Benim en çok merak ettiğim konu, neden AMK? İsmin içerdiği küfürün eleştirisini bininci kez yapmak istemiyorum. AMK değil de benzer başka bir şey de olabilirdi. Mesele neden buna ihtiyaç duyulduğudur?
Okutmak için.
Gazetenin ismini bir kenara bırakın, içerisinde çok değerli gazeteciler, başarılı insanlar var. Coşkun Çelik'ten Ozan Şişli'ye kadar tonla güzel adam içeride ve Fotogol'e geçtiklerinde de takip ederdik, oldukça da iyi işler çıkarıyordu.
Peki o zaman neden AMK?
Gökmen Özdemir, bunca yıllık tecrübesine güvenerek pek çoğu doğru olan isimleri tek tek çevresinde topluyor.Hemen hepsi kendi alanında özel isimler, başarılı olmuş, kendisini ispat etmiş.
..ve bunların karışımından muazzam bir iş çıkacağını umarak bu işe girişiyor.
buraya kadar her şey doğru.
Ama bakın aralarında sevmediğim, bir yerde oturup iki muhabbet edemeyeceğim insanlar var ve fakat bu insanlar işinde oldukça iyi. Bir örnek vereyim; blog camiasının en "underrated" bloglarından birisiydi Petit'in yeri. Mutlaka ziyaret ederdim zira işin özünü kavramış bir bünyeydi. İki kişi yazar ama ben Yasemin Yıldırım'dan bahsetmiyorum. Oturup iki çay içer miyiz bu adamla? Kesinlikle hayır. Lakin Petit işin özünü kavramış, herkesin her şeyi yaptığı dönemde farklılığını ortaya koyabiliyordu. Bu proje içerisinde olduğunu duyunca "Sevmem ama bu işin özünü kavramış" dedim arkadaşıma. Aynı şekilde Mehmet Özcan var. Bu insanların belki de en önemli ayrıntısı senin bakmadığın yerden bakıyor, farklılık katıyor ve kesinlikle iyi iş çıkarabilecek konumda olan insanlar.
Peki o zaman neden AMK?
AMK demek bu seçilmişlerin yaptığı ve yapacağı işlerle kendi sesini duyurmaya yetmeyeceğine inanç getirmek anlamını taşır.
AMK değil de isminden dolayı ilgi çekici başka bir hinlik de olabilir, kime güvenemediniz de böyle bir yola başvurdunuz?
Üç-beş zibidiyi toplayıp benzer bir açılımla gazetemsi bir şey çıkarıp tüm ahlak ilkelerini yere sererek bir gazete çıkarıp da başarılı olunabilir. Lakin o zaman bu isimler yanlış. Gazetenin adı AMK, yazarı Fenasi Kerim, içeriği de vur patlasın çal oynasın değil ki? İçerik ile başlık uyumsuz.
Piyasadaki spor gazetelerin hali ortada. Yapılması gereken bu adamlara biraz özgürlük verip her biri usta olduğu alanlarda döktürmesini beklemekti.
Başlardaki içerik adına var olan güzel görüntü zamanla da kötüye doğru ilerledi.
Ama bilirim ben.. Oldukça idealist bir tutum içerisinde içeriye girilir, sonrasında "bu daha çok sattırıyor" düşüncesi seni çekip çevirir. Fotogol'de çıkan sayılara bakıyorum bir de Avrupa'nın beş liginde oynayan oyuncuların yaklaşık yarısını üç büyük kulübe transfer ettiren fotomaç kopyası yeni AMK'ya bakıyorum, fark çok büyük..
Allah'tan Çoşkun'un "hafıza kartı" var da şu buraya gitti o buraya geldi haberlerinden nefes alıp farklı bir şeyler okuyabiliyoruz. Oysa orada sıradanlığın ötesinde iş yapacak pek çok güzel adam var.. Ve yapacaklardır da.
Yapılması gereken ilk etapta(acilen) ismi değiştirmek ve akabinde buradaki çalışanların her birine kendi alanını açma imkanı vermektir. Dışarıda farklı farklı görevleri yapan bu insanlara imzasını atmalarına izin vermektir.
