5 Ocak 2008
Ottmar Hitzfeld
Anlamsiz bir ayrilik. Her iki kesim icin de. Bu kadar kolay bir sekilde terkedilmemeliydi gemi. Hitzfeld, Bayern'den ayrilacagini acikladi. Artik kesin.. Bolton maci sonrasi -2-2 bitmisti- Bayern'de ismi Beckenbauer'den hemen sonra gelen Karl Heinz Rummenige'nin elestirilerine maruz kalmisti. Bir sonraki Avrupa Kupasi macinda 6-0 sonrasi gideceginin sinyallerini verdi. Icerideki tartisma hic bitmedi, küstürdüler bir sekilde adami. Bastan baslayalim, uzun tutmamaya gayret ederek..
Efendim Hitzfeld pek az insanin basaracagi kimi basarilara imzasini atmis, Almanyanin ve hatta dünyanin en saygin ve kariyerli teknik adamlarindan birisidir. Dortmund'a gelip kimsenin beklemedigi zaman takimi sampiyon yapmis, yetinmemis Avrupa Sampiyonlar Ligini de ayni sekilde alarak duble yapmis, sonrasinda ermis misali yönetime cikip dinlenmek istemistir. Velakin bir müddet sonra Bayern Münchenin basina gecmis, kac kere sampiyon yapti bilmiyorum ama ayni sekilde Sampiyonlar Ligini de alarak Ernst Happel ile beraber farkli iki takimda Sampiyonlar ligini alan iki teknik adamdan birisi olup tekrardan dinlenmeye cekildi. Premiere icin maclari yorumlardi, bu yuzden siklikla muhattap olurduk filan..
Gecen Sezon geldi bayern'in basina. Bayern her bakimdan dökülüyordu, avrupada gruplardan cikmasi dahi mucize gibiydi. Tam o sirada Magath'in görevine son verip sezon sonuna kadar takimi Hitzfeld'e teslim ettiler. Rakip güclüydü; Real Madrid. Hem Ligde hem Sampiyonlar liginde bayern devlesti,önce Real Madrid' i eledi, arkasindan Milan geldi. Deplasmanda berabere kaldi, cikti cikacak ve hatta cok kere kaldirdigi Sampiyonlar Ligi kupasina dogru emin adimlarla gidiyordu. Evinde iki önemli oyuncusunun sakatligi sonrasi Milan'a yenilip kupaya veda etti. Kisa sürede de olsa teknik adam olarak gösterdigi basari etkileyiciydi ve basladi baskilar.. Kal efendim, gitme, biraz daha, su bu. Ismi Ottmar idi ama ona artik buralarda "Gottmar Hitzfeld" deniyordu.. Bir sekilde kaldi..
Sezona cok iyi basladi. beklentiler yüksekti ama beklentilerin de ötesinde bir baslangic yapti Bayern Munchen. Öyle ki ilk dört macinda bayern kalesine dört kez sut cekildi sadece. Kahn'in topla bulusmasi toplam dört macta dörten dahi az idi. Oha denildi ve herkes ayni bir motivasyona sahip oldu bayern karsisinda. Ilk puan kaybi seyrettigim Hamburg macindaydi. O koca Hamburg takimi kendi evinde kahramanmaras'a dönmüstü, zar zor iteleye kakalaya zidane ile tuhaf bir gol bulup maci bitirdi. Ve lakin arkasindan yasanilan tartismalar bugun bu adamin gitmesine neden oldu.
Gidiyor da nereye ? Isvicre'ye. Terim'in karsisina dikiliyor. Bu yüzden pek de hos degil. Gercekten iyi bir teknik adamdir ve ben Milli takim karsisina Hitzfeld'i görmek istemem. Zira bu adam bizim takimi cok iyi taniyor ve cok kaliteli bir teknik adamdir bir baska acidan..
Simdi adaylar konusuluyor, Mourinho'nun ismi geciyor, van basten'in, Rijkard'in stutgart sampiyon yapmis olan Armin Veh'in, Lippi'nin, HIddink'in, Van Gaal'in.. Hollandali olmasi yüzde altmis.
Hayirlisi diyelim de pek hos olmadi, her bakimdan..
tıpkı lucescu-galatasaray ayrılığı gibi gereksiz,anlaşılamadan ve sonrasında ah ulan keşkelerin sıkça zikredildiği bol ukteli bir ayrılık olacak gibi...zira tüm emareler o doğrultuda..umarım yanılmam..bu kalıbında ilk kez negatifini kullandım..bu da karl heinz rummenigge ye gitsin..
YanıtlaSilGereksiz ya da her sey iyiyken durduk yere.. biraz Hitzfeld'in de korkakligi demiyeyim ama bir sekilde kalmak istememesi de önemli bir etki. Cunku kimse onu kovmuyor, lucescuyu biraz kovduk gibi.. Ama en az o dönemde oldugu gibi "durduk yere"dir.. Dengesizlik söz konusu biraz. Adami zorla ikna etmissin, ordan girip burdan gelip inatla kalmasini istemissin, turu gecmenin son derece kolay oldugu uefa macinda abuk subuk beyanlarla adamin üzerine gidiyorsun.. bu yuzden haketti bayern bu vedayi ve cokca kez "ne yaptim" ben diyecektir.. hangi takimi calistirdiginin önemi yok, önemli olan bu adamin o takimin basinda olmasidir ve eger olursa isvicre sürpriz yapacaktir bu yaz..
YanıtlaSil