21 Kasım 2009
Wiese ve Telefonu.!
Bild hemen ortaligi karistirmak adina mac esnasinda Wiese'nin telefonuna bakmasini elestiren haber yapti. Wiese ise genelde bankta oturmadigini ve bu yuzden dus alip giyindikten sonra telefonun cantasinda oldugunu farketmedigini ve söyle bir baktigini söylemis.. O degil de burada dikkat edilecek husus Wiese'nin mac esnasinda telefonuna bakmasi degil milli takim malzemecisi Thomas Mai'in Enke formasina gösterdigi intizamdir..
Per Mertesacker ve Istatistik.!
Bu oyuncuyu birazdan verecegim istatistik üzerinden degerlendirmek ya da sadece buna özgü bir durum olarak algilamak yetmez.. O hem Bremen defansinin ve ayni zamanda alman milli takiminin sefidir. O bölgenin lider oyuncusudur.. Gecen sene sakatligi ve yeni basladigi kirmizi kart dönemi bremenin belki de bu kadar cok gol yemesinin en önemli nedenleri arasindadir.. O Dünya kupasinda ya da Avrupa Sampiyonasinda her daim burada oldugu gibi istatislerin kralidir.. Efendim almanyada girilen ikili mücadele sayisi ve kazanma oranlari söyledir:
1- Per Mertesacker(Bremen) *225 **%80,4
2- Daniel Van Buyten(B.Munih) 199 %74,4
3-Josip Simunic(Hoffenheim) 199 %71,4
4-Manuel Friedrich(Leverkusen) 218 %69,7
5- Dante(Gladbach) 213 %69,5
6- Nikolce Novelski(Mainz) 209 %69,4
7- Niko Bungert(Mainz) 197 %67
8-jean Sebastien Jaures(Gladbach) 140 %68,6
9-Naldo(Bremen) 229 %68,1
10- Matthieu Delpierre(Stuttgart) 160 %67,5
* Oyuncunun girdigi ikili mücadele sayisi
**oyuncunun bu mücadelelerin kacta kacinin kazandiginin orani.
20 Kasım 2009
Saygi.!
Bu adam hakkinda konusur iken önce bi durun.. Durun ve gecmisine bakip neleri basardigina bir göz atin. Daha sonra anti-futbol geyiklerine baslamadan önce hangi futbolcularla neyi nasil basarmis bir daha analiz edin..
E peki renksiz futbol ? E siz elinizdeki Ronaldolarla cikip ortaligi dagitamiyorsunuz, bir adam cikip Bremenin ücüncü forveti bile olmayan yedegin yedegiyle gelip sizi yeniyor, sonra da sikayet.. Neyi bekliyoruz ? Charisteas'larla süper futbol oynatmasini mi ?
Bu karistiyas denilen adami ben canli canli cok izledim. Her seferinde tribünden direkt bi kosu eve gidip esofmanlari giyip o dönem bu yunan güzelinin oynadigi futbol klubüne yazilasim geldi. O oynuyorsa ben hayli hayli onyarim diye..
Degerlidir.. Teknik adam önemlidir. Basarinin temelinde onlarin emegi yatar. Elbette kendisinden daha iyisi karsisinda boynu bükük olmustur zira Hitzfeld her iki macta da dagitmistir Yunanistani ve play off'lara kalmistir.. Her bakimdan Hitzfeld'den büyük degildir lakin Terim'i de bi güzel kilitleyecek yetkinlige sahiptir.. Mesele teknik adamdir bu gibi cok da güclü olmayan takimlarin basarisinda..
Su saniyeden sonra bir daha bu adama oynattigi futbol yüzünden elestiri getirirsem Charisteas'i Galatasaray transfer etsin.. Böyle de büyük yemin ettim bak..
Bahis #2
Öncelikle ilk bahis postuna göz atmakta fayda var. Orada demisiz ki:
"Ben bahis bürolarinda bir dönem bir hayli fazla vakit gecirmis insan olarak sunu söyleyeyim her hafta dünya liglerinin toplaminda en az bir en cok üc macin skoru önceden bilinmektedir. Iki ay önce Türkiye Alt Liglerinden bir takimin tüyosu da gelmistir her gelen basarili tüyo macin satildigi anlamina gelmese de ihtimal bir hayli yüksektir.Baska acidan aslinda bunlarin yasanmamasi pek de mümkün degil.
Simdi her ülkenin ücüncü liglerine kadar bahis oynanilabiliyor Almanyada. Düsünün ki ücüncü lig orta sira takimlarindan ikisi sondan birinci hafta karsilasiyorlar. Hicbir iddiasi olmayan iki takimin oyuncularindan ikisi-ücü sizce böyle bir sey gerceklestirmez mi ? Cok kisa süre icerisinde bir daha calismayacak sekilde para kazanabilir oldukca önemsiz bir macin sonucunu önceden kestirebilirse eger.. Bu haberi koydum cunku bunun geyigini cok yaptik hani Sampiyonlar Ligi öneleme macinda yapilacagini düsünmedik ama bir klup baskani ile oyuncunun birlesip kisa yoldan paraya kosmasi cok da zor degil.
Cok kisa bir süre sonra bu mac satma olayi hiz kazanacak ve hicbir sekilde önüne gecilemeyecektir ve iddiam odur ki bugün dahi pek cok mac satiliyor ve bunlarin cok azi yakayi ele veriyor.."
Bochum savciliginin arastirmasi sonucu cikan diger ayrintilari türk basini da isledigi icin burada üzerinde durmuyorum. Bahisin beni futbola biraz daha baglayan unsur olarak önemli bir yeri var idi zamaninda lakin bugün söylemek gerekir ki futbol icin bu bir tehlikedir, keske hic olmasa diyebilecegimiz noktaya da gelecektir.
Simdi sunu belirtmekten cekinmiyorum sevgili UEFA yetkilinerine:
Istediginiz kadar önlem alin, engelleyemezsiniz.. Bugün ortaya cikanlar ise isin cok kucuk bir kismidir. Amatörce hatalar yapmislardir daha cok.. Bu isin profesyonelleri var. Adam bir sekilde satilmis maci Almanyanin on bes farkli sehrinde 45 farkli insana oynatiyor. Limit koysaniz ne olur ? O limite kadar istediginiz kadar oynayabildiginiz sürece limitin ne önemi var.. Bizzat tanidigim insan var, birilerinin yerine bahis oynuyor zira pek cok isim yasakli konuma gelmis. Almanya yasakladi devletin düzenledigi oddset disinda acilan bahis bürolarini.. Lakin kalkti mi ? Bugün Nürnberg de yüzlerce insanin akin ettigi benim bildigim bes tane bahis oynatan yer var. Ne ilginctir ki hem müsterileri hem de sahipleri genelde türk..
Satilmis ya da manipüle edilmis maclarin belirlenmesinde tek bir yöntem uygulanilir. Misal Fenerbahce'nin oynadigi Ulm macinin sonucu önceden belirlenilmis diyorlar zira 5-0 gibi bir skor üzerine dehset paralar dönmüs. Iki tane atak gol olmamis ve gollerin de ücü uzaktan asirtma vesaire.. kanit bunlar iste, baska yok. Hangi insanoglu bilmem kac bin euro'yu bir takim diger bir takimi üstelik hazirlik macinda su kadar sifir ile yenecek diye skor üzerine bahis oynar ? Lakin adam isin profesyoneli olsa parayi tek bir kupondan ve tek bir yerden alma girisiminde bulunmaz.. Genelde de isler böyle yürür.. Acemiler isi ele verir, onlarin sorgulamalarindan da bir kac mac yakalanilir.. 2004'de oynanilan Galatasaray - Ankaragücü maci gibi..
Sapina kardeslerin Hoyzer davasinda anlattigi hikaye cok ilginc. 15 bin Euro'ya Türkiye Süper liginde oynayan iki oyuncuyu satin aliyorlar. Iki Ankaragüclü oyuncu satin alinir iken birisi kadroya giremiyor, digeri de tek basina yapmam diyip elde patliyor 65 bin euroluk iki maca yatirilmis kuponu zira Ankaragücü yeniyor 1-0 Galatasarayi.. Ama bunu Sapina anlatmasa kim ortaya nasil cikaracaktir ? Olasi kazanci nedir ? 630 in euro. Ülkede bu paraya oynayan 250 futbolcu arasindan kac kisi vardir ? gecin birinci ligi, ikinci veya ücüncü liglere inin.. Ki bu bir kupon ve bir yerden aliniyor..
