25 Ocak 2015

Tolgay zu Arsenal? Beşiktaş? Trabzonspor?



Bence bu iş bugünlere kalmamalıydı. Tamam, Beşiktaş'ın parası az.. Dikkatli harcama yapmak durumunda ama öte yandan da Bundesliga kalitesinde üstelik bu sezon için önemi bir hayli fazla olan "yerli statüsünde" oynatabileceğiniz bir oyuncu için biraz işbitiricilik ve savurganlık çok görülmemeli. Ekonomik hesabı yaparken kazanılacak olan şampiyonlukla ikincilik arasında milyonlarca euro farkın olduğunu da unutmamak gerekir.

Hülasa  çıkan haberler de Arsenal'in de Beşiktaş-Trabzonspor ikilisine rakip olduğu yönünde..

Normal koşullarda Pazartesi günü sağlık kontrolleri için İstanbul'a geleceği konuşuluyordu. Arsenal devreye girer mi gerçekten? Trabzonspor Beşiktaş'ın elinden kaptı mı? Bilemiyoruz.

Galatasaray ve Beşiktaş'ın yanı sıra Sevilla, Malaga ve Napoli gibi pek çok kulüp ile beraber ismi anıldı.

Enteresan bir adam Tolgay. Futbolcu. Baktığın zaman çok şey görüyorsun ama geçen beş yıl içerisinde bir ilerleme kaydettiğini söylemek zor. En azından "şu zamana kadar olan kısım" için Tolgay "alternatif" oyuncudur. Belirli koşullarda ancak üst düzey performans sergileyebilir. Bu unutulmasın. Süper yıldız moduna sokarsanız alacağınız verimden de olursunuz.

Öte yandan doğru bir teknik adam ile bellki de beş yıldır beklediği o "süper yıldız" oyuncuya dönüşür? Nihayetinde Slaven Bilic ile Beşiktaş'ın takım bütünlüğüne sahip olması ya da "oyuncu gelişimi" konusunda kendisini kanıtlamış Ersun Yanal'ın üzerine katacağını düşünürsek  buradaki performansının üstünde bir kimliğe kavuşacağını söylersek çok da yanılmış olmayız.



"Muhteşem U19 performansı üzerine"

Hamburg'a gelişi olay olmuştu zira Borussia Dortmund U19'u ile 25 maçta attığı 30 gol sonrası haklı bir üne kavuşmuş ve geleceğin büyük yıldızı olarak gösteriliyordu.  A gençler olarak geçen kategoride atılan goller bence daha çok "yeteneği" işaret eder.  Forvet mi stoper mi olacağı dahi bir yere kadar belirsizdir. Bölgesel lige geçince Tolgay tek bir gol dahi atamadı. Oysa A Gençler'in bir üst aşaması olan bölgesel ligde bugün "sol bek" olarak görev yapan Dortmundlu milli oyuncu Erik Durm gol kralı olmuştu. Çok fazla üzerinde durmak gereksiz.  Bu gol sayısı şunu gösterir: Oyuncu yetenekli. Barça'nın Guardiola dönemi ilk 11'inin kaleci hariç hepsi gençler kategorisinde forvet kökenliydi.Nihayetinde 83 Bundesliga maçında sadece 2 gol atmış bir oyuncu olması durumu anlatmaya yetiyor. O bir golü de hatırlarsanız kalecinin çıktığı anda uzaktan atılmış oyuncudur. Lakin başka açıdan ceza sahası içerisinde çok fazla aksiyon içerisinde bulunup Hamburg forvetlerine boş kaleye gol attırmışlığı da çoktur, hatırlatalım.

"Hamburg'un istikrarsızlığı"

Tolgay'ın hakkında en önemli eleştirilerinden gelişim gösteremediği yönünde oldu. Mesut Özil beklentisi vardı, o kariyeri yapamadı. Hamburg kulübü senede asgari iki teknik adam harcar. Aachen'da geçen bir yılı saymazsak 2009'dan bu yana bu istikrarsız kulüpte forma giyen Tolgay'ın gelişim göstermesi kolay değildi. Zaten bugün Bayern Münih'te oynayan Boateng olsun City'den Kompany ya da bugün Schalke'yi taşıyan Tolgay'ın genç takımdan arkadaşı Choupo Moting de yıldız olarak anılmadı. Son da Leverkusen'de bugün gösterdiği performansı Hamburg'da istikrarlı bri şekilde gösteremedi. Sidney Sam dahi Hamburg çıkışlıdır, Leverkusen'de parladı. Bu bir umut.. Bu şu demektir: Oyuncu Hamburg'da gösterdiğinin üzerine çıkma potansiyelini taşır çünkü oynadığı takım istikrarsız ve kötü günler geçiriyor. Duisburg'da harika üç sezon geçiren Olcay'ın küme düşen Kaiserslautern'de gerçek değerini bulamayacağını da akılda tutun diye söylemiştik gibi.. 

Öte yandan yine de Gökhan Töre, Son, Choupo Moting, Van der Vaart, Jerome Boateng, Vincent Kompany gibi pek çok yıldız burada ortalamayı aşarak parlasa da aynı şeyi Tolgay için söyleyemiyoruz. Bu oyuncuların pek çoğu iyi bonservis getirmeyi başardılar. Gerçek değeri açığa çıkmadı belki ama yine de Tolgay'dan daha çok konuşuldu. 2009'da A gençler takımı için yapılan kontratın uzun süre yenilenmemesi de gelişim çizgisini gösterir. Tunay Torun ile benzer kaderi paylaştılar. 

Yine de  Bundesliga seviyesinde bir futbolcu olduğunun da altını çizelim. Başka bir açıdan bakarsak kaybolup gitmiş yıldızlara göre tutunmayı başardığını söyleyebiliriz. Oynadığı her sezonun başlarında gösterdiği performans her zaman kendisinden umut ettirmeyi sağladı.  Sonrasındaki saha içerisindeki düşük profil de eleştirileri beraberinde getirdi. Bir sezon  dahi "muazzam performans gösterdi" diyemeden kulüpten ayrılıyor. Giderken burada bıraktığı intiba şudur: 1 maç oynar 4 maç yatar! Bu istikrarsızlığının bir nedeni de savunma önü mü merkez orta saha mı on numara mı yoksa sağ açık mı bir türlü karar verilememesi oldu. Her bölgede oynadı. 

"Hangi pozisyonda oynar"

Teknik kapasitesi yüksek, topla ilişkisi muazzam. Çalımcı, driplingçi. Uzun da kısa  pas atar. Savunma önünden ziyade yetenekli on numara ve ön liberonun arasında oynadığı zaman en iyi performansı gösteriyor. Atiba ile Oğuzhan/Sosa ikilisininin tamamlayıcısı gibi. Merkez orta sahada arkasındaki çapa ve önündeki oyun kurucunun görevlerini de yapabildiği gibi kilit öneme sahip iki bölgenin asli sorumluluğunu da üzerinde taşımayarak takıma vereceği zarardan da bir nebze kurtulmuş oluyorsunuz.  Van der Vaart'ın hemen arkasında Behrami ile aradaki bölgede oynadı. Pek çok insan Van der Vaart'ın kısa dönem sakatlığına  Tolgay'ın on numara olacağı için sevinirken görüldü ki o iş öyle değilmiş. Keza sanırım bir maçta  Fink dönemi olması gerekir, tek çapa Tolgay çıktı ve iyi bir performans ortaya yine koyamadı.

Yine de  potansiyeli kesinlikle forvet arkası.

 Özellikleri bakımından Tolgay rahatlıkla on numara oynayabilir ve fakat onun en önemli eksiği stratejik akıl yoksunluğu ve sahanın tamamını görerek oynama becerisinin olmaması. On numaranın teknik özelliklerine sahiptir.  Futbolcu yeteneklerinden ziyade mental olarak bir "on numara" aklına sahip değil. Alan dar olduğunda hem oradan çıkma hem de o bölgede iş yapma konusunda çok hünerli. Zaman zaman ceza sahası önünde inanılmaz işler yapması da bu yüzden. Lakin tek başına ne 10 numara oynar ne de savunma önü. Bu yüzden Tolgay'dan o büyük sorumluluğu alacak bir oyuncu olduğu vakit "aslında bu on numarada acaip coşar ha"  ya da "savunma önünde tek başına bırakacasın" düşüncesini size verecek A klasında bir adam ortaya çıkıyor. 

Bunu siz yine de denemeyin, yanılırsınız.. 

Savunma önünde oynamasına rağmen "misal" Veli-Atiba'sında olmayan öldürücü pas özelliğine sahip. Dikine oynar, önündekini geçip topu korur, pasını verir.  Onlar kadar olmasa da Oğuzhan'ın iki sınıf üzerinde bir mücadele gücünü de ekleyin. Lakin Atiba'nın o sorumluluk bilinci ve saha görüşü Tolgay'da yoktur. Özellikle sıkışık oyunda tekniği ve topla ilişkisinin iyi olmasının faydalarını da görürsünüz.. Lakin beş yıldır daha da fazlasını bekledik. Yönetmenlik denilen naneden yoksun bir adam. Stratejik akıl eksikliği diyorum buna ben.

"Transferin değeri"

Ben Tolgay'ı önce Galatasaray için düşünmüştüm. Bunun da en önemli nedenlerinden birisi yabancı kuralının olduğu yerde Melo ve Selçuk'a iyi bir "yerli" alternatif olcağı yönünde oldu. Aldığı parayı ve olası bonservis maliyetini düşününce "on numara bir transfer hamlesi" olarak belirttim. Dikkat edin, süper yıldız değil ve fakat bu maliyete bu performans açısından çok büyük bir transfer hamlesi. Ortalama bir Bundesliga kalitesinden bahsediyoruz.. Üstelik teknik kapasitesi ve dar alanda etkili olması, mücadeleci yapısıyla Türk futbolseverlerle de iyi ilişki kuracağını düşündüm. Ona istikrar kazandıracak takım yapısı ve teknik adamla da buluşursa, kim bilir o 5 yıldır beklenen çıkış burada başlar.

Beşiktaş için de fazlasıyla değerli. Üstelik benim burada bahsettiğim potansiyeli Beşiktaş'ın takım kimliğinin oturmuş olması nedeniyle bir tık geçeceğini de söyleyebiliriz Ön liberoda Veli-Atiba'da eksik olan "dikine oynama becerisi" , "ön alana geçip öldürücü pas" ve teknik kapasitesi ile muazzam bir boşluğu doldurur. Doğrusunu söylemek gerekirse Sosa ya da Oğuzhan ile oynadığında hem onlardan rol çalar hem de onların rolünü geliştirirdi. Üstelik bu oyuncu öyle aman aman bir paraya maliyeti de olmayacaktı. Savunma önü teknik on numara şuradaki yazıda da belirttiğim gibi "güzel ve akıcı" futbolun kaçınılmazıdır. Türkiye Süper Ligi'nde ilk 11'e adını yazdırabilir ve fakat Veli ya da Atiba'yı direkt keser demek çok dahi doğru olmaz. Nihayetinde kadro derinliği ve kadro kalitesine maliyetini de düşünürsek üst düzey bir hamle gerçekleştirmiş olursunuz. 

Trabzonspor açısından bakarsak enteresan bir gelişme olduğunu söyleyebiliriz. Görünen durum Ersun Yanal'ın "Mehmet Topalvari" bir savunma önü oyuncusuna ihtiyacı olduğu şeklinde. Öte yandan Mehmet Ekici, Özer Hurmacı ve Konstant ile üç bölgeye de koyabileceğiniz Tolgayvari oyuncuların fazlalığı da dikkat çekici. Erkan Zengin'in de kenarlardan birisine eklemlendiğinde yetenekli merkez orta sahaların çokluğunda Tolgay'ın transferi bana göre "lüks".  Elbette Tolgay dinamizmi, agresif tutumu ve mücadeleci yapısıyla elde bulunan merkez orta sahalardan daha savunmaya yatkın.  Hamburg'un Bayern ile berabere kalıp Dortmund'u yendiği maçlarda ilk 11 çıkan Tolgay Mehmet ve Özer'in ya da Konstant'ın arkasında tek ön libero "bana göre" oynayamaz ya da sorun çıkarır. Yine de kesin konuşmamak gerekir,  Ersun Yanal elinin değmesi belki başka bir Tolgay ortaya çıkarır, bilinmez. Belki de Konstant gider Soner'den umudu keserek Tolgay-Mehmet Ekici'nin önüne Özer-Erkan-Yusuf/Sefa'lı bir dizilimle Guardiolalığa soyunur, bilinmez..Kim alırsa fiyat maliyet açısından mantıklı bir transfer hamlesi yapmış olur.

Tüm bunların dışında Hakan Çalhanoğlu, Mesut Özil, İlkay Gündoğan sınıfında olmadığını ama hemen onun altındaki sınıfta da kendisini artık ispatladığını söyleyebiliriz. Yazının kurgusu da neden İlkay olamadı olarak belirlendiği için ister istemez "eleştiri dozu" fazla bir içeriği zorunlu kıldı. Tekrar edelim maliyet, yerli olmasından dolayı bu sezona da etki edeceğini düşünürsek on numara bir transfer. Sorun beklentinizi bir yıldız oyuncu seviyesinde olmasın. Eksiklikleri ve kusurları var. Savunma önü, merkez orta saha ve ofansif orta saha konusunda Bundesliga seviyesinde muazzam iş yapar özellikleri olduğu gibi taraftarı çıldırtan hataları, itirazları, konsantrasyon sorunları ve en önemlisi istikrar gibi önemli eksiklikleri de var.

"Sürekli itiraz ve agresiflik"

Son dönem maçlarını çok fazla izleyemedim. Çocuğu olduktan sonra sakinleşmiş olabilir. Lakin beni rahatsız edecek kadar hakeme şikayet konusunda abartılı tavrı vardı. Öyle çok kırmızısı yoktur kariyerinde ama var olan sarıların pek çoğu da gereksiz.

 Tolgay hakkında Hamburglu arkadaşımla(gerçekte St.Paulilidir ama Hamburg'da oturur, yakından takip eder) konuşurken hakemden tutun da her şeye itiraz eden bir sinir halinden bahsediyorduk. Bunun üzerine bazen maçlarda bire biri gereğinden fazla zorladığını ve hatta bu yüzden Hoffenheim maçında atağın geri dönüşünde gol yediğinden de konuştuk. Onun aslında tüm bu itirazlarını ve şikayetçi halini "Ben aslında büyük futbolcuyum" demek istediği şeklinde yorumlamıştık.  Genç yaşta Almanya'yı sarsacak yetenek olarak çıkması, buna önce kendi inanması belki de gelişimine en engel teşkil ettiğini söyleyebiliriz. Gelişimine ket vurmasından , konsantrasyon eksikliğine ve pek çok kusura bu açıdan bakıp değerlendirmek çok da yanlış olmaz.. O çok büyük yetenek olamamışlığın verdiği hayal kırklığını üzerinden atarsa iş yapar. 

Neden takımdan ayrılıyor?

Josef Zinnbauer mental açıdan güçlü bir takım kurma peşinde. İlk maçlarda Holtby'nin hemen arkasında Behrami'nin önünde onu ilk 11'de sahaya sürdü. Van der Vaart ya da başlarda Holtby ile oynadı. İkisi de "fit" olunca yerini kaptırdı.  Kısaca özet geçersek Van der Vaart ve Behrami arasındaki boşluğu iyi değerlendirmiş olsa da Holtby daha iyi bir futbolcu. Aynı şekilde yedekler arasında Jiracek'in dahi önünde olduğunu söyleyemeyiz. Üstelik Hamburg zaman zaman üç değil iki orta ve iki kenar ile çıkıyor ve bu olduğunda Tolgay son Schalke maçında olduğu gibi  kulübeye dahi giremiyor. Bu kulübü terk etmek istemeisnin asıl nedeni olarak gözüküyor. boşta kalınca gelecek olan para ilk seçenek olur ve haliyle Türkiye Süper Ligi çekici geliyor.

5 yorum:

Burak Eren dedi ki...

Abi sen araya girsen Galatasaray'a olur bu iş :)

Borges dedi ki...

Oyuncu ile ben konuşsaydım neden olmasın;) İkna edilemeyecek futbolcu yok ama ben daha çok Selçuk-Melo'ya alternatif olarak düşünmüştüm.

Burak Eren dedi ki...

ben de öyle düşündüğüm için bu transferi çok istemiştim ama Tolgay'ın babası işin rengini çok değiştirdi sanki. Şu dakika bile Galatasaray'ı da işin içerisine sokmak için açıklamalar yapıyor, eskiden teklif almıştık, Galatasaraylıyız falan diye :)

ideal 11 dedi ki...

tolgayı izledim.

yorumların çoğuna katılsamda biraz eksik taraflar var.

tolgay box to box bir oyuncu.çift yönlü oynuyor.

tolgayın futbol aklının kısıtlı olduğunu yazmışsın.bunada katılmıyorum.

tolgay arslanın bence tek şansızlığı hamburg ta bundesligada oynamasıdır.

ilkay gündoğan mı tolgay mı dersen bence tolgayı tercih ederim.baskı anında daha rahat hareket edebiliyor.ilkayın beli kalın olduğundan biraz daha hantal yapısı vardır.

ilkayın şansı dortmundda oynaması.keza nuri şahinde.oyuncu takım birlikteliği oyuncunun kariyerine direk etki ediyor.bunu atlamayın bence.

bence türkiyeye gelen en önemli cm lerin başında geliyor tolgay.

not:galatasaraylıyım.

Borges dedi ki...

İdeal 11: Box to box'tır. Net. Doğru ve fakat ne İlkay'ı yahu? On tane Hamburglu arkadaşım var benim koyu. Bir tanesi de "neden gidiyor" demiyor. Ayağından topu çıkaracağı zamanı bilmiyor, sadece şu sezonda iki tane gol yedirmişliği var. Bazen harika ve çok iyi oynuyor arkasından beş maç yok.

Hamburg kötü tamam da Gökhan Töre de oynadı burada. Etki yapan etki yapıyor. Bu sezon 90 dakikayı çıkardığı iki maç var birisi de Dortmund sanırım. Oynadı mı iyi de.. 5 maça 1.

İlkay ile hiçbir zaman kıyaslamıyorum. Baskıyı kaldırması ne? Dar alanda daha etkilidir, daha agresifdir diyebiliriz. Ama allahaşkına İlkay seviyesi çok uzak.. 5 yıldır burada 1 yıl da Aachen da oynadı. Kötü değildi ama işte ortalamanın da biraz iyisiydi ikinci Bundesligada.

İlkay'ın en önemli farkın söyleyeyim: Sahanın tamamını görüyor. Onun sadece Manchester City'deki paslarını bulman için tolgay'ın 95 maçını masaya yatırman gerekir arkadaşım.. Az buz izlemedik ki..

Biliç ile belki istikrar kazanırsa bugünlü Veli Kavlak sınıfına girer en fazla.Benim umudum ondan kalmadı.