1 Mart 2008

"Kaybetmek istemiyorum " Yazisi Üzerine



CC güzel bir post atmis. Kaybetmek istemiyorum gibi.

Temelde ola giden olaylari farkli algilar insanlar ve akabinde farkli degerlendirmer ile sonuclanir. Bu postta da oldugu gibi Müslüm Gürses'in son icraatlarina olan muhafazakar yaklasim kaybedilenden yola cikarak kendisine bir tanim olusturur. Misal bence muhtesem bir devrim gerceklestirdi Müslüm Gürses. Yaptigini tekrar etmektense, baska bir alanda kendisini var etti. üstelik taraftarlari ve fanatikleri tarafindan toplum icerisinde sürekli kistirikdiklari, rahatsiz ettikleri, üzerine cullandiklari kesime kendisini sevdirmeyi basarmistir. Basardigi yenilir yutulur degil aslinda. Yirmi Yasinda degil ki en iyi eserlerinden sevenlerini mahrum ederek bir baska yola ayrilsin. Ben buna olumlu bakarin, bir baskasi neden gecmiste yaptigini devam ettirmedi gibi baska bir yaklasim sergileyebilir, bakistir eni sonu.

Ben, Arda Turan'in isminin önüne su gelisim sürecinden sonra türk futbolunun geldigi noktada "Ronaldo Arda Turan" demeyi türk fuboluna ve futbolcusuna yapilabilecek en buyuk ayip sayarim. Gelismemisligin bence en buyuk göstergesi budur. Eskiden Sifo yasar iken Sifo diyebiliyorduk, zira gercek belcikali Schifo o kadar uzakti ki bizim icin.. Futbolcular avrupada isim yapmis olan isimlerle kiyasa sokuluyor, henüz yeni girilmis baska bir sinifin en altinda olmasindan dolayi olusan mesafenin acisini yasiyoruz. Amma velakin en azindan Ronaldo Hakan Sükür gibi bir sacmaligin, asagilanmisligin bir daha tekrar etmeyecegini bilmenin huzuru var. Luca Toni ile Hakan Sükür'ü kiyaslarim, hemen her alanda Toni galip cikar, velakin "Toni Hakan Sükür" gibi bir asagilanma yasanmayacaktir, onun "sinifinda"dir türk futbolu.velakin fark vardir, her kiyasda da aciga cikar, bu cok baska.

Bir baska acidan eger ki biz Diego Capel ile Ugur Boral'iu kiyaslamaz isek nasil gelisecektir bu türk futbolu ? Mehmet Topal deli gibi elestirilmezse, Gattuso, Xavi,Vieria gibi isimlerle kiyasa sokulup yer yer asagilanmazsa nasil bir üst seviyeye cikacaktir ? Gelisimi durduran yegane unsur bir futbolcunun kendisine "tamam" demesidir, elestirilmemesidir. Hakan Sükür'ün tüm zamanlari boyunca diger türk futbolcularina oranla daha cok elestirilmesinin en önemli nedeni, türk futbolunun yerlerde süründügü dönemde bir sinif yukariya atlayabilen istisna olmasinda yatar. Aradaki fark ucurumdu lakin kimse "Batistuta Hakan Sükür" diyemeyecek konumdaydi. Saffet Sancakli da ayni sekilde kabzimallik sergilese de "basari" olarak addedilebiliyordu yaptiklari.. zira sinif, klas farki vardi. Kafadan aradaki ucurumu kabul edip kiyasa bile sokmayip "kendi ligimize göre eh iyi" iste diyorduk.. Simdi öyle degil, en iyi on ligin arasina girmis durumda ve elestiri, kiyas bir baska acidan gelismisligin, avrupa ligi gibi algilanmasinin bir baska ciktisidir.

Cok sükür ki Müslüm Gürses, her bakimdan kendisine olumsuz bakan, yer yer kendi mesreplerince asagilma sifati olarak kullanilan ismini cok baska bir yere tasiyarak kendisnin disinda kalan arabesk kültürün disina cikmaya basarabilmistir. Ve ayni sekilde benim ülkemde hic kimse bir daha henüz faal futbol hayatina devam eden bir futbolcunun ismini, kendi isminden öne cikaramayacaktir. Pek cok insan sifo'nun isminin mehmet oldugunu dahi bilmezdi. Bundan daha buyuk asagilama olur mu ki ?

Sinif atlamanin acisi vardir, türk futbolu onu yasiyor. Elestirilerek farkin kapanmasi yolundaki adimlar öne cikacaktir, o azmi varedecektir, kendisine birakilmayacaktir futbolcular.. Tamam bittim diyemeyecek zira artik baska bir sinifin en kötü ögrencileri arasindadir ve orada da zamanla "elestirilerek, yer yer asagilanilarak" basarili olmasi yönünde azmi saglayacagizdir.

Hiç yorum yok: