7 Şubat 2011

Küçük takım hocası: Van Gaal.!



Van Gaal bana göre büyük takım hocası değil. Ona Avrupa liglerinin orta sıra takımını verin size şampiyonlar ligini kazandırsın ama büyük takım içerisinde bu karakter her daim sorunlar yaşayacaktır.

Futbolu biliyor. Çok teknik adam için bu basit cümleyi kuramam ben. Futbolu çok iyi biliyor.. Tam anlamıyla bir teknik direktör. Onun yeteneği var. Oyuncu yetiştirebiliyor. Aslında teknik direktör de yetiştirebiliyor. Eğitmen.. Sahadaki oyuncuları da eğitebiliyor. Sistem kurucu.. Abartıyor diyeceksiniz ama Almanya'nın dünya kupasında oynadığı sistemin temelini dahi Van Gaal atmıştır. (Badstuber-Lahm-Schweinsteiger-Müller-Klose benzer rollere soyunmuşlardır)

Mourinho ona çok benzer lakin küçük ve önemli farklar söz konusu.

Van Gaal kafasındaki muazzam sistemi sahanın içerisinde kurmak için oyuncular konusunda asla taviz vermez. Oyunculara sistemine göre yeniden şekil verir ve tam da bu yüzden aslında yıldız oyuncu onun en büyük sorunudur. Aynı zamanda pozitif futbol delisidir. Sonuçtan ziyade topa sahip olup oyuna hükmederek kazanmak ister, galibiyete giden her yol Mourinho'da olduğu gibi onda mübah değildir.

Mourinho oynatacağı sistemi aynı zamanda elindeki oyuncuların oluruna gör yeniden düzenleyebiliyor. Cristiano Ronaldo'yu yapamayacağı eylemleriyle beraber zorlayayarak düzene oturtmaktansa onun olabileceği şekliyle kendisine bir sistem yaratıyor. Bencil ya da gezgin mi saha içerisinde Ronaldo ? O zaman ona göre bir ön alan kurgusu içerisine giriyor. Van Gaal'da ise ister Ronaldo ister Ribery ya da Robben olsun tamamen Van Gaal sistemine uygunluk göstermesi için oyuncuya baskı yapılır. Oyuncu gerekirse yeniden eğitilir.. Özellikle saha içerisindeki pozisyon alma konusunda çok sert takıntıları vardır ama takımının en büyük gücü de buradan gelir. Örnek vermek gerekirse Cristiano Ronaldo asla ve asla o şekilde özgür olamaz Van Gaal'in takımında..

Mourinho kendi sistemi için kadrosu yetersiz kalırsa hemen tam da oraya uygun oyuncu transferi için kulube baskı yapar iken Van Gaal kendisine sunulan oyuncuları reddedip inatla elindeki genç oyuncuları yetiştirerek bu sorunları halletme uğraşısı içerisinde..



Çok önemli oyuncusu Schweinsteiger sözleşmeyi uzatmıyordu. Tam bu noktada bir teknik adam kendisini düşünüp oyuncunun ikna edilmesini ya da yenisinin hemen alınmasını yönetimden istemesi gerekir, peki o ne yapıyor ? O zaman Schweini hemen satılsın ki bonservisinden para kazansın kulup diyor.. Bayern yönetimi tam bu noktada ona uyarı çekiyor ve senin işin bu değil diyerek sınırı çiziyor. Bir süre sonra yönetim oyuncuyu ikna edip sözleşmeyi uzatıyor. Daha da önemlisi böyle bir eksik olsaydı dahi Van Gaal'in transfer istemeyeceğidir. Çünkü o en iyi yaptığı işi yine yapacak ve o boşluğu isimsiz oyuncuyu eğiterek oraya yerleştirip başarı sağlayacak.. Küçük takımlar için muazzam bir teknik adam tavrı iken Bayern gibi bir kulupte gereksiz risk almak oluyor bu.

Ezelden beri sorun hep aynı. Kaleci ve stoper eksikliğinin yanında sol bek sıkıntısı.. Bir de öndeki üçlünün içerisine yerleştirilecek on numara belki.. Sezona Bayern hiç transfer tapmadan girdi. İnatla kendisine sunulan sol bekleri istemedi ve dahası defansa da oyuncu aldırmadı. Kaleci de keza aynı şekilde.. Ajax ya da Barça gibi madende bu ilke doğrultusunda çalışırsanız iyi sonuçlar alabilirsiniz ama her zaman her kulupte değil..

Milli takım başarısı olmadı ve ben çok iyi biliyorum ki ileride de olmayacaktır her ne kadar o herhangi bir milli takıma geçip turnuva kazanma hayali kursa da.. Zira onun takımının verimli olabilmesi için uzun süreli çalışmaya ihtiyacı var.



Hataları:

Lucio.. Onu durduk yere İnter'e gönderdi ve o gittiğinden beri bu takımın stoper sorunu var. Şampiyonlar ligi finalini kaybetmesine dahi etki etmiştir diyebiliriz. Lucio inanılmaz disiplinli, çalışkan ve üst düzey stoper idi. Çok büyük bir hata..

