19 Aralık 2009
Galatasaray - Genclerbirligi : 1-0
Ve sonunda Galatasaray Lider.!
Ya ben Serdar Kulbilge'den baslamak isterim. Hic unutmam zira Kocaelispor'da oynar iken de ayni sekilde zaman gecirmek icin inanilmaz absürdlükler yapan bir kaleciydi. Bu tamamen onun oyun anlayisinin icerisine yerlemis bir taktik sanirim.. Cok ilginc bir kaleci oldugunu söylemek gerek.. Her mac icerisinde bunu deniyor ve nedeni daha cok psikoloji bilim dalini ilgilendiren bir mesele zira herhangi bir mantigi yok yaptigi sacmaliklarin.. Ama bu ilk degil, bunu hatirlatmak isterim ,sürekli böyledir.
Takimda kimi degisiklikler yapilmak zorunda kalindi. Balta, stoper'e gecti. sag bek Ugur Ucar olur iken sol bek de Caner Erkin. Caner, hucum acisindan umut vaad eder oyun oynasa da olgunlasamamis futbolu nedeniyle takima cok ciddi sorunlar cikartiyor. Genclerbirligi ilk yari boyunca gol pozisyonu üretemese dahi geldigi kanat hep Caner'in oldugu bölgeden idi. Savunma zaafiyeti bir soru isareti olustursa dahi hucumdaki hareketliligi nedeniyle üzerinde durulmasi gereken oyuncu oldugunu dusunuyorum. Yine de bu kadar savunma zaafiyetini tek basina olusturmasi cok ciddi bir sorun. Mesele hucum bölgesinde cok sik yer aldigindan dolayi geriye gelememe degil yerlesim hatasi, adam kacirma ve ofsayt taktigini bozma gibi temel defansif hatalar yapmasidir.. Sol acik mi sol bek mi buna kendi icerisinde bir karar verip o yönde ilerlemesi gerekir.
Takim ilk yari boyunca neredeyse pozisyon vermeden üst üste Kewell ile pozisyonlar buldu. Ben her seye ragmen cok ciddi bir orta saha problemi oldugunun altini cizmek isterim. Galatasarayin atak oynadigi, pozisyon vermedigi bir yari boyunca yanlis paslarin adedi nedir, ögrenmek isterim. Bu kadar cok pas hatasi normal degil.. Top kanatlara tasindigi vakit özellikle Keita ile takim cok önemli ataklar gelistirebiliyor lakin buraya gelesiye kadar olan sürec mercek altina alindiginda hem Elano'nun neden o bölgede topla bulusamadigi ve ayni zamanda onun yerine topla bulusan pas özürlü defansif orta sahalarin varligi tartisma konusu yapilmali ve üzerinde durulmalidir. Sorununuz nedir ? Silah zoruyla Elano'ya oynuyorlar ki bir pozisyonda Topal bilmem kacinci yanlis pasi sonucu olusan güvensizlik nedeniyle oynadi ki yan yanaydi her ikisi de.. O bir acik bulamadi ama Elano gayet sakin bir sekilde öndeki oyuncuyu gördü, pozisyon aut olsa dahi bu ayrinti orada kimin oyunu kurmak zorunda oldugu ya da insiyatifi kimin almasi gerektigine iliskin cok net bir cevap idi anlayana.. Yeter yahu.. Oynayin ve kurtulun.. Bir saga bakiyorsunuz, bir sola bakiyorsunuz ki top hala önünüzdeyse -ihtimal yüzde 50- iki adim ötenize ancak iletebiliyorsunuz.. Birakin isbilene..
Caner hamlesi defansin ahenkini bozmustur ki rotasyona sürekli basvuran teknik adamlarin özellikle bu bölgedeki degisimler sonucu kacinilmaz problemidir. Genclerbirligi 55 dakika boyunca varlik gösteremedikten sonra bu hatalar sonucu kendisine geldi. Üst üste yerlesim hatalari sonucu öyle pozisyonlar kacirdi ki kenardaki teknik adam cildirmakta sonuna kadar hakliydi. Bu bocalama döneminde sans Galatasarayin yanindaydi belki ama macin geneline baktiginizda elde ettigi galibiyeti sonuna kadar haketmisti. Sorun su ki gol Baros olmadan cok da kolay degil ve defans dörtlüsündeki degisiklikler, kademe ve pozisyon hatalarini doguruyor ki bunun disinda bir üstünlügü de olmamistir rakibin..
Kewell muthesem oynadi yine.. Öyle bir gol atti ki ofsayt nedeniyle sayilmasa dahi insan bir daha bir daha seyredesi geliyor.. Keita ile beraber macin en iyilerindendi süphesiz.. Keita hucum gücü demektir. Keita yoktan yere pozisyon üretmenin adidir.. Golün bir önceki adimidir ve ben sahsen istikrarsiz ya da formsuz görüslerine katilmiyorum zira kötü oynadigi maci hatirlamiyorum ama cok buyuk hata yapmistir Fenerbahce macinda, bu baska.
Bunun disinda takimin sahada macin basindan itibaren macin son dakikalariymiscasina panik halinde ataga cikmasi da henüz oturmayan sistemin ve bu sistemi icsellestirememis oyuncu fazlaligina isarettir. Hemen hepsinin de kaynagi orta üclünün gerek insiyatifi eline alamayan-aldirilamayan Elano gerekse de Topal-Sarp'in hucum konusunda aktif rol alamayacak ölcüde yetersiz kalislari.. Bu ayni zamanda savunma acisindan da olusan zaafiyetin de sorumlusudur zira siz atak yapmaniz gereken yerde yanlis pas nedeniyle atak yiyorsunuz ki olacak is degil bu kadar pas hatasi.. Tüm bu hatalarin esliginde Balta'nin stoperdeki cikislarini, pas isabetini ve hatta oyuncunun kosu yoluna attigi güzel toplari da takdir ettik.. Beklentisizlikten olusan bir memnuniyet hali olsa gerek..
Genclerbiligini ise begendim ben. Harbuzi'nin oyun aklini sevdim mesela.. Kendilerine güvenerek oynamalarini ve futbolu oynatmama üzerine degil de oynamak istegiyle süslendirmeleri takdir edilmesi gerekir. Seyir zevki veren maclara sahne oluyor onlar sahada yer aldiklari vakit.. Doll bu takim ve bu lig icin bir nimettir, üzerinde durulmasi gerekir lakin öyle bir hava var ki her an ya baskan "cek git" diyecek ya da Doll "ben gidiyorum yeter be" diyecek gibi.. Bu adam bu takimin basinda iki sene durabilsin, Genclerbirligi belirli bir konuma ulasacaktir kesinlikle..
Ve.. Futbolu bilmeyen Rijkaard ile Galatasaray Avrupa Liginde Lider, Türkiye Liginde de Lider olmustur, gerisi de simdilik ayrintidan ibaret..
Son olarak;
Heriiiiiii heriiiii kiwillllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll heri.. Heri kiwilllllllllllllllllllllllllllllllllll.!!!
18 Aralık 2009
Sami Hyypiä.!
Sonuna kadar anlamak istedigim kluplerin basinda geliyor Leverkusen.. Cok sey degisse de onlar icin degismeyen göze hos gelen futbol, son ceyrekte varolan cöküsleri, daimi ikincilikleri filan.. Klubun oyuncularindan ve yönetiminden bagimsiz kendisine has güzellikleri, sorunlari ve bir oyun felsefesi mevcut ki bunun üzerinde daha sonra diger örneklerle baska bir yerde duracagiz.. Leverkusen'in gecmisi cok degil 30 yil.. Bayer firmasinin öz evladidir. Ve fakat 79 yilindan bu yana klup ara vermeksizin birinci Bundesligada yer aliyor. Üstelik cok az klubun ulasabilecegi basarilari da mevcut.. UEFA kupasi, Sampiyonlar Ligi finali oynamasi gibi.. Bremen ve hatta Hoffenheim gibi güzel futbol oynayan kluplerin arasinda yer alir kendileri.. bunlarin bir baska özelligi de baskinin belki de yok denecek kadar az oldugu kosullara sahip olmasi filan.. Bunun avantajini saha icerisinde görür iken baska acidan basarili sonuclar sonrasi tepe noktasindaki kirilma aninda taraftar yüklenmesinden ziyade daha cok konumlarindan dolayi olusan baskiyi da kaldiramadiklari görülebiliyor.. Özellikle Bayer Leverkusen'in kaybettigi finallerin haddi hesabi yoktur.. Daimi Lig ikincisi gibi bir sifati layik gördüler bu takima ki 97 yilindan bu yana sampiyonlugu yoktur belki ama 4 kez lig ikincisi olmuslugu vardir.. O baski olmuyor iste.. Bu yüzden sene basinda cok önemli bir transfer gerceklestirdi ki yüzde yüz dogru bir hamledir Sami Hyypiä transferi.. Sanirim Schalke maciydi ve 75. dakikada sakatlanip cikmak durumunda kalmisti bu tecrübe.. 2-0 önde olan takim on bes dakikada öyle iki gol yedi ki her ikisi de defansin düzeninin bozulmasi sonucuydu.. Öyle güzel ve o kadar da önemli bir adamdir.. Lakin suraya konu etmemizin sebebi cok baska. Ben size aslinda cok basit bir sey sunacagim.. Ülkede eksikligini öyle cok cekiyoruz ki dayanamadim suraya koyuyorum.. Leverkusenin bu güzel futbolunu mercek altina almis Spox.. Ben de inanilmaz keyifle nasil oyun kuruyorlar, nasil deli gibi pres yapiyorlar, rakipleri köseye nasil sikistiriyor, taktikleri filan derken üzerine egildim. Bu analiz icerisinde oyun kurma esnasinda akla ilk gelen secenek ise bir Galatasarayli olarak hüzünlendirdi beni resmen.. Söyle ki:
..Sami abimiz oyunun kurulmasi adina topu Castro'ya dogru yolluyor efendim.. Servet ya da Gökhan Zan'in da siklikla yaptigi gibi..
Castro presi yiyince geriye Sami abisine oynuyor ki dogal ve dogru bir secim.. Bunu da kendi takimlarimizda siklikla görüyoruz..
Bakiyor ki rakip önde sizden daha fazla sayiyla size basiyor.. Ortadaki oyun kurucuya atsa üc tane rakip oyuncu aninda basip alacak.. Elbette bunun sonucu ileride bir adami bos birakmis olma zorunlulugunu doguruyor.. Bizde böyle oldugu vakit ne yapiyoruz ? Efendim coktan marke edilmis defansif orta sahalara oynuyup geri aliyoruz ki cok kez tekrarlaniyor ve baya bi süre de burada geciyor.. Peki Sami ve Avrupanin hemen her takiminin defansi bu durumda ne yapiyor ? Bizim defansin sahip olmadigi cok basit bir secenegi isaretliyor, ilerideki bos oyuncuya topu gönderiyor..
Ne kadar basit degil mi ? Iste bu basit olan neden benim ülkemde hep "cok zor" oluyor, onu hic anlamadim.. Bu ülkenin son yirmi yildir en büyük problemi su basit pasi atacak defans oyuncusundan yoksun olmasidir.. Ancelotti, Milan'da iken ofansif orta saha olan Pirlo'yu geriden oyun kurmasi adina defansif orta sahaya Gattuso'nun yanina kaydirmisti.. Bizim de ayagi top yapan her oyuncunun orta saha olmak istemesi nedeniyle bir diger sikki isaretlemeliyiz.. Topal'in stopere gecmesi gibi degisimler.. Ya da gurbetci kovalayacaksiniz.. Yoksa bu tarz bir defans cikmasi icin bi 20 yil filan daha bekleyecegiz gibi duruyor..
Adios München.!
Devre arasinda kesinlikle gidecekolangillerden..
Geldiginde yakiyordu ortaligi.. Bu sene basinda yasadigi sakatlik aslinda onun bugünkp konuma gelmesinde etkili oldugunu söylemeliyiz.. Oyuncunun dili baskadir, her antrenör kendi dilinden anlayacak oyunculariyla yoluna devam eder.. Olan bitenden kim ne kadar sorumludur bilemem ama Bayern'e yaptigi katki pek yadsinamaz.. Inter-Roma filan diyorlardi ama menajeri her ikisini de yalanladi.. Bonservisi filan yok, Hoeness alti ayligina kiralariz diyor, yani alti ay sonra sözlesmesi sona erecegi icin bedavaya alin.. Kesinlikle gidecek ama nereye ? Türkiye'ye yolu düser mi ? Ben Hoeness'in yaptigi katkilardan dolayi ona iyilik olsun diye degil de(eniste böyle dusunuyor bizim) aldigi hayvani yillik ücret yüzünden erkenden kurtulmak istedigini düsünüyorum.. Zira her seyi alt alta topladiginiz vakit Toni'nin buradaki kazanci yaklasik 10 milyon eurodur efendim.. Bakalim ve görelim ,nereye gidecek bu güzel golcü..
Anlastilar.!
Simdi Löw anlasti. Alman fedarasyonu ile olan sözlesmesini 2012 yilina kadar uzatti. Yillik 3 milyon euro. Bakin bu anlasma ve para konulari genelde cok kaba bir sekilde degerlendiriliyor.. Alaman türklerinin hangi milli takimi secmesinde dahi etkili olan bir para mevzusu var aslinda. Misal Löw 3 milyon aliyor ama reklam anlasmalari nedeniyle bu rakam aslinda 4,5 milyon euro. Oyuncularin Alman Milli takiminda oynamasi ile Türkiye Milli takiminda forma giymesi arasindaki "maddi" fark da secimlerde etkili olabilir.. Sponsorlardan reklamlarina ve tüm bunlarin sagladigi popülaritelerine göre degisiyor her sey.. Fedarasyonun oyunculara verdigi primlerin disinda misal Alman milli takimina sponsor olan markalarin oyunculara ekstra gelir saglamasi gözden kaciyor.. Toplamda ciddi bir fark oluyor her bakimdan.. Belki Türk Milli takimi icin söz konusu olamaz ama sadece Klose'nin Almanya'yi degil de Polonya'yi secmis olmasi kafadan bir 10 milyon euro zarara girmesine neden olacak idi..
Thomas Schaaf.. Beklenilen oldu ve iki yilik sözlesme imzaladi. Magath ile beraber tartismasiz su an Bundesliganin en iyi hocasi konumunda.. Bir fark sudur ki; Magath kendisini her yerde ispatlamis iken Schaaf ne oyuncu ne de teknik adam olarak Bremenin disina cikmamistir. Muhtesem bir birliktelik söz konusu ki yarim asira yaklasacak böyle giderse.. Toplamda Almanyanin kovulma ihtimali en az olan teknik direktörüdür.. Ofansif futbolun da temsilcilerindendir.. Bilbao'yu üclediler ki oyuncularin isimlerinin önemli olmadigi bir takim yaratmistir aslinda da bir zaman sonra cok daha iyi görülecektir..
Iletisim.!
Cok karisik bir gün yasadim. Gün gectikce bu güzel insanlarimi anlamakta zorlaniyorum. Lan iletisime gecmek neden bu kadar zor ? Neden bir bahane arar insan kendisine basit bir "merhaba" demek icin ? Neden dogum günü beklenilir.. ? Bu utangacligi, cekingenligi de hicbir sekilde anlamadim.. Yemiyoruz ki biz adami.. Bilmem kac gün, kac ay ve hatta kac yil beraber vakit gecirip de ayri düstügüm insanlarin uzun süredir su blogu takip ettiklerini ögreniyorum ve gelin görün ki bir merhaba demek icin dogum günümü bekliyorlar.. Yuh diyorum hepinize..
