Almanya - Ingiltere: 4-1

Macin adami tartismasiz Thomas Müller idi.

Mac bekledigimden cok farkli bir sonucla ve oyunla bitti. Her seyden öte mac öncesi duruma bir göz atmak gerekir.

Almanya, kombinasyon futboluna yatirim yapti. Bunun ugruna defansif orta saha ve forvet konusunda oyunun icerisinde olmayan tek yönlü oyunculari sezon ici muthesem performanslarina ragmen kadroya almadi. Genc ama futbolu oynayabilen, teknik, pas orani yüksek oyunculari tecrübesizliklerine ragmen kadroya aldi. Müller-Özil-Podolski-Klose'nin kenarlardan ve geriden gelen oyuncularla beraber olusturduklari ücgenlerle ileriye dogru akmak birincil hedefiydi. En önemli oyuncularindan biri olan Mesut Özil'in gücü sadece kendisinde degil takimin icerisinde olusacak uyuma bagliydi. Klose, ne kadar cok golcü oldugundan ziyade geride üclüyü sabitlemeden ne kadar cok "hareketli" olacak sorusunu gündeme tasidi. Geride hayati boyunca defansif orta saha oynamamis, Mesut, Marin gibi ofansif orta saha olan Kroos, Schweinsteiger yerine düsünülen bir isim idi, bunun temelinde sadece "kazanmak" degil "futbol oynayarak kazanmak" felsefesi yatar.. Top durmadan akacaktir ve dogru yere kombinasyonlar sonucu iletilecektir.. Frings ya da Kuranyi gibi isimler akini keser ya da golü atabilir ama futbolun akiciliginin önünde cok önemli bir engel idi..

Almanya bundan önceki maclarda 16 kez verkaca girer iken Ingilterede bu rakam sadece 3 idi. Uzun paslar konusunda ise Ingiltere Almanya'yi ikiye katliyordu, genel görünüm bu sekildeydi.. Kombinasyon futbluna karsi uzun toplarin ceza sahasina topladigi ingiliz hucum hattinin sutlarinin bir karsilasmasi olacagi belliydi..



Ingiltere bireysel olara yetenekli, degerli oyunculardan kurulu kadroya sahip iken uyumsuzluk benim gördügüm en önemli problemiydi. Ashley Cole ve Gerrard oynadigi mevkilerinin belki de dünyada en iyisi olarak görülecek yetenege sahip ve fakat öncesinde birlikteligi cok fazla olmayan, birbirleriyle uyumsuz bir kenar ikilisi konumundaydi. Ayni zamanda turnuva boyunca belirli bir sistemi kendilerine "Hedef" olarak belirlemediler ya da belirlediklerinden sonuclar nedeniyle cabuk vazgectiler. Heskey-Rooney ve Defoe-Rooney birbirlerinden farkli iki futbol anlayisini dogrurur iken ingiltere her ikisine de oldukca yabanciydi..

Almanya karsisinda en önemli avantaji Lampard,Gerrard,Rooney gibi yildizlarinin en önemli futbol yasinda olmalaridir. Final maclarini oynamis, cesitli heyecanlari geride birakmis ve takima olgun bir karakteri veriyorlardi. Eger bu mac son saniyesine kadar heyecan icerisinde gecseydi varolan "olgun" olma avantajlarini kullanabilecekleri ortam dogacakti belki ve fakat Gana macinin aksine macin basindan itibaren Almanya yenebilecegini ve üstelik cok da sorun yasamadan bunu basarabilecegini hissetti. Ingiltere bu "huzursuzluk" duygusunu Gana kadar dahi rakibe veremedi. Macin basindan sonuna Almanya üstün oynadi ve Ingiltere on bir farkli ligden oyuncunun oynadigi bir takim gibiydi gercekte 11 tane Premiere Lig oyuncusu sahada iken... Maca gelirsek;



Yakalanilan her pozisyon Almanya icin degerliydi. "Yenebilirz" duygusu bu genc kadro icin olmazsa olmaz bir ihtiyac idi. Daha macin basinda Özil'in yakaladigi pozisyon macin gidisati ve genc kadronun baskisizlik hissine kavusmasi adina oldukca önemliydi.. Son golde attigi depar ise onca Özil maci izlemis beni dahi saskina cevirdi.. Cok etkili degildi ama yine de belirleyici oyunculardandi..



