23 Mayıs 2008

Teknik Adamlarin Kovulmasinin Nedeni: Jürgen Klopp



Dortmund takimi bazi seylerin aslinda farkina varmisti. Özellikle gelisim döneminde olan klupler icin istikrar olmazsa olmazidir. Bayern gerekirse yilda on teknik adam degistirir ama temelde bir kayma yasanmasi pek de olasi degil. Her seyini tamamlamis kluplerin basinda gelir. Klinsmann teknik adam bile degil, imaj ve motivasyon acisindan takima dahil edildi. Dortmund ise cok baska kosullara sahip. Yukariya dogru tirmanabilmesi icin istikrara ve teknik adamligin da ötesinde birden fazla görevi olan genc antrenörlere ihtiyaci var. Doll, en kötü zamaninda aslinda destek görmüstü Klup baskanindan.. Icra kurulu toplantisinda baskan, önümüzdeki bes macin sonucuna bakilmaksizin teknik adamin klupte kalacagini belirtiyorum diye muhtesem bir ise de imza atmisti. Amma velakin Klopp cok baska sevilir Almanyada.. Bayern Munih icin dahi adi geciyordu. Derler ki Skibbe, Klopp olasiligi adina klupten kovulmustur. Ben de ayni zamanda teknik direktör adayim olarak belirtmistim zamaninda..

Mainz birinci lige cikamazsa birakirim demisti. Hoffenheim Mainz'in yerine birinci lige ciktigi andan itibaren kovulmalar yasandi Bundesliga kluplerinde. Futbolculari ile arkadas gibi olan, hemen herkesin sempatisini kazanmis Klopp en sonunda buyuk bir klube adimini atti. Tasidigi potansiyelin ne denli gercek oldugunu gösterecek bize dortmund klubunde..

Hayirlisi olsun diyoruz..

Samir Nasri & Arsene Wenger



Bak bu Sagna cok iyi.. Super bir bek, kim alacak acaba, baskanla da problemleri var.. kesin gidici bu sene.. nereye gider ?

Wenger'in eline..

Eduardo.. Golcü her yerde golcüdür, rahat birakilmasi, gücsüz lig olmasi sanildigi kadar problem degil. Alacak bunu ama kim alacak ?

Eduardo Wenger'in elinde..

Su bundesligada göze hos gelen kac tane futbolcu var ki ? Hleb,Rosicky, Lincoln.. Rosicky'nin sürekliligi olmamasi klubunden kaynaklaniyor, peki ya bu rus ? Asistleri, teknigi..

Rosicky ve Hleb, ikisi birden Wenger'in elinde.. kuruttu benim ligimi. Arsenal ve Wenger ikilisi, salt icraat bakimindan en cok hosuma giden ikilidir.. Bir teknik adamin bir klube sportif basarinin yani sira ekonomik olarak da kalkindirabileceginin en somut kanitidir..

Samir Nasri.. Yetenek, bariz yetenek.. tartismasi olmaz bunun. Yapar mi eder mi o hocanin sorunu, Nasri'nin degil. o yasta cocugun sorumlulugu dahi olmaz. Yapabilir, bu kesin. Süper teknik.. Asisti seviyor, oynatiyor, bu sene azar azar atmaya da basladi.. Surda oynar mi burada oynamaz mi diye bir sey sacmadir. O tamamen hocanin kendisine güvenmesi ile ilgilidir, futbolcudan bagimsiz degerlendirilir. Önemli olan futbolcunun kapasitesi ve onu sahada gösterebilmesi.. Risk ? Her sey risk. Eduardo bir yila yakin kendine gelemez denildi.. futbolun kendisi risktir. velakin Samir Nasri de risk ise artik.. hele ki bu Premiere Lig gibi önüne gelene milyonlarca euro sacan bir yerde "salt" yetenek bir futbolcu icin..

Bakiniz.. Luka Modric, baskadir. Onun ingilterede oynayamamasi gibi bir secenek dahi yok. Oynayacak.. Takima katkisi muhtemeldir ki Samir Nasri'den fazla olacak. Olgun, kaptan bile olur genc yasinda o derece.. O fizigine ragmen inanilmaz mücadeleci.. oyunun her iki yönünüde oynayabilen.. Ama ben iki mac da görme umudum olsa Nasri icin gider kombine alirim. Budur futbol cunku. Hleb'in o topa dokusundaki asalettir bazen futbol..

Kim Ne Dedi ?



Maik Franz, Ismail Güldüren'in alman versiyonudur. En son Mario Gomez "Arschloch" filan demis, para cezasina carptirilmisti. Pisliktir saha icerisinde ve kendince bunun nedenleri de vardir.. Frankfurt'un bu yil cok formda olan oyuncusu Amanitidis'e gina getirmis ve söyle buyurmustur Yunan Pasasi:

"onun aklindan neler gectigini inanin bilemem ama cok fazla seyin gecemeyecegini söyleyebilirim."

Salak biraz bu demenin almancasidir..





Hamburg'lu Jarolim geliyor ve nedensiz bir sekilde cigiriyor Markus Schuler.. Sonrasinda aciklamasi sudur:

"Isin dogrusu birisinin bana dokunmasini ben sevmiyorum, gercekten.. istemiyorum birisi bana dokunsun"

Satranc oynasaydin abi sen.. Numara yaptim demiyor da..




Cottbus efendice ligde düstü.. Sammer'in fair play ve ligden düsme adina söyledigi sey sudur efendim.

"Efendi gibi ligden düsmektense igrenc olup ligde kalmayi tercih ederim".

Ezelden sevmedigim bir adam. Antrenör olarak.. oyuncu olarak muhtesemdi. Ballack Laneti ile genc yasinda Dortmund'u Bundesliga sampiyonu yapti, o gün bugündür parlayacak, süper hoca diye bekleniliyor, bence bes para etmez futbol oynatiyor..



Sport Bild'in Hamit ile yaptigi roportajda söyle bir soru soruldu. Schalke ile mac yaptiginiz zaman ikiz kardesiniz ile aranizda faulproblemi olursa ne olur ?

Hamit:

"Annem cok kizar sonra"



Kalip kalmayacagi cok tartisildi ve hala da tartisiliyor.. En son sözü de Hamburg taraftarlari söyledi.

"Sen git ama karin burada kalsin"



"Ben escinsel degilim"

Albert Streit, Thimothee Atouba'yi savunurken olusan bu görüntü sonrasi..

Rene Adler & Marko Marin



Alman milli takiminin iki genc ve ilk defa milli kadroya secilmis oyunculari. Iki yetenek diyelim kisaca. Her ikisi de heyecanli ve güzel aciklamalar yapmis. Marin, teknik acidan almanyanin eksigini kapatmasi adina önemli bir isimdir ve umarim takimda kalan Marin olur ve Odonkor'u gönderir.. Marin kalabilir ama diger genc yetenek Helmes acisindan pek umutlu degilim, Neuville kalacak gibi.. Adler zaten ücüncü kaleci velakin deginmek istedigim aslinda Adler..

Löw, beni sasirtti. Adleri neden sectigine iliskin konusurken sadece kirk kusur bundesliga maci oynamis Adler'in yasina göre oldukca olgun ve cok iyi bir yasam/futbol perspektifi oldugunu, gelecek yillar icin düsündügümüz isim olmasindan kelli simdiden onu hazirlamaya calistigini belirtti. Yani isin özü sudur ki bakilan nokta tek basina "yetenegi" degil.

Adler, her konusmasinda size kendisini sevdirir. "Ben 1 numara olacagim ,suyum buyum" gibi gerzek yeni yetme futbolcu aciklamalari asla onda yoktur, hepsini anlamsiz bulur. Bugün sevincini dile getirir iken meslektasi Hildebrand'in üzüntüsünü de paylasir.. Kimseye saygisizlik yapmadigi gibi büyük söylemlerden de her daim kacinir. Gercekci aciklamalar ve hep mantikli.. Nasil ki sittin sene gecse kardesim misali Christian Ronaldo hayrani olamayacagim gercegi gibi, yüz yil kalsa arkasinda taraftar olacagim bir kalecidir. Ki öyle de bir yetenektir, komple. Neuer gibi iki mac kurtarip bes mac takimi alasagi etmez.. Istikrarlidir, ki Löw'ün üzerinde durdugu konulardan birisi de budur. Tüm sezon boyunca hata yapmadan hep ayni seviyede kalmistir.. Marin ise zamaninin Thomas Hässler'i gibi. O takimda iki dripling ile adam gececek tek oyuncudur...

Her ikisi de gelecegidir Almanlarin..

Bundesliga TV Gelirleri




Bayern bu sene en cok parayi alan klup. Yayin haklarindan toplamda elde ettigi gelir; 29,11 Milyon Euro. Bu rakam gecen sene sampiyon oLan Stutgart'in aldigi rakamdan 3 milyon euro fazla olsa da rakipleri olan diger liglerdeki buyuk takimlarla kiyaslandiginda "bu da para mi lan" tepkisi gayet yerindedir. Bunun disinda Bundesligada dikkat cekici olan, Almanyanin genel ekonomi politikasina paralel sekilde ilerleyen dagilimdir. Aradaki ucurumun olmasi gerekenden cok daha az olmasidir. Bugün düsmüs Rostock, 13,6 milyon euro aliyor pastadan. Birinci hemen hemen iki kati ama toplamda olusan fark diger ülkelere göre oldukca iyi.

ispanyada kendi haklarini kendisi pazarlayan Real Madrid'in yillik kazanci 150 milyon euro. Yine Bundesliga gibi dagitimin tek bir elden ve merkezi sistemle yapilan ingiltere ligindeki rakamlar, buradakinin hemen hemen üc kati buyuklugunde. tartisilan konu halka acik, sifresiz kanallarda maclarin canli yayinlanmasi. Bu da haliyle sponsorlari harekete gecirecek ve her bakimdan kazanc artacaktir gibi fikirler ortaya atiliyor..

Dagilimin tamami asagida ve bilinmesi gereken sudur ki sadece son yila bakip bir hesap/kitap isi yapilmiyor. Son dört yila göre kluplerin alacagi belirleniyor.

Toplamda 360 Milyon euro gibi bir rakam söz konusu. Gecen seneye oranla yüzde on bes daha fazla. Seneye de anlasma geregi yüzde yirmi daha fazla olacaktir, sonrasi icin bugünlerde yeni anlasma yapilmak üzere toplaniliyor.. Yeni kurallar ve yeni bir sözlesme, daha önceden de belirtildigi gibi yaklasik 500 milyon euro civari para konusuluyor..



Klup

Miktar

1.

Bayern München

29,11

2.

Werder Bremen

27,42

3.

FC Schalke 04

25,73

4.

Hamburger SV

24,04

5.

Bayer Leverkusen

23,09

6.

VfB Stuttgart

22,40

7.

Hertha BSC

21,46

8.

Borussia Dortmund

20,76

9.

Hannover 96

20,03

10.

1. FC Nürnberg

19,29

11.

Eintracht Frankfurt

18,56

12.

VfL Wolfsburg

18,28

13.

VfL Bochum

17,00

14.

Arminia Bielefeld

16,17

15.

Karlsruher SC

15,35

16.

Energie Cottbus

14,53

17.

MSV Duisburg

13,79

18.

Hansa Rostock

13,06

Penaltilarla Sampiyonun Belirlemesi.!



