22 Kasım 2007

Fatih Terim Cilginligi

Istenmeyen adam. Birileri istemiyor. Tek basina futbol degil onlarin derdi, ayni zamanda hangi insanlarin ne sekilde basariya ulasip ne sekilde hareket ettikleri ile de ilgileniyorlar. Cok da yanlis degil, dünyanin en basarili adami olsun, istemeyebilirsiniz. Benim de bu sekilde basarili olmus ama adam olamamis onlarca insana karsi isyanim var, sevemiyorum. Velakin ben de futbol agir basar biraz. Ayni zamanda futboldan beklentim de baska. Entelektüel birikimi olsun, Eric Cantona olsun filan demem seyredecegim ve alkislayacagim futbol adamlari icin.. Daha dogru bir ifade ile ana kriterim bunlar degildir. ihtimaller ve dahilinde alacaginiz keyf azalir. Türkiye gibi bir ülkeden her seyden önce Futbolcu ve Teknik adam cikaracagim.. Bu basina, halka ve en önemlisi baskiya karsi bunlarin üstesinden gelecek karakterde olacak.. Soyle düsünün; Bosna'nin son saniyede bir gol attigini.. Bugün Fatih Terim'in basina geleceklerini hayal edin az biraz.. Onun mac sonrasi sevinc cigliginin sebebi kendi karakterinden ve ayni sekilde üzerine dogrultulmus silahlarin patlama korkusundan kaynaklanir.Terim kadar, terim'e bakisinizi ve onu ipe götürme sevdanizin da bugün sevemediginiz adamin eylemlerinde basrol oynadigini.. Öyle ya, o kötü de siz cok mu iyisiniz ? Sikip atmayacak miydiniz olasi bir basarisizlikta.. Ki basari gelse de ülkenin buyuk bir kismi hala "basari degil, zaten cikmasi gerekiyordu" sacmaliginda.. Sanirsin her dört yilda bir yapilan bu kupaya türkiye bir iki istisna haric devamli katilim göstermis.. 1996 yilinda 40 kusur yil sonra ikinci kez "fatih terim" ile katildik, Mustafa denizli ile 2000 yilinda üc, Simdi de dört.. Nedir derdiniz anlamis degilim. Ülke bu, ortalama insani da bu, futbolu da futbolcusu da bu. Terim'in hatalari vardir, karakterine iliskin tuhafliklari.. Ama kibri, elestirilen, her tarafta bahsedilen kendine olan güveni ayni zamanda basarisinin temel nedenidir. Simdi, türkiye 1996 yilinda oldugu gibi iyi top oynayarak elemelere katilmamistir. Bu yüzden pek cok soru isareti vardir kafada. velakin kazanmasinin sebebi de kazanacagina olan inancidir. Yillar önce milli takimin cok güzel oynayip kazanamadigi maclari hepimiz biliyoruz. Inanc kimse de yoktu. bir adam cikiyor adanadan.. Önce milli takim, arkasindan galatasaray ve kimse kendini kandirmasin yine galatasarayin oyuncularindan kurulu bir takim ve hemen hemen ayni taktik ile dünya kupasinda bir derece.. Dikkat ederseniz türk futbolunda bir gelisim yili degildi pek. Öyle olsa avrupa'ya giden yildizlarin tamami Galatasaray klubunden olmaz, ayni sekilde Galatasaray'in disinda diger takimlarin da Sampiyonlar liginde, Uefa kupasinda dereceleri olur, Ülke bazinda bir gelisimin az biraz belirtileri belirirdi. Dört yil üst üste sampiyon olan bir takim ve bunun yansimalari.. Terim ile baslayan bir gelisim süreci var daha dogru bir yaklasimdir.

Bu adam adanali, bildigin ortalama Türk insani. Benim baska bir beklentim yok, sadece gelecege dair umutlarim var. Futbol adina bakarsak sevindirici bir gelisme. Keza Hakan Sükür. Sakaryadan kopma, dindar bir adam. Ilk cinselligini ilk evliliginde yasamis, Ailesinin sözünden cikmayan, babasinin baskisi ile türlü türlü kisilik problemleri olan.. her ikisine de helal olsun. Ben elestirebilirim ama cikaramazdim o maclari.. Bosna macini izler iken her bakimdan lanet ettigim primin miktarini bir daha düsündüm. Televizyondan izlemek güzel, velakin yenilen bir golde Tuncay Sanli'nin yerinde kac kisi olmak ister ? Sayfalarca ve günlerce üzerinize gelecekler.. üstelik kin, nefret oyle bir boyuta ulasmis ki bir yerinden cikmak icin yer ariyor futbol maclarinda.. hic olmamasi gereken yerde. Emre'yi gördük. karsilikli bir doldurusa gelme degil aslinda, ülkenin nefretinin ciktigi yer olmus futbol. Ingiltere kendi yasadigi olayi unutacaktir. Futbolun kalbi, milyonlarca dolarlik yildizlar ve evinde iddiasi olmayan bir baska takima yenilisi.. Tamam hirvatistan bosna hersek degil de türkiye de ingiltere degil. Ingiltereymiscesine "zaten cikacaktik" sacmaliklari..

Nasil ciktigimizin önemi yok a dostlar.. Danimarka 1992 yilinda kupayi kaldirdi. Velakin elemelere gitme hakkina dahi sahip degildi. Üstelik finallere 11 gün kala yugoslavya'nin ic savas nedeniyle kupaya katilamamasindan dolayi danimarka'nin istirak edilecegi aciklandi. Tatillerini kesip gelen danimarkali futbolciular kupayi takimlarina kazandirdi. Hatta derim ki dönem itibari ile form yakaladiginiz zaman dört maci üst üste alip ciddi bir zafer yasatabilirsiniz.

Bir baska acidan ispanya grup elemlerinde her daim lider cikmistir, cokca zaman yenilgisiz ve gol rekoru kirarak.. velakin herhangi bir turnuvada ceyrek final gördügünü ben hatirlamiyorum. yasim da var yani..

Hiç yorum yok: