Bir futbol sever olarak Yunanistan'ın gurubunda sonuncu olarak elenmesini istiyorum. Bunun da nedeni televizyon başına oturduğumda bana "yeni" bir şey sunmayışıdır. 37 yaşındaki Karagounis, 34 yaşındaki Katsouranis keza çok beğendiğim bir forvet olsa da 34 yaşında Gekas. Solda efendim Samaras nihayet 30'a gelirken sağda Salpingidis 32. Yani üçlü orta sahası ve üçlü forvet hattının ortalaması 30 üzeri.
Daha da önemlisi ikili blok savunma seti kurarak ezberlenmiş sistem üzerinden gidiyorlar. Elbette iki hücumcu bekini ileri çıkarıp Maniatis'i stopere çekerek 3-3-3-1 gibi farklı bir dizilim denemezse durum bu. Keyif vermiyor. Futbolsever olarak İspanya futbolu baygınlığının bir benzeri de burada var.
Ben Santos'un saha içerisindeki stratejik aklından etkilensem ve salt savunma futbolu olarak bakmasam da (Portekiz'de de vardır bu güzellik) genel kanı bu yönde.
Lakin eleştirebilir miyiz?
Sen önce dön aynaya bak adama derler..
11 milyonluk nüfus. İstanbul'un yarısı kadar olan insandan yeter seviyede yetenek çıkmadığı gibi liglerinin durumu da çok iyi değil. Buna rağmen üst üste üç Avrupa Şampiyonası'na da katılım gösterdiler. Yani bizim dilimize pelesenk olmuş "turnuva takımı" kimliğini çok daha zor koşullar altında gerçekleştirdiler. 2004'de Avrupa Şampiyonu olduklarını bir kenara da koyalım. 2004 yılında Rehhagel'in kurduğu sistemi devam ettirme başarısını göstererek "ekol" oluşturdular. Türkiye'nin yarım yüzyıldır söyleyip de başaramadığını gerçekleştirdiler.
Teknik direktör seçimi söz konusu olduğunda 2 kez AEK'i 1 kez PAOK'u çalıştırmış Portekizli Santos'un Yunan Ligi'nde tek bir şampiyonluğu dahi olmamasına rağmen takımın başına getirerek Rehhagel'in kurduğu sistemin işlemesine sebebiyet verdiler. Bir "akıl" söz konusu nihayetinde. Strateji ve izlenilen bir yol..
Şimdi sormak gerekir; Selçuk inan mı 37 yaşındaki Karagounis mi? Nuri Şahin mi Katsouranis mi? Arda Turan mı yoksa Samaras mı? Burak Yılmaz nerede oynuyor Gekas nerede? Caner Erkin mi Holebas mı?
Avrupa Şampiyonası grup eleme maçlarında tek bir yenilgi dahi almadan turnuvaya katılırken Dünya Kupası'na ise sadece Bosna Hersek'e mağlup olarak Bosna ile aynı puanda olup averaj farkıyla baraj maçı oynamak zorunda kaldılar.
Avrupa ve Dünya Şampiyonası'na katılım gösterdikleri 2 eleme gurubundaki saysıız maçta sadece 1 mağlubiyetleri var. Brezilya yolculuğu esnasında elemelerde oynadığı 10 maçın 8'inde kalesinde gol görmedi. Yediği toplam 4 golün de 3'ü Bosna maçında gerçekleşti. Başarı değilse bu nedir? 5 maçı 1-0'la almak stratejik aklın göstergesidir. Oyuncuları yıldız değil, ligi kötü de bu nedir peki?
Üstelik göze hoş gelmese ve izlemesi çok keyifli olmasa da.. bir ekolden de bahsedebiliriz sanırım..
11 milyonluk Yunanistan bu kadro gücüyle buralara geliyorsa "nasıl" geldiğinin çok da önemi yoktur. Eleştirmek istiyorsanız Brezilya'ya Almanya'ya gideceksiniz arkadaşım. İspanya'ya, Belçika'ya.. Bu kadro kalitesine rağmen hayvani yeteneklere sahip takımlar gelip yenemiyor, "iki farkı" ancak rüyalarında görüyorsa eleştirelecek olan Yunanistan mıdır?
Futbolda her yetenekli takım daha az yetenekli olan kadroya yense, keyif olur mu? Neymar'ları mı var Reus'ları mı Messi'leri mi? Bu gerçeğe rağmen galibiyet almaları başlı başına futbolun keyfinden, belirsizliğin kattığı anlamdan dolayıdır.
Üstelik Santos Portekiz'in Bento'su gibi stratejik aklı gelişkin taktiksel açıdan donanımlı bir teknik direktör. Maçları kazanma şekli ve oyun kurgusu da kesinlikle dikkate değer ve fakat yeni bir yıldız olmadan aynı kurguyu devam ettirme zorunluluğuna sahip olduğu için biz "futbolseverler" sıkılıyoruz belki ama eleştirmeye hakkımız yok. Daha çok memleketin oraya bakıp "neden" sorusunu daha gür bir sesle sorması gerekir. Bir başarı öyküsüdür nihayetinde..
Çünkü Yunanistan der ki.. Yeter sayıda yeteneğiniz, Avrupa'nın dev kulüplerinde oynayan oyuncularınız olmasa dahi "başarı" kazanabilirsiniz. Bunları bahane olarak öne sürmeyin. Werder Bremen'in üçüncü forveti dahi olmayan giristayas ile Avrupa Şampiyonu olmak mümkünse futbolda her şey olabilir. Bu gerçek zaten çiviliyor seni ekran başına.
Portekizli başarılı teknik direktör Santos "genç oyuncu" konusunda cimri davranıyor. 37 yaşında üstelik maç eksiği olan Karagounis'den vazgeçmiyor. Partneri Katsouranis belki yerini Tziolis'e kaptırabilir ama 2012 şablonunda çok büyük değişimlere gitmeyecek zira Yunanistan savunmasıyla yaşayan bir takım ve burada dinamizmini kaybetmiş yaşlı oyuncular yine de "avantaj" sağlıyor taktiksel yetkinlikleri nedeniyle. Doğru yerde bulunarak etkili müdahalede bulunmaları asli faktör. Bireysel beceriden ziyade başarı için gereken takım bütünlüğü. Kompakt bir yapı oluşturduğu ölçüde başarılı olabilirler ve bu yüzden daha yetenekli değil daha takım yapan oyuncular seçiliyor.
Öte yandan kabaca Yunanistan defansını "Pasif savunma" olarak da özetleyebiliriz. Topun olduğu bölgeye kayarak topu takip edip farklı koşullara yeniden adapte olup hata ihtimalini fazlalaştırmaktan ziyade blokları sabit tutarak ana yapı korunmasına öncelik tanıyorlar. Örnek vermek gerekirse top bek ile stoper arasına geldiğinde hareket edecek olan stoperdir ve dörtlü savunma bloku şeklini bozmadan ceza sahasının içerisini korumaya devam eder. Kayma yaşamazlar, topun-adamın ceza sahası içerisinin dışında tutulmasına özen gösterirler. Savunma önü hali hazırda stopere kayan bir içeriğe sahip.
Tam da bu savunma kurgusu nedeniyle önündeki adamı rahat bir şekilde geçen, teknik kapasitesi yüksek ve Almanların çok sevdiği o dar alanda harika işler kotaran çilingir oyuncu sayısı fazla olan Japonya Santos'un taktiği için önemli bir tehdit oluşturuyor.
Hücumda ise ilk silah Samaras. Bu oyuncunun topu saklama özelliği, diyagonal oynama becerisi ve arkasındaki hücumcu beke yer açması nedeniyle bu takımın en önemli silahı haline geldiğini söyleyebiliriz. Tarzı kötü, estetikten yoksun bir topla ilişki söz konusu ama fazlasıyla yararlı bir oyuncu. Samaras'ın topu ön alanda tutma becerisi, ters kenardan gelen oyuncuya dahi aktarabilecek yeteneği ve saha görüşünün yanı sıra golcü olması ön alanda Yunanistan sisteminin en değerli oyuncusu oluyor.
Formsuz geldiler
Yunanistan'ın en büyük sorunu Gekas dışında yıldız oyuncularının turnuvaya formsuz gelmesi. Konstantinos Mitroglou Premier Lig'e transfer olduktan sonra sakatlık ve fit olmadığı için sadece 3 maç yaptı.. Karagounis bu sezon 7 maça denk gelecek dakika süre alabildi. Takımın yıldızı konumunda olan Sokratis Dortmund'daki sakatlıklar nedeniyle forma giyse de her maça 11 başlayamadı.
3-3-3-1 olur mu?
Forvetten devşirme ve kenar orta konusunda uzman Holebas ya da Tzevallas sol bek oynayacak. Bindirmeleriyle zaman zaman Salpingidis'in dahi önüne geçerek üçlü bir hücum seti oluşturan Torosidis ise sağ bek. Bu iki beki orta saha çizgisine getirip Maniatis'i stopere yerleştirip farklı bir sistemi dener mi? En azından geriye düştüğü zaman böylesine bir hücum mantığı geliştireceğini söyleyebiliriz. Bu da "farklı" bir Yunanistan izlememize sebebiyet verecektir.
Ne yaparlar?
Pasif savunmaya karşı çok hareketli bir Kolombiya karşılaşmasından çıkacak sonucu merak ediyorum. Kapalı blok savunmaya karşı bu gibi kilitleri açacak birden fazla oyuncuya sahip Japonya'nın rakip olduğunda ortaya neler çıkacak, izleyip göreceğiz. Kadro kalitesi ve pek çok açıdan grup sonuncusu olacak gibi dursa da Santos'un stratejik aklı Yunanistan'a yine bir beklenmedik zafer yaşatabilir.
kiscasi dedeler kulubu diyelim biz buna
YanıtlaSil