Önüne gecemezsiniz.. Bununla yasamayi, her alti ayda bir satilmis mac geyigi haberlerinin cikacak olmasina alisin derim ben.. Belki üst düzey liglerde engellenebilir lakin genel kani bu isin engellenmesinin cok zor oldugudur.. Hali hazirda Sampiyonlar Ligine giremeyecek olan andorra takimi neden bir anda milyonlara kavusmasin ? Etik filan senin, benim icin.. milyonlari dogru düzgün davranin diye yola getiremeyiz ki ?
Patrongiller.!
Bild Gazetesi ikisini bir araya getirip Van Gaal'e ultimatom cektirmis.. Görünen o ki ancak ikisi bir araya gelip voltrani olusturursa bu hollandaliyi korkutur, baska türlü her ikisinin de Van Gaaal'den korktugunu düsünüyorum.. Gecen DSF'de cok baska bir konu hakkinda yayin yapan programi izler iken kanalin calisani laf arasinda Van Gaal'den korktugunu ve bazen istedigi soruyu soramadigini söylüyordu.. Acik acik korkuyorum ben bu adamdan diyordu.. Aklima sakat olan oyuncunun neden forma giymedigini soran basin mensubuna hollandali hocanin cikisi geldi ki hak veriyorum hepsine.. Feci azarlar bir tonu vardir konusmasinda.. Hoeness biraz asmis, gece yarisina dogru espri yapip sarap ictiginden ve aslinda baska bir adam oldugundan bahsediyordu.. Beckenbauer de bunun kendisine gerekli oldugu otoritesi icin disariya yansitmadigini ekliyor filan diye giden bir muhabbet söz konusu.
Arkadas bu güzel muhabbetler neden benim ülkemde olmaz ? Neden insanlar biraz daha samimi aciklamalar icerisinde bulunamiyor ve sürekli dedikodular üzerine tonla geyik döner.. O kadar cok ayrinti var ki yaz yaz bitmez burada.. Hoeness'in ilk maasindan Rehhagel'i kovma pismanligina kadar sürüyle güzel konu islenilmis.. Lakin ben özellikle Rehhagel'i kovma pismanligi üzerinde durmak istiyorum zira ayrinti oldukca dikkat cekici..
Ise alinma olayindan bahsedelim.. Hoeness-Beckenbauer ikilisi Rehhagel ile Bremendeki basarisindan dolayi anlasmak icin oturuyorlar.. Franz, yeter otto diyor.. yeter yahu bremen ile bize cektirdigin yeter.. gel buraya, imkan var burada.. istedigin her seyi burada yap.. Kac yillik anlasma istiyorsun ? 2 3 ya da 5. farketmez, buyur. Rehhagel orada 3 diyor ve Bayerne geciyor.. Hoeness de allahtan 5 demedi diye bugün tazminati düsünüp isin her daim ekonomisine kafayi takmis oldugunu hissettiriyor bize. Buraya kadar her sey olagan.. Bayern görüldügü üzere her zaman Bundesliganin icerisine egilir. Iki türlü avantaj elde eder.. Hem rakibini cökertir hem de kendisi güclenir.. Bu sekilde Sampiyonluklar, onlar bunlar da geldi zaten..
Lakin bir de kovma meselesi var. Cokca bahsettik, Rehhagel'in intikami müthistir. Bu kovulma meselesinin arkasindan ikinci Ligden Kaiserslautern'in basina gecer, takimi birinci lige cikartir ayni sene, birinci Lige ciktigi ilk yil icerisinde Bayerni hem iceride hem disarida yenerek Bundesliga sampiyonu olur ki bunu basarmis herhangi bir insanoglu yoktur keza Yunanistan ile öyle veya böyle Avrupa Sampiyonu olmus bir baska teknik adamin olmadigi gibi.. Feci bir intikamdir ve haliyle pismanlik söz konusu oldugunda Rehhagel ismi gündeme gelir. Benim icin ilgi cekici diger ayrinti ise kovulma esnasinda yasanilan sessizlik.. Hoeness anlatiyor gerisini:
"..o ani hic unutamam, benim ottobrun'daki evimdeydik.. Franz'in karsisinda siyah kazagiyla Otto duruyordu. Bundesligada üc mactir kendi evimizde yenemiyorduk.. Baska acidan UEFA kupasinda da finale kalmistik.. Rehhagel oraya neden cagrildigi hakkinda en ufak bir fikri yoktu ve olsaydi da kovulacagi belki de en son ihtilma idi. Otto dedi Franz, biz Bayernin gelisiminden memnun degiliz ve seni tatile cikarma karari aldik.."
.".arkasindan Otto Rehhagel bes dakika hicbir sey söylemedi ve sonrasinda "Bunun anlami artik ben gidebilirim ? " diye sordu sadece.. Franz bir iki dakika sonra "evet" dedi ve Otto daha baska bir sey söylemeden cekip gitti.. Tazminat ve diger meseleler icin karisi ilgilendi. Bir daha Otto'yu uzun süre göremedim.."
Edebi sessizlige gömülüp elbette sampiyon olarak tekrardan karsilarina cikiyor.. Kovulma eylemine karsi tek bir kelime olsun itiraz dahi etmeyen bir Otto Rehhagel portresi.. Rehhagel'in o dönemki basarisi tartisilmazdir. Klinsmann'i görüyorsunuz belki de hakli olarak susmuyor, digerleri keza.. Lakin Otto neden, nicin vesairesine hic girmeden cekip gidiyor..
Böyle bir motivasyona sahip olursaniz eger hic merak etmeyin besinci ligden takim cikarip yeteneginiz varsa sampiyon yaparsiniz..
Daha baska ayrintilar da var. Hoeness, sportif basarisizligi "gecici" olarak tanimlar iken bunun yaninda mali acidan klubün cok iyi durumda oldugundan bahsediyor.. Beckenbauer ise ekonomik acidan klubün iyi oldugunu ama bunun sportif basarisizligin önüne gecilemediginden dem vuruyor.. Özellikle Arena'nin insasindan dolayi varolan 346 milyon euroluk borcun ve onun yillik 30 milyon euro faizinin olmasina ragmen klubün her sene kar yaptigini ya da zarar yapmadan kapadigini dile getiriyor. Bu borc bittigi takdirde buradan gelecek paralarla cok iyi transferler yapilacagindan dem vuruluyor.. hele ki ispanyada vergi oraninin yüzde 24'den 45'e cikarilmasi, ingilterede bu rakamin hali hazirda yüzde 50 olmasi nedeniyle Bundesliganin daha cekici olacagi düsünülürse.. Önümüzdeki 10 yil icerisinde Bayern uluslararasi bir kupa alacaktir diye de ekliyor.
Simdi Bayern Hoeness adina cok baska bir konum hazirliyor. Siketin basinda bulunan Rummenigge.. Klubun basinda Beckenbauer.. Beckenbauer emekli edilir iken her ikisinin de üzerinde bir pozisyon hazirlaniyor ve oraya Hoeness yerlesecektir.. Hakettigi yerdir kesinlikle.. 1979 senesinde aylik 1000 mark ve ekstradan kendisinin kazandirdigi her reklam anlasmasindan da yüzde 50 komisyon ile ise baslayan bir adam bu.. Elbette bu komisyon isi bir yil sonra degistiriliyor ve sonrasinda yazili bir sözlesme olmadan Bayern icin 30 yildir calisiyor.. Bazen inanin herkesin sinirlerini oynatan aciklamalari olur.. Daha gecenlerde Lahm elestirisi yüzünden belki de cok hakli olarak Lahm'in danismanina catar iken o danismanin altinda calisan oyunculara da bir bir geciriyor, Rensing'inden Trochowskisine kadar.. Ama iste menajerden siniri cikarayim der iken eski bayernli Trochowski icin sunlari söylüyor:
"Trochowski iki cümleyi arka arkaya kuramaz iken simdi gelmis politik futbol hakkinda konusuyor".
Elbette sonrasinda hemen piotr'u arayip kendisinden özür diliyor. Trochowskiyi az önce izledim, Hoeness özür diledi, kabul ettim ve olay kapanmistir benim icin diyor ki ben olsam kapatmazdim. Böyle böyle kirdigi potlarin haddi hesabi yoktur bu adamin..
SKY televizyonuna konuk oldugunda bu kavgalari hatirlatiliyor ona.. Bugüne kadar bir sekilde tartistigi pek cok insan ile sonunda uzlastigini belirtir iken sadece iki istisna barindirdigindan bahsediyordu. Willi Lemke ve Christoph Daum.. Lemke ile uzlasilamamazligin nedeni daha cok lemke'den kaynaklanir.. Bremenlidir Lemke ve psikolojik savasi Hoeness kadar iyi becerir.. 85 yilindaki o Augenthaler'in blogda da islenilen Voller'e yaptigi faul sonrasi beklenilen özür gelmeyip bir de üzerine sucu Hoeness digerlerine atinca Lemke o gün cildirir ve bir daha da uzlasir konuma gelmez.. Arkasindan Bremenden Bayerne giden oyuncularin ve hatta özellikle Rehhagel'in kopartilmasi sonucu Bayern ve Hoeness felsefesi hakkinda her yerde savas aciyor. Hoeness'i saglam bir sekilde de elestirir.. Hoeness burada Lemke'den dolayi bir uzlasma pozisyonu bulamaz lakin Daum'da ise daha cok ailesi engel olmustur. Daum'un aciklamalari sonrasi Hoeness ve ailesi fanatikler tarafindan tehtit edilmis, korunma ihtiyaci hissedecek kadar ciddi sorun yasamistir. Bayan Hoeness Daum'a el uzatilmasina karsidir daha cok yoksa coktan orada da bir baris saglanacakti zira Daum oldukca güzel yaklasmistir son zamanlarda..
Teknik adam elestirileri icin her seyi tek basina yapmak istiyor gibi bir yaklasim söz konusu. Bayern gibi büyük bir organizasyonun sorumlulugu tek bir insana verilemez der iken Hoeness, 86 Dünya kupasinin basinda benim de Van Gaal gibi her seye kosturdugum zamanlarim olmustu diye devam ediyordu Beckenbauer.. öyle ki hotelde oyuncunun biten tuvalet kagidi icin resepsiyona gidiyordum ama insanlar sorumluluklari bölmeyi ve onlari düzenli bir sekilde digerlerine bölüstürmeyi ögrenmelidir diye elestirileri siraliyorlar.. Van Gaal icin son haftalarda alinacak sonuclari bekliyorlar ve ben cok iyi biliyorum ki Beckenbauer bir Hiddink hastasidir. Barca macini yorumlamak icin SKY'da iken Hiddink icin Bayerne gelmeyecek kadar büyük hocadir demisti. Ilk kazada Hiddink ismi gececektir kesinlikle.. Hoeness ise Van Gaal'i begeniyor, antrenmanlari izledigini söylüyor ve ortada güzel islerin oldugunu belirliyor lakin takim ligde sekizinci iken kimsenin iyi seyler konusamayacagini da üzerine ekliyor..
Son olarak aralarindaki husumet de ortada oldugundan muhabir Hoeness baskanligi sonrasi daha mi cok sert elestirilerde bulunacaksiniz Bayern'e karsi diye soruyor Beckenbauer'e..
Beckenbauer: Elestiri ? Hoeness, bizim ilk baskanlik bulusmamizi hatirliyor musun ? Seneler evvel biz ne dedik ? Biz klube hizmet etmek istiyoruz ve bu bizim birarada olus sebebimizdir. Herkes klube hizmet etmek icin buradadir..
Hoeness: Hic kimse klubün üzerinde degildir. Ve bu bugün de gecerlidir..
Klopp vs Tuchel.!
Mainz kökenli iki önemli teknik adam.. Klopp belki de Almanyanin en sempatik, en sevilen teknik adamlarindan.. Tuchel ise özellikle benim icin en gelecek vaad eden.. Sürekli dile getirdigim diploma notu yani isin teknik kismi degil motivasyon acisindan da oldukca ilginc yöntemler sergiliyor. Hali hazirda genc teknik adamlarin belki de en önemli avantaji cagdasi oldugu oyuncu grubuna psikolojik olarak etki edebilme sanslarinin olmasidir.. Klopp bunu uzun yillardir cok iyi bir sekilde basariyor, Doll gibi eline yüzüne bulastirmadan arkadas olarak kalabilmistir.. Tuchel ise 36 yasinda olmasini verdigi avantaji kullaniyor yani sürekli yeni fikirler, planlar ortaya cikariyor.. Benjamin Linus gibi onun her zaman bir plani oldugundan bahsediliyor oyuncular arasinda.. Bir de isin diger tarafi var. Bayern Münih maci öncesi oyuncularini eminim ki pek cogunuzun seyrettigi Oliver Stone filmi olan "Ayn Given Sunday" den sahneler seyrettirerek motive etmistir.. Hoffenheim maci icin geleneksel Maori dansi Haka'dan görüntüler ile oyuncularini keza motive etmis.. Velhasil Tuchel, psikolojik yaklasim konusunda en az Klopp kadar basarilidir..
Bu iki adamin digerlerinden ayiran bir baska önemli özelligi futbola olan delice düskünlükleridir.
Her ikisini de piyasaya sunan Mainz klubu. Bu hafta sonu Dortmund Mainz ile karsilasiyor.. Özellikle Mainz klubü icin Klopp'un yeri cok baskadir.. Bild ise bir baska sekilde yaklasim gösterip kirli sakal düellosu demis.. her ikisi de her daim üc günlük sakallariyla sahanin kenarinda yer alirlar..
Klopp icin cok önemli bir mac.. 18 yilini oyuncu ve teknik adam olarak Mainz'de gecirmis bir adamdan bahsediyoruz..Simdiden isin vicdan muhasebesine girismis ve Mainz burada kaybederse onlar icin dunyanin sonu degil diyor.. Tuchel'im ise su an icin Dortmundun dört puan ve üc sira önünde.. Bayern'i, Hoffenheim'i yenme basarisini gösterdi lakin deplasmanlarda isi cok kolay degil hele ki bu Dortmund gibi kendi evinde en zor yenilen bir takim karsisinda..
Dortmund-Mainz maci Cumartesi günü buranin saati ile 18:30'da baslayacak.. Isin güzel tarafi diger maclarin arasina karismamis olmasi ve derbiyi de iskalamayacak sekilde güzel bir zamanda baslamasidir. Normal kosullar altinda Mainz'i destekliyorum ama bu macin sonucu nedir diye sorarsaniz Dortmund yenilmez derim..
19 Kasım 2009
Macin Tekrar Edilmesi.!
Irlanda macin tekrarini daha cok hakkini istiyor. Ben neden bu macin tekrar edilemeyecegini anlamiyorum. Özellikle bu gibi önemli olan maclarda macin tekrar edilmemesi, kimi durumlarda olaylarin cok daha net bir sekilde tespit edilebilmesi icin kameralarin kullanilmamasini hicbir zaman anlamamisimdir. Teknoloji su asamada iken oturup bakilir, sonuca o anda karar verilir. Macin ruhunun yitirilmemesi adina bir baskasi bakar, sonucu da hakeme hic oyun durmadan iletiverir.. bu gibi basit önlemler böyle büyük organizasyonlarda neden ele alinmaz, bilemedim hic,..
Burada da islenmisti ve benim enistenin asla unutamadigi maclarin arasindadir Helmer'in attigi fantom golü.. Bu olmayan golün verilmesi sonrasi mac tekrar edilmistir. Neden ? Cunku herkesin kabul ettigi cok bariz olmayan bir gol verilmistir. hakki yenmistir bir takimin.. Mac tekrar edilmistir. Simdi burada neden tekrar edilmesin ?
Enke Maci.!
Rusya ve Irlanda fanatigi olarak cok önemli maclari birakip Enke hatrina oturup bu maci seyrettim. Hali hazirda diger maclarin ayrintilarini her yerden okursunuz.. Bunun yaninda son günlerde yasanilanlarin üzerimde varolan kaybin üzüntüsünün disinda cok baska etkileri oldu. Bunu sonraya birakalim ve fildisi sahili ile olan macin önemli resimlerini suraya koyalim..
O da bugün sahada yerini aldi. Futbolcularin Enke'ye yazdigi harika bir mektup var, cevirebilirsek suraya koymak isteriz.. Enke'ye kizmadan daha cok neden biz sana yardim edemedik icerikli bir veda.. Cok güzeldi..
Ben zaten bu takimi cok severdim.. Her zaman cok iyi futbol oynamalarina ragmen hakettiklerine ulasamayan olarak nitelerdik.. Bunun yaninda diger acidan da bakinca cok güzel geldiler..
Kaptanlik pazubandi inceligi..
Keza seyircileri de sahadaki güzelliklerin tamamlayicisi konumundaydi..
Herkesin gözü yukarida bir yerde..
Bu maci izliyor mudur acaba yukaridan ?
Izliyorsa eger bu gece atilan podolski golleri onun icindir..
Mac Almanlar icin normal hayata dönüs yoluydu. Iki takim da cok iyi oynamadi lakin fildisinin penaltilari verilmedi ve bunun yani sira Kiessling'in düsürülüsü de cok da net olmayan bir penalti kararidir. Hakem kararlari lehine degildi.. Mac bitti derken Podolski sahneye cikti ki belki de böyle güzel baslayan maca en yakisan skor elde edilmis oldu. Keita sonradan girdigi macta klasini az biraz göstermistir ki asisti de olabilirdi.. Young Boys'da oynayan Doumbia'yi bekledik ki attigi güzel gol ile kendisini gösterdi. Isvicre Ligi erken basladigi icin sene basinda cokca kez izleme sansi bulmustuk.. Gelecegin güzel adamlarindan.. Su resim ise macin diger bir ilginc noktasi. Siz farkinda degilsiniz belki ama su an Eboue gol atmis durumdadir.. Daha dogrusu golde az biraz payi olmus zira önünde seken topa abanan Neuer'in hedefi olmus, burdan seken top da kaleye gidip gol olmustur..
Bunun disinda Kiessling cok güzel olmasa da gayet kendisini gösteren bir performans ortaya koymus, güzel bir mac cikarmistir. Özil'in sik pasini güzel bir vurusla kaleciye nisanlamasa belki cok daha keyifli olabilirdi. Kimseyi su konumda performansindan dolayi elestiremezsiniz ama Lahm gercekten kötüydü.. O hem Enke'nin zamansiz ölümünü hem de kendi yarattigi depremin etkisini henüz atlatamamis..
Bu adam bu yasinda 69 milli maca cikip 37.golünü atmistir. Milli takim Podolskisi ile klüp takimi podolskisi arasinda fark cok fazla..
18 Kasım 2009
Rezalet.!
Su olay eger Burkino Faso'da gerceklesmis olsaydi ilginc haber diye suraya tasirdik kesinlikle.. Yok böyle bir sey cünkü. Olayin ayrintisi icin sizi bu haberi ortaya cikarmis olan SalsaBasket'e yönlendirelim.
Anlamadigim sudur: Böyle büyük bir rezaleti göze nasil aliyorsunuz ? Sampiyonlar Ligi final maci degil ki hazirlik maci ne kadar önemli olabilir ? Benim aklimin almadigi durum budur. Cok büyük bir utanc kaynagi olabilecek ahlaksizligi ne icin göze aliyoruz ? Hazirlik macinda Cemal oynamadigi vakit ne degisirdi ? Cok baska bir mac olup cok sey degisse dahi bu klup yönetimi nasil ve ne sekilde bu ahlaksizliga basvurur ? Bu yüzden hala inanamiyorum ve yetkililerin aciklamasini bekliyorum..
Benim takimim on yildir Fenerbahce'ye yenilebilir, onuncu lige düsebilir ki bunlarin hepsini kaldirabilirim ama bu cok zor gelir.. Gercekten zor. Tam anlamiyla bir utanc..