22 Aralık 2010

" 1 "






Neyin biri ? İlişkinin birinci yılı.. Bir şekilde kutlanmalıymış filan.. Şöyle bir baktığınız vakit bu günler hiç bitmiyor. Birinci haftayı, 25.gününü kutlayacak kadar psikopata bağlamışlardan bahsetmiyorum olağanı dahi çok yorucu.. Doğum günüdür, birinci yıl ve arkasından sevgililer günü derken liste uzayıp gidiyor..

Bunların benim için hemen hepsinin bir anlamı yok aslında ama güzel şeylere bahane olması açısından sesimi de çıkarmam, gerekeni de mümkün mertebe yapmaya çalışırım. Birinci yıl olsa ne olur onuncu yıl olsa.. Ama işte bir yemek yeriz, daha fazla vakit geçiririz ve sonucunda 'kötü' bir sonuç doğurmuyor. Lakin bunların hatırlanması ile ilişkiye verilen değerin bir tutulması beni çileden çıkarmaya yetiyor da artıyor.

Dünyanda en çok sevdiğim insanın doğum gününü hatırlamayabilirim ve bu benim sevdiğim insandan ziyade doğum günlerinin içeriğine yaklaşımımla ilgilidir. Bu gerzekçe anlayıştan lütfen vazgeçelim artık. Kutlama olsun, daha fazla yemekler, hediyeler eyw.. Ama şu değerı kimi günlerin hatırlanması üzerinden görme saçmalığından uzak duralım. Seni seviyorum cümlesi olmadığı zaman sevgiyi algılayamayacak öküzler için üretilmiş olduğunu düşünürüm.

Uzatırsak eğer bu gibi simgesel bazda değer ya da sevgi belirtgeçlerinin kimilerinin işine geldiğini de söylemek isterim. Seni Seviyorum'la insan severler, ilişkinin 20.haftasının kutlanması ile değer gösterirler.. Geride kalan onlarca günün içerisinde göserilen hal ve tavırlar ise analiz için yeterli değildir zaten... töbe töbe..

Bir de anlaşılamıyorsunuz aslında. "Hiç taviz vermiyorsun " ya da bazen yeteri kadar fedakarca bir tutum sergilenmediğine dair eleştiriler filan.. Şimdi desem ki eşe dosta bugün Galatasaray Antep kupa maçını seyredemeyeceğim .. Ne oldu kim öldü derler... Ama bakın bugün Antep maçından tutun da Skibbe'min Aachen ile yapacağı kupa maçından, ilk raundu 5-3 bitmiş Stuttgart Bayern maçının rövanşına kadar hepsini seyretmeyeceğim..

Karşılığında ne olacak ? Şu:

Alt tarafı bir maçı kaçırdın diye...

Böyle böyle insanlar kaderin kurbanı olup yıllarını tek başına bir yerlerde geçiriyorlar..

13 yorum:

Pan Monroe dedi ki...

ya bırak, unutmuşun yengeye hediye almayı; burda hayatı sorgulama. git dükkanlar kapanmadan incik boncuk falan al :) Yaşlar gelmiş 30'a, hala kadınların değer yargılarını mı sorgulayacaz?

Borges dedi ki...

Pan Monroe: ehehehe yok yok unutmadım bir şeyi;))

Genelde bugün böyle bir sorunum da yok, çoganlayışlı bir insan ile beraberim ama diğerlerini ya da geçmişte çekilen çileleri de unutmamak gerekir..

Ne bileyim bunu birisi okur, şunu hatırlamadı diye beni sevmiyoooo geyiği yapmaz belki diye yazıyoruz biz;)

ugur dedi ki...

ya abi katılıyorum sana tamamen. ama sen ve ben gibiler yalnız yaşlanıyor bu dünyada işte.

bilmiyorum izledin mi tiyatrosunu ya da okudun mu hiç kitabını ama hayata felsefi olarak böyle bakan çok sağlam bir adamı tavsiye edeyim. Giordano Bruno...
eyvallah

Adsız dedi ki...

Yaşla alakalı heralde eskiden 25 ten önce 1 ay oldu 1 yıl oldu hafta sonlarını iple çekiş kıpır kıpır olması
25 den sonra yuh lan ne zaman 1 yıl oldu ne çabuk geçti
1 haftasonu dokunmasada sabahdan akşama yayılsam tv nin karşısında asosyalliğin dibine vursam kafamı dinlesem
yaşlılık belirtilerimidir nedir çözdüm de çözemedim.

umutation! dedi ki...

şu yazıyla artık tescillendi: internet alemindeki ruh ikizimi buldum ben =)

nematod dedi ki...

bir arkadaşımın "kadınlar mutlaka okusun" uyarısını dikkate alıp okudum bu subjektif bakışı ve bir kadın olduğum için cevap hakkı doğmuş oldu bana.
birbirinizi pohpohlayarak deşarj oluşunuzu izlemek çok matrak gerçekten:)
de çoğunuzun bu konuşmayı sevgilisine "ben unutmadım ki zaten sürpriz yapacaktım" diye özetlediğine eminim. cesaretiniz yok, sorununuz bu..
eğer çok dert ediyorsanız bu tavırla derdinizi anlatır karşılığında da ya terk edilirsiniz ya da tokat gibi gerçekler yüzüne vurulduktan sonra düzelmeye karar vermiş bir sevgiliniz olur artık..
şikayet etmeyi seven sizsiniz, çünkü konuşup çözmek sizin tavrınız değil!
saatlerce futbolcuların, basketbolcuların boyu, kilosu, cinsel hayatına bağlı kondisyon düşüklüğü vs. hakkında konuşabilen sizler, iş ilişkiyle ilgili bir konu konuşmaya geldiğinde "konuşmayı sevmiyor" olursunuz, yani siz korkarsınız!
yalnız yaşamaya mahkum olmak değil sizinki, sorunsuz bir ilişki götürecek kadar kendine güvenen ve güçlü kadınlardan korkuyor olmanız.. çok azınız ya (kendinden ödün vermek pahasına da olsa) bu durumu tolere ederek hayatına 2 kişi devam eder ya da güçlü kadına tahammül etmeyi öğrenir.
karşınıza başka türlü kadınların çıkmayışını kadınların tek tipliğinde değil kendi beğenilerinizin, arayışlarınızın sığlığında, aynı oluşunda ve bunlarda inat edişinize bağlayın bence!
yüzeysel ilişki yaşamak isteyen erkek yüzeysel ilişki yaşamak isteyen kadın bulur.(ve tam tersi)
inanın, sizin bir günü unutuşunuza aylarca yas tutmaktan başka yapacak daha iyi işleri var çoğumuzun. kendinizi bu kadar önemsemeyin.
mesela siz nasıl bizim yüzümüze canım cicim deyip arkamızdan "manyak bu karı yaa" diyosanız emin olun biz de çoğu kez sizin "gerizekalı" olduğunuzu düşünüyoruz:)
yalvar yakar tavlayanlarınız da ayrıldıktan sonra anıra anıra ağlayanlarınız da, "sibeeel, seni çoh seviyom, nolur geri dön sibeeeeell" diye rezillik çıkaranlarınız da böyle bir araya gelince "yeminnen benim manita da aynısını yapıyo, bırakçam zaten yaaa" diye gaza geliyosunuz. hodri meydan, çıkıp yüzümüze söyleyin hadi!
he, psikopat kadın da vardır elbet, ama bir düşünün, deli deliyi çeker!

nematod dedi ki...

bir arkadaşımın "kadınlar mutlaka okusun" uyarısını dikkate alıp okudum bu subjektif bakışı ve bir kadın olduğum için cevap hakkı doğmuş oldu bana.
birbirinizi pohpohlayarak deşarj oluşunuzu izlemek çok matrak gerçekten:)
de çoğunuzun bu konuşmayı sevgilisine "ben unutmadım ki zaten sürpriz yapacaktım" diye özetlediğine eminim.
cesaretiniz yok, sorununuz bu.
çok dert ediyorsanız bu tavırla derdinizi anlatır karşılığında da ya terk edilirsiniz ya da tokat gibi gerçekler yüzüne vurulduktan sonra düzelmeye karar vermiş bir sevgiliniz olur artık..
şikayet etmeyi seven asıl sizsiniz, çünkü konuşup çözmek sizin tarzınız değil!
saatlerce futbolcuların, basketbolcuların boyu, kilosu, cinsel hayatına bağlı kondisyon düşüklüğü vs. hakkında konuşabilen sizler, iş ilişkiyle ilgili bir konu konuşmaya geldiğinde "konuşmayı sevmiyor" olursunuz.
yani siz korkarsınız!
yalnız yaşamaya mahkum olmak değil sizinki, sorunsuz bir ilişki götürecek kadar kendine güvenen ve güçlü kadınlardan korkuyor olmanız..

Borges dedi ki...

nematod: Çok yanlış yere çok yanlış içerik arkadaşım, vaktinize yazık.

1. Burasını bugün birinci yıl dönümümüzü kutladığım kız arkadaşım da okuyor,diğerleri de o da bu da. okudu da.

2- Mesele kadınlar erkekler değil bir algı problemi. Belirli bir algıdan bahsedebiliriz ama onun cinsiyeti illa ki kadın olacak değil.

3- Güçlü kadın zayıf kadın nedir ki ? Hayatıma kaç kişi devam ettiğimi biliyor musun ya da tüm bunların konuyla ilgisi nedir ?

Bence bu yazının kadınlarla değil sizin erkeklerle ya da onların şikayetleriyle sorununuz var ve çözüm yeri burası değil maalasef.

Birilerine kızmışsınız ama niye, neden anlamadım. Gidin doğru yere kusun lütfen..

Bunca vaktimi alan bir yerin kızarkadaşımın okumayacağını düşünmeniz gerçekten tuhaf aslında.

İyi bakın kendinize ve sıkmayın canınızı bu kadar.

Unknown dedi ki...

nematod:
adam kendi kendine birşeyler paylaşmak istiyor. Bunları okuyup derin feminist hayat felsefeni paylaşmak lütfen ama lütfen...

git kendine bir erkek arkadaş bul..

Pan Monroe dedi ki...

kadınların en sevdiğim yönü; ikna olma adına koşullu olmaları. Bir kadın ya ikna olmuştur, ya da olmamıştır kısacası. Sizin bu yolda yaptıklarınız kendinizle ilgilidir. (nematod ablayı bağımsız tutuyorum, o başka bir insan)

Biz erkekler, sincapsı yapımızla bu yüzden güzel varlıklarız. Biz maç izlerken de dinliyoruz kadınları, hatta bunu düşünüyoruz da.Üzülüyoruz da. Bizim fazlasıyla zaafımız var ve bunu gizleme konusunda çok başarılı olduğumuz söylenemez.

(nematod ablayı bağımsız tutuyorum, onları dinlerken maç izlemiyoruz. ama maçı düşünüyoruz )

varol döken dedi ki...

yorumların blogun kendisinden fantastik olduğu yerlere bayılıyorum en çok...

nematod dedi ki...

borges: yazımın muhatabı doğrudan senin yazın değil ve sen değilsin, yanlış kişiye yanlış tepki arkadaşım. senin de vaktine yazık, ama haklısın benimkine de yazık:) bu arada bu içeriği buraya taşıyan ben değilim, dediğim gibi bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine okudum.

1- "çoğunuzun" derken "hepinizi" kastetmedim, bence türkçeyi iyi kullanırım;) senin sevgilin okuyordur, birinin sevgilisinin hiç haberi yoktur, bunu gözeterek zaten baştan çoğunuzun dedim.

2-mesele bence de kadınlar erkekler değil. yazının konusu şu: bunu tüm insanlar yapar ve bu yanlıştır. bu konunun taraflarını şöyle ayırabiliriz: bunu yapan erkek/kadın ve bunu yapmayan erkek/kadınlar. ben de bir tarafım, yazdım, yazının kadın tarafını ele alıyor olmasının sebebi bir kadın tarafından yazılmış olmasıdır:) yazı dilim biraz sert belki ama içeriği kaçırmamak lazım bence:)

3-güçlü kadın dediğim varlığını başkasının varlığı üzerinden tanımlamayan, kendi var olabilen kadındır.(bu erkek için de aynı tanımdır). dolayısıyla güçlü insanlar ilişkilerinde detaylara boğulmaz ve içeriği kaçırmaz:) hayatına kaç kişi devam ettiğini bilmiyorum zaten yazının o kısmının muhatabı sen değilsin, yalnız yaşlanmaktan dert yanan uğur:)

haklısın, bence de bu yazının kadınlarla ilgisi yok, yapılan yorumların kadınla ilgisi var:) benim de erkeklerle ilgili sorunum yok, kadınları kendi öznel koşullarıyla var olamayan bireyler olarak kabul eden erkil zihniyetle sorunum var. ama ben senden farklı düşünüyorum bence burası da bir çözüm alanı, tanımadığım insanlara da ulaşabiliyorum, internetin en güzel yanı da bu,zaten sen de bu yüzden yazmadın mı bu yazıyı;)

berk: yazının başını tekrar oku lütfen. ben buraya yönlendirildim. konuya dahilliğim buradan yani. acaba birileri kadınlar hakkında ne yazıyor diye site site dolaşan feminist bir internet polisi olduğumu düşünmedin herhalde:) bu arada evet ben bir feministim ama, radikal feminist akımından değilim, yani erkeklerle hiç bir sorunum yok, buna sevgilim de dahil;)

Thieboudienne dedi ki...

hocam nematod adlı bayan arkadaş dolmuş; biraz içini dökesi gelmiş. sana patlamış.

ya kardeşim şı ilişki kadın erkek muhabbeti filan üzerinde bu kadar durulacak bir mevzu değil. kadınlar bu konuda cok cak cak yapmayı seviyor. dünya edebiyatından karı kız mevzuunu çıkarsak geriye bir hiç kalır. halbuki kendisi de incir çekirdeğini doldurmayacak bir mevzu.

benim kız arkadaşım doğum günlerine çok önem verir ama ikimizin de ortak arkadaşı olan bir diğeri ise doğum gününü filan sallamaz.