Sacma.. Baska secenek yok.. Ne olacakti ya ? Ayni organizasyonu bir daha mi duzenleyecekler ? Bence fena fikir degil ama kolay da degil.. Yalniz simdi ne oldu ? Daha iyi penalti attigin icin kaybettin.. Abramovic seneye ne diyecek ? Daha iyi penalti atan oyunculari mi takima alacak ?Su an icin Man U ile Chelsea arasindaki fark penaltilardan kaynaklaniyor.. Insanlarin bir kisminin hafizasindan Milan-Liverpool kisminin penaltilari silindi bile... Kazanan kaliyor akilda. Neden ? Daha iyi penalti attiklari icin.. Anlamsiz buluyorum ama yapilabilecek cok fazla bir sey de yok. Aklima 1900'lü yillarda oynanan 180 dakikalik maclar geliyor ya da üc kere tekrardan oynanilan finaller.. baska care yok ama bu da iyi bir cözüm degil kesinlikle.. Bu arada Anelka oyle ki futbolu birakmis gibi.. Hepsibir benim icin der gibiydi..

John Terry ve Acisi.!



Christiano Ronaldo'nun penaltiyi kacirmasini istedim. Ben hep soyle dusunurum. Adam sene boyunca inanilmaz bir performans gösterdi. Boyle bir eksi puan, cok da önemli degildir, digerlerine oranla daha kolay atlatabilir.. digerleri de haliyle kolay atlatamiyor. Empatinin de fazlasi zarar gerci ama iste..

Christiano Ronaldo.!



Cok seyi o iyi yapabiliyor kuskusuz ama kafa hakimiyeti, en az cabuklugu, teknigi ve frikikleri kadar iyi. Cok gol atmasinin, hayvani istatistiklerinin en önemli nedeni, calim atan, frikik ve sutlariyla iyi olan oyuncularda genelde olmayan "Kafa" sidir..


Herkesin ilgi alani baska tabi.. Bir de "bi araba dayak atasim var" diye deyim var bizim köyde..

Anouck Margueritte




Fotograflayan ise.. David Lynch

Ballack Laneti.!




Bayer Leverkusen o sene muhtesem bir performans gösteriyordu. Daum sonrasi gelen Topmöller, bugün hala o performansinin ekmegini yemekle mesguldur. Sampiyonlar Liginde Yildiraybastürklü Leverkusen finale kaliyor, bundesliga da Ballack liderligindeki Leverkusen son üc haftaya girerken Sampiyonlugun en buyuk favorisiydi, kalan üc haftada tek bir galibiyet almasi halinde Sampiyonlugu garantiliyordu.. ve elbette 2002 dünya kupasinda da Almanya favoriler arasindaydi..

Peki ne oldu ?

Sampiyonlar Ligi kupasini Zidane'nin muhtesem volesi, Bundesligayi son üc haftada galibiyet alamayarak Dortmund'a ve keza Dünya Kupasinda da Brezilyaya kaybediyordu Ballack.. Orada nasil ki Kahn'in süper formunun aksine süper hatali bir gol yiyorsa, keza Terry de ayni sekilde.. Ne Bundesliga Sampiyonu olabildi, Ne sampiyonlar Ligi Sampiyonu ne de Dünya Kupasi.. ücünü de finalde kaybeden adamdi.. Bayer Münih sonrasi Ingiltereye gitti, baska ihtimal lanetini de yenmek üzere..

Sakatlandi, su bu oldu. Takima girdigi vakit biraz da kendisinin yükselen performansi ile finale kaldi. Ama iste final ve Ballack ikilisi lanetin olusmasi icin gerekli iki kelimedir. Man U sampiyon oLdu.. Elde kalan tek final, Sampiyonlar Ligi Sampiyonlugu..

Terry'nin kayisinin bana göre tek aciklamasi Ballack Lanetidir baska da bir sey demiyorum.

Ve simdi soru su .. Avrupa Sampiyonasi ?

21 Mayıs 2008

Jesus Malverde.!



üzerindeki resim uyusturucu patronu ve halkin kahraman olarak belledigi Jesus Malverde'ye ait.. Bu adamin filmleri filan da cekildi ya da bilmiyorum.. Ilginc her bakimdan.

Miguel Veloso



Vakit olursa tüm yildiz adaylarini. ülkeleri inceleyecegim EURO 2008'in.. bu da giris oLsun. Birbiri ardina türeyen gerizekali menacerlik oyunlari da akillanir belki EURO 2008 sonrasi diyerek nokta koyuyoruz Veloso'ya.(Döncem ben Sana)

Simon Rolfes.!



Bu yilin en iyi defansif orta sahasidir Simon Rolfes. Daha iyi anlasilmasi adina Bundesliganin Mehmet Topal'i oldu. Hucum futbolu oynayan Leverkusen'in orta sahasini toplamakla kalmayip eksigi olan gollere de kavustu. Velhasil, süper bir form yakaladi. Frings'e bir sey olursa kenarda hazir bekletilmek üzere milli takima da secildi. Ayni zamanda Bundesliga'nin(kalecileri saymazsak eger) en cok dakika forma giymis oyuncusu. Ligin 3.macinda Karlsruhe karsisinda 3-0 galip iken son dakikalarda oyundan cikarilmisti, onun disinda teknik adam ondan vazgecemedi ya da o hic sakatlanmadi.. En cok oynayanlar listesi de su sekildedir..

3060 Drobny, Jaroslav Hertha BSC 34
3060 Enke, Robert Hannover 96 34
3060 Neuer, Manuel FC Schalke 04 34
3056 Rolfes, Simon Bayer Leverkusen 34
3043 Rost, Frank Hamburger SV 34
2988 Skela, Ervin Energie Cottbus 34
2970 Adler, René Bayer Leverkusen 33
2970 Eggimann, Mario Karlsruher SC 33
2935 Eichner, Christian Karlsruher SC 33
2935 Rost, Timo Energie Cottbus 33
2930 Cherundolo, Steven Hannover 96 33
2930 Ernst, Fabian FC Schalke 04 33
2925 Castro, Gonzalo Bayer Leverkusen 33
2860 Sestak, Stanislav VfL Bochum 33
2859 Naldo Werder Bremen 32
2848 Friedrich, Manuel Bayer Leverkusen 32
2842 Yahia, Anthar VfL Bochum 33
2835 Orestes Hansa Rostock 32
2833 Mertesacker, Per Werder Bremen 32
2811 Hajnal, Tamas Karlsruher SC 32
2806 Kern, Enrico Hansa Rostock 32
2796 Rafinha FC Schalke 04 32
2790 Kucera, Radim Arminia Bielefeld 31
2790 Starke, Tom MSV Duisburg 31
2790 Wiese, Tim Werder Bremen 31
2789 Mathijsen, Joris Hamburger SV 31
2784 Westermann, Heiko FC Schalke 04 32
2776 Tinga Borussia Dortmund 33
2767 Bordon, Marcelo José FC Schalke 04 31
2764 Mitreski, Igor Energie Cottbus 32
2755 Wichniarek, Artur Arminia Bielefeld 33
2754 Cvitanovic, Mario Energie Cottbus 31
2753 Tararache, Mihai MSV Duisburg 31

Skibbe de Kovuldu.!



Salak Leverkusen.. Baska da bir sey demiyorum. Sadece son haftalarda aldigi basarisiz sonuclardan dolayi boyle güzel bir adami kovdular. Akli olan Türkcell Super Ligi takimi varsa, pesine düser..

Dortmund'dan kovulmustu cunku Hitzfeld sonrasi gelmisti. Aynen Klinsmann'in da bir süre sonra yasayacagi durum gibi.. Ama Leverkusen'de iyi isler yapti, güzel, cok güzel futbol oynatti. Bu klupleri anlamak, kadinlari anlamaktan daha da zor hale geldi. Önlerinde "Schaaf" örnegi durur iken..

Bu yilin Bayern harici en güzel futbolunu oynatti Leverkusen'e. Berbatov'undan, Voronininden yoksun bir sekilde.. Bir daha belirteyim:

Salaksin sen Leverkusen keza Rudi Voller de..

Kisa Kisa Hitzfeld..#3



* Manchesterden(1999 CL Finali) sonra en uzun toplantimi yaptim takimla, bir bucuk saatin üzerinde.

*1999'daki trajik final sadece sansizlik degildi. Biz de sucluyduk.. Ama buradan bir seyler ögrenebilirdik.Manchester'in yaptigini biz de yapabilirdik . (nitekim 2001'de yapiyorlar)

*Mental olarak futbolculari hazirlama üzerine yogunlastik daha cok. "oo bunu yapamam " yerine boyle bir ödevi oldugu takdirde bunu sevmesini ögrettik. Baskiya karsi mental olarak futbolculari hazirladik. her aksam yatmadan yarinki isine iki dakika daha konsantre olmasinin faydalarini anlattik. En zorlu görevin olumlu taraflarinin kavranilmasini ve sevilmesini ögretmeye calistik. 2001'de Hamburg'da sampiyonlugu son dakikada Andersson'un frikigi ile yakaladik, akabinde Sampiyonlar Ligini de penaltilarla.. Mactan önce macin iki saat sürebilecegini belirttik ve bu yönde olumlu olarak takimi maca cikmadan hazirlayabildik..

*Manchester'de ben finali kaybettim ve rakibimi tebrik ederek dostum Ferguson'u kazandim. O günden beri kontakt halindeyiz.O günden sonra birbirimize karsi bir kac kez oynadik. Old Traffordda onun kabininde, oyuncular disarida isinirken onunla cay icip sohbet ettigimiz günleri cok iyi hatirliyorum hala. Elbette bir tek seyi konusmuyorduk: Maci.. bunun disinda her seyi konusuyorduk, zor oyuncularimiz hakkinda mesela.. Onda Beckham vardi, bende Effenberg..

*Sampiyonlugu sonrasi onu kutladim, bugün de final maci icin basarilar dileyecegim, elbette Ballack ve Hargreaves'i de..

* Sampiyonlar Ligini dusundugumde bir takim benim icin cok fazla önemli oldugunu görüyorum: Real Madrid.. Bu klup beni oyle buyuluyor ki 2007'de bir daha dönmem dememe ragmen Uli Hoeness arayip 4 aylik bize teknik adamlik yapar misin cevabina evet diyerek dönmemi saglayan nedenlerin arasindadir. Ben evet dedigim anda Real Madrid'e karsi oynayacagimizi biliyordum. Aslinda 2004'de bir daha antrenörlük yapmayacagimi belirtmistim.

*Real Madrid.. Ben bu takim üzerine 10 yasimda iken ilk kitabi okumustum. o zamanlar benim kahramanlarim di stefano, puskas,gento idi.

*Toplamda 12 kez Real ile karsi karsiya mac yaptim (7 kez galip, 4 kez Maglup, 1 kez de berabere kaldi)

Yigit Özgür 2 .!



Mesaj alinmistir diye umuyorum ben..

Sampiyonlar Ligi Finali.!



Aksama görecegiz her seyi. Herhangi bir takimi tutamiyorum malasef.. Her ikisini de sevmem, ama Manchester United'in oynadigi futbol beni büyülüyor.. Kim haketti ? Man U bu senenin en iyisi. Ronaldo da form olarak en iyi futbolcusu. Ama iste orada Ballack var. Eger oyun sikisirsa, galibiyet golü gerekirse onu orada atacak isim odur. Man U maci koparamazsa eger, Ballack koparacaktir, bunu bilir bunu söylerim. Gerci onun da final laneti var. Leverkusen,Almanya ve Bundesliga finalini ayni anda kaybetmesinden dolayi herkesten cok o istiyor bu kupayi. Zira finallerden ona gina geldi artik.. Onun kadar cok "Winner-Goal" atan oyuncu görmedim ama bakalim iste.. bekleyelim artik..

Best of Werder.!



bu yil Bremen kupa alamadi ama bir kac rekor kirdi ve kendi icinde en iyileri de yukarida üclüden olusuyor: Diego,Rosenberg ve Naldo.

Efendim bu takim 75 gol ile ligin en cok gol atan takimi. Diego 13 asist ile ligin asist krali.





Rosenberg, Bremen takiminin en cok gol atan oyuncusu olmasi bir yana, attigi 5 kontra golü ile ligin en fazla kontra golü atan oyuncusu. Berlinde attigi gol ise bu sezonun en cabuk atilmis golüdür. Bunun yaninda topla en az bulusan isimlerin basinda geliyor, Gekas'in bir asagisinda ortalama 32 topla bulusma ile..









Diego ise uzaktan attigi 4 gol ile ligin en cok uzaktan gol atan ismi olmasi bir yana, 148 tane gol vurusu hazirlamasi ile yine tepede. Keza driplinglerinin yüzde 55'ini kazanmasiyla yine ligin en iyisi durumunda. Ayni zamanda kendisini faul yapilmasi konusunda gecen sene gibi uzak ara fark acmis durumunda. 170 kez faul yapilmis, en yakin rakibi Luca Toni'ye 114 kez..








Naldo ise kafasiyla ligin tepesinde. Ciktigi hava toplarinin yüzde 75'ini almis ve bu da ligin en iyisi. Ayni zamanda gol girisimi konusunda da bir rekor söz konusu. 78 kez girisimde bulunarak ligin en iyisi olurken malasef gol sayisi konusunda herhangi bir rekoru yok. Toplamda 3 golü var, ücü de kafayla.. Havada kral o iken yerde de kral Partneri Mertesacker. Yüzde 71 kazanma orani ile ikili mücadelelerin yerde olanainda ligin en iyisi de Per Mertesacker.. Her takima lazim bu ikiliden..

Fabian Orellana



u21 finalinde Sili, Fransa karsisinda 3-1 geriden gelip 5.3 galip gelmeyi basardi. Fransanin sahadaki en iyi isimlerinden Ricardo Faty yaptigi sert faul sonrasinda atildi. O faulden golü bulan Sili, fransaya sans tanimadi. Cok oyuncu var, Pedro Morales gibi süper bir orta saha.. Ama bu cok baska. Sag ve Sol acik oynuyor, inanilmaz calimlari, hareketliligi bir yana "akli" ile de oynuyor bu oyunu. Audax Italiano takiminda oynuyor(mus) ve bir milyon euro'ya transfer edilebilir aslinda.. Ben cok sevdim, cok iyi bir oyuncu. 27 Ocak 1986 dogumlu. Pedro Morales de keza ayni sekilde..

Best of Champions League.!



Almanlarin oylariyla belirlenmis en iyi Sampiyonlar Ligi 11'i.. Burada Alex var, velakin bu oylama Eurovision'a benzemez pek.. Misal haftanin Onbirinde ben hic Halil'i, Hamit'i görmedim gibi.. Hakedenlerin bulustugu bir ilk onbir diyebiliriz.. Her oyuncu icin kucuk bir yorum da yapilmis, ben sadece Alex'e ait olanini suraya tasiyayim:

"Die Überraschung der Champions-League-Elf. Lieferte mit sechs Torvorlagen aber die meisten aller Spieler. Dank seiner Standards und kreativen Ideen im Mittelfeld schaffte Fenerbahce erstmals den Einzug ins Viertelfinale."

Sampiyonlar Ligi onbirinin Sürprizi. 6 asisti var ve bu acidan tüm oyuncularin en iyisi. onun sürekliligi ve orta sahadaki yaraticiligi ile Fenerbahce ilk defa Sampiyonlar Liginde ceyrek finale kalabildi.

Bundesliga TV



500 milyon euro'ya yakin bir fiyat biciliyor bu sene yapilacak olan antlasma icin. 200 ilgili kurum hali hazirda basvuruda bulunmus. 2009 yilindan itibaren gecerli olacak olan önemli degisiklikler sunlardir:

*Pazar günü iki mac yayimlaniyordu, artik üc mac yayimlanacak..

*18 canli yayin..(Free-tv diyorlar da bakalim)

*2.Lig maclari 12.30 veya pazar 13.00 'e alindi.

*200 ilgili kurum ve kuruluslar icin 19 farkli canli yayin paketi sunulacak.

Genelde degisiklikler "olumlu" karsilandi. Özellikle pazar aksamina da mac konulmasini "marketing" ve milli mac nedeniyle Güney Amerikadan gelen oyuncularin daha rahat olmalarini sagladigi icin pozitif olarak degerlendirilirken ikinci lig klupleri maclarinin erken saatte oynanmasina pek de iyi bakmiyorlar. kahvaltidan sonra maca cikariz artik diyerek tepkilerini ortaya koyuyorlar.

velakin önemli olan sudur: 18 tane mac canli yayimlanacak.. Bayern bilmem kac tane kupa aldigi icin ona özel bir kiyak kesinlikle gecilmiyor. Üc buyuk, bes kucuk geyigi kesinlikle yok. Konferans seklinde maclari seyredersiniz ya da taraftari oldugunuz klubun macini doksan dakika canli bakabilirsiniz.. Her türlü secenek yillardir var, gelecekte de olacaktir. Nedir bunu yapmak cok mu güctür ülkemizde anlamis degilim. Marassporlunun da en az Fenerbahceli gibi macini canli seyretme imkani olmasi gerek.. Ne zaman akillanacagiz bilmiyorum ama bildigim sudur ki takimlarin esit seviyeye gelebilmesi, futbolun türkiyenin dört bir yanina yayilmasi, stadlarin dolmasi icin her seyden önce tüm maclarin canli yayimlanmasi gerek.. Baska türlü mümkün degil Yasa ile belki ikinci lig ve ayni zamanda birinci ligin diger kluplerinin maclarinin hemen hepsi istege bagli seyredilebilir konuma getirilmesi gerekir..

