18 Ekim 2008
Guerrero'nun intikami.!
Peru'da bir haber cikiyor, Guerrero bir hatunla Brezilya maci öncesi gecenin bir bucugunda yemek yiyor diye.. Görüntü ile haberi yapan Magaly Te Ve gazetesinden Magaly Medina haberin altina saat olarak gecenin 1:45'ini ekliyor. Guerrero mahkemeye basvuruyor ve yemegi 20:30'da yedigini ispatliyor, sonuc ?
19 000 euro tazminat aliyor ve kadin bes ay hapse giriyor. Guerrero ekliyor sonunda:
"insan yaptigi her seyin bedelini bu dünyada bir sekilde ödüyor, özellikle böyle kötü niyetinin sonucuna da mutlaka katlaniyor".
Futbol Blog.!
Program hakkindaki bilgi suradadir, kimdir neden ve nicin sorularini bir kenara birakiyoruz.
Imdi, elestiri olmalidir. Kötü olan böyle bir organizasyonu görmezden gelmek, duyarsiz kalmak veyahut hic yayimlanmamiscasina devam etmektir. Bu acidan elestiri yoluyla dahi olsa gündemde kalinmasi, programin devamliligi acisindan son derece olumlu bir gelismedir. Ben bütün blog yazarlarinin ve ayni sekilde yazi ile iletisime gecildigi her yerde iyi veya kötü elestirilerin yazilmasi ve yayimlanmasi taraftariyim.. Aceto Balsamico da her hafta bir postu bu konu üzerine islemeli ve altinda insanlar o programi elestirmelidir, kritize etmelidir evyahut övmelidir..
Programin en buyuk sorunu zamansizlik olarak göze carpiyor. Ve hatta varolan diger bütün sorunlar da zamansizliktan dolayi kaynaklaniyor. Üc-Bes cümle bile edemeden acele bir sekilde dükkani kapar vaziyette futbol muhabbeti pek hos olmuyor. Misal Futbol-Klubünü de inceleme firsatim oldu bu arada. Orada zaman öyle cok ki adamlar birbirlerine bakiyorlar, sen konus, ben konus diye gecen sürede Futbol blog yirmi konu isliyor. Bu da haliyle o muhtesem sohbetimsi havayi feci bozuyor.. Bülent Timurlenk her bakimdan firsat verilse o güzel havayi yakalayacagini bizlere hissettiriyor ama iste zamansizlik... Bunu Okay Karacan'in dikkate almasini istiyorum. Böyle konusu bol olan, muhabbeti de zamanla gelisecek olan bir programa biraz daha fazla süre vermesi hem programin hem de icerigin güzel islenmesi bakimindan önemlidir.. Hic merak etmesin, biz reklamini yapariz, ayakta tutariz..
Ben internet üzerinden izledim. Bu yüzden su yapacagim yorum eksik veya yanlis olabilir, simdiden soyleyeyim.
Efendim o fotograf kareleri neden o kadar renksiz ve amatörce ekrana sunuluyor, anlamadim. Asagi yukari hangi fotolarin ne zaman ekrana gelecegi belirlenmis iken biraz daha özenli ve "renkli" bir sekilde sunum cok daha iyi olacaktir ama belki internet üzerinden görüntü aldigim icin bana öyle gelmis olabilir ama toplamda burada bir "amatörlük" sezilmistir tarafimdan..
Hemen herkesin üzerinde durdugu diger elestiri noktasi Aceto'nun blogunu bir daha sesli olarak dinlenmis olmasi. Bu da belirsiz bir elestiri noktasidir. Eger ki izleyici kitlesinin buyuk cogunlugu blogdan bihaber ise cok iyi, degilse "SIKICI" yaftasini dahi yiyebilir ilerleyen haftalarda.. Zaten bildigimiz on bes kücük haber metnini arka arkaya izledik.. Hos , biz her bakimdan cok heyecanli izledik ama bizler küfür dahi olsa mutlaka izleyecek olan kitleyiz, digerleridir aslolan..
Blog tanitimi oldukca hos olmus. Hemen herkesin bekledigi Flying Dutchmann ile kimsenin beklemedigi Hayatim Fenerbahce blogu tanitildi. Birileri bir sekilde emeginin karsiligini biraz olsun almis oldu. Her iki blog yazari icin sevindiricidir.
Bir heyecan vardi Ali Okanci'nin üzerinde.. Ilk program olmasindan dolayi olsa gerek.. Velakin cok samimi ve iyimser bir ifadeye sahip oldugu icin hicbir zaman problem yasamayacaktir ne yaparsa yapsin.. insanlarin hemen kani isinir böyle yüzlere.. Varolan bir kac sorun ise zamanla silinecektir, ilk program olmasi hasebiyle cok da basarili olmustur yine de..
Bloglardan derlenen top 5 post ve daha ötesi..
Bence burasi iyi bir malzeme tükkani. Bloglar yani. Ama tanitimdan öteye gecilmesi gerekir. O top 5'ler aslinda orada futbol muhabbeti icin bulunan iki insana yeterli malzeme verdigi ölcüde güzeldir. Ve bunlarin hemen hepsi zamanla ilgilidir ve Okay Karacan, lütfen biraz zaman buraya diye cigiriyoruz. Timurlenk cok acik bir sekilde biraz daha zaman verildigi vakit cok daha hos sohbetlere imzasini atacaginin sinyallerini vermistir.
Mesele aslinda Bloglar degil bunlarin icerdigi bilgilerdir. Ugur Meleke ve Mehmet Demirkol gibi isimlere Okay Karacan'in eslik etmesi dahi süper bir muhabbeti döndürmeye yetmeyebiliyor, eksik kaliyor bir seyler hep.. Bloglar cok iyi malzeme veriyor her bakimdan. Ama bu beklenilen muhabbeti cok iyi döndürmek icin cok iyi bir blog takibi yapilmasi gerekiyor. Konu ordan oraya cok iyi bir sekilde atlayabillir eger ki bloglarin icerigi hakkinda yeteri bilgiye sahip ise iki muhabbetdas insan.. Orda bu vardan surda bu vara gecer iken o muhtesem futbol muhabbeti görünür kilar.. En azindan belirlenmis futbol bloglarinin icerigi cok iyi bi sekilde takip edilmeli. Bu sekilde oldugu vakit planli degil muhabbet spontan gelisir, pek cok blog sahibi de yaptigi haber ile habertürk'e haber olur bir sekilde.. Bu gelisimlerin olabilecegi kanaatindeyim ve olmamasinin baslica nedeni de cok az bir zamana sahip olmalaridir..
Yani toplarsak eger; Sunumlarin biraz daha basarili oldugu vakit gereken zamana da sahip olduklarinda cok iyi bir futbol muhabbetine sahne olacaktir Futbol Blog programi. Ve ben toplamda tesekkür ediyorum. Aceto Balsamico, futbol bloglarinin her bakimdan yasatan unsur olarak her daim anilacaktir.. Tek basina baska bir dünya yaratmistir benim de icerisinde bulundugum.. Okuyucu göndermistir, Formatini belirlemistir, Basinda reklamini gerceklestirmis ve Futblog aleminin hem yaraticisi hem de canli kalabilmesini saglamistir.
Umarim yüzünü kara cikarmaz bu blog alemi..
8.Hafta Bundesliga #1
Gecenlerde Antony Yeboah'in röportajini okuyordum. Insanlar sürekli yardim istiyor benden ve ben de onlara daha daimi bir yardimi sürekli kilmak icin Hotel actim, is verdim diyordu ve Bundesliganin parlayan ilk siyahi oyuncusu olmanin zorluklarindan bahsediyordu.. O dönemde "Benim Arkadasim Yabanci" sloganiyla St.Pauli'nin önayak olup baslattigi iyimser havanin kendilerine cok iyi bir sekilde dönüsümü oldugunu ve cok sevindigini, birazcik olsun nefes alabildigini söylüyordu. Bu yüzden bu gibi yaklasimlarin her daim bir degeri oldugunun altini cizerekten sekizinci bundesliga haftasina baslayalim..
FC Köln - Energie Cottbus: 1 - 0 Seyirci: 49.000
Köln, sekiz yil aradan sonra ilk defa Birinci bundesligada üc mac üst üste galip gelmistir Novakovic'in attigi gol ile. Cottbus, bir mucize olmazsa bu sene kesin düsecektir.
Daum gecen hafta Gladbach karsisinda galip gelen kadroyu bozmadi. Mac dengeli bir sekilde pozisyona dahi girilmeden ilerlerken Mitreski'nin cok sert faulu sonrasi dengeler bozuluyordu kirmizi kart ile. Cottbus on kisi devam eder iken o ana kadar hep sol tarafi kullanmis olan Köln, Sag kanattan Wome'nin ortasina bom bos birakilan Novakovic bu sezon besinci golünü rahat bir sekilde atiyordu ve Köln bundesliga tarihinde iki bin puan barajini gecmis oluyordu.
Ikinci yari Daum'un takimi ikinci gol icin bastirir iken 'defanstan atilan muhtesem pasta Antar pozisyonu gole ceviremiyordu ve lakin Daum cildiriyordu pozisyon sonrasi. Portekiz liginden yeni transferi gecen sene portekizin en iyi defansi secilmis Geromel, rahat ve sakin oyunuyla ileride kendisinden cok söz ettireceginin sinyallerini veriyordu. Ve yine diyebilirim ki kadro olarak Köln takimi "yetersiz". Baska acidan Novakovic'den sonra en iyi ortalamaya sahip Ümit Özat'in yoklugu hala sorun.. Yine de üc macta üc galibiyet iyi bir seridir 100.yilini kutlayan Köln icin..
Wolfsburg - Bielefeld : 4-1 Seyirci: 24.211
Her ne kadar Köln biraz zorlansa da Wolfsburg ile beraber galibiyet alacagindan emin oldugum iki takimdan birisiydi. Bielefeld karsisinda hic zorlanmadi desek yeridir. Musimovic yeteri kadar iyi bir on numara derken "yaniliyorsunuz borges bey" der gibi sahada show yapiyordu. Takimi yönetmesi bir yana acilisi ve sonrasinda attigi ikinci gol ile her daim tehlikeli olmaya devam edeceginin sinyallerini veriyordu.
Ben maca Caibuy ile baslayacagini bekledim Magath'in. Hatirlarsaniz gecen hafta 62.dakikada Schalke karsisinda oyuna girmis, akabinde galibiyet golünü atip Costa'nin kirmizi karti sonrasi oyundan cikmak durumunda kalmisti 73.daikada ilk Bundesliga macinda.. Efendim Brezilyanin ikinci ligindenn 2.5 milyona aldigi bu genc yine yedek klubesine basladi maca. Onun yerine oynayan forvetler de ayni sekilde Musimovic'i besliyordu önce Dzeko arkasindan Grafite'nin paslarinda golle bulusan bosnali'nin kullandigi kornerde Adlung ile bitiriyorlardi Bielefeld'in isini.. Ki yüzde yüz hakkiyla elde edilmis bir galibiyete dogru gider iken kiralik verdigi oyuncusu Laas bielefeld adina tek golü atar iken Musimovic'e golü hazirlayan Grafite skoru belirliyordu. Ki bu Grafite istikrar abidesidir, ayni oyununu transfer oldugu günden bu yana sürdürür ha takim ona ayak uydurur uydurmaz ilgilenmez o boyle durumlarla.. Iki sey daha eklemek isterim. Sag bek oynayan Sascha Riether, Musimovic'den sonra takimin en iyisi olurken yedigi dört gole ragmen Bielefeld kalecisi Eilhoff da karsi yakanin en iyisiydi..
Frankfurt Leverkusen : 0 -2 Seyirci: 48 000
Isin dogrusu yanildigim maclardandi. Su ki Leverkusen kat ve kat formda ve Frankfurt'dan cok daha iyi bir takim. Ama iste bu kadar sorun yasayan, düsme potasinda olan ve tabelada sonuncu siradaki Frankfurt'un kendi evinde cok daha baska oynayacagini düsündüm, hani bir nefes alma maci gibi.. Velakin daha macin basinda cok cok takdir ettigim ve sevdigim cok yararli bir forvet olan Stefan Kiessling'in -kendisi Kuranyi'nin yerine milli takima secilecektir, inancim budur- düsürülmesi ile kazanilan penaltiyi Helmes gole cevirerek Frankfurt'u iyice cikmaza sokmustur.. BU arada ARD'de özetlerini seyrederken 2000 yilindaki bir programi ekrana getirdiler.. Öyle ki iste gelecegin yetenekleri burada yetisiyor.. Arkada kolunda kaptanlik pazu bandi olan 15 yasindaki kaleciye yakindan baktigimizda bunun Rene Adler oldugunu görüyoruz.. Yine eklemek isterim ki ben hicbir oyuncunun tüm almanya capinda bu kadar sevilir ve kolay bir sekilde kabul edilebilir oldugunu ilk defa görüyordum. Eger ki performans sorunu yasamazsa her bakimdan "efsane" adayidir Rene Adler.. Hani cok sik kullaniriz "tarafli-tarafsiz" yakistirmasini.. Burada durum aynen böyledir: Tarafli-Tarafsiz hemen herkesin begenisini kazanan bir kaleci olmustur ki benim hayli hayli.. Kendisine ilk yari pek bir is dusmese de ikinci yari kurtardigi frikik ile macin zora girmesini önlemistir yine.. Frankfurt tarafinda bekledigimiz oyuncu Ümit Korkmaz sakatliktan cikip ikinci yari oyuna girse de henüz istedigi seviyeye ulasamamistir keza Amanitidis'in Comeback'i de pek iyi olmamistir.. Leverkusen 8 macta topladigi 15 puan ile son bes yilin en iyi baslangicini yapmistir.. Ligi senlendirmeye devam ediyor bu genc ekip..
Hannover96- Hoffenheim: 2-5 Seyirci: 42 bin kusur
Su ana kadar alinan en farkli galibiyet.. Bu mac bana soruldugu vakit pek bir sey diyemedik.. Hoffenheim cok güclü velakin Hannover de formda idi. Sadece unutulan tek bir isim aslinda bugünkü sonucu belirledi: Robert Enke.. Zira kaleci hatasi oyle boyle degildi..
Hoffenheim aldigi bu galibiyet ile son 11 yilin almanyada Bundesligaya yeni cikan takimlar arasindaki en iyi baslangici yapmis oldu. 11 yil önce Rehagel'in Kaiserslautern'i daha iyi olmakla beraber sezon sonunu sampiyon olarak tamamlamisti. Hoffenheim ise buna benzer bir durum yasiyor su anda. Menajerleri sagda solda nasil bir takim kurulur, neler yapilmasi gerekir diye koferans vermeye basladi.. Takim oyunu, takimdaslik hakkinda fikirler öne sürüyorlar.. Demba ba, misal takim oyunu ve birliktelik hakkinda cok fazla söze gerek duymadigini, sahsen 3 kiz 4 erkek kardes ile birlikteligin ne oldugunu cok iyi bildigini soyluyordu.. Peters konferasinin özeti ise "karisim". Denge ve Karisim. Velhasil mac basladi bir kere..
Söyle diyelim 30.dakikada cm'den cok iyi tanidigimiz Hannoverli oyuncu Bruggink'in uzaktan sutu, Hannoverin ilk saglam atagiydi. Hoffenheim, belki süper bir baslangic yapmiyordu ama deplasmanda oynamasina ragmen sikca diger kaleye dogru akin gelistiriyordu. Bunlardan birisi Ibisevic'in bizzat baslatip akabinde beck idi sanirim gelen ortayi gole cevirmesi ile 1-0 öne geciriyordu takimini. Bunu bu sezon 4.kez yapiyordu ve gecen sezonun Luca Tonisi olma yönünde hem bu yönüyle ve ayni zamanda Gol Sevinci ile de ilerliyordu vedad ibisevic..
Her ne kadar Demba ba muhtesem bir cikis yakalamis ve ayni zamanda ibisevic 8 haftada 9 gol atsa da benim gözüm onun üzerindeydi.. Yetenek bakimindan her ikisinden de iyi olan Obasi, savasci kimligi ile bugün sahada esti. Takimi yenik durumda iken giren ve maci ceviren oyuncu olan Sahihovic'e gol pasini ataga kalkamayan Hannover'in defansindan kapip veriyordu Obasi.. Ilerleyen günlerde adindan siklikla söz ettirecektir bu genc yetenek. Salihovic ayni yerden -ki orasi Mesut Özil'in yeridir- üc sutu da gol ile sonuclandi, kimisinde Kaleci topu tutamaz iken digerinde koseye civiliyordu ve macin özeti onun girisi ile oyunun kaderinin degismesi olarak tek cümlede bitebilirdi. Salihovic'in girisi ve Enke'nin yoklugu oyunun kaderini tayin etmistir.
Hertha Berlin - Stuttgart 2-1 Seyirci: 42.000
Pantelic cezaliydi. bugüne kadar Pantelic transferi sonrasi Pantelic'in olmadigi hicbir maci kazanamamisti Hertha Berlin. Buna ragmen disiplin de disiplin.. Arne Friedrich'in geriden cikardigi o muhtesem pasi takip eden Raffael, bos pozisyonda Nicu'ya cikarmasiyla öne geciyordu Hertha güclü rakibi karsisinda.. Yedi hafta sonra takima katilan Meksikali Pardo kornerleri bir o yandan bir bu yandan kullanir iken kosede sotede bekleyen Cacau maca beraberligi getiriyordu. Bu noktadan sonra oynayan takim Stuttgat idi. Aslinda attigi tekme sonrasi kirmizi kart ile oyun disi kalmasi gereken Gomez, inanilmazdi. Dusuruyorlar, kalkiyor cikiyor vuruyor.. Stuttgart ha atti atacak derken altinci macinda ucuncu golünü atarak Sirp oyuncu Kacar Hertha'yi ilk defa evinde galip gelmesine neden oluyordu. Garip takimdir bu hertha.
Tavsiyem bu takimi iddaa'da hicbir kupona almayin, her daim sizi yatirir. Aha yenecek derken yenilir, deplasmanda olmayacak takimi genelde son dakikalarda attigi gollerle de yener. Sevmem bu yüzden.. Istikrari, kimligi henüz oturmus degil. Ne yapacagini, ne zaman galip gelip ne zaman yenilecegini kestirmek oldukca güc. Bu güclü takim ki dördüncü olmustur an itibari ile tabelada evindeki ilk galibiyeti sekizinci hafta aliyordu, üstelik Pantelic olmadan..
Karlsruhe- Bayern Münih: 0-1 Seyirci:30.500(Full)
Gercekten cok zor bir galibiyete imzasini atti Bayern Munih. Karlsruhe disli bir rakip idi onlar icin. Ve hatta muhtesem gollerin adami Sebastian Freis biraz gününde olsaydi durum cok baska olabilirdi.
Klismann Demichelis'i Lucio'nun yanina vermis, soluna Lahm sagina da Oddo'yu almis ve iki defansif orta sahasini da cöken bayernin ayakta kalan oyuncusu Ze Roberto ile Milli takimda golünü de atan son günlerin tartisilan ismi Van Bommel'dan olusturuyordu. Sol'da Ribery ve sagda Schweinsteiger oynar iken Luca Toni'nin yanina yine milli takimda harikalar yaratan Podolski degil de Miroslav Klose vardi. Bayern iki seye takildi. Birincisi Karlsruhe'nin basarili defansif orta sahasi Michael Mutzel.. Inanilmazdi ve neden oyundan cikti kimse anlamadi, ikincisi ise Bundesligada Adler'dan sonra en cok begendigim kaleci olan Miller'a. Ribery vurdu,Schweini vurdu,Toni vurdu ve hep Miller.. Toni'nin sakatlanmasi ile ancak oyuna giren Podolski'nin oddo'ya muhtesem pasi sonrasi o topu cok iyi kesen Oddo ve ayni zamanda
kesilen topu aglara gönderen Klose, Klinsmann'in kurtaricilari oluyordu. Elbette yine Miroslav Klose ve yarim yamalak taklasi is basindaydi. Haliyle sakatlandi takla sonrasi ama bir seyi yokmus. Yahu evladim, yapamiyorsan adam gibi hic yapma, ne gerek var karizmayi cizdirmeye ?
