6 Temmuz 2010

Ballack Tarzi Kaptanlik Üzerine.!



Son günlerin ve aslinda bakarsaniz son yillarin bir tartismasidir Ballack tarzi kaptanlik. Lakin bu cok da dogru bir sekilde ortaya konmuyor. Herkes kendi bakis acisina göre icerisinden bir detayi cekip onun üzerinden Ballack tarzi kaptanligi elestiriyor. Oysa tarihe baktiginizda isler pek öyle degil.. Her seyden önce Ballack, Effenberg'in kötü bir kopyasidir. Bu tarz kaptanlik yapan oyuncu bir kez olsun kendi oyuncusundan saha icerisinde tokat yiyorsa, bir basarisizlik söz konusudur.

Ve bir örnek vereyim: Ballack tarzi kaptanligin ülkemizdeki en iyi karsiligi Hagi'nin Galatasarayda yaptigidir.

Oyunculara saha icerisinde üstelik Ballack'tan cok daha agir bir sekilde bagirir,cagirirdi Hagi. Yeri gelir teknik direktörün hangi oyuncuyu sahaya sürmesi ya da sürmemesi konusunda fikrini ortaya koyar, uygulatirdi. Real Madrid macinda Lucescu'nin Jardel'i oyundan almasini engellemistir. Ümit'in bir anda saha icerisinde yanlis yapmasi sonucu topa taca atip oyuncuya girismistir. ve fakat o maclari Galatasaray kadrosunun tamami kaldiramaz iken Hagi mental olarak hepsini ayakta tutacak sekilde ayakta kalan bir adamdi. Liderlik acisindan yaptigi kupayi getirmistir Türkiye'ye.. Cok az insan onun attigi gollerden ziyade liderligi nedeniyle ülkeye bir kupa ve kazanma kültürünü asiladiginin farkindadir..

Effenberg,Ballack,Cantona, Hagi ve daha sayamayacaginiz cokca ünlü futbolcunun özellikle gecmiste yaptigi kaptanlik yari teknik direktörlüktür aslinda. Guardiola da bunlardan birisidir.. Onun taktik konusunda uzun uzun itiraz ettigini biliyoruz biz..

Sorumluluk aliyorsunuz. Eskiden bir teknik adamin üc tane yardimcisi var iken her seye kosmasi gereken, bugün Löw'ün 27 tane farkli konulari isleyecek asistani mevcut. Bu tarz liderligin biraz da tarih olmasinin nedeni artik en kucuk detay icin dahi sorumlu birisinin atanmasi söz konusu. Kim nerden gelirse gelsin hala futbolu oynayan, takimin icerisinde nefes alan futbolcunun teknik adamdan dahi daha iyi görebildigi durumlarin mevcut oldugunu savunanlar da vardir. Ben size tarihten bir iki örnek vereyim..


*Walter-Rahn, otel odasinda.

1954 Dünya Kupasi finalinde Almanlarin karsisinda kupanin tartisilmaz favorisi güclü Macarlar vardir.

Almanya milli takimin kaptani Fritz Walter, Thuner gölü kenarinda teknik adam Herberger ile uzun uzun oda arkadasi Helmut Rahn'in ilkonbir baslamasi icin konusma yapar. Takim kaptaninin israri üzerine Herberger Rahn'i final kadrosunun ilkonbirine yerlestirir.. Almanlar, mucize diye adlandirdiklari ve henüz tarihte tek olan final macinda 2-0 geriden gelip maci galibiyetle bitirmelerini borclu oldugu isim galibiyet golünü de icinde barindiran iki golü atan Fritz'in kadroya soktugu Helmut Rahn'dir.. Alman futbol tarihinin belki de en unutulmayacak gollerini altinda Nisan ayinda coktan planlanmis olan Herberger'in müthis taktiginin yani sira( bunu bir gün uzun uzun yazacagim) kaptanlarinin yardimi da tartismasiz oldukca önemli olmustur bu insanlarin bugün bile inanmakta zorluk cektigi mucizenin gerceklesmesinde..



Beckenbauer'in liderligi almanlar tarafindan cok iyi bilinir. Burada Beckenbauer, 66 Ispanya maci öncesi Helmut Schön ile dostlugunu yeni yeni ilerletiyor. Ileride misal kadroda Bundesligada en cok forma giymis adam olan Karl Heinz Körbel degil de Bayernli Georg Schwarzenbeck'in olmasi tamamen Beckenbauer'in istegi ile gerceklesmistir. Cunku o sadece kaptan degil yari teknik direktördür. Defansin sefi Körbel yerine adam markaji artisi nedeniyle Schwarzenbeck'i kadroya aldirtir. Bunun gibi mevzubahis konu Bayern kaptanlari oldugu vakit tonla örnek vardir. Breitner, Bayern darbesini gerceklestirdikten sonra Bayern efsanesinin ikinci bölümünü baslatir iken kimin oynamasi gerektigini teknik direktörden dahi daha cok belirleyen futbolcu olmustur.

Kötü veya iyi sonuclari mutlaka ki vardir lakin toptan bir reddetme söz konusu olamaz. Giovanni Elber gibi bir adam dahi saha icerisinde ne yapacagini bilemez hale geliyor ve ona gücü veren sahadaki Lider ruhlu Effenberg oluyor. Siklikla bunu röportajlarinda dile getirirdi..

"Yeri gelir ellerimiz, ayaklarimiz titrerdi Madrid,Man U gibi maclarin icerisinde ve tam o anda hepimiz Effenberg'e bakip kazanacagimiza inanirdik.."

Gana macinda Almanya titredi, kimse oynayamadi. Gana'nin oynatmamasi da söz konusu iken asil sorun tek macin büyük bir rezalete sebebiyet verecegi noktada hicbir futbolcunun mental olarak bunu kaldiramamis olmasidir. Eger o Mesut Özil golü olmasaydi bugün herkesin dilinde Ballack'in futbolculugu degil lider olmasi acisindan eksikligi dile getiriliyor olacakti..

Top bu.. Iceriden gecti mi 2+2 bile dört degildir artik.. Iceri geciren, kurallari bastan asagi yeniden yazar ve simdi devir Lahm devridir.

5 yorum:

Sinan Yılmaz dedi ki...

Suat Kaya demiş... Hagi saha içinde başımız sıkıştığında sığınacağımız liman gibiydi diye. Bazen o noktada, umutsuzluk noktasında gerçekten çok işe yarıyordur böyle lider ruhlu ve hele oyunun kaderini değiştirecek yetenekte adamlar.

Bu arada konuyla alakalı değil ama bu tarz kaptan örneklerinin Almanya'da çok olmasının nedeni, Almanların baskın karakterli, lider vasfı yüksek insanlar olmasından olabilir, ne dersin abi sen daha iyi biliyorsun muhakkak...

Borges dedi ki...

extensor: Yok bu yorum nice'ye kayar biraz. Daha cok gelenek ile ilgili.

Hakan Sükür'ün devami Arda Turan sa burada da Effenberg ile yetisen Ballack.. Ya da Kahn, Breitner,Beckenbauer gibi.. geleneksellesiyor.

Bremende tam aksi yöne ilerler.. gibi.

Sinan Yılmaz dedi ki...

Gelenek tek başına yeterli olur mu ki? Misal bence Arda bir Hakan Şükür olamaz. O yoldan gider gitmesine de... O kadar baskın ve saygın olamaz gibi geliyor bana. Hakan'ın karakterinde var, insanları etrafında toplama gibi bir karizma. Arda'da ise yok gibi.

Yine de Almanlar lider karakterli be abi :)
Yada sende örneklerini çok okuduğum için öyle geliyordur, sende de şu liderlik mevzuusuna bir ilgi var gibi :)

Borges dedi ki...

Extensor: Arda'nin da yildizi,albenisi coktur. Hakan'dan daha fazladir belki. Hakan Sükür daha basariliydi, basarinin oldugu yerde cok sey kendiliginden olur. Arda daha sempatik geliyor insanalra, daha cok seviliyor, sayiliyor gibi hemen hemen Sükür'ün yarisi kadar basarili olmamis iken..

Ben hikayeleri severim. Hikayeleri dinledigim vakit varolana farkli bakiyorsun, insanlar degisiyor, roller degisiyor.

Seyrederken effenberg'i begenmezdim cok, tek bir calim atmaz derdim doksanli yillarda.. öyle bakardik o zaman. Sonra baska oluyor, dinledikce baskalasiyor sahanin ici.

Futbolcu hikayeleri sonrasi bambaska bir futbol sahasi cikiyor karsina.

11 insan bu. Makina oynamadigi sürece, 11 insanin oldugu yerde hikayeler, romanlar, filmler cikar hep buradan..

flyingdupe dedi ki...

gana macinda dikkat etmemiştim ama, almanların saha içinde ne yaptıgını bilemde durumu ozelikle ingiltere macında dikkatimi cekti benim ıngiltere ilk golü bulunca. 2. Golu ingilizlerin bağıra bağıra gelmisti resmen. O periyotta mental olarak ezilmisti almanya, o noktada lahm ın yeterli olmadığını düşünüyorum lahm ın ve bana sanki schwiensteiger (garanti yanlıs yazdım gene) yada dengesizligini yansıtmaz ise neuer daha ıyi kaptanlık yaparmis gibi geliyor bana. Tabi bunu sadece schweinsteiger ın saha icindeki oyun stiline ve neuer da gorduğüm (adler faktörü var gerci) khan havasına dayanarak soyluyorumki ikisininde karakter yapıları hakinda cok fikrim yok. Genede kendi fikrim lahm ın kaptanlıgı dışardan bakınca fazla demokratik gözüküyor (du düne kadar yada) ve ortada bir liderlik sorunu var gibi.