20 Mayıs 2008

Karl-Heinz Rummenigge vs Christian Ude



Rummenigge, Bayern Munih klubunun baskani, Christian Ude ise Munih kentinin belediye baskani. Yukarida da takim sampiyonluk sonrasi belediye binasinda(Rathaus) geleneksel kutlamasini yapiyor, aksama da Sampiyonlugun balosu var. Hem su yukaridaki kutlamaya ve ayni zamanda aksamki davete belediye baskani Ude tesrif etmiyor. Tatildeymis.. Herkes biliyor ki o Bayern'in en buyuk rakibinin üyesidir, 1860 Munih taraftaridir. Aksamki baloda Rummenigge geciriyor da geciriyor baskana.. soyle seyler soyledi.. "Biz belediye baskanin Bayern'i sevmedigini anladik ama bu baska bir durum. Sevmedigin bir yere gitmeyebilirsin velakin Munih kentinin reklamini en iyi sekilde yapan bu takimin Sampiyonluk Balosu davetine tesrif etmek durumundasiniz. Bizim sehre yaptigimiz reklami Oktoberfest dahi yapamiyor." diye devam ediyor.. Ude, su an icin tatilde gerci ama sampiyonluk yaklasik bilmem kac hafta önceden bilindiginden dolayi kimse yemiyor 1860 Munihli belediye baskaninin tatildeyim geyigini..

Rakip takim önemlidir, sizi yasatan unsurdur. Uli Hoeness elbette Bayern Munih cikarlari adina 1860 Munih'in ikinci ligde olmasina tahammül edemiyor. Biliyor ki birinci ligde olsa rakibi her sey Bayern adina cok daha iyi olacaktir. Bu sekilde derbileri kaybetmek istemiyor. Nürnberg de Bayern derbisidir ve inanin bana son maci Nurnbergde olsaydi yüzde yüz yenilecekti o takima Bayern.. Zira bunlar cok cok önemlidir. St.Pauli'ye yaptigi yardimin arkasinda da ayni sekilde baska acidan böyle ciddi rakipleri kaybetmek istememesi vardir. Birbirlerini yasatan unsurlardir.. Iste tüm bu hayal kirikliginin ardindan Hoeness, 1860 Munih icin "böyle rakibin olacagina hic olmasin daha iyi.Böyle giderse ilerleyen yillarda Alianz-Arena paylasimini dahi gözden gecirecegiz .. ve ben olsam 1860 Münih baskanina bu kadar tahammül etmezdim onca basarisizlik sonrasi" gibi seyler söyledi. Bana göre bir nedeni de budur Ude'nin tatile tam da bu ara cikmasinin..

Hem Rummenige ve ayni zamanda Honess sonuna kadar haklidir.. Bakin Ispanyada durum nasil.. ?





Ispanya La Liga Sampiyonu Real Madrid'in teknik direktörü Bernd Schuster ile madrid belediye baskani Alberto Ruiz Gallardon.. Nispet yaparcasina..

Greuther Fürth



Martin Lanig (23).. Stuttgart ile 2011 yilina kadar sözlesme imzaladi..

Fürth ilginc bir takimdir. Nürnberg ile aralarinda bir cadde vardir sadece. Statlari 15 bin kisilik filan sanirim, iki hafta önce Paderborn macini izledim. Kapasitesini bosverin, kötü bir stadlari var, amatör küme maci izler gibi hissediyor insan her defasinda. Sahadaki oyuncularin büyük cogunlugu 24 yasin altinda. Teknik adam olarak Bayern Münih, Werder Bremen,Hamburg gibi takimlarda oynamis ünlü futbolcu Bruno Labadia'yi getirdiler sezon basi. Sehrin ya da Kasabanin yabancilari, özellikle türkleri coktur. buradan türk oyuncu cikmamasi her zaman ilgimi cekmistir benim. üstelik Labadia'nin yanindaki yardimci antrenör de bir türk. Erdinc Sözer.

Ilginc olan su ki, almanyanin ikinci Bundesligasi oldukca güclüdür. Mainz,Köln,1860 Munih gibi ortalama 40.000 seyirci ile maca cikan, milli takima buradan dahi oyuncu gönderen, tarihi, genelegi,Bundesliga Sampiyonluklari olan kluplerin arasinda her daim basa oynar. Ve fakat her zaman sonlara dogru bir sey olur ve ligi besinci, dördüncü, altinci bitirirler. Bu sezon kendi evinde oynadigi ve iddiasi kalmamis Wehen'e karsi maglup olmasalardi bugün Hoffenheim yerine birinci lige cikabilirlerdi. Ayni zamanda bende iddasiz bir mac degil son derece önemli bir karsilasma izlemis olurdum. Biletleri önceden aliyoruz ve bilmemize ragmen "bu sefer belki" diyerek lig sonuncusu ile puanin son derece önemli oldugu bir karsilasmaya bilet almistik. Ki o macta dahi ligden düsmeyi garantilemis, deplasmana "33" insanin(saydim tek tek ) destegiyle gelen Paderborn karsisinda kendi evinde iki puan birakti. Sonuc sudur: Birinci Bundesligaya cikmak istemiyorlar.. Genel menacerlerinden duydugumuz ettigimiz de buydu yillar önce de inanmamistik.. Rostock düsüsü sonrasi maliyet hesabi cikarmisti, zararlari acisindan.. Artik devir degisti.. Balikesirspor da yapmisti zamaninda. Velakin simdi tv gelirleri isi abartti. Yeni Bundesliga antlasmasi 500 milyon euro. (bunu aksama ayri bir postta islerim)

Her sene birinci lige oyuncular satarlar. Milli takima girer diye bekledigim Roberto Hilbert, Christian Eigler gecen sene gönderdikleri ve bu sene de yukaridaki Martin Lanig.. Genelde Stuttgart takimi ile alis-verisleri olur nedense.

Simdi Nürnberg düstü ikinci Bundesligaya. üzüldüm ama baska acidan dehset güzel bir derbi atmosferi bizi bekler. Yillar sonra tekrardan Nürnberg-Fürth derbisi izleyecegiz..

Almanlar ve Yavuklulari



Rene Adler, Kiz arkadasi Jule ile..



Bastian Schweinsteiger keza Sarah ile..



Lahm, Claudia ile..


Piotr Trochowski, Melanie ile..




Schalke tayfasi hep beraber.. Jermaine Jones karisi Sarah ve Kevin Kuranyi ile..





Mario Gomez de Silvia ile Mallorca yolunu tuttular..

Kisa Kisa Hitzfeld #2



1999'da kaybedilen CL final maci sonrasi Ferguson Hitzfeldi teselli ederken..

*Toni ilk geldiginde ayagindan ameliyat olmustu. Takimla uzun süre calisamadi ve ben onu bu yüzden ya ilkonbir baslatmiyordum ya da sonradan degistiriyordum. Elbette bu onun cok hosuna gitmedi. "Mister" dedi, italyanlar hocalarina boyle hitap ediyorlar, benim oynamam gerek, baska türlü iyilesemem. Ben oynayarak kendime geliyorum diye sik sik bana geldi cevirmen ile.. Ben de ona her oyuncunun bunu soyledigini ama kimsenin antrenmana cikmadan bunu basaramadigini soyledim. Ama beni ikna etti sonunda ve hafta boyu bizimle beraber calisamamasina ragmen koydum onu takima. Ilk hafta atti, ikinci hafta Bremene atti ve o hakli cikti. Ben inanamadim.. Hic antreman yapmadan bundesligada goller atti Luca Toni. Onun 39 golüne,savasci kimligine, bazi seyleri bana ogrettigi ve beni yaniltmadigindan dolayi ona tesekkür özel tesekkür ettim.

*Ribery'e dikkat ediyordum. Oynadigi iyi maclardan sonra tebrik ederken sürekli olarak ailesi, kendisi ve buradaki yasami hakkinda kendisinden bilgi aliyordum. Bir gün ben gerekli cevaplarimi aldiktan sonra durdu ve soyle dedi.

"hep benden konusuyoruz,ailemden.. ancak siz nasilsiniz ? iyi mi gidiyor her sey ?"

kariyerim boyunca cok az oyuncudan boyle bir sey duydum ben.

*En önemli transferim isvicreli Chapusiat'u Ürdingenden Dortmund'a getirmekti sanirim. Onunla beraber iki kez bundesliga sampiyonlugu ve dortmund ile Sampiyonlar Ligi Sampiyonlugu kazandim. Elbette bu basarida Andreas Möller, Riedle ve sayisiz oyuncunun emegi de var.

*Antrenör olarak zor oyunculara ihtiyaciniz vardir. Onlarla beraber sinirlari asarsiniz, basarilari yakalarsiniz ve elbette pek cok riski/cezalandirilmalari de o sekilde göze alarak.. Ama iste tam da bu oyunculardir savasan ve sorumluluklari alan. Oliver Kahn bu daire icerisinde yer aliyor, Stefan Effenberg gibi, Michael Ballack gibi.. Bir de Jeremies ve Elber'i unutamam. 2001 yilinda Sampiyonlar Ligi yari final maci öncesi ameliyat oldular ve sahada olmak icin sagliklarini dahi tehlikeye atmaktan cekinmediler..

Aishwarya Rai




Hintli güzeli buymus iste.. En iyisi siklikla bahsedilen, filmlerde oynayan Aishwarya Rai.(ortadaki) Yakin zamanda nüfus olarak Cini dahi gececek kadar kalabalik bir ülke. Hindistan üzerine kabaca genelleme yaparsam anlayamadigim bir-iki sey sudur.

1- Bu ülkeden benim anladigim ölcüde neden güzel kadin cikmaz.? Aishwarya Rai dahi ahim sahim degil. Onlarca hintli arkadasim var, iyi, hos cocuklar da güzelini görebilmis degilim. Bir milyari gecti be nüfus..

2- Abi neden sarkilari hep ayni kadin söylüyor ? Milyar nüfus yahu.. Cesitlilik acisindan abartmalari gerekirken 30 yildir hep ayni kadina sarki söyletiyorlar.. Anlamis degilim. Kapali bir topluluk herhalde..

Bunun disinda kalender insanlardir.. severim hepsini.

Thomas Doll Kovuldu.!



2002'de Hamburg'un amatör takiminin basina gecerek antrenörlük kariyeri baslamisti Thomas Doll'un.. 2004'de Klaus Topmöller'in kovulmasi sonucu takimin basina getirildi. Oldukca kötü durumda olan takimi ücüncü sirada bitirerek Sampiyonlar Ligine soktu.. Hali hazirda taraftarin sevdigi bir oyuncu olmasindan dolayi sempatisi hazir olan teknik adam, 2006/07 sezonunun ilk yarisinda hepsini tüketti. 2007'nin Subat ayinin basinda küme düsme potasindan Sampiyonlar Ligine soktugu takimindan kovuldu. 15 macta 19 puan toplayarak kendi sonunu hazirladi. Ama iste bir basari vardi ortada, ilk yilinda tecrübesiz olmasina ragmen Hamburg takimi ile elle tutulur bir basari gösterdi ve kimilerine "Isik" olmak adina belki de tecrübesiz bir teknik adamin en son gidecegi klup olan Borussia Dortmund'a gitti.. Yaklasik bir bucuk ay sonra yeni Klubu Bosussia Dortmund idi. Klup cok fazla teknik adam harcadi bugüne kadar.. Almanyanin su an icin halka acilmis, yüzde 49'u satilmis tek klubü.. Öyle ki, gelen onca parayi car cur etmeleri bir yana, sürekli bir istikrarsizlik söz konusu. 1997'de Hitzfeld ile elde ettigi Sampiyonlar ligi Sampiyonlugunun esiri olmus durumda.. Varolan durumuna aldirmadan Bundesliganin her daim ilk besinde olmak istiyorlar ve bu da teknik adam üzerinde inanilmaz bir baski olusturuyor. Doll, rezil bir performas gösterdigi ligin ilk karsilasmasi olan Duisburg macinin hemen sonrasinda "Böyle bir performans göremeyeceksiniz bir daha" gibi beyanatlarda bulunup kendi kendisine baski yapmasiyla baslatti sonunu. Magath. milyonlarca euro transfere harcamasina ragmen bu yilin ilk devresi boyunca gösterdigi onca kötü performans sonrasi kendine güveni bir yana, bunlarin "olagan" oldugu hem klube hem de taraftarlara kabul ettirdi, ikinci devre muhtesem bir seri yakalamasi bir yana, rahatliginin ve baskidan uzak ortamin ekmegini yedi. Doll ise baskinin kurbani oldu her daim. Kupada final oynayarak ve kümede kalarak aslinda su an icin yeterli olan basariyi yakalamasina ragmen tutunamadi..

Velhasil, yazik oldu. Cok konusan, cok fazla sikayet eden olmasina ragmen futboldan anladigini düsündügüm insanlardandi Thomas Doll.. Ama iste teknik adamlik cok baskadir, Ridvan Dilmen de anlar ama asla bir teknik adam olamaz gibi.. Doll'da onun bir benzeri..

Bu arada kovulmasi sonrasi 500 bin euro tazminat almis.. Bir de Porschesi vardir bu adamin, antrenmanlara öyle gelirmis Hamburg'da. (gereksiz bilgiler)

Luca Toni vs Mario Gomez



31 Bundesliga macinda 24 Gol..
4 DFB kupa macinda 5 Gol..
11 UEFA kupasi macinda 10 Gol.
46 Macta 39 Gol. Ortalamasi mac basina 0.847 gol



25 Bundesliga macinda 19 Gol.
3 DFB kupasi macinda 6 Gol.
4 Avrupa kupasi macinda 3 Gol.
32 Macta 28 Gol. Mac basina 0.875 gol

Ikisi de inanilmaz formda.. Bu yaz yine birbirlerine rakip olacaktir ve turnuvanin gözde isimlerinden olacaklardir..

18 Mayıs 2008

Kisa Kisa Hitzfeld..



* Ribery ve Luca Toni'ye özel tesekkür ettim. Onlar odalarinda kalmak, barda oturmak yerine takimdan insanlarla beraber olmayi tercih edip kisa sürede uyum sagladiklari icin.

*Ribery'e de tesekkür ettim. onda süreklilik yakalamak oldukca zordu. Bunu basaramasaydik kesinlikle iki kupa alamazdik..

*Futbolcularin kacta yemek yediklerini, yattiklarini kontrol etmiyorum. Ribery ve Toni sabahlari 11 de kahvalti ederler. Onlar yetiskin insanlar ve gerekli yerde gerekli motiveyi kendileri saglayabilirler, burada birazcik serbestlik uyum acisindan da önemlidir.

*Bir yil daha kalabilirdim ama basin tek bir hata sonrasi fazla yüklenmeye basladi. (Soru rummenige'nin o sözü olmasaydi bir yil daha kalir miydiniz) Ben yine de gerekli zamanda biraktigima inaniyorum..

*(isvicre milli takiminda yilda on bes mac yapmak sizin icin tuhaf olmayacak mi, disarida bir klup takimi calistirabilirdiniz sorusu üzerine )

Disarida bir klup takiminda calismak ? Ben Real Madrid, Manchester United Ve Chelsea'nin tekliflerini kabul etmedim. özgürlük bir insanin yapabilecegini yapmak zorunda olmasi degil, aksine bir insan yapabilecegi halde yapmak istememesidir bazi seyleri..

*Gencleri kazandirmadim ? Sacma.! Owen Hargreaves ya da Bastian Schweinsteiger ? Schweinsteiger'i getirin A takima dedigimde Uli Hoeness ve Alt yapi sorumlusu Hermann Gerland yapamaz o A takimda diyorlardi...

*(Sizde oyuncular sürekli bir gelisim gösterdi, Scholl sonrasi serbest vurus atacak adam dahi yoktu sorusuna karsilik)
Mehmet Scholl'un frikikleri sanatti. Siz sürekli antrenman yapmasini, calismasini saglarsiniz ama antrenmanla her sey olsaydi bugün kimse bonservis ödemezdi bir baska klube. Essekten de hicbir zaman at yapamazsiniz (yani bi yere kadar insanlar kendilerini gelistirebilir demek istiyor)

EURO 2008 Türkiye Karikatürü.!



16 takim icin bir karikatür yapmislar, türkiye icin de budur.(Resmi degil elbette) Bence oldukca önemlidir, kabaca türkiye denilince akla gelen ilk cagrisimi ben nedense ciddiye aliyorum.. Sport-Bild'in Türkiye Karikatürü budur..