Werder Bremen - Borussia Dortmund : 3-3 Seyirci: 42.100
Ne macti arkadas..
Imdi, Mertesacker'in yoklugunda Prödl oynardi ve ben bu oyuncuyu Avrupa Sampiyonasinda begenmis idim. Velakin tutturamadi bremende ve üstelik cok fazla sans buldu Mertesacker'dan dolayi. Kirmizi kart cezali oyuncunun yerine bence cok iyi bir secim olan hem defansif orta saha ve ayni zamanda göbekte de oynayabilen Baumann'i koydu Schaaf.. Bunun yaninda bence en buyuk eksikligi ise Rosenberg idi. Sakat oyuncunun yerine henüz formda olmayan Sanogo oynadi. Bu iki degisiklik ya da eksiklik Bremen tarafinda sorun cikardi.. Dortmund ise sahaya cikardigi on bir oyuncunun sekizi defansif özellikleri ile nam salmis idi. Hatta dokuzu. Frei ve Valdez harici.. velakin sag Polen bek Kuba -diger ismini mümkün degil haci yazamam, sözlüge girmistim yazasiya anam aglamisti- inanilmaz bir performans gösteriyor gecen sezonun ikinci yarisindan itibaren.. Gecen sezon yine Bremen macinda öyle oynamisti ki Schaaf ilk yari bitmeden o kanatta oynayan Owomoyela'yi cikarmak durumunda kalmisti, yine ayni sekilde oynadi...
Mac Bremende ve bremenin mutlak Galibiyete ihtiyaci var. Frings kendine gelemedi, milli takimda oynatilmamayi cok buyuk sorun haline getirdi. Yine de Bremen baskili oynadi, mac Dortmund ceza sahasinin cevresinde gecti desek yeridir. Klopp haddini cok iyi bildi ve Bremenin gücüne saygi duyarak kontralarla isi bitirmek istedi. Hem Kuba ve ayni zamanda oyuna sonradan giren kucuk takimlarin buyuk golcüsü zidanla cok iyi kontralara ciktilar.. Haketmedigi halde öne gecen Dortmund, haketmedigi halde yenilecek iken Klopp'un ugur melegi Zidan maci son saniyede beraberlige götürdü.
Su cok acik, Bremen takiminin defansi problemli. Her hucumsever takimda bu problem olur iken gecen seneye oranla cok ciddi problem oldugu acik. Bunda da Mertesacker'in sakatligi ve sonradan geldigi zaman da gördügü kart, velhasil onun eksikligi cok buyuk önem tasiyor zira o oranin, o bölgenin sefidir. Yedigi hemen hemen bütün goller de defansin hatalari söz konusuydu.
Özil, baski altindaydi, soldan kacirtmadilar.. Bu kadar formda oldugu vakit bu kacinilmazdi. Ve hatta Özil'e gelen baski Boenisch'in cok rahat bir sekilde orta yapmasina sebebiyet verecek ölcüde bosluklar da dogurdu ki birinde Baumann kafayi cakmistir dortmund kalesine..
Dortmund takiminda eksik olan "Yildiz" oyuncudur. Klopp kendisi gibi mutevazi bir takim kurmus. Aslinda bu mac tam da Thomas Hajnal'in maciydi. Kontra denildigi vakit sef odur, öldürücü ara paslari ile polen bek daha da beter cosabilirdi. Macin da yildizi tartismasiz Kuba'dir yani Polen..
Pantelic Kadrodan Cikarildi.!
Milli takimlardan dönen oyuncularin hemen hepsinin katildigi persembe günü antrenmaninda bir kisi yoktu. Pantelic hicbir aciklama yapmadan antrenmana gelmedigi icin Stuttgart macinda oynamayacak. Milli takim dönüsü belindeki agrilardan dolayi önce kendisini muayane ettiren akabinde koltukta yatip uyuyan sevgili Pantelic'in olmadigi bir maci Hertha'nin kazanmasi cok kolay degil. En azindan gecen sene bunun cok fazla örneklerini gördük. Simdi brezilyalilar ile güclenen Hertha bu önemli forveti olmadan Stuttgart karsisinda ne yapacak merakla bekliyoruz..
