13 Nisan 2009

Arda Turan Analizi.!



Futbolcu vardir, yeteneklidir ama bagliligi yoktur takima, kendine oynar.. Futbolcu vardir yeteneksizdir ama öyle bir takim sevgisi vardir ki takimin sahip oldugu sinirli yetenegine ragmen yillar sonra bayrak adami olup cikiverir.. Futbolcu vardir yetenegi de bagliligi da vardir belki ama cok fazla iyidir size birakmazlar, baska takimlara dogru yelken acar her seye ragmen.. Futbolcu vardir yeteneklidir, baglidir ve üstelik sizin takiminizdadir ama hircinligi öyle bir sorun olur ki.. Futbolcu vardir yetenegi, bagliligi bir yana sizde kalip efendiligi ile herkese örnek olur iken yasam bicimi öyle bir yerdedir ki taraftarlarin büyük bir kesimini kucaklayamaz..

Arda Turan, tüm bu ayrintilardan siyrilip her seyiyle bir takimin seyircisini kendisine hayran biraktiracak ölcüde sahnede yerini aldi. Yetenekli, takima bagli, efendi karakteri ve yasam bicimiyle de hemen herkesi kucaklayabilecek konumda ve üstelik yasini da hesap ettiginizde bir ömür takimda kalmasi umudu ile ona baska bakiliyor..

Ben Lincoln'ü cok severim.. Bilenler bilir ama Harry Kewell'i takimda görmekten, bu formayla mücadele etmesini izlemekten de inanilmaz keyif aliyorum baska acidan Milan Baros'un formu da beni cok sevindiriyor. Ama hicbirisi bir Arda Turan kadar sizi yurt disinda yasayan ve yabancilarla mac izleyen birey olarak keyiflendirmez, mevzubahis konu Galatasaray taraftarligi ise misal bir Hamburg macinda atacagi calim sonrasi alman spikerin agzina bakarsiniz nasil tepki verecek ? Bir yabanci ile mac seyrediyorsaniz hali hazirda o Lincoln'ü, Kewell'i, Baros'u bildiginden Galatasaray ile özdeslestiremiyor bile.. Ama bir Arda Turan sahne aldiginda heyecanlaniyorsunuz, "bakin bizde böyle oyuncu" var .. Üstelik yasini da hesaba kattiginizda havaniz daha baska oluyor, bu böyle.. Ben yillarca en cok hazzi Hakan Sükür'den aldim zira bir baskaydi onun Galatasarayda sergiledigi performansin diger tarafta yansimasini izlemek..

Velhasil bu isin taraftarlik boyutudur. Takima su saniyeden sonra Ribery gelse, yüz gol atip iki yüz asist yapsa dahi kendi yetistirdigin bir yildizin basarisi kadar sizi mutlu etmez hicbir zaman. Zira o demek iste kisaca Galatasaray.. Yeni bir sey sunuyorsunuz siz insanlara..
Isin futbol yönü ise biraz baska.

Arda Turan Galatasaray takiminda ne galatrasarayliligi ne de mücadele gücünün yüksekligi ile öne cikmistir, sadece ve sadece yetenegi ile yükselip kendisini taraftara kabul ettirmistir. 1987 Dogumlu bir adamin henüz 20 yasina dahi basmadan oynadigi futbol büyülüyordu ki mümkün mü bu yasta böyle bir kanat adaminin insanlari etkilememesi ?

Mladen Boeslav maci beni inanilmaz etkilemistir. Attigi calimlarin yani sira son derece akil dolu vurusla golü atarken cok da heyecan göstermemesi beni inanilmaz heyecanlandirmisti isin dogrusu.. Arkasindan oynadigi maclar da keza bunun bir istisna olmadigini, bu cocugun muhtesem bir yetenek oldugunu gösteriyordu.. Trabzonspor macinda bugün "oynayamiyor orada" dedigi kanatta iki futbolcunun belini kirip attirdigi bir gol ile ben havalardaydim artik.. Konyaspor macinda golü atmasi degil ama kaleci ile karsi karsiya kaldiginda varolan sogukkanliligi, her daim akliyla aslinda rakiplerini sahada gecmesi, yani isin mental boyutunun bu yastaki bir cocukta bu derece yüksek olmasi kardeslerime henüz daha ücüncü macinda Arda Turan formasi aldiracak kadar onu anlatmama vesile oluyordu.. Yetenek idi ve Galatasarayliydi üstelik henüz yirmisine bile basmamisti..



Milli takima secildi.. Bir italya maci oynadi ki bugün hala aklimdan silinmez.. Liverpool macinda attigi calimlar, oynadigi futbol..

Bizler Hakan Sükür'de, Emre Belözoglunda da heyecanlanmistik, Tugay da keza.. Hepsinde bir eksik vardi. Sükür'ün yararli ama kafa golleri haric gösterissiz futbolunun yani sira kacirdigi goller.. Gerci bu taraftar olarak aidiyet duygusunu gelistiriyordu sürekli elestiri altindaydi cunku.. Emre her bakimdan 17 yasinda kusursuzdu ve bunun farkinda olan tek biz degildik bu yüzden yurt disina transferi kacinilmaz oldu.. Arda baskaydi, digerlerindeki bütün eksiklikleri kapatarak ilerleyip günümüze kadar gelmisti.

Ve fakat bir seyler onda da degisti. Onu bicimlendiren sahip oldugu kosullar ona oyun oynuyor ve kimse farkinda degil.

Yetenegi "bana göre " üzerinde durulmamasi nedeniyle körelmeye basladi. O attigi calimlardan ziyade saha icerisinde yaptigi kosulardan bir bek gibi defansa yardim edip yerden kayarak aldigi toplarin büyüttügü Galatasarayliligi ile önplana cikmaya basladi.

Avrupa Sampiyonasi geldi catti.. Bütün Galatasaraylilarin hele ki benim gibi yabancilarla bu maclari izleyenlerin isaret parmagini ileriye götürüp bak bu bizde oynuyor, büyük yetenek diyebilecegi adamin sahne almasini bekliyorduk.. Sahne aldi ama cok baska bir sekilde..

Arda Turan, yine de göze hos gelen bir futbol oynadi ama benim kendi ölcütlerime göre "gelecek vaad eden yetenekli bir genc futbolcu" tipolojisine uygun bir performans göstermedi. Kosuyor.. Kosuyor.. Oyunu akliyla oynamasindan dolayi her seye ragmen cok az hata yapiyor, bugün bile bu böyledir, ancak yetenegini konusturmak istedigi zaman dilimlerinde atamadigi calim sonrasi toplari kaptiriyordu.. Benim bekledigim Arda Turan kesinlikle bu degildi.

Her seye ragmen cok önemli golleri atiyor ve yine mücadelesi ile ayakta kalir iken misal Hasan Sas'in 2002 Dünya Kupasi performansini hicbir sekilde göstermiyordu. Ben Yurt disinda yasiyorum eger ki herhangi bir türk futbolcusu ekstrem bir performans sergilerse bunu sizden önce ben farkederim zaten. 2002'deki Hasan Sas'i hala insanlar bilir, güney Amerika kitasinin cesitli insanlarindan ben o kel kafali süper futbolcu diye bahsettiklerini bilirim cunku kendisini göstermistir.. Ama Arda Turan, yetenegini konusturmamistir arkadaslar.. Hamit'in yani sira Mehmet Aurelio gündeme gelmistir, insanlar bana Mehmet Topal'i dahi isaret etmistir ama Arda Turan'in muhtesemligi daha cok ülke sinirlari icerisinde kalmistir ama umutluyuz her seye ragmen, yasi kac daha..

Skibbe geldi.. Heyecanlandik.. Onun döneminde Leverkusen nice genc yetenek kazandi. Arda Turan'i dogru yere kanalize olmasini saglar derken en büyük kötülügü de ondan gördü aslinda.. Oynattigi sistemin pek cok muhtesemlikleri olsa da isin Arda Turan kismi tam anlamiyla bir fiyaskoydu.. Zira defansi inatla üclemesinden dolayi ofans olarak katki saglamasi gereken Arda Turan, geriden top cikarmanin ötesinde dogru ve akilli yere topu göndermesi ile yildizlasiyordu, mücadelesi ile ve Galatasarayliligiyla ama asla yetenegiyle degil.. Bu Skibbe'nin sisteminde mümkün de degildi zira arkasinda oynayan bekin sik sik defansa yardim zorunlulugu onu eski bek oldugu manisa günlerine döndürüyordu ve seksen metrekarenin de sorumlulugu üzerinde oluyordu.



Ülkede her seye ragmen cok büyük övgüyü almaya devam etmesi Skibbe sonrasi kariyerinin cok daha iyi olamayacaginin bir baska ayrintisidir. Zira Hakan Sükür, eger bu kadar basariyi elde ettiyse bu onun o cok fayda getiren futbolundan ziyade onu sürekli zinde tutacak, antrenman ettirecek elestirilere sahip olmasiydi.. Kendisini gelistirdi. Ribery'e bakin.. Galatasarayda iken kac macini izledim ama bugün benim izledigim Ribery ile Marsilayadaki Ribery arasinda dahi inanilmaz fark var.. Özellikle HItzfeld ile - ki bu onun en iyi yaptigi istir- oynadigi oyunu gelistirdi. Hitzfeld ile 15 ay calismasi Ribery'nin en büyük sansidir. Arda ise böyle bir gelisim icerisinde bulunacak baskidan yoksundur. Bu yüzden belki elli yilda bir gelen yetenek ve karakterin karisimi adam gercekten de Sabri'den ziyade Ibrahim Üzülmez olma yolunda ilerliyor.. Cunku yetenegini konusturamadigi vakit her zaman seyircilere oynayacaktir. Daha cok kosacak, kosacak ve mücadele edecektir. Bu sekilde onu gelistirecek olan, üzerine gelmesi olasi baskidan da kendisini siyiriyor. Galatasaray seyircisi bunu kaldirir, üc macta iki ara pasi yaptigi vakit idare eder.. Biz Hakan Sükürü idare etmisiz adam olasiya, Arda Turan nedir ki ? Ama Sükür öyle goller kaciriyordu ki idare eder iken deli gibi elestiriliyordu.. Bu onun en önemli besin kaynagiydi ve bu yüzden dünya yildizi olmayi basarmis son yirmi yilin tek futbolcusudur.

Arda Turan,efektif degildir. Bu takimin en efektif oyununu ilk yari boyunca Lincoln oynamistir. Amatörlügünü, sallamamasini, takim ruhunu bosverin mesele futbolsa gercek budur. Gerektigi kadar kosmus ve takimda olmasi fark yaratmistir. Onun olmadigi maclarda bu ofans sorunu ayyuka cikmistir. Arda Turan'in oynayip oynamasi takimin daha cok mücadele gücüne etkisi ile gündeme geliyor oysa o Lincoln'den dahi daha etkili olabilecek yetenege sahip idi. Ve Ribery'den, Ronaldinho'nun cöküsünden ve cok futbolcuya bakip görebilirsiniz ki bunu sürekli gelistirmek icin calismak durumundasiniz.. Oysa Arda Turan'in üzerinde böyle bir baski yok zira ayagi top yapabiliyor sürekli kosarak, gerilere gelerek cok futboldan anladigi sanilan kesimin büyük cogunlunun övgüsü cok kisinin de takdirini kazanip yoluna devam edecektir.. Böyle mi olmaliydi ki ? Iste bu yüzden Avrupa'ya gitmesini istiyorum sadece.. Ne kadar cok calismak durumunda kalacagini ve yildiz oyuncunun önemli getirisinin takima savunma adina degil ofans olarak etki etmesi gerektigini anlamasi icin..

Siz hic Arshavin'in kan ter icerisinde gerilere kosup top caldigini gördünüz mü ? Ribery'nin Lahm'dan da geriye gidip savunma yaptigini ? Messi ise alan savunmasi yapiyor, sistem ici dar alanda pres yapiyor ama cizgiden top cikarip yerlerde kaydigini görüyor musunuz ? Christiano Ronaldo orta alana gecip yerlerde mi kayiyor ? Avrupada takimin defans yükünü ceken oyuncularin biraz olsun teknik olmasi, ofans acisindan takimi ayaga kaldirmakla yükümlü oyuncularin da sürekli savunma yaptigini düsünmesine yol aciyor ama isin özü öyle degildir, cok cok da konusuldu bu konu.

Ben Hakan Sükür'ün Tanjuvari golleri atamamasini yadirgamadim bir süre sonra. Zira elinden gelen budur o yapabildigini yapsin dedim. Cok kötü bir kafa topunda sinirlenir iken kaleci ile karsi karsiya kaldiginda atamazsa olagan karsiladim, dedik ya yetenektir isin özü. Ama Arda Turan'dan Ibrahim Üzülmez yaratilmasina karsiyim. Onu Ibrahim Üzülmez tarzi bir kanat adami olmaya dogru itekleyen bu seyircinin de aklini basina devsirmesi gerekir. Arda Turan, icgüdüsel olarak adam gecebilecek ve degisik trikleri saha icerisine basarabilecek bir oyuncudur. Konya macinda tac cizgisindeki calimini görenler bunun onun yetenegi oldugunu farkindadirlar.. Inatla ve israrla Metin Oktay benzetmesinden dolayi sürekli olarak kosmasi, Galatasarayli olmasi ile gündemde ve su an icin on mac yatsa kimseden itiraz almaz. Arda Turan'a en büyük kötülügü Galatasaray seyircisi yapmaktadir 22 yasindaki futbolcunun gelisimi icin en önemli etken olan elestiriyi ondan alarak.. Onu geriletiyorsunuz.. Deli danalar gibi kosacagi yerde iki calimiyla isi bitirsin, ne o kossun ne de takimin diger elemanlari. Isin özü budur. Yeteri kadar yetenekli adamin atacagi veya attiracagi iki gol on bir kisinin on kilometre az kosmasina neden olacaktir. Takimin savunmasina ket vuruyor diyen sevgili spor yazarlari da susar belki sonra..

Ben Eksi Sözlüge gördügüm her genc yetenegi baslik olarak actim. Bunlarin sayisi yüzün üzerindedir ve bunlardan sadece yarisi belirli bir konuma yükselebildi. Hepsinin de yetenekli oldugunu ama bu yetenegin disinda belirli bir disiplin altinda simarmadan calisabileni gelismistir. Oyuncularin bir kismi bu bilince sahip iken diger kismi da calistigi teknik adamlarin tecrübesinin ekmegini yemislerdir. Bülent Korkmaz'in bir yil daha Galatasarayda kalacagini hesap edersek kisa zaman icerisinde ya Avrupa'ya gidip onun ofans yönünü gelistirecek bir teknik adamin eline düsmesini diliyorum maalasef.. Misal bir Magath'in eline düsse.. Ah bir düsse diyorum tüm galatasarayliligimla..

Lider karakteri vardir. Saha icerisinde insiyatif alabilecek mental olgunluga da kesinlikle erismistir bu yasinda. Ondan cok güzel kaptan olur.. Bu konuda da eksiklikleri coktur ama yasini hesap ettiginiz zaman varolan durumun tarifi muazzam bir yetkinliktir. Herkes Skibbe'yi elestirdigi bir dönemde hocasinin kolunu yukari kaldirip seyircilere gösteren adam söz sahibi adamdir. Ve fakat su an icin Galatasarayin lideri oldugunu düsünürsek takim ici gruplasmanin da en büyük sorumlusudur. Ben, Hakan Sükür'ün takimda bir yil kalsaydi asla böyle bir gruplasmanin yasanmayacagini ve bugünden cok daha iyi bir yerde olacagini düsünüyorum yani gelisime her yönden muhtactir. Siz her yönden onu pohpohlayarak gelisimine ket vuruyor, onu da o yetenekli futbolcu konumundan cikarip tipik sahaya yüregini koyan ama yetenegi kisitli ibrahim üzülmez'e ceviriyorsunuz.. Ibrahim Üzülmez, elinden gelenin en iyisi yapar iken Arda Turan daha cok kolaya kacmis oluyor toplamda..

Ya kisa zamanda Avrupaya dogru gitmesini temenni ediyorum ya da onu Dünya Yildizi yapacak cok baska bir teknik direktörün Galatasarayda uzun süre görev almasini..

24 yorum:

Al lee dedi ki...

güzel ve mantıklı örneklerle desteklenmiş bir analiz. ama ben arda'dan ibrahim üzülmez yaratılmaya çalıştığı fikrine katılmıyorum, mücadele etmekle daha çok iniesta'ya yaklaşacağına inanıyorum. hatta konuyla alakalı ocak ayında yazdığım şöyle bir yazım var: http://cezayayi.blogspot.com/2009/01/turkish-iniesta.html

varol döken dedi ki...

ben galatasaray'ın lincoln'e ihtiyacı yok derken tam da bundan bahsediyordum işte... milli maçta da, bu seneki birçok maçta da aynen senin dediğin gibi olmadığından başka bir şey olmaya çalıştı, çalıştıkça gücü düştü, gücü düştükçe küstü...

oysa bir elmasın tek yapması gereken parlamaktır, camı kesmek için onu kullanırsanız değerini kaybeder!

eline sağlık borges, keşke birileri okusa, anlasa da bu elması parlatsa...

not: çok feci şekilde iddia ediyorum, çıplak gözle izlediğinizde çok daha iyi fark ediyorsunuz, arda turan ispanya milli takımındaki bütün oyunculardan çok daha iyi bir oyuncudur, bakın daha iyi oynadı demiyorum, iddia ediyorum daha iyi bir oyuncu diyorum!

Borges dedi ki...

Al Lee: Mücadele artisi ancak iniesta etkinliligini ortaya koyabildigi ölcüde gecerlidir. Ben Mücadele gücünü arti olarak gördüm uzun süre ama o kanatta verimi düstükce bunun ona zarar getirdigini düsünmeye basladim.. Yazina da simdi göz atacagim..

Varol Döken: Lincoln, iyi bir futbolcudur ama 29 yasinda bize geldi. Bizden de gidecek, diego gelir bir baskasi gelir. Ben Lincoln ile Arda'nin farkli konular oldugunu düsünmüsümdür her zaman. Bu acidan ele aliyorum.. Lincoln dünyanin tepesine de ciksa cikisi Galatasarayla olmadigi sürece aidiyet azalir, ama futboluna hayranlik cok baska bir konudur..

Cok daha iyi olamamasi üzerine bu yazi yazildi, yoksa fikrine aynen katiluyorum zaten.. cok cok iyi bir oyuncu ve potansiyelinin altinda oynuyor ..

Adsız dedi ki...

Arda'nın sahada böylesine mücadele etmesi Galatasaray sevgisinin gözlerini kör etmesindendir. Bildiğin fanatik bu çocuk. Galatasaray'a daha iyi nasıl yararlı olabilirim diye düşünüyor, ama kısa vadede. O yüzden koşuyor, koşuyor, koşuyor. Şöyle bir örnek vereyim: Hagi de Galatasaray aşığı, ama çağrılınca "uzun sürelik bir kontrat olmazsa gelmem" dedi. Çünkü akıllı. Arda da akıllı ama şimdilik Hagi kadar değil. Halbuki aklıyla kalbini birleştirip hareket etse, yeteneğiyle kondisyonunu birleştirip oynasa, çok daha faydalı olur. İnşallah Galatasaray'ın başına bu cevheri gerektiği gibi işleyecek bir sanatçı gelir. Ellerine sağlık üstad.

H.B dedi ki...

son aylarda ozellikle bu sezon farkettigim sey buydu benim de. gerçekten çok ama çok doğru bir analiz. Avrupa Şampiyonası öncesi ben de aynı duygular paylaşıyordum ve insan onu o golleri atarken, o mücadeleyi yaparken gerçekten çok daha seviyor, ama durup mantıklı düşününce Arda'nın artık eski Arda olmadığını üzülerek ben de gördüm bu sezon. arkadaşlarıma hep söylediğim birşey vardı maçları izlerken, Arda artık çalım atamıyor, o sol çizgiyi kullanamıyor diyordum ki bu gerçekten böyle. Evet artk kayarak top alyor(ki bunu cok iyi yapıyor) inanılmaz gol pasları atıyor ve pres yapıyor, ama Arda bu Arda degil. onun futbol karakteri, bize kendini sevdirdiği yetenği ve oyunu bu değil. Artık maçların 60. dakikada onun için bitmesinin de en büyük sebeplerinden biridir bu oyunundaki olgunluk! değişimi kısa bacaklarına ilaveten. İbrahim üzülmez kısmı biraz agır geldi bana zira bu teoride gerçekleşmesi zor birşey, ama galatasaray taraftarının Arda'ya olan tavrı ve özellikle dünkü olaylardan sonra Galatasaraylılk ruhuna olan bağlılığına karş tutumları değişmeyecektir bence malesef ve yurtdışna gitmesi umutlarını sonuna kadar ben de paylaşıyorum. Çünkü onun bel kıran ama aynı zamanda ara pas atan ve gerektiginde! basan savunma yapan bi dünya yıldızı olmasını istiyorum. Eminim Iniesta dan daha iyi olacaktır, çok daha rahat adam eksiltebilecek bir oyuncu, onun oyunu okuma zekasına sahip olmasına ek olarak

Gürcan Ulusoy dedi ki...

katılıyorum.


10-11-2008'de şöyle demişim naçizane;
"arda savunma yapmıyor" diye diye adamın eforunu savunmada harcamasına yol açtık. kaldıramıyor. bırak yardım etme, başkası etsin sen önde iş bitir. ha gücün yetiyosa çalış ileri-geri ama olmuyor işte. çok koştuğun zaman hücumdan feragat edeceksen ve diğerlerinden farkın kalmayacaksa koşmanın ne anlamı var. herkes koşuyor zaten.

eğer gerçekten öğrenmek, gelişmek istiyorsanız buradan gitmek zorundasınız. burada kalırsanız ancak bu kadar futbolcu olabilirsiniz. etrafınızda sizi sevdiğini söyleyen, buralarda yazılar giren bir sürü insan var. hayır onlar sizi değil ... rekabeti seviyor. sizi seven adam sizin tribüne, hakeme ona buna ağzından salyalar saçarak nahoş tavırlar içinde olmanızdan rahatsız duyardı. gidin kendinizi kurtarın.

ti esti to dedi ki...

şimdi mevu galatasaray ise gerisi teferruattır arda için. belki fanatik bir söylem olacak ama gidin bir görün tribünde ardaya birisi en küçük bir şey söyleyebilir mi? bayan basketbol takımının şampiyon olduğu final maçını izleyen herkes şuna inanmak istiyor: gitmesin bir yere. gidip kendisini geliştirmesi kolay. bunu yapabilecek vizyonu da vardır avrupa arenasında gel gör ki adam ben galatasaraylıyım diyor. fenerbahçeyi kadıköyde yenmeden bir yere gitmeyeceğim diyor.

ben borges senin son paragrafta belittirğin teknik direktör mevzusu olsun istiyorum galatasarayda. inşallah öyle birisiyle çalışır. inşallah kaptanı olur bu takımın.

fazla fanatik bir yorum olduysa kusuruma bakmayın. 21 yaşında bir adamsın ve üzerine tüm türkiye geliyor. ben 25 yaşımdayım öğretmenim ancak birisi üzerime gelse kendimi kaptırıp dövecek oluyorum. ne yapsın abi adam?

Borges dedi ki...

Ti esti to: Arda Turan 22 yil 3 aydir bu dünyada. Yani 23.yasini yasiyor.. Fabreagas kac yasinda Arsenal'in yükünü cekmeye basladi ?Messi ? Ribery Dünya kupasinda kac yasindaydi ? Christiano Ronaldo ? Rooney 15 yasindaydi Everton'Da forma giydiginde.. Milyon tane örnek var. Arda Turan, Hakan Sükürün yasadiklarinin milyonda birini yasamiyor bugün. Biz onun özel hayatina, yaptigi her harekete karsi magazinel baski yasasin demiyoruz.. Sadece elestiriler fubtoluna odaklanmali ve onu mutsuz edip daha iyi olmasina dogru iteklemelidir.. Kolay yola sapip ortalama bir yetenek ile burada idare etmesindir .. Elbette Magath'in Galataasaraya gelip Sampiyonlar Liginde Arda'nin tam anlamiyla olmus halini tercih ediyoruz biz de..

ve ben onun yerime kendimi kyodugumda "amaan " demiyorum, süper bir hayat diyorum.. Belki de okonumda olabilecek en iyi hayati yasiyor, seviyoruz ve bunu hissettiriyoruz ona, daha iyisi nedir ? Hicbir sekilde yazik denilemeyecek konumdadir bana göre.. Bunu da haketmistir o cok baska..

y. dedi ki...

Biz de takım psikoloğu gibi bişeyler var mı,zira takımlara baktığımda sık sık ortada deliren ve tükürükler saçan futbolcular olduğunu düşünüyorum.On numara bir analiz yazısı olmuş,okurken hayran oldum.

barış dedi ki...

ama en nihayetinde arda oyunu iki yönlü oynayabilen bir orta saha:)

Jordi Metal dedi ki...

Eğer Arda'dan faydalanmak istiyorsanız Gerets döneminde olimpiyat'ta 2-1 yenildiğimiz PSV maçının ilk yarısını seyredin sadece.

Sebastian Bach dedi ki...

Arda ve efendilik.. Saha dışında mutlaka iyi biridir.. Beyaz Rusya özel maçında ben taşıdım thy ile milli futbolcuları.. Hepsiyle arkada sohbet ettik, Arda'yı da çağırsanıza dedim hepsi de eliyle aman boşver şunu dediler.. Son derece şımarık biridir Arda..

Bir kaç hafta önce hakeme s.. git diyordu saha içinde..

Yeteneği su götürmez, lakin ne uzaktan şutu var, ne fizik gücü yüksek.. Geliştiremezse fiziksel gücün ön planda olduğu hiçbir büyük ligde forma giyemez, anca Tuncay gibi vasat bir takımda..

barış ekler dedi ki...

süper süper bir yazı helal borges

alperensaylar dedi ki...

harika bir yazı olmuş öncelikle söyleyeyim.

kişisel fikrime gelince; dün en az senin arda'ya inandığın kadar inandığım semih'e ve arda'ya çok kızdım ve hayal kırıklığına uğradım. ama dün yaşananların arda boyutu bence tam da buraya dayanıyor. herkes aslında arda'dan metin oktay olmasını bekliyor ama dediğin gibi metin oktay olma yolunda sonunun sabri veya ibrahim gibi olması yüksek bir ihtimal. bir de metin oktay olmak, baba hakkı olmak, lefter olmak zor iş. bu devirde olamaz kimse. çünkü metin oktay'ı sadece galatasaraylılar değil fenerbahçeliler de, beşiktaşlılar da severdi. fair play denilen olayın yaşayan bir resmiydi kendisi. ama arda öyle değil ki, ardayı 10 gs li seviyorsa, 10 fb li ondan nefret ediyor. dünden sonra ise bu nefret daha da bir arttı. burada karıştırdığımız olay kariyeri boyunca gs, fb forması giyip, transfer teklifi reddetmekle metin oktay olunmayacağı olayı. biz öyle zannediyoruz maalesef.

son olarak; magath'ın eline versen nolcak, 1 sene sonra bayern alır:)

Adsız dedi ki...

Bir fenerbahçeli olarak, futbolu sevmek ve taraftar olmak arasında farkolduğunu gözüme iyicene soktular. Ben Arda'yı beğeniyorum; iyi bir zeka ve aynı seviyede yetenek. Galatasaraylıların elbette göğsünü kabartacak; fakat diğer takım taraftarlarının, sadece GS'li olması nedeniyle ondan nefret etmesi hiç normal değil. Elbette hataları oldu, oluyor ve olacaktır da lakin bunun sebebi onun üstündeki yüktür. Şöyle ki; taraftar ondan çok şey bekliyor. Bunu milli maçlarda onadan beklentilerimden, rakibimken lincolden,baroştan çekinmediğim kadar Arda'dan çekinmemden, GS taraftarının ona heyecanla bakmasından biliyorum. Ama bu adamların ülkemizde harcandığına da kanaat getirmiş durumdayım.Aynı Arda İngilterede, Almayada oynasa bugün ribery değil Arda Barcelonayla anılıyor olurdu (umarım anılmaktan öte oynadğını da görürüz).
Geçen akşam Semih ve Arda'nın yaşadıklarına gelince ise benim gibi yanından geçen topa dokunmaya bile yeltenemeyen kişilerin de sevdiği futbol içinde kavga ettiklerine inanacağım en son kişiler. Aynı şeyi ne yazık ki Emre Aşık ve Lugano için söyleyemeyeceğim.Onlarda kavga ve çirkef futbol potansiyeli gayet yüksek ve bunu herkes biliyor.(Dün akşamdan gördüğüm kadarıyla Aşık'ı tenzii ederim, genelleme yaptım)
Semih olsun Arda olsun hangi renklere gönül verdiğimizin önemi olmadan, sevilebilecek değerde sporcular bence.
Semih'in okuduğum açıklamalarında özür dilemesi ve Arda ile olan ililşkilerine dair iyi şeyler söylemesi onaların zaten nasıl bir yapıya sahip olduklarını gösteriyor. Şimdi ikisini beraber sarılıp, kameralara poz verirken görmeyi bekliyorum.
Arda, Sabri olmasın, onun tribümlere oynamaya ihtiyacı yok, kendinden nefret ettirmeyecek kadar efendi, kendini sevdirecek kadar iyi futbol oynasın yeter.

televizyon komandosu dedi ki...

güzel bir yazı olmuş. ama fazla kötümser bakmışsınız bazı şeylere. evet arda turan yaklaşık 1 yıldır yeteneğiyle değil mücadelesiyle ön planda tutulmaya calışılıyor. ama kendisinin de yaptığı bazı yanlışlar var. kendisinin de içinde bulunduğu ve fakat bulunmaması gereken durumlar var.

yazınızın en son parafına sonuna dek katılırım. ama bir galatasaraylı olarak tercihim tabi ki çok başarılı, kendini ispat etmiş bir hocayla çalışmak tercihi olurdu. adnan sezgin'i ve haldun üstünel'i takimin içiyle alakalı hiçbir işe karıştırmayacak karizmada bir hoca. ve ben bunun eger gercekten istenirse felix magath olabilecegini düsünüyorum.

madem cogunlugu alman kökenli futbolculardan kurulu bir takımımız var, madem o paritede ilerliyoruz. o zaman en dogru tercih ya magath ya da hitzfeld olmalı. zira bence şu anda başka o kültürden gelen iyi bir hoca yok. az biraz da thomas schaaf, belki. martin jol de bizim 3 büyüklere göz kirpti ama düsünülür mü bilemem?

bugün bakıldığında magath'ın wolfsburg'la ulaşmak istediği ciddi başarılar var. zaten bunu yaptığı uzun süreli sözleşmeyle anlayabiliriz. ama düsündügümüz zaman biz mi daha büyüğüz, yoksa wolfsburg mu? o yüzden magath derim başka bir şey demem. plase de yine isviçre'yle uzun süreli çalışmaya hevesli hitzfeld derim. bunlar olabilir mi? olması çok zor biliyorum ama, olursa da bizim için orta ve uzun vadede tadından yenmez olur.

Borges dedi ki...

Televizyon Komondosu: Öncelikle Hitzfeld'in oldugu yerde ben baska hicbir teknik adami düsünmem. BU Magath olur Mourinho olur Ferguson olur hic farketmez.. Cok yakindan biliyorum ve insanlarin bilmemesi onun Man U'nun, Real Madrid'in tekliflerini kabul etmemesi dolayisladir. nKi kabul etmez, edecek olsa yilligina 8 milyon euro verecek Bayern kapida bekler onu. HAdi Wolfsburg tamam da BAyern mi Galatasaray mi dedikleri vakit bizi tercih etmesi cok zor. Ki Wolfsburg'da Magath'in aldigi yillik Lincoln'den fazladir üc farkli görevi vardir cunku..

MAgath isin bir baska yönüyle de oldukca etkileyicidir yani birakin Polati Sezgini isin icerisine karistirmasini öyle bir adam ki isine karisan herhangi bir yetkiliyi aninda kapi disari eder. belki bu aksam yazabilirsem St.Pauli'nin efsane kalecisi Ippig'in Wolfsburg'dan kovulusunu da eklerim.. Yani Magath tam da türkiyeye göredir, Skibbe'ye filan benzemez her seyi kendi istedigi sekilde yeniden diker, bicer..

Olumsuz degil.. Misal Arda Turan su zamandan sonra cok baska bir yola dogru girse, bu zamana kadar yaptiklarini da artisi olarak yaninda götürür. Manisa'da bek yani yanlis pozisyonda oynatilmasinin artisini nasil bugün savunma artisi ile gösteriyorsa ileride de.. Ama korkum odur ki buraya dogru ilerleyecektir, hepsi bu. Gecisi yapamayacagi korkusu vardir..

Bolat dedi ki...

@televizyon komandosu,

bahsettiginiz hocalardan kisa vadede ikisinin de, uzun vadede ise Hitzfeld'in Türkiye'de calismayacak olmasindan emin olabiliriz...

Hitzfeld takim bulamadigi icin gitmis degil Isvicre'ye... Artik takim calistirmak istemedigi, günlük stresten uzak durmak istedigi, Alplerin havasini soluyup, bolca golf oynama firsati bulmak icin Isvicre'nin basina gecti...

Magath'in ise ilerde nasil olur bilmem ama, en azindan bir 2 yil daha Wolfsburg'tan baska hicbir yere gitmeyeceginden emin olabilirsiniz...

sawero dedi ki...

borges;
Oncelikle cok guzel bir analiz olmus ve acikcasi ben yazindan sonra ikilemde kaldim biraz..avrupa sampiyonasi kismina kesinlikle katiliyorum,ligin ilk yarisinda lincoln un arda dan efektif oldugu da kabulum, zaman zaman arda nin yetenegini cok daha fazla kullanmasi gerektigini bende dusunuyorum, arda kesinlikle bu kadar degil,bunu herkes goruyor zaten kendisi de farkindadir bunun, ama kafami aksi yonde karistiran fenerbahce ve madrid deki ispanya macini cikarirsak, cok iyi bir periyod gecirmesi arda'nin, bordeaux maci trabzon maci ve sami yen deki ispanya macinda mukemmel performans koydu arda,ozellikle ispanya macini stadta izleyebildigim icin o gun silva dan da riera dan da cok daha iyi oldugunu cok rahatlikla soyleyebilirim, ki riera gol atti maci aldi, biri liverpool da sol acik, oburu ingilizlerin ove ove bitiremedigi silva, senin de mac analizinde belirttigin gibi cok bariz bir sekilde hucum planimiz yoktu o gun, dedigin gibi oynatmamayi da az bucuk becerdik yine, ama benim hatirladigim ramos bir kez cikabildi onun haricinde 20 metrede oynadi, ustelik arda iceriye cok kacti o macta, goldeki pasi da arda nin inanilmaz oyun zekasinin yansimasiydi zaten, onun haricinde hatirladigim en az 4-5 top kazandi ustelik biri ispanya cikarkendi tehlike de yaratti,yani ozetle arda ispanya macinda oyunun iki yonunu de oynayip dengeyi cok guzel kurdu. arda nin yeteneginin koreldigine, kolaya kactigina ise cok katilmiyorum, cunku arda nin, hocasinin kendisinden istedigini cok iyi anlayip istenileni cok iyi yaptigini dusunuyorum, gerets feldkamp skibbe donemindeki birbirinden farkli performanslari bundandir diye dusunuyorum,ornegin gecen seneki sivas macinda hakan sukur kendisinden daha cok iceri katetmesini istemisti, arda yapti ve 3 gol atti, bu sene skibbe ise arda dan farkli seyler istedi cunku hali hazirda, hatiri sayilir bir hucum gucu vardi galatasaray in elinde, arda o ucluden farkli olarak ekstra isler de yapti, ona ragmen lincoln kadar olmasa bile hucum anlaminda yer yer cok etkili oldu, arda yetenegini ilk ciktigi seneki kadar kullanmiyor olabilir ama, istatistige bakarsak gol ve asist sayisini her sezon artirabilmis. o sebeple ben skibbe nin arda nin gelisimine dem vurdugunu cok dusunmuyorum,aksine arda yi belki de hocalarinin arasinda en dogru kullanan skibbe ydi bana gore, cunku arda farkli bir adam,oyun zekasi ust seviye de, zekayi isleyecek yetenegi de mevcut, ama ne yazik ki suratli degil ve hic bir zamanda olmayacak, klasik oyunu 60 metre de oynuyor geyigi bu yuzden kapatiyor bence arda nin belki de tek yumusak karnini, arda bildigimiz aciklardan cok farkli benfica da 90 da oyundan alinirken taraftar onu bu yuzden ayakta alkisladi.. arda paf takimda oynarken, arda nin babasi ile sohbet etme sansi bulmustuk,sezon basinda arda yi inter in paf takimina istediklerini,(resmi teklifle) kulubun reddettigini anlatmisti,hagi de kampa goturmustu hatta onun ustune hazirlik maclarinda da oynatmisti, yani bugun semih kaya nasil italyanlar tarafindan biliniyorsa arda da biliniyordu, yani cikan bayern dedikodularindan sonra hoeness in kalkip da arda yi tanimiyorum demesi cok komik kacti, ingiliz taraftar forumlarinda bile arda konusulurken, arda nin izlenmiyor olmasi imkansiz, ve arda bunu bu sezonki performansi ile basardi..Yani son olarak ilk basta dedigim gibi kararsiz kaliyorum arda hakkinda ama acikcasi senin kadar olumsuz bakmiyorum ibrahim uzulmez olma konusunda:)temennilerine katilmamak ise elde degil..

Borges dedi ki...

Sawero: Biraz da bilincli olarak biraz karikatürize ettigim dogrudur ve fakat sizin kadar da olumlu bakamiyorum. Arda yurt disina ciktigi vakit misal olasi bir Ribery satisinin arkasindan buraya sol acik olarak geldigi zaman kimse ondan kosmasini beklemez. Mac kazandirmasini bekler, Ribery burada bunu yapiyor, Adam gcmesini , etkili olmasini ister.. Sahsen bir Arda'nin bugün Ribery'nin acigini hicbir sekilde kapatamayacagina inaniyorum ama böyle de olmayabilirdi.

ispanya maclarinda.. Birinci macta cok kötüydü, ikinci macta da fena degildi. Gol pasi verdi ve sahada da iyi isler yapti ama asil kör noktada burasi. Onun oynadigi ve asist yaptigi Ispanya maci muhtesem ise eger tavsiyem odur ki bu ülkenin sinirlarini gecmesin. Ben size Munih-Frankfurt macinin özetlerini seyretmenizi tavsiye ederim. Ardanin yirmi macta yaptigini Ribery iki macta yapiyor..

Skibbe döneminde ise.. Arda'ya elestiri getirmiyorum ama ne olursa olsun Arda'nin o sekilde kullanilmasina da gönlüm razi olmuyor. inanin oyuncunun hangi bölgede ne kadar süre oynadigi gelecegi ile yakindan ilintilidir. Ayhan Akman buna cok iyi örnektir, Antep performansini hicbir zaman hicbir takimda göstermemeistir, defansif orta saha dedigimiz adam on numaraydi aslinda ya da cok örnekleri vardir. Ze Roberto hem yasindan hem de mevkisine alisik oldugu icin eskisi gibi sol acikta dans edemiyor. Skibbe Ardayi o sekilde kullanmamaliydi.. Defansi dörtledigi, saga Lincoln'u kaydirabilseydi hem Ayhan'in yeri belli olur hem de Arsenal,Barca bugünkü Chelsea gibi kanatlardan saglam hucumlar gelistirerek güzel bir ritm yakalanirdi. O Lincoln'u ortaya cekti daha da önemlisi sag kanada adam yerlestirmedi ve Sag bekin her ileri cikisinda üclenen defans ardayi geri cekti. Bu sorunlardan bir tanesi..

Arda Oyunu akliyla oynuyor, yetenegini konusturamadigi zaman al gülüm-ver gülümlerle ömrünü gecirip iceride bir yerde biterse de golünü atiyor ama atilan gollere bir bakin.. Bahsettigim ilk periyottaki görüntüsünden eser kalmadi. Kimin belini ne zaman kirdi ? Sadece italya macinda yaptiklarini artik on maca yayiyor.. Belki kendisi de inanmiyor cok daha fazlasini yapabilecegine..

SevgiliSawero, Arda bu performnasi her zaman gösterir, yirmi yil Galataarayda kalir ve cikardigi üc bes macla her daim yerini de saglama alir ama asla ve asla su formuyla BAyern Munih de oynayamaz, Arsenal'De de dönüsümlü olarak Liverpool'un Kuyt'u gibi bir rolü benimseyebilirse ancak kalir.. Yildiz dediginiz ofans oyuncusundan Avrupanin bekledigini bugün Arda karislayamaz ama potansiyel ? Fazlasiyla vardir.. Sorun ise aynen Ispanya macindaki Arda analizini sezona yaymaniz gibi bir durum söz konusu.

Simdi durum basit. Lincoln yok kötü Bursa, kötü Konyaspor,rezil Eskisehirspor maclari.. Ilk yari Skibbe döneminde de Lincoln yok Eskisehir bize fark atiyor.. Arda ? Bir ofans oyuncusu olarak ne kadar güveniyoruz Arda'ya ?

Elestirilmesi, üzerine gidilmesi, daha iyi olabilecegi kendisine hatirlatilmasi ve en önemlisi antrenmanlarda dogru bir sekilde calistirilmasi gerektigini düsünüyorum ben. Geriye gelerek takimin yükünü hafifletip oyunda mutlak süretle yararli olarak bunlardan siyriabilirse daha iyi bir son onu beklemiyor sadece rahat bir futbol yasami sürdürmüs olur..

Su elestirinize katiliyorum: Bilincli olarak, kolaya kacmiyor. Bu Galatasarayliligindan ve ayni zamanda oyun icerisinde yetenegini konusturamadigi zaman takima diger acidan katki yapmak istemesinden ki bunu dile getirmisti röportajinda ve ben de buraya post olarak atmistim , o da farkinda.. farkinda olmadigi ise calisarak cok cok daha iyi bir seviyeye gelecegi, yani potansiyelidir.

lowrider dedi ki...

Cok hos ve cok dogru bir yazi...

varol döken dedi ki...

@borges
sawero'ya biraz katılacağım bu sefer, buradaki maçta ben de çıplak gözle izledim arda'yı, sahada inan bana ribery kadar etkiliydi ama onun sorunu bir toni bir klose yoktu sahada, inan bana eğer torres ile oynasaydı ispanya bize 5 tane atardı, bir tane topu bile kaptırmadı ki bunu fiziğiyle değil tekniği ve oyun zekasıyla yaptı... iki tane inanılmaz pas attı, bunların sonunu ondan değil değerlendiremeyenlerden sormak lazım...

bence şu an hem de şu an gitse bayern'e çok büyük işler yapar, buradaki duygusallıktan pembe ceketiyle dalga geçen embesillerden, bu abi kardeş modundan kurtulduğu an dünya üzerindeki top class birçok takımı birçok maçta kurtarabilir...

yani konunun sonuna kadar beraber geliyoruz, sonra yollarımız burada ayrılıyor:) (bilir misin ne güzel şiir ve şarkıdır)

Redman dedi ki...

Buraya yorum yazacaktim, ancak yazi alip basini gidince kendi blog'uma post olarak koymaya karar verdim.

Asagidaki adresten ulasabilirsiniz:
http://amerikadeplasmani.blogspot.com/2009/04/arda-turan-uzerine.html

Sebastian Bach dedi ki...

http://www.maraton.com.tr/news.php?news_id=75125

efendi arda..