Löw hep sunu demistir: Klose bu takimin icerisinde en cok calisan oyuncudur. En caliskan ve sorumluluk sahibi bir adam.. Klose, Bayern'e kadroya dahi giremez iken Finlandiya macinda ortaya cikip beraberligi iki golüyle kurtarmisti, benzer seyler yine Löw yönetimi altinda gerceklesti. Dünya Kupasinda ikinci golü atarken ayakta kalmasi, Neuer'in "Libero kaleci" etkiletlendirmesini güclendirecek pasi takdire deger idi. Klose, golün disinda diger gollerin ve ataklarin gelisiminde kenarda cizgiye gelerek Müller'i pasiyla, hareketliligiyle yönlendirmesi acisindan cok güzel bir performans ortaya koymustur.. Ikinci golde aldigi rol hem Almanya futboluna ve ayni zamanda neden Kuranyi degil de "Klose" seciminin en güzel cevabidir..




Macin basinda rakibini az sayida yakalamalarina ragmen Podolski'nin cektigi suta cok kizdim. Bir insan ne zaman sut cekecegini bilmeli ama bu yasinda bu gol ortalamasina ligde oynamamasina ragmen sahip olmasi onu cok özel kiliyor milli takim icin. 25 yasinda Milli takim yaslisi bir adam oldu ki iki Dünya Kupasi daha oynar bu adam.! Sag kenardan gelisen her kombinasyonun dolaysiz sonucu Podolski'nin sutu. Iki Podolski golü ve iki kenar aksiyonunun benzerleri, bir felsefe üzerinde calisan Almanlarin rakipten bagimsiz kendi oyununu ortaya "Planli" bir sekilde koydugunun belki de en güzel göstergesi olsa gerek..



Manuel Neuer, sizi kurtarabilir ve ayni sekilde sizi yakalabilir bir kalecidir. Süper refklesleri ve kimsenin yapmayacagi basit hatalarin karisimi bir kalecidir. BU yüzden Adler her zaman onun önündeydi. Gana macinda bire birdeki refleksi takdire sayan iken aynen bugünkü gibi elinden kacirdigi top da onu yakalabilirdi. Orada olmadi, burada Ingilizler affetmedi bu hatayi.. Attirdigi ve yedirdigi goller konusulacaktir o kalede oldugu zaman..



Bir post asagida Ingiltere-Almanya rekabetini körükleyen hakem karari olarak 1966 DÜnya Kupasi final karsilasmasini örnek göstermistik. Lakin bu ondan da beter bir durum. 44 yil önce yeinlen golde en azindan hakemleri anlayabiliyoruz zira bir kac kez TV den seyrederek dahi cok zor karar veriliyor.. Ve fakat bu gol, ilk anda hemen "gol" diyebileceginz kadar net bir gol idi. Ve fakat Beckenbauer gibi ingilizler de objektif oldugu vakit bu gol verilseydi dahi turu Almanlar gececektir diyebilecektir.. O 1966 golü olmasaydi dahi Ingiltere Dünya Kupasina daha yakin bir takimdi.. Burada da Almanlar ayni sekilde..



Löw, birakin ingilizler oynasin demis.. Onlar sabirsiz ve göreceksiniz gol ya da ataklari gerceklesmesdigi vakit Terry ileriye cikacak, hatalar yapacak.. Bu bir nebze olsun gerceklesmistir. Ingiliz karakterinin analizi geregi biraz daha geride ama daha saglam durmayi düsünmüs Almanlar.. Ve fakat oyunun her bölümünde üstündü. Almanya'nin golleri okulda ders niteliginde gösterilmelidir. Futbolu anlatmak icin bu kombinasyonlari tek tek incelemelidir egitim yerleri.. O kadar muhtesemdi ki... En güzeli belki de Klose'nin kacirdigi gol..


Bence alkislamak gerekir, cekinmeyin. Avustralya gücsüzdü geyikleri aslinda Gana ve Sirbistan karsisinda oynadiklari fubtolla cürütülmüstü ama o yetmezse bununla yetinin zira bu genc kadro, rakipten bagimsiz futbol oynama pesinde.. Futbol artik Almanlarin "Oynayarak" kazandigi bir oyuna dogru gidiyor.. 25 yasalti üc tane ofansif orta saha yerlestirmek, defansif orta sahalarini inatla pas yapan, ofansif de oynayabilecek gücü olan oyunculardan olusturmak ve elbette forvetlerini de iceriye alip takim olup oynayarak yenmek müthis bir istir.. Hedefin, oyun felsefesinin bu oldugunu biz kadro secimlerinden biliyoruz.. Löw, Stuttgart'da basardigi Bermuda Seytan ücgenini burada bir nokta daha gelistirerek sahneye koydu.. Tebrikler, galibiyet icin degil sadece güzel futbolu oynamayi kendilerine hedef sectikleri icin..