Her şeye rağmen yine de içerik olarak diğerlerinden daha iyi durumda. Benim beklentim daha büyüktü, mesele bu. Ligler başlayınca bu isimle yaşamayı becerebilirlerse eğer çok daha güzel işler çıkaracaklardır, inancım sonsuz ama keşke benim kadar patronlar da bu insanlara işin başında inanabilseydiler..
AMK hemen hemen Fuck Off(canın cehenneme) anlamını taşıyan bir kelimeye dönüştü diyerek bu ismin savunmasından başlayayım. Velev ki öyle olsun, Fuck Off olarak çıkarılan gazetenin içeriği ne olabilir? Ozan Şişli'ye bunu yapmak ayıp değil midir? Diğerlerine.. Bu isim altında çok kalite işler yapabilseniz dahi o emeğe yazık etmek değil midir? Burada Radikal'in güzel adamı Uğur Vardan'a kelimesi kelimesini katıldığım için uzatmıyorum.
İsmi geçin, hiç gerek yoktu. Keşke kimini yakından kimini uzaktan tanıdığım bu insanlara benim kadar güvenebilseydiniz.. Keşke tiraj en azından başlarda her şey olmasaydı ya da "zamana" bırakılsaydı. 100 bin'lerden değil de Üç bin'lerden başlayıp kademe kademe ilerlediğini görmek isteseydiniz..
Şimdilik sadece arkadaşım Coşkun Çelik için seviniyorum. Zira o NTV Spor'da özel olduğu, becerikli olduğu alanda iş başına getirilmeyip o potansiyeline yazık ediyordu, burada tam da kendisini buldu. Diğerleri de bulacak ve ligler başladığında transfer geyikleri bittiğinde özel haberler, güzel yorumlar ama en önemlisi almak için sizi bayiye götürecek kadar farklı bakışlarla bu insanlar güzel işler yapacaktır, ben inanıyorum.
Kendi aramızda bu işin erbabı abilerle konuştuğumda hemen hepsi ismin dışına çıktığında gazete adına olumlu görüş belirtti içerik açısından.. Uğur Meleke'ye sordum, isimden bağımsız; "içeriği oldukça başarılı" dedi. Diğerleri de keza..
Okurlar da şunu bilmeli; AMK bu işin emekçilerinin değil patronların seçimidir. Bu insanların pek çoğu Sabah, NTV Spor gibi mecraları bırakıp sevdiği işe istediği yorumu ve içeriği katabilmek adına riske girdiler..
Küfürün, hangi anlamı içerisinde taşırsa taşısın sözlük anlamının kurumsallaşmasının absürdlüğünü göremeseniz dahi bu insanların gerçekten buna ihtiyacı olduğu algısı da yeterince kötü değil midir?
Bir daha sormak gerekir; Hepsinin özel olduğuna, güzel işler çıkartacağına ve başarılı olacağına inanarak topladın da neden o zaman AMK?
Peki o zaman neden AMK?
AMK demek bu seçilmişlerin yaptığı ve yapacağı işlerle kendi sesini duyurmaya yetmeyeceğine inanç getirmek anlamını taşır.
AMK değil de isminden dolayı ilgi çekici başka bir hinlik de olabilir, kime güvenemediniz de böyle bir yola başvurdunuz?
Üç-beş zibidiyi toplayıp benzer bir açılımla gazetemsi bir şey çıkarıp tüm ahlak ilkelerini yere sererek bir gazete çıkarıp da başarılı olunabilir. Lakin o zaman bu isimler yanlış. Gazetenin adı AMK, yazarı Fenasi Kerim, içeriği de vur patlasın çal oynasın değil ki? İçerik ile başlık uyumsuz.
Piyasadaki spor gazetelerin hali ortada. Yapılması gereken bu adamlara biraz özgürlük verip her biri usta olduğu alanlarda döktürmesini beklemekti.
Başlardaki içerik adına var olan güzel görüntü zamanla da kötüye doğru ilerledi.
Ama bilirim ben.. Oldukça idealist bir tutum içerisinde içeriye girilir, sonrasında "bu daha çok sattırıyor" düşüncesi seni çekip çevirir. Fotogol'de çıkan sayılara bakıyorum bir de Avrupa'nın beş liginde oynayan oyuncuların yaklaşık yarısını üç büyük kulübe transfer ettiren fotomaç kopyası yeni AMK'ya bakıyorum, fark çok büyük..
Allah'tan Çoşkun'un "hafıza kartı" var da şu buraya gitti o buraya geldi haberlerinden nefes alıp farklı bir şeyler okuyabiliyoruz. Oysa orada sıradanlığın ötesinde iş yapacak pek çok güzel adam var.. Ve yapacaklardır da.
Yapılması gereken ilk etapta(acilen) ismi değiştirmek ve akabinde buradaki çalışanların her birine kendi alanını açma imkanı vermektir. Dışarıda farklı farklı görevleri yapan bu insanlara imzasını atmalarına izin vermektir.
Her şeye rağmen yine de içerik olarak diğerlerinden daha iyi durumda. Benim beklentim daha büyüktü, mesele bu. Ligler başlayınca bu isimle yaşamayı becerebilirlerse eğer çok daha güzel işler çıkaracaklardır, inancım sonsuz ama keşke benim kadar patronlar da bu insanlara işin başında inanabilseydiler..
AMK hemen hemen Fuck Off(canın cehenneme) anlamını taşıyan bir kelimeye dönüştü diyerek bu ismin savunmasından başlayayım. Velev ki öyle olsun, Fuck Off olarak çıkarılan gazetenin içeriği ne olabilir? Ozan Şişli'ye bunu yapmak ayıp değil midir? Diğerlerine.. Bu isim altında çok kalite işler yapabilseniz dahi o emeğe yazık etmek değil midir? Burada Radikal'in güzel adamı Uğur Vardan'a kelimesi kelimesini katıldığım için uzatmıyorum.
İsmi geçin, hiç gerek yoktu. Keşke kimini yakından kimini uzaktan tanıdığım bu insanlara benim kadar güvenebilseydiniz.. Keşke tiraj en azından başlarda her şey olmasaydı ya da "zamana" bırakılsaydı. 100 bin'lerden değil de Üç bin'lerden başlayıp kademe kademe ilerlediğini görmek isteseydiniz..
Şimdilik sadece arkadaşım Coşkun Çelik için seviniyorum. Zira o NTV Spor'da özel olduğu, becerikli olduğu alanda iş başına getirilmeyip o potansiyeline yazık ediyordu, burada tam da kendisini buldu. Diğerleri de bulacak ve ligler başladığında transfer geyikleri bittiğinde özel haberler, güzel yorumlar ama en önemlisi almak için sizi bayiye götürecek kadar farklı bakışlarla bu insanlar güzel işler yapacaktır, ben inanıyorum.
Kendi aramızda bu işin erbabı abilerle konuştuğumda hemen hepsi ismin dışına çıktığında gazete adına olumlu görüş belirtti içerik açısından.. Uğur Meleke'ye sordum, isimden bağımsız; "içeriği oldukça başarılı" dedi. Diğerleri de keza..
Okurlar da şunu bilmeli; AMK bu işin emekçilerinin değil patronların seçimidir. Bu insanların pek çoğu Sabah, NTV Spor gibi mecraları bırakıp sevdiği işe istediği yorumu ve içeriği katabilmek adına riske girdiler..
Küfürün, hangi anlamı içerisinde taşırsa taşısın sözlük anlamının kurumsallaşmasının absürdlüğünü göremeseniz dahi bu insanların gerçekten buna ihtiyacı olduğu algısı da yeterince kötü değil midir?
Bir daha sormak gerekir; Hepsinin özel olduğuna, güzel işler çıkartacağına ve başarılı olacağına inanarak topladın da neden o zaman AMK?
En kötüsü ne biliyormusunuz ,bu gazete Okuyucu kitlesine şöyle bakıyor. Bakın okuyucularım gazetemizin ismini şöyle şöylede koyacaktık ama siz almazdınız ismini biz böyle koyarak sizin almanızı sağladık. Buda okuyucuyu aptal yerine koymak ,okuyucuya siz bu seviyenin müşterisisiniz demek değilmidir aynı zamanda.
YanıtlaSilsen bu kadar kafa yormuşsun ,iyi iş çıkarırsak iyi emeğimizin karşılığında bu ismin altında ezilmeyecekmiyiz sorusunu sormuşlarmı bu işi planlarken. Kısa vadede başarı ile uzun vadede kendinizi konumlayacağınız başarı ne olacak.
YanıtlaSilKısa vadede neyi hedeflediniz mesela. Uzun vadede hedefiniz nedir. Uzun ve kısa vadede kalite hedefi nedir. Yüzüne bakılıp iki dakika sonra atılacak birşeymi yoksa daha fazlasımı.
Daha önce bazı bloglarda bu konuyu açmışlardı ve oralardada fikrimi belirtmiştim. Böyle zihniyetin prim yapmasını bak başarı kazandılar demelerini istemiyorum. Başarının bir yolu olarak gösterilmesini istemiyorum. Bu gazete benim için mozaiklenmiş bir TV görüntüsüdür.hiçmerak edip yüzüne bakmadım ve bu tavrımı bu tarz zihniyete karşı ömrüm boyunca sürdüreceğim. Ne yaptıkları kaliteleri umrumda değil. İsimleri herşeyi açıklıyor açık seçik.
Sevgili Orhan,
YanıtlaSilTwitter çıktığından beri pek de eski popülerliği kalmayan fakat, şu yukarda ismini saydığın başta Çoşkun Çelik olmak üzere şuanda senin de içerisinde olduğun birsürü futbol bilgisi potansiyeli ve alt yapısı çok iyi genç yazarı (veya futbol, basketbol yorumcusu)ortaya çıkaran bu blogların artık eski popülerliğnde olmadığı aşikar. Artık biz kadrolu yorumcular :) da girip yorum yazmıyor, twitterdan takip edip fırsat buldukça sizleri okuyoruz. Bu yazını okumaya başlamadan, acaba mı diye AMK yi ve orada yazan arkadaşlarını savunmak için mi yazmış diyerek bir önyargı ile başladım okumaya ama düşündüğümün aksine kesinlikle her cümlesine katıldığım, ben de hangi nedenle olursa olsun AMK diye bir ismi niye koyduklarını anlamadığım ve çoğu kişi tarafından da Gökmen'in gazetesi diye söylenen bu gazetenin yazarlarına güvenmesi gerektiği konusunda hemfikirim.
sike var tescillendi ama cezasi yok
YanıtlaSilBoyle duzenin amk. Ismi kim bulduysa/ onayladiysa helal olsun. Duygularima tercuman oldular.
isminden ötürü yüzüne bile bakmadığım gazete.ismi böyle olduğu sürece de kalitesiymiş yazar kadrosuymuş umrumda dahi değil
YanıtlaSilbu ülkede bayağılığın ulaştığı son nokta olsa gerek.
YanıtlaSil@penalty
YanıtlaSilbiri kadrolu yorumcu mu dedim:)
bloglar üstüne az çok kalem oynattım ama yazarken bile o dönemin geçtiğini biliyordum. kaliteli içerik kimin umrunda allahaşkına. mecra istediği kadar devşirilsin güzel adam katsayısı artmıyor. nitelikle nicelik arasındaki korelasyonun en uçurumlu olduğu ülkelerden biri bu. AMK falan da fark etmez inanın. iyiyse ömrü kısa olur. bu kısırdöngüye hemen hemen tüm meslek erbabı girer. matematik basit, sen avrupa şampiyonasını istatistikleriyle yorumla manşetten ver tiraja bak bir de avrupa şampiyonasından bir adamı fenere getir tiraja bak. maalesef...
gokmen ozdemir bu tapelerde sadri sener'e taktik veren arkadas degil miydi?
YanıtlaSil