9 Temmuz 2012

Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar #3



Şöyle bir uyarı ile başlayayım, çok kolay değil bunları hazmetmek ya da doğru bulmak. Her cümlesine katıldığım için değil "ilgi çekici" olduğu için buraya aldığımı da hatırlatmak isterim. Bir diğer ayrıntı burada Onur'u Schopenhauer, bireyin mutluluğu açısından ele alıp incelemektedir.

"El alem ne der.."
............

".. ateşli bir biçimde, "onur yaşamın üstündedir" diye bağrıldığında, aslında bu, "Var olmak ve esenlik içerisinde olmak bir hiçtir; asıl önemli olan, başkalarının hakkımızda ne düşüdükleridir" anlamına gelmektedir. Bu söz, olsa olsa insanlar arasında yer alabilmemiz ve varlığımızı sürdürmemiz için, onurun çoğu zaman kaçınılmaz bir biçimde gerekli olduğu soğuk gerçeğinin bir abartılması olarak geçerli olabilir; bu konuya daha ileride geri döneceğim. Buna karşılık, insanların yaşamları boyunca, durmak bilmez bir çalışmayla ve binlerce tehlike ve sıkıntı altında, yorulmadan ulaşmaya çabaladıkları hemen hemen her şeyin son amacının, böylelikle başkalarının görüşündeki yerleri yükseltmek olduğu, yani yalnızca mevki, rütbe ve nişanlarla değil, tersine zenginlikle ve hatta bilimle ve sanatla bile temelde ve esas olarak bu amacı güttükleri ve ulaşılmak istenilen asıl hedefin başkalarından daha büyük bir saygı görülmek olduğu görülürse, bu durum ne yazık ki insanların büyük budalalığını kanıtlar. Başkalarının görüşüne haddinden fazla değer vermek, genel olarak etkili bir kuruntudur: ister kökleri bizim doğamızda bulunsun, isterse de toplumun ve uygarlığın sonucunda ortaya çıkmış olsun; her durumda bizim tüm yaptıklarımız ve ettiklerimiz üzerinde bütünüyle aşırı ve mutluluğumuza düşman bir etkisi vardır; bu etkiyi "El alem ne der" sorusuna korkakça ve kölece dikkat etmekten, Virginius'un hançerinin, kendi kızının kalbine saplandığı noktaya kadar ya da insanın, ününün sürmesi uğruna, huzurunu, zenginliğini ve sağlığını, hatta ve hatta yaşamını feda etmeye yönelttiği noktaya kadar izleyebiliriz. Bu kuruntu insanlara hükmetmesi ya da onları yönlendirmesi gereken kimseye rahat bir bahane sunar; bu yüzden insan terbiyesi sanatının her türünde, onur duygusunu uyanık tutma ve keskinleştirme talimatı başköşeyi alır: Ama burada amacımız olan insanın kendi mutluluğu açısından durum bambaşkadır ve burada daha çok başkalarınıın görüşüne pek değer vermeme uyarısında bulunmak gerekir.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder