21 Ekim 2008

Bir Lotthar Matthäus Bravo Imza Gününde.!



Bravo dergisinin imza günü..

Benim icin oldukca önemli bir resimdir bu. Bir Loddar matheyüsün imza vermesi degil, Bravo dergisinin yasamimda önemli oldugu zamanlar ve bir loddar abimiz henüz 24 yasinda idi su dönem. Cok fazla uzatmadan, cok fazla süslemeden, cok da ayrintiya girmeden sunu belirtmek istiyorum ki o yaslarda futbol aslinda cok sey degil her sey demekti bizler icin..

O zamanlar defansif orta saha yok, oyunun icerigi önemsiz, kim basiyor iyi mi kötü mü oynuyor umrumuzda degil. Güzel sut, calim ve spektekular goller görmek istiyoruz bir sekilde tutkuyla bagli oldugumuz yildizlardan. Onlardan bir imza icin eskiden kirk saat bekleyebilirdik kuyrukta, simdi bir insandan alt tarafi ciziktirilmis bir mürekkep parcasinin, sana özel olmayan absürd bir harfler bilesiminin önemsizligine dair yazilar yaziyoruz yeri geldiginde..

Ilkokul bes ya da o zamanlarda radyoda dinledigim bir Galatasaray Besiktas macinda Ali Gültiken macin tek golünü atiyordu ve mac böyle bitiyordu. O kizginlikla yurttan kactim, sekiz saat boyunca disarida kalip "Olamaz olamaz" diye tepinerekten sokaklarda dolastim.. Pazartesi okula nasil gidilecek idi ? Ve benim icin günleri bosverin saniyeler nasil gececekti ?

Kimileri beni koyu galatasarayli bilir. Öyleyimdir de. Sabri gibi bir adamin koluna kaptanlik pazu bandini takmasindan bile müthis keyif alabiliyorum, "cok yakisti, cocugumuz gibi oldu mübarek" diyebiliyorum.. birakin hepsini Sabriyi sevdiriyor bu taraftarlik adama.. Ama iste iki saat.. Sonra baska baska seyler giriyor hayatima/aklima. Ben cikarmaya calistikca iceri girmeye calisan milyon tane ayrinti..

Takim, Sampiyonlar Ligi finalini kaybetse, Fenerbahce'ye sekiz sifir yenilse o günkü gibi üzülemiyor insan. Baska bakiyoruz, daha iyi, daha üstten, daha hakim. Sonucta futbol bu demiyoruz, bir mac alt tarafi yaklasimi yok belki ama öyle de üzülemiyoruz, keza Neuchatel Xamax macina sevindigim gibi sevinememisimdir UEFA kupasina..

Bu aslinda ask gibi bir sey. Futbolu bilmezdik, kadinlarimizi tanimazdik. Bir calima tav olurduk, bir bakisa insa ederdik bütün o koyu ask masallarini.. Dünyamiz cunku ondan ibaretti. Merkezine onu koyar, onun etrafinda sekillendirirdik hemen her seyi. Sonra biraz daha iyi anlamaya futbolu baslar iken artik tek bir gülüsünden ziyade cok daha iyi taniyabildigimiz kadinlara asik olduk. Velhasil nesneler gittikce belirginlesmeye basladigi ölcüde tutkumuz azaldi bir baska acidan.. Gecmisi söyle biraz kurcalayin.. Daha iyi tanidiginiz halde hep daha az seveceksiniz, tutukunuzda cok ciddi bir azalma olacaktir.. Isin dogasi budur beni ilgilendirmiyor aslinda bu kismi.

Insan sadece özlüyor bazen..

1 yorum: