30 Nisan 2008

Thierry Henry




Futbol kardes, bu kadar cabuk tüketirmisin sen evlatlarini..? Sekiz yil boyunca dünyanin en tehlikeli forveti olarak yer ettikten sonra su duruma düsürmeye utanmiyor musun arkadasim sen evladini ? Iki yilda bitiriverdiler futbolun o koca tarihinde benzerlerini parmakla sayacagin kadar az olan evladini..

Aslinda hikayesi bizim hakan sükür'ün Juventus'a transfer edilmek istenmesi ile baslar.. Lippi her zaman Hakan Sükür'ü almak istemistir, Juventus'da yapamadi, inter de kacirmadi. Bilirsiniz belki, Sükür italyaya kadar gitmisti, italyanlar buraya geldi. Buyuk transfer olarak bakiyorlardi.. Düsünün ki son anda Hakan Sükür'ün biraz da olgunlasmamis karakterinden kaynakli darbe yiyince bu olayi da biraz kapasin, hem de eksik giderilsin diye iki adam aldilar. Esnaider ve hemen arkasindan Fransiz Thierry Henry.. yilini doldurmadan Arsenal'e sutlandi ve boyle basladi aslinda hikayesi..

Ilk yilinda 17 gol atmistir Arsenal de ama hicbirisi basit/siradan gol degildir. Ben hic basit/siradan bir gol atmam der o.. Gerd Müller gibi diye ekler sonuna. Ama istemistim cok. Monaco'da iken diyor Trezeque ile beraber oynardik. Top direge carpip geri geldiginde hep onun önünde dururdu, benim önümde hic durmazdi. David'e soyledim, yer degistirelim diye.. Sonuc yine degismedi, bu sefer direk sonrasi top öbür tarafa düsmeye basladi. o basit golleri atamadik hic diye devam ediyordu konusmasina..

Bilmem kac tane gazeteci sikistirmaya basladi sorularla.. "Fakat ama" diye baslayan onlarca soru.. Neden gülmüyor, neden onu neden bunu yapmiyor gibi.. France Football'a acik ve net olarak soyle buyuruyordu gelen baskilardan dolayi..

"..arkadaslar, ben buyum. Ben oldugumdan baska bir sey olamam, üzgünüm beni babam boyle yetistirdi"


O hem göcmen bir ailenin ve ayni zamanda Paris'in arka sokaklarinin yetistirdigi bir adamdi. Aksam eve gelip "bugün gol attim" baba dedigi zaman, babasi ona daha cok pas vermeliydin diye öykünürdü. Thuram sakayla karisik cokca zaman ona hayati ve babasinin bu sözünü cok fazla ciddiye almamasi gerektigini hatirlatirdi milli takimda asist sevdasi nedeniyle kacirdiklarindan dolayi..

-"titi, her seyi bu kadar ciddiye alma.."

-"biliyorum biliyorummmm"

Gercek bir futbol tutkunu o. Mac ve Antrenman disinda sürekli mac seyreder. Fransa ikinci ligi, ingiltere ücüncü ligi, Bundesliga'dan Hollanda ligine kadar.. Ispanyada Marca gazetesinin 11 soruda henry geyigine cevaplar veriyor. En son seyrettigin sey'in Henry'deki cevabi fransa ikinci ligi Angers Amiens maci. En cok seyretmekten keyif aldigi Sochaux diyor.. "Cok iyi oyunculari yok ama muhtesem top ceviriyorlar ve hayran olmamak elde degil. Ha bir de Stutgart.. onlari da unutmayin, bu cocuklar cok iyi." O sadece kendisini seyretmeyi sevmiyor televizyonda.. Bir istinasi var ama.. Bir kere yaptim diyor, videosunu özel istetmis kendi macinin.. Arsenal'in Inter'i 5-1 yendigi mac. Böyle zaferler her gün yasanmiyor cunku diye ekliyor..

Ronaldinho sürekli güler, ben gülmem fazla. Bu aslinda hicbir zaman tam anlamiyla mutlu olamadigimdan kaynakli bir gelismedir der simdinin zirtapozlarin aksine asil yürekli adam.

Bacelona ile Sampiyonlar Ligi finali oynadigi zaman Laporta onu almak icin her seyi denedi, söz bile zorlama ile aldi. Lakin Lehmann'in kirmizi karti sonrasi yenilen Arsenali o sekilde birakamadi. Belki o zaman cekip gitse simdi cok baska olacakti kuskusuz. Bir yil sonra onu degistiren olaylar silsilesi basladi. Önce karisi ile evde anlasamiyor, bir devreyi sakat olarak geciriyor ve yeni yapilanma icerisinde sürekli sorun yasiyordu, günlük yasami artik zora girmisti. Ve hala Laporta ona gülücükler yollamaya devam ediyordu. Arkadasim dedigi David Dein de olmadigi zaman geriye dönüp tekrardan gülmek yerine daha kolay yolu tercih etti.. Cekip gitti. Görüntüde o fantastik dörtlüyü tamamlamak üzere "star" olarak transfer edildi, gercekte ise londradaki sorunlarinin tamamini arkada birakmak üzere yola cikmisti. Bu yüzdendir ki gelir gelmez üst üste skandallar, sorunlar basgösterdi. zira öyle yürüyerek, kacarak sorunlardan kacilamayacagini su satilarin yazari da iyi bilir..





Old Trafford'da isliklaniyor.. Sebebini merak edenler icin son görüsmeleri.



Arsenalde ve hatta Barcada yasadigi sorunlarin bir kisminin da kendisinden kaynaklandigini belirtmekte yarar var. Bergkamp takimda iken takima monte edildi Henry. Onunla beraber iki forvetimsi yapida iki oyuncuydu, onun gidisi sonrasi kendi alaninda yalniz kaldi. Kimi zaman ortasahadan topu alip gole kadar giden oyun yapisi bir yana, kaptanligi, takim icinde olan hakimiyeti bir baska sorun oldu. Fabreagas, Henry bizi kurallara uygun bir sekilde sürekli korkutuyordu. Biz ona oynamaya zorunlu kiliniyorduk,öyle inandirmisti bizi" diyordu gidisinin ardindan.. Bunu barcada becermek biraz zor. Öncelikle oyun yapilari birbirlerinden farkli. Arsenal dikine oynayan bir takimdir, adam kaciran ve orta sahanin arkasindan oyunu kurar.. Barcelonada top sagdan sola, soldan saga dogru yayilmaci bir sekilde gider. Insanlar kosmaz, kosturulmaz top kosar ve sürkeli bir pas trafigi akisinda bosluk yakalama derdindedir .. Yakalandigi anda oraya hizli bir sekilde iletilir paslar, goller vesaire. Henry bu uyumsuzluk sonrasi her ne kadar "Barca'nin bana degil benim barcaya uymam gerekir" gibi demec verse de özde bir seyler beklediginin de belirtisiydi. En azindan sorunun biraz da oyun sisteminden kaynaklandigina dair tespit yapiyordu.

Büyük basarilar, cok baska acidan "Basarisizliklarin" da teminati oluyor artik. Özellikle henüz neyin ne oldugu kavrayamadan bu gerceklesiyorsa.. Fatih Terim ya da Rijkard boyle basarilara hazirlikli degillerdi. Dolayisla basariyi yakaladigi sistemi degistirebielcek gücleri yoktu. Terim'in Felipeyi harcamasi bir acidan Henry'nin yokolmasi ile ilintilidir. Basarili olmus sisteme uyumsuz kalan basarili ve yetenekli futbolcularin yokolmasi.. Lippi, en önemli zamanda kendisine ve halkinin kemiklesmis futbol yapisina ters oranda hareket edebilecek kabiliyete ulastigi icin italya milli takima finale yükselmis ve akabinde kupayi alabilmistir. Velakin Rijkard, geldigi zaman birbiri arkasina transfer ettigi ofansif orta sahalar varmis gibi 4-3-3'de israr edip Henry'i koseye civiledi. O zaman hem forvetin azligi ve ayni zamanda AMC dedigimiz oyuncularin coklugu nedeniyle mükemmel bir sistem olarak isledi. Ve Fantastik dörtlü icin Henry'e basvuruldu. Henry'nin dedigi gibi, Fantastik Dörtlüyü izlemeye gelen sinemaya gitsin. Zira yok oyle bir sey. Henry Sistem, Ronaldinho Seks alemi, ask ve Messi de sakatlik kurbani olunca.. o Fantastik dörtlü Yaya Toure, Eric Abidal,Deco'dan iniesta'dan olusmaya basladi. Yer yer Messi'nin katilimi,Iniesta'nin muhtesem formu,Krkic'in uyumu biraz hava katsa da beklenilenin cok altinda oldugunu soylemeye gerek yok elbette..

Devamliliktan yana bir insan olarak Rijkard'in gönderilmesine taraf degilim ama Henry'nin baska da kurtulusu yok gibi duruyor. Kötü oldugu icin degil, yukarida da bazi nedenleri belirtilmis durumlardan dolayi bugün oynayamiyor o sadece. Yoksa..

yedi yilda ingiltere premiere liginde ciktigi 254 macta 174 gol atan bir futbolcudur. Futbolculugunu sorgulayacak olacak adami futbolun kendisi idam eder.

Man U - Barca



Macin iki adami. Scholes ezelden cok sevdigim bir oyuncudur, takimdan bagimsiz takdir etmisimdir her zaman. Hakkini verdi yerinin.. Messi ise.. Tanri onu sakatlik problemi ile basbasa birakip futbolu keyifli hale getirdi. baska türlü bu oyuncunun etkisiz hale getirilmesi mümkün müdür ? Futbolu futbol olmaktan cikaracaktir.. Her seyi bosverin de..

Cok keyif aldik mactan..

her bakimdan yari finale yakisir bir mücadele. üst düzeydi her sey. Barcelona, her iki macta da üstün oynayan tarafdi. Manchester sezon basi yakaladigi formundan düsüse dogru gidiyor. Iki Barca ve Chelsea maclari oldukca net ve ortada. Imdi, Barca tüm sezonunun acisini bu iki mactan cikarmak istedigi icin olsa gerek maca asildi, öyle asildi ki koparacak sandik, heyecanlandik bir an.. Belki bu iki mactaki futboluyla turu gecmeyi, diger tarafa dogru atlamayi Barcelona haketmistir ama toplamda Sampiyonlar Ligi/Lig performansi olarak Manchester United finali hak etti bu sene.

Messi-Ronaldo kiyaslamasi sikca yapiliyordu, bu mac da bir gösterge olarak alinacaktir. Bana göre her daim Messi Ronaldo'dan iyidir velakin takimin oynamadigi vakit oyuncusunun cok da mucizevi isler yapmasi beklenilemez. Dolayisla Ronaldo oynamayan bir takimin yildiziydi.. Messi ise her zamanki messi. Soyle ki Ronaldo'nun Messi'ye göre cok buyuk bir avantaji var. Sakatlanmiyor ya da Messi gibi sakatlanmiyor. Baska acidan bir insanoglunun Messi'yi tutabilmesi imkansiz. Son üc yildir bu boyle. Ama ne oluyor ? Sakatlaniyor.. Topa uzak dusuyor, iyilesiye, kendine gelesiye olan oluyor, ikinci sakatlik dönemine kadar da kimse onu durduramiyor. Digeri super, hizli, su bu olsa da "durdurulabilir" bir oyuncudur..

Aslinda ilk mac oldukca ilgincti. Ben bir ara maci biraktim, Manchester defansinin Messi'yi kontrol altina almak icin gelistirdikleri taktige baktim. Sürekli olarak kaldigi bolgeye üc dört adam ile degisimli olarak kontrol altina alindi. Kontrol edilebiliyor iken macin veya da Rijkard'in cok buyuk hatasi geldi, cikardi oyundan. Messi ve Iniesta bu iki macta da ölmedigi ve sahada kaldigi sürece hicbir zaman cikarilmamasi gereken iki oyuncudur. Ne oldu sonra ? o topluluk dagildi, Man U üzerindeki baskiyi atti, ayni bölgeden calimlarla gelmeye calisan ama gelemeyen Krkic iki top kaybi yapti, evinde cok da önemli son on bes dakika baskisini kaybetti.. Haliyle turu da.

Bu kadar iyi oynamasina ragmen turun kaybedilmesindeki en önemli neden Ettoo degil Deco. Scholes bir kere denedi, bitirdi, bizimkisi ha bire on metreden sut cekiyor.. de babam de.

Ya ben ne diyordum, ne demisim. Önemli degil aslinda icerigi cok, bunlari da hemen her baktiginiz yerde görürsünüz zaten. Ben suraya geldim cunku cok güzel macti.. tadi damagimda hala.. Gerisi hikaye. Bi daha olsa keske diyorum cocuk gibi. Hepsi bu, sonrasi yalan, dolan zaten.

29 Nisan 2008

Lincoln,Hincal Uluc ve Futbol



Magath Lincoln'ü istiyormus. Bayern Münih'in basindayken de almak istedi olmadi, sezon sonu deneyecektir sansini yine..

Bir taraftar olarak verim acisindan Lincoln'den yeteri kadar verim alinmadigina üzülüyorum. Cit kirildim ya da cabuk sakatlanan bir futbolcu olarak Lincoln'ü burada tanidim. Iki sezon boyunca seyrettim, ortalamasi 34 macta 30 mactir. Sadece bes maclik bir ekstra ceza nedeniyle son sezon 23 mac oynadi diyebilirim. Sezon boyunca dört bes mac haric hemen hepsinde forma giyen bir adamdi. Oynadigi zaman almanya liginde digerlerinden ayri olarak sürekli verimli olmasi ile dikkatimi cekmisti, muazzam bir istikrar söz konusuydu. Sadece sözlükte Lincoln basligina degil iki yil önce Klose icin tanim yaparken, onun istikrarini belirtirken dahi o zaman lincoln örnegini veriyorduk. 2006 yilinda Bundesliganin Kloseden sonraki en buyuk yildiziydi.

Bugün olan nedir ?

Ilgi cok fazlaydi. Birilerini kiskandiracak ölcüde fazla ilgiye maruz kaldi. Hincal Uluc bugünkü köse yazisinda cokca zaman oldugu gibi sacmalamis. Velakin baska acidan da Galatasarayin altini kazmak icin ciddi caba harciyor. Futbolculara sesleniyor, bu adama bu kadar ilgi varken siz neden isyan etmiyorsunuz, sorun cikarmiyorsunuz diyor ? Insanim diyen bu durumdan rahatsiz olur gibi alt metin ile takimin icini oyuyor. Herkes Hincal Uluc'u Fenerbahce düsmani bilir oysa en az zarari Fenerbahce'ye vermistir yillar yili. zira hali hazirda düsman ve Galatasarayli kimligi ile rakip takima etki edemez ama Galatasaray'a ? Birinci düsmanidir takimin. Onun icin önemli olan söylemlerinin gecerlilik kazanmasidir. Berkant Göktan neden 10 numara oynamiyor diye Lucescu'ya saldiran, benzer sekilde futboldan anlamadigi icin kafasinda ürettigi türlü varyasyonlarin neden uygulanamadigini hep teknik adamlardan hincini alarak hincal olmustur. Fatih Terim'e simdi sahip cikmak, futbolun geregidir amma velakin basari merdivenleri henüz tirmanirken onu asagiya cekmek icin saldirdigi dönemleri, "Bu sene oyumu MHP'ye verecegim" cagdasliginda olan adamin sehirli kro yaklasimlarini unutmadik.. Velhasil, Yanildim dememek icin daha da kötü olsun der. Bencil ve Kötücül.. Kötülük vardir bu adamin icinde. Sezen Aksu ya da Yildirim Türker'in (artik kim yazdiysa) yazisinin ana temasi budur, icerisinde kötülük var. Hinc al, Öc al diye isimleri ogullarina layik gören aile bireylerinin ya da baska birilerinin coktan icine islemis oldugu ve su saniyeden sonra da asla cikartamayacagi seytani tohumlarini kusuyor her seferinde...

O bunu yapti, su bunu yapacak gibi hicbir delile ihtiyac duymadan Sabah gibi bir gazetenin bas kösesinden milyonlara iftira, sacmalik döküyor. bir insanoglu da cikip "kanit göster" dedigi zaman beni hedef gösterdiniz suclamasiyla siyrilmaya calisiyor yaptigi ahlaksizliktan, yalan/iftira dolu söylemlerinden..

Feldkamp, disiplin cezasi uyguladigi zaman bunun yanlis oldugunu söyledim. Cünkü bu ceza baska bir ülkede olsa unutulup gider,(örnek Bremende Schaaf Sanogo ve Carlos Alberto yu kadro disi birakti,uzun zamandir formsuz Sanogo ilgin olan kimse formsuzlugunu bu karara baglamaz) dogru veya yanlis önemli degil ama bizim ülkemizde temcit pilavi gibi sürekli gündeme getirilecektir, takimin icini oymak icin her zaman buraya dönülüp "acaba" olarak yer edecektir. öyle olacaktir ki adam oynamak icin varini yogunu ortaya koysa bile küstü o yüzden oynamiyor ben demedim micilik oynayacaktir.. baska bir eylemi yoktur bu basinin, herkesin derdi ben demedim mi oyunudur. Ileri görüslülük, nasil bir kompleks ya da futboldan anliyorun bir göstergesi olmussa artik yazan/cizen hemen herkes bu apoletin pesinde..

Ben demedim mi bak oynamiyor iste..

Sakatlandigi ilk istanbul belediye macina bakin.. On maclik Lincoln mac baslamadan önce takimi motive ediyor.. Oynamayan, Feldkamp'a küsen adam bu mudur ? Ben size söyleyeyim, asil küskünlügü UEFA kupasi Bayer Leverkusen maclarinda yasadi. Cok fazla oynamak istiyordu. Nihat'in Sampiyonlar liginde Galatasaraya karsi oynamak istemesi gibi bir sey bu. Cok istiyordu oynamak.. Oynatmadi Feldkamp. Aynen Fener macinda oldugu gibi baskiya dayali pozisyonu olmayan dandik bir mac izledik Ali Sami Yen'de.. tek fark kalede Volkan degil Rene Adlerin olusuydu. Oysa derbide de Leverkusen'in ilk macinda da saglam iken oynatilsaydi hem Lincoln hem biz bugün cok baska yerlerde olabilirdik.

Ayrintilar önemlidir. Derbide oynamak istemiyor gibi soylemler ayyuka cikti. Polat,Sezgin yani Adnanlar Lincoln'ün sakatligina ragmen oynamak istedigini, bu yüzden agladigini beyan ediyorlar ama bakin köselerinde neler neler yaziyor insanlar.. Derbide oynamak istemiyormus. Bir önceki hafta belediye macinda cikan karisiklikta aman kirmizi yerim, derbide oynayamam endisesi ile nasil sakin kaldigini,kenara cekildigini gören yok.. Oynamak istemeyen insan o anda karisikliga ortak olur, yer kirmizisini oturur asagi..

Wolfsburg istiyormus. Magath, Bayern Münih'in basindayken de istiyordu. Schalke o dönem sampiyonluga dogru kostugundan transfer gerceklesmedi. Akabinde Van Bommel transfer edildi. Velhasil simdi Wolfsburg'da ve 5 milyon euro sorun degil. Grafite 8 milyon, Dzeko ve diger sezon boyunca adi sani duyulmamis futbolcularin en ucuzu 4 milyon euro.Rahatlikla Galatasaray Wolfsburg'a satarak lincoln'den kar dahi yapabilir ve herkes kurtulur böylece.. Anelka'dan da kurtuldu ya Fener..

Galatasarayliyim, amma velakin futbolun kendisini de cok seviyorum. Lincoln gitsin Samir Nasri gelsin derseniz "hemen gönderin" derim.. biraz da olabiliritesi yüksek Aston Villa'ya gitmis Shaun Maloney gelecekse eger, gidisine ses etmem. Amma velakin cok sevsem, cok da yararli olsa dahi Sasa Ilic tekrardan gelecekse ya da bir benzeri.. Istemem. Ben Lincoln'den keyif aliyorum, Ribery'den, Diego'dan, Samir Nasri'den olmadi St.Etienne'den Pascal Feindouno'dan.. Liste uzar daha.. Bu gibi teknik orta sahalari seviyorum. takimimda oldugu icin ayri bir keyif aliyorum. En gerilimli macta sol kanata inip topugunla orta yapabilecek kivamda olgunlugu, beceriyi ariyorum.. Liderlik ona yakindir, en verimli cagidir Lincoln'ün..

Olur da Galatasaray klubu bu futbol cahillerine uyup bu oyuncuyu satarsa eger Ganali Muntari ya da benzeri kalipta futbolcu alsin. Muntari udinesede iken alinabilirdi, simdi zor. Arkasina da Barusso'yu koyup dalsin Super Ligimize.. zira ve aslinda baska caresi yoktur.. Bu gibi futbolcularin burada yasama sansi yoktur fazla.

E Alex nasil yasiyor ?

Alex, Lincoln gibi degildir azizim. Ne o kadar mücadelecidir ne de karsisina rakip geldi mi iki calim atacak yetenektedir. Bol bol gol atar, frikik, korner kullanir.. Bu da fazlasiyla yeter o cok ayri. O ayagina darbe filan da pas atarken yanlislikla kayan futbolcudan gelmistir en fazla. Lincoln gibi sag kosede karsisinda bekleyen adama Ronaldinhovari trik deneyerek gecerken baldirina tekme yememistir ömrü boyu. Dolayisla teknik olmasina ragmen hala yasamasinin en önemli nedeni budur..

Her seyin disinda taraftarlik acisindan, yani futbolun degil sadece sonucun ve takima bagliligin tek kriter oldugu noktada Lincoln icin artisi kadar eksisi var derim. Takima tüm bu olan biten garip olaylar sonucunda bagli kalmistir, asla ihanet etmemistir, bir baska acidan sonuca gerektigi kadar etkiyememistir.. Amma velakin bilerek oynamayacak bir yapida oldugunu düsünmüyorum..

Bundesliga her daim Lincolnvari oyunculari öne cikarir. Zamaninda Rosicky,Hleb vardi. Her ikisini birden Arsenal biraz da ucuza kapatti. Bir yil boyunca ses seda cikmadi ikisinden de.. Otuza yakin yaptigi maclarda iki gol bilemedin uc gol.. Hleb gibi bir adam asisti olmadan 25 mac cikariyor, peki bu onun degerini azaltiyor mu? Almaya kalksaniz 20 milyon euro isterler.. her ikisine de. Futbolu güzellestiren insanlardir bunlar. Sasa Ilic bugün de yarin da dün de bir ile iki milyon euro arasi degerdedir.. Taraftarlik adina güzel, futbol adina aman aman olmayandir.. Ve insanlar birinden birini secer, ben digerini seciyorum..

Gol atilmayan bir mac yer yer cok keyifli olabiliyor. Futbol sadece sonuc oyunu degil en azindan benim nazarimdaki itibari böyledir. Ben o Hakan Sükür'e saga bakip sola verdigi pasi seviyorum, Sükür'ün onu gol yapmasi en fazla daha cok ekranlara getirir, güzelligine helal getirmez.

Toparlarsak; Galatasaray takimi satacaksa eger 10 milyon euro bonservis bedeli koysun. Wolfsburg ya da Stutgart ya da Bundesliga takimi alacaktir. Stutgart 7,5 milyon euro Ciprian Marica'ya vermis.. Fiyasko. Bremen 7.5 milyon euro Carlos Eduardo'ya vermis. Sadece 44 dakika oynayabildi tarihinin en pahali transferi. Dolayisla rahatlikla bir alman klubu alir zira bugünlerde biraz cani yanmistir bilmedigi futbolcularin aliminda.. Lincoln en azindan bazi seyleri onlara garanti eder cünkü

Oradakiler Hincal uluc kadar anlamiyorlar futboldan, biraz cahiller..

Vincent Kompany



Vincent Kompany, özellikle cm ve benzeri menacerlik oyunlarindan hemen herkesin tanidigi isim. 17 yasinda Belcika futbolunun kurtaricisi olarak lanse edildi. Bir günde yildiz olangillerden. Roportajini okuyordum.. Onlarca sey var buraya aktarmaya üsenirim simdi. Yalniz gayet efendi bir insan, olgun. Sirt numarasi 10 olmasindan kelli Zidane ya da Beckenbauer ile kiyasa sokulmasina aninda tepki veriyor. "neeee ? lütfen abartmayin, büyük oyuncular bunlar.. ben de iyi bi futbolcuyum ama siniri iyi cizmelisiniz" gibi.. Okudukca sevdim.. Belcika Futbolundaki genel düsüsü yine bizzat belcikali Bosmandan kaynaklanan bosman yasasina dayandiriyor.. Bu yasa olmadan önce biz Fransa ve Hollanda liginden daha iyiydik diyor.. Hollanda gelecegi gördü ve altyapiya cok daha fazla önem vererek ileri dogru adim atti ama ülkem bunu öngöremedi ve haliyle ciddi düsüs yasamasina neden oldu diyor.. ideol olarak kendisine Pele'yi ve Mohammed Ali'yi aldigini soyleyen, daha sonralari Enzo Schifo'ya hayranlik besledigini belirtiyor.. Ve daha cok sey diyor ama konu bir yerde Zidane'in futboluna katkisi olacagini düsündügü icin Karate kursuna gittigine geliyor.. ayni seyi Kompany'nin yapip yapmadiginin sorulmasi üzerine Kompany, Zidane yaptigi icin degil ama 13 yasindan beri Karate ile ilgilendigini belirtiyor ve zorlu ikili mücadelerden bahsediyor.. Henry ve Adriano'ya karsi cok kucuk yasta oynadigini ama en zorlu duelloyu ise John Hartson ile yaptigini belirtiyor.. Boksör kilikli Hartson.. Gerisi onun agzindan soyle...

"ben Thierry Henry ve Adriano karsisinda oynadim. Cok iyi oyucular ama onlari kontrol edebildim. En zorlu mücadelem bir Sampiyonlar Ligi macinda Celtic karsisinda John Hartson'a karsiydi. Daha yeni 17 olmustum. 20 dakika sonra kaptanimiz -benimle beraber defansta oynayan- oyundan atildi. (Glen de Boeck ikici saridan 25.dakikada oyundan atilmisti ) Teknik direktörümüz defansa oyuncu oyuna almayacagini soyledi ve benim yalniz basima mücadele etmem gerektigini cunku ofansif oynayacaklarini belirtti. (o dönemde biz de Olympiakos'u Cihan'in golüye bir sifir yeniyorduk, 2003/04)


- siz yalniz basiniza herkese karsi..

-Evet.. Henrik Larsson ve "bu" Hartson. Biliyorsunuz herhalde o bir "Koloss" (nedir anlami bilemedim bu kelimenin) Kesin en az 110 kilo vardi. Dirsegi benim gövdem kadar agirdi ve o bunu silah gibi kullaniyordu. O zamanlar su anki halimden 10 kilo daha hafiftim ve o halimle kayiyordum, iki mücadeleye giriyordum, savasiyordum ama önemi yoktu.. hic sansim yoktu ona karsi. Hartson iyi bir futbolcu degildi ama fizik olarak inanilmaz güclüydü. Bu benim futbol hayatimda yasadigim ilk soktu. bugun hala o maci nasil 1-0 yendigimizi anlamiyorum.

Efendim devaminda gelen soruya verdigi yanit da oldukca güzel aslinda..

-Bugün uluslararasi platformda mücadele edebilecek deneyime sahip oldugunuzu dusunuyor musunuz ?

-Cok degil.. Bugun kendimi "deneyimli bir futbolcu" olarak görüyorum ama alti yil sonra muhtemelen bugüne bakip ne kadar deneyimsiz oldugumu görecegim.

Velhasil defansin her yerinde oynamasi bir yana, muazzam teknigi nedeniyle defansiv orta saha olarak da takimda yer bulmaya basladi son dönemlerde. Sirtinda tasigi numaranin mevkisinde bir gün onu izlersek hic sasirmayacagiz kesinlikle..

Baska Rekor ?



Efendim Ottmar Hitzfeld, Aarau'nun basinda teknik adam iken.. Yanindaki de dönemin Aarau baskani.


Almanyanin yasayan efsasenedir Hitzfeld. Nazarimda dünyanin en iyilerinden birisi. Moruinho'nun basarmak icin kicini yirttigi iki farkli takimla Sampiyonlar Ligini almayi coktan yan cebine koymus, her bakimdan hemen herkese uzak ara fark atmistir kariyer basamaklarinda. Dortmund gibi bir takima kazandirdigi basarilarin aynen bugunku gibi yapilan pahali transferlerden kaynaklandigini düsünenlerin sonucu dortmund gibi olmasi muhtemeldir. Iflasin esigine geldi transfer yapayim derken..

O bugün almanyanin en cok zirvede kalan ismi. 192 hafta liderlik koltugunda oturarak diger efsane isim Udo Lattek'in rekorunu tarihe gömdü. Ve hatta 200'ü de garantilemisti sanirim rekoru kirdiginda.. Basarmadigi nedir diye soruyor insan.. Üc kupayi ayni anda kaldirmak gibi uc basarilara gözünü dikmis durumda. Baska ne yapsin ? Sene basinda soylemisti, gerceklestiremedigi ve haliyle icine oturan bir tek üc kupayi da ayni anda almak.. Lig Sampiyonlugu, DFB kupasi ve Avrupa.. Ikisi cepte, ücüncüsünün pesinden gidiyor..

Hakettigini pek soyleyemesek de UEFA kupasini olurda alirsa eger Klinsmann'in ve haliyle Rummenige'nin isi pek kolay degil. Zira Bayern taraftarini tatmin edecek geriye bu adamin iki farkli takimla kaldirip -birisinde de talihsiz bir sekilde Manchester'e son dakikada iki gol yiyerek kaptirdi- Sampiyonlar Ligi kupasi kaliyor..

Klinsmann Sampiyon olursa, almanya kupasini alirsa "basari" olarak dahi görülmeyecektir. Hitzfeld gibi bir adamin arkasindan gelmek cok da kolay degildir.

Rummenige'nin talihsiz beyanatindan dolayi takimla ilisigini kesmistir daha cok.. "Futbol matematik degildir" dedi.. Yapilan rotasyonlara ve eski matematik ögretmeni olan Hitzfeld'a imali gönderme.. Stutgarti birisi mukemmel olmak üzere sonradan oyuna giren Ribery'nin iki golü ile dagitan takimin basarisini "Futbol matemetiktir" basliklariyla haber yapiyordu gazeteler.. Rummenige ile dalga gecercesine rotasyona sokuyor takimi Hitzfeld.. o kadari da hakkidir diyoruz..

Sonrasinda isvicre var.. Bir daha klup takimi calistirmak istemiyorum diyor karizmatik ve uzak asyada asklariyla da gündeme gelmis Hitzfeld.

Ben de bekliyorum, zira bu adamin dönüp dolasip gelecegi yer premire kanalinin yorumculugudur.. bekliyoruz efendim.

Suraya kariyerini sikistirayim dedim de.. Futbolculuk döneminde yasadigi sampiyonluklardan Gol kralliklarina, Zurich takimi ile Sampiyonluklarindan Dortmund, Bayern Munih gibi toplamda yediyi bulan Bundesliga Sampiyonluklarindan Sampiyonlar Ligi Sampiyonluklarina.. Oynayip kaybettigi o muhtesem finaline.. Kitalar arasi sampiyonluktan DFB Kupalarina.. Sigmaz yani.. Sigmaz. Ellide birine sahip olanlar bugün Süper teknik adam, su, bu.. Ben henüz su ömrümde daha iyisini görmedim.. gören varsa bildirsin.

28 Nisan 2008

White Horse Final




Hikaye tanidiktir.. Bundan tam 85 yil önce, 28 Nisan 1923'Te oynanilan FA cup ilk final maci. 120 000 kapasiteli stada ilgi cok fazla yoktu baslangicta. Sadece 36 bin kusur bilet satilmisti. Kupayi Kral'in verecek olmasini reklamcilar iyi degerlendirdi ve Kral gelecek, su kadar daha yer var gibi reklamlara baslamasi sonucu londra halki cilgina döndü. 36 binin yanina 90 bin kisiyi daha aldilar bir anda. Haliyle 126 bin kisiyi buldu. Resmi rakam 126.047.. Velakin insanlar durmuyor, turnikelerin üzerinden atliyor ve en az 200 bin insanin oldugundan bahsediyorlar, kimi yerlerde rakam 240 bin. Kapasitenin yaklasik iki kati. mac Bolton ile West Ham United arasinda ve Bolton maci 2-0 yenerek kupayi aliyor velakin bu finalin adinin gectigi hemen her yerde kimse ne macla, ne kupayla ne de kralla ilgileniyor. Bir at.. Billy.. Polis Ati, seyircilere durmasi gerektigi yeri gösteren.. Resimde görülen at her seyin önüne geciyor, budur ilginc olan. Londranin batisinda onlarca "White Horse" barlari, haliyle "White Horse" köprüsü filan peydah oldu..

Bir FA cup ve hatta ilk final.. Kral geliyor, iki takim mac yapacak, sahada 200 binin üzerinde insan ve geriye hatirlanilan sadece at.. Billy.. Atin üzerindeki adam George Scorey dahi önemsiz bir unsur, sadece at.. Beyat At.. Ilginc.

Derbi Sonrasi.!






Lincoln olmadi, iyi oldu gibi yorumlar olagan. Kazanilmis bir mac sonucta, en ufak bir degisiklik isi baska yöne sürükleyebilir. Ama sunu soyler misiniz, Galatasaray degil de Fenerbahce bu kadar kötü bir rakip bulsaydi sonuc ne olurdu ? Tarihi hezimet. ? Peki bu kadar kötü yakalanilmis bir rakip karsisinda baliktan bir golün disinda Umit Karan'in direkten dönen topunun olmasi biraz anormal degil midir ?

Galatasaray, hirsiyla, iki kisilik oynuyla, rakibi oynatmayarak galip gelmistir, super futbol, organize ataklar ile degil. Bunu becerebilecek kadro yapisina sahip degil takim. Baris Özbek, cok kostu. Presin bu denli etkili olmasinda önemli bir rolü vardi sahada. Velakin kaptigi toplarin yarisindan fazlasini bizzat kendisi bosa harcamistir. Bu oyunu akliyla oynayamayan, fazla da yetenegi olmayan bir futbolcudur. Kendisinden beklenmedik tek bir hamle olmadigi gibi, yer yer sayica az yakaladigi rakip karsisinda sacmalayarak kapilan toplarin pek de hayrini görememistir takim.

Derbide göze hos gelen, Galatasarayin iyi oldugu tek konu pres ve savunma adinadir. hucum gücü adina yok denecek kadar etkisizdir.Nonda'nin da gol olmayacagini önceden kestirebildigimiz sutu disinda yaptigi tek akilli hamle alamayacagi kafa topuna cikmayarak rakibin hatasini degerlendirmistir. Ben bunun disinda Nonda'nin yaptigi önemli bir isi sahada göremedim. Umit Karan da keza golcü olarak degil defans anlaminda gerilere kadar gelip mücadeleci gücü ile alkisi almis, macin en önemli oyuncularindan olmustur. Velhasil iyi bir mac olsa da hucum ve futbol adina super islerin de olmadigi bir derbidir eni sonu.

Önemli olan üc puan idi, onu da aldik derseniz ortak olurum..

Fenerbahceyi sahadan sildi, sahada yoktu gibi bir cikarima da "ok" deriz..

Velakin Takim üst düzey futbol oynadi derseniz, uc puanin sevinci der gecerim, asla katilmam..

Unutulmaz Goller #2



Kaspar Bögelund'un attigi bu gol 2005'de Bundesliga'da yilin golü secilmistir.

Bundesliga'nin Ortalama Seyircisi.


Daha liglerin bitmesine var fakat cok fazla bir degisiklik olacagini sanmiyorum. Dortmund seyircisi özellikle Bayern macindaki tavri nedeniyle ilgimi cekti. 5-0 yenilirken dahi sanki öndeymiscesine cesitli sovlar düzenlemeleri.. Bu yüzden bu ayin 17.sindeki son maca ufak bir ziyaret gerceklestirecegiz. Haftasonu ise Greuther Fürth'ün macina ailecenek.. Su an icin ikinci lig cok daha cetin geciyor.. insanlarin pek cogu Bayern macina neden sürekli gitmedigimi sorgular. Stadin kapasitesi 69 000. Eh ortalamasi da ayni. Yani her maci kapali gise. Kolay degil. Önce siz ortalamayi alin, sonrasinda Fürth ve Dortmund seyircisi hakkinda iki kelam ederiz..




# Klup
Toplam Mac Ortalama
1 Borussia Dortmund Borussia Dortmund 1.023.746 14 73.125
2 Bayern München Bayern München 1.035.000 15 69.000
3 FC Schalke 04 FC Schalke 04 918.700 15 61.247
4 Hamburger SV Hamburger SV 823.999 15 54.933
5 VfB Stuttgart VfB Stuttgart 750.700 15 50.047
6 Eintracht Frankfurt Eintracht Frankfurt 726.300 15 48.420
7 Hertha BSC Hertha BSC 676.527 15 45.102
8 1. FC Nürnberg 1. FC Nürnberg 647.909 15 43.194
9 Werder Bremen Werder Bremen 603.446 15 40.230
10 Hannover 96 Hannover 96 601.880 15 40.125
11 Karlsruher SC Karlsruher SC 434.353 15 28.957
12 MSV Duisburg MSV Duisburg 368.921 15 24.595
13 VfL Bochum VfL Bochum 364.570 15 24.305
14 VfL Wolfsburg VfL Wolfsburg 356.921 15 23.795
15 Bayer Leverkusen Bayer Leverkusen 337.000 15 22.467
16 Arminia Bielefeld Arminia Bielefeld 314.900 15 20.993
17 Hansa Rostock Hansa Rostock 296.000 15 19.733
18 Energie Cottbus Energie Cottbus 259.427 16 16.214

Toplamda 10.540.299 270 39.038

27 Nisan 2008

Azmin Zaferi.!



Fenerbahce karsisinda Galatasaray tüm yil boyunca üstün bir oyun sergiledi. Sadece Kadiköydeki ikinci yari haric her zaman üstün olan taraf Galatasaray idi. Üstelik dikkatli bir sekilde incelediginiz vakit rakibi avrupanin devlerine tas cikartirken Galatasaray yil boyunca cok da güzel bir futbol ortaya koyamamis, türlü türlü talihsizliklerin yasanmasi sonrasinda Fenerbahcenin karsisina cikmis, velakin kadiköydeki ikinci yari harici her zaman Fenerbahce'den oyun olarak üstün olmus. Bana göre bunun altinda iki takim arasindaki en buyuk farkdan kaynaklaniyor. Yerlilerden kurulu olan Galatasaray takiminin futbolculari, Fenerbahce macinin önemini rakibine oranla cok daha iyi kavradigi icin iki kisilik mücadele etmesi sonucu sürekli galip gelmis, kupadan elemistir. Baska türlü aciklamasi oldukca zor. Fenerbahce de avrupada ve ligde rakibi döktürürken Johsnon'un attigi gol ile bu gibi galibiyetler elde etmistir velakin hicbir zaman üstün oynama gibi tuhafliklar peydah olmamis. Ben tüm bu iyi oynama serisini derbinin önemini algilayip ona göre istah ile sahaya cikan oyuncularin ekstra motive olmasina bagliyorum.. ---->

Karlsruhe - W.Bremen Maci


Karlsruher SC - Werder Bremen - Borges

Mesut Özil'in Bundesligadaki 39. macinda attigi ilk golü.

Lincoln Derbide Yok.!




Okkali bi küfür salladim sabah sabah.. Tüm günümü rezil etti bu haber. Beni dahi "lincoln" konusunda cileden cikardi. bu nedir aciklamasi cok da olmayan bir durum. Citkirildim olmasi, sürekli sakatlanmasi..

Galatasaray'a gelmeden önceki sezon 34 bundesliga macinin 23'ünde oynamis. Oynamadigi on macin besi kirmizi karttan.. 23.haftada schneider ile olan muhabbetinden bes mac ceza aldi.. Bunun disindaki sekizinci haftada bes maclik sakatlik söz konusu. Ondan önceki sezon da 34 macin 29'unda forma giymis ligde. Hepsi bu..

Derbilerin buyuk bir kismini sakatlik nedeni ile kacirdi.. Bir mac abuk subuk bir disiplin cezasi nedeniyle kosede kaldi.. Diger mac Volkan Ile olan munasabetinden oynayamadi.. Trabzon macinda frikik'i düdk calmadan öncede kullandigi icin cezali duruma düstü. Simdi de sakat. Bir sey olacak, sakatlik, kirmizi kart, sari kart cezalisi olma durumu. Adam ne varsa yasadi bu sene..
Son antrenmanda nasil sakatlanir bir adam ?

Dün Derbinin güzelliginden, sonucu ne olursa olsun öncesinde insana yasattigi havasindan bahsediyordum. Eh, boyle tutkulu olan bir durumun her zaman diger tarafa dogru kayma riski de mevcuttur. Böyle kahroldugumu hatirlamiyorum, maca bile zor gidecegim, o derece..