Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı.
AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUNDA KALDI. HER ŞEY BUNUNLA BERABER BAMBAŞKA BİR HİKAYENİN BAŞLANGICI OLDU
1976 doğumlu olan Daniel Farke amatör liglerin büyük golcüsüydü. Borussia Dortmund formasıyla ellili yıllarda goller atan dedesinden kalan mirastı golcülüğü. 2000li yılların başında amatör liglerde her sezon 20 gol barajını geçen golcü futbolcu özellikle Lippstadt formasıyla zirveye çıktı. Bir sezonda 28 gol attı. Şehrin gözbebeği oldu ama oraya yardımı bununla da sınırlı kalmayacaktı. Farke’nin futbolu bıraktıktan sonra amacı sportif direktör olmaktı. Bu hayalinin gerektirdiği koşullardan birisi antrenör lisansı almaktı ve bir dönem formasını da giydiği Padeborn’da “ekonomi” eğitimi görerek kendisine iyi bir temel inşa etme sürecine girmişti bile çoktan. Gelin görün ki golleriyle bir dönem hayat verdiği o küçük Lippstadt takımı zor günler geçiriyordu. Hiçbir çalışanına para veremez durumda iflasın eşiğine gelmişti. Antrenör ayrıldı, sportif direktör ayrıldı ve kulüp düşme potasında iken Farke’yi yardıma çağırdı. O sadece “Sportif direktör” olmak istiyordu ama kulüp gerçekten çaresizdi. Daniel Farke kulübün hem sportif direktörü hem de istemediği halde teknik direktörü oldu. Gerçekte ise her şeyi oldu. Guardian’a verdiği röportajda Alman teknik adam şöyle anlatıyordu o dönemde var olan görev içeriğini “Küçük kulüpte her şey size kalıyordu. Bütün oyuncularla olan sözleşmelerden, otobüs firmasıyla olan görüşmelerden tutun da takıma gelecek yemek firmasıyla anlaşmaya kadar her şeyi siz yapmak zorundaydınız. O getirilen içecekleri yukarı ya da aşağı götürmek dahi size kalıyordu. Başka işlere zaman yok denecek kadar da azdı. “ Teknik adamlık aslında planları arasında dahi yoktu. Tüm bu karmaşa içerisinde akademiden mezun olurken en iyi üçüncü dereceyi yapmayı dahi başardı. İngiltere kulüplerinde “menajer” başlığı altında her ikisi de gerçekleşiyor belki ama Almanya’da bu iki meslek birbirlerinden net bir çizgi ile ayrılıyor. Öyle veya böyle gelecekte yapacağı “menajerliğin” en alt seviyede karşılığını daha kariyerinin başında yapmaya başlamıştı Daniel Farke. Golleriyle hayat verdiği takıma bu kez her şeyi olarak en aşağıdan yukarıya doğru kaldırma görevi verilmişti.
LİPPSTADT’IN KURTARICISI
Düşme potasından aldığı takımı hızlıca yukarıya çıkardı. Bunu yaparken de çok iyi yetenekler keşfetti. Misal sıfırdan yarattığı Manuel Eckel 33 maçta attığı 40 gol sonrası amatör liglerde bunu başarmasına rağmen Almanya’nın en çok okunan spor dergisi olan Sport Bild’e iki tam sayfa içerik oldu. Düşme korkusu yaşayan takım daha sezon bitmeden bir üst lige çıkmaya 7 puan yaklaşmıştı. Bir sonraki sezon zirveye oynadı ve şehir bölgesel lige çıkma umuduyla heyecanlandı. Farke öyle kabul görmüştü ki Lippstadt takımına sponsor olan markalar sadece tek bir kural koyuyordu “Daniel Farke buradaysan anlaşma geçerlidir”. 2011-12 sezonuna iyi giren Lippstadt kimsenin beklemediği şekilde bölgesel lige adımını bu şekilde attı. 13 aydır yenilmeyen takım 87 puan topladı. Golleriyle ayakta tuttuğu takımı bu kez zor durumda taşın altına elini koyarak küçük çaplı bir mucize gerçekleştirip yukarıya taşıdı. Almanya’nın dördüncü ligine giriş yapan Lippstadt artık Almanya Kupası’nda dahi vardı. İşte tam bu noktada bir dönem dedesinin goller attığı takımı Borussia Dortmund ona kancayı taktı. Öncülü David Wagner Huddersfield’e gidince ondan boşalan koltuğa Dortmund ikinci takım teknik direktörü olarak Daniel Farke başa getirildi. Üstelik David Wagner takımı düşme potasında bırakmıştı. 15.sırada iken başına geçtiği Dortmund’un ikinci takımını önce dördüncü ve akabinde ikinci yaparak ciddi bir gelişim gösterdi. Onun yönettiği Dortmund’un ikinci takımı yaklaşık iki yılda yalnızca üç maç kaybetti.
METODOLOJİST
Farke kendisini uzun süreli iş yapacak metodolojist bir teknik adam olarak görüyordu. Dortmund’un ikinci takımının da Thomas Tuchel’in çalıştırdığı A takımına eklenmesi gerektiğini düşündüğü için onun felsefesini yakından takip edip hem kendisiyle hem de ortaya koyduğu futbol felsefesiyle iyi bir ilişki kurdu. Sonuçlar her ne kadar iyi olsa da Farke sonuçların takımın felsefesi ve prensiplerinin önüne geçmemesi gerektiğini öne sürerek Dortmund’un sadece ikinci takımının teknik direktörü değil aynı zamanda büyük bir yapının önemli bir parçası olarak kulübe hizmet etti. Bu yakınlaşma sonucu Tuchel’in pozisyona dayalı hücum futbolu Favre’nin temel felsefesi haline de geldi. Norwich City menajeri Stuart Webber yeni teknik arayışı içerisinde Farke’yi derinlemesine incelemiş ve Dortmund’un ikinci takımına oynattığı pozisyona dayalı dominant futbolundan etkilenmişti. Daha önemlisi Webber Alman teknik adamı kulübe bir futbol kimliği kazandırması adına tercih ettiğini açıklaması oldu. Özellikle genç oyuncuları geliştirme konusunda Farke’nin yarattığı farkı da gören Webber için teknik adam tartışması son bulmuştu. 2015’de geldiği Dortmund’un ikinci takımından 2017 Mayıs ayında ayrılan Farke ise hiçbir zaman istemediği teknik adamlık mesleğinde hızlı bir ilerleme kaydederken aynı zamanda çok istediği sportif direktörlük işini de kısmen yapabileceği İngiltere’nin yolunu tutmuştu. Bu uğurda çok da öncesinde gelen Stuttgart A takım teknik direktörlüğünü de reddetmişti.
DOMİNANT FUTBOL
“Geriye çekil, ikinci topları kazan ve kazandığın topla hızlı hücum. Bu benim felsefem olamaz. Elbette kapalı savunmaları açmak zor ama iyi takım ile çok iyi takım arasındaki farkı da bu belirler. İyi değilsek geriye çekilip ikinci topların peşinden koşmaktansa daha iyi hücum etmeliyiz, benim felsefem budur” diyordu Farke. Norwich City ile sıkı bir yarışın içerisine de bu şekilde girdi. Bir yandan Bielsa’nın çalıştırdığı Leeds, diğer yandan Sheffield United gibi önemli rakipler varken Farke’nin hedefi sonuçlar değil oynatacağı felsefe oldu. Leeds United’ın Bielsa ile üçüncü olup 73 gol attığı ortamda Norwich City sezonu şampiyon olarak tamamlarken tam 97 gol atmış ve sadece 46 maçın 6’sını kaybetmişti. Lippstadt takımında nasıl ki 40 gollü gol kralı çıkardıysa burada da Pukki 30 gol atarak gol kralı olmuştu. Eski golcü olan Farke şüphe yok ki golcülerle iyi anlaşıyordu. Nihayetinde küçük bir kasaba takımından Premier Lig takımının menajeri olan Farke bu hikayeye gönülsüz başladığını itiraf etmekten de çekinmiyor. Belki sonuçlar onu takip etse de ne zorlu Championship yarışında ne de Manchester City önünde ilkelerinden taviz verip kontra futbolunu değil dominant ve pasa dayalı hücum futbolunu seçti. Belki ona Championship şampiyonluğu sonucu Premier Lig kapılarını açtı ve belki de bu futbol onun burada tutunamama sebebi olacak ve fakat Daniel Farke bildiğini yapmaktan geri durmayacak gibi gözüküyor.