4 Temmuz 2012
Bayern'in Sammer Hamlesi!
Oliver Kahn'ın kitabını okumuştum. Çok zorlandığımı da sıklıkla söylerim zira ağır bir dille yazılmıştı. Sıklıkla her konuya bilimsel yaklaşması beni oldukça şaşırtmıştı. Hatırlarsanız eğer futbolu bırakan insanın hiçbir eğitim almadan menajer olmasını da doğru bulmuyordu ve 40 yaşında Universiteye giderek fark yaratma çabası içerisindeydi. Futbolu da olabildiğince güzel yorumluyordu. Bir kaç yıl önce Mesut Özil zekası olarak bu blogda da yer verdiğim yorumu da muazzamdı. Bilgisayar analizi üzerinden Mesut'un oyunu nasıl güzel okuduğunu çok güzel anlatmıştı üstelik maçın hemen ardından.. Bu da önemlidir zira detaylı çalışma yapılır, başkadır, maçı yorumlamak çok başkadır. Muazzam yorumların sahibi kimi spor yazarlarının maç yorumu esnasında nasıl komik duruma düşüp saçmaladıklarını da görüyoruz. zira araştırıp yazı yazmakla gerçekten futbolu anlayıp anlık yorumlarda bulunmak aslında iki farklı tipolojiyi doğurur. Oliver Kahn, çok net söyleyebilirim ki futboldan fazlasıyla anlıyor.
2-3 yıldır Oliver Kahn'ın kupasızlığa dair hem Almanya hem de Bayern üzerinden yaptığı yorumlar ortalığı ayağa kaldırdı. Üstelik tüm bu kupasızlığa dair ortaya tek bir neden koydu; Lider oyuncu eksikliği. Saha içi lideri.. Schweinsteiger ve Lahm'ı işaret ederek "lidercik" sıfatını yerleştirip bunlarla ne Bayern ne de Almanya kupa kazanamaz dedi. Yarı finale kadar güzel futbol, doğru taktik ve benzeri ayrıntılarla gelirsiniz ama bundan sonrası bu futbolculara aittir diyerek altını kalın kalın çizmişti.
Aman Allahım, ortalık karıştı.
Uli Höness bir Bayern evladı olarak kendilerine değil de bu eleştirileri blogdan yayınladığı için ayrı bir çattı, diğerleri ise başka başka noktalardan eleştirdi.Modernlikten dem vuruldu, sorumluluğun eşit miktarda bütün oyunculara paylaştırılmasından bahsedildi ve artık Ballack devrinin sona erdi, dönem değişti denildi. Saha içerisinde kimse kimseye bağırmayacak denildi, Effenberg'li günler geride kaldı diye devam ettiler. Kısacası konunun hem bir yanından tutup o köhnemiş tarafını ele aldılar.
Geçmişte Bayern Münih kendisinden daha güçlü olan Real Madrid'i eleyerek-Elber attı, Kahn 220 topu engelledi, deplasmanda kazandı turu geçti- Şampiyonlar Ligi'nde finale çıkıyordu. Almanya, kendisinden daha güçlü ekipleri maçın sonunda bir şekilde alt ediyordu. Şimdi ise potansiyel olarak İspanya hariç tüm takımların üzerinde olmasına rağmen kulüp ya da milli takım ayırt etmeksizin yarı final ya da final maçlarında bir haller oluyor bu takımlara ve hemen hepsi kupayı göremeden başı eğik sahadan ayrılmak durumundalar.
Neuer'i gördünüz mü? İki-üç yıla Almanya bu adamla kupaları toplayacaktır. Almanya gibi yedek oyuncusu dahi penaltıyı atarken sıkıntı yaşamaz bir milletin kalecisi penaltı atmak durumunda kalıyorsa Oliver Kahn haklıdır. Muazzam top oynayıp son düzlüğe gelindiğinde tanınmayacak hale geliyorsa her seferinde, Kahn haklıdır. O bir oyuncu çok ama çok önemlidir. O ego'nun saha içerisinde diğerlerine etkisi, pek çoğunun üzerinden aldığı sorumluluk ve onlara verdiği güven çok şey demektir.
Bayern Münih sportif direktör olarak Mathias Sammer'i aldı. Bu adam Almanya'nın son kupasının alınmasındaki en önemli aktörlerden birisiydi. Milli takımda Löw'e dahi posta koyan, dediğini yaptırmak için didinen, çalışkan ve dahası yeniden yapılanma sürecine onun girişiyle her şey hızlanmış ve bugünkü yeni Almanya'nın oluşumunda katkısı en fazla olan insandır Sammer.
Belki bilgisi, yeteneği ve bu konudaki başarılarının yanında Uli Höness'in onu seçmesindeki en önemli faktör Sammer'in yukarıdaki fotoğrafa yansıyan karakteridir. Sahanın hemen dışında teknik adamın yanında böylesine ateşli, inanmış ve karakterli bir adama ihtiyacı vardı. 12'den isabettir Sammer'in ikna edilip takımın başına getirilmesi. Nerlinger'in şu zamana kadar Höness'in fikirlerine kulak vermekten öte yaptığı bir eylem yoktu.Onu da anlamak gerekir zira Höness olduğu sürece onun üzerinden geçmek çok zor ama Sammer öyle değil. Löw'e de başkan Höness'e de posta koyabilecek, ona karşı fikir üretebilecek ve bunda diretecek bir karakter. Ve buna ihtiyaç vardı aslında.. Daha önceden de bunu düşündüm ve ben tüm bu Guardiola geyiklerinin dışında yakında Bayern'in başına Löw'de gelirse hiç şaşırmayacağım..
Bayern'in sorunu aslında Almanya'nın sorundur. Final maçına 7 bayern'li çıkıyorsa.. Yabancısız Bayern'in tamamı Almanya milli takımda oynuyorsa eğer birinin sorunu diğerine de aittir. Her iki takım da finallerde üst üste eleniyorsa.. Şampiyonlar Ligi'ne ambargo koyabilecek konumdayken tam da bu eksiklik değil midir onları kupaya uzak tutan? İnter'i dağıtmasına ve çk çok iyi oynamasına rağmen Van Bommelsizlikten finali kaçırsa da 2011'de.. 2010 ve 2012 Şampiyonlar Ligi finalini oynama başarısı kadar üç yılda tek bir uluslararası kupa alamaması da başarısızlıktır..
Her sezon Şampiyonlar Ligi'nde finale yürüyecek, turnuvalarda en az yarı final başarısı elde edecek bir konumdaysa sorun oyuncu yetersizliği ya da kadro gücü değil.. Oliver Kahn üç yıl önce üzerine basa basa durmuştu.. Bu problemin halledilmesi gerekir. Yeni Almanya'nın yeniden yapılandırılmasında çok önemli rol oynayıp muazzam işler başarmış Sammer'in bu konudaki yeteneğinin dışında karakteri de onun seçilmesindeki önemli bir ayrıntıdır.
Benim burada eksik olduğunu düşündüğüm bir nokta var: Almanya'nın yarı finalde elendiği İtalyanlar'ın ve dahi İtalya'nın finalde kaybettiği İspanyollar'ın lider oyuncusu kim mesela?
YanıtlaSilAcaba, diyorum, ortalama Alman futbolcu tipinin mi illa ki bir lidere ihtiyacı var; ortalama İtalyan ve dahi ortalama İspanyol'un yok iken?