13 Kasım 2011

Maç öncesi analizleri



Maç öncesi bundesligistlerin üzerinden Hırvatistan analizi yapıldı iki post aşağıda. Şöyle cümleler vardı orada:

"Petric sakat olduğundan gün itibari ile dikkat edilmesi gereken isim buradan Mario Mandzukic.. Peki neye? Kafasına.. Adam inanılmaz kafa golleri atıyor Almanya'da. Geçmişinde bu kadar çok kafa golü attığını düşünmüyorum ama 1.86 boyu ve güçlü fiziği ile burada durdurulması çok zor."

"..Srna orta ya da Rakitic serbest vuruş Mandzukic kafa olmasın mümkünse"

"..zira Eduardo'dan vazgeçmesi mümkün değil son maçlardaki performansı sonrası. Ben her ne kadar Mandzukic-Olic ikilisinin bize daha ters etki yaratacağını düşünsem de."

"Doksan dakika basıyor(Olic), ön alanın hemen her yerine.. Her yerden her an girip golü atabilir oluşu kadar savunmanın oyun kurmasını da bozabilecek konumda. Savunmanın eğer oynarsa ekstra dikkat etmesi gerekir her an sağından solundan arkadan önden gelip topu kaptığı gibi gole gidebilir."

"Eduardo son maçlarda attığı goller nedeniyle ilk onbire yerini garantilemiş gibi gözüküyor oysa Türkiye maçının stratejisi adına Olic Wolfsburg'lu Mandzukic ile beraber ileri ikilide yer almalı."

"Corluka'yı sola geçirip Vida'yı sağa atabilir Bilic.."(buna pek fazla ihtimal vermemiştim gerçi ama yine de olasılığı vardı, sürpriz değildi)

Bunlar son dönemlerini çok da iyi takip edemediğim Hırvatistan analizi.. Öyle derinlemesine bir analiz olmasa da pek çoğu doğru yerinde değil mi? Bir de Türkiye analizine bakalım..

...

Bugün artık sonuna geldik ve işte bu yüzden bu koşullar arasında ortaya çıkacak "lider" bir futbolcuya ihtiyacımız var.

İlk adayım elbetteki Emre.. O benim futbol anlayışıma göre takımın tartışmasız en değerli futbolcusu. Kaptan da bu oyuncudur. Agresifliği kırmızıya dönüşürse hepimizi yakar, bu maçın dışında onun genel sorunu ama bu koşullar, baskı onu dağıtmaz. Mental açıdan belki hırpalanacaktır ama performansı da bu doğrultuda hep tavan yapıyor. Kırmızı karta yakınlığı ile muhteşem bir performans aynı çizgide ilerliyor. Nuri Şahin olmadığından dolayı alternatifi de yok. Orta sahada prese karşı dikine ve derinlemesine basit pasları doğru yere oynayacak oyuncu Emre hariç yok bugün. Arkadaki Emre performansı aynı zamanda Selçuk'u ve Hamit'i öne doğru itekler.. Onun iyi ya da kötü oynaması takımın genel performansının belirleyicisidir. Şükür ki büyük futbolcu ve baskı karşısında dağılmayacak kadar da dirençli. Keza Volkan Demirel ve Gökhan Gönül de aynı şekilde. Fenerbahçelilerin derbileri rahat kazanmasının ardında yatan sırlardan birisi de budur. Baskı karşısında performans olarak kesinlikle dağılmıyorlar...

...

Umudumuz hep oldu ama bugün biraz daha fazla..

Pek çok arkadaşım Hırvatistan'ın galibiyetini ön görür iken bu denli pembe bir tablo ortaya koyup bu kadar yanlış analizler yapmış olmayı neyle açıklayacağımı ben de bilmiyorum. Neredeyse Türkiye hakkında ne dediysek aksi gerçekleşti. Bu kadronun 3-4 gol atamayacağını biliyordum ama rahatlıkla 0-0'ı çıkarabilecek kapasite ve kalitedeydi.. Elemelerdeki futbolun kalitesi Hiddink'den bağımsız bir konu olarak işleyebiliriz belki ama bu iki maçın skoru ve sonucu hakkında önce Hiddink sorumludur sonra diğerleri.. Buraya kadar bekledim ama bu sonuç çok net bir başarısızlık..Hem o hem biz.. olmadı.

5 yorum:

  1. Abi senin yorumların gayet yerinde ama işte bunları görmesi gerekenler görmüyor.Acı olan da bu.Son Hamburg maçını izleyen iyi niyetli bir insan Gökhan Töre'yi 11 başlatır. Sabri sanki vazgeçilmez bir yetenek de forvet arkası oynatıyorsun.İlla oynatacaksan sol kanatta oynat arkadaş.Maç boyu kenardan izlediler. Skor 3-0 Burak çıkıyor Umutu giriyor.Forveti ikilemeyi bile düşünmekten aciz bir teknik ekip.Umut tek başına gol mü atacak ? Bazı haberler çıktı. Hiddink, Giray'ı hiç izlememiş.Bu maçta 11 başlattı.İnanıyorum buna.İzlememiştir. Futbolu yönetemiyoruz burası açık.Teknik direktör görünümlü , milli takımın umrunda olmadığı yüzünden belli olan insan varken bu işin başında konuşmak bile anlamsız aslında.Ama suç Hiddink'te değil. Onu oraya getirende.Bu kadar fırsatları önüne sunanda.Oğuz Çetin'i o ekipte hala tutanda.

    YanıtlaSil
  2. şu maçla ilgili kimle muhabbet etsem (ki mesela maç esnasında arkadaşla mesajlaşırken bile mandzukic gol atacak birazdan demeye kadar ilerletmiştim olayı) veya edenleri izlesem mandzukic ismini telaffuz edeni hiç görmedim, duymadım. bu adam yeni favorim oldu askerden döndükten sonra.

    ya bu mario wolfsburg'da sezon sonunda takımda kalmaz. uçar gider. ceza sahasında sinek uçsa sıçrayıp kafayla ağlara gönderecek bu adam. dahası bundesliga'da ne kadar santrafor varsa gelip santrafor golü atıp gittiler bize. gomez'in vuruşu, olic'in olic'liği, mario'nun kafayla topu direkt içeri atması felan. "biz hala rakip savunma 30m'ye çıkarsa, burak arkasına koşu yapıp golü yapar mı ?" kısmında kaldık maalesef...

    YanıtlaSil
  3. Geçmiş olsun ve hoş geldin Felix Mourinho:)

    YanıtlaSil
  4. Maç 1-0 ve kötü oynuyoruz. Kadroya ve yedeklere baktım. Maçı çevirecek hamle yok. Takımımız 433 oynuyor. Sağda Hamit Solda Arda ikiside Buraka Destek veren değil asist yapan oyuncular. Forvet koşuları yok. Ortasaha keza öyle. Sabri top kapacak. Emre oyun kuracak Selçuk ara pası ile burakı besleyecek. Burakın yanına ceza sahasına kim girecek. kimse yok.

    Herkes Gökhan Töre diyor. Sağ kanata Gökhan Töreyi at gene olmazki. Burak yalnızları oynuyor. ya arda bir maçlığına forvet koşularını iyi öğrenecek ayağına pas istemeyecek yada gökhan töre. ortsahadan umudum yok bu konuda zaten. Burak gene yalnız.

    Hiçkimse farketmiyor dillendirmiyor ama biz asıl Tuncayın Nihatın eksikliğini o rolün oyuncularının eksikliğini hissediyoruz. o rollerde oynayacak oyuncularımız yok. bu rolleri ne arda yapabiliyor ne gökhan töre nede hamit.

    Bence Arda kanat oynuyorken Hamit ortasaha olmalı yada yedeğe çekilmeli sağ kanata forvvet özellikli bir oyuncu yerleştirmeliyiz (varmı peki ).bu oyuncu gökhan törede olmaz. gene ceza sahasında çoğalamayız. maçlarımız kısır geçer. Hırvatistan gibi maçlarda 0-0 a talim ederiz. bide yenik duruma düşersek çeviremeyiz bu kadro yapısıyla. Belçikayı falan yeneriz belçika ruhsuz , ben süperim havasında oyunculardan kurulu ama takım olamayan ,pres yapmayan çok abartılmış bir milli takımdıır bence.

    benim kısa vadede çözümüm şu olurdu.
    burak yanına birde santrfor koymak mümkünse ayağı top yapan cinsten. semih uygun ama oda formsuzki. yada 4231 dizlişi olabilir.

    Milli takımımızdan bu kadar utanmamıştım. kadroyu görünce benim tahminimde 0-0 idi. ama gol yemiyeceğimize o kadar emindimki. maç bir başladı. takım ruhsuz rezalet. sanki oynamayarak guus hiddinki göndermek istiyorlar sanırsınız. Bence maçın kıırlma anı gökhanın kötü oyunu neticesinde ilk dakkada yediğimiz goldü. bizim kırılgan ruh halimizi tamamen parçaladı ve futbolcuları bir anda dağılmalarına yolaçtı.

    Bence federasyon ağır cezalar vermeli oyunculara ve teknik kadroya ve kendilerine. bu kadar önemli bir maçta futbolcuların bu kadar ruhsuz ,inançsız amaçsız ,inanmamalrı olamaz. bu kadar kırılgan olmamaları lazımdı.

    son birşeyde komplo teoricilerini besleyelim. Hiçbir zaman milli takımımızı amaçsız ruhsuz inançsız görmedim. Acaba son şike olaylarından dolayı UEFA tarafından istenmiyorduk avrupa şampiyonasında yada şöyle diyim UEFA istemiyordu bizi ve kapalı kapılar ardında bu konuşuldu ve bu futbolcuların kulağına gitti. Futbolcular tıpkı anadolu kulüplerinin ruh hali gibi biz ne yaparsak yapalım galiba olmayacak ruh hali ile daha dirençli olacaklarına sanki bu durum ruhsuzluk akttı ve direncimizi kırdı. Tamam bu komplo teorisi bir tahminim benim bir acabbam. Ancak milli takımın ruhsuzluğunu maçasızlığını başka şekilde açıklayamıyorum bir türlü. Pozisyona giremezsiniz ama mücadele edersiniz çabalarsınız. Milli takım çok amaçsızdı. bu amaçsızlığı kolay kolay kimse açıklayamaz. helede milli takımda. var bişiler ama ne. komplo teorsimi ,guus hiddinkden kurtulmakmı ,GS Fener çekişmesimi ,başka bişilermi.

    YanıtlaSil
  5. Bana da biraz aklimizda mutlak hedef olarak gol yememek vardi gibi geldi, bunun icin fazla motive olduk belki. Ki daha ilk dakikadan bu hedef cope gidince oyuncular ne yapacaklarini sasirdilar, tamamen eli ayagina dolasan panik halinde bir takim oldu, direncimiz sifirlandi. Halbuki daha koca iki mac vardi. Burda belki de begenmedigimiz Fatih Terim'in motivasyon ozelligini aradik.

    Hatirlarsaniz biz Isvicre macinda bile, ki ilk mac 2-0 kaybedilmis, ilk dakikada gol yiyoruz, donup 4 gol attik, en azindan savastik, kilpayi kacirdik turu.

    Hiddink degisiklik bile yapmaya tenezzul etmedi, ikinci yari bu adam ne zaman Umut'u sokacak neyi bekliyor diye dusunuyorken bir baktik ki Umut girdi, cikan adam Burak!? Yani Hiddink'in bile maci biraktigini hisseden bir takim vardi gibi geldi. Ikinci gole bakin sanki 90+4 oynaniyor ne ileriden yardim var, ne adam kovalayan, hirvatlar ceza sahamiz onunde cirit atiyor.

    Borges, sen oyuncu degisiklikleri hakkinda ne diyorsun? Yani en azindan forvet erkenden ikilenip defansin dengesini biraz bozmaya calissaydik?

    YanıtlaSil