29 Ekim 2008
Yurt disinda Yasamak #2
" fotoğrafı çekilen nesne geri kalan herşeyin yok olmasının izidir sadece. neredeyse kusursuz bir cinayet"
Jean Baudrillard
Insan yurdun disina dogru yol aldigi vakit tuhaflasir. Bir kopus gerceklesir. Insani bicimlendiren, insani o sekilde olduran, borgesi borges yapan, x'in x olmasini saglayan sahip oldugu toplumsal kosullaridir. Cevredir.. Yandaki bakkal ile kurdugu iliskidir.. Berber ile yaptigi geyik, dolmusa binerken ettigi kavga, sokakta ettigi küfürdür.. Hepsinin sonucunda olusan bir kimlik söz konusu ve o merak edilen yurdun disinda bu varolandan ayrilisin hüznü her daim yaninizdadir.. Nasil bir insan olmanizdan öte bulundugunuz cevre icerisinde nasil algilandiginiz da ayni sekilde önemlidir. Göründügünüz gibi oldugunuz ya da oldugunuz gibi görünmenize ragmensiz oldugunuzdan/göründügünüzden cok baska algilanirsiniz.. degisimin oranini cok buyuktür ve artik yavas yavas bambaska bir insana dogru evrilirsiniz.. insanin kendisine yabancilasmasi da bu sekilde basliyor.. Yahu bir borges vardi Ankarada iken, iyi cocuktu diye kendi üzerinizde bir baskasiymis gibi cümleler kurmaya baslarsiniz.. Zira artik
..baska bir insan varolmustur. Iki baska insan, iki baska kimlik, iki baska yasam.. Geride biraktiginiz insana o kadar uzak kalirsiniz ki bir baskasi olarak ona bakip yer yer aglarsiniz özleminizden ve en kötüsü de yavas yavas bellekte de yer etmemeye baslar, eskisi kadar tanimaz insan.. degisimin sancisini kaldiramaz bünye.. Kaybolusun, yitisin tinisi gezer yeni kimliginizde.. Belki daha iyi bir insana dogru evrilirsiniz ama bu yine de aci gercegi degistirmez. Gecmise bakar iken özlem duyar her bünye. O günler kötü de olsa yasanmis olanin tadi damaginizdadir hala.. bir daha yasanamayacaginin bilinci de kalbinizi sikistirir, bir daha olamayacaginin farkindaligidir aslinda bu resimlerdeki ya da gecmise bakistaki hüzün.. O Resimler aslinda gercek degildir gercegin bir parcasidir sadece fakat artik gecmis, gercek ve her sey o tek bir karegillerden olusmaya baslar.
Velhasil yurdun disinda iken gecmis yavas yavas silinir bellekten.. Sadece resimler kalir sürekli sizi kendisine ceken.. O ülkede o kosullarda yasanilan onca olumsuz durum unutulmustur.. Akilda kalan güzel bir kare ve onun disinda varlan her sey ile beraber kimliginiz de kusursuz bir cinayete kurban gitmistir. Kacarak buraya dogru kostugunuzu unutur, sanki sizi buraya birisi zimbalamis gibi can cekisirsiniz.. Oysa ne güzeldi o günler degil mi ?
Degildi. Güzel degildi ama yine de ..
Hep soruyorsunuz ama cevabim aynidir sadece anlatis sekli degisecektir. Yirmili yaslardan sonra insan bulundugu yeri terketmesin. Yirmi küsur yil boyunca elde ettiginiz aliskanliklariniz oldukca fazladir. Kavafis'in siirini düsünün, yasamda bir seyleri degistirmek isteyen insanin yapmasi gereken yasama bakisini degistirmesidir, memleketini degil. (bence)
Kisinin dogdugu, buyudugu, yasadigi cevre nasil onu sekillendiriyorsa, onu sinirlandiriyor da. Isteklerine hayallerine gem vuruyor, oteliyor. Yasanilan ulkenin adi, ismi cismi,rejimi degil gem vurmaya sebep, dunyanin en demokratik ve gelismis ulkesinde dogmus buyumus biri icin bile bu gecerli. Danimarkada dogmus biri doguya hayran olabilir, atiyorum ney sanatkari olmak ister lakin bulundugu konum onu bundan mahrum birakabilir. Bir suru ornek verebilirim ayni minvalde. Bu baglamda, yeni bir ulkede yasamaya baslamak yepyeni kapilar acabilir, otelenmis, karanlikta kalmis arzulari gun isigina cikarabilir.
YanıtlaSilBen de yaklasik 3 yildir farkli bir ulkede yasiyorum ve uzun seneler yasayacagim gibi gorunuyor. Senin duydugun o buruk ozlemi ben de sikca duyumsadim, orada oldugums urede ne kadar kaliplasmis bir hayatin icine sikistigimi unutarak hem de. Guzel seyler zonkladi kafamda. Lakin su an bulundugum yer -ustun ve gelismis bir ulke olmamasina ragmen- bana cok daha enteresan gelecek tasfirleri sunuyor, bunu gorebiliyorum. Saniyorum bunun keyfini cikarabilmeye basladigin zaman, eski guzel - ama buruk ama ek$i- anilar silik birer fotograf olarak kaldiginda, bu sana sikinti vermeyecektir. Bana vermiyor en azindan.
Riggs: Bir baska arkadasim da kuzey ülkelerine merak salar ve öyledir ki sanki aslinda oraýa bir sekilde ulastiginda cok baska bir insan olacaktir, icerisinde bastirilmis her sey disari akacak ve bu da onun istedigidir.. Bu konuda genelleme yapmak cok da dogru degil. Her seye ragmen yirmisinden sonra yeni bir dil, yeni bir hayat, yeni bir baslangic, yeniden ehliyet, yeniden komsu, yeniden ev, her seyi yeniden baslayip yeni bir kimlik insa etmek o kadar da kolay degil. Yurdun disindaki bunu bilir iken icerisinde yasayan insanlar henüz farkinda degillerdir. Ben sadece uyarmak istiyorum: sorun su ki insan neyden vazgectiginin farkinda degil. Sürekli gören gözün ölümcül anlaminin ancak ve ancak kör oldugu zaman algilamasi gibi dogumundan ülkeyi terkedesiye kadar olan sürecte neye sahip oldugunu, neyden vazgececegini bilemez insan.. Iste bu oldukca saglam vurur cok seyi yitirdikten sonra.. Isin asli insan ayni zamanda kendinden de vazgececektir velakin dediginiz gibi bir baska beni daha cok sevecek olan insanlar da olacaktir .. bir baska ülkede kendisini gerceklestirebilecek, kendisini bulacak insanlarin olabilecegi gibi..
YanıtlaSil