10 Nisan 2009

Dostluk ve Iliskiler Üzerine.!



Dost..

..bundan ben'de cok oldu. dostlarimdir yasamim derdim. aslina bakacak olursaniz baska caremiz yoktu. dost kavramina zorunlu olarak olumlu anlamlar kattik yillar yili. yurtlarda gecen yasamin baska bir öznesi olabilir miydi? "lar" takisi dahi cogullastirdigindan, birden fazla yaptigindan "kolay bulunabilir nesne" konumuna getirdiginden dolayi kabul edilemezdi. Üzerine titredik bu kavramin, önüne yasamimizi serdik. Her seyin parcasi oldu. Öyle oldu ki, bir seyi yasadigimiz zaman, o seyden aldigimiz hazdan daha cok, onu bir baskasi -dost- ile paylasacagimiza sevindik. karisir olduk. her seyi birbirine gecirdik. siralamayi sasirdik. aile,sevgili,dost ücgeninde kose kapmaca oynadik yillar yili. rekabet ve siralama sevdasi her daim pesimizi birakmadi. kim hangi sirada, nasil bir öneme sahip cetelesini tuttuk. önem verdik, degerli kildik, basimizin taci yaptik. sevdik, dövdük dost kavramini.

...kucuk bir rastlanti, ortak bir keyif, benzer acilarin tecrübesinin hüznünde bulusuverdik bir an. Istisnalar olsa da, uzun süreli iliskilerin baslangicinda mucizevi bir rastlantinin, olagandisi bir durumun olamayacagina inanirim. yavas, sessiz ve siradan baslayan dostluk/ ask ve her türlü iliski tutkulu, derin ve nitelikli olacaktir. hani nasil basladigini bile hatirlamadigim bir dost'um oldu. tanisma sonrasi yurtta beraber gecirilen üc yil sonrasi ciktigim eve zorunluluktan dolayi misafir olmasiyla gelisti/basladi her sey. yurttaydik iste. ailesiz, ilgisiz,sorgusuz sualsizdik. galatasarayliydik, bilardo oynamayi severdik.. ailesinden geriye kalan "amcasi"ni terk etmesiyle "ailesi" oluverdim. yasamda olumlu anlamda hicbir skim yapamadigima kanaat getirdigimden dolayi yasadigim huzursuzlugu, eksikligi varligiyla kapatmasi acisindan hayatimin "anlami" oldu. artik ikimizdik, ailesizdik ve galatasarayliydik. daha ne olsun du?

..dostluk, bir baska acidan özgürlügü her alanda yavas yavas satisa cikardiginiz bir alisveris merkezidir. iyi tanidiginiz bir insana anlatacaklariniz önceden kestirilmis, belirlenmistir. kimi paylasimlari sadece dostunuzla gerceklestirebilir iken, cok iyi tanidiginiz bir insana her türlü sorununuzu da anlatamiyor olusunuz dostlugun getirdigi yakinliga dair bir zorunluluktur. herhangi birisinin eksikligi de burada baslar.iki insan, birbirlerine karsi belirli bir zaman dilimi icerisinde yakinlastikca artan sorumluluklar ve ayni zamanda bu sürec icerisinde karsi tarafta olusan, yabana atilmayacak buyuklukte olan yansimaniza karsi sikintilar dogar. bir baska adi "yüzlemeskten kacis" tir. artik karsi tarafta olusan kimliginize her türlü tutarsizliginizi, sacmaliginizi anlatamaz konuma gelirsiniz. belki bazi sancilarinizi sadece ona dogru fitlatabilme özgürlügüne ve farkliligina erisirken, ayni zamanda siradan bir tutarsizliginizi da icinize atmak zorunda kaliverirsiniz..

..baslangiclar keyiflidir. ben, babamin kendi cocugundan cok kafasindaki cocugu sevmesi gibi, kendi cocugunun ne yaptigindan cok hayalini kurdugu cocugun ne yapmasi gerektigine konsantre olmasi gibi, yasadigim dostluktan ziyade dostluk kavraminin yarattigi anlam ile bogusuyordum. bir insana degil, kavrama dostluk sergiliyordum. tüme varmadim, tümden geldim. hazir yasanilmis ve bana bir sekilde özendirilmis dostlugu yasamak icin cabaladim daha cok. isin bir baska yönü; baska türlü yapamazdim. dayanamazdim. "salak" derdim "salakligima". her türlü insanüstü fedakarligin altinda yatan derin bir inanc vardir. ve ben de on bes yil yatili okulda konusulmus olan dostluga inandim ve basta da belirttigim gibi ; yasamimi serdim kavramin önüne..

Kant'in ahlakinda beni ezelden beri mesgul etmis cok önemli bir ayrinti vardir. "icerigi belirlenen her türlü ahlak yasasi gecersizdir". yalan söylemek kötüdür, adam öldürmek günahtir gibi dinlerin kesin hükümlerini de iceren her türlü etik yasayi distalayici olan bu akil yürütme günlük hayatimizda da önemli bir rol oynar. bizler, bir sekilde toplum tarafindan belirlenmis olan iyilerden sectiklerimizi yasama gecirmeye calisan eriskin olmayan insanlariz bir bakima. oysa eylemin icerigini ve niteligini bizim belirlememiz gerekir. yalan söylemek ve hatta adam öldürmek dahi gerekli kosullarda olumlu bir deger ya da yapilmadigi takdirde ahlaksizlik olarak yaftalanabilir. soyle ki; arkadas icin insan bunu yapar, dostu icin insan sunu yapar gibi genel gecer dostluk kurallari vardir. oysa hemen hepsi kosullara göre degisir, iyi ve kötü olarak farkli degerler alir. neyi neden yapacaginin bilincinde olmadigi zaman insan kendisi icin toplum tarafindan önceden belirlenmis kimi kurallari yasama gecirir. neden sonuc iliskilerini kuramadigimiz zaman ya da buna erindiginiz zaman olabilecek en basit ve cikar yol budur.

..parasi yoktu, ama zekasi muhtesemdi. beraber vakit gecirmek inanilmaz keyifliydi. ben de calismadigim icin dostlugun yirmisekizinci kurali geregi ondan calismasini isteyemezdim. boyle bir ise kalkistiginda da engellemek ile yukumluydum. ben oyle iyi bir dosttum. ona hayatindaki en buyuk kötülügü, dostlugumu göstermek adina yaptigimi bilmeden.. surda is varmis, calisayim ben diye gönülsüz bir sekilde geldigi zaman "lem olm iki kere disari cikmayiz, sen de bir ay calismaktan kurtulursun" diyordum ve aslinda hakliydim da.. bir baska acidan maddi acidan onu kendime zorunlu kilip sürekli ice gömülmesini, pasif kalmasini sagladigimi farkina varmadan.. iste olric, ya da onun büyülü "sessizligi" o zaman aramiza girdi. artik üc kisiydik, iki bedende..

yasanilan dostlukta her hangi bir dengesizlik, her türlü sorunu beraberinde getirir. kimi paylasimlari olanaksiz kilar. ailesi olmayan bir insana, ailenizden sikayet ettiginiz zaman sizi anlamayacaktir.empati hikayedir, yalandir burada. sizin hic babaniz olmadigi zaman oldu mu ki onu anlamaya cüret ediyorsunuz? hicbir sekilde asik olamadigim zaman anlatilan ask acilarini anlamak bir yana, cok matah bir seymis gibi algilayip kiskandigim gibi.. porsche mi ferrari mi alsam diye düsünen insanin karsisindaki dostu asgari ucret karsiliginda on iki saat calisiyorsa; porsche ve ferrari arasindaki farkin kisi üzerinde yarattigi sorunu anlamayacagi gibi.. anlamadigi gibi, gercekten boyle bir sorunu olan ve bunu dile getiren insani "hakaret ediyor" gibi baska anlamlar ile bulusturacaktir. denge, cok sey demektir.. birarada tutandir ve saglikli iletisimin ön kosuludur. maddi dengesizlik, ayni sözcüklere baska anlamlar yükleyerek iki insan arasina saglam bir mesafe koyar. baska kosullarin insani olursunuz ve farkli dertlerden muzdarip bir sekilde ice konuslanma baslar. uzaklasilir..

..benim ailem vardi yanimda olmasa bile. onun babasi, dogdugunda vefat etmis, annesi hayirsizin birisi. bir amcasi var, o da bakimi karsiliginda dehset acilari dayatiyordu. bu sekilde bulustuk, bir baska acidan bu zorunluluktan dolayi on yil yirmi dört saat gibi bir süreyi beraber gecirdik..acisiyla, tatlisiyla bir on yil diyerek kapatilamayacak buyuklukte bir zaman dilimi. dosttuk ve dolayisla özgür degildik. birbirimize actigimiz alanlarda beraber top oynamayi cok seven iki cocuktuk. fazlasi degil..

Sürekli beraber oldugunuz insan ile o ilk andan itibaren yasanilacak olan degisim ortak alanlarin insasidir aslinda. bu yuzden degisim sürecinde sizi bicimlendirecek olan kosullarin benzerligi oldukca önemlidir. Baska türlü degisim farkli yöne kayacak ve elbette ona öncesinde koydugunuz anlam degisime ugrayacaktir. bu sizin icin katlanilmaz olabilir. Zira degisimin bir baska anlami hayal kirikligi ile esdeger olacaktir.. "o bana bunu nasil yapar" in bir baska aciklamasidir bu. Eger ki bu degisimi iyi sezemezseniz, farkli kosullarin ona dayattigi yeni yasam bicimini gözden kacirirsaniz o zaman yeni tavirlar haliyle ihanet olarak damgalanacaktir öyle olmadigi halde.. Sadece sizin tanidiginiz andan itibaren farkli bir yola girmenin basit bir sonucu olmasina ragmen kabul edilemez olmasinin temelinde onu cok iyi taniyor olmaniz sanrisi ve degisimin gücünü hafifsemeniz yatar..

..universiteyi siklememek ile bir dönemde onunla her bakimdan ayni kosullara sahip olduk. yalniz, maddi dengesizlik sonucu her türlü parasal sorunu tek basima gidermemin üzerimde yarattigi baskidan kurtulamadigim bir gercektir. egosunu yenememis bir ben'in gecen onca zamanda dostum dedigim insana ne gibi sorunlar yasattigimdan bugün bile habersizim. olric ile aram hicbir zaman iyi olmadi. bizzat egomun yarattigi "sessizligi", ateist takiliyordu cogu zaman. biz onunla ne kadar iyi anlasiyorsak "sessizligi" ile de bir o kadar aramizda mesafe vardi. onu duymak görmek istemedim belki de. onu dinledigimde, herkesin diline pelesenk olmus dostlugun üzerine kara calacagimi, muhtesemligimin ve fedakarligimin gercekliginden suphe edecegimden korkmusumdur belki de , kim bilir ? o da bana o kadar uzakti ki.. biz de yoksadik aramizdaki kalin gercegi.. o zamanlar oyleydi, biz düsünmedigimiz zaman o sorun, tuhaflik yok oluyordu. her seyin bizim beynimizde gelisip bittigi, dis dunyanin gerceklerinden bagimsiz yasadigimiz dönemlerdi. maddesiz berkeley'in "algiliyorsam varsindir"in canli birer örnegiydi sorunlarimiz..

Dostluk iliskisinde asgari gereklilikler, iliskinin derinligi, niteligi ile belirlenir. Her gün evinize gidip "kendinizi" oynadiginiz zaman diliminin disinda, cafelerde bulusup arada bir beraber sabahladiginiz, her türlü derdinizi anlattiginiz arkadasiniz .. bir baska acidan ayni evi paylasmanin yani sira ayni gecim kaynagindan nasiplenip ortak acilarin altinda ezildiginiz insan ile sürdürülen iliski birbirlerinden farkli olup ayni isim ile anilandir. dostluk.. derine inildikce en ufak bir ayrinti ölümcül kazalara yol acabilir. ucagin üzerinde duran cizik gibidir. bakildiginda görülmez iken ucak, belirli hiza ulastiginda düsme sebebidir.

..birbirimizi yeteri kadar iyi tanimiyor iken, iki asik misali eglenceli ve güzel vakit geciriyorduk. düsünmeden iki kisiyi iceren her türlü karara "evet" diyorduk. "ankarayi yazicam ben, yasemin de orada, gelir misin" dedigim zaman "ne demek" dedi.. hic kimsesi yoktu, aslinda bakarsaniz benim de ondan baska görünürde "kimsem" yoktu. ciktik izmirden ank'ya dogru yola.. pek cok sorun vardi belki ama biz onlari düsünmedigimiz ve farkina varmadigimiz zaman "sorun" olmuyordu. görünürde önemli degildi. ucaktaki cizik misali, kucuk birer ayrintiydi. birbirimizi yanlislarin anlamsizligi hakkinda destekliyorduk. insan bir seyi istemeye görsün..

iki yabanci, sevgili,dost,arkadas birbirlerini yavas yavas kesfeder iken her insan karsidakine kendisinin en güzel parcasini tattirir. bilincli hareket edebildiginiz, her karariniz öncesinde düsünebilediginiz döneme tekabül eder ve özünüzden cok az bir parca tasir. kendiligindenlige dogru adim atildikca insanlar birbirlerini tanir. aslinda bu sekilde kabul edilmesi de cok "zor" degildir lakin ilk bakista koyulan yargi ile gercek arasindaki farktan kaynakli kabul edilme oldukca zor olur. evlilige dönüsen iliski, az biraz tanisip dost oldugunuz arkadasiniz ile cikilan evde yasadiginiz saskinlikta olagelen "kabuledilemezlikler" basta farkli anlam koymanizdan kaynaklidir. yine ayni nedenden kavgayla baslayan arkadasliklar daha saglikli gelisir. ya da ilk önceleri sevemediklerinizle.. bir degisim icerisine giriyorsunuz ve bu degisimin "olumlu" ya da "olumsuz" olmasi tamamen öncesinde koydugunuz yargiya göre belirlenir. aslinda "iyi" veya "kötü" oldugu icin ya da kabuledilemez degildir..

..cok güveniyorduk.. o kadar cok güveniyordum ki onun icin sürekli en iyisini istedigime, düsündügüme; artik o insan icin caba harcamaya gerek görmüyordum.nasil olsa biliyordu. hem kim bir insana on yil boyunca sürekli maddi destek saglar ? e o zaman artik benim onun icin cabalamaya, ruhunun derinliklerindeki korkularina göz atmaya gerek yoktu. biliyordu o her seyi. isin kolayina kacmistim. bir insan icin ugrasmayi, cabalamayi, didinmeyi, emek sarfetmeyi satin almistim. sosyalizm icin meydanlarda dayak yerken en baba kapitalist oluvermistik birden.. "ne demek abi al, bunu da al, paranin ne önem var" derken aslinda ne kadar önem verdigimin farkina varamadan gecirdigim yillar..

Güven.. o muhtesem güven, korkusuzluk.. bir iliskiyi bitiren, kayitsizligi doguran, sorunlarin ve monoton bir hayatin bas rol oyuncusu iliskiye olan güvendir. asiri güvenmenin aksine korku/kaygi , her türlü iliskinin sürekliligini saglayan cok önemli bir unsurdur. korkusuz olmak, aptalliktir. her iliski, korkuyu hakeder. güvensizlik, kaybedecegine dair olan korku, onu üzecegim korkusu, simdi nerededir korkusu.. her türlü korku iliskiyi besler. ayakta tutandir. hareket ettirendir. cabalattirandir. bu yüzden evlilikler, zorunluluktan dogan iliskiler, dengesizlikler iliskileri bitiren unsurlar olarak tanim bulurlar. zira iliskiyi rahat bir zemine oturtur, nefes alirsiniz.. nefes almak; artik onun sizde kalmasi, sizinle beraber olmasi icin emek harcamak durumunda degilsiniz. korkunuz yoktur..

..korkum yoktu, güvenim sonsuzdu ve bu yüzden belki de dünyada yüzde yüz saf halimi gerceklestirebildigim, kendim oldugum tek insandi. yasadigim gercek bir iliskiydi kendi adima. kendimi gizlemek icin en ufak bir nedenim yoktu. gercektik ama güzel degildik iste. bugün bile ben gercek ve güzel arasinda secim yapmakta zorlanirim. gercek olani kaldiramam, güzel olanin da gercekliginden süphe ettigim zaman tadina varamam. hangisini isterim ? bilmiyorum. en azindan birisini doyasiya yasadim uzunca bir dönem.. kisinin kendisinin en absürd tarafini dahi gösterebilecegi, üzerinde konusabilecegi bir insanin olmasinin keyfini yasadim on yil boyunca.. ortaya cikan görüntüden utanci da..

Insanlar, kusurludur. onlari bicimlendiren sistem carpiktir zira. dolayisla iki insanin saf ve yalin halde uzun ömürlü iliski kurmasi imkansiza yakin bir ihtimaldir. limit sifira gider ama sifiri icermez. yüzdesini siz hesaplayin. korku ve kaygi gibi ogeler, kisilerin kusurlu kismini karsi tarafa göstermemesi icin gereken cabanin itkisidir. bizler, özümüzü sakinmakla ancak bir baskasi ile birlesebiliyoruz. kendimiz ile kalabilecegimiz zaman dilimi, cok zaman özgürlük icin gereklidir. kusurlarin boslukta dans etmesi, bir süre sessiz sedasiz kalabilmesi icin gerekli olan yalnizlik dilimi.

..yillar sonra artik onunla yalniz kalabilme becerisine eristim. onun varligi ve yoklugu arasindaki farki artik ayrimlayamiyordum. bir gün üc gün üc gece boyunca championship manager oynadik. uykusuzluktan ya da sevgililerimizin dogal olarak dirdirlarindan dolayi olsa gerek; yanimda olan insani aramaya koyuldum evin icerisinde. on dakika yanimdaki insani aradim. oysa o adam uc gün boyunca bilgisayarin hemen yani basindaki sandalyede yanimda oturdu. türlü türlü muhabbetler, oyuncular üzerine yorumlar ve cay yapma geyiklerini sanki tek basima yapmis gibiydim. o günden sonra da bu degismedi.verecegi her türlü tepkiyi biliyor ve elimi oynattigim zaman sasirmadigim gibi; ona iki kelam ettigim zaman karsiliginda gelen sözcüklere sasirmiyordum. ucuncu elim,kolum olmustu artik..

Insanlar sürekli degisir. olabilecek en kisa zaman dilimi icerisinde dahi mikro ölcekte bir degisim yasar. bir insan ile sürekli beraber olmaniz belki onu iyi tanidiginizi ve verecegi her türlü tepkiyi görebiliyor oldugunu düsündürür size. yalniz bu buyuk bir yanilgidir. daha cok artik o insana olan ilginiz azalmistir ve bakan gözleriniz ilgisiz oldugundan farkliliklari ayirtedemeyecek seviyeye ulasmistir. degisim süreklidir. sadece caba ister. her türlü iliskide yasanilan monotonlugun sebebi ayni yasantilarin sürekli yasanmasi degil, artik o yasantilara olan bakisinizin bayik, baygin ve gücsüz olmasindan kaynakli genel gecer görüntüleri sürekli algilamasidir. yine bu yüzden korku, kaygi gibi ögeler cok fazla önemlidir.. bakisinizi diri tutar, sizi canli yapar ve ayni zamanda iliskiye keyf katar..

