11 Haziran 2010

Fransa-Uruguay: 0-0



Ikinci mac da berabere bitti.

Bol bol vuvuzuella sikayetleri aliyoruz. Hos olmadigi kesin. Macin tadini da kaciriyor belki ama bu adamlarin bu ayrintidan vazgecmesini de beklemek tuhaf. Onlara göre "olagandisi" pek cok durum oldugu vakit kendi güzelliginizden vazgececek misiniz ki ? Sonuna kadar destekliyorum ben bu Vuvuzuella inadini.. Adamlarin gelenekleri, görenekleri.. Neyse o. Dünyanin bu tarafinda isler bu sekilde yürüyor, size uygun degil belki ama senin de pek cok gelenegin, görenegin, normlarin, ortalamalarin onlara uymuyor, degistiriyor musun ? Yürü be Vuvuzuella diyorum buradan..

Fransayi ben uzun zamandir anlayamiyorum. Neden Domenech'in hala bu takimin basinda oldugu benim icin muammadir. Artik cevabiyla da ilgilenmiyorum.

Geri dörtlünün önüne cin setti gibi Diaby ile Toulalan yerlestirilmis ki bu ikisini gecip de kaleye gidebilecek olana helal olsun. Ribery ve Govou kenarlarda durur iken asil soru isareti Gourcuff'in hangi görev ile sahada bulundugudur. Cok kosmustur, sahanin olmasi gereken yer disinda her yerine basmistir da ne diye sahada bulunuyor ? Kenarlar calismadigi vakit ortadan ölcüdürücü paslari ya da oyuna zenginlik kazandirmasi, Anelka'yi kacirip Ribery'i filan farkli sekilde topla bulusturmasi gerekirdi ama bunlarin hicbirisini yapamadi.. Fransa'nin vari yogu Ribery olmus durumda..

Daha da ilginc nokta su ki tek forvet Anelka sahada. Anelka, yillar yili gezgin forvetin belki de en iyi örnegi. Topla genelde bizzat disari cikip ceza sahasi disarisinda bulusuyor. Yer yer bu bulusmalarindan akilli bir hamle sonrasi güzel bir pozisyon olusuyor ama ortaya kafayi vuracak insan Ribery olmak durumunda olunca sonuc ortada.

Ribery, Malouda ile anlasamadigini ve kadroda olmamasi gerektigini söylemis. Malouda ise ne zamandan beri oyuncular kadrolari belirliyor diye cikmisti. Malouda girer girmez Ribery'in saga gecisi taktik midir yoksa Malouda'dan uzak durmak mi anlamadim ama bu gibi tartismalarin oldugu takimlar genelde basarili olamaz, onu bilirim.

Uruguay 3-5-2 ile sahaya cikti. Aslinda 3-4-1-2. O dörtlünün hemen hepsi defansta gecirdi ömrünü. Iki capa Lugano'nun önünü kapatip merkezden delinmesini engeller iken Perreira'lar kanatlarda bek gibi oynamaya calistilar. Ribery mac boyunca teke tek kalamamistir ve bence bu cok büyük bir savunma düzeni basarisidir. Maxi Perreira ile Victorino ikilisinden kendisini kurtaramamistir. Cok ama cok nadiren Maxi Perreira'nin olmadigi zamanda Arevalo yardima gelmis, yine de Ribery'e alan birakmamislardir. Diger tarafta tehlike daha azdi belki ama Alvaro Perreira'nin Forlan'a kesmeleri de Urugay'in tehlikeli bir kac akinindan ikisini olusturmustur.

Sahsen bu macin benim icin izlenemye deger tarafi Uruguay'in Fransayi etkisiz hale getirir iken ortaya koydugu taktiksel düzen ve disiplinli anlayis.. Bu acidan muhtesemdiler. Onlarin sorunu ise kadronun dengesizligidir. Forlan ve Suarez gibi üst düzey liglerdeki top takimlarin önemli yildizlarina servisi yapmasi gereken Yunan Liginden Ignacio olunca isler koptu. Olmasi gereken köprü görevini yapamayinca Forlan cok daha fazla disariya cikip sahadaki bu mevkinin yapmasi gerekenleri de yapmaya calisti ya da tek basina devirmeye calisti Fransayi. Basarili olamasa dahi ortaya koydugu performans oldukca iyiydi.. Bu gibi savunma düzeninde sahaya ciktiginiz vakit ileri cikislariniz cok iyi organize olmak durumunda ve Mourinho'nun Sneijder'i gibi etkili bir pasör olmak durumunda. Uruguay'in temel problemi Fransa'yi ancak etkili acik oyuncularini geri cekerek durdurabilirdi ve onlarin hucumda yer alamamalari nedeniyle ileri ikili yalnizlari oynadi,Forlan'in bireysel becerisine ya da yer yer Alvoro Perreira'nin cikabildigi vakit güzel paslarina.. Su oyun tarzina cok iyi bir on numara kondurabilselerdi tadindan yenmezdi kesinlikle bu takim..

