21 Aralık 2008
Galatasaray: 4 Besiktas: 2
Galatasaray 3-5-2 oynayamaz. Baris ve Arda 3-5-2 icin cok cok cok yetersiz.. Bu her seyden önce kabul edilmesi gereken cok önemli bir dogrudur Galatasaray icin..
Mac inanilmaz keyifli basladi. Goller geldi, kartlar da.. Aslinda Delgado'nun o garip karti olmasaydi belki cok daha keyifli gecebilirdi.. Bir takim bir farkli yenedir ve bunun kim olacagi belli degildi aslinda mac boyunca.. yine doksan dakika boyunca her an gol olabilir hissi ile oynandi ki cok hos bir derbiydi, Delgado'nun garip itirazi dengeleri Galatasaray lehine bozdu. Baska acidan asil dengeyi Galatasaray kendi kendisine bozuyor 3-5-2'msi sacmaligi ile. Nonda veya Baros veya Lincoln sag kanatta olmadigi vakit seksen metre'ye Baris düsüyor.. Baris ayni zamanda oyundan da düsünce Meira saga Servet ortaya Balta Servet'in yanina ve Arda da sol bek.. Bu sistem aslinda Ankara deplasmanlarinda da ise yaramadi, rakibe Galatasaray her iki deplasmanda da üclü defansindan dolayi cok fazla pozisyon verdi. Üclü defansin bir baska sikintisi rakibe cok fazla bos alan birakmak ki defansif orta sahalar icin durum cok daha kötü oluyor ve normal kosullar altinda alan daraltip rakibe her yerde pres yapabilecek gücü olan Galatasaray acik alanda rakibe karsi gereksiz yere efor kaybediyor, gereken presi de yapamiyor.. Bu da olmasi gereken baskiyi kuramadigi gibi mac boyunca takimin her an gol yiyebilir hissi ile basbasa birakiyor,bu son üc mactir böyle.. Defansi klasik dörtlü sistemde dahi uyumlu degil ve güven vermiyor iken bir de üclü defansin sacmaligi ki goller geldi daha becerikli bir takim cok daha fazla gol atacaktir.. Aslinda cok bilincli bir görev dagilimi ile mac icerisinde dönüsümlü 3-5-2 olabilir iken bu Baris gibi bir oyuncu ile oldukca zor.. Baris'in oynamasi gereken tek bölge defansif orta sahadir, bunun disinda neresi olursa olsun aklini oyuna yeterince koyamadigi icin -Misal sag kanatta bosa cikan Lincoln yerine orta secimi gibi- her daim siritacaktir.. Birbirlerine zit iki oyuncu derseniz ben size Baris Özbek ve Lincoln derim.. Baris'in tarafinin aksamasi aslinda gerideki üclüden kaynaklaniyor.. Balta her daim sol bek oynamaya özen gösterir iken Meira'da ikili defansindan vazgecmiyor ve bosluk dogmuyor.. Balta'nin olmadigi yerde Sabri var iken Balta yerine Arda'yi koyup o kanada baska adam yerlestirmediginiz vakit sikinti cok daha buyuk olabilir.. Mesele özünde Barisdan degil sistemi kotaracak oyuncu yoksunlugundan doguyor ki 3-5-2 dediginiz vakit Carlos-Cafu'nun genclik halleri disinda pek kullanilmamasi gerekendir.. Baskiyi kurdugunuz vakit bekler acik gibi oynar ve cok daha ofansif bir anlayisa sahip olursunuz..
Besiktas tüm olumsuz kosullar altinda dahi iyi bir mac cikardi.. Oldukca basit hatalar kafa kafaya gider iken geriye itti besiktasi.. Galatasaray dizilimde hata yapiyor, performans göstermeyen Nonda'ya bence biraz fazla sabir gösteriliyor ya da dogru yola itilim cok aci bedeller önebilecek sekilde gerceklestiriyor ve henüz bunun bedeli yine ödemedi Skibbe, Lincoln sagolsun..
Atilan bütün gollerde onun payi yadsinamaz sanirim.. Penaltisi ve asistinin disinda Servetin golünde birincil rol oynamasi bir yana o Arda'ya attigi muhtesem pas sonrasi gelen penalti.. Biraz sansli olsa iki gol ile de süsleyecekti istatistiklerini..
Toplamda Besiktas bekledigimden daha iyi bir oyun ortaya koydu. Rakip iyi olmasinin disinda asil etken kötü bir kirmizi kart cikmasi ki her iki derbide de ayni sansizligi yasadi Mustafa Denizli. Cok sevdigim bir teknik adam olmamasina ragmen Besiktas'in oyunu arkada durulmasini gerektirecek kadar "yeterli" geldi.. Belki hali hazirda bir teknik adami kovmus olan yönetimin zoraki destegi ile cok daha güzel bir yere gelebilir..
Kisa bir özeti ise Galatasaray Nonda yanlis secimini cok pahaliya ödeyebilirdi..
Hakem Kararlari:
Delgado'nun ilk sari karti dogruydu. Ikincisi ise.. Aslinda herkes ekran basinda anladi ki o "hani sari kart" nerde degil de bana ilkinde vermistin ama cümlesinin el-kol hareketleri ile anlatilmasidir. Bu da aslinda basit bir kart isteme yöntemidir ve cezayi hakeder sorun bu kuralin sacmaligi daha cok..
Her iki penalti da tartisilabilir, ben olsaydim verirdim.. On-yirmi kez baktiktan sonra baska baska düsünebilirim belki.. Toplamda bana göre iyiydi Hakem. Besiktas gereksiz yere kendi kendisine zorluk cikartti ki disiplinsizlikten ziyade ani reflekslerin bedelini agir ödedi bu gece..
18 Aralık 2008
Yasama Yolculuk.!
*Bir yolculuk arifesindeyim. Her seyimi hazirladim sadece kapiyi vurup cikmak kaldi geriye.. Cok güzelim ben bugün.. Cok baskayim, cok umut doluyum ve her seyden öte cok keyifliyim.. Divina'nin muhtesem 16 sarkisini da yanima alip buradan kilometrelelerce uzaga gitmek üzere valizimi toplamis beklesiyorum blogun önünde.. Ufak bir veda ufak bir tesekkür ama bir yerden baslarsam cikamam yolculuguma diye korkum da var..
*Bu fotografi bana ich gönderdi. Gönderdigi günden beri bakip bakip huzur doluyorum resmen. Subatta Arjantine gitme planlari bile yapiyorum, suraya gidip bir kahve icme derdine düstüm.
*Derbiye yetisir miyim bilmiyorum ama bir derbi yazisi icin bir sekilde burada olmaya gayret edecegim kesinlikle.
*Olmaz ya olur da aksilikler olursa eger hepinizin yeni yilini simdiden kutluyorum..
*Hepinize en icten Danke.!
17 Aralık 2008
Daum vs Hoeness.!
Arkadaslar cok baska bir duellodur bu ikisinin arasindaki.. Tarihi vardir, öncesi ve sonrasi vardir iki aykiri kisiligin bulustugu televizyon ekranlari ve o muhtesem görüntüleri vardir.. Sonrasinda olagelen kokain davasi aslinda devam filmi niteliginde idi.. Her sey 1989 yilinda Daum'un o müthis cikisi ile basladi aslinda..
Köln inanilmazi basardi o sene.. Sampiyonluk yarisina ortak oldu ve Bayern ile Köln'ün cok önemli maci öncesi atismalar basladi.. Bayern'in antrenörü o dönem Jupp Heynckes.. Daum giydiriyor da giydiriyor.. Inter Milan zaferi sonrasi dahi Daum durmamis devam etmis.. O diyor uyku tabletlerinin reklamini yapsin.. ya da daha neler neler.. Havadurumu izlemek onunla konusmaktan daha ilginc gibi..
Uli Hoeness bu saldirilar karsisinda sessiz kalamiyor ve bu tepkiselligi belirtmek icin ZDF'in davetini kabul ediyor.. Iste bu program almanyada efsanedir.. Sampiyonlugu kaybetmesine ragmen aslinda Daum'un Hoeness karsisinda ezilmedigi icin gercek Sampiyon oldugunu iddia edenler cogunluktaydi.. Hoeness elindeki rapor ile Daum'un yanindaki teknik adam Heynckes icin söylediklerini bir bir tekrar ederken Daum araya giriyor güzel hazirlik yapmissin derken kavga tutusuyor biden.. Daum Hoeness'e yükleniyor.. "Sen kendine bunu ilke bellemissin beni gittigim yoldan alikoymaya calisiyorsun ama sana garanti veriyorum ki bunu sen de basaramayacaksin" diyor.. Hoeness cevap veriyor "Böyle bir caba sarfetmeyecegim
cunku Persembe günü senin yolun sona eriyor" diyor oynanilacak olan Sampiyonluk maci olan Bayern Munih- FC Köln maci öncesi.. Ki o mac sampiyonu belirliyor..
Hoeness yillar sonra Tutku, Hirs olarak nitelendiriyor o gün olanlari.. Ve mac sonucunda agladigini ve o golleri hicbir zaman unutamayacagini söylüyor.. Daum cok keyif aldigini söylüyor.. Littbarski Daum'in motivatör gücünün yani sira o sert antrenmanlari her gün oyuncularin keyif alacagi sekilde düzenledigini, müthis bir teknik adam oldugunu ve doksan yilinda Kölnden kovulusunu bugün dahi kimsenin anlamadigini söylüyor...
Daum yetenekli ve kendisine güvenen bir teknik adamdir. Basarilari ortadadir. Onun kariyerine sahip cok az teknik adam Alman ikinci Bundesliga gibi bir lige gidebilir.. Cok cekismeli ve denk takimlarin mücadele ettigi yerdir.. Ben sahsen böyle bi risk almazdim sonuc itibari ile ikinci Ligde bir takimi cikaramamak gibi bir basarisizlik hemen size yapisabilirdi ama o kabul etti neden kabul ettigi nasil bir yapisi olup sampiyonluklari nasil kazandigi aslinda yukaridaki videoda cok net görülebiliyor..
Hoeness ise.. Bayernin baskani Rummenige ya da teknik adamlari ya da calisanlari.. Hepsini bosverin. O Bayern efsanesini yaratan adamdir. 30 yildir teknik adamlarin yaninda ve onlardan daha cok sevinir atilan gollere.. vari yogu Bayerndir ve bu yüzden cokca zaman sevilmeyebiliyor ama Daum dahi onu takdir etmekten cekinmiyor.. Iki hirs küpü adamin muhtesem görüntüleridir yukaridaki ve o mac izleyenler icin cok daha baska oluyordu haliyle..
Asamoah ve Hannah.!
Hannah Mensah.. 6 yasinda ve dogustan kalbi hatali.. Accra'dan Hannover'e geliyor ameliyat olmak icin.. Ganali bu cocuga yardimi eden insan ayni rahatsizliktan muzdarip olmus baska bir insanoglu.. Gerald Asamoah..
Asamoah alman milli takiminin ilk siyahi oyuncusu. Bu yüzden bu memlekette pek cok irkci saldiri ile karsi karsiya kaldi.. Asiri Sag Milliyetci cephenin her daim hedefi olan ve dönem dönem saldiriya ugrayan Asamoah inatla gülmeye ve güldürmeye devam ediyor.. O yasadigi tüm bu olumsuzluklara ragmen bir vakif kurup cocuklara yardim elini uzatmaya cabaliyor..
"Hayir Gerald, sen ALMANYA degilsin.!"
Sadece tribünler tarafindan degil.. Ki orasi da oldukca uzun bir konu aslinda özellikle gecen sene oynanilan Dortmund-Schalke macini hatirliyoruz hala.. Ve fakat su an yasaklanmis olan asiri sag örgüt "Schutzbund-Deutschland" uzunca bir süre afislerinde yer verdi ona.. Brandeburg icisleri bakaninin elindeki cok sey ifade ediyor olsa gerek..
Sonuc: Hannah sagligina kavusuyor.. Herkesin tatile gittigi yerde Asamoah su zamanda bir baskasinin noel tatilini garanti altina aliyor.. Ben bir sekilde aldiklarimi geri ödemek istiyorum diyor Asamoah.. Kurdugu vakif ile daha baska hastalara da yardim etme yolunu ariyor.. bir cocugun gülüsü cok seye bedel diye ekliyor sonunda..
Bundesliga: Devre Arasi Kamplari.!
18 1. Bundesliga klubunden 17'si devre arasi almanyadan ayriliyor. Sicaga dogru kosturuyorlar.. Sadece ve sadece lig sonuncusu Gladbach türkiye rezervasyonunu iptal edip almanyada kalmaya karar veriyor cok daha siki ve sakin bir calisma kosullari altinda.. Geride kalan 17 klubun tercihleri ise söyledir:
Ispanya: (8):
1899 Hoffenheim: La Manga (9.-18.1.)
Hertha BSC: Marbella (12.-21.1.)
Hamburger SV: La Manga (11.-18.1.)
Borussia Dortmund: Marbella (9.-17.1.)
FC Schalke 04: Valencia (10.-16.1.)
VfL Wolfsburg: Jerez de la Frontera (8.-17.1.)
Arminia Bielefeld: Chiclana (8.1.-16.1.)
VfL Bochum: Lomas de Campoamor (9.-18.1.)
Türkiye (4):
Bayer Leverkusen: Belek (8.-18.1.)
Werder Bremen: Belek (8.-16.1.)
1. FC Köln: Belek (11.-21.1.)
Karlsruher SC: Belek (13.-21.1.)
Portekiz (3):
VfB Stuttgart: Penina (9.-17.1.)
Eintracht Frankfurt: Vale de Lobo (7.-14.1.)
Hannover 96: Vila Nova de Cacela (13.-20.1.)
Dubai (2):
FC Bayern München: Dubai (2.-12.1.)
Hamburger SV: Dubai (3.-7.1.)
Kibris (1):
Energie Cottbus: Larnaca (8.-18.1.)
Bremen klubu dokuzuncu kez Antalyaya geliyor.. Zira burasinin kosullarinin ve ortamin cok iyi oldugunu dile getiren sportif direktör Allofs ayni zamanda hazirlik maclari icin ciddi ve güzel takimlarin oldugu ayrintisini da ekliyor.. Daum'un Türkiye aski zaten bir baska ve Leverkusen de gecen sene memnun olmus olacak ki bir daha geliyor.. Karlsruhe'ye de selam.. Bi de biz gelebilsek fena olmayacak..
Hoffenheim Yengeleri.!
Helal oLsun ya.. Ilk defa ortalamasi fena olmayan bir yengeler grubu gördüm.. Almanyada güzel yenge kisirligi vardir.. Elalemin ingilizleri, ispanyollari mankenlerle onlarla bunlarla gezer tozarlar bizimkiler ev hanimi nuriyeleri bulur.. Saygin sonsuz ama biraz da güzel nuriyeler olsa fena olmayacak.. Efendim Selim Teber bes yildir evli Bosnali Dzenata ile.. Savas zamani gelmis almanyaya.. Bir de kizlari var 2,5 yasinda ki benim yegenime koydugum isim ile ayni isme sahip: Melodi..
Yüzü pek de gülemeyecek olan kalecileri Daniel Haas ve bir bucuk yildir evli oldugu Corina'si. Haas Hoffenheim da issiz kalmaz hic nedeni de sevgilisinin SAP baskaninin sekreteri olarak ise baslayacak olmasi. Bi nevi genel sekreter diyelim. Diger yandan her iki cift de motorsiklet ehliyeti yapmakla mesguller..
Cok sevdigim sag bek Beck. Bazen düsünüyorum ben futbolculari sever iken Galatasaraya yakistirip da mi ayriyetten deger biciyorum. Söyle bir sag bekimiz olsa kesin sakatlanirdi anasini satim. Ugur Ucar vardi mis gibi ne oldu ?Neyse henüz 21 yasinda olan adamin ögrenci sevgilisi olur haliyle.. Manuela'dir ismi.
gelelim en güzeline.. Tobias Weis ve güzel sevgilisi Rehana.. Burdan oldukca güzel duruyor. Babasi hintliymis hatunun. Bakin derim ki nerde güzel bir kadin var hepsi bu sekilde bir karisimin eseri. Angelina Jolie de yedi baska irk var.. Türlü türlü memleketten kadin gördüm, aha bu güzel dedigimin babasi irakli anasi izlandali cikiyor.. Hangi karisim muhtesem bir sonuc veriyor henüz calisma asamasindayim ve fakat kesinlikle farkli ve zit kutuplu karisimlar cok güzel sonuclar veriyor hatunlar üzerinde..
Borges'in Evi.!
bir dogum günü hediyesi diyelim biz buna.. Arjantin'de Borges'in Müzeye cevirilmis evi. Bakip bakip duruyorum yakinlastikca tuhaflasiyor cok sey.. Bunu bana Arjantinden bizzat gidip cekip getiren insanoglu Eksi Sözlük yazari ich.. Cok cok güzel sürprizlerin yasandigi bu güzel günde cok baska ve güzel bir sürpriz.. Bir gün elbet Istanbulda ya da bakarsin Arjantinde diyoruz kendisine..
Ribery ve Etik.!
Bir seyler, bir seyler söylemis ama dikkati ceken ufak bir nokta var.
Klinsmann ile Hitzfeld karsilastirmasi yapmis ki motivator hocanin motive edici özelliklerini öne cikarmis. Sorun yok. Akabinde takimin daha güclü olmasi gerektigi konusunda yorum yapmis. Sorun yok. Toni'nin ille de italyan isterim diye tutturmasi gibi fransiz bir iki oyuncu gelse demis yine sorun yok. Ama istedigi oyunculardan birisi aslinda ilginc. Vatandasi Sebastian Frey..
Ribery'ye uyup bu transfer gerceklesse olmasi gereken nedir ? Rensing'in yedek kalmasi. Yani Ribery kaleciden memnun degil.. Bunu basinin önünde dolayli yönden belirtmekten de cekinmiyor.. Bu davranis sekli dogru mudur bilemedim..
16 Aralık 2008
Hesaplasma.!
Cocuktum, sürekli aci cekiyordum ve bunlar aslinda biraz da haketmedigim acilardi..
Almanyaya giden halamin bize miras kalan köpegi Pamuk'u her gördügümde icim gidiyordu. Öyle bir bakisi vardi ki evde ekmek, kiyma,et ne varsa önüne veriyordum biraz baska baksin diye. Balkonda kalirdi soguk kis gecelerinde. Mümkün degil uyuyamazdim, cevresindeki cuvallarla her yerini sarar, taslarla tutustururdum ki bir kalkista yarim saatlik emegimi cöpe atardi rahmetli Pamuk.. Ve ben kivranirdim.. bugün hic acimadigim kadar acirdim..Sorun o veya bakisi degil bu sekilde yaratilis cok canimi yakiyordu cok fazla kiziyordum beni bu sekilde yarattigi icin ona.. Her seyi bilendi, her seyi o sekilde yapan oydu ve ben bu herseyibilenligine son vermek icin kendi icimde nedensizce abuk subuk seyler yapma gayretine girerdim, bilemesin bir seyi diye.. Kimsenin beklemedigi anda kendimin dahi önceden dusunup tasarlayamayacagim ölcüde cok baska bir eyleme girisiyordum.. Artik her seyi, en azindan bunu bilmiyorsun diye kendi capimda intikam aliyordum.. Cocuk aklimla alt etmeye ya da bir cesit tepki vermeye calisiyordum dogdugum gün üzerime giydirilmis bu aci gömlegine karsilik..
Ama ne care, bu onuda düsünmüstür diyerek uzaklasiyorduk bir baska aciya..
Yasli yüzlerin, yasliligin verdigi caresizlikle cocuk aklima muhtac kalislarindaki ricaci bakislari indirirdi en narin yerime bicagi.. Öyle acitirdi ki o ifadeler.. Oglum surada ne yaziyor diye kapiya gelen amcalarin olagan caresizliklerine olagandisi tepkim kemirdi en cok cocuklugumu. Basit bir yüz ifadesi bu kadar yaralar mi insani ? Durduk yere ters döndüm, zipladim, kendime bir tokat attim, bu sefer bunu tahmin edemedin, her seyi bilemedin, tahmin ettigin gibi olmadi cok sey diye cikistim yukariya dogru..
Iki dakika sonra yine bunu da tahmin etmistir diye egdik basimizi önümüze..
Digerine empati yoluyla yaklasim Pamukla basladi Norvecin köyünde dogup da cehenneme atilacak olan hristiyan arkadasla devam etti. Ben neden dogrunun kapsama alani icerisinde dünyaya geliyordum da o olmasi gerekene cok uzak bir kasabadan buraya kosmak durumunda kaliyordu ? O kadar uzun yolu kosamadigi icin cezalandiriliyordu haksiz yere ? On yasindayken dahi insanin dogustan hicbir sekilde secmedigi ama bir sekilde sahip oldugu kosullarindan dolayi yargilanamayacagini görebilirken on yillarca okuyup okuyup bunu göremeyecek derecede anlamsizliklarla dolu sürüyle denyoyu gördükten sonra vazgectim zaten cok seyden.. En basta sirdasimdan, en yakin arkadasimdan..
**
- varoldugunu biliyodum ama yokmussun gibi yaptim..
- neden?
- once sen baslattin..
- hmm..
**
Sonra bir gün Oguz Atayla tanistim..
insanin kendisiyle hesaplasma sanatini kelime kelime gösterdi, cümle cümle ögretti. Önce her eylemimin arkasina koydugum kabul edilebilir iyi niyet maskemi cikardim.Akabinde "Deger" diye sayikladiklarimin toplumun baskisiyla edinilmis sahte nitelikler oldugunu kavradiktan sonra yol acildi.. Dostoyevskiden ögrendigim insanin kendisini asagilamasindan duydugu tarifsiz hazzi da arkama alarak üzerine bastigim her parcama nesteri vurdum.. Kana buladim her yerimi, bir bir ortaya serdim tüm kötülüklerimi.. Elle tutulur bir yanim kalmayasiya kadar böldüm, parcaladim ne varsa ve merak etmeyin kendime de haksizlik yapmadim hic.. Cikan sonuc aslinda ilk golü yiyesiye kadar gayet iyi bir insan oldugum olsa da biz macin ilk dakikasi bitmeden yemisiz golü..
Kabullenmek oldukca güc olsa da aslinda daha zoru bir baskasinin sizi bu sekilde kabul etmesiydi. Kendimi oldugumdan cok baska göstererekten ilerledigim yolda birden tikandik.. Bu zamanda kabugundan disari cikip kendisini tüm saydamligiyla sergileyen insanin yasamda tutunmasi olanaksiz.. Mutlu sonlara, muhtesem kisiliklere alistirilmis bünyelerin hayallerine oturmuyor ve artik ortaya sermekten cekinmedigim kendimle basbasa kaldik.. Ancak bir baskasi olmayi göze aldigimiz zaman karisabiliyoruz kalabaliklara.. Parca parca güzellikleri bütünleyip baska baska borgesler yaratir iken aslimizi kaybettik.. Aslimizin en az Oblomov kadar farkindaydik ve o nasil ki uyusuklugunun farkinda olarak sevdigine kendisini vermekten itina ettiyse biz de onun sahip oldugu mutsuzluk bilinci ile hareket etmekten cekinmedik.. Sonu bastan görüp kabullendik..
29 yil önce bugün dogdum. Sinir-kural tanimaz bir hesaplasma/intikam dürtüsüyle yasadim bu geride kalan yirmidokuz yili. Kim oldugunun önemi yok, adalet duygusu olmayan tanri dahi olsa hesaplasilabiliyordu benim dünyamda.. Ne ona ne de kendime aciyorum bugün ve sadece aklima ihanet etmeden insan olmanin caresizliginde cizilmis yolun bir sagina bir soluna gecerekten ilerlemeye calisiyorum sadece..
** Mak100 efendiye saygilarla..
15 Aralık 2008
Diego ve Brezilyalilar..!
Daha önceden omuz koydu dört maclik ceza aldi ama bu sefer sanki biraz bilincliymis gibi.. Diyorlar ki sevgilisi Brezilyada ve her seyden cok firsat ariyormus onunla orada bulusmak icin.. BIr de üzerine Noel girince ceza da kacinilmaz oldu gibi.. Ülkemizde de su sekilde vuku buluyor.. Bu sekilde kabullendik onlari biz.. Ama toplamda cok buyuk bir bosluk doguyor..
Velhasil Brezilya dönüslerinden gec kalmalarina, yaptigi partilere kadar.. Aldigi kartlardan oynamadigi maclara... Mesut'a yaradi biraz bu.
Alianz Arena.!
22 Mac 14 Gol: Mladen Petric.!
Her sey aslinda su teknik adam aciklamasinda yeterince iyi ifade ediliyor.
Martin Jol "Eger ki Petric bugün transfer edilmemis olsaydi ben de sanirim bugün burada takimin basinda bulunmazdim".
Dortmund klubu maasinin iki katini isteyen Petric'e kapiyi gösterdi. 1.4 milyon Euro aliyordu yillik.. O iki katini istedi. Akabinde takim ici huzursuzluk cikarttigini söylüyordu Klopp.. Frei ile kavga etmis ve inatla fazla para..
1.4 milyon euroyu biraz parlamis her oyuncu aliyor, Petric gibi dökülen dortmundun ayakta kalan önemli oyuncusu icin azdir. 2.8 milyon Euro'yu Hamburg basmis.. Ve belki de klup adina en önemli karari vermisler..
bu adam inanilmaz güzel kafa golleri atiyor, hic beklenmedik sekilde.. Ben ondan bundesligada bol bol frikik golü beklerken o bol bol kafa golü atiyor ki güzel goller hepsi. En son yine uc puani getirecek gol onun kafasindan cikiyor.. Birinci yari Bundesliganin en parlayan yildizlari arasindaydi.. Avrupada Tur atlamasinin, ligde cok daha fazla puaninin almasinin en önemli nedeni oldu takimda.. Belki de olasi bir teknik adam degisikliginin dahi önüne gecti, Olic ile beraber muthesemdi Hamburg takiminda..
Frikik Üstadi: Salihovic #2
Özil & Schaaf.!
Özil geride biraktigimiz Bundesliganin ilk yarisinin parlayan en önemli genc yeteneklerinden birisi oldu. Bremene transfer oldugunda cok sevinmistik.. Bekledigimiz gibi gelisti cok sey..
Inter ve Wolfsburg macinda atilan toplam dört bremen golünde imzasi var Mesut'un. Iki galibiyet ve Mesut Özil. Baska acidan milli takim secimi de iyice bulaniklasti, hicbir seyin kesin olmadigini ve o an spontan bir sekilde karar verecegini acikliyor Mesut Özil.. Terim biraz inatci olursa milli takima alir Mesut Özil'i.. Ama Terim'in oyun sistemine uyar mi orasi biraz düsündürücü.. Ben daha cok kaybedilen Serdar Tasci icin üzülüyorum, ne Alman milli takiminda oynayabilecek ne de Türk.. Oysa yüzlerce kez belirttigimiz gibi tam da Türk milli takiminin aradigi defans idi.. (pek cok okurun yorumuna göre postu burada bitirmeliyim aslinda.. post dedigin kisa olur, su bu.. Ama su haberi en az milyon yerde görüyorsunuz zaten..)
Özellikle Mesut Özil'in gelisim yolunda katettigi mesafe önemlidir. Genc yeteneklerin baskiyi kaldirabilecek ölcüde üst düzey sakin kluplere ihtiyaci var. Türkiyede Arda Turan'in yasadigi sikintilari görüyoruz.. Belki bunu kaldirabilen ve bununla yasamayi ögrenenler olacaktir ama su kesindir ki buyuk bir cogunlugu da piyasaya cikaramayan gercegin adi bu olumsuz kosullardir.
Bayern munih genc yetenek cikaramaz durumda. Misal yetenek oldugu asikar olan Kroos silinip gidiyor, Marin ve Özil parlarken.. Türkiyenin üc buyuk klubu gibi en ufak bir basarisizliga kesinlikle tahammülü olmayan bir klup. Dolayisla kendisini kanitlamis oyunculara yönelirler.. Makaay, Toni gibi 29 yasini geckin isimleri transfer ederler.. Hemen basari isteyen bir kluptur.. Digerleri de bu baskiyi, en ufak bir sorunda gelen elestirileri kaldiramaz.. Bu yüzden yetenekler diger bölgelerde yetisir.. Ibrahim Üzülmez belki gelecegi biraz parlak genc bir yetenekten cok daha fazlasini vermiyor takima ama üzerine gelen baskiyi, o kosullarin getirisini kotarabilecek yasa sahip, bu yüzden o oynuyor, yerine kimse oynayamiyor.. Fiziksel degil ruhsal acidan kaldirilamiyor daha cok.. Bir Hakan Sükür yetisti ve fakat elinizi vicdaniniza koyun siz olsaydiniz o kacan goller sonrasi elestirileri karsilayabilir miydiniz ? Ben, dayanamazdim sahsen o yaslarda.. Ki bu konuyu bir baska sekilde ele alacagiz zaten..
Bremen klubu ise..
sakin, ne yaptigini bilen bir adam var basinda ve sportif direktör Allofs da Hoeness'in biraktigi zaman yerine düsünülen isim olacak kadar iyi isler cikarmistir. bir bir yetenekler fiskiriyor bünyesinden.. Charestias denilen adam ne yapmistir ömrü boyunca ? Ailton baska nerde basarili olmustur, Klose iyi olsa da bremen formunu yakalayabilmis mi herhangi bir yerde ? Diego portoda sönük kalmis.. Frings Bayerne gidip geri gelmis bir yilda.. Baska yer yok aslinda.. Özil'in ilk maclari aslinda bekledigimden bile kötüydü. Mücadele gücü sifira yakin idi. Sportbild'in Özil-Kroos-Marin degerlendirmesinde mercek altina almislar bugüne kadar yaptigi her seyi.. Orada da yüzde 86 pas orani ile oynamasi takdire sayan iken ikili mücadelelerde kazanma oraninin düsüklügü( yüzde 39) de aslinda baska acidan Bremenin bu sene neden cok gol yediginin cok baska ayrintisini olusturuyor muhtemelen.. velhasil burada basliklara tasinmadi, formsuzlugu abartilmadi verilen para da kimsenin gözüne sokulmadi. Sonuc itibari ile Lincoln parasina alinmistir Mesut.. Ilk haftalarda da dökülmüstür, gik diyen olmadi.. Burada Lincoln'ün en basarili döneminde dahi mehmet demirkolum altan alta calisiyor baska yerde oynamaz o parayi ona kimse vermez.. Wolfsburg'un, Bayernin oyunculara verdigi paradan bihaber kendisi. Ivica Olic'e Bayern yedek kalacagini bile bile yillik 4,5 milyon euro veriyor ki Lincoln'ün ismi ondan daha buyuktur burada.. Magath'in Lincoln aski da baska. Kimsenin bilmedigi capon oyuncuya bes alti milyon dolari basiyor yine Wolfsburg.. velhasil tam da yerine geldi ve haliyle birinci Bundesliganin ilk devresinin parlayan yildizlari arasinda girdi Özil..
14 Aralık 2008
Ilk devre Bundesliga: Top 11.!
Birinci devrenin en iyi onbiri.
Adler, tartismasiz kalede olmasi gerekir..
Defansa gelince.. Compper milli olarak varolan cikisi bir baska sekilde gösterdi zaten. Lucio daha önceden de söyledim toplamda en istikrarli ve iyi defans oyuncusudur.. Westermann keza Müller'in "ahanda dostlar benim iyi yaptigim isler de var" diyebilecegi tek transferidir ve gercekten iyiydi, Bordon'dan da bile daha degerliydi bu devre..
Orta Dörtlüde itirazim yok.. Eduardo'nun degeri bugün cok daha iyi anlasilmistir sanirim. Cok cok cok önemli bir oyuncudur Hoffenheim icin.. Böyle gider gelir adam gibi tek pozisyon gelistiremeden beraberliklere razi olursunuz onun yoklugunda... Artik hani 10 numara devri, teknik ve güzel vurus acisindan belki sona erdi ama oyunu akliyla oynayan, yöneten bir orta sahanin devri hicbir zaman bitmeyecektir. Bu minvalde degere binen artik süper teknik, ara paslardan ziyade ince düsünülmüs oyun kurma yetenegi.. Ribery bu performansi ile dünya capinda Bundesliganin tek oyuncusu.. brezilyali olmadigi icin abuk subuk kartlari, sacmaliklari, partileri filan da yok. Iste bu yüzden Diego orada ve dünya capinda degil.. Bayernliler yalvariyor resmen Ze Roberto'ya bir yil daha kalmasi icin.. Düsünün ki bir orta saha, türkiyedeki on numalarin hemen hepsinden daha teknik, en az Mehmet Topal kadar mücadeleci, inatci ve gerektiginde kanat da oynayabilen bir oyuncu.. Keske yirmi yasinda olsa dediklerimizden.. Misimovic nedendir bilmem renksiz buldugum Wolfsburg'un tek rengi. Wolfsburg cok garip transferler yapiyor, yine bir garip transfer daha geliyor uzak dogudan.. Magath sadece teknik direktörlük yapmali aslinda.. O parayi bana verecen ? huh..
Forvette pek tabii beklenilen Helmes ve Ibisevic... Her ikisinin de bencilligi delirtiyor adami ki bu hafta Kiessling de delirdi. Nazarimda Ibisevic +Helmes bir kiessling etmez.. hepsini topla Obasi. Ama gel gör ki savasci kimlik obasi sürekli tekme yemesinden, tasin altina elini koymasindan dolayi sakat.. Bugünkü macta biraz yokoldum geldigimde Obasiyi tasiyorlardi, ne oldu anlamadim... Velhasil bir siralama yapacak olsak.. Deger acisindan Grafite,Helmes.... bir süre sonra Ibisevic.
Bundesliga: Seyirci Rekoru.!
Bu sezon oynanilan 152 macta statlara gelen seyirci sayisi 6.228.476. Bu da ortalama mac basina 40.977 seyirci demektir ki 1963 yilinda kurulan yeni Bundesliganin rekorudur. Önceki rekor 2005/6 sezonunda yakalanilan 40.004 mac basina canli seyirci ortalamasidir.. o dönem ilk devre sonucu gelen seyirci sayisi da 6.120.662. En az seyirci ise 71'deki Skandaldan dolayi ortalama 16.856 insanin mac basina mac seyrettigi 1972/73 sezonudur ki o bile Türkiye Süper Ligi icin ulasilmaz bir rakamdir..
Klup bazinda hemen herkesin tahmin ettigi gibi Dortmund rekorun her daim sahibi. Bu sene evinde oynadiklari 9 macta 650.000 seyircinin üzerine ciktilar.. Mac basina 72. 934 seyirci ile oynadilar evde.. Bayern 552.00 seyirci ki 69.000 ortalama.. yani bir kisi dahi fire vermeden her mac Arena'yi doldurmuslar..
Ülkemin liginin örnek almasi gereken politikalara sahip bir ligdir Bundesliga. Galatasaray,Fenerbahce,Besiktas ya da Trabzonspor'un biraz daha iyi olmasi cok seyi degistirmeyecektir amma velakin diger kluplere, ikinci liglere dogru yayilan bir gelisim ile ancak ciddi anlamda ülke ligi ortalamasi degisebilir.. inatla ve israrla basinin tamami üc buyuklere ayrilmis durumda.. Bu varolan acigi daha da buyutmekten baska hicbir ise yaramaz. Gerelu kurumlarin dikkate aldiklari ligin daha iyi olmasi degil varolan kosullar altinda üc buyuklere bölünmüs seyirci ortalamasini memnun etme üzerine kurulmustur. Özel yayinlari, sirketleri anlayabilir iken devlet kanallarinin da bu duruma ortak olmasi daha 40 yil Galatasarayin, Besiktasin,Fenerbahcenin Sampiyonluk yarisinda oldugu ve en buyuk Sürprizin de bunlardan geri kalmayan Trabzonspor'un sampiyon olmasi olarak yasayacagiz..
Toplamda her bakimdan kisir bir lig..
13 Aralık 2008
13 Aralik 1980.!
Bundan yedi sekiz sene öncesi Star Tv'de yayimlanan Yaseminin Penceresi adli sacma sapan bir programda konuk kenan evren idi. Pasanin sogukkanliligini, iki ordan iki burdan astik derken ki rahatliginin kanimi dondurmasi bir yana Erdal Eren'in idamina tanik olan adamin idami anlatisi ve buna kenan evren'in tepkisi aklimdan hic cikmamistir.
17 yasinda bir insanoglu ölüme dogru gider iken arkaya dönüp son bir kez bakar iken "son bakisinda" gözünü kirpiyor, hafif gülümsüyor ve hatta öncesinde o insanin omzuna söyle bir vurup önemseme der gibisinden onu hüznünden mahrum etme cabasina giriyor. O fotografi cekenin Sava Ay oldugunu düsünürsek Savas Ay'in anlatisi olabilir ama emin degilim.
Bu nerden baksan insani insanliktan cikaracak ölcüde hüzünlü olan ani sonrasi programin sunucusu bir kez daha soruyor: Hic pismanlik duymadiniz mi ? Hani insan yaslaninca duygusallasir biraz daha baska bakar hayata.. Yüzlerce insan asildi, binlerce beyin hapislerde cürüdü ve ülkenin akli-selim büyük bir kesimi yok edildi, biraz olsun "keske yapmasaydim" diye icinizden hic gecirmediniz mi ?
Kenan Evren: bugün olsa yine yapardim.. Hem biz adil davrandik hep, iki ordan iki burdan esit sekilde astik.! Bize haksizlik ediliyor..
Bu ülkede sizce dogru ya da yanlis olsun hayatlarini masaya yatirip kendisi disinda bir cogunlugun gelecegi adina savas verdiler. Bir dönem kabul edin ya da etmeyin icerisinde bir gram mutlulugu kapmak icin türlü türlü soytariliklara giristiginiz bu yasami hice sayaraktan ölüme dogru kostular.. Yol size göre dogru ya da yanlis olsun, bu onlarin kendilerinin disinda buyuk bir cogunlugun daha insanca yasamasi icin savas verdigi gercegini degistirmiyor.. Aynen kemik yasini ölctürseniz de yasinin on yedi oldugunu tarih önünde degistiremeyeceginiz gibi..
Benim aklimdan cikmaz genelde Erdal Eren. Cunku Galatasarayli Sabri'yi cok benzetirim ona.. Ne zaman onu sifira yakin vurulmus sacinla görsem aklima düser Erdal Eren ve o acimasizlik..
12 Aralık 2008
Genclerbirligi:1 Galatasaray: 3
Birbirlerinin benzeri iki deplasman, iki ankara maci desek pek de yanlis olmayacak sanirim.
Iki deplasman, her iki macta kisa sürelerde atilan üc gol ve her iki macin da 65.dakikasindan sonra düsen bir takim, bastiran rakip takim verilen sayisiz pozisyon. Ben bunu ciddiyetsizlige, konsantre eksikligine bagliyorum daha cok.. Ankara takimlarinin forvetlerinin beceriksizlik ve sansizliginin üzerine kaleci De Santchis'in güzelligi ile bu ciddiyetsizligin bedeli henüz ödenmedi velakin buna bir care bulmak durumunda kenar yönetimi..
Ilk yari boyunca aslinda aksayan Baris Özbek idi. Sag bek oldugunu icten ice reddeden bir görüntüsü vardi sahada. Sag kanada kosuyor, geri gelmiyor o bölge sürekli acikta ve oradan baslayan ataklar bir türlü kolay bir sekilde sonlandirilamadi, geri dönüste sahaya dizilimi son derece iyi olan Genclerbirligi futbolculari topu kapti ki bu kapislarin sonunda gol de bir sekilde geldi..
Golün gelmesi Lincoln'u yine kizdirmis olacak ki Baros'un ve Mehmet Topal'in o muhtesem paslarini sayiya cevirdi ya da cevirtti. Akabinde son günlerin en formsuz adami Arda Turan tamamen sistem ürünü olan bir noktada son vuruscu olarak ortaya cikip maci kopartti. Su noktadan sonra ikinci yarinin basini da saymazsak top filan oynamadi, sahada gezindi Galatasaraylilar..
Mehmet Güven secimi hepiniz gibi beni de tedirgin etti ve fakat gördük ki teknik ekip idman performansini begenmis olacak ki sahaya sürdü ve hakli cikti. Belki mücadele gücü olarak Ayhan olamadi ama ondan daha akilli top kullandi ki ilk yari oldukca etkiliydi ve aslinda onun pasiyla mac daha baslamadan bitebilirdi Baros biraz daha becerikli olsaydi eger..
Mehmet Topal bugün cok iyiydi.. Baris Özbek, öncelikle Topal gibi görev adami olmalidir o sinirli yetenegiyle.. Topal gercekten iyiydi, top kapmasi sahanin her yerinde olmasi ve gün gectikce ileriye dogru daha iyi hamleler yapmasi bakimindan son derece güzel bir gelisim icerisinde.. Ve aslinda Servet Cetin ile beraber bu takimin 65'den sonra dagilmayan iki oyuncusundan birisidir.. Bu da ciddiyetsizligi, lakayitligi cok agir bir sekilde ödenmemesinin en önemli nedenlerinden birisiydi..
Takim iki forvet oynuyor.. Peki oynasin. Ama simdi Nonda ve hatta Baros dahil forvetten ziyade orta sahaya kadar gelip top kapip pas verdikten sonra ne anliyoruz bu iki forvetten ? Söyle bir ikilem söz konusu. Orta sahada adaminizi rakip takimdan bir fazla yaptiginiz zaman baskiyi kuruyorsunuz.. Ve fakat kurulan bu baski sonucu daha ileriye dogru forvet eksikliginden gidilemiyor yer yer.. Forvetleri ikilediginiz vakit bu baski olusmuyor ve iki forvetten birisi bazen ikisi ortasahaya gelip orada bitiriyorlar maci.. Nonda bugün forvet olarak ne yapmistir ?
Baska acidan dikkatinizi cekiyor mu bilmiyorum ama bu takim hicbir sekilde gecen bes yilda oldugu gibi bir sekilde kanatlara inip bosluga orta yapmiyor.. Inatla ve israrla ortadan tek paslarla atak gelistiriyor.. Bu zamanla cok daha iyi olacaktir ve bir zaman sonra bunun meyvesini daha cok yiyecektir Galatasaray.. Yillarin verdigi aliskanligi söküp atmak kolay olmuyor ama Lincoln ile beraber degisen Galatasaray hucum hatti yeni haline alistikca goller ücün de üzerine cikacaktir..
bir ekleme de söyle yapayim: Üc golden sonra oynanan oyun icin konsantre eksikligi ,ciddiyetsizlik gibi ölcütler söz konusu olabilir iken sanki bu üc gol atilmamis da, bu üc golün rehaveti olmamiscasina ataklari sayip aslinda iyi oynamadi demek en alasindan kötü niyettir.. Bes sifir sonrasi milyon tane pozisyon da verebilirsiniz.. Ve fakat skor, kosullar ve bununla birlikte gelisen sartlarin getirisi altinda degerlendirilmelidir toplam sonuc..
Hildebrand&Weidenfeller&Enke.!
Hoffenheim ilk defa herkes tarafindan taninan bir stari kadrosuna katti.. Hildebrand yanlis transfer konusunun ana temasi olacak ölcüde hareket etti bir önceki transferinde.. Öyle ki hem kendini hem de takimi Stuttgart'i yakti. Stuttgart takimindan gidesiye kadar Kahn sonrasi en iyi kaleci olarak anilan isim yokoldu.. Stuttgart da o gün bugündür kaleci sorunu yasamaktadir.. Dortmund keza cok fazla istiyordu timo'yu ama o akillandi ve cok dogru yere gitti: Hoffenheim'a.. Ve üzerine ekledi maddi olarak cok daha iyi teklifler vardi ama ben burasin sectim, iyi yapti.. Dortmund olmazdi zaten zira..
Weidenfeller yedekte kalacak bir kaleci degil.. Su an 418 dakikadir gol yemiyor.. Ola ki Hildebrand gelmis olsaydi bu kalecilerden herhangi birisi yedekte kalmayi kendisine yediremeyecekti hele ki bu Valencia deneyiminden sonra Hildebrand ise.. Asla yedekte kalamaz, cok fazla sorun olurdu.. Bu acidan Hildebrand ve Weidenfeller icin güzel bir gelisme olmustur..
Enke ise sakat hala.. Röportajini okudum, bir kac kismi suraya ekliyorum.. Fenerbahce'den sonra takim bulma konusunda sikinti yasayacaginizi düsündünüz mü ile baslayan Türkiye muhabbetinin önemli kismi sudur:
Siz Futbola profesyonel bakmak icin fazla mi duygusalsiniz ?
Istanbuldan kacis cok profesyonel degildi (düsünüyor..) Aslinda ben o dönem Barcelonada ve Fenerbahcede bankta oturup parami alsaydim cok fazla profesyonel davranmis olarak anilacaktim kesilikle..
Bu sizi yolculuga mi sürükledi ?
Eger ki gerekli performansi göstermiysorsaniz, yasadiginiz ülkede mutlu degilseniz oturup düsünmeniz gerekiyor orada kalmayi hala isteyip istemediginizi.. Elbette benim Fenerbahce klubune karsi sorumluluklarim vardi ve ben onlara cok kisa süre icerisinde yeni kaleci bulmalari icin firsat yaratiyordum ama onlar yapmadi yine de Sampiyon oldular ve elbette ben de (Gülüyorrr)
Fiziksel olarak da rahatsiz edileceginizi düsündünüz mü Istanbulda ?
Sadece bu degil. Türkiyedeki fanatizm benim icin cok daha fazla tehlikeli olabilirdi. Bu durumda olan futbolcular aksamlari eve inanilmaz mutsuz dönüyorlar ve sabaha kadar yataklarinda iskence cekiyorlar ve bu sekilde yarim yila yakin bir zaman diliminde sahnede kalmak durumunda oluyorlar ki ben bunu yapamadim..
Bu sizde nasil bir iz birakti ?
Istanbulda yasadiklarim ve o dönem benim hayatimin kirilma noktasidir. Iki yil önceki kizimin ölümü gibi.. Artik futbol benim hayatimda eskisi gibi bir anlama sahip degil yine su an icin futbol hayatimin merkezinde ve fakat kesinlikle her seyin üzerinde degil..
Biraz rahatlama mi söz konusu ?
Yine maci kaybettigimizde sinirleniyorum, kiziyorum,sinirleniyorum ama eskiden bu bir hafta sürerdi simdi sadece iki gün..
11 Aralık 2008
Taca Atilan Toplarin Yarattigi Bunalim.!
Yaklasik bes yildir Türkiye Süper Ligi maclarindan daha cok Bundesliga ve cok cesitli Avrupa Liglerinden maclar izliyorum.. Cokca defa ordan buraya gecis yapmis insan olarak söylemek isterim ki aradaki en büyük ve önemli fark, bütün Alex,Lincoln tartismalarinin cikisina neden olacak ucurum suradan kaynaklaniyor:
Top, türkiye süper ligi takimlarinin kendi aralarinda yaptigi macta cok fazla taca cikiyor.!!
Cildiriyorum cogu zaman.. Fark ariyorsunuz Türkiye ile Avrupa Ligleri arasinda, iste en buyuk fark budur.
Top sürekli taca cikiyor.!
Orta sahanin Defansa bakan yarisi Türkiye futbolunun kanayan yarasidir. Kötü futbolun en önemli nedenidir, 10 numara arayisinin cikisi ya da oraya duyulan sayginin da temeli burada yatar. Defansin göbegindeki oyunculardan beklere ve hatta orta sahanin "kazma" olarak nitelendirilen mücadele gücü yüksek futbolcularina kadar olan bölümü biraz yetenek isteyen paslari yapmaktan aciz durumdalar.. Bu yüzden cok cabuk daralan defans oyuncusu topu taca atar, oyunu kurmak zorunda olan defans topu rakibe ya da taca atar.. Basit bir capraz pasi yapmaktan aciz futbolcu topu taca atar.. Defansif orta sahalar ya önündeki on numaralari arar, bulamadigi vakit topu taca atar.. Biraz top sikistiginda hani incesinden önündeki adami görmek durumunda kalan defans oyuncusu topu taca atar.. bunu siz farketmiyorsunuz ama üst üste avrupa liglerini izlediginiz zaman öyle göze carpiyor ki.. Sürekli duran oyun, sürekli taca cikan toplar, atilamayan paslar.. Allahta Anadolu takimlari önde basmiyor da cokca zaman kendi tuttugumuz istanbul takimlari o yari sahayi elini kolunu sallayarak geciyor ve mac cok daha az taca topu ataraktan geciliyor.. Derbi izlediginiz vakit ise futbol beklemeyin ve bunun en önemli nedeni de budur..
Gelisim ülkede bu noktada durmustur. Eskiden isler baskaydi cok, burada da, avrupada da..
Bir 10 numara vardi, diger golcüler dahil on kisi kazma iken top bunun ayagina yakisirdi cok.. Bir sey yapmasin o ayaginin ici ile topu öne dogru atabilsin, yeter diyorduk.. yeter.. Kosmasin, yorulmasin, bizim on bes pas yaparak buldugumuz oyuncuyu o gözü kapali attigi pasla buluyor, topu ayaginda sektirebiliyor, incesinden oyuncuyu görebiliyor.. Biz kosariz, o dursun.. Bu oyuncularin azligi nedeniyle futbol cok daha yavas, cok daha durgun ve cok daha renksiz geciyordu ama en azindan Avrupa Liglerinde durum degisti. Bugün sol bek ya da defans oynayan adamlarin teknigi ki on numaralarin dahi üzerine cikabilecek durumda.. Teknigi yalniz, oyun zekasi degil. Dolayisla oyun sikismiyor, topu taca atmadiklari gibi ters tarafa muhtesem toplar cikarabiliyorlar ve oyun eskiye nazaran cok daha az duruyor.. En azindan tacla degil de cok baska nedenlerden oyun duruyor.. Avrupa Liglerinin hizli futbolunun altinda yatan güzelligi defans oyuncularinin tekniginde, on numara estetiginde oyuna ofansif olarak katki saglamasinda yatar.. Bunu belki herkes bilir de Meira harici teknik bir defans alma girisiminde kimse bulunmaz..
Türk takimlarinin defansa bakan tarafinin tekniksizligi, pas yapamamazligi, oyun kurmada yirmi yan pas yapmak durumunda kalmasi sonucu giden süre, taca atilmak durumunda kalan toplarin öldürdügü futbol artik yoruyor beni.. On degil de bes atak olmasinin bir baska nedeni defansin üzerinden geciremedigi ve taca atilan toplarin kaybettirdigi süre, organizasyon..
(Meira bir defans oyuncusudur ..)
En son Ankaragücü macinda topun Meira'dan cikmasi icin hep dua ettik.. Servet'e geldigi vakit yanlislikla Ayhan'i, Topal'i bulamadigi zaman oyunun sikismasindan, taca ya da belirsizlige dogru yollanilan uzun paslardan ve onlarin geri dönüslerinden gina geldi.. Taraftarligi da gecip futbolu istiyorsunuz cogu zaman ekran basina cok da degerli vaktinizi ayirdiginiz vakit.. Ve düsünün ki Servet Cetin, bu takimin ve ülkenin bahsettigim konu asamasinda aslinda seviye atlamis oyuncusudur, daha da kötüsü var. Emre Asik.. Emre Asik süper bir adam, hic lafim yok, gülsün hayati boyunca hakediyor cok seyi ama inanin önünde bir adam oldugunda o topu diger rakip oyuncuya atamayan bir oyuncuydu. Almanya-Türkiye macinda öyle bir top cikardi ki spiker dayanamadi en sonunda.. Bu cagda bu anti-futbolumsu defans oyunculari diyerek giristi ki inanin hakliydi..
Servet'in teknigi, Servet'in önünde rakip oyuncu oldugunda topu olmasi gereken yere atabilmesi, becerisi, Galatasaray takiminin hucum gücünü belirliyor.. Nasil ki Hakan Sükür'ün ileride basmasi savunmasinda önemli bir rol oynuyorsa.. Bir örnek takim vereyim, Fenerbahce ve Zico futbolu.
Fenerbahce'nin Zico ile yakaladigi basarinin önemli ayrintilarindan birisi defans dörtlüsünün ücünün türk olmamasidir. Ki tek türk olan Gökhan Gönül'ün de avrupa yildizi konumunda olmasi da isin baska bir ayrintisi. Bu sene ile arasindaki en buyuk fark da defansif orta sahalarinin niteligi oldu. Aradaki köprü yikildi takimda ve bunun yüzünden Semih olsun Alex olsun geri gelmek durumunda kaldilar.. Bakin Fenerbahce'nin inter karsisinda yakaladigi baskiyi onca yil italyan takimlar karsisinda muhtesem baski ile muthesem sonuclar alan Galatasaray hicbir zaman basaramamistir, o inter maci yüzde doksan dokuza yakin oraninda Fenerbahcenin baskin oynamasi ile sonuclanmistir. Sebebi de topun sahada hangi koseye giderse gitsin ona en azindan bahsedilen seviyede hükmedecek oyuncular ile bulusuyor olmasiydi. Bir rakip takimin maci sonucta ama doksan dakika soluksuz izledigim ender maclardan birisidir.. Oyun hizliydi, top cok az taca cikiyordu.. Ki Edu ve Lugano cok teknik, cok iyi degillerdi belki ama türkiye ortalamasinin üzerinde oldugu asikardi.. Formda oldugunuz zaman karsi tarafa top göstermessiniz bu gibi durumlarda... Bizde Kaptan Bülent en fomda zamanda dahi oyunu yavaslatan, oyunu kuramayan, ona is düstügünde bir adim ofans olarak bizi geri iten oyuncuydu, bunun yaninda nice teknik adamlarin beceremedigi savasci kimligi ve oyuncuyu gecirmeyen defansif yapisi ile katkisi cok baska bir konunun ayrintisidir.
Sadece defans sadece bekler degil geri dörtlü ve defansif orta sahalar.. Bu mevkilerde oynayan oyuncularin teknik yetersizligi avrupaya oranla türkiyenin en önemli farkidir ki aciklarda oynayan futbolcularin da yeteri kadar iyi olamadigi bir baska ayrinti. Toplamda hizli ve güzel futbolu öldürendir ve elbette buna nazaran avantajlari mevcuttur. Bunun yerine savasirlar.. Savasirlar fakat savasarak dahi cökertmeyecek ölcüde teknik, birbirlerini gözü kapali bulabilen sistem takimlari karsisinda da her daim zorlanirlar.. Siz de takdir edersiniz ki bu gibi oyuncularin cogunlukta oldugu takimda cok ciddi bir sistemden, set hucumlarindan bahedebilirsiniz..
Stadyum programinda Hakan Sükür, Mehmet Demirkol'un sürekli öne sürdügü Galatasaray takiminin dört tane ayaga pas yapan ama savasmayan oyuncu secimiyle defansif zorluk yasayacagi gercegine cok güzel ve yerinde bir cevap verdi. Ancak ayaga pas oldugu vakit defans oyuncularin dinlenebildigini belirten Sükür'e ben de ekliyorum ki ayni zamanda top sizde daha cok kaldiginda, siz degil de topu kosturdugunuzda savasmak durumunda kalan takimin cok daha erken fizik-kondisyon sorunu yasayacagi da bir diger artisi.. Zor durumda beceriniz olmadigi icin topu taca ya da belirsizlige, bosluga, rakibe göndermek yerine adrese teslim kendi oyuncunuza aktarabildiginiz vakit bir atak yemekten, bir rakip atagina kosmaktan, bir hata potansiyelinden kurtulmus oluyorsunuz..
Toplamda belirtmek istedigim sudur ki Ülke futbolunun üzerinde durmasi gereken defans bölgesinin oyuncularinin oyun zekasi ve top teknigi konusundaki eksikligidir. Bu mahalle maclarindan ileri gelir.. Biraz teknigi olan her oyuncu orta saha, sag acik ya da forvet oynamak ister ve ezelden beri varolan top teknigi olmayan oyuncularin kaleci ya da defans oynamasi gerceginin artik degismesi gerektigi üzerine duruyorum.. Bu mahalle maclarinda takim abilerinin yerlestirdigi sistem aslinda bugün antrenörlerin kadro secimi ve gelismekte olan oyuncuyu yönlendirirken yaptigi eylemden cok baska degil.. Ülkede henüz futbol okullari yeteri kadar gelismediginden malasef antrenörün oyuncuyu yönlendirmesi kilit rol oynuyor.. Akli olan biraz teknik ve fizik yapisi musait oyuncu defans oynar, deli para kazanir ülke futbolu da gelisir, gencler sözüm size..
Sampiyonlar Ligi Top 11.!
Geride kalan grup maclarinin en iyi onbiri..
Rensing'in isi nedir orada anlamadik pek.. Üc mac gol yemedigi önemli degil takimi kurtarmis midir ki kaleci olarak ? Fiorentina maci var baska da yok aslinda saglam oynadigi..
Benzema var.. Oynadigi 17 Sampiyonlar Ligi macinda 12 gol ki 20 yasin alti bunu becerebilen olmamis su ana kadar.. Klose, Gerrard,Messi ile beraber bu lyonda 5 gol atmayi basarmis adamdir..
Digerleri de az cok kabul görür ilkonbir..
Werner Lorant.!
Yuh, oha, cüs.!
Baska da bir sey denmez.. O meshur 1860 Munih efsanevi antrenörü, Fenerbahce ve cesitli Anadolu kluplerini calistirmis olan adamin düstügü duruma bakin. Alman Bezirk Ligasinda türk klubu var, Ata Spor. bu takimla anlasiyor, düstügü durum bu degil, bana ne bundan.. Sevmem zaten kendisini, sürünsün.. Efendim Ata Spor ile bu devre sonuna kadar anlasiyorlar.. 4 haftalik zaman icin Lorant'i ise aliyorlar.. Bezirk liga.. Oha yani. Birinci degil ikinci degil ücüncü Bundesliga degil onun da alti bölgesel ligler degil altinin da alti.. Amatörün de amatörü.. Ata Spor, dört haftaligina 10 bin euro veriyor Lorant'a. O sirada ise basladiktan üc gün sonra Slovak birinci Ligi takimlarindan Dunjaska Streda'dan teklif alip takimi birakiyor.. Sözlesmesini teklif gelirse birakirim diye madde koydurtmus tamam.. cekip gitsin. Ata Spor baskani Mustafa Cukurcu da haliyle üc gün calistirip giden adamin geride kalan 18 gün icin coktan almis oldugu 8.500 euro'yu istiyor.. Lorant da vermiyor, ben istemedim onlar bana verdi simdi niye geri vereyim diyor ?
Küme düsesin o slovak liginde Lorant bey... Milyon Eurolar kazanmissin garip bir klubun 8.500 eurosu sana ne getirir yahu ? Üc gün calistirmissin takimi.. Birak onu, türk kluplerinden, türklerden onca para kazanmis adam..
Takipdeyim o takimi.
Miro Klose.!
Karakter her seye ragmen önemlidir.. Nasil ki Rene Adler'in bir gün cok iyi/cok büyük kaleci olacagina, bugün basardiginin iki kati fazlasini basarabilecegine inaniyorsam bunun da belirli bir seviyenin altina düsmeyecegini biliyorum.. Ballack ve Frgins'e en iyi cevabi aslinda Klose vermisti ama o röportaji buraya koyamadik..(üsenmistim) Diyordu ki "Lutcher" dedigi Frings'e iyi degilsen calisacaksin.. Yine iyi olmadiysa daha cok calisacaksin.. verebilecegin en buyuk tepki bu olmalidir.. Ki kendisi de idmanda öyle cok calisti ki Löw bundesliga formu iyi olmamasina ragmen antrenmanlardaki performansi/azmi/caliskanligi nedeniyle ilkonbire koydugunu soyluyordu hattrick yapmadan önce.. O gün bugündür de atiyor her yerde Klose.. Atsin. Saglam karakteri de vardir, severim cok... Bugün Lyon karsisinda aslinda Ribery'dir macin adami ama iki tane atti yine ..
Ivica Olic : Kime gitsem.. kime gitsem ?
Ivica Olic, Bundesliganin en güzel oyuncularindan birisidir benim icin. Sessiz,sakin bir yapisi olmasina ragmen saha icerisinde azimli, enerjik ve her daim istikrarli görüntüsü ile basariya dogru kosmustur. Özellikle gecen sene takimin gol yükününün büyük bir kismini iki oyuncu cekmisti: Olic ve Van der Vaart.. Digeri cok konusuldu da üzerinde cok durulmadi bu basarinin bir baska ifadesi olan futbolcunun..
Kime gidecek ? Bana göre Bayern Münih. Cok akillidir Hoeness.. Inanin bana bu isi o birakasiya kadar her sene Sampiyon Bayern Munih. Neden oraya gidecek ? Yilligina 4,5 5 milyon euro'ya basacak.. Hamburg tas catlasa iki bucugu bulur ona verdigi ama bu sekilde adam iki katini kazanacak. Yasi da gelmis, bu yastan sonra baska bir ligde macera pesinde kosmaz, Bayerne gözü kapali gidecektir. Bayern neden bu oyuncuyu alacaktir ? Ribery'nin yoklugunu en güzel bu adam doldurur, bu capta bir adam icin eline verdigi bu para haric en az bir on kagit cikmak durumunda kalacak ve basari sansi mechul olacak... oysa Olic'in oldugu yerde basarisizlik var midir ki ?
17 Yasinda NK Marsonia'da ortalama 0,89 gol ile parlamis, hertha Berlin aliyor ama tutmuyor ve ülkeisne geri dönüyor. NK Zagrep.. Ki Hertha Berlin almadan önce Inter ile ön sözlesme filan da imzaliyor ama secimi bu yönde oluyor, kaderinde varmis onun Bundesliga.. Zagrep'e döndükten sonra atiyor da atiyor hoop sonra Dinamo Zagrep.. efendim hemen sonra da CSKA Moskova.. 17 ayda üc klup gezen oLic efendi üc sampiyonluk, iki gol kralligi bir UEFA kupasi kaldiriyor ki ne diyim daha ben.. Akabinde Hamburg'a geliyor ve burada yaptiklari da ortadadir..
Basari ve Olic ayrilmaz bir ikili olmus bugüne kadar.. Hamburg nasil ki Van Buyten'i kaybettiyse Olic'i de kaybedecektir. Bayernin en buyuk kozudur bu. Deisler örneginde görüdügünüz gibi gerekirse bes on milyon euro kontosuna ativerir futbolcunun sözlesmesini uzattirmaz.. Sözlesmeye fazla para vermez, oyuncuya verir.. Normalde vereceginin dörtde biri. Fenerbahce ise bunun tam tersi. BIr milyon Aurelio'ya vermez, onlarca milyon Bonservise verir.. Versin tabi..
10 Aralık 2008
Dinamo Kiev: 1 Fenerbahce: 0
Gayet olagan bir sonuc aslinda. Ve hic teknik adama filan girismeyin derim ben.. Fenerbahcedeki sorun bariz bir sekilde ortadadir. Su an bu takimin en önemli eksikligi kadrosunun genis olmamasidir. Aslinda gecen sene yapmasi gereken, bu sene yapmasi gerekenden cok daha zordu, o basarildi, devaminin getirilmesi sanildigi kadar zor degildi. Ama iste Fenerbahcenin son yillardaki hastaligi eldeki degerleri tutamamasi.. Emekcilerine gerektigi kadar saygi göstermemesi veya deger vermemesi.. Tuncay Sanli'nin gelecegi cok önceden düsünülüp halledilmeliydi.. Bu sene aslinda Fenerbahcenin cok muthis transfere ihtiyaci dahi yoktu eger ki eldeki kadroyu tutmayi basarabilseydi.. Velhasil onca zorluklarla, milyon eurolarla onca paraya mal olacak ilkonbirin icerisine girebilecek tek oyuncu icin onca caba verirken hali hazirda a'dan z'ye hemen herkesin kabul ettigi katkiyi saglamis olangillere yapilan saygisizlik, bugünün gercegidir.. Bir Roberto Carlos'un yilligi 5.2 milyon euro. Bir Guiza toplamda 17-8 milyon Euro. Bir Emre 8 milyon euro. Oysa bu paralari hic vermeyip basit bir sekilde Bayern Munih gibi eldeki oyunculara gerekirse iki kati para vererek onu bir sekilde klupte tutmak cok da zor degildi. Bayern bugun Schweinsteiger'ini 2012'ye kadar klube bagladi.. Resmi rakamlara bakmayin siz Bayern bugün Schweini capinda bir oyuncu almak icin sadece Bonservis olarak verecegi paranin en az yarisini eline vermistir.. Velhasil kurumsallasma acisindan yapilan dogrular bu kadar güzel iken oyuncu transferi konusunda yapilan yanlislar da o kadar fazla ki..
Alex tartisilacakdir yine. Oysa Alex'in ne oldugu bellidir. Ona göre sistem, transfer oldugu vakit neler yapabilecegini göstermistir. Siz onun kosmayacagi ama paslarini konusturabilecegi bir sistemi insa ederseniz, yildiz olur, onun da kosmasi ile bir bütün olusacaksa eger Alex kötü olur..
Diyebilirsiniz ki bir iki oyuncu mudur.. Evet bazen bir ya da iki oyuncu yeterlidir sistemi toptan cökertmeye.. Takimdan giden oyuncu genc yasinda azmi ile Kaptan olmus Tuncay Sanli. Futbol olarak takima verdigini gecin karakter olarak takima kattigini düsünün.. Galatasarayin dahi bu sene biraz daha sancili baslamasinin belli basli nedenlerinin basinda takimin kaptani Hakan Sükür'ün yoklugudur.. Bir düzenin yikilisidir. Giden oyuncu Mehmet Aurelio.. Onun katkisini saglamak icin Selcuk Sahin + Josico+Maldonado ve üzerine geriye gelen ofans oyuncularin yaptigi katkisi ve bu yüzden yapamadigi katkiyi da ekleyin.. Gönderdiginiz oyuncu budur..
Kendinizi Aragones'in yerine koyun, kimi oyuna sokabilirdiniz ? Elde kalan farklilik yaratacak iki oyuncunuz da sakat oldugu vakit size baska bir secenek, baska bir kadro secimi kaliyor mu ki ? On kisiden dokuzu bu onbiri sahaya sürecek ve Alex'i de aldiginiz vakit en yüklenmesi gereken zamanda altini cizelim "caresizlikten" kendi aralarinda top cevirmeye zorunlu kilinyorlar..
Pozisyonu olmadan Fenerbahce maci bitirdi desek yeridir. Tatsiz,tutsuz ve inancsiz oyuncularin kendi aralarinda geyik yapar gibi pas cevirdigi mac olmustur..
Velhasil su kesindir ki Fenerbahce yönetiminin basarisizliklarinin bir sonucudur bu. Teknik adam bu yüzden cok da suclu degildir.. Alex, Guiza ya da diger oyuncular da hicbir sekilde basarisizlikta etkisi olmamistir bana göre..
9 Aralık 2008
Adios.!
O demeci vedigi anda kendi kendini klupten kovdurdu aslinda.. Sen böyle dersen, arkanda basarili olman icin cabalayan insanlar sana nasil inansin sevgili Hemsehrim ? Madrid gibi bir takim barcayi her sekilde yenebilme ihtimaline her daim sahip olmalidir.. En azindan söylemlerde, kalplerde, inancta..
Kahn ve Cin.!
Acaip seviyorlar bu adami orada. Neden ,bilmiyorum.. Biraz iri yari ondan midir nedir anlamis degilim. Sevgili Kahn Cine gidiyor, Bir tv Showunda yetenekli gencleri belirleyecek.. Ciddiye almis bu isi Kahn. Mart'da baslayacak yaza da finali var. Ingilizce konusacakmis da haberin ayrintisi takildi. Diyor ki 60 ile 160 milyon insan tarafindan izlenecekmis. 60 nere 160 nere ? Yani arada 100 milyon oynuyor, bilmiyoruz desene kardesim suna..
Babam da eskiden derdi, kac kilosunuz efendim diye sorduklarinda 80 ile 100 arasi sallanip duruyoruz.. Oha yani... bu da ona benzemis..
Bayernliler Sirkte.!
Efendim moraller yerinde.. Cok kötü bir baslangic yapan Bayern az biraz kendine gelince Antrenmanda gülmeler, sirklerde cosmalar, soytarliklar hirla, gürle.. Cocuk icin bir kalp kampayasinin getirisi olan bir eglence.. 500 tane cocuk da izleyici.
Pek yakismamis kirbac elinde.. Verecen onu Terim'e bak nasil güzel görüntüler ortaya cikiyor.. Klinsmann da takimin basinda sirkte..
Bu sirkin en eglenceli iki insani budur.. Asagida göreceginiz gibi.. (Sarah, unutmadim seni hala, bilesin..)
Schweini perukla gayet iyi.. At Hirsizlarina benzemis.
Dikkat ettim de yakismis Schweinsteiger'e,, En azindan daha güzel olmus diyebiliriz eskisinden...
Sürekli resmedilen yasli ama kötü niyetli cadilar gibi..
Ben olsam bu eglencenin bir parcasi olmak istemezdim, milyarda bir de olsa o kaza riskini göze almam arkadas, yapmam. Gitsin baskasi yapsin derdim.. Söyle ki sormuslar kim ister burada olmayi.. Sadece toni parmak kaldirmis ben yaparim diye.. Hoeness de diyor ki Toni sanirim neye denek olacagini anlamadigi icin ortaya atildi. öyle veya böyle Bayernlilerin en cesur adami su saniyeden sonra..
De Michelis, playboy hatunu Evangelina ile..
Klose yalniz gelmis.. Evde ikizler olunca insan kipirdayamiyor tabi..
Van Bommel ve hatunu.. Ne desek bos, sevgi, saygi, ask'a gidiyor sanirim cok sey.
Bilmesem sevgilisi degil de ikiz kardesi sanirdim. Bunlar evlenirler yüksek ihtimal.. Bir de cok cok ince dudakli hatunlara karsi ezelden bi gicigim var, atamiyorum icimden.. Iyi degil bu kiz, bilesin Lahm.. dikkat et kendine.
Ribery cocugu Hiziya ve karisi Wahiba. Ribery Ermis gibi gözümde zaten..
Bu güzel hatunun adi da Saskia'mis.. On üzerinden alti bucuk, fena degil kesinlikle.. Digerlerini görünce sekiz, dokuz veresim geldi gerci de elim gitmedi.. nice güzel hatunlar var bu dünyada..
Hooop hep beraber selam.. Aralarinda en uzunu Sarah olmasi da ilginc..
Riberiiiii.. Tahmin edebiliyorum aklindan gecenleri sevgili riberi..