..yillar sonra bir gün olric vefat etti. almanyaya gitmeme cok az bir süre kala. ve ben deli gibi agladim onun ölümüne. pek coklari gibi, onun da degeri ölümünden sonra "yoklugunda" anlasildi. ölümü de yasami gibi ogretici ve faydaliydi olric'in. misal sunu anladik ki; yalan, pek cok gercekten cok daha degerlidir. yalanlar olmasa bugün yasam cekilmez olur. hatta ask dostluk dahi yok olur. gercekci olmak iyi bir sey degildir. cok zaman da anlami yoktur. önemli olan karsi tarafi mutlu edebilecek yalanlari gercekci bir sekilde disa vurma kabiliyetidir. patavatsizligin luzumu yok..

Bir...

...................................

Bazi seyler unutulmamalidir.

8 yorum:

Adsız dedi ki...

Ben şu kısmına vuruldum.

"Insanlar, kusurludur. onlari bicimlendiren sistem carpiktir zira. dolayisla iki insanin saf ve yalin halde uzun ömürlü iliski kurmasi imkansiza yakin bir ihtimaldir. limit sifira gider ama sifiri icermez. yüzdesini siz hesaplayin. korku ve kaygi gibi ogeler, kisilerin kusurlu kismini karsi tarafa göstermemesi icin gereken cabanin itkisidir. bizler, özümüzü sakinmakla ancak bir baskasi ile birlesebiliyoruz. kendimiz ile kalabilecegimiz zaman dilimi, cok zaman özgürlük icin gereklidir. kusurlarin boslukta dans etmesi, bir süre sessiz sedasiz kalabilmesi icin gerekli olan yalnizlik dilimi."

P.

y. dedi ki...

Bu yazı için çok kızgınım,sebebi bilmiyorum da diyemiyorum üstelik.Bir yabancı olarak size,sizin kendinize kızdığınızdan daha fazla kızdım.

Alfredo dedi ki...

Selamlar Blogger aleminin Uzaylısı,

blogunu an be an takip etmek adına blogumu kapattım.Yetişemiyordum çünkü sana...(:p)

Şaka bi yana bloglistenizden silerseniz beni sevinirim..Artık yorumlarımla daha fazla konuk olucam buralara..Futbolla kalın....

Alfredo di Stefano

Borges dedi ki...

Y.: Anlamadim ama merak ettim bu kizginligin nedenini ?

Alfredo di Stefano: Neden kapattin sevgili Alfredo.. Ya da neden postlari dahi silme ihtiayci hissediyorsun, dursun, onca emek vermissin diycem ama sanirim ben de bir gün gidersem hepsini silerim baska türlü zor olur..

Bakarsin bir daha gelirsin baska türlü bir blog olur, hep bekleriz efendim.. benim de ömrüm cok uzun degil zaten.. o yüzden tadini cikariyorum simdilik..

Alfredo dedi ki...

"benim de ömrüm cok uzun degil zaten.. o yüzden tadini cikariyorum simdilik.."

en doğrusunu yapıyorsun..

Dönüşüm yakında olucak ama Alfredo di Stefano olarak değil..Apayrı bi profille apayrı bir blogla :)

Blogu kapatma nedenim bu işten sıkılmam.Belkide Alfredo di Stefano olmaktan sıkılmışımdır bilemiyorum.Neyse görüşmek üzere :))

Adsız dedi ki...

sizden rica etsem bu parçanın kime ait olduğunu ve adını yazabilir misiniz??

Borges dedi ki...

Farid Farjad - Goleh Pamchal

Bu demektir ki siz farid farjad dinlememissiniz.. Öncelikle Taghdam Deh'i tavsiye ederim akabinde youtube'da göreceginiz bir kac video'ya göz atin efendim..

Adsız dedi ki...

teşekkür ederim, dediklerinizi mutlaka yapacagım.