31 Ocak 2012

Kazım & Necati



Hayatım Futbol dergisinde "neden" köşesi var. En çok bunu Kazım için istedik ama aramızdan herhangi birisi Kazım'ın neden üst düzey bir takımda ilk onbir başlaması gerektiğine dair ayrıntılara ulaşamadı. Asla ve asla kötü bir futbolcu değil ve potansiyeli nedir hala tam olarak anlamış değiliz. Saha dışını da bir kenara bırakın, son bilmem kaç ayda saha içerisindeki ortalaması nedir?

Kazım'ı Daum oynattı, Terim milli takımda oynattı,Hiddink de keza aynı şekilde ondan uzunca süre vazgeçmedi. Aykut Kocaman ise saha dışı ve aslında içi disiplinsizliği nedeniyle ondan vazgeçti ama kadroda olduğu vakit oynama şansı her zaman buluyordu. Hemen herkes onu oynatmak istedi ama oynadığı süre boyunca zaman zaman önemli performanslar gösterse de uzun sürece yaydığınızda elinizde çok bir şey kalmıyor.

Fenerbahçe'nin başarılı olduğu şampiyonlar ligi serüveninde önemli bir yardımcıydı ama asıl eleman olamadı. Daum misal onu Galatasaray derbisinde merkez forvet olarak görev verdi ve Galatasaray'ın iki stoperini birden kilitledi. yer yer kenarda önemli işler de yaptı ve fakat toplamda borges hayalindeki ilk on bire koyar mısın dersen, cevabım hayır.iyi bir yedek ama bugüne kadar gösterdiğine bakıp da ona bir kenarı teslim etmem.

Bugün her şeye rağmen en kötü iyi bir yedek olabilecek iken Olympiakos'a kiralandı. Bunun arkasında ne var bilmiyorum zira içeriden gelen bilgiler yabancıların en çok sevdiği oyuncu olması ve yabancı-yerli oyuncular arasında köprü görevi gördüğüdür. İstikrarsız bir şekilde üst düzey yeteneğini sunup istikrarlı ortalama oyuncu olarak görev yapan Kazım zor zamanlarda kesinlikle kayda değer işler yapacak iken 900 bin avro gibi bir bedel karşılığı gönderilmesi bana göre Kazım'ın isteği sonucu gerçekleşmiştir. Terim şu zamanda böyle bir şey yapıyorsa çok önemli bir gerekçesi vardır ya da dediğimiz gibi Kazım'ın bir isteğidir. Geldiğinde de aman aman muhteşem bir beklentim olmadığından olsa gerek geldi ve sorunsuzca da çekip gidiyor. Neden geldin demedim neden gitti de demeyeceğim gibi..



Hagi'nin ilk döneminde Necati-Hakan Şükür zamanı oldukça iyiydi. Galatasaray'da iyi işler yaptı, olumlu iz bırakmıştı. Kaliteli bir forvet ve şu zamanda kesinlikle iş görür. Yaşı 32'ye doğru gidiyor. Kadroya baktığınız vakit Riera oynadığında ortalama 28 zaten. Bugün başarı şart. Şampiyonlar ligine bugün girmek ve yarın gitmek arasında 30 milyon fark var. Dolayısla Galatasaray geleceğin takımı adına yıllarını heba edecek durumda değil ve acil başarı için sene başından bu yana hep garanti transferlere yöneldi. Elmander-Melo-Selçuk-Ujfalusi-Eboue.. Bunlar size beklentinin üzerine muazzam performanslar göstermez belki ama ortalaması dahi her zaman Türkiye Süper Ligine yetecek kalibrede oyuncular. Sürprize fazla yer yok zira vakit dar.. Necati de bu açıdan bakarsak önemli ve başka açıdan performans garantisi veren bir yatırım..

3 yorum:

raul #7 dedi ki...

Nobre ye çullansalardı bence bit pazarı misali,o da Türk statüsünde ne de olsa

M.Cagdas dedi ki...

Ben Kazim'i elinde kupayla hayal edemiyorum. Hic bir zaman sampiyonluga ya da Avrupa'da basariya gidecek bir takimin yapi tasi olacak gibi de gozukmuyor. O futbolcu karakteri yok sanirim, bir daginiklik, umursamaz bir karakter. Kafasinda futbolla yatip kalkan bir adam gibi degil. Su durumda GS sampiyonluga giderken ayrilmak istemesi de bunu dogruluyor sanirim. Her ne olduysa olsun, takim su havayi yakalamisken ayrilmak istemek (ve gittigin takim Olimpiakos), gercekten garip.

Devil dedi ki...

keşke transfer döneminde tottenham'da fazla forma şansı bulamayan ve huzursuzluğunu dile getiren bizim eski dostumuz gio dos santos'u alsaydık...
en azından girişimlerde bulunsaydık :)