12 Ocak 2012
Futbolun Forrest Gump'ı!
off off ..
Bir kaç yerde gördüm de görmemezlikten geldim bu hikayeyi. Okluyunca öldüm gülmekten..
Carlos Henrique vasat bir futbolcu adayıydı. Amacı şudur: Tek bir maç bile yapmadan ünlü bir futbolcu yaşamı sürmek. Gelsin paralar, partiler v.s. Mümkün müdür bu? Pek çok ünlü brezilya kulübünde forma giymesine rağmen bu "ünlü" sahtekar golcü yaşamında sadece Fransa'da 30 maç yapmak zorunda kaldı ki tek bir golü dahi yok.. Peki bu futbolcu olmayan insanoğlu Botafago, Fluminese,Vasco da Gama,Amerika, Bangu ve son olarak da Palmeiras formalarını nasıl giydi?
1963 doğumlu.
16 yaşında iken topla bir şeyler yapabiliyor. Botafago'nun alt yapısına giriyor, fiziği var hızlı ama hepsi de bu. Fakir bir aileden geliyor ve amacı güzel bir yaşam sürmek. Bir şekilde buradan Meksika'nın Puebla takımına gidiyor. Oraya gidip gelmesi bundan sonraki yaşamını belirleyen en önemli etken. Orada partilere, gece yaşamına dalıyor ve futbolu bırakıyor ama futbolcu olmayı bırakamıyor bir türlü. Ekmeğini yemek istiyor ve amacı tek bir maç bile yapmadan futbolcu olarak kalmak..
Partilerde Carlos Alberto, Ricardo Rocha,Renato Gaucho gibi ünlü oyuncularla tanışıyor Brezilya'da ve onların da yardımı ile futbola çok fazla yeteneği olmamasına rağmen o kulüpten bu kulube geziyor. Sosyal ilişkileri bir hayli iyi olan oyuncu en büyük yardımı Renato Gaucho'dan alıyor "büyük yetenek" olarak bahsettiriyor kendisinden. İlk transferini de tanıştığı oyuncunun büyük transferinin yanında bonus misali "genç yetenek" olarak gerçekleştiriyor. 16 yaşında Meksika'ya gidişi burada yeterli oluyor bir şekilde.
O dönem internet yok yutup yok wikipedia yok.. Gazetelerdeki bilgi kirliliği vesaire almış başını gidiyor. Bu şekilde başlayan kariyerinden sonra gittiği her kulube çeşit çeşit numara çekiyor.
İlk sözleşmesini 3 aylık yapıyor, denenecek.. Takıma girer girmez hemen sakatım diyerek kenara çekiliyor ve sözleşmesi gereği bir kaç aylık parayı indiriyor cebe. Hoca sonunda onu görmek istediği ilk antrnemanda da yeniden sakatlanıyor.Takımdan ayrı düz koşu yaptığı sıralarda ingilizce bilmemesine rağmen elindeki oyuncak cep telefonuyla yanına arkadaşları ve hocası geldiği vakit bağıra çağıra çeşitli avrupa kulupleriyle görüşüyormuş gibi yapıyor. Masör sonunda onun telefonda kimseyle görüşmediğini çakıyor.Henüz yeni takımı ile sözleşme imzalamadan takım değiştiriyor ya da parayla gazetelere çeşitli haberler yaptırıyor.
Brezilya'da oynamaya sadece bir kere çok yaklaşıyor.
Kadro sıkıntısı çekildiği bir dönemde Bangu'da Coritibia'ya karşı yedekten de olsa giriyor maç kadrosuna yeteneğimiz. Tam maça girmek üzere iken maça girmemek için taraftarla kapışıp atılıyor. Başkana onun şerefini korumak için kavga ettim yalanını da sıkınca bundan etkilenen başkan hediye olarak "yetenekli oyuncunun" sözleşmesini uzatıyor!
Romario ile filan dahi arkadaş oluyor ki bugün ona futbolun Forrest Gump'ı diyor büyük golcü. En güzeli ise CV'sini de kendisi kafasına göre yazıyor, abartıyor da abartıyor.. Misal şöyle bir yalan var. 1984'de Libertadores kupasını kazanmış İndepediente kadrosunda yer almış.
Kadro bu. Peki burada Carlos Henrique'yi görüyor musunuz ? Elbette hayır. Peki olmadığını iddia edebilir misiniz? Mübarekler hepsi Carlos Henrique gibi ve bu arkadaş bu benzerliklerden çok güzel bir şekilde yararlanıyor.
Brezilya'dan çıkıp Fransa'ya transfer oluyor ve bu ülkede tek bir maç dahi yapmadan bunu başarıyor. Lakin işte zurnanın zırt dediği yer de burası zira modern teknikler sonucu ben sakatım yalanı burada çok fazla işlemiyor. 30 maç yapmak zorunda kalıyor büyük golcümüz ama tek bir gol dahi atamıyor.. Rivayet odur ki antrenmana çıktığında kendisini izlemek için gelenlere bütün topları bilinçli olarak atmış ve taraftarlar geri vermediği için doksan dakika koşmak zorunda kalmış tüm takım. Bir şekilde yine yırtmış paçayı.. Yüzlerce hikaye var böyle. En son brezilya'da bir show programında hepsini detaylı bir şekilde anlatmış.
böyle böyle 20 yıllık bir kariyerin sonunda Brezilya'da onca takıma gidip tek bir resmi maç yapmadan kariyerini 39 yaşında Fransa'da sonlandırıyor!
Hikaye'yi üç farklı yerde okudum.. Hepsinde farklı ayrıntılar söz konusu ama gerçeği bu videoda.
Benim hemen aklıma haliyle Dominic İorfa geldi.
Bizim meşhur dolandırıcımız Sülün Osman'la karşılaşsa Botafogo kulübünü satarmış bu abi, helal olsun, ne diyim :)
YanıtlaSilBen de öyle dedim Barış. Helal olsun:)
YanıtlaSilpeki bu anlattıklarının gerçek olduğundan emin miyiz? neticede o zaman gerçekten facebook ve anında kayıt yoktu. belki de bu boşluğu şu an değerlendirip hikayeyi gerçek kıldı. ben açıkçası bu kadar ayrıntılı olacağına inanmıyorum.
YanıtlaSilbu arada benim marquez ne oldu orhan?
iyi de gazete haberleri var Brezilya'da bunu anlatıyor adam TV programında, oranın büyük kuluplerinde oynamış. Romario'ya kadar tanıdığı var. Yani bugün hikayenin uydurma olma ihtimali sıfır ama nasıl tutunduğuna dair bence daha anlatılmamış detaylar vardır.
YanıtlaSilSeni gördüğümüz mü var Varol'cuğum:) Marquez'in ben de.. Kuşadasından dönersen görüşürsek veririm:)
:) eyvallah usta takılıyorum, bu arada kuşadası yollarında alçaklığın evrensel tarihini okuyorum, bomba gibi döncem:)
YanıtlaSilşeytan ayrıntılarda gizlidir sen iyi bilirsin:)