1 Şubat 2011
Samir Nasri ve Arda Turan.!
Bugünlerde yine yeniden Bundesliga ve Türkiye Süper Ligi harici takımları daha çok izlemeye başladık. Hep deriz ya; Bahis sağolsun.. Misal son maç Fiorentina-Lecce'ye kalınca açıp izledik.. Keza Dzeko'nun ilk maçına olduğu gibi ilk golüne de canlı canlı şahit olduk.. Tanımadığınız oyuncular göze çarpıyor ve yetenek olduğu vakit keşfetmek için inanın bana çok fazla gözleme ya da incelemeye gerek duymuyorsunuz.. U20 maçında Uruguay İspanya'yı bundan 4 yıl önce 2-0 ile geçer iken Cavani ve Suarez'i işlemiştik sözlükte.. Bugün geldikleri konuma bakınca yeteneğine mi bir övgü düzmek gerekir yoksa seçimlerine mi ?
Samir Nasri'yi bir Marsilya maçında izledim ben.. 2005 Aralık ayının birinci günü. Bildiğin safi yetenek bir çocuktu.. Aynı dönemlerde Tevfik Köse, Caner Erkin başlıkları da açılmıştır tarafımdan.. Nuri Şahin Dortmund'un ekonomik durumu nedeniyle çok daha erken piyasaya çıkmak durumunda kaldı ama o dönemin çocukları bunlar. Türk-Yabancı ayırt etmeksizin sahada algılayabildiğiniz yeteneklerin açılımıdır hemen hepsi.. Hazard,Krkic'i Belçika-İspanya genç milli takımları maçında keza.. Fran Merida, Kalou filan diye giden çok uzun bir liste söz konusu.
Yeteneklerin kimileri çok iyi yere geldi ve bazıları ise o an bulunduğu yerin dahi aşağısına doğru yolculuk etti. Nedenlerine girerseniz pek çok ayrıntı söz konusu. Misal Fürth'deki sağ bek sigara içiyor, tiryaki.. Şansı yok ikinci Bundesligadan ötesini göremez. Diğeri azimsiz diğeri söz dinlemiyor diğeri de başka başka nedenlerden..
Bunlardan ikisi de dört yıl önce bir yazının içerisinde kıyasladığım ve yok birbirlerinden farkı dediğimiz Samir Nasri ve Arda Turan'dır.
Kendimi az çok tanıtabildiğimi düşünüyorum. Yeteneğe karşı benim zaafiyetim vardır zira ben onları izlemek için ekranın başına geçerim. Teknik adamların muhteşem hamleleri, oyun okumalar, taktik ve dizilimlerin ötesinde asıl neden budur. Sokakta futbol oynadık biz.. Tanju gibi rövaşata gol atacağım diye belimizi kırıyorduk zamanında ve şimdi bunlara kayıtsız kalabilir miyiz ki ? Alex'in Fenerbahçeli olması Querasma'nın Beşiktaş ya da Jaja, Yattara'nın Trabzonsporlu olması bir şeyi değiştirmiyor. Mevzubahis konu yetenek ise yanılabilirim çokca zaman olduğu gibi ama asla ve asla Türk ya da Galatasaraylı olduğu için farklı bir değerlendirme içerisinde bulunmam.
Nasri nasıl ki bir Marsilya maçında gözümüze çarptıysa Arda da Mladen Boeslav karşılaşmasında ilgimizi çekti. İnanamadım.. Sonrasında oynadığı Liverpool,Konya,İtalya, Trabzonspor maçlarından sonra daha da çıldırdık zira büyük bir yetenek söz konusuydu ki en az Samir Nasri kadar.. Bakın en az..
Daha çok ön alan oyuncularından bahsediyoruz. Misal defansif orta sahanın sahada neler yaptığını algılayabilmeniz için mutlak suretle tribünde olmanız gerekir.
Samir Nasri 26 Haziran 1987 doğumludur. Arda Turan ise oyuncudan altı ay büyüktür. 30 Ocak 1987 doğumlu.
5 yıl önce zirve kuluplerinin başında bir teknik direktör olsaydım Nasri'yi değil de Arda Turan'ı transfer etmek isterdim. Nedeni de Arda'nın daha yetenekli oluşudur bana göre. Bugün ise Arda'nın üzerine on milyon verseler dahi Nasri'yi bırakmam.. Bu fark nedir ki ?
Eğitim.
Türk futbolu nerede en büyük sorunu yaşıyor diyorsanız ben burayı işaret ederim. Arda Turan ve daha başka yeteneklerin beş yıl boyunca bu ligin içerisinde kalması yeteneklerini köreltmesi bir yana tercih edilmeme nedenleri arasındadır. Siz gerçekten Nihat Kahveci'nin İspanya ligini dağıtacak yeteneğe mi sahip olduğunu düşünüyorsunuz yoksa La Ligada doğru takıma denk gelmesi midir ? Nihat Türkiye'de kalsaydı Özgürcan olma ihtimali bir hayli fazlaydı. Nihat'ın Arda Turan kadar parlamamış olması onun en büyük şansıdır. Zira ne o para karşılığı transferine izin verirlerdi ne de kendisi "Ben Avrupa'nın dev kuluplerine gideceğim " diyerek saçma sapan beyanatlarda bulunurdu.. Bugün artık Avrupa'nın dev kuluplerine gidiş yolu Avrupa liglerinin sıradan takımlarında önce kendisini ispatlayarak ve orada doğru eğitimi alarak ancak.. Messi'yi farklı kılan sadece yeteneği değil 13 yaşından bu yana çok özel bir eğitim almış olmasıdır da. Arda Turan da 18 yaşında Van Gaal'in ya da Wenger'in eline düşmüş olsaydı bugün Nasri'ye formayı vermezdi.
18'deki bir adamın yeteneğine bakarsınız ve fakat 25 ve sonrası için geçmişine..
Ruhsal Çöküş.!
Severek öldürüyoruz.. İşin doğrusu budur.
Mesut Özil, Samir Nasri, Khedira, Thomas Müller, Edison Cavani, Suarez.. Biraz daha Bundesliga üzerinden gidelim. Edin Dzeko.. Dünya Kupası oynamışlar, gol krallı olmuş, istemiş de gidememişler, pek çok zor durumun ortasında da kalmışlar. Anlayabileceğiniz ölçüde belirtmek gerekirse şu yukarıda saydığım isimlerin hepsinin yaşadıklarını toplayıp beş ile çarpın Arda Turan'a ancak gelirsiniz.. Şurada da işlenmişti bu konu..
Mesele burada 2o ya da 21 yaşındaki oyuncunun ne karakteri ne de tuhaflığıdır. Yaş kaç yahu ? Merceğin gereğinden fazla yakına getirilip oyuncunun üzerine tutulmasıdır. Size ve benim hayatıma da öyle dikiz ve ilgi olduğu sürece pek çok çarpıklığı göreceksiniz.. Bu sadece basınla ilintili değil aslında. Futbol diye çok başka bir şey sevdiriliyor bize.. Ayrıntı olarak kalması gerekenler çokca zaman gündemimiz oluyor ve bu zarar..
Kendini dev aynasında görme.!
Gereğinden fazla büyüterek zarar veriyoruz. Oyuncu da kendisini dünyanın en iyi üç beş topçusu olarak görüp doğru kariyer planlaması içerisine giremiyor. Thomas Müller'e bakıyorum ben. O bir anda adam geçiverir, bir anda gol atar. Amatörden çıkıp şampiyonlar Ligi finali oynar, Dünya Kupasında tüm dünyanın konuştuğu isim olur ama Almanya'da nasıl desem Thomas Müller işte.. Buradaki Arda Turan'ın ellide biri kadar konuşulmaz, büyütülmez.. Nihat Kahveci'ye dönersek gereğinden fazla abartmadığınız için doğru zamanda doğru tercihi yapmasına izin verdiniz.. Nihat biraz daha kalsaydı asla ve asla Sociedad gibi bir takıma gitmez (küçümserdi) ve o eğitimi alamadığı için muhteşem Avrupa kariyerini de yapamazdı.
Geçen gün Arda 24. yaşını doldurdu, 25'inden gün aldı babaanemin deyimiyle. Sorsanız Man U'nun kenarında direkt oynamak ister ve hala gençtir. Buradaki popülaritesi ona bir transfer yaptırır belki ama ne Avrupa'yı sarsar ne de zirve takımlarının şu saatten sonra ilkonbirinin değişmez ismi olur. Mesut Özil ile arasında yetenek değil eğitim farkı vardır. Aklı varsa bu zor koşullar içerisinde dayanıklılık kazanmasının ekmeğini burada yer.. Yoksa hüzünlü bir Avrupa Masalı onu bekler..
Eskiden böyle değildi. Ligler arası eğitim farkı bu kadar açılmamıştı. Bundesliga ile Premiere Lig arasında dahi bu açıdan uçurum vardır. Futbolcuların her birine kamera bu kadar yakın da değildi. Afrika kökenli futbolcuların fizik ve Avrupalıların da taktik artısı var iken Türkiye Süper liginden giden oyuncunun ne gibi bir artısı var ben bilemiyorum. Belki basının ilgisi karşısında afallamamak, baskıyı kaldırabilmek gibi bir avantajı olabilir ama bunun kullanımı için önce o ilgiyi hak etmek gerekiyor maalasef..
Tuncay Şanlı varolan özelliğinin(temposu) ortaya çıkacağı bir lig yerine sıradanlaşacağı yere gitti. Doğru takım olsa ve aslında ilk yılında kendisini transfer eden teknik adamın altında başarı sağlasa da şansı çok fazla yoktu. Oysa Bundesligaya geçiş yapsaydı belki bugün çok başka bir yere imza atıyor olurdu.
Sonuç: Avrupa hayaliniz var ise 20 yaşına basmadan önce Avrupa Liglerinin eğitici kuluplerine gidin Eren Derdiyok, Berbatov gibi.. 25'inizden sonra direkt geçiş yaparak o liglerin büyük takımlarını düşünmeyin. Galatasaray, Fenerbahçe'den Real Madrid'e gideceğim diyerek hayal kurmayın.. Orada oynayabilmek için hırsınızı, azminizi kaybetmeden hülasa yıpranmadan buradan gidin ya da sonuna kadar burada başarı yakalayarak oradakilere "buradan " meydan okuyun.. Artık Arda Turan için ikinci seçenek çok daha olasıdır..
Cok güzel ve yerinde bir yazi olmus. Türkiyede bunun degismesi icin bir iki nesil ancak yeter/yetmez. Eren Derdiyok'u örnek göstermissin. Eren Derdiyok, Gökhan Inler ve diger isvicreden giden oyuncular zaten egitimci bir ligde parliyorlar. Isvicre cok kücük bir ülke, burda yetenegini gösterirsen Bundesliga takimlari ilk büyük adim olarak görünüyor. Örnegin: Petric, Rakitic, Derdiyok ve bir cogu. Inler ve Almen Abdi (Almen Abdiyle bende futbol oynamistirim zamaninda) Udinese yolunu secti. Demem oki: Isvicrede yetenek kalmaz, gecer Bundesligaya, buradaki en önemli aldiklari ise Egitimdir. U12/U13 itibaren birinci lig takimlarin hepsinin Tenik Direktör yaninda bir Konidsyoner olmasi zorunludur. Gel gör Mustafa Denizli BJK sampiyon yaptigi sene söyle yorumlar yapiliyordu: "Bu sene Denizlide degisti, ilk defa hayatinda kondisyonerle calisti" diye yorumlar duyuluyordu. Birisi Türkiyede Sampiyonluga oyniyan profesonyel futbol takimi, diger yandan Isvicrede birinci (Super League) ligde U13e kadar dayanan Kondisyoner zorunlugu.
YanıtlaSilEgitim sart. Zaten Türkiye Genc Milli takimlari u17 kadar dünyada varlik gösterdikden sonra performanslari düsüyor, cünkü sadece yetenek malesef yetmiyor.
Üstüne üstelik bir cok toplumsal ve kültürel sorunlar var Türkiyede, o yüzdende malesef Arda gibi birisi bir Nasri olamiyor.
Ardaya tekrar deginmek gerekirse: Arda ya senin dedigin gibi 19/20 yasiyla Bundesliga veya Primera Divisona gidecekti, yada Euro 2008 sonrasi inanilmaz Performans sonrasi Avrupa Liglerine adim atacakti. Birinci sansi olmadigini düsünüyorum, ki o yasta Türkiyeden daha Avrupaya (yüksek performans göstermeden önce) gitmis kimse yoktur. Ama ikinci veya ilk gercek sansini Euro 2008den sonra yitirdi sanki. Keske gitseydi diyorum.
YanıtlaSilArsen Wenger Arda konusunda Euro 2008 süper performansidan sonra malesef birsey gösteremedi demisti. Tamda öyle oldu. Simdi ya bu sene gider, yada iki sene sonra yine performansini artirarak bir kulübe imza atar. Ama bunun Real / Barca / Chelsea / Arsenal ve diger büyükleri olmiyacagi kesin.
Gökhan Gönül Arda'dan 2 yaş büyük. Direk Manu'dan Arsenal'den teklif gelmezse bu saatten sonra gitmesi mantıksız diyorsun yani.
YanıtlaSilArda'nın menejer değiştirdiğine ilişkin bazı haberler var bugünlerde.
YanıtlaSilismail köybaşının hemen bu sezon sonu avrupadan bi kulübe gitmesi gerek dersem katılır mısın? ismail'de de zirveyi zorlayacak bir yetenek görüyormusun?
YanıtlaSil