25 Şubat 2008
Es geht kein Weg Zuruck.!
weißt du noch, wie's war
kinderzeit... wunderbar...
die welt ist bunt und schön.
bis du irgendwann begreifst,
dass nicht jeder abschied heißt,
es gibt auch ein wiedersehen
immer vorwärts, schritt um schritt ... es geht kein weg zurück!
und was jetzt ist, wird nie mehr ungeschehen.
die zeit läuft uns davon, was getan ist, ist getan.
was jetzt ist, wird nie mehr so geschehen.
ein wort zuviel im zorn gesagt,
'n schritt zu weit nach vorn gewagt.
schon ist es vorbei.
was auch immer jetzt getan,
was ich gesagt hab´, ist gesagt,
und was wie ewig schien ist schon vergangenheit.
ach, und könnt' ich doch nur ein einz'ges mal die uhren rückwärts drehen,
denn wieviel von dem, was ich heute weiß, hätt' ich lieber nie gesehen.
dein leben dreht sich nur im kreis,
so voll von weggeworfener zeit,
und deine träume schiebst du endlos vor dir her.
du willst noch leben irgendwann,
doch wenn nicht heute, wann denn dann...?
denn irgendwann ist auch ein traum zu lange her.
..
Itaatsiz ile konusurken bu sarki icin en dogru yorumunu bir arkadasinin yaptigindan bahsetmisti.
"Istanbul icin intihar vakti"
Üzerine cok da kelam edilmesi mümkün olmayangillerden. Almanca bir sarkiyi sevmek, almancayi ögrenmekten daha zor aslinda. Sarkilar, türküler ruh halinizle uyumlu oldugunda sizi herhangi bir noktadan sonuna kadar sürükleyebilecek itekleyici güce sahip.
Aslinda sadece herhangi bir anin bir daha yasanamayacagini bilmek bile yeterince tedirgin edici, korkutucu.. Sadece bu düsününcenin altini kazdiginizda elde ettiginiz hüznün miktari sizi yeterince itekleyebilir depresyon denizinde.
Gecmis ile Gelecek arasinda belirgin fark, birisinin belirlenmis, digerinin ise her seye ragmen belirsiz olusudur.
Hüzün.. Kimi zamani insani yasamaktan alikoyar ve cok ciddi bir sorun olarak karsisina dikili insanin. Bu sorunun biyolojik nedenlerden kaynakandigini belirtiyordu Serol Teber, "Melankoli: normal bir anomali" adli kitabinda/incelemesinde.. Ben de sonunda karar verdim, aslinda sorun Karacigerden, Safra kesesinden kaynaklaniyor.. Velakin pek de gercekci gelemedi bu tibbi yaklasim..
Bilinc.. Nihilizme giden "Weg" (yol) , gücün bosa harcanmisliginin bilincine varmasidir insanin.. Hüzne götüren ise, bir daha olamayacaginin, yasanamayacaginin bilincidir.. Gelecege karamsar bakmak degil sadece, o belirsizligin umutsuzlugu da degil yasamdan seni koparan.. Gayet bilimsel bir sekilde bir daha olamayacagini, her seyiyle o kosullarda türetilmis olanin bir daha yasanamayacaginin/tadilamayacaginin farkindaligi..
Ölüm.. ölümün acisi da ayni sekilde bir seylerin bir daha olamayacaginin bilinci ve onun getirdigi yikim.
"Es geht kein Weg zurück"
Geriye dönüs yok.. Tekrari olamaz.
