13 Ekim 2010

Arda Turan vs Mesut Özil



İki ayrıntı için kıyas yapıyorum. İkisi de yetenekli ve iyi futbolcular ama bir de koşullarına bakmak gerekir.

Mesut Özil. 22 yaşında genç bir yetenek. Almanya'da ortaya çıktı.

Bir Sevgilisi var.. Anna-Maria Lagerblom.. eski Bremenli finli bir futbolcunun eski karısı. Mesut Özil'den 7 yaş büyük. Üstelik Mesut için ismini değiştirip (Melek) müslümanlığa geçtiğinden bahsediliyor ve dahası Sarah Connor'un kardeşi. Dahası Diego'nun eski sevgilisi olan popçu ablasının dansçılarından birisi ile yaşadığı ilişkiden olma sekiz yaşında bir oğlu var.

Ne kadar çok malzeme var değil mi ? Aradaki yaş farkından tutun da kültür farkına kadar olan durumu düşünün.. Eski futbolcu eşi olmasından çocuğu olmasına kadar malzemeleri üst üste toplayın ve bunun Türkiye'de nasıl basın tarafından değerlendirileceğini artık siz.. Bir daha Mesut Türk müdür Alman mıdır iyi düşünürsünüz belki.. Babası gerekirse düğün yaparım diyor filan..

Arda Turan. 23 yaşında.Türkiye'de ortaya çıkan bir yetenek.

Kendisinden beş-altı ay büyük güzel bir sevgilisi var. Valla Hepsi bu.. Sevgilisinin sinema, tiyatro ve dizi oyuncusu olduğundan başka bir tuhaflığı yok. O da ne kadar tuhafsa artık..

Ben onca Mesut Özil tartışması ilçerisinde ilişkisinin masaya yatırıldığı, sakatlığına, performans sorununa neden diye sunulduğunu görmedim, duymadım hiç.. üstelik pres yapmamasına rağmen Mourinho dahi onun doksan dakikayı çıkaramadığından bahsediyor ama toplamda ne olursa olsun Arda'nın çektiklerinin milyonda birini bile..

Neden ülkemizde futbolcu yetişmiyor sorusunu biraz da buradan sorun.. Değişmesi gerekenler listesinin başına neyi koymamız gerektiğini de anlatır bize bu.. Birilerinin maaşından tutun da diğer ayrıntılara kadar futbol dışı konuların futbolu ne kadar gerilettiğinin..

Arda ki yaşının çok üzerinde bir olgunluğa sahip.. Tüm bunlara o bile gögüs geremiyorsa diğerleri nasıl yapsın ? Altına milyon satır daha yazarım ama siz anladınız.. Şimdi Röportaja geçelim zira o Arda'nın dışında bir konu.

12 yorum:

Osman dedi ki...

bugün benim aklimdan gecen mevzu. eline saglik! cok somut ve net bir örnek.

su ortamda, bu sartlar altinda, benim oglum olsa arda ya da mesut gibi, almanya icin oyna derdim.

Adsız dedi ki...

Bir an Erman Toroğlu aklıma geldi:)
Mesut Türkiye için oynasa tipine kadar eleştirilirdi.Özellikle taraftarların sevgilisi hakkında yapacağı şeyleri düşünmek bile istemiyorum.
-------------------

Yazar dedi ki...

sinem kobal'ın yaşı öyle mi ? bir daha bak istersen.

Unknown dedi ki...

Güzel bir karşılaştırma yapmışsınız, elinize sağlık.
Az önce Arda'nın NtvSpor'a verdiği röportajda benim de gözlerim doldu. Keşke sene başında gitseydi dedim içimden. O giderse, basının içindeki şerefsizler kendilerine yeni bir Arda bulacaklar. Yani Arda'nın gitmesi kendisi için bir çözüm olsa da, ülkemiz için değil. Ben de nefret ediyorum bu haberlerden. Peki ne yapmak lazım ?
Ben yakın gelecekten umutlu değilim.

Unknown dedi ki...

Ellerine sağlık Borges! Güzel bir örnekleme. Galiba en iyisi Arda'nın bir Avrupa takımında futbol hayatına devam etmesi olacak.

Junior dedi ki...

Dün Türkiye'nin şöyle bir bakıldığında en kaliteli kanallarından biri olan NTV'nin muhabiri Mirgün Cabas "birazdan ntv ekranında arda ağlıycak..." diye Türkçe bilgisi ve insaf açısından eksik bir tweet geçti hesabından. Bu bile sanırım yeter ülkelerin genç yıldızlara bakışı arasındaki farkı göstermeye. Arda şu sene sonunda kaçsa gitse yurtdışında herhangi bir takıma gerçekten çok sevineceğim. Yazık günah.

il Capitano dedi ki...

abi Arda Şubat 87 doğumlu,Sinem Ağustos 87 doğumlu.Arda daha büyük Sinem'den ordan da vuramazlar yani.

zarkufil dedi ki...

Alpay&Cansel olayini hatirlayin bir de... Arda'ninki basit bile kaliyor. Yazik.

tofi dedi ki...

ben olgun olduğuna inanmıyorum, olgun biri ezeli rakibinin maçında, daha maç başlamadan tahriklere kapılıp oltaya düşmez, 56. dkda da oyundan çıkmaz, arda cool olmaya çalısıp, olamayan, türkiyenin en yetenekli ancak 70 dk anca devamlılığı olan topçusu benim gözümde.

Unknown dedi ki...

Bu konuda daha once baska bir blogda yorum yapmistim yine ayni mevzuya geliyor konu.

Turkiyede Hakemler 24 saat elestiriliyor, yonetimler her daim diken uzerinde, futbolcular ve antrenorler keza hergun infaz ediliyor taraftarlar ve basin tarafindan.
ama ozellikle spor basini basi bos, kimse tarafindan elsetirilmeyen bir kurum, bloglar bu konuda baya bir dertli fakat ulastigimiz kisi sayisi gazetelerle yarisamayacak kadar az.
Spor camiasinin artik kabuk degistirme vakti gelmistir, inanin Ardaya getirilen elestiriler Spor basinin modern futbol cahili oldugundan meydana geliyor, futbol hakkinda cok fazla kelime dagarcigi olmayan bir medyadan Ardanin futbolu hakkinda konusmasini bekliyemezsiniz, malesef spor basinimiz "kahve" kulturu ile yasayan kitleye hitap ediyor yada edebiliyor.

Senin Ulusal Milli takimin iyi kotu Dunyada cogu ulkenin yakalayamadigi basarilar kazanmis, Futbol Takimi Avrupa Sampiyonu Olmus, Hakemin son Barcelon-Rubin Kazan macinda basarili bir sekilde duduk calmis, Yonetimler eskiye nazaran ekonomik acidan her gecen gun yeni kaynaklar olusturmaya baslamis, ama gazetecilik 30 yil once neyse bugunde ayni belkide daha kotu..
Ben Turkiye'de medya, basin haberleri okumuyorum, izlemiyorum cunku bana olumlu anlamda katacak birseyleri yok. Bu spor basini cehresini, etrafindaki kisileri degistirmedigi surece Turkiyeden 10senede bir kazara bir yildiz adayi cikar medyada elbirligiyle onun agzina sicar birakir..

Neyin Pesindesin dedi ki...

Arda gönül verdiği renkler için birçok takımın teklifini redediyor. Bu güzel birşey aslında ama bence artık hataya dönüştü bu durum. Bence artık gitmeli. Keşke ülkemizde futbol anlayışının düzeleceğine inancım olsaydı da, böyle düşünmeseydim.

outlaw dedi ki...

tek umudum sudur: acaba arda'yi bizim nürnberg'e gelecek kadar bunaltabilirler mi bu herifler? (ki arda'nin buraya gelme ihtimali messi'nin türkiye'ye transfer olma ihtimalinden az biraz daha fazla)...