Bugün itibari ile Schweinsteiger.. Dünyanın belki de mevkisinin en iyisi olan adamın mevkisini kaydırma eylemi. Onu on numara oynatma sevdasında. 6 olur 8 de güzel ama 10.. Van Bommel'in da ayrılışı sonrası ne bıraktığı boşluğu arkadan doldurabilecek bir isim söz konusu ne de on numarada çılgın atan bir Schweini var.

Timoschuk.. Schweinsteiger'in olmadığı yerde Ottl'dan çok daha iyi bir seçenek iken ağır adamı diğer ağır Badstuber ile beraber tandeme koyarak çifte zarar. Breno tam da forma girmiş iken Timo'yu zorlayarak onun önüne koyması.

Van Bommel'in erken bir şekilde gönderilmesini sağlaması. Bir sezon önce Schweinsteiger ile beraber muhteşem bir merkez yaratmış iken bunu aslında durduk yere bozması desek yanlış olmaz.

Kraft hamlesi.. Butt oynadığı maçlarda neredeyse sıfır basit hata ile yoluna devam eder iken genç kaleciyi hazırlıksız bir şekilde Butt'u yedeğe çekip kaleye koyması. Kazanırsa Xavi,İniesta,Müller, Badstuber'larına bir yenisini ekleyecekti belki ama o risk alınmalı mıydı ki ?

Tam olarak hata diyemeyiz belki ama olağan Bayern transfer politikasını istemeyerek de olsa bozması. Bir yandan kendisini güçlendirir iken diğer yandan bundesligadaki rakiplerinin belini kıran adımların eskisi gibi atılmaması. (ohh ne güzel bence) Özil ve Khedira'nın yanı sıra Hummels ve Nuri takıma kazandırılsaydı ne Dortmund bugün böyle lider ne de Bayern bu kadar maç kaybetmiş olurdu.

Tüm bu hatalara rağmen Şampiyonlar liginde gruplarda topladığı puanla rekor kırar iken ligin de üçüncüsü. Eline on bir tane sokaktan oyuncu verseniz dahi dört yıl sonra o takımı şampiyon yapacak kadar futbol eğitmeni, bilir kişisi.. Bayern değil de biraz daha orta sıra ya da herhangi bir istanbul üç büyüğünde olsaydı o takımı zaman içerisinde çok az bir parayla şampiyonlar ligi şampiyonu yapacak kadar başarılı bir teknik direktör. Bugün Bayern'in topa sahip olmasından pozisyon üretimine kadar aslında pek çok başarısı teknik direktör imzası taşır ve fakat sürekli zirveye oynayan takımın içerisinde onun bu maddi kar getiren eylemlerinin değeri olmayabiliyor.

Bayern Ribery ve Robben bir maç olup diğer maç sakatlandığı için zorlanıyor belki ama toplamda yeteneksizlikten değil kurulu düzenin sürekli bozulmasından dolayı sorun yaşıyor. Ribery ve Robben hiç olmasaydı belki geçen sene bu kadar başarılı olamazdı ama bu sene de zorluk yaşanmazdı bugünkü gibi zira o elindekilerle güzel bir takım oluşturmuştu çoktan..

Hülasa; Rijkaard Bayern'e Van Gaal ise Galatasaray'a yakışırdı.. O Davids'ine iki dakikada kavuşurdu biz de Mustafa Sarp'larla başarıya.. Mustafa Sarplarla.. Böyle yetenekli bir futbol adamıdır.!

6 yorum:

kakam gelmis olamaz mı dedi ki...

Mustafa sarp'lara van gaal bile futbol oynatamaz. o belin hakkı odundur, kütüktür!

chota dedi ki...

Bir teknik direktör daha başka nasıl övülebilirki.? Mustafa Sarp'larla bile bir takım oluşturabilir...Övgüde nirvana diye buna derim ben...

Sade dedi ki...

ciddi ciddi giden yazının sonunda acayip bir gülümse kapladı yüzümü :)) yüzüm güldü, saol :)

Kalau dedi ki...

Çok abartmışsınız, atı oynatır de tamam. eşeği oynatır de o da tamam! Ama Mustafa sarp? Yok artık!Caanım yazı sonda ki bi benzetme yalan oldu ya, ne güzel okudum okudum ama en sonunda aklımda kalan yine mustafa Sarp!! Kabusum oldu adam ya.. Neyse, keşke Van Gaal'ı getirebilseler.Varsın bi kaç yılı da onun için kaybedelim.Yeter ki sonunda umut ışığı olsun..

f ı R a t dedi ki...

Ben Van Gaal ın türkiyede herhangi bir takımda başarılı olacağına inanmıyorum. Rijkaar ile aralarında pek fark görmüyorum. Her iki teknik adamda ayağa pas ve topa hakim olma isteğinde. Türkiyede bu başarılı olamaz bu sistem

silent lucidity dedi ki...

1-2 aydır fırsat bulamıyordum iş yoğunluğundan dolayı,ancak mükemmel bir yazı buldum gs sözlük aracılığıyla;"Bayern değil de biraz daha orta sıra ya da herhangi bir istanbul üç büyüğünde olsaydı o takımı zaman içerisinde çok az bir parayla şampiyonlar ligi şampiyonu yapacak kadar başarılı bir teknik direktör." cümlesiyle de duygularıma tercüman oldun sevgili borges,çok teşekkürler.Mustafa Sarp sezon sonu yolcu,gelsin bizi Yekta'larla şampiyon yapsın yeter:)