8 Eylül 2010

Misyonerlik.!



Hiç anlamadık bu misyonerlik işini.. İşin tuhafı hep bir korku öğesini barındırmaları. Burayı da kazıyın altından 'korkutularak' kendi doğrusuna boyun eğdirmeyi göreceksiniz.

Öteki dünya olarak oluşturulan memleket yeterince korkmuşların adresi.

İnsanoğlu öküze dahi tapsa -ki tapıyor- 'aptalca' diye yargı koymam zira bunun temelinde belirleyici olan kişinin kendisinin dahi elinde olmadan irade dışı içerisinde varolduğu bir kültür vardır.

Ve fakat benim anlamadığım ise;

..anasının,babasının,teyzesinin,dayısının,emmoğlusunun hulasa içerisinde doğduğu ülkenin hakim dininin evrensel olması gerekliliğidir. Bizzat kendisinin içerisine eğilip sorgulamadan geçirip ulaşmadığı doğruya bir başkasının düşünerek onu bulmasını istemesi..

Sen nasıl geldin b noktaya ?

Bizzat sen doğduğun andan itibaren çevrende varolanı tercih ettiriliyor iken bir başkası da neden farklı bir yol seçsin ? Daha doğrusu onu anlamak sana neden zor gelir ?

Beş yaşında Camiye ya da Kiliseye gidiyorsunuz.. Beş yaşında.. Beş yaşında sen bir şeyi algılamıyorsun daha çok içerisinde doğuyorsun. Beş yaşında dahi sıkı sıkıya bağlanıyorsun.

Bir de arkadaş Almanya'da Türkçe yazmış.. Sanırsın onu okuyan.. Nasıl derler.. Allahım sana geliyorum.! (Baba'lara gelmek)

1 yorum: