Galatasaray'da Emre-Okan'in intere gidisi bugun hala tartisilir. Bu tartismanin icerisinde klube tek kurus para kazandirmamasinin yaninda baska faktörlerde söz konusu. Ligler bitmeden bir anlasma olmasindan kelli sakatlanmamak adina verimli olamadiklari ve bilincli olarak oynamadiklari konusulur. O dönem kacan sampiyonlugun faturasi biraz da buraya kesilir.. Bu "Bilincli olarak" oynamama konusunu bir kenara birakirsak futbolcunun daha iyi bir sözlesmeye imza atar iken klube para kazandirmamasi, kendi cikarini düsünmesi..
E ne olacakti ya ? Hayir beklenti nedir.. Pek cok oyuncu alacagindan bonservisi karsiligi vazgecmistir gidimine yakin.. Yani bu ne demektir ? Bonservisi olmadigi vakit cok daha iyi takimlara, cok daha iyi sözlesmelere imza atabilme sansi vardir. Dolayisla bir futbolcunun tam da bu noktada kendisini düsünmesi kadar dogal bir sey yoktur, gerisi sacmalik. Oynadigi dönem boyunca eger o sizin begendiginiz bir futbolcu olmus ise, klube verimli olmus, emek harcadigi icindir. Tersten bakarsak bedavaya bilmem kac gün antrenmana cikayim, maclara da geleyim dememistir. Iscidir, meslegidir onun futbolculuk..
Tim Borowsi B takimindan gelmistir Bremene. Tam 12 yil sonra klube bes kurus para kazandirmadan bonservisi elinde Bayern'in yolunu tutmus. Son macinda gol atmis, taraftar 12 yil boyunca verdigi hizmetlerin karsiligi olarak bagrina basmis, bir de resimdeki gibi baska türlü tesekkürü de ihmal etmemistir.
Tuncay Sanli, cok da dogru bir sekilde klubune yine bes kurus para kazandirmadan ingilterenin yolunu tutmustur.
Cocuklugumuzda da bu sekilde sasirirdik.. Hakan Sükür, cok ilginctir her sezon ortasi bos mukaveleye imza atar, sezon sonu da en son ve en zor anlasilan adam olurdu. Bu zaten anlasmamismiy di derdik, ikinci sözlesme de neyin nesi diyorduk.. Cocuktuk, o bos mukavele geyiklerinin futboldan pek de muhim olmayan rakamlarin kazanildigi dönemlere ait oldugunu idrak edememistik. Paraci derdik Hakan Sükür'e biz. Sempatimiz azalirdi. Ama adam hakkini ariyordu, catir catir da aliyordu isin dogrusu.. Ergün Pembe bu konuda istisnadir sadece.
Velhasil, futbolcularin kendi cikarini düsünüp hareket etmesini ben cok olagan karsiliyorum. Mehmet Topuz, bugün bonservisi nedeniyle klubunden ayrilamiyor.. Baglilik ve benzeri kavramlari dilem getirip süper övgüler ile ilerleyebilir cümleniz. Velhasil sezon basi olasi Fenerbahce transferi sonrasi Sampiyonlar Liginde ortaya koydugu futboldan sonra bugün büyük klüplerin gözdesi olabilirdi.
Resime dönelim. Bremen seyircisi, aynen Wiese'nin seyircinin istegi sonrasi penalti atmak icin orta sahaya dogru gider iken tek bir el hareketi durdurup rakibe saygi gösteren takimin muhtesem teknik adami Schaaf gibi, dogru hareket etmistir. Bir adamin karsilikli cikar dogrultusunda size 12 yil hizmet etmesini yoksamamistir, tebrik etmis, hakkini vermistir, olmasi gerektigi gibi..
P.S: Okan'in besiktasa transferi sonrasi "eski takimi" hakkindaki soylemlerinden dolayi sevmem, bu cok ayridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder