Pozisyonu yok denecek kadar az keyifsiz bir derbiyi favori
çıkan Fenerbahçe attığı iki gol sonucu oldukça kolay kazandı.
Fenerbahçe’nin sahaya sürdüğü on bir beklenildiği gibiydi
ama oynanan oyun en azından benim öngördüğüm şekilde gerçekleşmedi. Fenerbahçe geride savunma güvenliğini
düşünerek “fırsat” bulursa hücum etmek
istedi ama önceliği rakibe pozisyon vermemek oldu. Fenerbahçe’nin pozisyonsuzluğunun bir başka
nedeni ise Mancini’nin üçlü orta
sahasıyla Fenerbahçe’nin iki ön oyun kurucusuna yaptığı adam markajı. Maçı bir
daha izleyenler daha dikkatli bir şekilde baktığı vakit Selçuk ve Melo’nun
kademeli olarak sürekli Baroni ve Emre’yi orta alanda markaja alıp Fenerbahçe’yi
kenarlara zorunlu kıldığını göreceksiniz. Buradaki Mancini doğrusu Fenerbahçe’nin
özellikle Gökhan Gönül’ün etkili olduğu sağ kenarın savunmasına Dany-Burak
tercihi ile yanlışa döndü. Merkezden kapatılan Fenerbahçe penaltı olasıya kadar
olan bölümde Gökhan Gönül ile sağ kenardan etkili oldu. Zaman zaman Caner ile etkili çıkışlar
gerçekleştirmiş olsa da Mancini Bruma’nın ön alandaki savunmasıyla Caner’i de
etkisiz kılmayı başardı. Lakin Burak-Dany’nin
Kuyt-Gökhan’ı durdurması çok mümkün değildi. Üstelik cezası rakibin basit pas
hataları nedeniyle kesilmese de Dany’nin yaptığı kademe hataları da bir hayli
fazlaydı. 19.dakikada boş kalan Gökhan’ın
volesi bir örnektir mesela.
KADIKÖY LANETİ
Nihayetinde Chedjou’nun garip penaltısı ile Fenerbahçe 1-0
öne geçti. Öyle bir penaltı için
söylenebilecek fazla bir şey yok. Selçuk
Şahin’in uzaktan garip bir şutu olur, X’in tuhaf penaltısı. Nihayetinde
Fenerbahçe bir şekilde yer Kadıköy olduğunda golü buluyor. Penaltıya kadar olan süreçte Galatasaray’ın
derbi performansı en azından savunmada iyiydi. Fenerbahçe beklenildiği ölçüde
hücumda etkili olmadı ama savunma konsantrasyonu pozisyon verdirmedi rakibine.
POZİSYONU OLMAYAN
GALATASARAY
Asıl mesele ise Galatasaray tam da bu dönemde pozisyonları
nasıl bulamadığıyla ilgilidir. Bruma’nın tecrübesizliği nedeniyle taktiksel içerik konusunda pek çok hata yapması, Burak’ın
hali hazırda kenarda etkisiz olmasının yanı sıra çok önemli bir detay daha
vardı Galatasaray’ı etkisiz kılan..
SELÇUK İNAN 10 NUMARA
OLSAYDI EĞER..
Eğer Selçuk İnan gerçekten bazı yorumcuların iddia ettiği
gibi on numara ya da bir ön oyuncusu olsaydı bugün Galatasaray’ın 3 net pozisyonu olması gerekiyordu. Dakikalar 27’yi gösterdiğinde gelen topu
kenardan kaçan ve kaleci ile karşı karşıya kalacak olan Burak Yılmaz’a
aktarabilseydi ya gol olmadı yüzde yüzlük bir pozisyon. Hemen bir dakika sonra oldukça iyi çıkmış olan Galatasaray topu
ceza sahasının önünde Selçuk’la buluşturdu. Basit bir ara pasıyla Bruma’yı golle buluşturması gereken Selçuk
yine bunu beceremedi. Aynı şekilde 61’de
de benzer şekilde o kısa mesafeli adam eksilten tipik 10 numara pası atılsaydı
yine GS –gol olur olmaz bu başka- net pozisyon yakalayacaktı. Geriden koşu
yoluna çok iyi paslar çıkaran Selçuk ceza sahası önünde etkili ara pasları,
adam eksilten ince dokunuşları futbol kariyeri boyunca çok nadir
gerçekleştirmiştir. Misal bu açıdan Sneijder maç başına ön alanda etkili
üç-dört hamleyi doksan dakikaya sığdırır. Nihayetinde Selçuk bu hatalara rağmen Galatasaray’ın bu karşılaşmada en iyi oyuncularından birisi
oldu zira asıl görevini muazzam bir şekilde yapıyor ve geride Galatasaray’ı
savunma ve topun üçüncü bölgeye aktarımı konusunda çok çok başarılıydı.
GEGENPRESSİNG GOLÜ
Ne kadar bilinçli olduğunu sanırım sezon sonunda göreceğiz
lakin topu kaybettiği anda bastırıp geri kazanan Fenerbahçe devamında da golü
buldu. İki hafta önce bu şekilde iki gol
daha atmıştı. Oyuncunun topa dokunmasa da ne kadar “pasif” olduğu tartışılır
ama bence gol ofsayt değildi. 2-0 sonrası maçın olması gerekenden çok daha
az olan o heyecan da sönümlendi. Melo’nun penaltı kaçırmasının ötesinde o
penaltı noktasına gelirken ki ruh hali her şeyi özetliyor. Galatasaraylı
futbolcular bu maçı “sıradan bir maç” gibi oynadı. Fenerbahçe ise stresi
üzerinde belki de ilk defa en azından gole kadar daha fazla hissetti.
Kaybetmemek ilk hedefleriydi.
MANCİNİ PERFORMANSI
Mancini’nin en önemli sorunu kendi kurmadığı ve içeriğine
henüz yüzde yüz hakim olmadığı bir takımı idare etmek zorunda kalması. Gerçekçi
bir şekilde Mancini’yi ancak ikinci yarı maçlarında göreceğiz. Maç öncesi üçlü
orta sahası ile Fenerbahçe merkezini alan-adam markajı ile başarılı bir şekilde
kapattı. Oyuncu eksiklikleri nedeniyle var olan sol bek sorununa daha pratik ve
etkili bir çözüm bulmasını bekleyebilirdik belki ama öte yandan Chedjou’nun
penaltısına yapılacak bir teknik hamlesi olamaz. Nihayetinde “bence” Mancini doğru hamlelerle
rakibin etkili hücum gerçekleştirmesinin büyük oranda önüne geçti. Kuyt-Gökhan
tarafınan ilk on dakikada 4 orta geldi. Caner adamını geçtiği vakit alan buldu.
Kenarları da büyük oranda etkisizleştirdi ama nasıl hücum yapacağı konusunda
Burak ve Bruma’ya olması gerekenden daha fazla anlam yükledi. Ceyhun’un olması
Emre-Baroni’nin etkisizleşmesi(hücumda) doğursa da ön alanda pozisyon üretimi
konusunda kenarlara bağımlı kalarak hücumda kışır bir görüntü çizilmesinin
önüne geçilemedi.
NİHAYETİNDE..
Galatasaray kazanmayı hak etmedi. Fenerbahçe ise
savunmasıyla en azından yenilmeyi hak etmedi, burun farkıyla rakibinden iyi
olmasını skora yansıtmayı başardı. Pozisyonsuz,
keyifsiz bir mücadele izledik. Derbinin içeriğinden ziyade önemli olan
skorudur. Fenerbahçe istediğini oldukça rahat bir şekilde alırken farkı da 9
puana çıkardı. Belki de nasıl oynamaları gerekiyorsa o şekilde oynayarak
şampiyonluk yolunda çok önemli üç puanın sahibi oldular.
Mancini'nin yapabileceği en basit hareket Ceyhun - Aydın değişikliği ile düz bir 4-4-2'ye dönmekti. Oyunun biraz daha kenarlara yayılacağı bu dizilimle belki orta saha biraz incelecekti ama
YanıtlaSil1- Drogba kademeli iki fizikli stoper ile eşlekmekten kurtulmuş olacaktı
2 - İki stoper iki forvet (Drogba, Burak) ile eşleşecekti, bu sayede bire bir kalma imkanları artacaktı
3 - Buna önlem olması için Mehmet Topal biraz daha geriye yaslanacaktı ve de orta sahadaki sayısal fark biraz dengelenecekti.
Oldukca mantikli eger Drogba uzerinden etki etmek gerekirse. Ama bruma kenari isleseydi Burak da kenardan ikinci forvetlige donusurfu. Mancinin hayal kirikligi Bruma kenarinin islemeyisi oldu sanirim.
YanıtlaSilmancininin futbol anlayışında kafasında bir taktik belirliyor maç öncesi. tutarsa süper ama tutmazsa yada bir oyuncudan beklediğini alamazsa ,fatih terimin maçlarda maç içinde işler ters gittiğinde sıkça yaptığı takımı ateşleme ,takımı agresifleştirme takıma coşku kazandırma gibi şeyleri çok çok eksik.
YanıtlaSilgalatasarayı tanıltan bence juventus maçı oldu. zaten gruplardan çıkamayacak galatasaray bari o maç kaybedilseydide takımın bugünleri o günlerden görülüp tartışılısaydı. fener debiside bu kadar rahatça kaybedilmezdi.