7 Aralık 2007

Nani

4-6-0


Futbolda boyle bir taktik yok, varsa eger "cagdisi" dir. Sevgili Osman Tanburaci alinmasin, pek de iyi degildir forvetsiz bir maca cikmak. Soylenilmek istenilen iki tane forvetin orta sahaya kadar gelip takima yardim etmesi, ya da forvetlerin "cakili" olmamasi ise cok baskadir. Kim bilir bu da belki Hakan Sükür'den kurtulmak isteyen Osman Tanburaci'nin bir baska umududur.. Ama iste, iyi degildir nedenleri de sunlardir.

1- Bu sistemde rakip takimin defans oyunculari orta sahadaki adamlari rahatlikla etkisiz hale getirebiliyorlar, baska isleri olmadigi icin. Orta Sahada gereginden fazla "düz futbolcu " kivaminda oyuncu vardir ve elbette takimda yüklenilecek ilk isim Orta Sahanin en iyileri.. Galatasaray Trabzon Macinda Ve Galatasaray Panionis macinda forvetleri tutmakla görevli olan defans oyunculari öne cikarak Arda, Lincoln'e adim attirmamislardir. Dolayisla baskili degil pozisyon vermeyen bir galatasaray izledik.

2-Gol pozisyonuna nasil girecegiz. Hele ki bizim takim gibi boy ortalamasi bir yetmis bes ise.. Orta kime gidecek.. Trabzon macinda hic atak yemedik, velakin o sutun disinda ya da toplam cekilen üc sutun disinda tek bir pozisyonu var midir Galatsaray'in, daha da önemli soru sudur; 4-6-0'da pozisyon bulabilir mi Galatasaray..? Trabzon macinda Ümit Karan oyuna girip forvette yerini alamasaydi, Serkan Calik sürebilir miydi topu kale önüne kadar kimse gelmeden ? Hakan Sükür girmese o ataklar olabilir miydi panionis macinda.. Bu sistemle oynayip da basari kazanmis tek bir takim var midir ?

Cakili forvet, en azindan bir tane sarttir. Hele bizim gibi yaraticilik konusunda sorun yasayan takimlar, ligler icin.. ikinci adam forvetimsi olur, Arif Erdem misali Serkan Calik olur, bir baskasi olur, ya da kanat.forvet oyunculardan secme olur.. Ama mutlaka ki bir tane Forvetiniz olur, Striker babinda elbette, Serkan Calik degil...

?!?

6 Aralık 2007

Unutulmaz Anlar.!

Alti saatte iki resmi maca cikmak.!


Bugünlerde suphesiz ki pek mümkün degil, velakin 1985 yilinda Bayern Munchen'in danimarkali yildizi Soren Lerby'nin gerceklestirmis oldugu bir hadisedir. Sonrasinda Mark Hughes da benzerini gerceklestirdi ve bu ikisinin disinda bu duruma örnek teskil edecek baska futbolcu yoktur.

13 Kasim 1985'de Danimarka milli takiminin irlanda karsisinda mutlak puana ihtiyaci vardir Meksika 1986 dunya kupasina gidebilmek icin. Takimin basinda tanidik bir isim; Sepp Piontek. O günün aksaminda ise DFB kupasinda ceyrek finalde Bayern Munchen ile Bochum karsilasiyor, ilk mac. Hem milli takimi hem de klup takiminin ihtiyaci var. Milli takim elbette o dönemlerde her seyin basinda geliyordu futbolcular icin. Simdi sözlesmeye milli takimi birakacaksin maddeleri ekleniyor, yogun mac trafigi yüzünden. Neyse efendim, Piontek'e derdini anlatiyor ve biraz olsun rahatlayinca kendisini oyundan almasini istiyor. Kapida özel kiraladigi jeti hazir tutan Uli Hoeneß bekliyor. Her iki takima da yardim etmek istiyordum diyor Lerby, bir baska acidan her iki takimin da bana ihtiyaci vardi ve bu nerden baksan cok güzel bir duyguydu diye ekliyor yillar sonra Lerby. Danimarka maci Irlanda'da Dublinde oynaniyor ve bir sonraki duragi Bochum. Bunun icin kiralanan Jet de Hoeness tarafindan bekletiliyor.. Bayernli yetkililer de Piontek'in oyunun garantiye alir almaz oyunucuyu oyundan cikarma sözü aliyor, karsi tarafta bekleyen efsane teknik adam Udo Lattek ile anlasilmis ve Irlanda-Danimarka maci baslamistir.. Birinci agizdan dinleyelim hikayeyi...

"Hoeness disarida gergin bir sekilde beni bekliyordu, biz öne gecmistik velakin degisiklik icin Piontek hicbir adim atmiyordu. Her gecen dakika aleyhime isliyordu ve konsantrasyonum sifira yakindi.. Aklimda bochum'a nasil yetisecegiz düsüncesi vardi. 58. dakikada bir gol daha attik ve durum artik 3-1 di. Sonunda Piontek beni degistirdi ve saat 16:15 idi.. Kabineye kostum ve öyle hizli dus aldim ki bir daha o hiza sanirim hicbir zaman ulasamadim.. islak saclarla ciktim stadyumdan Uli'nin yanina, arabaya.. Irlandali motorsikletli eskortlar bize eslik etti hava alanina kadar.. Bochum'a indigimizde bizi porsche bekliyordu.. Stadyuma ramak kala trafige takildik.. Ciktim arabadan, güle güle dedim Uli'ye ve basladim kosmaya.. Iki km'yi kosarak gectim ve geldigimde saat sekize bir kac dakika vardi ve takim sahaya cikmak üzere tüneldeydi.. Latek beni gördügünde gec kaldigimi belirtti ve oyuna girmek icin ikinci devreyi beklememi söyledi.. onca telaseden sonra sasirmadim desem yalan olur ama sonrasinda bu takim ile kupayi kazandik.."

Kaleci Hatalari..

Estetikgiller.!

Formtutturangiller




Franck Ribery: Beklenileni verenlerin arasinda bana göre listenin basinda geliyor. Geldigi günden beri sicakkanliligi ve yildiz olmasina ragmen mutevazi durusu ile bayernlilerin sevgilisi olmasi bir yana, ayni zamanda oynadigi futbol, sonuca giden yolda en önemli ve kimi zaman son adim olmasi takdire deger.. Gerci öyle bir kadrosu var ki bayern'in Sadece görevinizi yapmak kaliyor size. Örnek vermek gerekirse eger pres,baski ile vakit harcamayip macin tamamina fizik gücünüzü yayabiliyorsunuz. Bunun icin teknik olarak alt seviyede olangiller var. bir baska acidan gerektigi kadar topla bulusuyor, kendisinin disinda önlem alinmasi gereken tonla futbolcu oldugundan Lincoln misali baski altinda da kalmiyor ve geriye sadece sov yapmak kaliyor, eh haliyle o da bunu en iyi sekilde yapiyor diyelim..

Diego: Öncelikle Schaaf faktörü var.. Boyle hucum oynunu cok iyi oynatabilen bir teknik adamin elinde iseniz, sansinizin yaver gitmesi icin en önemli adim atilmistir. Takim sürekli hucum futbolunu oynadigindan, gerektigi kadar topla bulusup hünerini sergileyebilecek durumda.. Bunun disinda Diego inanilmaz top oynuyor.. Ribery mi Diego mu derseniz, Diego derim.. Daha bi etkili, tek basina maci cevirengillerden.. Golcülügü de keza artisi.. Daha ne olsun ki ?

Luca Toni: Son dönemde yasanilanlar, Rummenige-Hitzfeld cekismesi ve bunun takima yansimasi, düsük gollü galibiyetler ve Klose'nin zaman zaman kendisini yalniz birakmasi, podolski'nin bir türlü istenileni en azindan Bayern'de verememesi -milli takimda degisiyor adam, bambaska oluyor- kendisini etkilemis, muhtesem cikisini gölgelemistir. Ayni zamanda Klose ile hucum artisini paylasmak durumunda.. Yine de Lizbon'a lizbonda attigi bir gol var ki; tek kelimeyle iste bu deyip birakabilirsiniz Luca Toni yorumunu. Aslinda nistelroy'dan daha etkilidir o bes metre karede. Bana göre beklenileni verenler arasinda ve biraz daha zamana ihtiyaci var, Klose ile olan uyumu da görülmeye deger.. attigi 9 gol de özetliyor zaten. Ha yine de benim tercihim Klose olur her zaman, bu cok ayri.

Rafael van der Vaart : Hamburg'un her seyi. Ribery ve Diego'dan ayrildigi nokta yaninda oynayangillerin bu ikisine oranla pek de ismi anilmasi gereken futbolculardan olusmamasi.. van der vaart hamburg takiminin önlem alinmasi gereken ilk ve belki de tek oyuncusudur. Bu yüzden buna ragmen basarili bir sezon geciriyor, her bakimdan hakkini veriyor. Elbette bizim ülkemizdeki gibi degil, lincoln'a yaptiklari gibi baski, adam adama oynama gibi cagdisi yaklasimlar yoktur Bundesliga'da. her sene mutlaka ki manyak bir gol atar diego gibi.. Her bakimdan aslan parcasi. Sezon basi Valencia soylentisinin ve getirilerinin sonucu olan küskünlügü kaldiracak düzeyde basarili bir performans cizmistir..

Rene Adler: Yetenek.. cok iyi bir kaleci. hakkindaki yorum da sudur

Tamas Hajnal: Kucuk dev adam. Birinci lige cikan takimini üst siralara tasinmasinda en önemli pay onun. Asistleri ile yakiyor bundesligayi. Macaristanin yüz aki. Bu sene güzel bir performans göstermistir.

Szabolcs Huszti: Madrid'e karsi sezon basi attigi gol ile dikkatleri üzerine cekti, schuster dahi hakkinda arastirma yapti. 3.0 yenmisti sanirim hannover Madrid'i sezon basi arkadaslik macinda. Velakin o günden sonra ilk golünü yedinci haftada atabildi, sonrasinda üc gol daha geldi. Mike Hanke ile iyi bir ikili olsuturmus durumda.. 24 yasindaki solak golcü gelecek icin hannover96'nin umutlarindan..

Jermaine Jones : Sezon basi Schalke'nin ne isi olur Frankfurt'un Jermaine Jones'u ile gibi sorular gündemdeydi transfer edilmeden önce. Oysa su an sakat ve Jones olmadan schalke ne yapacak sorusu dillerde. Güzel bir defansif orta saha. Löw milli takima da cagirdi sonunda velakin sakatligi var su ara.. Cok güzel bir baslangic yapti, su ana kadar dikkat ceken isimlerin arasindadir kendisi de..

Tamás Hajnal





Karlsruhe'nin bu sene gösterdigi beklenmedik performansin gizli öznesidir hajnal. 450.00 euro'ya Kaiserslautern'den aldilar.. Kendisini cok iyi gelistirdigi soyleniyor 1.65 boyundaki kucuk macar kardesimizin. Üstelik 2007 yilinda macaristanda yilin futbolcusu secilmistir. Ilk haftada iki gol atarak dikkatleri cekmis, akabinde attigi gol ve 6 asisti ile -3 gol 6 asist- güzel bir performans sergilemistir. Oyun kurucu olarak görev yaptigi orta sahada özellikle öldürücü paslari ile dikkatleri cekmis, karlsruhe'yi tepede tutmak icin israr edenler arasinda.. Bakalim..

Rene Adler







Almanya'nin bana göre en iyi kalecisi iste budur. Su ana kadar olan bölümün yildizi; Rene Adler.. 13 macta 10 gol yedi ve bu maclarda gösterdigi performansi, özellikle cizgideki refleksleri görülmeye deger.. Her alanda iyidir, zamanla cok daha iyi olacaktir kesinlikle.. Manuel Neuer'den, Weidenfeller'den de iyidir.. Sadece Michael Rensing'in büyük bir klupte, daha dogrusu Bayern Müchende oynamasi onu zorlayacaktir, ihtimal odur ki önüne gececektir tecrübesi ile.. Su yedek haliyle dahi Rensing Sampiyonlar Ligi yari final maclari cikartti ki önemlidir tecrübe kaleci konusunda.. bunun disinda Adler her bakimdan en iyisidir..

15.01.1985 Leipzig dogumlu ve Leverkusen'in alt yapisindan buralara gelmistir.

3 Aralık 2007

Kerrigan


"baba" - "baba kiz diyaloglari" entryleriyle sözlüge girmeden tanimistim Kerrigan'i. Herkes babasini sever ama Kerrigan baska severdi.. Bilmem ki simdi yaninda midir ? Naas kelimesi hic bu kadar agir gelmemisti.. Sabah sabah tüm nesemi caldi gitti.

Velakin kendisi icin üzülmüyorum. Boyle bir durumda yakinlarinin durumunu düsünmek beni üzer. Bilmedigi bir seyi yapmadi, bilerek ölüme kostu Kerrigan. Yasam ile Ölüm arasindaki secimi cok az insan kendisi belirlemistir. Kerrigan bunlardan birisidir. Intihar'a bir övgü degil suphesiz ama yasamaya da aman aman bir güzelleme olmayacaktir. Bir secim bu, gittigin yolda istedigini alabilmissindir demek en iyisi.

Yasamda mutlu olmanin yolu mutsuzluktan gecer. Sürekli bir mutluluk ancak kavramsal acidan varligini sürdürür. Araya girmekle yükümlü mutsuzluklarin ömrü malasef daha uzun. Nerden baksan acidir yasam.. Kendisi,özü aci. Gittikce kuculen, yaslanan,gücsüzlesen, her bakimdan eksiye dogru giden bir hayatin ortalamasi mumkun mudur ki iyi olabilsin ? Ya da kendisi..

Ölüm nötr.. Üzülmüyorum Kerrigan icin.

Ama iste yapmayacaktin.. Ben ki iki mesaj kirintisi ve üzerine okudugum yazilar ile yakinlik kurmus iken böyleyim; digerleri nasildir ? Ve kimin bu kadar aciyi verme hakki vardir kendi huzuru, secimi adina..

Yakinlarina Sabir..

Güle güle Ayca..

2 Aralık 2007

Stefan Kießling


Kardesim bunu cok severdi. Aslinda Leverkusen takiminin genel transfer politikasini, bu konudaki basarisini, son yillarda buyuk kluplere gönderdigi futbolcularin listesini yazacaktim, ve hatta Arturo Vidal hakkinda iki üc kelam edecektim ama kardes hatri herseyden önce gelir ,aklima düstü bir kere kiessling..

Nurnberg'de oynar iken takip ediyoruz ama kardes olmasa mumkun degil üzerinde durmazdim. Ama iste yavas yavas izlemeye baslayinca umulmadik zamanda muhtesem hosluklar sergiledigini farkettik. Devamliligi olmamasi cok ciddi bir sorun. Ihtimal odur ki yerini ve belki de hocasina kavustugu vakit yildizi daha da parlayacaktir..

Resimdeki hatunu Norina.. Yakinda bebek bekliyorlarmis, hamile oldugunu acikladi. Cinsiyeti de belli; Erkek.. Evli degiller ve bu konudaki aciklamasi da sudur;

"biz beraberiz ve cocugumuz dünyaya geliyor ve aileyiz, Bunun icin belgeye ihtiyacimiz yok.!"

Boubacar Sanogo Ve Thomas Schaaf


Gazeteler bu futbolcudan bahsediyorlar ve pek cok yerde en akilli "transfer" hamlesi olarak yer aliyor. Oysa aslinda futbolcudan degil "thomas schaaf" dan bahsetmeleri gerekir. Hücüm futbolunu cok iyi oynatan bu teknik adamin eline gecirdigi her futbolcu yildiz adayi. Yeter ki futbolcuda "yetenek" olsun. Diego'yu herkes bilirdi, yetenekli idi, keza Klose, ya da basligimiza konu olan "Sanogo". Halil ile beraber kaiserslauternde oynar iken sürekli uyarilirdim "abi super yetenek izle bunu". Velhasil göremedik.. Hamburg transfer etti, tamam dedik, simdi olacak.. yine "aman aman" bir futbol ortaya koymadi ve Bremen'e transferi cok kolay ve pek de tuzlu olmadi.

Hamburg performansi ortadadir. Sampiyonlar ligi ön elemesi, lig, kupa derken 42 macta 8 gol 3 asist. Bremende oynadigi tüm maclarin sayisi 20 attigi gol 12 asist 5. Elbette hucum futbolu oynayan ve evinde yenilmesi mucize olan bir takimdir Bremen. Bakmayin siz bayern'in dört attigina. Sekiz tane kapi gibi adami sakatti takimin.. Yoksa degil Bayern, Madrid, Milan dahi evinde yenemez Bremen'i. Sampiyonlar liginde ise Juventus'a elenisi vardir ki icler acisi, agladim desem yeridir o kaleci Wiese-ki yeteneklidir aslinda- nin uzatma dakikalarinda yaptigi hatada. Oda olmasa final oynayakti, emindim.. Gecen iki sezon evindeki maclara iki fark verirdim, kaybettigimi hatirlamam..

Velhasil yetenekli oldugu konusunda kusku yoktur amma velakin yeteri kadar Schaaf tarafindan pisirilmedigi zaman yuvadan ucarsa Nelson Valdez gibi olur sonu, belirteyim.

Param olsa takimin basina önce schaaf'i getiririm. Sonra gelsin paralar, transferler, sampiyonluklar ve güzel futbol...
helal olsun bir daha..

Reimond Manco


Saviola boyunda, Michael Jackson'un "jackson5"daki görüntüsünde perulu genc yetenek. Orta Sahanin neresine koyarsaniz koyun, verim alirsiniz. Önüne gelen ilk adami mutlaka ki gecen, teknigi üst seviyede, kivrak, hareketli ve haliyle fizik acisindan sorunlu güzel bir futbolcu..

Manco Albarracin Reimond.. 23.08.1990 dogumlu, Peru milli takiminda oynuyor velakin Venezuella vatandasligi da mevcut. henüz A milli olmamis ve Neredeyse bütün Bundesliga takimlari pesinde.

Peru U-17 maclarinda izlediginiz zaman gercekten göz kamastiriyor.. Yalniz dikkat edilmesi gereken hususlardan en önemlisi Avrupa futboluna yatkinligi olmasi gerekir. Saviola Arjantin liginde harikalar yaratiyordu. Öyle ki formasindan cekildigi halde düsmüyor, düstügü zaman dahi kalkip üc kisiyi gectigini biliyorduk, Maradona gibi lansedilmesini de anliyorduk.. Ama fiziki acidan yetersizligi cok ciddi problem oldu Barcelonada/Avrupada. Manco da harikalar yaratiyor eger ki Messi gibi özel bir bakim uygulanirsa güzel bir transfer olacaktir kesinlikle..

Bu futbolcunun en önemli özelligi Avrupa Futbolunun eksikligini cektigi teknik kapasitesinin yüksek olmasi. Iddia ederim ki; önündeki adami gecicek onlarca "trik" mevcuttur yeteneginde. Keyflidir seyretmesi. Mutlaka ama mutlaka hareketliligini de isin icine katarak bir calim ativerir karsisina cikan ilk adama.. Zaman gectikce bu ve benzeri futbolcularin degeri daha da artiyor gibime geliyor.. Özellikle hizini cok iyi bir sekilde kontrol ediyor ve calim atma konusunda "trikleri" kadar güveniyor kisa zaman icerisinde degisen hiz cizelgesine..

Isterdim bu gibi tonlarca futbolculara sahip olan Güney Amerika ligini izlesin,bu gibilerin pesinden kossun ülkemin takimlari .. Yine gelecektir Avrupa'nin en iyi bes ligine.. Biraz akilli hareket eden Lyon, Porto gibi takimlar kapmazsa eger.