Almanyadaki türkler, uzunca zaman Almanyada yasam sürdükten ve buraya alistiktan sonra canak anten sayesinde eristikleri karsisinda tuhaflasirlar ve maddi problemlerini halletseler dahi pek cogu bir daha asla geri dönmeyi düsünmezler.. Es geht kein Weg Zuruck derler kendi dillerince.. Aslinda Türkiyede, elektrigi dahi olmayan evlerinde kalsalardi hicbir zaman kosullarindan dolayi sikayetci olmayacaklardi.. "ah bu hastaneler hep böyle" gibi isyanlari, "Almanyada olsaydik söyle sorunlar olmazdi" gibi özlemleri ve olasi bir geri dönüste kesinlikle kara cigerine saplanacak olan bir hüzünleri de olamayacaklardi.. Almanyadan Türkiyeye dönecek olanlarin buyuk bir kismi , dogup biraz büyüdügü ülkelerinde yasayamacaklardir.. Mesele medeniyet veya sahip oldugun degil, bir sekilde gecmisin ,gördügün, yasadigin ve senin pesini birakmayacak olandir.. Ülkenin büyük sehirlerinde ve gayet de medeni ortamlarda yasam sürmüs olan benim dahi rahatlikla katlanabildigim kimi sorunlara köyünden göc etmis Alamanci Musa efendi katlanamiyor, ülkeye sürgün edilmis bir kesim de artik burada yasayamaz hale geldi.. Oysa ilk cagdan modernizme dogru gecis yapmadan önceki yasam kosullarina ortalama bir türk insani dahi yasam süremez idi.. Mesele sahip olduklarin degil, görüp de unutamayacagin seviyede yasamis olma durumudur.. Aynisini tersden de isleyebiliriz aslinda.. Türkiyedeki canliligi, yasam dolu iliskiselligi tatmis olan, yeterince bunu yasamis olan insani alamanyanin o lüksü, medeniyeti dahi tatmin etmez, sürekli bir hüzün hali cöreklenir üzerine.. Özellikle bir süre sonra geri dönüsün imkansiz noktaya geldigi anlarda, gitse de geriye özlemlediklerinin coktan yitip gittiginden boslukla carpisacagini bilerek.. Es gibt kein Weg Zuruck.. derler..
Sonra ben.. Sonra Yasemin.. Sonra digerleri.. Oldu bir kere.. Yasadim,sonuna kadar gittim.. Izin verdim kendime, cok kucuk yasta en azindan bir noktada o büyük engeli, "gururumu " kaldirdim. Sonuna gittim.. Lan ne kadar daha olabilir dedim, biraktim.. gittim..
Baya cok olabiliyormus.
Ben beni sevmeyeni sevmezdim arkadas, narsizm bombasiydim. Köyün okuyan, eden tek cocugu olarak her yerde haketmedigim halde sürekli "farkliyimisim" gibi davrandilar, bir daha kendime gelemedim. Ben bulunmaz hint kumasiydim, kimse beni sevememezlik edemezdi. Olur da birisi böyle yaparsa bir kere ben onu sevmezdim. Kovulmuyordum hep istifa ediyordum hayal kirikligi muhtemel asklardan.. Dolayisla dibi göremiyorduk, sansliydik.. Ama bir kere gittik.. Seytanimsi bir seydi sanki.. Nasil deldi o narsist ruhu bilmiyorum, ama deldi, sonuna kadar sevdirdi kendisini..
Simdi bunu ben yasadim, o sarkilari, saniyeleri, hepsini.. Artik geri dönüs yok. Hep ona kayan bir iliskiler silsilesi.. Daha yukarisi olamaz, daha baskasi.. Evlenmis, bes cocugu var, 75 yasinda farketmiyor, aslinda boyleymis hic umrumda degil, olamiyor.. Takili kaliyorsun, bozuk plak misali..
Velhasil, Bozulduk.. Tamiriz de mümkün degilmis..
Tamir olmasi mümkün olmayan nesnenin bozuk bir sekilde yasamina devam etmesidir bir daha mümkünati olmayacak olan tutkunun erken yasta size dokunmasi..
Yasamda bir dengenin olduguna inanirim. Onca köklü degisimi yasadiktan sonra mutlu olma hali ve mutsuzluk durumlarinin cizelgesinde cok da degisim yasanmadigini görmüsümdür, bir denge hep vardir.. Aci cektigin zaman ancak, cektigin acinin siddettinde mutlu olabilme "ihtimalin" vardir. Ve ben tüm bu kivranmalarin karsiligi olan mutlulugu yasamis, bitirmisim, diyetimi ödüyorum baska acidan..
Velakin erken yasamis olmaktan dolayi varolan hakkimi, kesinlikle pisman degilim. Tüm hüzünlerimi, tüm acilarimi verdigim bir kac gece yarisina tesekkür ediyorum tüm yasayamaz halimle.
Geri dönüsün bir yolunu bulmak adina cabalamaktan da vazgecmeden..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder