Pek çokları bu konuya yeterince hakim değil aslında. Bayern Münih'i Almanya içi ve dışı olarak iki farklı şekilde değerlendirilmesi gerektiğini unutuyorlar. Daha kolay bir şekilde anlatmak gerekirse bugün Abramovic ile beraber Chelsea'nin temsil ettiği değerlerin tam karşısında Bayern Münih ve Uli Höness durur. İşte bu yüzden futbolu futboldan gelen efsanelerin yönetip futboldan kazandığı paralarla bu piyasanın içerisinde olup "futbol kulübü" olma içeriğini farklı şekillerde dolduran Bayern Münih ile daimi olarak dışarıdan milyonlarca avro akıtılıp yıldızları bünyesinde toplayarak ilerleyen ve kendisinden sonra benzer yolu izleyenlere de örnek olan Chelsea bu gece bir anlamda sınıf savaşının içerisinde yer alıyor.
Uli Höness 1979 yılında bu kulubün başında geçtiğinde 7 milyon mark borçlu olarak almıştı. Kendisi bir milyarder olmadığından bu borcu yoğun çalışma içerisine girip 30 yıl içerisinde senelik 12 milyon mark kazanan Bayern'den 350 milyon "euro" kazanan bir dev kulube çevirdi. Bunu herhangi bir arap şeyhi ya da milyarderin yardımı ile değil zekasıyla başardı. Bugün bırakın borcu kasasında "130 milyon avro" bulunan Bayern Münih haliyle diğer yöntemlere karşı kin kusuyor, haksız rekabeti sonuna kadar dillendirip bir gün bu para girdilerin, zenginlerin işe el atmasının engellenmesini umuyor ve bunun için UEFA'ya da yıllardır baskı yapıyor. UEFA'nın gelecek yıllarda daha da sertleştireceği kanunlarda da Bayern'in etkisi bir hayli fazladır.
Dışarıdan akıtılan paranın yanı sıra ligin kalitesi adına TV gelirlerini de diğerlerinin de en az Bayern kadar ya da ona yakın bir miktar kazandığı sistemi de bozmuyor. Zira tek başına Real, Barça gibi ihaleye çıkarsa minumum 200 milyon avro alacağı geçenlerde dile getirilmişti.
Bayern'de söz sahibi bayernli efsane olan futbolculardır. Bayern'in tüm geliri kendi çabasıyla futboldan kazandıklarından ibaret. Diğer tarafta ise durum belli. Şimdi bu ikisinin savaşıdır da bu final..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder