21 Mart 2012

The Vazgeçilmezler!



Almancası da karizmadır, sportbild atmış bu başlığı dergisine. "Die Unverzichtbaren". Yani diyor ki takımın vazgeçilmezleri! Kimle başlıyoruz? Elbette Sebastian Kehl..

Sebastian Kehl!

Ağustos 2010'dan bu yana onun forma giydiği hiçbir maçı Dortmund kaybetmemiştir. Çok az insan bu harika Dortmund takımının kötü başladığı sezona İlkay'ın çıkıp yerine bu Dortmundluların gerçek anlamda taptığı oyuncunun girmesiyle Nuri'sizliği giderebildiğinin farkındadır. Çok az insan yine Kehl'in çok üst düzey bir oyuncu olup sakatlıkları nedeniyle gündemden kayıp gittiğinin farkındadır yine.. Nuri'ye bile tercih edilmezdi oynadığı vakit ama sakatlıklar.. Neden her zaman ama her zaman en çok sevilen isim Kehl olmuştur anlatayım ben size.

Hannover çıkışlıdır ve Freiburg'da geçirdiği 2 yıl onu parlatmış ve haliyle hemen Uli Höness atlamış üzerine. Deisler'de olduğu gibi sözleşmesini uzatmayıp Bayern'e gelmesi için eline yüklü miktar para da sıkıştırılmış ve fakat Kehl ne yapıyor? Dürüst bir şekilde o parayı geri verip Dortmund'a transfer oluyor. Sonrasında milli de oluyor genç yaşında kaptan da her şey de. O Salihamidzic ile yaşadığı ağır sakatlık sonrası ise kendisine bir daha gelemiyor. Geçen sene sadece 6 karşılaşmada yer aldı. Bir açıdan Nuri'nin bugün bu durumda olması buna bağlı zira eğer Kehl olsaydı belki Nuri sonradan girip çıkan oyuncu dahi olabilirdi.. Kehl hakkında daha çok yazasım var ama sonra..



Bastian Schweinsteiger

yaşamı boyunca Louis Van Gaal'e teşekkür etmeli derim ben. Zira o Schweinsteiger'i öyle bir dönüştürdü ki mevkisinin dünyada en iyi ilk üç oyuncusu arasına giriverdi.Muazzam oynuyor, çok yetenekli ve takıma çok faydalı. Lakin Bayern onsuz kazanamıyor ve bu aslında sadece futbolculuğuyla alakalı değil. Kahn'ın sürekli eleştirdiği "o takımın lideri yok" sözünü yuttururcasına liderlik etmeye başladı ki bence hem Alman milli takımının hem de Bayern'in gerçek kaptanı Schweinsteiger'dır. Bu yüzden onsuz Bayern zor kazanıyor ve son zamanlarda bu rolü Ribery ondan çaldı. Performans olarak değil karakter olarak. Yenilgiye isyan eden, arkadaşların performansını yukarı çıkaran ve saha içerisinde pes etmeyen görüntüsü ile Ribery yardıma koşmasa işi zordu Bayern'in.. Onun oynamadığı Dortmund,Mainz,Leverkusen maçlarında Bayern yenildi.Freiburg'a iki puan bıraktı.. Bayern'in vazgeçilmezi Schweinsteiger..



Klaas-Jan Huntelaar

Ben bayılırım klasik dokuz numaralara. Gomez 1 Huntelaar 2.. gel gör ki bu oyuncular artık oyunun içerisinde de var ve ceza sahasının dışına da çıkabiliyorlar. 73 maçta 73 gol atan Gomez'in yanı sıra Schalke'nin vazgeçilmezi Klaas Jan Huntelaar: 38 resmi maçta 38 gol!
Sağ,sol ayak, kafa, kıç, tırnak,göbek ve omzu dahil olmak üzere her şeyiyle gol atan oyuncular.

Her şeyin dışında oyunu teknik direktörler için kolaylaştırıyorlar.Kenar adamları eskisi gibi kanat adamı olmasa da hücumcu bekler bu oyuncuları çok iyi besliyor. Fuchs ile kurduğu bağ inanılmaz. Onun ortaları, Huntelaar'ın golleri.. O varsa bazen çok fazla çaba da gerekmiyor gol için. Topun altına biraz olsun inebiliyorsanız gol ile burun burunasınız demektir. Yine bu oyuncular varken kenardaki Farfan-Ribery-Robben gibi oyuncuların üzerine rakip iki defansını gönderemez zira burası her daim sıkı bir şekilde tutulmak durumundadır allah muhafaza birisi topun altına iniverir sonra.. de mi..



Claudio Pizarro

O kadar çok Pizarro övgüsü vardır ki bu blogda.. An itibari ile Bundesligada en fazla gol atan yabancı rekorunu elinde bulunduruyor. Bremen'in tek kelimeyle yaşam sigortası konumunda. Bugüne kadar Bremen'in attığı gollerin %60'da pay sahibi (16 gol 8 asist).

Sıklıkla Cuma-Cumartesi ve Pazar sabahları telefonlarım çalar "abi şu maç ne olur" anlamında. Bazen çarşambadan arayan olur, Bremen ne yapar? Hemen dur bakayım Pizarro oynuyor mu diye.. Bazen sadece onun oynayıp oynamaması yeterlidir zira Bremen takımı onun oynamadığı 32 karşılamadan sadece 5'ini kazanabildi. Muazzam bir golcü. her yeriyle her yerden gol atabilecek olan Pizarro'nun bir diğer artısı kazanma hırsı ve tüm takımı ateşleyen karakteri. Bu adam bu yaşında İnter'den teklif alır, sezon sonu Gomez'i yedeklemesi için transferi gündeme gelir.. Mainz sportif direktörü Heidel "imzalamazsa hemen onu takımıma almak için çalışırım1" beyanatını veriyordu en son Mainz'ı tek başına dağıttığında.. Hülasa çok şeker bir golcüdür.



Khalid Boulahrouz

Bir sağ bek bir takım için ne kadar önemli olabilir? Hilbert'li Beşiktaş ile Hilbert'siz Beşiktaş'ın istatistiği ortada. bekler çok fazla şeyi değiştirebilir. Misal Lahm gibi oyuncular önlerindeki oyuncuyu parlatırlar. Hilbert gibi takımın hücum gücünü hem önündeki oyuncuyu partlatması ghem de kendisinin hücum desteği ile değiştirebilir. Lakin Boulahrouz'da işler farklı. Bundesliganın "Luganosu" konusumundaki Hollandalı takımın ihtiyacı olan agresfliği sahada sergiliyor ve defansı bek olmasına rağmen tecrübesiyle toparlıyor. Onun bu sene oynamadığı bütün maçları Stuttgart kaybetti ve sadcee 2 gol atıp 10 gol yedi. Bir başka sigorta bu olsa gerek..
.....
Yeteri kadar Podolski yazdığımı düşünüyorum ve elbette bir de yazmak istediğim Hoffenheim'ın Fabian Johnson'u var ama başka sefere artık..

Hiç yorum yok: