11 Aralık 2011

Real Madrid - Barcelona 1-3


Tam anlamıyla "klasik" olan bu  dev randevunun skorları da klasikleşme eğilimi gösteriyor artık. Real Madrid ve elbette Cristiano Ronaldo belki de olabilecek en iyi dönemini geçirir iken üstelik kendi evinde deplasman karnesi bu sene gerçekten çok zayıf rakibi Barça karşısında yine kaybetti. Guardiola oynadığı on iki el clasico karşılaşmasında doksan dakika sonunda hiç kaybetmedi;Kral Kupasının uzatmalarında yediği golle yenik bitirdiği tek bir maç hariç. Bu gece sekizinci galibiyetini beklenenin aksine oldukça rahat bir şekilde aldı. İçeriğinde güzel detaylar olsa da Barça bu sefer uzay futbolu oynayarak değil daha çok bireysel yeteneklerinin "bireysel" çabalarıyla sonuca gitmesini bildi. Kırılma noktalarında şans da biraz yanında olunca goller bularak psikolojik olarak Madrid'i bitirdiler Maç içerisinde. Son yarım saat ne Madrid gol atacağına ne de Barça bu skorun değişeceğine inanıyordu. Fenerbahçe'nin derbide Galatasaray galibiyetlerini seriye bağladıktan sonra zaman zaman iyi oynasa da oynamasa da galip geldiği maçların bir benzerini burada gördük.. Madrid'i goller ve  sonrasında oluşan inançsızlık yıktı. Barça çok iyi oynamadı ve faakt karşısındaki Real hiç oynamadı .. biraz şans çokca Messi-İniesta-Dani Alves ve elbette farklı taktikleriyle Guardiola.. Ama belki de boş pozisyonları kırılma noktasında kaçıran Ronaldo!

Toplamda bozulan takımların, dağılan taktiklerin arasından futbol becerisi yüksek oyuncuların skora etki etmesi ya da edememesi ile belirlendi maçın skoru. Real Kral kupasında olduğu gibi önde basarak başladı ve kalecinin büyük hatası sonucu daha maç başlamadan öne geçti. Bu baskıdan bağımsız her iki takımın oyuncularının da maça gergin başladıklarının altını çizmek gerekir. Valdes ile beraber Ramos'un hatası maçın ilk iki önemli pozisyonunu belirledi ve farkı yaratan Casillas'ın kurtarışı oldu.Valdes'in şaşırtan psikolojisi öyle bir topu kaptırmasına rağmen pas ile kendi sahasından çıkmaya inat etmesidir. Maçın en etkileyici sahnelerinden birisiydi. Arkasından Messi'nin beraberliği getirip her şeyi değiştiren o koşusu ve hesap edilemez ara pası sonrası Alexis'in çok da kolay olmayan bir pozisyonda golü bulması maçı tersine çevirmeye yetti. Hesap edilemez derken izlerken dahi ne zaman Messi'nin topu ayağından çıkaracağını ya da şut çekeceğini algılayamıyoruz.

Guardiola'nın üçlü defans bir yana Ronaldo tehlikesini önleme amacıyla maç içerisinde Puyol'u sağa kaydırıp Dani Alves'i öne çekerek sıklıkla Busquets'i stopere çekmesi onun taktisyenliğine artı puan kazandırdı belki ama buna rağmen Ronaldo'nun bulduğu pozisyonlar yeterince tehlikeliydi.

Doğrusunu söylemek gerekirse bu maçın skorunu Messi ve Ronaldo'nun derbi performansı belirlemiş dersek çok da yanlış söylemiş olmayız. Messi bugün takıma beraberliği sağlaması bir yana farkı arttıran eylemlerini yapar iken geçmişten farkı takımın ona hazırladığı pozisyon olmasından ziyade takıma iyi oynamadığı zamanda kırılma noktasında bizzat kendisinin yoktan yaratıp pozisyon hazırlaması bu geceki klasikleşmeye doğru giden Barça galibiyetini diğerlerinden ayıran önemli bir ayrıntıdır. Oysa Madrid  Ronaldo'ya yeterince pozisyon ve frikik hazırlamasına karşı onun verimsizliği Real'in  kolay bir şekilde kaybetmesine neden oldu.

Mesut sahada olmaz iken Lass ilk devrenin büyük bir kısmında Barça'yı tek başına oyundan düşürecek savunma etkinliliğine sahipti. Coentrao üçüncü golde Fabreagas'ı kaçırarak ölümcül bir hata yapsa da genel anlamda savunma açısından günün başarılı isimlerindendi. Kaka girdiğinde etkili oldu ama maça çok kötü başlayıp iyi bitiren Valdes'in kurtarışı onu öne çıkarmaya engel oldu.

Barça'da efektif oluşu nedeniyle Messi öne çıkar iken ben daha çok İniesta'yı inanılmaz buldum. Öyle ki çizgiden içeriye aktaramadığı final paslarını yapabilse maçı üç asist ile kapatacaktı. Bu İniesta'lı pozisyonlar Barça felsefesini de doğrular nitelikteydi. Ceza sahasının içerisine konuşlanmış golü atacak futbolcuları tutmak ve durdurmak mümkün iken o bölgeyi boşaltıp içeriye girdiği anda golü atabilecek minumum dört oyuncu ile hücumda top gezdirmek daha durdurulmaz bir oyun anlayışıdır. Hülasa Barça orta karar takılır iken Real Madrid çok kötüydü. Burada geçmiş performanslara bakarak Barça nasıl durdurulurdan ziyade sorulması gereken soru Real Madrid'i kim durdurdu? Taktik anlayışı nedeniyle Mourinho mu yoksa maç içerisinde çok değişkenli taktikle sahaya çıkan Guardiola mı?


3-1 sonrası Real Madrid'in tükenmişliğinin bir başka önemli detayı takımı ayağa kaldıracak lider karakterli futbolculardan (Zidane v.s.) yoksun olduğunun göstergesidir. Ronaldo'nun kaçırdığı goller kadar takım içerisinde  böyle bir karakterin sivrilememiş olması da buradaki tepkisizliğin bir nedenidir. Mourinho tek başına saha içerisini ayaklandırmaya yetemedi. Belki onun taktiği her şeye rağmen etkisini gösterip pozisyonlar hazırladı  ama goller kaçırıldığında oyuncuların beraberlik için gerekli zamanın olmasına rağmen ayağa kalkamaması ilginçti. Fark açılmadıysa Madrid'i farklı yenmenin de motivasyonunu kaybetmiş Barça'nın boşvermişliğinden kaynaklandı. Diğer bütün maçların aksine ilk defa Real Madrid kaybetmekten bu kadar çok korkuyordu.. O şans golü hep de böylesine korkuların üzerine oturur genelde..

Geçmiş olsun Madrid Helal Olsun Barça..

1 yorum:

Del Piero dedi ki...

Madrid bu kadar formda ve hazır iken, Barca da tam aksine o kadar savruk görünür iken, Ronaldo Messi'den daha komplike daha iyi tartışmaları başlar iken, Ronaldo lider, tek başına dev; Messi ise Xavi-Iniesta ile yıldızlaşan, zor durumda sorumluluk almayı daha az başaran oyuncu tartışmaları arasında maçın bu şekilde bitmesi...
Barca hala en iyisi...
Messi kesinlikle en iyisi...