20 Eylül 2010

Schalke - Dortmund 1-3



Soldakinin arkadaşlığı pek samimi gelmedi bana zira insanoğlu düşmanına yapmaz bunu. Dortmund deyim yerindeyse ezerek Schalke'yi üstelik kendi evinde ve en olmayacak zaman diliminde yendi. Skorun iki farklı olması aldatmasın kimseyi zira oyun olarak en az Stuttgart'ın Gladbach'a attığı gol kadar fark vardı iki takım arasında..

Dortmund takımının inanın bana kıskanılacak kadar güzel genç ve yetenekli oyunculardan oluşan kadrosu var. Kaleci ile Owomoyela'nın yaşının otuz olması ya da Barrios'un 25 yaşı kimseyi kandırmasın. 8 tane oyuncu 22 yaş ve altı.. Buna rağmen kimse Nuri Şahin'e Bundesligada tecrübesiz diyemez.. Böyle bir enerjinin ve genç kadronun diğer bütün takımların aksine beraber oynadığı maç sayısı ve birbirlerine olan uyumu çok takımdan daha üst seviyede.. Dolayısla bu enerjinin uyum artısı ile beraber saha içerisine yayılması karşısında çok az takım durabilir.. Hele ki Schalke gibi orta sahası ile forvetinden defansına kadar uyumsuz ve sorumlu takımların hiç mi hiç şansı yok..



Derbiye damgasını Dortmund ve onun capun oyunucusu Kagawa vurdu. Sağına ve soluna Greusskreutz ve 1992 doğumlu genç yetenek Mario Götze'yi alıyor. Kagawa'nın oyun stili önceden kestirilemez. Nereye hızlanacağını ve nasıl oynayacağını bilemezsiniz ve bunun üzerine çok hareketli, bir dakika içerisinde iki kez kanat değiştirebilecek kadar hızlı Götze ve Greusskreutz olduğu vakit işiniz çok zor. Barrios'un statik olmayan oyun yapısını da ekleyince ortaya Nuri'nin liderliğinde baş döndürücü bir hücum aksiyonları çıkıyor..

Schalke geçen sene ne kadar kötü olursa olsun kaleci Neuer ile birlikte Westermann ve Bordon ile ligin en iyi defans hattına sahip idi. Hali hazırda Şampiyonlar Ligi için transfer yapabilme adına bunlara Rafinha'da dahil olmak üzere geri dörtlüsünü satmak ya da yol vermek durumunda kalmasının cezasını çekiyor. Defans hattı yetenek değil fiziksel özellikleri ile uyumun öne çıktığı bölgedir. ikincisinden çok çekiyor Magath.. Aslında oyunu önde oynayabilecek konumda olsalar bir ihtimal bu uyum süresini çok daha az hasarla kapatabilirlerdi ve fakat Dortmund gibi sürekli koşan ve bozan oyuncu grubuna karşı oyunu önde oynamak mümkün olmadı..

Raul,Huntelaar ve Farfan. Burada Farfan'ın varlığı her şeyi bozuyor. Çok tipik bir kenar oyuncusudur Farfan. 4-2-3-1 ya da 4-3-3 için ideal bir kenar adamıdır ve fakat ne orta sahada oynatabilirsiniz ne de forvette. Sadece burada.. Bunun üzerine iki tane pahalı ve oynamazsa sorun çıkarabilecek forvet oyuncusuna sahipsiniz.Raul ve Huntelaar. Magath bu iki oyuncunun arkasına Jurado'yu yerleştirebilir iken Farfan ile beraber dört topa basmaz oyuncu mümkün değildir. Dahası Farfan bu takımın an itibari ile tek formda olan oyuncusu iken Magath'ın yapabileceği çok fazla bir şey yok.. En büyük sıkıntısı Rafinha'nın satılışından sonra onun yerine aldığı Uchida'nın da sakatlanması sonrası Moritz gibi deneyimsiz defansif orta sahayı sağ bek oynatmak durumunda kalması.. Raul-Farfan-Deac bir çizgi oluşturdular ve Raul'dan gol ya da forvet arkası değil de bu üçlünün pasörlüğü istenildi.. Mümkün değildi bu..

Nuri'nin şefliği altında bulunan oyuncu sayısı Bundesliganın en ofansif beki olan Owomoyela'nın da katılımı ile çok oyuncu olması aynı şekilde hareketlilik ekseninde ihtimallerin çok fazla olması izleyenlere keyif rakibe ise acı veriyor. Dortmund ancak ve ancak çok sağlam ve uyumlu defans hattının olası alan savunması ile durdurulabilir iken Schalke ve Uyum birbirlerine çok uzak iki kavram bugünlerde.. Bu durumda Dortmund'un şovu da kaçılnılmaz oldu.

Belki de ilk defa yıllar sonra herkesin galibiyete ve mağlubiyete bakış açısı hemen hemen aynıydı. Sonuna kadar hak eden taraf sonuna kadar hak ettiği mağlubiyeti tattırdı.



Derbi öncesi Bild'in fotoğrafı.. en az 2-0 olur ve iki golü de ben atarım diyordu.. Capunlar düzgün adamlardır, verdikleri söze sadık kalırlar ve Kagawa'da bunun en güzel örneği.. 350 bin dolar maliyeti. Takımını ikinci ligden birincisine çıkardıktan on maç sonra buraya geldi ve aslında Lewandowski'nin yedeğiydi ve fakat formuyla onu yedeğe attı.. Geleceği çok ama çok iyi..

5 yorum:

Ice-Man dedi ki...

Türk takımlarının en az birkaç milyon euro bedelle, elde patlayan cinsten bombaları nerede, Dortmund gibi bir takımın Japon 2. liginden 350 bin euro bedelle yaptığı Kagawa transferi nerede? Bu maliyetlerde daha şimdiden gösterdiği bu performans alkışı fazlası ile hakediyor.

mre dedi ki...

Kadro mühendisliği diyorum. Madem Raul'lu Farfan'lı bir üçlü forvet o halde neden Huntelaar diyorum. Magath bu sefer tutturamadı diyorum. Bakalım görelim...
Bu arada gerçekten kaliteli oyuncular alındı ama FM'de bile bu oyunculardan mantıklı bir diziliş çıkarmanız çok zor. Yedek bırakamayacağınız isimler de cabası.

markar dedi ki...

Ya Nuri ye milli takımda bir yer bulamaz mıyız?! Yani Emreyi kesmezler, defansif özelliklerine çok güvenmiyolar( ki bence haksızlar izleyen ne kadar top çaldığını ve defansif orta saha bölgelerinde doğru yerlerde konumlandığını görür) ama adam bağırıyor artık "ben oynamalıyım!" diye.

sakatlıklar sebebiyle(sayesinde) oynar Almanya maçında, eğer iyi maç çıkarırsa bi daha da bırakmaz formayı umarım.

benden bu kadar dedi ki...

umarım gecen sene leverkusen'in başına gelenler gelmez abi.. onların da gencecik bi kadrosu vardı böyle, güzel de gidiyorlardı lakin ligin 2. yarısında götü başı dağıttılar. dotmundluların ayakları yere sağlam basıyor mu dersin?

CaRtMaNtR dedi ki...

aslında arkada mehmet topal önde sol iç emre sağ iç nuri şeklinde bir orta üçlü ile maça başlayıp sağ açıkta hamit sol açıkta arda forvette formda bir mevlüt yada sercan ile oldukça hareketli ve akıcı bir hücum takımı olabilecek bir milli takımımız var. şu saydığım kadroda takımın beyni nuri kalbide arda olabilir.

gerçi bizim ülkede hiddink başta olsa bile yardımcılarının esas olarak kadroyu şekillendirmede etkileri olduğuna inandığımdan nuri gibi bu yaşta bundesliganın baş altı takımlarından birinin liderini bir türlü milli takıma monte edemiyoruz.

derbiye dönersek magath eğer tüm güçleri elinde toplamamış olsa muhtemelen şu anda kovulmuş olabilir. ha yinede bir kaç mağlubiyet daha alması durumunda sahip olduğu tüm güce rağmen yinede koltuğu çok ciddi sallanır herhalde. ama en büyük şansı gücünün yanında yıllardır bir düzen oturtmaya çalışan schalke'nin bu düzeni kurmak için ondan daha uygun bir hoca bulmasının çok zor olması.