Bana göre 3-5-2 cok gecerli bir sistem degil. Burada da basarili bir 3-5-2 oldugunu ben pek söyleyemem. Pereira'lar cok kosmus olsalar da baktiginiz vakit Güney Afrika'nin orta sahasindan daha fazla metre kosmamislardir zira hucum aksiyonlarinda cok fazla yer alamadilar. Ne zaman ki bu sistemin kenar adamlari hem rakibi durdurup hem de hucuma zenginlik katar, belirleyici olurlar ancak o zaman..

Velhasil Irlanda'nin hakkini yiyerek buraya gelmeleri bir yana basindaki hocadan,secimlerinden ve su oyundan dolayi Fransa'nin tez bir sekilde cekip gitmesini istiyorum. Uruguay'i da cok savunmasindan dolayi tebrik ediyorum kesinlikle..

Macin adami bana göre yine de Maxi Perreira'dir. Zira bu adam Ribery'i bitirmesi bir yana sag bekten sol aciga kosu gerceklestirmistir yeri ve zamani geldiginde..

4 yorum:

Tuğberk dedi ki...

http://atleticobonito.blogspot.com/2010/06/uruguay-0-0-fransa.html

Uruguay çok derli toplu geldi bana..17 numaralı Arevalo Rios çok dikkat çekici bir performans sergiledi..Lugano - Godin ikilisi yine çok başarılı bir ikili..

Fransa'nın baştan aşağı sorunlarla dolu bir takım olduğu gerçek..Domenech ne olursa olsun Malouda'yı ilk 11'de başlatmalıydı..Govou'dan medet ummak çok hayalciydi..

Ve senin de dediğin gibi Anelka'nın tek forveti olması da neyin nesiydi öyle..?Karşısındaki ikili de Lugano - Godin..Anelka'nın arkasında Zidane gelse yine birşey olmazdı şu oyun formatında..

Abidal ve Sagna gibi iki bek orta çizgiyi bile geçmedi..

Frank Baumann dedi ki...

Ignacio Gonzalez, uzun süreli sakatlıların etkisinden midir bilinmez, fizik olarak güçlü fransız ortasahasına karşısında oldukça zayıf kaldı. Fakat kötüydü diyemem. Güney Afrika ve Meksika maçlarında pas yeteğini ortaya koyacaktır.

Türkiye'nin en iyi stoperi diyebileceğim - kendisini hiç sevmesem de - Lugano ise Sidney Govou ile birlikte sahanın en kötüsüydü. Yine de itirazlarıyla bizi sık sık güldürdü:)

Del Piero dedi ki...

Şu vuvuzela kadar b*ktan bişey var mı yaw acaba. O ne öyle ses, vallahi çok uyuz oldum, spikerin dediği gibi gecici veya kalıcı duyma problemlerine neden oluyormuş. Binlerce kişi aynı anda çalıyor.Tamam gelenek iyi hoş ben de severim böyle şeyleri ama bu bize işkence oluyor ya resmen.

Vuvuzelayı biz sivrisinek vızıltıları arasında aç aç b*ktan bir hayat yaşıyoruz. Biz uyuz olduk, siz de görün bu uyuzluk nasıldır mesajını, isyanını vermek için kullanıyorlar demişti bir arkadaşım. Çok mantıklı gelmişti dediği. Zaten başka türlü de açıklayamıyorum böyle geleneği.
Maça gelince ben her halükarda Henry'nin oynaması taraftarıyım. Her ne kadar Barcelona'da bu sezon pek oynamamışsa da o özel bir oyuncu ve kesinlikle Anelka'dan daha yararlı olur, sisteme de daha uyar.
Malouda'nın oynamamasını da zaten hiç anlayamamıştım, Domenech'in mallığına vermiştim, ta ki verdiğin bilgiyi öğrenene kadar. İlginç tabi, Fransa gibi bir takımda Dünya Kupası gibi 4 yılda bir yaşanan futbol şöleninde kişisel kaprislerin olması.

outlaw dedi ki...

maci izlerken tüm "dünya kupasi basladi" gazima ragmen resmen sikildim. (I'larin üstündeki noktalari yok sayin...) domenech'inki gercekten basari, bu kadroyu uruguay mi durdurdu, domenech mi diye sorulsa, domenech derdim kesin.

bir de "fransa'nin vari yogu ribery" demissin, ama ben hala gourcuff'ten cok sey bekleme tavrimda israrciyim. bir de insanin ici aciyor galatasarayli olarak bu adamin elden kacisina. dos santos'u da almasinlar, katmerlensin iyice...

acilis maci daha ilgi cekiciydi benim acimdan, pareira'nin takiminin capini bilerek meksika'yi neredeyse yenmesi izlenmeye degerdi, her ne kadar meksika'yi tutmus olsam da...

bir de dünya futboluna tshabalala hayirli ugurlu olsun, umarim sonu el hadji diouf gibi olmaz.

forlan da fazla aglamasin arkadan alamadigi destek nedeniyle, bu hayatta george weah olmak da var...

bir de gelenek melenek iyi hos da, kafam davul gibi oldu vuvuzela sesinden. formula bir izlerkenki seslere benziyor...