30 Nisan 2008

Thierry Henry




Futbol kardes, bu kadar cabuk tüketirmisin sen evlatlarini..? Sekiz yil boyunca dünyanin en tehlikeli forveti olarak yer ettikten sonra su duruma düsürmeye utanmiyor musun arkadasim sen evladini ? Iki yilda bitiriverdiler futbolun o koca tarihinde benzerlerini parmakla sayacagin kadar az olan evladini..

Aslinda hikayesi bizim hakan sükür'ün Juventus'a transfer edilmek istenmesi ile baslar.. Lippi her zaman Hakan Sükür'ü almak istemistir, Juventus'da yapamadi, inter de kacirmadi. Bilirsiniz belki, Sükür italyaya kadar gitmisti, italyanlar buraya geldi. Buyuk transfer olarak bakiyorlardi.. Düsünün ki son anda Hakan Sükür'ün biraz da olgunlasmamis karakterinden kaynakli darbe yiyince bu olayi da biraz kapasin, hem de eksik giderilsin diye iki adam aldilar. Esnaider ve hemen arkasindan Fransiz Thierry Henry.. yilini doldurmadan Arsenal'e sutlandi ve boyle basladi aslinda hikayesi..

Ilk yilinda 17 gol atmistir Arsenal de ama hicbirisi basit/siradan gol degildir. Ben hic basit/siradan bir gol atmam der o.. Gerd Müller gibi diye ekler sonuna. Ama istemistim cok. Monaco'da iken diyor Trezeque ile beraber oynardik. Top direge carpip geri geldiginde hep onun önünde dururdu, benim önümde hic durmazdi. David'e soyledim, yer degistirelim diye.. Sonuc yine degismedi, bu sefer direk sonrasi top öbür tarafa düsmeye basladi. o basit golleri atamadik hic diye devam ediyordu konusmasina..

Bilmem kac tane gazeteci sikistirmaya basladi sorularla.. "Fakat ama" diye baslayan onlarca soru.. Neden gülmüyor, neden onu neden bunu yapmiyor gibi.. France Football'a acik ve net olarak soyle buyuruyordu gelen baskilardan dolayi..

"..arkadaslar, ben buyum. Ben oldugumdan baska bir sey olamam, üzgünüm beni babam boyle yetistirdi"


O hem göcmen bir ailenin ve ayni zamanda Paris'in arka sokaklarinin yetistirdigi bir adamdi. Aksam eve gelip "bugün gol attim" baba dedigi zaman, babasi ona daha cok pas vermeliydin diye öykünürdü. Thuram sakayla karisik cokca zaman ona hayati ve babasinin bu sözünü cok fazla ciddiye almamasi gerektigini hatirlatirdi milli takimda asist sevdasi nedeniyle kacirdiklarindan dolayi..

-"titi, her seyi bu kadar ciddiye alma.."

-"biliyorum biliyorummmm"

Gercek bir futbol tutkunu o. Mac ve Antrenman disinda sürekli mac seyreder. Fransa ikinci ligi, ingiltere ücüncü ligi, Bundesliga'dan Hollanda ligine kadar.. Ispanyada Marca gazetesinin 11 soruda henry geyigine cevaplar veriyor. En son seyrettigin sey'in Henry'deki cevabi fransa ikinci ligi Angers Amiens maci. En cok seyretmekten keyif aldigi Sochaux diyor.. "Cok iyi oyunculari yok ama muhtesem top ceviriyorlar ve hayran olmamak elde degil. Ha bir de Stutgart.. onlari da unutmayin, bu cocuklar cok iyi." O sadece kendisini seyretmeyi sevmiyor televizyonda.. Bir istinasi var ama.. Bir kere yaptim diyor, videosunu özel istetmis kendi macinin.. Arsenal'in Inter'i 5-1 yendigi mac. Böyle zaferler her gün yasanmiyor cunku diye ekliyor..

Ronaldinho sürekli güler, ben gülmem fazla. Bu aslinda hicbir zaman tam anlamiyla mutlu olamadigimdan kaynakli bir gelismedir der simdinin zirtapozlarin aksine asil yürekli adam.

Bacelona ile Sampiyonlar Ligi finali oynadigi zaman Laporta onu almak icin her seyi denedi, söz bile zorlama ile aldi. Lakin Lehmann'in kirmizi karti sonrasi yenilen Arsenali o sekilde birakamadi. Belki o zaman cekip gitse simdi cok baska olacakti kuskusuz. Bir yil sonra onu degistiren olaylar silsilesi basladi. Önce karisi ile evde anlasamiyor, bir devreyi sakat olarak geciriyor ve yeni yapilanma icerisinde sürekli sorun yasiyordu, günlük yasami artik zora girmisti. Ve hala Laporta ona gülücükler yollamaya devam ediyordu. Arkadasim dedigi David Dein de olmadigi zaman geriye dönüp tekrardan gülmek yerine daha kolay yolu tercih etti.. Cekip gitti. Görüntüde o fantastik dörtlüyü tamamlamak üzere "star" olarak transfer edildi, gercekte ise londradaki sorunlarinin tamamini arkada birakmak üzere yola cikmisti. Bu yüzdendir ki gelir gelmez üst üste skandallar, sorunlar basgösterdi. zira öyle yürüyerek, kacarak sorunlardan kacilamayacagini su satilarin yazari da iyi bilir..





Old Trafford'da isliklaniyor.. Sebebini merak edenler icin son görüsmeleri.



Arsenalde ve hatta Barcada yasadigi sorunlarin bir kisminin da kendisinden kaynaklandigini belirtmekte yarar var. Bergkamp takimda iken takima monte edildi Henry. Onunla beraber iki forvetimsi yapida iki oyuncuydu, onun gidisi sonrasi kendi alaninda yalniz kaldi. Kimi zaman ortasahadan topu alip gole kadar giden oyun yapisi bir yana, kaptanligi, takim icinde olan hakimiyeti bir baska sorun oldu. Fabreagas, Henry bizi kurallara uygun bir sekilde sürekli korkutuyordu. Biz ona oynamaya zorunlu kiliniyorduk,öyle inandirmisti bizi" diyordu gidisinin ardindan.. Bunu barcada becermek biraz zor. Öncelikle oyun yapilari birbirlerinden farkli. Arsenal dikine oynayan bir takimdir, adam kaciran ve orta sahanin arkasindan oyunu kurar.. Barcelonada top sagdan sola, soldan saga dogru yayilmaci bir sekilde gider. Insanlar kosmaz, kosturulmaz top kosar ve sürkeli bir pas trafigi akisinda bosluk yakalama derdindedir .. Yakalandigi anda oraya hizli bir sekilde iletilir paslar, goller vesaire. Henry bu uyumsuzluk sonrasi her ne kadar "Barca'nin bana degil benim barcaya uymam gerekir" gibi demec verse de özde bir seyler beklediginin de belirtisiydi. En azindan sorunun biraz da oyun sisteminden kaynaklandigina dair tespit yapiyordu.

Büyük basarilar, cok baska acidan "Basarisizliklarin" da teminati oluyor artik. Özellikle henüz neyin ne oldugu kavrayamadan bu gerceklesiyorsa.. Fatih Terim ya da Rijkard boyle basarilara hazirlikli degillerdi. Dolayisla basariyi yakaladigi sistemi degistirebielcek gücleri yoktu. Terim'in Felipeyi harcamasi bir acidan Henry'nin yokolmasi ile ilintilidir. Basarili olmus sisteme uyumsuz kalan basarili ve yetenekli futbolcularin yokolmasi.. Lippi, en önemli zamanda kendisine ve halkinin kemiklesmis futbol yapisina ters oranda hareket edebilecek kabiliyete ulastigi icin italya milli takima finale yükselmis ve akabinde kupayi alabilmistir. Velakin Rijkard, geldigi zaman birbiri arkasina transfer ettigi ofansif orta sahalar varmis gibi 4-3-3'de israr edip Henry'i koseye civiledi. O zaman hem forvetin azligi ve ayni zamanda AMC dedigimiz oyuncularin coklugu nedeniyle mükemmel bir sistem olarak isledi. Ve Fantastik dörtlü icin Henry'e basvuruldu. Henry'nin dedigi gibi, Fantastik Dörtlüyü izlemeye gelen sinemaya gitsin. Zira yok oyle bir sey. Henry Sistem, Ronaldinho Seks alemi, ask ve Messi de sakatlik kurbani olunca.. o Fantastik dörtlü Yaya Toure, Eric Abidal,Deco'dan iniesta'dan olusmaya basladi. Yer yer Messi'nin katilimi,Iniesta'nin muhtesem formu,Krkic'in uyumu biraz hava katsa da beklenilenin cok altinda oldugunu soylemeye gerek yok elbette..

Devamliliktan yana bir insan olarak Rijkard'in gönderilmesine taraf degilim ama Henry'nin baska da kurtulusu yok gibi duruyor. Kötü oldugu icin degil, yukarida da bazi nedenleri belirtilmis durumlardan dolayi bugün oynayamiyor o sadece. Yoksa..

yedi yilda ingiltere premiere liginde ciktigi 254 macta 174 gol atan bir futbolcudur. Futbolculugunu sorgulayacak olacak adami futbolun kendisi idam eder.

Hiç yorum yok: