27 Şubat 2009
Galatasaray - Bordeaux: 4-3
Öyle bir küfür ettim ki tüm gün boyunca..
Calisiyorum ayni zamanda.. Is aslinda kendi kendisine yürütecek sekilde ama bazen öyle durumlar olur ki biz orda olmak durumunda kaliyoruz.. Her seyi ayarlamisim ben, cayim da gelmis, mac baslamis ve onuncu saniyede gol.. Bu golün hemen ardindan telefon ve kacan bir ilk yari.. Geldigimde mac 2-1 idi. Aslinda mactan ziyade bu ilk yarinin analizini yapmak gerek, nasil küfrettim, nasil delirmedim o anda diye ama hayat bu, calismak da bu hayatin cok buyuk bir parcasi maalasef..
Bizim Kaptan bu maci yensek de yenilsek de payi cok cok kucuktur.. Aslinda sorumlulugu yoktur dahi sadece bu macin detaylarinda iyi-kötü ayrintilari vardi. Cikardigi kadro aslinda olmasi gereken kadro. Arda mi yedek kalir, Kewell mi bilinmez ama her ikisinden birisi sistemin saglikli bir sekilde ilerlemesi icin yedek kalmak durumunda.. Aslinda defansindaki problem giderilmis degil. Cok daha saglam defansi olsa Ayhan'in ofansife dogru kaymis futbolunu defansif orta saha olarak sinirlandirip Kewell-Arda ikilisi de ilkonbir yüzü görebilir ama uzun calisma gerektiren bir sürecin ardindan belki.. Sonuc itibari ile dogru bir ilkonbir ile sahadaydi.. Akabinde olan gelismelerin özet kismina hakimiz, o muhtesem golü göremedik ama ikinci yariya yetistik.. Ilkonbir acisindan Kaptan benim icin güzel bir kadro cikarmistir..
Seyrettigim ikinci yari bana müthis bir keyif verdi. Sadece skibbe degil yönetimin de bunda payi vardi oynanan futbolda. transferlerin güzelligini sahada görebiliyorduk, tek pas ile müthis organizasyonlar söz konusuydu ve cok keyifliydi. Macin son dakikalara kadar bu sekilde gecmesi, macin tamamini yansitmayan daha cok gec kalan teknik direktör hamlesi ve ciddiyetsizlik.. Sadece Kewell'in bombos durumda Sabri var iken sut cekme sacmaligi dahi bu maca damgasini vurabilirdi.. Yorgunluk inanilmazdi. Kaptanin ki ilk maci ve galibiyet sarhoslugu nedeniyle "olagan" olsa da buyuk hatasi oyuncu degistirmede cok gec kalmasiydi.. Sonuc itibari ile gec kalinmisligin disinda bana göre bütün oyuncu degistirme hamleleri yerindeydi.. Baris-Mehmet cok dogru bir tercih idi, yorulan ve hicbir zaman siradan futbolcunun ötesinde bir hucum varyasyonu gerceklestiremeyecek olan Baris'in yerine Defansi az ofansini henüz kestiremedigimiz Mehmet Güven yerinde bir degisiklik idi.. Bana Kaptan bugün ümit verdi kesinlikle.. Cok önemli "motivasyon" artisinin disinda oyun bilgisi acisindan da "simdilik" güzel günlerin bekledigine dair kucuk kivilcimlar cakti kaptan köskünden..
Meira inanilmaz hata yapti. Bunu olagan karsiliyorum. Servet veyahut Song kadar kesici ve defansi da iyi olmayabilir, bunu da olagan karsiliyorum ama su kesin ki oyuna ofans olarak popescuvari katilimlarini da bekliyorum. Son saniyede Lincoln'un icgüdüsel olarak muazzam bir sekilde oyun kurdugu vakit sut cekmek yerine bosta olan Meira'ya verdigi zaman ufak bir güzellik beklemek onun altini cizmek gerekir "görevidir". Meira , defansinin yaninda oyun kurmasi adina milyon eurolar dökülmüs futbolcudur. Iki yönlü oyuncu geyik, Popescu da Bülent Korkmaz kadar kesici degildi ama oyunu acar, kurar gerideki pek cok problemi akliyla cözer idi. Meira ortalama defans olabilir ama hucum yönüyle fark atmasi gerekir ki dogru bir transferin öznesi olsun. Yer yer bunu cok iyi yaptigi zamanlar olsa da ortalamasi beklentinin altinda kaldigini kendisine surdan ileteyim. O yetenek var, o akil da var daha cok calisma, daha iyi acilimlar, oyun kurmalar, oyunu geriden rahatlatmalar, on bes yerine üc pas ile kendi sahasindan cikmalara sahit olmak gerekiyor..
Ikinci yariyi baz alirsak yine müthis bir hucum gücüydü Galatasarayin gösterdigi.. Erken yorgunluk yeni teknik direktör ile cikilan ilk macta dogaldir. Zira herkes yeni gelen hoca ile yerini kaybetmis, yerini kaybetmisler göze girme, sürekli oynayacagim sanrisi ile hareket edenler icin yeniden motive edici bir baslangic söz konusu. Bu yüzden bahis oynar iken yeni teknik adam dendigi vakit galibiyet yazilir o takima.. Hemen hepsi 3-1 sonrasi cökmüs durumda idi yoksa rahatlikla dört, bes diye gidecek idi skor..
Bülent Korkmaz icin sevindim ben cok.. Cok güzel bir baslangic..
Arda macin adamiydi desek yanlis olmaz sanirim toplamda.. Lider karakterlidir, iyi bir Galatasarayli ve Kaptan olmasi gereken adamdir ama biraz da asalet diyoruz.. Bana göre hicbir lider oyuncu, hicbir kaptan "Beni kaptan yapmadiniz ühühü küstüm size" diye mizmizlamamali.. Ben bunu Arda'ya, Sabri'ya yakistiramiyorum. Bu acidan bir "Lincoln" asaleti göstermeliydi hepsi.. Kaptanlik verilmez, alinir aslinda.. Bu ve benzer nedenlerden dolayi bir küskünlük yasadigini düsünüyorum yoksa birden bire bu degisim hayra alamet degil.. Ve su tavrindan dolayi gönlümdeki Galatasaray kaptani da Ugur Ucar'dir.. Bir gün geri gelecek ve o kaptan olacaktir bu takima..
Bir kac sey mutlu etti toplamda.. Sabrinin golü mesela.. O kadar cok isliklandi, o kadar cok dalga gecildi ki üc kez fazla sevindim attigi gole.. Haketti kesinlikle..
Santchis'in Sabri ile olan yasadigi sevinc tablosu da görülmeye degerdi.. O nasil Sabriyi sevmek, gole sevinmek, galibiyete ve belki de en cok da kendi hatasinin önemsizlestirilmesine.. Ben hatalariyla Santchis'i seviyorum ama su kesin ki her an bizi yakabilir görüntüsü de defans sorununa sorun ekliyor.. Sürekli oyunun icerisinde olmasi, seriligi ve cilginligi ile bu takimin güzel bir parcasi.. Keske kalabilse diyorum her seye ragmen.
E bize yol gözüktü tekrardan.. Hamburg. Yani nasil desek.. Almanyanin en asagisinda ben varim, en yukarisinda Hamburg.. Git gel bu sefer 1500 km.. Ama su kesin ki Hamburg macinda Hamburg'da olacagiz.!
26 Şubat 2009
Tek Basina Takim.!
Elbette kaleci topu tutmazsa takim yenilir, sag bek sag aciga topu iyi bir sekilde tasimazsa, takim etkili olmaz ve belki milyar tane etken var.. her sey olasi. Ve fakat hepsini bosverin, bu adam oynadigi zaman durdurulmuyor su vakit.. Bayernin digerlerinden en büyük farki.. Sadece Sporting maci degil son bilmem kac mactir bu sekilde oynuyor.. Cok yakin zamanda Hoeness saglam bir kumar oynayacaktir Ribery ile.. Hitzfeld, Ribery'nin gidebilirim tarzi yaptigi aciklamalarini su sekilde degerlendirdi " onu tanidigimdan dolayi söyleyebilirim ki akillidir o, hem saha icinde hem saha disinda ve kendi pazarini yaratmak , varolan kosullarini yilestirmek icin bu gibi aciklamalar yapiyor" akabinde ise ekledi .. "Bu gibi konularda deneyimli Hoeness var ama orada.." Bakalim Ribery'nin kurnazligi mi Hoeness zekasi mi galip cikacak yakin zamanda cikacak olan "Transfer" savaslarindan.. Simdilik döktürüyor ve her caliminda, her golünde, her bilmem nesinde aradan yillar gecmesine ragmen kucuk bir aci,küfür hep var icimde.. Bitmeyecek gibi.
Bruce & Young Pyo Lee
Cottbus macinda su depmesi nedeniyle iki mac ceza aldi Dortmund'un güney koreli oyuncusu Young Pyo Lee.. Anlamadi neyi neden aldigini, bruce olani bu sekilde yildiz olmustu oysa.. Yalniz dikkat ettim teknik süper, yani vurus teknigi, topa degil adama.. besbelli egitimli arkadas bu konuda..
25 Şubat 2009
Andrej Voronin.!
Ocean Eleven'in (birinci bölümü) en güzel ayrintisi Brad Pitt'in her karede yemek yerken üzerine gecirdigi muhtesem gömlekler idi. Voroninin ise su günlerdeki tek kusuru belki su yukaridaki bir baska ayrinti olan renkli sey olsa gerek..
Bu Basari Kimin ?.!
Almanya yari finale ulasirken insanlar mutlu oldu. Öyle ki yari final gibi bir basari Almanya icin hele ki kendi evinde oynadigi dünya kupasinda cok da önemli bir hedef degildi ulasilmis olan. Ve fakat insanlar sevindi zira beklentinin ötesinde iyi futbol vardi ortada. Kimse beklemedi böyle bir futbolu, böyle mücadeleyi.. Yine de baska sorular da vardi insanlarin aklinda. Bu basari kimin ? Öncesinde herhangi bir deneyimi olmayan Klinsmann'in mi Löw'ün mü? Löw'ün taktisyenligi zorunlu olarak ikinci adamliktan birinci adamliga gecis yapip teknik direktör arama esnasinda hic yenilmeden yola devam ettigi icin takimda kalip UEFA kupasi finaline kadar takimi götürmesinin disinda kurdugu, hicbir takim tarafindan durdurulamayan Seytan Ücgeni (Balakov-Bobic-Elber) ile coktan tescil edilmisti.. Dolayisla taktisyen kismi Löw'e yazildi, Motivatorlugu, mücadele gücünün üst seviyede olmasi her iki bakimdan da Klinsmann'a.. Klinsmann yeni bir model getiriyordu, oyunculariyla misal Amerikada olmasina ragmen internetten bire bir görüsüyordu, degisik fizik kondisyon teknikleri ve cok sey.. Bir Basari var ama bu kimin, kacta kaci kime ait ?
Klinsmann Bayern'e geldi.. Baslangici cok kötü oldu. Hitzfeld'in taktigine döndügü andan itibaren seri galibiyetlere basladi.. Hitzfeld dedi ki "O benim taktigime döndügü andan itibaren basariyi yakaladi. Benim taktigim ile henüz benim antrenman ettirip disipline soktugum oyuncularla oynuyor.."
Dogruydu bu bir bakima.. Gecen sezonun basarisi kime ait ? Aslinda her sey bir önceki sezon ile ayniydi.. Arkadaki ikili belli, iki tane defansif teknik orta saha, kenarlarda Ribery - Schweinsteiger ve forvette de Toni-Klose.. Beklerde de Lahm-Oddo. Degisiklik cok az.. Oddo geldi Sagnol yerine, Hamit yoktu Schweinsteiger vardi ki gecen sezon da keza ayni sekildeydi her sey.. Bu basari klinsmann'in midir Hitzfeld'in midir ?
Daum, bir daha altini kalin kalin cizelim cok cok iyi bir teknik direktördür. Takimin basina geldigi andan itibaren gecmisi ile sonrasi arasinda cok ciddi farklar yaratir ve bunu görebilirsiniz.. Misal o Leverkusen'in basina 1996 yilinda gectiginda takim tabelada 16.siradaydi ve tarihinde hic sampiyonluk bulunmayan Leverkusen Daum bir yil sonra 1997 senesinde ikinci olmayi basardi, fark ortadadir.. Stuttgart ile anlastigi zaman 1990 yilinda takim 15.siradaydi ve sadece iki yil sonra Bundesliga sampiyonu oluyordu Daum ile Stuttgart.. Keza o dönem alt siralarda yer alan Köln'ü bir sene ücüncü, diger sene o muhtesem final maci sonrasi ikinci yaparak asil cikisini da sagliyordu. Simdi, Daum sonrasi Leverkusen'in basina gecen Topmöller, yaristigi tüm kulvarlarda final oynuyordu.. Sampiyon dahi olabilirdi son üc macta bir galibiyet alsaydi.. Kirsten sakatlanmasaydi, Berbatov biraz dah az genc olsaydi filan.. Sampiyonlar Ligi Sampiyonu, Bundesliga ikincisi, DFB Kupasi finali.. Bu basarilar Topmöller'in midir Daum'un mudur ? Topmöller'in Leverkusen sonrasi bir basarisi yok ama Daum ne yapiyor görüyoruz..
Kimileri Galatasarayin basarisini tesadüf olarak yorumlar iken gözden kacirdiklari cok önemli bir nokta var. Galatasaray bir daha UEFA kupasini alamazdi zira Sampiyonlar Liginde oynadi sonraki senelerde.. Ve bu Sampiyonlar Ligi servüveninde üstelik iki gruplu Sampiyonlar Liginde üst tura, ceyrek finale cikiyordu ve iki kez gruplardan cikiyor, birinde de ceyrek final.. bunu basariyordu UEFA kupasinin ardindan.. Bugünkü UEFA kupasini degerinin düsündügünüzde basari olarak arkasi da gelmistir aslinda Lucescu'nun sacma salak görevine son verildigi döneme kadar olan sürecte.. Bir basari sürekli kilinmistir.. Ama yine soruyoruz gelir gelmez Real Madrid'i Süper Kupada yenen Lucescu, biraz da Terim'in takimi ile mi oynamistir ?
Buna benim cevabim söyledir: Super Kupa Terimin, gerisi Terimin de icine dahil oldugu Galatasaray tarihinin..
Lucescu, kendi karakterini ya da Terim'den futbol farkini öyle iyi ortaya koymustur ki basarilarina ragmen Terimin o sevilen motivasyona bagli hucum futbolu görüntüsünü taraftarlar hep özlemis ve bir bakima da Teknik adamin muazzam sportif basarisina ragmen klupten kovulmasini saglamistir. Muazzam sportif basarisinin icerisinde oyuncularin kendilerine güvenmesi, avrupa devleri karsisinda saskinlik yasamamasi Terim ve Milli takim ile öncesinde saglamistir, burada dahi bir bütünlük söz konusu.. Ama her seye ragmen bir Hitzfeld-Klinsmann benzerligi ortaya cikmiyor.. Bambaska iki fubtol mantigi ic ice.. Transferler, oyuncu dizilimi dahi yeterince "farkliydi" birbirlerinden.. Lucescu kendi taktisyen teknik adam karakteri ile sonuc alip görüntü olarak türk halkina "tuhaf" gelmistir.. Terimden farkini her bakimdan ortaya koymustur ama onun oynattigi hucum futbolunun gölgesi onu her daim takip etmistir.. Ben bu basarilara ragmen Terimin takimini aramisimdir, itiraf etmek gerekirse dört yillik bir aliskanligin sonrasinda dogurdugu bir memnuniyetsizlik hali dahi vardi o dönemde..
1990/91 yilinda düsme potasindan aldigi Kaiserslautern ile Feldkamp, asistani Hollmann ile Sampiyonlugu kutluyordu.. Kuntz,Labbadia, bugün Leverkusenli sol bek Kadlec'in babasi, Hotic filan kadrodaydi.. Kariyeri öyle iyiydi ki sok haber seklinde tatilde oldugum bir dönem Almanyada video text'den okumustum Feldkamp'in Galatasaray ile anlastigini.. Dayimgiller filan inanmamisti "Hadi len" demislerdi.. Cok buyuk haberdi, bugün bile hatirlarim..
Ama konumuz 1992 sonrasi.. Feldkamp Galatasaray ile alinabilecek bütün kupalari aliyor, UEFA'da da Roma maclari süphesiz ki unutulmazlar arasinda yer aliyordu elenmesine ragmen.. Hakan Sükür'ün Avrupa Macerasi bende bu sekilde baslar, deplasmanda attigi gol ve nedense aldair ismi hala hafizadir, o bücür Hassler'in frikigi olmasa belki Roma'yi da eleyebilirdik ama Roma eslesmesi öncesi tarihte ilk defa Feldkamp ile Galatasaray ya da bir türk klubu bir alman klubunu yani Frankfurtu eliyordu ikinci turda.. Arkasindan Hollmann'i birakiyordu Feldkamp.. Bir seyler degisiyordu, sonu UEFA kupasina, birakin alman klubunu ispanyol, dünya devini yenmeye kadar gidiyordu, cok kisi anlamasa da bu cok uzun bir sürecti, tesadüf ise asla..
Hollmann bugün kimse adini sanini bilmez ama Galatasarayi Sampiyon yapmis teknik adamlar listesindedir. Baska acidan sadece avrupanin en iyi 8 takiminin katildigi Sampiyonlar Ligine sokmasi bile onu özel kilabilir aslinda. Man U zaferi bugün bile unutulmaz, yine de soruyoruz bu basari kime ait ? Galatasaray yönetimi de bu muazzam basariyi Hollmann'a ait görmemis olacak ki tüm bu Sampiyonlar Ligine ilk defa katilim,Manchester United'i eleyis ve Türkiye Ligi Sampiyonluguna ragmen bir hocayi kovuyordu.. Örneklerini de islemistik aslinda, Hollmann da eksik kalmis.
Liste uzatilabilir yine de benim sorum sudur: Takimin basina getirdiginiz bir teknik adamin özelliklerini takima yansitmasi icin gereken kosullar/süre nedir ? Ardilindan ayrilip kendisini göstermesi gereken zaman dilimi ya da kistasi nedir ?
Hiddink, Güney Koreyi 16 ay boyunca her gün calistirarak o futbolu oynatabilmis. Rusya ile Avrupa Sampiyonasina Hirvatistan'in hic de geregi yok iken ingiltereyi yenmesi sonucu gidebilmis ama o süreye kadar Rusya takimi ile cok fazla hasir nesir olamamistir.. akabinde son dönemde elde ettigi zaman ile cikisa gecmis, sansin yardimi ile girdigi Avrupa Sampiyonasinda kendine has oyun karakterini rusyaya, Koreye,Hollandaya oldugu gibi oynatabilmistir. Oysa buyuk paralar verilip umutlarin baglandigi Hiddink, olasi bir Hirvatistanin ingiltere maglubiyetinde Avrupa Sampiyonasini evinde seyretmis olacak, "basarisiz" olarak addedilecekti Rusya adina.. Oysa üstelik cok güzel bir futbolla Avrupa Sampiyonu Yari finali oynamistir Rusya takimi yillar yillar yilllar sonra.. Her sey en az Barosun penaltisi kadar sansa da bagliydi..
10 Dakika.!
Christoph Janker ve Andreas Ibersberger.!
Doping kontrolüne 10 dakika gec katilan Hoffenheim takiminin iki oyuncusunun en az bir belki de iki yil futboldan men edilmesi tartisiliyor.. henüz ben bu on dakikalik gecikmenin bu denli agir karsiligini algilayabilmis degilim.. Öyle ki Hoffenheim'in puaninin ceza niyetine kesilmesi dahi söz konusu oluyor..
Bu isin bilimsel kismindan bihaberim, on dakika icerisinde doping kontrolünü etkileyecek herhangi bir durum olabilir mi ki ?
Streit vs Boateng.!
Önce kötü kelimeler is basinda..
Akabinde nabiz yoklamalar..
Ben bunu döverim ulan sonucu..
Maritn Jol araya giriyor ve saldirida bulunan Boateng'i antrenmandan atiyor.. Ben her ikisine birden kadro disi cezasi verilmesi taraftariyimdir bu gibi durumlarda..
23 Şubat 2009
Teknik Direktörlükcülük.!
Michale Skibbe, bir teknik adamdir. Yanlislari da teknik direktörlük basligi altinda incelenir. Bugün adi sani hepinizin bellegine kazinmis pek cok adamdan futbolun teknik analizi acisindan cok cok üstündür. Konusmak icin kovulmasini bekleyip abuk subuk degerlendirmeler oluyor ama güzelim sen kimsin ki kimi kovarak kariyer ya da etiketleme hakkina sahipsin ?
Arkadasim sen bu ülkeden Hiddink'i kovdun. Toplum olarak balik hafizaliyizdir ama hatirlatayim ben biraz.. O dönemin diger basarisiz ismi Held ile kiyasa sokup abuk subuk tonla olumsuz sifat takip kovdun sen dünyanin belki de en iyi teknik direktörünü.. Real Madrid ile Sampiyonlar Ligi Sampiyonlugundan bilmem kac milyon euro el altindan para verilerek rusyanin basina gecmesini bosverin, dünya siralamasinda say deseniz pek cok kisinin ilk ücünün icerisinde olan teknik adam buradan kovuldu, adam degil denildi.. Anelka'nin futbolculugu tartisildi.. Her ikisi de dünyanin en iyi ligi olarak addedilen Premiere Liginde dünyanin en iyi bes takiminin arasindaki klupte teknik direktör-oyuncu olup üzerine gol kralligina gidiyor.. Daha üstü yok, olsa onu da kovardin eminim.. Sen kimsin ki kimi yargiliyorsun ?Gerets buradan kovuldugu icin Marsilya ona teklif etmedi mi nedir ? Anelka GS macinda yedek basliyordu, futbolcu degildi, Löw öyle.. Daum desen sampiyonluklarina ragmen öyle.. Burasi neyi belirliyor ki? Gerets kovuldu da issiz mi kaldi ? Hiddink süründü, Löw'ün kariyeri mi bitti ? Adam degil, teknik direktör degil mi bunlar ?
Skibbe kötüymüs, ben demedim miciler is basinda. Vizyonu yokmus.. Boyle buyuk klube boyle kucuk bir teknik adam imis. Yazdik, cizdik üzerine de on kez gectik. Borussia Dortmund Sampiyonlar Ligi Sampiyonu,UEFA Kupasini alan ve Bundesliga Sampiyonu olan klup senden cok mu kucuk ki boyle bir adami takimin basina getiriyor ? Alisamiyenin bes kati seyirci ile evinde mac oynar filan.. Leverkusen'de üc yil.. Leverkusen Sampiyonlar Ligi Finali oynamis, bünyesinden cikardigi topcular bugün Premiere Ligin krallarinda.. Berbatov,Lucio,Ze Roberto,Ballack vesaire.. bu nasil kucumseme yahu ? Adam Ankaspor macinda "beraberlik iyi" demis.. Vizyonu yokmus.. Gercekci olmasi uymaz bize masal anlatsin, yirtacagiz,dagitacagiz desin..
Bakin Skibbe'nin calistirdigi kluplere, milli takimlara.. Dünya Kupasi Finali, Sampiyonlar Ligini almis takim, Sampiyonlar Liginde final oynamis takim ve vizyonsuz skibbe.. Bunun yaninda dünyanin en buyuk kupasi UEFA'yi almis Galatasaraya olmaz böyle hoca.. Digerleri takim degil, Skibbe de teknik adam degil..
Skibbe teknik adam ama futbol klubunun basinda yabanci bir ülkede calismak cok baska yetenekleri bünyesinde barindirmasini bekliyor insanoglunda.. Ramos, UEFA kupasini alan, bugün Real Madrid'in basinda olan insanoglu galibiyet yüzü göremedi Premiere Ligde, kovuldu.. Skibbe Kocaelinde bana göre de ölümcül hatalar yapmis ve fakat onu hataya sürükleyen o isin icerisinden geliyor olmasidir.. Deniyor, üzerine gidiyor.. Digerleri alti yasimdaki kuzenimin dahi ezberledigi dizilimin icerisinde motivasyonla is götürüyor, fark burada yatar.. Skibbe'nin elinde cok net Avrupa karnesi vardir bu da aslinda neyi nerede yanlis yaptiginin ya da uygun olmayan durumun en güzel göstergesidir. Bu türkiye süper ligi baskadir.. Motivator olmayan, gercekci bakan insanlar icin yanlis adrestir. Mücadele üst seviyede oynanir.. Bu yüzden Terim ve benzerlerinin ekmek kapisidir. Biraz olsun isin teknik taktik kismina girince Semihsiz kadro kurup basacak tek adam olmadan bes tane ofansif adam ile Portekize karsi takimi nasil sahaya sürdügü ortadadir, dünkü mactaki yapilan hatadan beteri yapilmistir Avrupa Sampiyonasinda ama sonuc önemlidir ya burada.. Klasik 4-4-2'nin disina cikip motivasyonun disinda Hiddink,Wenger misali ayaga pas ile top oynatmaya calisinca görülüyor Terim ya da bir baskasinin teknik adamligi.. Skibbe teknik adamdir ama fazlasi gerek bu ülkeye, o bakimdan uygun degil idi.
Skibbe kendi dogrularina güvenemedi, ülkeyi taniyamadi. burada cikan sesin cogunluguna ayak uydurma sevdasi onu bitirdi. Üc yil boyunca Leverkusende oynattigi sistem ile yakaladigi basariyi devam ettirmedi, iki forvet yok diye, "yenecegiz, dagitagiz" demedi diye gelen elestirilerin hepsine boyun egdi. 3-5-2 sevdasinin tek bir acilimi vardir, iki forvetle oynama sevdasi. Ya da ilk yari oyunculari dinlendirmiyor, rotasyon denen naneden bihaber seklinde hemen her elestiriyi kabul edip kendi dogrularindan vazgecti, bana göre en önemli hatasi budur. Baski karsisinda direncsiz bir tutum sergiledi. Ve fakat suc tek basina onun mudur ? Basin ile iyi gecinmek zorunda birakilmamis midir ? Yönetimin hicbir zaman arkasinda durmamasi onun kendi dogrulari üzerinde diretmemesini de saglamamis midir ? Belki kisiligi de türkiye süper ligine göre ya da futbolda olan baskiyi kaldiramayacak yapidadir bilemiyoruz,ne oldugunu en azindan burasi belirlemiyor, bunu cok iyi biliyoruz..
Teknik adam degilmis, Vizyonu yokmus, suymus, buymus. Yapilan hatalar "teknik"tir. teknik adam olmayan, bu isi futbolculugun disinda cok da beceremeyen antrenörler 4-4-2 diziliminden vazgecmez ve siz de yillar yili su oyuncuyu neden soktun bunu buradan cikardin diye yirtinir durursunuz bilmem kac macin analizi diye yutturulan köse yazilarinizda.. Zira teknik adam ülkede fazla bulunmadigindan, ezberci sistemin disina da cikan olmadigindan farkli bir seyi denemeyi kimsenin göze alamayip oyuncular iyi, kötü, bunu cikardin sunu gec soktun ile teknik direktör olup kalin oldugunuz yerde..
Bunun disinda Klopp gibi durusuyla dahi taraftar olarak bize güzel duygular yasatmistir. Bu is madem bir bütün ve tek basina basari kistas degil, bu acidan da ben cok mutlu oldum böyle bir adamin teknik adam olarak takimimin basinda görmekten.. Yolu acik olsun..
Yeni Teknik Direktör: Bülent Korkmaz.
Insan biraz olsun sagina, soluna bakar, kim ne yapiyor, ne ediyor belki ondan sonra elestiri cok daha dogru olur. Nedir elestiri ? Kariyeri yomus.. Yuh artik yahu yuh.! Ben size soruyorum ve bu kariyeri nedir diyen insanlardan cevap bekliyorum, Rijkaard'in kariyeri neydi Barcelona'nin basina gectiginde ? Sampiyonlar Ligi Sampiyonu ve Lig Sampiyonu oldu, alabilecegi bütün kupalari aldi efendim. Neydi Kariyeri ? Guardiola'nin Bülent Korkmaz'dan tek bir farkini söyleyin, anlayacagim ben de belki bir kac seyi.. Keza Klinsmann.. Bülent Korkmaz "teknik adamlik" konusu disinda her bakimdan dogru bir tercihtir.. Hagi tehlikeli, her an birakabilir, her an gidebilir, bu acidan güvenmiyorum.. Aslinda Hagi'ye degil yönetime güvenmiyorum, keza Bülent de kalici olmayacaktir, istifa edecektir bana göre.. Özellikle basarili oldugu dönemde futbol disi nedenlerden cok baska bir sekilde sonlanacaktir Galatasaray sayfasi..
Skibbe, baskiya karsi yalniz kaldi, zorunlu olarak dogrularindan vazgecti, yönetim gram arkasinda durmadi.. Skibbe degil allahi gelse durum bu olurdu, bu kadarina sükretmek gerek.. Bülent, aynen Guardiola gibi klubun icini, disini her seyini cok iyi biliyor, inanilmaz bir avantaj sagliyor bu durum hem klube hem kendisine. Isin teknik yani cok da önemli degil burada..
Nasil bir teknik adam ? Cok fikrim yok isin acikcasi.. Erciyes cikisi ve motivator yapisi önemli artilari ama yakindan bakmak gerek.. Futbolun teknik ve taktik kismini ne kadar bilir bilmiyorum ama en kötü yanina iki tane bu is konusunda deneyimli adam verilir Klinsmann misali devam edilir yola.. Iceride ne yapar bilinmez ama dedigim gibi bu isin görüntü kismina hakim midir ?
"Yenecegiz, Sampiyonlar Ligini alacagiz bu sene" diyor mu ?
Kenardan "Hadi aslanlarim, hadi koclarim" diye bagirabiliyor mu ? Her maca galibiyet parolasi ile cikabiliyor mu yani vizyon sahibi midir ? Bunlar önemlidir.. Gerisi faso fiso.. 4 tane arkaya 4 tane ortaya 2 de ileriye adam koy cik sahaya.. Lincoln varsa tek forvet de olabilir, böyle muhtesem teknik taktik acilimlar da gerceklestirmelidir arada ki onlarca adam yazacak, elestirecek bir sey bulsun.. Aciklarini indir köse diregine ortalasin, birisi vurur olmadi digeri.. Böyle olursan teknik adam olursun, Sampiyonlar Ligini alacagiz dersen vizyon sahibi olursun.. 4 sene bir üst tura cikamasan da her sene bunu tekrar edersen Galatasaray klubunun buyuklugunu anlamis teknik adamsin demektir.. Öyle oldugun icin kendi evinde gol atmadan bes yedigin vakit UEFA kupasina götüren yolun en azindan aciktir burada ama baska türlü zor..
Basarinin belirledigi futbol dogrulari adi altinda baska bir posta ihtiyacim var.. Türkiye - Portekiz macinda Terimin yaptigi taktik ve oyuncu dizilimi konusundaki yanlislardan, Hamit Altintop'un Isvicre maci sonrasi yaptigi inanilmaz cesut teknik adam analizinin de yer aldigi cok baska bir acilim gerekli.. Belki teknik-taktik veya 4-4-2'nin disina cikan ülkenin en iyi teknik adami olarak belirlenen Terimin yanlislariyla teknik direktör nasil olunmali konusuna deginmeliyiz.. Gerci o da kovulmustu ama oLsun. Bir baska örnek Bülent Uygun'dur.. Kriter nedir teknik adam mevzubahis oldugunda ? Avrupa Sampiyonasinda neredeyse tek dogrusu olmayan Terim'in basarisinin sirri nedir... Sunu diyeyim, teknik direktörlük, teknik analiz, taktik degil, bastan sona yanlislarla dolu ama yari -final söz konusu.. Bu yüzden bu konu cok daha derinlemesine arastirilmali..
Gece, ya da yarin bu teknik adamlarin teknik adamligi üzerine uzun ...
22 Şubat 2009
Galatasaray - Kocaeli:2-5
Bir hezimet.
Bir teknik direktör maglubiyeti. Söylenecek cok fazla sey yok, Skibbe'nin istifasini dahi anlamli kilacak düzeyde cöküs gerceklesti. Bana göre yüzde yüz bir teknik direktör sacmalamasi ile kendi sahasinda bes yiyen bir Galatasaray..
3-5-2 fantezisi-sacmaligini hicbir zaman anlamadim. Brezilyanin bir dönem iki zane üst düzey kanat oyuncusu ile bunu basarmasinin disinda kullanilabilir olmadigi cok acik olan bu sistemi üstelik Lincoln-Kewell-Karan-Nonda ve hatta Mehmet Güven'li kadro ile uygulamak aslinda intihar, baska bir anlami yok..
Baski karsisinda direncsiz bir teknik adam Skibbe. Kendi dogrularinin üzerinde duramiyor, elestiriler karsisinda sürekli degisim gösteriyor. ilk yari önemli mac öncesi oyunculari dinlendirmedigi icin elestirildi, simdi bu elestiri karsisinda geri adim atti.. Lincoln-Kewell-Arda'li tek forvet ve arkada kalin kalin gecmek gerekir dört defansli pek cok avrupa büyügünün oynadigi sistemle basari yakaladi, hepsini nedensiz yere cöpe atip 3-5-2 sacmaliginda abuk subuk bir sistem insa etiti. Oyuncu dinlendirmenin ve ayni zamanda yanlis sistemin faturasidir bu kendi evimizde lig sonuncusundan yenilmis bes gol..
Bazen takim formsuzdur, sansizliklar üst üste gelir ve bunun faturasi agir olur.. Ama bugün cok net söyleyebiliriz ki bu takim formsuz degil, sansizliklar olsa da bugunku aci skorun temeli teknik hamlelerden kaynaklidir.
Mehmet Güven, Ayhan Akman degildir Lincoln-Kewell'li orta sahaya lükstür, kötü oynadigi icin degil tüm defansif orta sahayi tek basina Mehmet Topal'a biraktigi icin cok yanlis bir secim idi. Baris-Topal ikilisi bozuk sistemi görünmez kilabilecek bir performans en azindan sergileme ihtimali vardi.. Baska acidan Sabri-Kewell kanat degisikligini ise anlamlandirmak, üzerine yorum yazmak gercekten zor..
Galatasaray defansini oturtamamis ve aradan gecen onca zaman sonra dahi defansinda problem yasamaya devam ediyor. Geri dörtlünün dörtlü mü üclü mü olacagi dahi belirsiz.. Bir mac icin ekstra bir degisiklik söz konusu olabilir iken toplamda tek ya da cift forvet mi ya da üc mü dört defans mi bilemeyecegimiz durumda.. Üclü ile dörtlü defans arasinda özellikle taktik anlaminda cok buyuk farklar vardir, bu acidan sürekli delinen defans bireysel acidan degil saskinliktan kaynaklidir.. Ne Servet ne de Meira sucludur bugün.
Bugün ben penalti kacirip belki bu farkli yenilgiye dogru yolu acan Baros'a dahi hicbir sey demiyorum. Tüm futbolcular hemen hemen olmasi gerektigi gibi mücadele ettiler, iyileri veya kötüleri vardir ama sorun bugün teknik adam hamlelerinde idi. 3-5-2 elde patlayacakti, o da bugüne nasip kismet oldu.
Arkada üc tane defans.. Beklerin yeri, pozisyonlarin olustugu bölgeler, golün bir önceki adiminin atildigi yerler bos.. Sabri ihtimal odur ki kendi bölgesini kapatabilir ve fakat nedendir bilmem sol kanada kadar geldi, kewell ters kanada gitti.. Harry Kewell birakin kanadin tamamini sag acikta dahi savunma zaafiyeti olan oyuncudur ki bütün kanat ona nasil teslim edilsin ? Arda, enerjisi ve bir dönem sag bek oynamisligindan dolayi belki oradaki sorunu Hakan Balta'nin da tandem yerine daha cok bek oynamasi ile en aza indirir iken ofans anlamda da etkisiz olacak sekilde fizik-kondisyon sorunu yasiyor.. Her seyin disinda ne gerek var ? Tüm bu absürd uygulamalarin temelinde iki forvet oynama sevdasi ki bu zorlamayi anlamis,anlayabilmis degilim.. Bu takim Lincoln-Kewell-Arda ve önlerinde Baros ile muhtesem seri yakalamis, önüne geleni dagitmis iken neden iki forvet ? Neden üclü defans ? En kötü Volkan Yaman performansi dahi su günden daha iyidir.. Bunu Ankara deplasmanlarindan beri söylerim, ve hala mantikli bir gerekce bulabilmis degilim.
Henüz daha bir fark yenik ile maca devam eder iken takim oyun disiplininden cok cok erken bir sekilde koptu. Ben bu saskinligi ayni zamanda oturmus bir sistemi olmamasina da bagliyorum..
Belki Baros Penaltiyi atip beraberligi yakalasa galip de gelebilirdi takim.. bu yine de Ankara deplasmanlarindan beri ayyuka cikmis üclü defansin sacmaligini ve Mehmet Güvenin defansif orta saha olmadigi gercegini degistirmiyor, yapilan hatalar birden fazlaydi.
Siz üc tane defans ile kanatlardaki hareketliligi saglayacak hucum elemanlarini defansa dogru cekip orta ikiliyi tüm gücünü verse dahi alan boslugu nedeniyle yararsiz gereginden fazla basmalarina neden oluyorsunuz, acik bölgeleri kapatma girisimleri ile yorulmalari ve haliyle sürekli topu karsi tarafin kullanmasini saglayip sistemi cökertiyorsunuz.. Belki bu üclü defansin sikintilari icin ekstrandan bir teknik analiz postu girilmelidir..
Velhasil Galatasaray icin cok önemli üc puanin disinda evinde yenilmis bes gol ya da bu hezimet her bakimdan aci olmustur. Büyük kayip, yüzde doksandokuz teknik adam suclu, yüzdebir sans faktörü..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)