2 Temmuz 2008

Is-Güc Zamani.!




Son postlari da attik.. Blog uzunca bir süreligine futblog kismini kapatmistir.

EURO 2008 icin gerekli zamani bir sekilde bulduk. Simdi bunun bedelini ödeme zamani ve akabinde tatil ve Türkiye.. Velhasil uzunca bir dönem olmayacak.. Post olsa da futbolla ilgili olmayacaktir yüksek ihtimal.

Futbol, cok baska bir sey. Size ihanet etmez, sizi yari yolda birakmaz. Size küsmez. Her daim size heyecan verir, keyif verir.. Istediginiz zaman ona ulasabilirsiniz, zamana göre degisik ayarda tutkular sunar. Fanatizmin sinirlarinda gezinmiyor, bir seye, klube endeskli bir spor anlayisi degil de taraftarligi da icinde barindiran bütüne, yani futbolun kendisine asiksaniz demli cay gibi size cok cüzzi bir miktara sunulmus dünyanin en güzel seyidir.. Bir demli cay icin de ayni seyi dusunurum. Kimi insanlarin milyon eurolar vererek ulastigi hazza ben bir güzel pasa cayi ile erisebiliyorum.

Dünyadaki hemen her sey yüzeysel olarak algilanabilir.Futbol da insanlarin topun pesinden kosturdugu basit bir spor dali olabilir. Derine indiginizde her sey farklilasacaktir belki ama böyle olmasa dahi nedir ki ? Acikca söylemek gerekirse herhangi bir seyin en derini ile yüzeyi arasinda cok fark göremiyorum artik ben. Bugün pek cok bilginin yüzeyine sahibiz ama oldugumuz yerden baktigimiz zaman "derin" geliyor, yüz yil sonra ne kadar sig oldugumuzu anlayacagiz belki de. Yani Her seyi bosverin, blogun tepesinde olan cümleye bir göz atin. Bir seyin nesnel olarak ne oldugunun hicbir önemi yoktur, sizin onu nasil varettiginiz, ona nasil baktiginiz ile ilgilidir yasam.

Ayni seyi sik sik tekrarliyorum. Bu bana göre yasamin sirri. Hayat hicbir zaman güzel degildir. Herhangi bir sifati yoktur. Nasil bakarsan öyledir. Güzel,Cirkin,Gerekli, Anlamli yapan insanin kendi konumuna göre onu belirleyisidir, betimleyisidir. Yazarlar ve Sairler bizlerle ayni günü yasayip ona baska bakan insanlardir. Ancak okuduktan sonra farkina variyoruz güzelliklerin veya cirkinliklerin. Oysa hicbir seye sahip olmadiginizi düsündügünüz zaman aslinda sadece dogru bir sekilde bakamadiginiz gercegi ile karsi karsiyasiniz. Futbol Bloglari ya da Aceto Balsamico tek basina baska türlü bakilabilecegini de hepimize göstermistir. Bunun tarifini de vermis, yetinmemis bu yolda insanlara yardimci olmustur kendi bloguna gelen binlerce insani yönlendirerek. Kabul edelim ki blog yazarlari aslinda futbolu degil Acetonun futbola bakisini, onu kendi hayatina göre nasil güzel konumalandirdigindan etkilenmislerdir. Pek cok blog yazarinin derdi futbolla ilgili bilgisel postlar yazmak degil, futbola aceto gibi bakabilmek olmustur diye düsünürüm. Kiskandiran/Özendiren Aceto Balsamico'nun futbol bilgisi degil onunla olan iliskisidir. Her insanin baska baska iliskisi vardir ve ben daha cok bloglari aman biraz bilgileneyim diye degil zaten bildigim haberleri ile blog yazari arasindaki iliskisi nasildir diye gezerim ederim..

demem o ki keske vaktim olsa, keske yazabilsek, keske ankaradaki ögrencilik zamani olsa, bir yil boyunca ortalama günde 15 post atabilecek bir iliskim olsaydi su blog ile.. Her mac daha keyifli hale gelirdi, en ala yedigim kazik dahi icimde cok durmazdi, yer birakmazdim baska seye. Bu dogru ya da olmasi gereken degil daha cok tercih ettigim. On yil önce cok baska düsünceler icerisindeydim ve elbette degisiyorum..

Eskiden iyi ve kötü kavramlarinin gecici bir süre varolduklarini düsünürdüm, gerekli müdahale edilirse ortadan kalkabilecek sifatlar oldugunu.. Simdi biliyorum ki hemen her seyi degistirsek dahi aslinda degisen cok bir sey olmuyor, dogumdan ölüme baki olan iyi ve kötü, mutluluk ve mutsuzluk sahip olunan yeni kosullarin biraz berisine/gerisine hemen yerlesiyor. Caba anlamsiz. Yüz yil önce yasayan insan ile yüz yil sonra yasayacak olan insan arasinda cok buyuk farklar olsa da "mutluluk ya da mutsuzluk" orani acisindan pek bir sey degismemis ve degismeyecektir.

Velhasil, üc dört ay sonra görüsürüz ya da görüsemeyiz.. iyi bakin kendinize. Zira burasi bu gibi sikici, boguk, okunmasi ve anlasilmasi zor yazilarin oldugu yer olacaktir.. güncellenme orani günden haftaya, belki aya dogru kayacaktir. Ligler basladiginda ayni kosullara sahip olursak devam etmek dilegiyle..

Mohamed Zidan



Hamburg'lu futbolcu bosta.. Derim ki güzel oyuncu. Keza disiplin sorunlari olsa da ayni takimdan defans oyuncusu Atouba da bosta. Besiktasim misal onlarca abuk subuk transfer yapacagina disiplinsizligini cözebilirse süper bir defans olan Atouba'nin pesine düssün.. Zidan'i da kim alirsa alsin, iyi futbolcudur.. Super Ligin karakterine uygun.. Arap takimina gidiyor.. Eller cabuk tutulursa neden oLmasin ?

No Country for Old Men.!




issizlerin onbiri..

Bildigim kadari ile Cafu birakti futbolu.. Kewell 30 bile tam olmadi ya da bitirmedi.. Ronaldo'nun bugün oynamasi bile mucize hala. PSV'de iken dahi sorunlari vardi, saglam adammis, bunu bilir bunu söylerim ben. 31 yasinda issiz/klupsuz kaldi dünyanin en iyi golcüsü.. Mendieta, Roberto Carlos'dan kucuktur. Fenerbahce ya da bir baska klup alabilir, yüz yilin transferi filan olabilir yani.. Tuncayin hocasi ilk onbirde olmamasini gururu kaldiramiyor diye aciklama yapip göndermis onu..

Sunu derim ben bu yaslilar ve issizler ordusu icin. Alin buradan Micoud'yu.. Oynar o yasta. Thuram, Cafu ya da digerleri emekliligini oynar.. Kewell'i ayri tutuyorum elbette.. Onun sorunu Ronaldo gibi sakatlik ama hala oynayabilme ihtimalini tasiyor. Sik sik sakatlanmasi sorun sadece. bu yüzden cok baska bir kontrat önerilmis, o da kabul etmemis ve simdi bosta..

Euro 2008: Bundesliga Top 10

Sport-Bild secmis.. Siralamayi dahi bozmadan.. Sadece yorumlar bizden..




Hamit Altintop

Inanilmazdi tek kelime ile.. Hemen her yerde ortanin ortasina bu adam yerlestirilmeli. Futbolu hakkinda cok konusuldu ama benim dikkatimi ceken röportajlari.. kekeliyor, almanca konusamiyor gibi söylentiler vardi hep. Neyi nasil söylediginden ziyade ne söyledigi önemli. Abitur yapmis, yani bu demektir ki kafasi calisan bir adamdir. hem Halil ve ayni zamanda Hamit okulu da aksatmamis, Universite egitimi alabilecek hakki kazanmislardir ki cok erken yasta belirleniyor bu almanyada. Bunun disinda gerek Almanya Türkiye maci öncesi gerekse de toplamda verdigi mesajlar o kadar güzeldi ki.. Ben futbolundan ziyade kisiligine hayran kaldim Hamit'in. Inanilmaz da sevimli bir adam..

Baska acidan vefakar.. Sürekli Terim'i övdü. Hocamiz bizi motive etti, hocamizin degisiklikleri ile kendimize geldik. Gerci Isvicre macinda patladi Terime. "Bize yerden oynayin diyor, kisa pas diyor, her pasi kaybettik.. Isvicreliler cok daha önce cözdü yagmur isini, uzun toplarla bitirdiler ilk yari bizi" gibi demecler de verdi. Sert elestirilerdi bunlar.. Baska acidan Hamit icin Terim aslinda cok önemli olmali. Cunku o yedek kaldigi, Rafinha'ya yerini kaptirdigi dönemde milli takimda yildizlasti ve Bayern Munih'e transferi de bu sekilde gerceklesti. Zira o dönemki maclari ben Premiere'den takip ediyordum yorumcusu da o dönem teknik adamlik yapmayacagini beyan eden Ottmar Hitzfeld idi.. Türkiye maclarini yorumlardi. Hamit Schalkede forma bulamaz durumdayken transfer edildi..

Velhasil baska bir posta konu olsun, muhtesem bir adam bu. Milli takimin kaptani her bakimdan bu adam olmalidir diyengillerdenim ben.







Nigel De Jong

Aslinda Engelaar ilk etapda daha ön plana cikti. Velhasil dikkatli bir sekilde bakildiginda Hocanin vazgecemedigi Nigel De Jong idi her daim. Bence de en iyileri arasindaydi.






Ivan Klasnic

Eger Türkiye son saniyede o golü atmasa bir ihtimal Turnuvanin dahi en iyi futbolcusu olabilecek eylemlere imza atmis olacakti belki de.. Polonya karsisinda da keza atti. oynadigi her maca damgasini vurdu aslinda. Bir baska acidan Bilic'in bana göre en buyuk yanlisi. Kesinlikle Olic ve Petric iyi futbolcular ama Klasnic hepsinden golcüdür. Eduardo'nun asil yedegi bu adamdi. Gecirdigi ameliyatlardan sonra Bremende girdigi her macta gol atmis, bazen 20 dakikaya iki ve hatta üc gol sigdirdigi dahi olmustur. Olic-Klasnic iyi bir ikili olurdu kesinlikle..






Jacek Krzynowek

Bir maca bakarak bir degerlendirme yapacak olursak cok iyiydi. Polonyanin Avusturya karsisinda oynadigi macta muhtesemdi.. Ama hepsi de bu.




Philipp Lahm

Iki büyük hatasi var. Birisi sabriden yedigi calim. Onu belki su gol ile telafi etmistir ama Torres'e ikram edilen goldeki anlasmazligin yaraticilarindandir ki telafisi de yoktur o macin. En fazla öyle olmasa da yenilecektir deyip teselli edebilir kendisini. Ama iste özellikle Almanyanin döküldügü maclarda inanilmaz oynamistir. Polonya macinda takim iyiydi, Hirvatistan ve Avusturya maclarinda ise sadece Lahm ayakta kalan isim idi. Cok begenirim her seye ragmen.. Genelde cirkefligi hic yoktur, kartsiz, faulsuz oynar..





Ludovic Magnin

Frei sakatlaninca takimin kaptani ve lideri oldu isvicrede.. Savasci kimligi ile iyi bir mücadele örnegi gösterdi. Akilda kalici cok bir basarisi oldugunu dusunmuyorum Stuttgartli futbolcunun..






Ivica Olic..

Her zaman oynar bu adam. Yildiz degildir belki ama ben cok begenirim. Tehlikelidir, mücadelecidir ve Hirvatistan maclarinin genelinde iyi oynadi diyebilirim. Hamit'ten sonra ikinci siraya bile koyarim..




Lukas Podolski

Turnuva öncesi Mario Gomez'i. ben bu adamin alman milli takiminda kötü oynadigina cok fazla sahit olmadim. Golcülügü, mücadeleciligi her seyi milli takimda. Dogru yerde ve dogru adamla oynatildigi vakit inanilmaz yetenekli ve yararlidir Podolski. Bencil degil, cok düzgün sutlari var ve golcü bir oyuncudur..



Frank Ribery

Ona ayak uyduran bir isim daha olsaydi Fransa Milli takiminda, bugün Fransa finaldeydi. tek basina bunu basarirdi, eminim. Cok formda ve cok iyi geldi turnuvaya ama teknik adam, sansizlik diyoruz.. oynadigi maclarda takimin en ve belki de tek iyi oynayan futbolcusuydu..






Bastian Schweinsteiger

Podolski gibi milli takimda bir baska oynayangillerden. Toplamda Hem Schweiniye ve ayni zamanda genel almanya görüntüsüne sasirmadim fazla. Bekledigim gibi gelisti her sey diyebilirim. Löw cesur degil, her zaman birinci adama ihtiyaci var. Klinsi olsaydi su bayik takim cok baska bir futbol oynardi kesinlikle.. Schweini de bayik alman takiminin yildizlari arasindadir.. Gerci sevgilisi daha bi yildizdi sanki...

Lanet Devam Ediyor..



2000 yilinda Leverkusen takimi ile Sampiyon olamiyor, ikincilikle yetinmek durumunda kaliyor..





2002'de Sampiyonlugu kaciriyor ki öyle böyle degil.. Kirsten sakatlanmis, Neuville keza öyle ve hepimiz yildiraybastürlü leverkusenliydik, deli gibi küfrediyorduk genc berbatova.. Ben neyse de Güntekin Onay kendisine gelememisti..



2002 ve DFB Kupasi yine finalde Ballack kupasiz..



2002.. Zidane'in muhtesem volesi ve yine Ballack kupasiz Sampiyonlar Ligi Finali..



Kabus gibi bir yildi onun icin 2002. Dünya Kupasi finali ve onun golüyle finale cikan takim malasef cezali olup oynamamisti.. Kisfmet..



2004.. Bremen costu, Klose,Klasnic derken Ballack yine ikinci oluyordu Bayern ile.. Sonradan telafi etti gerci bunu ama onun istedigi uluslararasi bir kupaydi.. Yillar sonra herkese anlatabilecegi türden. Bayernle sampiyon olduk oglum biz dese, cocuk hemen Bayernle kim sampiyon olmadi baba der.. Elbette ballack bu fotoya bakip "ben" diyebilir..



2007.. Chelsea ile yine bir ikincilik..




Keza 2008 ve yine Chelsea.. Yine ikincilik..



Sampiyonlar Ligindeki ikinci finali ve yine bir "ikincilik"..




Ve yine Final.. Yine bir Ikincilik..


Öyle oldu ki koca Almanya kendisini dahi unuttu Ballackin bir daha kupa alma ihtimali nedir onun derdine düstü. Adami takdir ederim, Kazandiran bir adamdir mac icerisinde.. Orta Saha oynar ama öyle goller atar ki tam yerinde ve zamaninda.. Milli takimda Kloseden 41, Ballack 38 gol atmistir.. Bu yüzden tekniksizligi, kabzimalligini unutturacak düzeyde Liderligi, kazandiran son dakika golleri ve kilit acma eylemleri nedeniyle önemli bir futbolcu haline gelmistir. Her daim takdir ederim ama iste Klosenin ceyregi etmez gönlümde, o cok baska.. Elbette böyle dramatize edilince "yahu kazansin artik bir kupa" demisligimiz vardir.. Velakin sürekli final oynamak ile de yetinebilmeli bir insan.

29 Haziran 2008

Sampiyon Ispanya.!



Sampiyon, hakeden takim olmustur. Ispanya, yillardir güclü kadro yapisi ve elemelerdeki muhtesem futboluna ragmen ceyrek final dahi görememezligin acisini bu turnuvada cikardi. öyle bir orta saha kurdular ki hicbir takim basedemedi. Almanlarin gole ihtiyaci olup baski kurmasi gereken yerde üc kisi ile hucuma cikip almanlarin on bir kisi ile yapamadigini beceriyorlardi. Xavi merkezli iniesta ve silva destekli orta saha turnuvaya damgasini vurmustur. Puyol,Ramos gibi kaliteli defans oyunculari ve Torres, Villa gibi forvetleriyle her bakimdan sonuna kadar haketmistir.

Almanya final macinda Türkiye macinda oldugu gibi kötü oynamis, hak ettigi cezalandirma da ispanyadan gelmistir.

Lahm,Mertesacker tüm sene boyunca yaptiklari hatalari bir maca sigdirinca Torres bunlardan birisini muhtesem hiziyla gole cevirdi. Torres baska acidan iyi performansina ragmen soru isaretleri birakiyordu. Bu oyuncu büyük futbolcu olmayi sonuna kadar hakediyor. Yetenekli ve ayni zamanda cok genc yasta A takimda ve ispanya mili takiminda oynamasinin getirdigi tecrübe ile baski karsisinda sorunsuz bir sekilde ortalama performansini sahada sergileyebiliyor.

Bir turnuva daha bitmistir. Baska acidan Ballack laneti devam ediyor.. Kacinci finali ve kacinci kaybedisi..

Bir takim her seyiyle kupayi hakeder mi ? Sonuna kadar hakedilmis bir galibiyet, turnuva ve Kupa..