bakmayın ama mal bu; yersek!<br /><br />asrın projesi soba borumun nihai inşasını 1,146,986. sorumun cevabının bir kısmı olarak bir alıntıyla bitirmek isterim:<br /><br />Popper (O da 80 kilodur ama Klopp'un aksine, 79'u beyin 1'i t.stistir, mesleği bunu gerektiriyor adamcağızın), Açık Toplum ve Düşmanları kitabında şöyle der:<br /><i>“Düşün yetkinliğinin sırrı, eleştirme ruhudur, düşünsel bağımsızlıktır. Oysa bu durum, otoriterciliğin her çeşidi için aşılmazlığı ortaya çıkaracak güçlükler yaratır.<br />Otoriterci, genellikle kendi etkisine uyanı, inananı, dinleyeni seçecektir. Böyle yapmakla da ikinci sınıf tipleri seçmiş olur. <br />Hiçbir otorite, düşünce cesareti olanların, yani kendi otoritesine omuz silkmeye cüret edenlerin en değerli tipler olabileceklerini kabullenemez.”</i>Anonymoushttps://www.blogger.com/profile/03530309956190975199noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30555703.post-91211743214387586942013-12-04T14:59:44.169+01:002013-12-04T14:59:44.169+01:001-) iktidardaki paşazade Amadeus'a hal tavırla...1-) iktidardaki paşazade Amadeus'a hal tavırlarından, söylemlerinden dolayı kızar. Mozart o sıra operası için sanırım, izin istemektedir. Mozart en son çare şunu söyler erk sahibine: "evet ben sivri dilli birisiyim, kabayım ama sizi temin ederim müziğim değildir" der. Müziği aslında mozart'ın ruhudur, niyetidir. Bunu söylerken ki haline dayanamamışımdır.<br /><br />benim de ağzım bozuktur, kötümserimdir (doğruluğuna yürekten inandığım "iyimserler var olabilecek en iyi dünyada yaşadığımızı düşünürler; kötümserlerse bunun doğru olabileceğinden korkarlar" diye bir laf vardır), öfkeliyimdir, öfkenin güçlü kıldığını, kötümserliğin gelişimin tetikleyicisi olduğunu düşünürüm, son lafı ilk başta söylerim, politika kabızıyımdır, eziğimdir (kalabalıklar içinde yalnız hissetmek ezici bir duygudur), doğrucu davudumdur ama niyetim iyidir, tek isteğim müreffeh mutlu bir toplum olalım, karşılıklı gelişelim.<br /><br />2-) prens, mozart'ın yeni bestesini dinler ve şöyle der "eseriniz harika ama sanki biraz fazla nota var, onları kırparsanız mükemmel olur". Mozart cevaplar: "hangilerini atmamı istersiniz majesteleri, mükemmel bir eserden bir şey atamazsınız veya ekleyemezsiniz, o zaman mükemmel olmaz"<br /><br />bunu söylediğinde ne kadar yalnız hissederek söylemiş olabileceğini düşünürseniz...<br /><br />bilim hiçbir zaman mükemmel değildir ama dünyada bir yerlerde o konuda o an için bir en iyi vardır mutlaka. ben hep o en iyiye ulaşmanın gerekliliğine, her yargının gelecekten önce bir önyargı olduğuna inandım. gerisi en iyimser durumda bile yüksek oranda enerji ve vakit kaybı içerir. yaşadığım toplumda bu inancı göremedim.<br /><br />SAVUNMA SONU<br /><br />altta dün okuduğum haziran 2008 tarihli bir röportajın bağlantısı mevcut. Şef scout Steve Rowley arsenal scouting sistemini, Messi'yi neden alamadılarını anlatıyor. Takip edilen onca ülke ve bölge arasında bilin bakalım genç nüfusu yüksek oranda ve kalabalık Türkiye var mı?<br /><a href="http://bleacherreport.com/articles/29326-arsenals-scouting-network-revealed" rel="nofollow">arsenals-scouting-network-revealed</a><br /><br />Sahi Barcelona Beşiktaşlı Muhammed'i neden tutmadı kadroda onca yeteneğine rağmen?<br /><br />ya aşağıdaki soruların yanıtları nedir?<br /><br />1) bizde altyapılara seçilenlerin çoğu yine ahbap-çavuş ilişkisi ile mi seçilmektedir?<br /><br />2) scout'larımız (varsa) eğitimliler midir bu konuda? Peki ya antrenörlerimiz ne kadar eğitimliler? cahil hocadan alim çıkar mı?<br /><br />3) Binlerce yıllık tarihimizle övünürken medeniyete sadece ayran ve yoğurt katkımızın olması neyle açıklanabilir?<br /><br />4) okullardaki öğretim sistemimizin kalitesi nedir?<br /><br />5) İstanbul'u Fatih fethedemeseydi tarihin akışının nasıl olması daha muhtemeldi? Bu durumda bugünkü herşeyimiz -ve özelinde futbolumuz- nasıl olurdu?<br /><br />6) Melez bir toplum olmamıza rağmen, melez genlerin tabiatta en güçlü gen çeşidi olduğu bilinmesine rağmen, bu biyolojik sebeplerle toplumca zeki sayılabilecek bir toplum olmamıza rağmen genelde neden Türk oyuncuların futbol zekaları ileri seviyedeki liglerin oyuncularına göre düşüktür? masaldaki gibi başta hızlı ilerleyip sonra yatışa geçip yarış kayıp mı edilmektedir?<br /><br />7) Ahlakın tüm öğelerini düşünürsek, her öğe için toplumsal ahlakımız ne seviyededir?<br />malum Ali yazar, Veli bozar. Ali veya Veli'den en az birini içermeyen bir Türk işi kulüp, kuruluş, topluluk, dernek aklınıza ne gelirse var mıdır?<br /><br /><b>“Your HTML cannot be accepted: Must be at most 4,096 characters” uyarısı aldım, yorumumu bölmek zorunda kaldım.</b>Anonymoushttps://www.blogger.com/profile/03530309956190975199noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30555703.post-16151061751997163112013-12-04T14:59:12.944+01:002013-12-04T14:59:12.944+01:00Neden sıfır? bizde "biz" yoktur çünkü. y...Neden sıfır? bizde "biz" yoktur çünkü. yabancı ortaklı veya tamamen yabancı yönetiminde firmalar hariç ülkenin hiçbir yerinde "herkesin kendi işini yapması" söz konusu değildir. ülkenin çoğu yerinde "iş tanımı" kavramı bile uygulanmamaktadır.<br /><br />bir vitrin vardır ve görevi vitrinde durmak olanlar hariç herkes o vitrinde gözükebilmek için yırtınır. Artık kimin kime gücü yeterse vitrinde o gözükür. görevi vitrinde durmak olanlar bunun gerekliliklerine göre seçilmiş olabilirler ama ya arkaplanda kalırlar ya da hiç duramazlar. dolayısıyla da vitrinde güzel, uygun ya da genel bir terimle "iyi" olan değil "eğreti duran" gözükür. bu bozulma sırasıyla süreçteki her halkaya sirayet eder. Bizde bir iş yerinde herkes aynı gemide değildir; yani salında fiziksel olarak aynı gemidedirler ama öyle hissetmezler, sanki gemi batıyormuş da herkes farklı filikalardaymış gibi, her bir alt birim yani filikalar birbiriyle çekişir; üstelik de filikadaki insanlar da o filikadaki en iyi yeri elde etmek için ayrıca birbirleriyle çekişirler. Şimdi bunca çekişmeden sonra geriye ancak bir eşek o.uruğu kadar enerji kalır doğal olarak; e o enerjiyle de işin kalitesi hep düşük olmak zorundadır zaten. 1 litrelik kaba damacana dolmaz.<br /><br />Bir de biz statü manyağıyız malumumuz. 2 seçeneğin var sadece, belediye başkanı mı olmak istersin kaynak ustası mı diye sorun etrafınıza, ezici çoğunluğu belediye başkanı der. Halbuki kaynak ustası dünyanın her yerinde saygın, üçkağıda bulaşmaksızın iyi de para kazanabilecek bir meslekken dünyanın hiçbir yerinde boş belediye başkanlığı pozisyonu var mı, başvuracağım diyemezsiniz. statü manyaklığı deyimlerde bile kabak gibi sırıtır. "hem beş kuruş hem şoför yanı olmaz" deyimi mesela: aslında toplu taşımada en emniyetsiz yerdir şoför yanı. kaza riski hemen öncesinde şoför sağlıklı düşünemez (hannibal değilse) ve refleksif olarak kendi canını korumaya çalışır. yani kendi kanadını korumaya almaya çalışmak için diğer tarafı fedaya refleksif olarak hazırdır. Ama deyimleri mantık değil halk üretiyor.<br /><br />2 ulu geyik vardır ülkecek yapılan:<br />soru 1 - futbolumuz neden gelişmiyor? (avrupa ile kıyaslanarak)<br />soru 1'e cevaben kontra sorum: neden gelişsin, bir sebep söyler misin<br /><br />soru 2 - ülke neden gelişmiyor? (insanlarının daha mutlu ve müreffeh olduğu yerlerle kıyaslanarak )<br />soru 2'ye cevaben kontra sorum: neden gelişsin, bir sebep söyler misin<br />(dipnot: iki soruda da çok fazla insanla tartıştım, tamamında karşı tarafın en azından kafası allak bullak oldu, ben hala aynı yerdeyim maalesef, beni zenginleştiren tek cümle dahi şimdiye duyamadım, okurlardan yorum gelse ne iyi olur ama bu 2 soru da yazarak tartışılabilecek boyutun ötesinde maalesef, forumun yapısı değişir, google hazretleri bile şüphelenir indekslerken, n'oluyor bu foruma, anahtar kelimeler sapıtmış der :)<br /><br />İÇİ BOŞ BİR MİLLİYETÇİLİKLE YÜKLÜ BAZI OKURLAR VARSA, ONLARI ÜZEN AĞIR İFADELER KULLANMIŞ OLABİLİRİM YUKARIDA, AŞAĞIDA DA SAVUNMAM VAR<br />yıllar önce defalarca izlediğim Amadeus filminde beni ağlatan pek çok sahne olmuştur ama 2'sini paylaşayım:<br />(sahneleri 100% hatırlayamıyorum ama neyi hissettirdiğini hala hissedebiliyorum)<br /><br /><b>“Your HTML cannot be accepted: Must be at most 4,096 characters” uyarısı aldım, yorumumu bölmek zorunda kaldım.</b>Anonymoushttps://www.blogger.com/profile/03530309956190975199noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30555703.post-27206510517674012352013-12-04T14:58:13.269+01:002013-12-04T14:58:13.269+01:00Ben Ünal Aysal'dan çok umutluydum, artık "...Ben Ünal Aysal'dan çok umutluydum, artık "çok" umutlu olmasam da bende hala kredisi var ancak sanırım artık her konuda olduğu gibi bu konuda da (kurumsallaşmanın başarılması ve sürdürülebilir başarı umudu) azınlıktayım.<br /><br />analizlerinizi her okuduğumda duyduğum hayranlıktan biliyorum :-) futbol bilgim sizinkinin yanında yok denecek kadar az, yine de bazı gözlemlerimi paylaşmak istiyorum<br /><br />CM 99'du sanırım ilk çıktığından beri oynuyorum, dile kolay yıllar olmuş. Ben bile bakıyorum mesela 2 sol bekimden biri 32 olmuş, herif pek profesyonel de değil (futbolu bırakınca antrenör olmak isterim falan demeye başlıyor) hemen fakir ingiliz 2. lig takımımın bir iki scoutundan birini yolluyorum bir yerlere sol bek arıyorum bütçeme göre. (altyapı berbat çünkü) <br />Takımın uzun zamandır Hakan Balta harici bir birincil mevkisi sol bek olan oyuncusu yok. Yabancı konusu sıkıntılı, peki ama hiç değilse orta kalibre bir Türk yedek neden alınmadı veya alınamadı. Alt yapıda işler nasıl yürüyor bilmiyorum ama (bu sol bek konusu her kulüpte sıkıntılı olduğu için) yıllardır bir tane bile yedek kalibresinde oyuncu çıkmadı. (düz mantığım diyorki en azından solak, 90 dk koşmaya yetecek ciğeri olan, hızlı sayılabilecek, sert futbol oynayan bir kazma yetiştirin. (wing back'ten de geçtim defender left) sonra da klopp'un yaptırdığı gibi neleri eksikse hergün 3 saat çalışsın, pozisyon alsın, orta yapsın, pas atsın falan) Bu durumu kurumsallık olsun veya olmasın açıklamanın pek mümkünatı yok gibi. Bu durum bana "hıyarlık" gibi geliyor.<br /><br />Ha bir de şu var tabii, sen yıllardır bir sol ve(ya) sağ bek (Sabri sonrası) çıkartamamışsan alt yapıdan en azından scout'lara veya defanstan sorumlu antrenöre (böyle bir ayrım varsa) bi sormak lazım: "Biraderlerim siz ne yapıyorsunuz, çalışıyor gözüküyorsunuz ama civan mert delikanlılardık saçımızın kılları ağırdı hala sonuç yok, sorun ne siz misiniz, biz miyiz, nedir, ne yapalım?"<br /><br /><br />Yine de bu yazdıklarım doğru olmayabilir, futbol konusunda hiç de iddialı değilim.<br /><br />Maslov bizim topraklarda büyüseydi o piramit (ihtiyaçlar) başka türlü olurdu. Nasıl olurdu onu da söyleyeyim hemen: en üstteki kendini gerçekleştirme basamağının "yerine" bir başka basamak olurdu TTB yani ufo gibi birşey, Tanımlanamayan Türk Basamağı.<br /><br />Ünal Aysal ilk görev başı yaptığında çok güzel söylemleri oldu. futboldan anlamam ama futboldan anlayan insanları yönetmekten anlarım (bu lafından sonra işte demiştim, harika), beni çok göremeyeceksiniz, ben soyunma odasına inmem, kurumsallık, pek duymayacaksınız beni vb. Sonra n'oldu. Eylemler ile söylemler pek tutmadı, epek gördük, epey duyduk, odaya da iniyormuş falan. Lahana turşusu perhizi!<br /><br />Allah daha çok versin Ünal Aysal çok zengin bir işadamı. Dünyalığı zaten balya balya halletmiş. E kocaman kulübe başkan olmuş. Şimdi işte burada ben şunu anlayamıyorum, nasıl oluyor da bir insan bunca erk, başarı, haz şu bu sonrası kendini tamamen aynı söylediği, vaat ettiği şekilde davranmaya programlayamıyor. Neden "kendini gerçekleştirme" basamağında olması ihtimali 99% olan bir zat öyle davranmıyor? Hep mi bizim insanda o 1%'lik ihtimal galebe geliyor? bence 5 para bile etmeyen, 50 kuruşa satılan renkli palavrasyon gazetelerde demecinin yayınlanması veya resminin çıkması çok mu matah? bu mudur ruhunun altın vuruşu?<br /><br />diğer başkanlardan bahsetmeye gerek bile yok bence, onların bu tarz söylemleri dahi yok çünkü.<br /><br />"... seçilmiş yönetim kurulunun kendisini pasifize edip sadece "denetleme kurulu" olarak arka planda kalması gerekir." tespitinize 100% katılıyorum ve bunun gerçekleşme ihtimalini söylüyorum:<br /><br />0%, yazıyla yüzde sıfır. (yanılma payımı da 1% olarak belirledim, gerçekleşir de yanılırsam bahtiyar olurum)<br /><br /><b>“Your HTML cannot be accepted: Must be at most 4,096 characters” uyarısı aldım, yorumumu bölmek zorunda kaldım.</b>Anonymoushttps://www.blogger.com/profile/03530309956190975199noreply@blogger.com