Bunun disinda iyi geldi bu özel gün.. Ne kadar kizsam da o kadar da güzel hissettim, o kadar iyi ki aramissin cümlesini kurdum. Buradan da arayan,soran, bir sekilde iletisime gecen herkese cok cok tesekkürler..
14 Aralık 2009
Bremen Laneti.!
Ben bu futbolcuyu kimseyle tartismam. Bir iki degil 100 macini seyrettim. Yetenekli ve cok güzel bir futbolcudur Diego. Cok iyidir ama ondan daha iyi olan bir sey varsa o da Bremen'in lanetidir. Bremen'de parlamis ve buradan giden yildiz oyuncularin bir baska yerde "Bremen performansi" sergileyememeleri uzun zamandan beri görülebilir bir durumdur. Lanetidir Bremenin.. Zira sizi parlatir, sizi bir baska sunar futbol piyasasina..
Ismael, almanyanin en iyi defansiydi, Borowski milli takimin bile vazgecilmeziydi, Ailton Bundesliganin en cok gol atan yabanci oyuncusu olmustu ya da Frings Alman milli takiminin Ballack ile beraber degismez oyuncularinin basinda geliyordu.. Bremenden gittikleri yerde oynayamadilar.. Pek cogu bir yil oynayip geri döndü.. Klose belki iyidir ama asla ve asla Bayern'de bir Bremen performansi gösterememistir.. Pizzaro cok iyi bir baska örnektir. Yeminle diyorum iki tane Anelka'ya degismem ben Pizzaro'yu. Her türlü gol atan bir golcüdür. Sag ya da sol ayak.. Kafa ya da frikik.. ceza sahasi ici ya da disindan.. Ama gelin görün ki Bayern'e gitti, ordan Chelsea'ye.. ve dönüp dolasip geldi yine Bremende oynuyor ve cok iyi oynuyor da.. Diego'nun da sonu sanirim Pizzaro'ya benzeyecektir böyle giderse.. Oyuncularin kötü olmasi degil Bremenin lanetinin cok güclü olmasina bagliyorum ben bunu.. Bir istisna ise Fabian Ernst'in Besiktas performansidir belki.. Adam burada Bremen'deki performansini bile geride birakacak sekilde yeniden dogdu ki benzeri cok yoktur..
Iki lanete inancim sonsuz.. Birisi Ballack'in her oynadigi finali kaybedecegine digeri de Bremen'den giden yildiz oyuncularin bir daha asla Bremen performansina ulasamayacagina.. Bremen&Ballack lanetleri oldukca güclüdür ve bu ikisine inaniyorum zira mantikli bir aciklamasi yoktur tüm bu olup bitenlerin..
Tunay Torun..!
Hakkinda bir sey yazacak degilim. Nasil bir oyuncu oldugunu merak eden cok güzel bir asist ve ondan daha da güzel, beceri gerektiren golü attigi Nürnberg karsilasmasinin özetlerini izlesin ki Youtube kaldirmadiysa hala duruyor orada.. Göz göre göre gelen bir türk oyuncu daha. Peki milli takim yetkilileri ne yapiyor ? Tunay zamaninda Almanyanin u18 davetini reddedip Türkiye adina U17'de oynamisti.. Hadi Mesut'u göremediniz ve degerini algilayamadan ayagina gitmem yok sunu bunu yapmam dediniz. Ama bilin ki su cocuk da kacarsa sorumlusu kesinlikle Tunay ya da babasi, kayincosu degil Türk milli takim yetkilileri olacaktir.. Simdiden söylemesi diyorum ben, baska da bir sey demiyorum.. Sadece su cocuga hakkini verdigi icin Labbadia'ya baska bakiyorum artik ben.. helal olsun.. Berg'in onun bunun oldugu yerde adaletli davraniyor..
Edi ile Büdü.!
Saglam bir kapismaydi onlarinkisi. En azindan kol kirilir yen icinde kalir sacmaligina düsmeden acik bi sekilde meydan muharabesine dönüstü varolan kavga. 15 gol atamayacagina iliskin iddiaya girmelerden kitap yazarak ayar verme girisimleri ve daha neler neler.. Kazanan kimdir cok da ortada degil belki ama Matthaeus'un cok sey kaybettigi bir zitlasma oldugunu söyleyebilirim zira Klinsmann almanlarin bir baska sevdigi adamdir.. Öyle ki koca Bayern lobisini bile adam etmistir milli takim sefligi yaptigi dönem icerisinde.. cok az insan bunu basarir..
Kizdirmayin Onu.!
Sey derler.. kaybettigi zaman cildirir, delirir, cok degisir.. Öyledir de. Bir röportajinda 90 dünya kupasi ceyrek finaline iliskin kucuk bir ayrintiyi dile getiriyordu. Rakip 10 kisi kalmis ve takim 1-0 önde ama gel gör ki Klinsmann her topu aldiginda üc kisi arasina girip kaybediyor.. Kenarda deliriyor Kayser.. Yanina gelen italyan top toplayici cocuga yaklasip "sen girsen hepsinden daha iyi oynarsin" diyor filan.. Klinsmann iyice sacmalayinca yanina yaklasan Brehme'ye emri veriyor: Tüm takima söyleyin kimse Klinsmann'a oynamasin.. Böyle bir sey dogru ya da yanlistir, önemi yok. O tam da o zamana göre alinmis bir karardir.
Sunu demek isterim: Kazanma hirsi genelde aranilan özelliktir. Bu tarz kaybetmeye tahammülü olmayan lider ruhlu adamlarin genelde belirli bir "basari recetesi" yoktur. O an ve kosullar gereginde cok seyi yapabilirler.. Bu yüzden kopya edilemezler.. Pek de kucumsenmeyecek basarilar kazanmis olan Fatih Terim'in de belki size verecegi akli yoktur ama kaybetmeye de tahammülü yoktur ve bu bazen tek basina yetebiliyor..
Ahmaklik ?
Bremen Sportif direktörü Allofs Özil'e sinirlendi. Nedeni de sudur: Özil, ilk yari sonunda kabine gider iken yolda Farfan ile forma degis-tokusuna girdi. Allofs bunun pek profesyonelce yapilmis bir davranis olmadigini belirtir iken Özil'in saha icerisine konsantre olmasi gereken yerde böyle budalaca bir eylem icerisinde olmamasi gerektigini söyledi. Özil ise Farfan'in kendisine gelip forma istedigini ve bunun bir sorun olacagini düsünmedigini lakin yine de sorun olduysa özür dilerim diyerek ortami yumusatacak tavri sergiledi.
Allofs sinirlenme konusunda haklidir belki ama bu kadar sinirlendirecek kadar absürd bir sey oldugunu düsünmüyorum. Daha cok sorun su ki Mesut sözlesmesini uzatmiyor ve Diego gibi klube para getirmeden gidecektir, biraz da bunun sinirini cikartiyor gibi geliyor bana.
Kurtarici.!
Inanilmaz.. Van Gaal yatsin kalksin bu adamin alindigina sükretsin.. Elbette son bes macin besinde de gol atan Gomez ya da ortalamanin üzerine cikan Schweinsteiger performansi filan da önemli ama bu cok baska.. Sakatligi süresince bayern yerlerde sürünmüs ve iyilesir iyilesmez takimi ayaga kaldirmistir.. Hirsi,mücadelesi bir yana öyle etkili bir performans gösterdi ki takimin tek basina kendisine gelmesini saglamistir.. Bir de pek kimsenin farketmedigi Badstuber ayrintisi da önemlidir ve "kurtarici" sifatina yakisir eylemlerde bulunmustur. Tuchel'in de mentoru olan mart ayinda vefat eden babasinin o güzel kimligini de üzerinde tasiyor bu genc yasinda.. öyle olgun ve öyle gelecek vaad eden bir futbolcudur..
Velhasil Olic'li Bayern durdurulmaz bir takim olma yolunda ilerliyor..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)