18 Ocak 2008
Seni Sectim Pikacu.! #2
Bugünkü alintimiz Öcal Uluc'tan. Hincal Uluc'in agabeyisi. 28 Aralik 2007 Cuma günü yazilmis.
Yazarimiz bir sekile Karl Heinz Feldkamp'tan kurtariyor takimi.. Buna bir formül buluyor, saglik sorunlarini bahane edip kurtulun diyor, buraya kadar tamam. Herkesin gönlünde baska bir aslan yatiyordur da Sevgili Öcal Uluc'un buldugu cözüm oldukca ilgi cekici. Söyle;
"Kalli de kurtulur, Adnan Polat da, Galatasaray da!.. Getiriler, mesela Galatasaray’ın başına Yılmaz Vural’ı!.. O da, Adnan Polat - Adnan Sezgin - Feldkamp - Ahmet Akcan dörtlüsünün tam bir beceriksizlik süreci içinde darmadağın ettiği kadronun “moral ve ruh düzenlemesini” ara tatilde yapar, Galatasaray ikinci yarıya “birbirini sevmeye, saymaya başlayan” ve “takım ruhunu yeniden kazanma yoluna girmiş” bir ekip olarak girer!..
Bu kadar kolay mı, “zor gibi” görünüyor ama kolay; zira “Galatasaray kadrosu”, seveceği, sayacağı, “kendilerini anlayan” bir hoca bekliyor ve özlüyor!..
Galatasaray yönetimi, keşke “Mustafa Denizli’yi razı edebilse”; ama Denizli’nin “yolu yarılanmış” bir ligde görev alacağını hiç sanmıyorum!..
Yılmaz Vural’a “bir büyük kulüpte verilecek ilk fırsatın”, Galatasaray futbol takımı için “büyük bir şans” olacağını sanıyorum!.."
Yorum yapma terbiyesizliginde bulunmayacagim, üzerine kelam edilmez bu önerinin.
Jack Nicholson & Lara Flynn Boyle
Bundesliga ve Transfer
Bundesliga takimlari bu yilin basinda toplam 171,63 Milyon euro harcadi ve toplamda bu para 147 oyuncuya verildi. . Elbette hepimizin bildigi üzere en buyuk parayi hem kendi klup tarihi rekorunu hem de Bundesliga rekorunu kirarak Bayern Munchen harcadi. Sampiyonlar Ligine kalamadigi halde, UEFA icin yaptigi transferlerin toplam miktari 72,2 milyon euro. Bu Bayern icin oldukca yuksek bir rakam. Makaay'i aldiklari zaman en pahali transferini yapmislardi;18 milyon euro. Bunun nedenleri de kendisinin disinda kalan 17 klup ile Bayern Munchen arasindaki farkin oldukca buyuk olmasidir. Cok da kötü bir lig olmayan Bundesliganin yidizlarini oldukca ucuza kapatip Avrupada yillar yili "ucuza" basari yakalamistir. Bizdeki gibi üc buyuk de yoktur orada ve bunun avantajini Bayern-Hoeness son derece iyi bir sekilde kullanmistir yillar yili. Simdi isler degisiyor, bir iki degil, dört bes buyuk birden atilim icerisinde. Bu yüzden zorunlu olarak transfere yöneldiler.. Ribery'nin transferinden önce Lincoln, arkasindan Diego o da olmadi Van der Vaart'i istemisler ama hem futbolcular hem de klupleri kabul etmemislerdir. Misal 2002 yilinda Leverkusen muhtesem bir cikis yakaladi. Sampiyonlar Liginde final oynamis,Ligde de Sampiyonlugu üc macta üst üste puan kacirarak mucize yaratip kacirdi. Muhtesem bir kadroya sahipti. Ne oldu ? Ze Roberto, Ballack,Lucio gibi üc adamini birden transfer etti. Artik bu sekilde bir "beslenme" eskisi kadar kolay degil. Basa dönersek Bundesliga kombine satisindan sonra transferde de kendi rekorunu kirmistir. 2001/02 sezonunda yapilan 147 milyon euroluk yatirim eski rekoru idi. Yaklasik 30 milyon euroluk artis söz konusu.
Tek tek kluplere gecmeden önce 2001'den beri artis göstermeyen transferlerin bu sezon yukselisinin nedenlerine dair iki kelam.. Öncelikle Dunya Kupasi almanyada cok seyi degistirdi. Ara ara muziklerin icine kattigim kliplere de nesne olan fanatikler de bir belirtisidir. Futbol sevildi, futbola olan ilgi artti. Basariyi eskiye nazaran daha cok istiyorlar. halkin ilgisi bir baska acidan onca para verip aldiginiz yildizlarin ayni zamanda size o parayi geri ödemesini sagliyor. Kombinelerle, Forma ve ürün satislariyla .. Almanlar yapi itibari ile yas tahtaya basmazlar kolay kolay, risk almazlar, is ahlaki cok iyidir lakin ticari basarisi "risk almayan" yapisi nedeniyle pek parlak degildir. Saglama oynarlar hep futbolda da hayatta da. Bu yüzden her üc yabancidan biri isletme sahibi, tükkani filan vardir.. Riski sevmezler.. Velhasil artan bu ilginin farkinda olan ve bundan faydalanma girisimleri söz konusu.. Diger etken sponsor anlasmalari.. cok ciddi bir gelir kaynagi oldular.. Son olarak da sürekli gündemde olan özellikle Bayern'e yöneltilen son dönem Avrupa basarisizliklari. Bu konuda bir sekilde ilerleme saglamak adina da transfere yöneldiklerini söyleyebiliriz...
Toplam 18 klup dedik ve basi ceken 72 kusur milyon euro ile Bayern.. Arkasindan 16,3 milyon euro ile Bremen geliyor. Bu paranin sadece 8,5 milyon eurosu Carlos Alberto'ya ait. Onu da geri gönderdiler, henüz kiralik olarak sao paolo'yo gitti ama bir daha gelecegini sanmiyorum. Tarihinin en pahali transferini yaptilar ama elde var sifir. Neyse ki 5 kusur milyon euroya aldiklari Sanogodan istedigi verimi ve hatta fazlasini alip az biraz rahatlamis durumdalar.. Arkasindan gelen takim: Wolfsburg.. Magath'i takimin basina hem teknik adam hem de sportif direktör olarak getirdikten sonra bitmedi transferler.. Galatasaray'in ilgilendigi Grafite'yi de sekiz kusur milyon euroya aldilar yanlis hatirlamiyorsam.. Porto'dan costa 4 milyon euro ve Bosnali golcü Edin Dzeko'ya da yaklasik 4 milyon euro.. Yeniden bir takim kuruyoruz felsefesi ile basladilar, pek de basarili olduklarini söylemeyiz ama zaten en basinda "hedefimiz sampiyonluk su bu degil" diyerek niyetlerini ortaya koydular.. Biliyorlar boyle birden olmuyor bu isler... Zaman istiyor.. Bir de transfer isi baska bir alan, basarili olamazsan cabuk bitersin ve arkasindan gelen takim bu konuda kakayi ilk kesfetmis, Lucio,Ze Roberto gibi mutis adamlari transfer etmis olan efsane Menajerleri Raimond Calmund'dan beri akilli hareket eden Galatasarayin uefadaki rakibi " Bayer Leverkusen". 13.7 milyon euro. Siliden getirdikleri ve cok begendigim Arturo Vidal 5.2 milyon Euro. Bundesliga Gol Krali Gekas da 4.7 milyon euro. Toplam 10 milyon euro bu iki futbolcuya. Kölnden aldiklari milli defans Sinkiewicz ile Mainz'den aldiklari Manuel Friedric'de aradaki farki kapatiyor, Gresko ve digerleri bonservisi elinde geldi takima. Arkasindan gelen son sampiyon Stutgart. Kalecilerini Valencia'ya verdikten sonra yerini 2.3 milyon euroya aldiklari Raphael Schäfer ile doldurmaya calistilar, Ewerthon'u 1,2 milyon euroya kiraladilar ispanyadan ve tek buyuk Transferine 7 milyon euro harcadiklari: Ciprian Marica. Bir sonraki takim Schalke. 3.5 milyon euroya Ivan Rakitic gibi bir yetenegi aldilar, Bielefeld'den aldiklar Haiko Westermann'da 2.8 milyon euro ve uruguayli orta saha Carlos Javier Grossmüller'e de3.5 milyon euro verdiler. Efendim Energie Cottbus ise 2.5 milyon euro harcamis ve bu onlarin bugüne kadar harcadigi en yüksek para.. Misal ara transferin sampiyonu Frankfurt sezon öncesi tek kurus dahi harcamamistir.. Gecen on bes günde Fenin&Ciao ikilisine 9.5 milyon Euro verdiler.
Ayni sekilde ilk devrede yildizi parlayangillerden olan Albert Streit'i schalke'ye 2.5 milyon euroya sattilar.
Dortmund Petric'e 3.5 milyon Euro, sag bek Jakub Blaszczykowski'ye 2.9 milyon euro verdi. Polonyali beki neredeyse bir yil önce isini bitirmislerdi..
Bayern doyamamis olacak transfere ki Breno'Yu aldi 12 milyon euroya. Gecenlerde Cin olimpik milli takimi ile mac yapti. Ayni zamanda Cin milli takimi ile Hamburg karsilasiyordu. Cin'in ikinci takimi gibi bir sey. Bir futbolculari haric- iki gol atti forvette- topa vurmayi dahi bilmeyen bir takima karsi yedi gol atar iken Bayern, Brenoyu izleme sansina eristik. Boyle dandik bir takima karsi Arena'da 55 bin kisi olmasi bir yana, en ucuz biletin de yaklasik 20 eurodan basladigini belirteyim ve oldukca basit bir hazirlik macindan yaptigi hasilati hesap etsin her seyi hesaplayangiller.. Breno gelecek on yil kalacaktir bu takimda cok buyuk bir aksilik olmazsa.. Teknigi, kendine güveni ile Lucio 2 olacaktir. Fizik olarak ondan da iyi oldugunu belirteyim, ben cok sevdim. Kim bilir kendi takimimda olmayan ve olmasini cok istedigim bir defans.. Uzun, ince, teknik, fizigi yerinde, kendine güvenen.. Pas atabilen.. bu cok önemli ülkemde pas yapabilen defans sayisi bir elin parmaklarini gecmez.
Bir baska güzel transfer Schalke'nin gürcü Levan Kenia'si. Gürcistan milli takim teknik direktörü Topmöller bu oyuncu icin Messi benzetmesi yapiyor, defans, defansiv orta saha, bek ve orta saha oynayabilecek kapasitede olan Kenia gelecegin yildizlari arasinda.. henüz 17 yasinda. Ayni sekilde Albert Streit ve Ze Roberto II'Yi de transfer ederek bir hayli katki sagladi mevcut kadrosuna.. Ikinci Ze Roberto'nun maliyetini de ekleyelim: 3 milyon Euro. Bir farklilik da sudur ki gayet de yetenek olan 1982 dogumlu Mimoun Azaouagh'u bochuma kiraladilar.. Bochum'un parlayan yildizi macar Hajnal'i bir baska klube -misal dortmund istiyor- kaptiracagini anladi ki simdiden yerini doldurma cabalari.. bir baska acidan bugun Mesut Özil'e artik sözlesme sunmayacaklarini ve onun yerine diye adlandirilan Vicente Sanchez'i Deportivo Toluca takimindan 1 milyon euro'ya transfer ettiler..
Hamburg bir genc aldi. Macauley Chrisantus. izlemedim henüz velakin yetenek oldugundan bahsediliyor, hakkinda sürekli övgü duyuyoruz kismet olursa ilk macinda izlemek isterim, bakalim. bir milyon euroya FC Abuja'dan aldilar.. Kac para verdiklerini bilmiyorum ama Anderlecht'den Vadis Odjidja-Ofoe'ya alarak defansa da katki sagladilar.. Ki orada herkesin basina yakin zamanda üsesecegini bekledigimiz Vincent Kompany vardir.. Dortmundun gicirlarindan bahsetmistik; Hummels ve Rukavina.. izlemedim, merakla bekliyorum. Iddaa oynamayali beri mac izleme oranimda cok ciddi dusus yasandigindan olsa gerek bu sene devre arasi gelen cok oyuncuyu ilk defa görmüs, etmis hakkinda bilgi sahibi olmus oluyoruz.. Berlin takimi yaptiklari anlasma geregi 25 milyon euro ek bütce ile transfere yöneldiler, 4.3 milyon euro'ya Raffael'i aldilar.. Is yapar mi Bundesligada ..? Iste, orasi muamma. Velakin Zurich de bir avrupa sehridir ve orada gecirdigi yillar sezon basi transfer ettigi Lucio'da yasadigi sikintilari yasamayacaginin bir garantisidir. O ligden Bundesligaya tesrif eden Rakitic ve Petric'in performanslarini da göz önüne alirsak; basarili olacak gibi duruyor.. Velakin iki sene önce pek cok macini seyrettigim Raffael'in eski formunda olmadigini da biliyoruz.. Sprinter, gezgin, son vuruslari güzel olan bir adamdir, kendine güveni, evli olmasi gibi detaylari da eklediginizde degecektir o paraya.. karsiligini alacaktir diye umuyoruz. Nurnberg Jan Koller'in yani sira Nizza'dan Abardonado'yu da kadrosuna kattilar..
Transferlerin bir iki istisna barindirsa da Holosko'dan ucuz olusu ya da Roberto Carlos'un bir yillik aldigi ücretten fazla olmamasi bilmem dikkatinizi cekti mi ?
Bakalim, hayirli ugurlu olsun, unuttugum varsa hatirlatin, ekleyelim..
17 Ocak 2008
Protesto #4
Bundesliga Seyircisi
Günden güne bir artis söz konusu. Sezon basi satilan kombineler sonucu 2005'deki rekor kirildi. Bunun ana nedenleri arasinda basta Bayern München olmak üzere takimlarin yaptiklari transferler ve ayni zamanda Dunya Kupasinin etkisinin devam etmesi olarak gösteriliyor. 18 klup sezon basi 377 361 kombine satmis. Bu rakam 2005'de 372 535 idi. Elbette klup bazinda ele aldiginizda yillardir rekoru kimseye kaptirmayan Dortmund takimi geliyor sattigi 50 bin kombine ile..
Bundesligaya bu sezon cikan Karlsruhe takimi da bu saldiridan payini almis durumda. 18 400 kombine satisi ile toplamda 9.sirada yer alir iken kendi klup tarihi rekorunu kiriyordu.
Siralamaya baktiginiz vakit ikinci sirada Bayern München yerine 49 935 ile Schalke'nin yer aldigini görüyoruz. Schalke-Dortmund derbisi de seyredilmeye deger bu ülkenin en önemli derbileri arasinda yer aldigini da belirtelim, siz varin düsünün derbinin atmosferini.. 37 bin kombine ile ücüncü sirada olan Bayern takimina herkes mutesekkir bir baska acidan.. Yaptigi transferler ile tek basina Ligin degerini yükseltmesi ve kombinelerin toplamda artisinda cok ciddi katki sagladigi icin.. 33 bin kombine ile bunlari Hamburg takip ederken 26 600 ile arkadan gelen Frankfurt besinci sirada.. Gecen senenin sampiyonu Stutgart 25 bin kombine ile arkadan altinciliga oturuyor.. Gönlümün sampiyonu Bremen ile Nürnberg takimlari da ayni sayida kalip 7. ve 8. sirayi paylastilar..
Karlsruhe: 18 400
Bayer Leverkusen: 16 000
Hannover 96 : 15 300
Hertha BSC: 13 500
Duisburg : 12 200
Armina Bielefeld: 12 000
Berlin takimi öncesinde 16 600 idi. Seyirci konusunda düsüs yasayan tek takim budur. Wolfsburg yeni sefi -teknik e sportif direktörü- Felix Magath ile her alanda atilim icerisinde. 2006 da sattiklari 7 bin kombineyi 9500'e cikmasinda rolü büyük.
Bochum: 6500
Energie Cottbus: 5000
Hansa Rostock: 3500
"Bayern beni aradi"
Jurgen Klopp ikinci Bundesliga takimlarindan Mainz takiminin teknik direktörü. Mainz ile efsane olmus velakin cok ciddi bir basarisi da yoktur bir bakima. Bugün bakiyoruz ki Uli Hoeness aramis kendisini ve adaylar arasinda oldugunu soylemis Jürgen Klinsmann ile antlasmadan önce. . Klinsmann ile iletisim kuruldugunda Liverpool'un teklifi de vardi. Eger ki Liverpool ile anlassaydi Klinsi, Klopp bugun Bayern'in basindaydi. Toplamda baktiginiz zaman teknik adamlik, kariyer, basari gibi unsurlarin yaninda halk tarafindan sevilip sevilmedigi ana kriter olarak alinmis.. Basta da soyledigimiz gibi adaylarin olusumunda dikkat edilen hususlarin basinda almanca konusmasini öne sürüyorlardi, imaj ve iletisim, sevgi saygi derken Bayern'in önce Almanya capinda bir sevgiye ihtiyaci oldugunu hissetmisler sanirim.. Yoksa -ben de cok severim o cok baska da- Klopp nere Bayern nere ?
Ama iyi teknik adamdir yine de Klopp.. Ben isterim ki 2008 de kontrati bitecek olan Jürgen Klopp türk takimlarindan birisine gelsin.. anadolu kluplerine.. Mucize istiyorsaniz adami burada.
16 Ocak 2008
"Fahri Servet'i tutar mi "
insanoglu hayatta her seye kendi "capinda" neden üretebilir. Bir golün olusumunda yüzlerce etken vardir. O top öyle kavis alir, sans bu ya, o tam da olmasi gereken yerdedir, digerinin ayagi kaymistir ve daha onlarca etken.. Siz caniniz nasil istiyorsa onu secip alir, onun altina "nedeni budur" yazar, diger etken olan onlarca nedeni ayni zamanda yoketmis olursunuz. Galatasaray Caykur Rizespor karsisinda kornerden birbirinin kopyasi üc gol buldu. Ben kornerlerde yapilan ortalari görür görmez hemen anladim ki; bunlarin hemen hepsi devre arasi kampta calisilmis. Hali hazirda macin üc gün öncesinde okudugum Arda Turan roportaji da bunun bir baska göstergesiydi. Kendisini "Kornerleri o kadar kötü kullaniyorum ki" diye elestirmis. Bu demektir ki kisi kendisinin ve ayni zamanda takimi neyin ne oldugunun farkindadir. Eksi Sözlükten ya da On Liberodan Galatasaray ile ilgili hemen her yorumun sonunu bu korner-ön direk organizasyonunun anlamsizligi ile noktaliyorduk. Sürekli takip ediyorum, isin acikcasi sinir krizleri gecirecek raddeye geliyor insan boyle anlamsiz bir sekilde harcandigi vakit. Neden Ön Direk ? Neden kalecinin kucagi.. Macin ilk kornerinde hemen farkettik ki; Takim buna yönelik ciddi calisma icerisinde bulunmus. Sanirim sadece Mehmet Demirkol yapilan ortalarin güzelligine dair iki kelam etti, varsa yoksa Fahri Servet'i tutar mi ? O onu tutmaz da peki Serkan Calik hangi boyuyla atti dün sariyer karsisinda kornerden golü ? Cok zor degil, her sey ortada. Korner kullanan isimler degismis her seyden önce. Ön direge degil arka direge ortalanir olmus. Feldkamp calismis ve emeginin sonucunu hem hafta sonu oynadigi lig macinda hem de kupa macinda almistir. Fahri Servet'i tutarmiy mis ? Bütün mesele bundan ibaret olarak gösterilmeye calisiliyor, anlamak güc.
Bu ve benzeri carpitmalar bilincsiz bir sekilde yapilmiyor. Ilk devrenin sonunda hemen herkes "kalli gitsin, bu takimdan bir sey olmaz" kelamlari etmeye baslamisti. Takimdan bir sey olmasi ve bunda Feldkamp'in etkisini görmek, duymak, bilmek istemezler.. Ayni seyler Hakan Sükür icin de gecerli. Nonda kadar oynamistir ama Hincal Uluc harici bu konuya dokunan olmamistir..
Bu ve benzeri carpitmalar bilincsiz bir sekilde yapilmiyor. Ilk devrenin sonunda hemen herkes "kalli gitsin, bu takimdan bir sey olmaz" kelamlari etmeye baslamisti. Takimdan bir sey olmasi ve bunda Feldkamp'in etkisini görmek, duymak, bilmek istemezler.. Ayni seyler Hakan Sükür icin de gecerli. Nonda kadar oynamistir ama Hincal Uluc harici bu konuya dokunan olmamistir..
Seni Sectim Pikacu.!
"Maalesef Türkiye’de çok kulüp, hem teknik adam, hem de futbolcu transferinde tepeden tırnağa yanlış yapıyor. Kimisi hiç bilmiyor, kiminin vizyonu yok. Kimi de başkalarının kucağına oturmuş gidiyor. Kiminin de basında akıl hocaları var. "
Sevgili Erman Toroglu her daim bu kadar acik ve net degil, ayni yazinin bir diger bölümü sudur.
"Bunu ilk defa yazıyorum. (kimsenin bilmedigi bir sir gelecek degil mi ?) Tigana Türkiye’ye geldikten bir süre sonra özel bir istekle Fransa’ya, Paris’e gittim. Şanzelize’de kendi otelinin bir odasında üç FIFA avukatıyla beraber El Fayed’le birlikte üç saat futbol sohbeti yaptık (aman ne güzel). O anlattı, ben dinledim. Ben anlattım, o dinledi. Bilirsiniz El Fayed Fulham kulübünün sahibidir.(bildik) Tigana Beşiktaş’a gelmeden evvel orada çalışmıştı...! (ünleme bakilirsa ilk defa soyledigi bu olsa gerek )
Beşiktaş yönetimi Tigana’yı göreve getirdikten bir müddet sonra ondan kurtulmak için her şeyi denedi. Ama her şeyi... Denedi de ne oldu. Tigana onlara yine pahalıya patladı. Getirdikleri ve götürdükleriyle! ..." Erman Toroglu - Hürriyet
Sonra baska konulara sapiyor. Su paragrafi anlayan insanevladi varsa aranizda aciklasin bana. Ilk defa acikladigi sey nedir ? Cikan sonuc ne ? Neyi anlatmaya calisiyor. Sans ya, secerken boyle sectik ibrahim Altinsay'in üzerine böyle bir secim denk düstü.
Efendim begendiklerimiz de var. Cok eskiden rahmetli Kenan Onuk ile NTV'de program yaparlardi hafta sonu ogle vaktinde.. O dönem kacirmadan izlerdik, yanlis hatirlamiyorsam Ömer Üründül ile beraber Kenan Onuk yönetiminde bir spor programi. Kemal Belgin, akli basinda iki üc futbolseverden/futbol yazarindan birisidir. Fenerbahcelidir ama fanatik degildir ve bakmayin siz yeni neslin gaziyla hareket edenlere... dört bes tane Demirkol eder, Bugünkü yazisindan kisa kisa..
" ..Yazımız da fena değildir hani... Ekranda ise halkın anlayabileceği biçimde, örnekler de vererek, anlatmaya çalışırım... Mesele “Ön Libero” meselesi... Genç arkadaşımız Uğur Meleke, pazartesi günkü yazısında, bu tip oyuncuların bir zamanlar savunmaya yardım amacıyla kullanıldıklarını, ancak beş altı yılda yerlerini daha çok öne doğru oynayanların aldığından söz etmiş... Hıncal Uluç da öyle diyor... Uluç’un keşfi “çapa”cı Mehmet Demirkol da... Ben de diyorum ki, ön libero, tam tersine öne doğru oyuna yön versin, iki ceza sahası arasındaki bölge daha fazla elemanla kullanılsın diye yenilik olarak sunulmuştur... Lütfen beni değil, dünyanın en önemli teknik direktörlerini izleyin, okuyun, dinleyin... Bunu yapın ki, ön liberonun, orta sahaya hücuma dönük zenginlik getirilsin diye keşfedildiğini öğrenin... "
"Rıdvan’a torpil, ya Hakan Şükür’ün hakkı!
Popülist davranmak, bence spora hiç yakışmaz... Ama gelin görün ki, ülkede bu işin çivisi gerçekten çıkmış durumda... Bahçelievler Belediyesi, bir spor salonuna Sevgili Rıdvan Dilmen’in ismini verdi. Neden? Rıdvan’ı sevebilirsiniz, yorumlarının esiri olabilirsiniz... Ama bir spor salonuna fanatizmden, aşktan esinlenilip isim verilir mi? Peki, uluslararası alanda 81 gol atmış, Dünya Kupaları’nın en erken golünün sahibi, bizim ligin tüm zamanlardaki gol rekortmeni, yüz bilmem kaç kere milli olmuş ve o takımda en fazla kaptanlık yapmış Hakan Şükür’ün adını nereye vereceksiniz? Ayıp! Fanatik felsefenizi bu ülkenin gençlerinin aklını karıştıracak biçimde kullanmayınız. Hele hele bir ilçenin belediyesi olarak..."
"Carlos’la gelen zenginlik!
Roberto Carlos, yılda beş milyon euro alıyor... Bana ne! Ama, Fenerbahçe geçen sezon 18 maçta 16, bu sezon aynı maç sayısında 19 gol yemişse, bunların hemen hemen yüzde 80’ininde de bu oyuncunun kâh pozisyon, kâh ferdi hatası varsa... Bak; en son Belediye’nin ikinci golü... Bakalım bu büyük para sezon sonunda yenilen gollere bölününce ne olacak. Ayyy karıştırdım galiba... Böyle oranlar atılan gollerle yapılırdı değil mi?"
Kemal Belgin - Türkiye
15 Ocak 2008
Frankfurt'un yeni giciri: Cesar Alves dos Santos (caio)
Frankfurt takiminin yeni transferi. Sasilacak derecede akilli hareket ediyorlar bu sene. Martin Fenin gibi bir ismi 3,5 milyon euroya aldilar, Caio'yu da 6 milyon euro'ya. Toplamda 9.5 milyon euro maliyet ile ofansiv bir orta saha ve iyi bir forvet..
Schalkeye verdikleri Streit ve Sakatliklardan kurtulamayan Alexandre Meier'in yerlerini doldurmus oluyorlar boylece.. Ve bitmis degil transfer.
Funkel'in gözü Evangelos Mantzios'da. Panatinakoyslu oyuncu icin uzun zamandir ugrasiyor. Derbi sonrasi yunanlilar artik fiyati 2 degil 3 milyon euro diye fetva vermisler. Bu sartlarda anlasmak zor diyor ve Postiga transferi sonrasi biraz olsun insafa gelirler gibi umut tasiyorlar..
Süper transferler var Bundesligada. Daha sonra hepsini birden toplariz bir postta.
Teknolojik Yardim
7 yasindaki Afgan kizinin babasi Amerikada tutuklu. Dünyanin cesitli yerlerinde yardima muhtac olan insanlara el uuzatmayi kendisine amac olarak belirlemis alman yardim kurulusu " Rotes Kreuz" askeri hapishanedeki babasi ile kizi arasinda videolu iletisim sagliyor. Babasi kizini görüyor, kizi babasini.. Amerikan Ordusu ile boyle bir iletisim sanirim dünyada ilk defa gerceklesiyor..
ilkay Gündogan
Bochum'un alt yapisinda oynayan cok fazla türk oyuncu var. Bunlardan birisi de Ilkay Gündogan. Bu oyuncu genc takimda orta sahada görev yapmasina ragmen 11 macta attigi 8 gol ile Bochum teknik direktörü Marcell Koller'in dikkatini cekmis. Özellikle Ivo ilicevic'in idman sikintisi oldugunun farkinda olan teknik adam, macin sonlarina dogru ilicevici degistirmek üzere yedegi olarak genc takimdan Ilkay Gündogan'i aliyor kadroya. Ilk macinda Essen karsisinda altmisinci dakika ilicevic ile degistiriyor, ikinci maci ise Hoffenheim ile.. Hoffenheim, 3 bin kisilik köy takimi olmasina ragmen SAP'nin el atmasi sonucu inanilmaz transferler yapti bu sezon. Bunlarin sonuncusu da Salzburg takiminin yetenekli kalecisi Ramazan Özcan. Efendim Ilkay, henüz A takimi ile ciktigi ikinci macinda ikinci yari oyuna girip golünü de bugün atarak bir sekilde baslamis oldugu seriyi devam ettiriyor..
1990 dogumlu orta saha oyuncusunun boyu 1.80. Bochum, Essen ile beraber alt yapisinda sanirim en cok Türk oyuncu bulunduran takim. Yildiray Bastürk'ün de buradan yetistigini ve Bochum'un alt yapisinin yüzde otuzunun türk oyunculardan kuruldugunu da belirtelim. Bakin simdi bu oyuncunun amaci türk milli takiminda oynamak. Velakin yildiz olup u-19 alman milli takiminda oynadigi zaman yetkililer erken davranmazsa Mesut Özil, Serdar Tasci gibi Alman milli takimina kaptirilir. Misal Taner Yalcin vardir köln takiminda.. Ofansiv orta saha ve gelecegin yildizlari arasindadir, 13 macta attigi 12 gol ile yeterince gözü kendi üzerine dikmistir. Daum onu ne zaman kadroya alacak, bekliyoruz..
Alex'in yoklugunda Galatasaray
Alex'in yoklugunda Fenerbahcenin hali ortada. Dökülüyor.. Bilmem kac mactir Lincolnu olmadan oynayan Galatasaray ? oyle ya Lincoln,Linderoth,Ayhan,Hasan Sas ve bir dönem Sabri-Arda'nin yoklugunda Galatasaray takiminin kötü oyunu cok buyuk bir sorun olmustu. Teknik adama güven duyulmamaya, kovulsuna kadar getirdiler isi. Peki bu yasli kurt sezon basi firtina estirmemis midir ? Defansta sorun yasar iken hemen herkes -ben dahil- "Serveti neden oynatiyorsun" diye teknik direktörlüge soyunmamislar midir ? Bu adam ayni kabzimalligi sergileyen Hakan Sükür'e ilk defa sabreden, katlanan ve bugunku basarisinin mimari degil midir ? Bu yuzden Hakan Sükür ona karsi saygim sonsuzdur herseyin basi odur demiyor mu ? Ayni sekilde bir yeni Hakan Sükürümüz de Servet Cetin degil midir? yasi musait degil o baska. Sakatlar olmadigi zaman ligde iyi oynasak dahi Avrupa maclarinda sorun yasadik oyle degil mi diyorsunuz.. Oyle degil diyorum ben de. Defansin yerlesmesi icin Feldkampin ya da herhangi bir teknik adamin yapabilecegi bir sey yok. Zaman ister.. Ne yapsaydi Servet Cetin'i mi kesseydi size uyup. Bugun onu alkislamak güzel ve kolay olani, her daim yapilan.. On bes milyon sakat var takimda, abuk subuk seyler denemek zorundaydi. Linderoth sag kanatta oynamaz diye bik bik ötüyoruz ama onun sakatligindan bihaber olup daha az yorulmasi, oyunu kuracak adam eksikliginde bir nebze olsun care olur diye zorunluluktan sag kanat oynatildigini bilmiyoruz.. Fatih Terim ilk yilinda ciddi defans problemleri yasamamis midir ? 8 tane oyuncunun ilk defa bir araya geldigi yerde defansin sip diye oturmamasi dogal bir sonuc degil midir ? Terim ile ilk iki sezonunda kac kere Helsinborg facialari yasadik hatirlayaniniz var midir ?
Kalli, sakatlik ve benzer problemler olmadan basladigi sezonda firtinalar estirmemis midir ? Sonrasinda gelen kötü oyunun baska bir aciklamasi olabilecegini neden düsünemezsiniz ? Tüm sakatliklarin orta sahadan olmasi gibi bir ayrintinin üzerinde neden cok az insan durur ? Adam yasli,futbola uzak kalsa sezon basi boyle hazirlayip oynatabilir mi bu takimi ? Keza ayni sekilde onca sakata ragmen sezona boyle bir giris yapabilir mi? Insanlarin buyuk bir kismi hala inanamiyor ve basariyi daha cok lideki son bes macta galibiyet almis olan Rizespor'a bagliyorlar.. Üc korner golü konusulur velakin kacan da yüzde yüzlük onlarca gol ayrintisi girmez. Susic kadar objektif olup hakkini vermek istemez, zira cok bilmis otoritedir, yanilmayi kabul edemez ve mutlaka baska baska seyler olmustur, sizler yanilmazsiniz..
Abdullah Avci iyidir, güzeldir ama 8 yeni oyuncunun katilimi ile yeniden sistem kurmak her babayigidin harci degildir. Avci, Kalli sonrasinin adamidir. Düsünün ki Abdullah Avci teknik adam idi. En az Feldkamp kadar basarili oldugunu düsünelim, Su durumda su kadar elestiri sonrasi kalabilir miydi takimda ? Devre arasi Galatasaray takimi sil bastan yapmak zorunda olmayacak miydi ?
Bakin, yeni kadrosu ile lige hazirlandi. Lincoln da Linderoth da olmadan takim yine firtina estirdi. Ama su durumda su eldeki kadrodan üc adamin sakatlanip ayni basariyi gösterememesi olagandir.
Bir elestiri noktasi vardir yapilmasi gereken.. Bu kadar adam neden bu takimda sakatlaniyor ? Bunun disindaki tüm kararlarinin bir aciklamasi vardir, detayina sahip oldugunuz zaman hakli bulursunuz, pek cok durumdan bihaberseniz "hadi be yasli bunak" der gecersiniz..
Azicik sabir..
14 Ocak 2008
Protesto #3
Dogustan kaybetmisgiller #6
HIV virusunu bir sekilde vucudunda tasiyan hintli cocuk. Aileler kapi önünde koyuyor, Hastanaler disari atiyor, okullar kabul etmiyor ve bir okulda yardimsever bir insanin önüne koydugu yemegi yemekte olan dogustan kaderi cizilmisolangil. Hangi küfür hinci bastirip acima duygusunun önüne gecebilir bilemiyorum, denemiyorum da..
Grafiti ?
Burasi Meksika. Bu genc eleman da Pele'yi ciziyor. 1500 dolarlik ödülü kapmak icin. Devlet oyle veya boyle bir sekilde varolacak olan grafitilerin daha güzel olmasi icin el atmis. En güzeline 1500 dolar ödül verecek.. 300 tane eleman yarisiyor.. Aceto Balsamico dünyanin cesitli yerlerinden grafitilerden derleme yapip bloga koyuyor. bu da bir bakima onlarin "sahtesi". Tamam güzel de ruh yok be abi. 1500 dolari almak icin yaptigin zaman is baska olur zaten..
Ugur Meleke ve Ön libero tartismasi
Ugur Meleke'nin bir yazisindan cikan bir tartisma:Ön Libero.. Sayin Meleke öncesinde Linderoth'u kendisine örnek alan Mehmet Topal'in capsizligina istinaden bir yazi dösemisti. Linderoth ve benzer oyun anlayisina sahip olan futbolculara karsi bir öfkesi var Ugur Meleke nin. Bu da ayni zamanda futbolun mantigi ile örtüsmeyen yazilari yazmasina neden oluyor. Bir seyi karistiriyor ya da anlamiyor. Bunu aciklamadan önce karisikligin altinda yatan nedenin championship manager oldugunu düsündügümü belirteyim. Cok güzel bir oyun, simdi pek oynamasak da ikibinli yillarin basinda her seyimizdi, gece gündüz oynardik. Orada oyunculari kategorilendiriyorlar. Bence boyle bir oyunun en buyuk hatasi kategorilendirme asamasinda yapiliyor. DMC kategorisi adi altinda siralandirilan futbolcularin buyuk cogunlugu örtüsmüyor. bunlarin basinda Deco gelir. yuksek ihtimal yanlisligi buradan kaynaklaniyor ya da bilemiyorum. Deco bir Gerard degil, Linderoth,Gattuso da degil. Makalele hic degil. Portoda sampiyonlar ligini kazanir iken bugün Fenerbahceki Alex ile hemen hemen ayni görevi yerine getiriyordu Deco. Bütün frikikleri o kullanir ,takimi hucuma cikartmaz, orada yönlendirirdi.Gattuso,Linderoth,makalele ya da defansif orta sahalar boyle görevleri icra etmiyor sahada. O dönem hatirlarsaniz Costinha on libero, orta sahada da Maniche vardi.. Gelen ataklari karsilama gibi bir görevi yoktu, daha cok oyunu oynatma, forvetlere pozisyon hazirlama ve bir bakima beyniydi takimin. Araklari karsilama, kesicilik görevi costinhanindi, onun da önünde Maniche, onun da önünde oynayan amc tipi Deco.. Ne zaman defansif orta saha olmus ? bir anlasak sunu, iki yazidir ayni örnegi verip duruyor..
Sevgili Meleke, artik futbol takimlarinin kesici özelligi öne cikan Makalele, Gattuso gibi oyunculara ihtiyaci kalmadigini, bu alanda her iki isi de yapabilecek düzeyde oyuncularin artik piyasaya cikip futbolun bir gelisim icerisinde oldugundan bahsediyor. Yüzyilda bir gelir dedigim Steven Gerrard'in artik alti ayda bir yetismesi gerekiyor ki tüm futbol takimlari Gattusolardan,makalalerden,emersonlardan kurtulsun. Bu mümkün müdür ? Degil. Deco defansif orta saha degil. Arsenal, Flamini olmadan oynayacak durumda degil ya da yerine oynayacak olan Denilson.. Xavi olmadan, Yaya Toure olmadan Deco oynayamaz. Keza Pirlo.. Herkes bilir ki aslinda yeri 10 numaradadir. Bu sekilde baslamistir futbol hayatina interde.. Velakin geriden oyun kurma konusunda sikinti yasayan Milan teknik direktörtü ancelotti'nin tasarrufudur defansif ortasaha kivaminda oynatilmasi.. Kivami diyorum cunku bu isi hakkiyla yapamiyor, onun yerine de kosmak durumunda olan begenilmeyen oyun tarzina sahip gattuso veya benzer bir oyuncu olmasa sonuc pek iyi olmayacak. Bugun hala Milanda bu sorun kendisini yer yer gösterir.. Hem Italya Milli takiminda ve ayni zamanda Milanda arkasinda "gattuso" gibi bir adamin olmasi hasebiyle fiziki olarak yetersiz ve kesici olarak cok daha yetersiz olmasina ragmen "Ön libero" kivaminda oynayabiliyor..
Kemal Belgin, ön libero konusunda biraz sert olsa da en "mantikli" ve gerekli yorumu getirmistir. Gercekten de bu sistemin Pareira zamaninda Stutgartli Dunga ile beraber deyim yerindeyse "trend" oldugu ve istatistiki veri ile 1994 senesi sonrasi gerceklesen Avrupa Sampiyonasindaki takimlarin buyuk cogunlugu Ön Liberolu sistem ile sahaya ciktigi dogrudur. sevgili Ugur Meleke istiyor ki on bes tane Lampard, yirmi tane Gerrard olsun, defansif orta sahalar da forvet misali 15 gol atsin. Verdigi örnek Lampard ve Defansif Orta saha olarak on kusur gol attigini belirtiyor.. Futbolun gelistigini ve artik Gattuso gibi oyuncularin tükendigini, ön libero ve forvet arkasi oyuncularin sistem icerisinde "Gattuso,Makalele" gibi yer almadigina deginiyor. Ikinci kismina katiliyorum, forvet arkasi konusunda haklidir velakin ön libero yani defansif orta saha ya da adi ne olursa olsun futbolun icinde ve merkezindedir hala.. Bugunku takimlarin bu mevkide oynayan oyuncularin istatistiklerine bakarsak eger hemen hepsi cok fazla gol atmayan, rakip takimin atagini kesip hucuma topu sokma görevini ifsa eden oyunculardan en az bir tane barindirdigini görebiliriz;
Real Madrid'de oynayan Fernando Gago Sampiyonlar ligi maci dahil oynadigi toplam 24 mac sonucunda tek gol dahi atamamistir. topu topu 2 asisti vardir.
Manchester Unidted'da oynayan Michael Carrick bu sezon oynadigi 26 macta ne bir golü ne de asisti vardir.
Arsenal'da yine bu mevkide oynayan Mathieu Flamini'nin bu sezon su ana kadar oynadigi 23 macta sadece 2 golü vardir.
Bayern Munichde oynayan Ze Roberto'nun oynadigi 27 macta toplam 2 golü 2 de asisti vardir. Bu da Pirlo'nun bir benzeri durumunda. Aslinda hem Leverkusende ve ayni zamanda Bayern Munchendeki ilk yilinda Sol acik (AML) oynamistir, onlarca asist yapmistir al da at dercesine.. Velakin Brezilya'da 10 numara oynamis, Hitzfeld de onu "kesiciligi" nedeniyle defansif orta sahaya kaydirmistir. Artik asistleri kesilmis, golleri azalmistir. Üstelik Bayern gibi hucum gucu cok yuksek olan, her oyuncunun en az bir gol bir asistle oynadigi takimda iki gol iki asist.. Yetenek ile de cok ilgisi bulundugunu dusunmuyorum. BIr oyuncu hucumda yer alip ayni zamanda kontralari kesmesi, karsi ataklari karsilamasi cok mumkun degil. Ciger bu,insan yani..
Milan'da oynayan Gattuso'nun ne asisti ne de golü var, neredeyse tüm maclarda forma giymistir. Milan bu oyuncudan ya da bu oyuncu tipinden vazgecebilir mi? 1994'de oturan sistem bugun cagdisi olabilir mi ? gercekten futbol Ugur Meleke'nin dedigi kadar hizli mi gelisiyor ?
Hemen hemen butun buyuk takimlar bu on libero ya da defansi toparlayip ataga cikaran oyuncular ile sahaya cikiyor, sadece bir tane Steven Gerrard vardir, Lampard da aman aman kesici oynamaz, Makalele,Essien filan yapar o görevi. Deco ise hicbir sekilde bu tartismanin icerisinde yer almamasi gerekir. xavi'nin bile önünde oynayan adami ön Libero mevkisinde degerlendirmek pek mantikli degil. Yaya Toure'Ye onca parayi bosa vermedi sanirim Barcelona..
Hizla degeri düsen oyuncularin basinda geliyor diyor ama bugun kötü örnek olarak gösterdigi makale'nin gidisi kimilerine göre Real Madrid'in cöküs nedenleri arasinda basi cekiyor. Libero ve ön liberosunu kaybeden Madrid yillar yili bu boslugu doldurabilmis degildir.
Ugur Meleke bir seyleri feci sekilde karistiriyor. Defansif Orta Saha, Orta Saha ve On numara yani Amc. Pek cok futbolcu Orta Saha ve forvet arkasi oynayabilir iken kimisi de defansif orta saha ve orta saha karisimi oynarlar. Cok azi hem 10 numara ve ayni zamanda defansif orta saha mevkisinde basarili olabilirler. Pirlo buna bir örnek velakin önce de söyledigimiz gibi "yaniltici"dir bu. Gattuso'yu cekip alin Pirlo ne yapar ? Seedorf,Gattuso,Pirlo üclüsü iyi bir üclü. Defansif Orta Sahanin yapmasi gereken görevi paylasmislar bir bakima. Zayif fizigi ve yetersiz mücadele gücü ile Pirlo bir yere kadar basarabiliyor..
Bir konuda da haklidir kesinlikle. Forvet arkasi teriminin artik pek cok buyuk takimin sisteminde yer almamasi. Sol ve Sag aciklar bu boslugu bir bakima doldurmus durumdalar. Aslinda bu gelisimin de öncesi ön liberonun sisteme entegre olmasidir..
buna da baska zaman artik..
Tim Borowski
Bayern Munchenin yeni transferi.
Her sene mutlaka ki Bremenden bir oyuncu alacak Bayern. Efendim bir yil sonra geri gönderdikleri "Frings" olur, bu sezon devre arasi Hannover takimina verdikleri Ismael olur filan.. Simdi de Borowski.
Tim Borowski 27 yasinda cok güzel bir orta saha. Orta sahanin tam ortasinda oynar ve cok begenirim ben bu adami. "düz oyuncu" görünümündedir ama her seyden birazi vardir torbasinda.. Kosar,pres yapar, gol atar, asistleri iyidir vesaire. Bu sezon sonu sözlesmesi sona eriyor ve bonservisi elinde Klinsmann ile bulusmak üzere Munchene dogru yola cikacak. Bremen klubu isteseydi sanirim elinde tutardi. Hem gecen sene, hem de bu sene masaya oturulmus velakin anlasma saglanamamis. Gelismeyi Allofs ve Schaaf ikilisi olagan karsiliyor, Allofs bizim sunacagimiz limit bellidir derken Schaaf onunla devam etmek isterdik ama olmadi, transferi kabullenmekten baska yapabilecegimiz bir sey yok diyor. Aman aman da üzgün degiller gibi duruyor. Borowski, iki önemli sakatlik gecirdi dizinden. Ameliyat oldu geldi velakin belli ki sürekli nüksedecek, pesini birakmayacak bu sakatlik. Biraz da bu etkili oldu sanirim transferinde..
Sürprizler bitmiyor Bayernde. zira bu oyuncu ile Atletico Madrid ilgileniyordu ve hatta Hamburg. Hoop Klinsinin yanina ucuverdi.
Hayirli olsun..
"Chaos Alberto"
Bremen'in klup tarihindeki en pahali transferdir Carlos Alberto. 8.5 Milyon Euro verdiler bonservisine. Her tarafta milyon euroluk balon diye ismi aniliyor. Sakatliklardan dolayi kendine gelemedi bir türlü. Kendisine geldi, baska bir acidan "dellendi" Sanogo ile kavga etti. Bir mac ceza almislardi hatirlarsaniz.. O yetmemis gibi bonservis konusunda ciddi problem yasiyor Bremen. Bir miktar acik var.. Parayi ödeyemediginden degil, nereye odenecegini bilemediginden.. Takimi,Menajerlik sirketi, Menajeri bonsverisin bir kismina sahip. Kime ne odenecegi belirsiz olmus. Nerden baksan "sorun", "chaos". Hem o kadar paradan cik, adam gibi tek mac oynamadan devreyi kapatsin, üzerine bir de fifalik ol.. Her bakimdan elestiriliyor Alberto transferi. Kisiligi de problemli.. Mutsuzlugu,sakatligi, psikolojik sorunlari.. Sanago sonrasi bir kavgasi daha oldu idmanda.. Velhasil tutturamadi bir türlü. Su an Hoeness'in yerine aday olarak gösterilen Bremen klubunun sportif direktörü Klaus Allofs eski futbolcu Titi'yi -Rogerio Messias- dikiyor Carlos Alberto'nun basina. 24 saat hizmet.. Onun evine tasiniyor Titi. Ne isterse, neye cani sikilirsa temin et, hallet.. Danismani oluyor artik Carlos Alberto'nun. Ismi simdiden "Chaos Alberto" olmus futbolcuyu sakinlestirmek icin güzel bir adim. illa ki kacarken mi sorunun farkina varmak gerekiyor ?
Lincoln Dortmunda mi gitmek istiyor ?
Borussia Dortmund takiminda oynayan dede bugun aciklama yapmis, soyle ki..
" Dortmund menajeri Zorc Lincoln'u almalidir. . Bize saglam bir on numara gerekir. Bu mevkide oynayan cok fazla iyi oyuncu yok. Diego ve Van der vaart. Bunlari alamayacagimiza göre geriye bir tek benim dostum Lincoln kaliyor. Lincoln'un dört yillik antlamasi var ama yine de cok zor degil onu oradan almak. Türkler size kapiyi 20 milyon eurodan acarlar ama is satisa geldigi vakit bakarsiniz bir milyon euroya dahi alabilirsiniz."
Bir istek, bir temenni diye yaklasamiyoruz. Dede, Lincoln ile iyi arkadastir.Bild'e verdigi bu demecin bu bakimdan Lincoln ile saglanilan iletisim sonrasi verilmis olma ihtimali var.. Bundesliga'ya bir dönüs istegi mi söz konusu ? Ya da nedir isin ayrintisi bilemiyoruz. Ama bildigim su var ki: Eger bu yönetim bu futbolcuyu gönderirse, kendi kendisini asmis olur. Henüz uyum sorunu, sakatligi derken bir verim alamadigimiz oyuncuyu oynatmadan gönderdigimizi düsünemiyorum. Ara Transferde olmasi pek mümkün degil velakin bir baska acidan sorun cok da uzak degildir. Yakin zamanda oynayip kendine gelmesini dilemekten baska care yok elbette. Bir seyler eksik.. Birileri görevini iyi yapamiyor. Futbolcular ile gerek yönetimin gerekse teknik kadronun arasinda sorunlari cözen yönetici/menajer eksikligi söz konusu. Bu kadar tantana cikmamasi gerekiyordu.. Her bakimdan.. Ribery'den beri sorunluyuz ve bu sorun acilen cözülmelidir.
13 Ocak 2008
Kibrit iscisi.!
Nano Cilginligi.!
Ne kuyrugu diyorsunuz.. Burasi Yeni Delhi, Hindistan. Bizim basinin da tanitmaktan geri kalmadigi dünyanin en ucuz arabasi Tata firmasinin cikardigi Nano'yu görmek icin siraya gecen insanlar.. Hemen hepsi belki de ilk defa tanitilan bir nesneyi alabileceklerini düsünüyorlardir yüksek ihtimal.. Bu insanlar icin Hayali bile güzel, Araba sahibi olmak.. Tata mata farketmez..
Secim Sonrasi Kenya #4
Farid Farjad - Taghdam Deh
Öncelikle kaydederken dahi yanlis yazdigim isminden baslayalim.. Bir sekilde düzelttik ama sözlüge de bu sekilde actirmistik zamaninda basligi.. Taghdam Dem olarak biliyordum hep, cunku albüm kapagini o dönem bir kere görmüstük, aklimizda nasil kaldiysa o sekilde.. 2001 yiliydi tanistigimda.. Kitap okumak icin gittigim bir cafede dinledim, almak istedim, ankaranin her tarafini gezdik, ettik bulamadik.. Sonra kitap kurdu cafesindeki "abi"den rica edip bize kopyalamasini istedik, dört albüme birden üstelik cok ucuz bir sekilde "abi" sayesinde kavustum. oyle olduk ki arama esnasinda, aman bir sey olur diye alti-yedi kopyasini cikarttim albümlerin.. O gün bugündür araliksiz dinlerim.. Milyon kez dinlemisimdir, albümlerinin tamamini ama bu baskadir, tarifi mümkün degildir nazarimdaki itibarinin..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)