3 Temmuz 2010

Messi vs Mesut.!



Öncelikle olasi gerzek yorumlar adina su farki ortaya koyalim. Messi, icerisinde bulundugu Dünya Yildizlari grubunun en iyisi iken Mesut o gruba girmeye calisan bir oyuncudur daha. Arada sinif farki vardir gün itibari ile.. Yine de iki oyuncunun takimlarinin ofansif gücünün merkezinde yer almalari nedeniyle bir kiyasi anlamlidir.

Mesut Özil: Iyi bir turnuva cikariyor. En kötü zamaninda dahi oyuna etki edebilecek konumuyla "tehlikeli" sifatini hak ediyor. Almanyanin 13 gollük pasi ile bu alanda zirvesindeki futbolcu. Podolski'nin kötü günü en cok onu vurmustur aslinda.

317 dakika oynamis ve bu süre icerisinde 1 golü, 2 asisti ve 9 gollük sutu bulunmaktadir. 90 dakika basina 72 kez topla bulusmus. 37,8 km kosar iken yüzde 84,4 oraninda pas yüzdesine sahip olmus. 10 kez driplinge kalkisir iken en zayif oldugu nokta olan ikili mücadele kazanma orani da yüzde 37,0.

Lionel Messi: Gol atamasa da cok iyi bir turnuva performansi oldugunu düsünüyorum. Sahadaki varligi takiminin basli basina daha iyi hucum etmesine olanak saglayacak ölcüde rakibi bozuyor, sistemi deliyor. Veron olmadigi vakit daha fazla geriye gelip oyun kurmasi onun hucum performansini düsürüyor, genel kani bu yönde.

360 dakika oynadi ve golü yok bir asisti var sadece. 22 kez kaleyi yoklar iken 90 dk basina 99 kez topla bulusmasi söz konusu. 33,3 km kosar iken yüzde 87,5 pas yüzdesi ile oynuyor. 55,4 ikili mücadele kazanma orani ve dikkat.. 22 kez driplinge kalkismis.


Toplamda birisi Driplinglerin adami iken digeri verkaclarin.. Birisi ayaginda top tutmaz iken digeri topu size bir süre vermemesiyle ünlüdür. Birisi daha cok takimi oynatir, digeri gerekirse kendisi de tek basina oynayabilir. Birisi Dünyanin bana göre en iyisi iken digeri de Dünyanin en iyileri arasina girme savasi veriyor..

Ben ikisini de acaip severim..

3 yorum:

  1. İkisinin en belirgin özelliği; takımları adına "sıfırların" başına "konan 1'" olmalarıdır...

    Mesut olmazsa; Almanya'nın çabuk çoğalan, hareketli hücum hattı topla gerekli bölgede bulaşamaz çoğunlukla. Tıpkı, 10 kişilik takımı, hala 11'e 11 oynatıyorken, çıkartıldığı Sırbistan maçında, O'nsuz geçen dakikalarda olduğu gibi. Mesut olmazsa, Müller'in muhteşem performansı, Klose'nin 2002'den bu yana gösterdiği üst düzey turnuva çizgisi, Podolski'nin uzak forvet oyunu, hepsi heba olur...

    Messi olmazsa; Maradona'nın fantazik ortasahası sebebiyle, cezasahasına top taşınma olasığı bir hayli düşer. Tek Mascherano'lu ortasaha düzeninde, bırakın dikine pası, hazırlık pasını bile zor yapıyorlar aslında. Ama ne varki, Messi'nin ortasahadan alıp, 15-20 metrelik driblinglere taşıdığı toplar, orada "iyi pas yapan" 3 ortasahanın yapacaklarına bile bedel oluyor... Arjantin, kendini bir anda cezasahasına yakın buluyor ve Messi, belki de istatistik olarak sadece 1 asist yazdırsa da, aslında Arjantin'in tüm gollerini yaratmış oluyor...
    Maradona'nın 86'da ne yaptığını izlemedim. Ama şuana kadar gördüğüm, "bir takıma level atlatma" performasını sadece Messi ile izliyorum, Dünya Kupaları tarihimde. Buna, Roberto Baggio'lu İtalya, Ronaldo'lu Brezilya dahil...

    Sıfırların başına 1 koyuyorlar derken, açılımı buydu. Her ikisi de değerlidir...

    YanıtlaSil
  2. Cartalete: Mesut'un Löw adina önemini bu ayki 4-4-2 icin yazdim. Bermuda Seyta Ücgeninin Balakovu durumda. Dediklerine katiliyorum.

    Messi'ye atfedilen bir diger önem ise bence onu savunma adina rakip takimin aciklar vermesi ve sacmalamasini da eklemeliyiz. Bir sey yapamasa dahi digerleri icin müthis bir firsat doguyor.

    YanıtlaSil
  3. "Bir sey yapamasa dahi digerleri icin müthis bir firsat doguyor."..

    Kesinlikle katılıyorum. Higuain'in içine Mert Nobre kaçtığı bu turnuvada bile 4 gol attıysa, bunun %85'lik sebebi Messi'dir...

    YanıtlaSil