Derbide koreografi çok güzeldi. Atmosfer harikaydı. Maç
içerisinde oyuncuların büyük bir bölümü oldukça iyi niyetliydi. Futbol için
aslında ortam muazzamdı ama doksan dakika sonunda futbol sizi tatmin etti mi
derseniz, hayır.
Daha iyi olan kazanmadı daha az isteyen kaybetti. Fenerbahçe taraftarları maç içerisinde oluşan ayrıntılarla ilgilenmek yerine 90 dakika içerisinde rakip kalede üretebildiği pozisyonları saymaları gerekir. Galatasaray ise önemli bir galibiyet elde etti ve bu sezonun ilk maçlarının ardından elde edilen bütün başarılara rağmen saha içi yeterliliği gelecek adına umut vermiyor. Konum olarak çok daha iyi oynadığı maçların arkasından dahi ede edemediği bir yerde. Bu açıdan yeni yıl için umut fazlasıyla vardır ama yapılacak olan transferler ve oyun içi hameleri önemli.
Terim'in talebeleri "sonuç" alıyor, Bu açıdan her kulvarda istediğini almış durumda ama futbol olarak her şeye rağmen tatmin etmiyor.
Galatasaray açısından derbiye bakarsak eğer;
Melo harika oynadı. Defansın önünde savunma konusunda üstün
gayreti değil top dağıtımı konusunda bu maç özelinde Selçuk’tan daha iyiydi.
Hamit sadece garanti anlayışı ve topa sahip olma yeteneği değil aynı zamanda
topla çıkışı ve o bölgeden Eboue ile beraber yaptığı savunma ve pres de maçın
fark yaratan ayrıntılarından birisiydi.
Galatasaray önde bastı, rakibi uzun topa zorladı ve oyun kurdurtmadı. Bu
konuda oldukça başarılıydı. Takım savunması zaman zaman aksaklıklar
olsa da rakibin organizasyonu çok güçlü olmadığı için motivasyonları
topu kazanmaya yetti. Sorun şu ki kazanılan toplar etkili bir şekilde kulllanılmadı.
Nedenleri çoktur ama benim görebildiklerim şunlar:
Hamit ve Amrabat yanlarına yaklaşan bekler ve orta saha ile
beraber komibasyon futbolunun merkezi olma konusunda yetkin değiller. Pozisyon üretme başarısı gösteremediler. Zaman
zaman başarılı olan pas organizasyonlarında çizgiye doğru demarke vaziyette
inseler dahi kaliteli pas ve orta konusunda yine iğstenilen seviyede olamadılar. Burak ve
Umut rakip takımın oyun kurmasını ve topa sahip olmasının önüne geçti belki ama
ileride etkili olduğu tek bir aksiyon dahi bugün ben hatırlamıyorum. Zaten iki
gol de durnan top organizasyonundan geldi ama kaçan goller var mıydı bu da
irdelenmesi gerekir. İşte bu yüzden 2 Santrforlu ama forvetsiz –Amrabat kenar
forveti değilmiş- bir takım aslında tek santrforlu ve iki kenar forvetli ve
hatta on numaralı sisteme göre çok daha defansif bir stratejiye sahip. Geçen sezon bu eksikliği Selçuk ve Melo'nun beklenmedik ofansif performansı kapatmıştı ama bu sezon fazlasıyla sırıtıyor bu.
Maçın pek çok anında boşa kaçan ve golle burun buruna
gelecek oyuncuya paslar atılmadı. Büyük emekler sonucu kazanılan paslar efektif
bir şekilde değerlendirilemedi. Üstelik bunları söylerken Selçuk ve Melo'nun görevlerini de layığıyla yaptıklarını söyleyebiliriz. Kaka ya da Diego bu takımın ihtiyacı. Bu
şekilde 15 top kazanıp 2 tane etkili atak üretmekten ziyade 10 top kazanıp 5
etkili atak geliştirmesi gerekecek belki ama doğrusu budur. Eğer ki Amrabat yerine kenardan Villa, Podolski v.s. özelliklerine sahip bir başka oyuncu transfer edilseydi bu sistem kusurlarını gizleyebilecekti. Şu durumda Emre'den Engin'den çok bir farkı olmayan Amrabat ile Galatasaray "hücumda" sorun yaşamaya devam ediyor.
Galatasaray’ın bu sorunları teknik direktörün çözmesi
gereken “teknik” meselelerdir ve fakat iyi olduğu ayrıntı ise istekli oyunu ve
tam saha presi en azından rakibine göre çok daha iyi bir şekilde kotarmasıdır. Top
rakipteyken alanı kapama, rakibin oyun kurmasını engellemesi ve maçı isteyen
oyunculara sahip olmasıdır. Bana göre maçın en iyi adamı Melo’dur. Hamit ve
Semih’in yanı sıra Selçuk’un da görevlerini layığıyla yaptıklarını
söyleyebiliriz. Selçuk ve Melo'nun katılımıyla beraber savunmada aksaklıklar oluşuyor.
Fenerbahçe ise bana göre çok kötüydü. Takım olarak maçı bu
kadar az isteyen bir topluluğu uzun zamandır görmedim. Belki bana kızacaklardır
ama “Emre” bu maçın en önemli eksiğiydi diğer tarafta Melo bu maç özelinde en
büyük artısı olduğu gibi. Orta sahada topu aldığınız vakit Fenerbahçe’de dikine
gidebilecek tek bir orta saha yok. Top kenarlara aktarıldığı vakit ise Alex
gibi topu saklayıp pozisyon üretecek yani atağın başlangıç noktası olabilecek bir oyuncusu
yine yok. Bakın bu takım çok iyi reaksiyon verebilir ama aksiyon üretme konusunda yetkin olması için eksik noktalarnı gidermeleri gerekir.
Mehmet Topal, Meireles ve Baroni.
Bu üçünün de her şeyden önce hırsı yeterli değildi. Hemen hepsi rakibi karşılamaya yönelik tavır geliştirebilir ama topa sahip olduklarında bu üç isim de ön alana topu süremez, dikine ilerleyemez, yanındakileriyle üçgen oluşturup topa sahip olamaz. Topla ilişkiyi ele alırsak "lider" olamazlar. Baskı kurabilirler, rakibi oynatmama konusunda başarılı olabilirler ama topa sahip olduklarında baskı karşısında direnemez. Topu tutma konusunda ise yetkin olmaları çok zor. Fenerbahçe’nin bu açıdan tek seçeneği Gökhan Gönül ile Kuyt’un oluşturacağı sağ birlik. Bu şekilde baktığınızda Kuyt bu takımın en vazgeçilmezidir sahip olduğu özellikler nedeniyle. Meireles ve Sow’un da katılımıyla bu sağ kenar aksiyonları güzelleşebilir ama tek seçenekli bir takım olmak aynı zamanda önlem alınması da oldukça kolay olur. Mevzubahis konu ya da sıkıntı Meireles, Topal ya da Baroni değil üçünün de oynaması.
Bu üçünün de her şeyden önce hırsı yeterli değildi. Hemen hepsi rakibi karşılamaya yönelik tavır geliştirebilir ama topa sahip olduklarında bu üç isim de ön alana topu süremez, dikine ilerleyemez, yanındakileriyle üçgen oluşturup topa sahip olamaz. Topla ilişkiyi ele alırsak "lider" olamazlar. Baskı kurabilirler, rakibi oynatmama konusunda başarılı olabilirler ama topa sahip olduklarında baskı karşısında direnemez. Topu tutma konusunda ise yetkin olmaları çok zor. Fenerbahçe’nin bu açıdan tek seçeneği Gökhan Gönül ile Kuyt’un oluşturacağı sağ birlik. Bu şekilde baktığınızda Kuyt bu takımın en vazgeçilmezidir sahip olduğu özellikler nedeniyle. Meireles ve Sow’un da katılımıyla bu sağ kenar aksiyonları güzelleşebilir ama tek seçenekli bir takım olmak aynı zamanda önlem alınması da oldukça kolay olur. Mevzubahis konu ya da sıkıntı Meireles, Topal ya da Baroni değil üçünün de oynaması.
Alex sonrası özellikle Gladbach maçında Fenerbahçe çok iyi
oynadı, çok fazla koştu. İki maçlık bir onur mücadelesi vardı. İnanırım ki
Fenerbahçeli futbolcuların ve hatta teknik adamın deplasmandaki Gladbach maçına
verdiği önemin onda biri ancak bu derbiye verilmiştir. Bu açıdan bir
manipülasyon ya da Alex’in gidişinin
daha fazla can sıkmaması için oyuncuların ve teknik adamın ekstrem mücadelesi
vardı orada. Bugün sahaya Fenerbahçe’yi yatırdığınızda bu orta üçlü oyun kurma
ve topu tutma konusunda kaliteli rakiplere karşı sorun yaşar.
Şu kadro yapısı ve oyun anlayışı ile üzerine doğru gelen rakipleri oyunu kenarlara
taşıyarak sonuca gidip deplasmanda sıklıkla başarı kazanabilir. Avrupa Ligi’ndeki
güçlü rakipler karşısında da bu geçerlidir ama Türkiye’de deplasmanda dahi kontrollü
oynayacaklara karşı yine sorun yaşayabilir zira oyuncu motivasyonu konusunda
sıkıntı yaşanıyor. Şu bir gerçek ki taraftarın dışında oyuncuları ayağa
kaldırma konusunda Aykut Kocaman’ın performansı yeterli değil. Avrupa'da deplasmanda oyun anlayışı, içeride ise taraftarın motivasyonu takımı ayağa kaldırıyor ama Türkiye'de deplasman maçlarında özellikle geriye düştüğünde işi çok zor.
Selçukdan yine bir derbi performansı bekledim ama ilk 11 başlamadığı için başlasaydı acaba yine olurmuydu sorusunun cevabını hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.
YanıtlaSilGalatasaray kontra yapamıyor. rakibi dengesiz yakalıyor ama o kadar kötü kullanıyorki bu fırsatları.
YanıtlaSil