Baska acidan 2009 da sözlesmesi sona erecek olan ve özellikle Premiere Klublerinin gözdesi olan Pantelic'i devre arasi satma planlari da söz konusu. Ceza simdilik bir mac ile sinirli kalsa da bu sorunu bahane edip para eder seklinde 30 yasindaki Pantelici elinden cikarmayi da düsünebilir Hertha yönetimi..
Ki ben böyle bir sey bekliyordum isin asli. Pantelic özür dilemesine ragmen affedilmedi. Bu krizin baslangici bu sene oynadiklari Wolfsburg macindaydi. mac icerisinde kazanilan Penaltiyi kullanan Pantelic'e öyle bir tepki verdi ki teknik adam Favre, üzeri "cizildi" bu oyuncunun demistim.. Hem Penaltiyi kacirdi ve zaten öncesinde onun kullanmamasini istemisti. O gün bugündür pek de güzel degil Pantelic ve Favre'nin arasi..
17 Ekim 2008
16 Ekim 2008
Rekor Cezalar.!
Eric Cantona, Manchester United
Efsaneyi basa koyalim. 1995 yilinda oynanilan Crystal Palace-Manchester United macinda cok konusan seyirciye dogru ucan tekme atmistir. 27 bin euro para cezasi cok önemli degildi belki yalniz 10 ay gibi bir süre sahalardan men edildi..
Ariel Ortega, Fenerbahce.
Sözlesmesindeki kurallara uymadigi icin 9,5 Milyon Euro Cezaya carptirildi. Sanirim buradaki en buyuk ikinci cezayi yemis futbolcudur ki sonuna kadar da haketmistir bana göre.
Nicolas Anelka, Real Madrid.
Baska bir "eski Fenerbahceli" ile devam edelim.. Nikolas Anelka, Real Madrid'de feci mutsuzdu. Sürekli aranan oyuncudan bir kac gündür ses seda cikmiyordu. Ve hatta arabanin bagajinda firar etmis idi madrid klubunden.. Hatirlayaniniz olursa 17 yasinda Arsenal'de oynar iken Fransa milli takimi ile iki tane cakmis Ingiltereye ve dünyanin en yetenekli golcüleri arasinda gösterilip Madrid'e transfer olmustu. Yaptigi hareket cezasiz kalmiyordu.. Toplamda 45 günlügünu ceza olarak kestiler ki o dönemki para ile yaklasik 330 bin euro diyebiliriz..
Vlado Kasalo, Nürnberg (Kim bu demeyin okuyun iste.)
Severim bu adami ben. Bahiscidir.. Kendi kalesine "bilincli" olarak iki gol atiyor abim.. Bir de ehliyetsiz yakalanma hadisesi mevcut. Bu bilincli goller nedeniyle o dönemin parasi ile 15 bin mark cezaya carptirilir iken -simdi olsa yakarlar adamin linsansini o cok baska- Ehliyetsiz araba sürdügü icin de alti aylik gözetim altinda futbolunu oynuyordu Kasalo.. Satiyorsan boyle mac satacaksin ya da hic bulasmayacaksin bu islere.
Ansgar Brinkmann, Armina Bielefeld.
Kac kez birilerinin üzerine yürüdü, kavga etti bilinmiyor ama bir defasinda 42 bin marklik ceza yedi Bielefeld mahkemesinde.
Mahamadou Diarra, Real Madrid.
Schuster abim, an itibari ile hemsehrimdir kendisi- 300 bin euro ceza kesiyordu Diarra'ya. Sebebi nedir sizce ? Afrika Kupasindan gec döndügü icin. Bu nedenle ceza yemeyen Brezilyali var midir merak ediyorum sahsen.
Norbert Meier, Duisburg
Bu cok iyiydi iste. Meier, Duisburg'un antrenörü. Neden ceza yedigi alttaki videoda gösteriliyor. "Insanlari daha dogrusu fedarasyonu kandirmaktan". Yuh diyoruz ve ödedigi ceza miktari 12.500 euro'dur. Bence 125 bin euro olmaliydi o rakam..
Videosu da budur efendim.
Stefan Effenberg, Bayern Münih
Adamim iste. Devlet memuruna hakaret etmekten 10 bin euro ceza yedi. Trafik polisine "Du arschloch" demis.. Effe abimiz ise "Iyi aksamlar" demek istedigini söylemisti. bu adam her bakimdan olaylarin adamidir daha bu nedir ki ?
Carlos Grosmüller, Schalke
Grossmüller, (sagdan ikinci) Franfurtlu yedek oyunculara saldiriyor ve 10 bin euro ceza ile kurtuluyor..
Ailton, Besiktas.
Ailton aslinda Brezilyadan gec gelmesi nedeniyle sik sik cezaya carptirildi ama en babasini besiktas gereksiz gördügü kirmizi kartlar nedeniyle vermisti. Yaklasik 85 bin euro..
Lee Bowyer, Newcastle United
Sex&Alkol&Siddet: ingilizler temali postta belirtmistik aslinda..Tam rakam sudur: 375 bin euro klubunden ve fedarasyon da 48 bin euro ceza kesiyordu Bowyer'a. nedeni de fotoda acik bir sekilde belirtilmistir aslinda.
Flavio Conceicao, Deportivo La Coruna.
Henüz daha dortmund formasi giymemis iken ispanyada tatilden gec dönmesi nedeniyle 150 Bin Euro cezaya carptirilmistir brezilyali oyuncu.
Adrian Mutu, Chelsea
Rekor bu adama verilen cezadadir. 17,2 milyon Euro. Kokain kullanarak hem transfer piyasasindaki degerini düsürdügü ve ayni zamanda klubu bu hareketiyle manevi olarak zarara ugrattigi icin..
Cassio Lincoln, Galatasaray
Malumunuz sezon basi bir hafta tatilini uzatti ve Klubu Galatasaray tarafindan 104 bin euro cezaya carptirildi.
Vinnie Jones, Chelsea
Hepimiz onu Gascoigne ile olan fotosundan taniriz sanirim. Bugün artik o bir hollywood yildizi. velhasil 22 bin paund cezaya carptirilmisti ama önemli olan kismi cezayi verenin danismani olmasidir sanirim. Cok fazla sert bir faul yapmasi nedeniyle.. Oldukca ilginc gelmistir bana.
Jens Lehmann, Bourissia Dortmund.
Sammer'in takimin basinda oldugu dönemler. Lehmann takim arkadasi olan ve bana göre dortmundun bugünkü ekomik krize götüren baslica pahali transferlerinden birisi Marcio Amorosso'nun üzerine yürümesi nedeniyle kirmizi kart görmesi ve dortmund klubu tarafindan 20 bin euro cezaya carptirilmasidir. bir oyuncu kendi takim arkadasini rahatsiz etmekten dolayi kirmizi kart görmesi oldukca komik hakem kararidir. Bayern macinin kaybedilmesinin baslica sorumlusu olmustur o dönem. Peki Amoroso nerelidir ? Brezilya. Eh, o da gec geldigi icin 20 bin euro cezayi yemistir o dönem..
Alex Alves, Hertha Berlin.
Arkadas sorunlu brezilyali futbolcu dedin mi akla bu adam gelir. Öyle veya böyle toplamda klup bu oyuncuya 130 bin euro ceza kesti. Ehliyetsiz yakalanmadan -ki bu üc kez olmustur- gec gelmelere ve her türlü davranis bozukluguna kesilen cezalardir bunlar. Adam gibi bir kere bunu ödese neyse. Buyuk potansiyeli vardi ama iste..
Craig Bellamy, Newcastle,Liverpool
Yakindan tanidigimiz Souness hocamiza Newcastle'da oynar iken acik ve secik olarak "yalanci" dedigi icin 125 bin euro ödemesinin yaninda daha önceki postta da belirttigimiz üzre Liverpoolda iken takim arkadasi Riise'ye golf sopasi ile saldirmaktan dolayi da bi 125.oo0 euro daha ödemek durumunda kalmistir.. Haksizliga ugramistir bana göre. Sen adama Karakoe'de eslik etme sonra Golf Sopasi ile üzerine gelinmesin ?
Juan Ramon Fernandez, Borussia Dortmund.
Ilk gün idmana cikmadigi icin 2004 yilinda 100 bin euro ceza ki ben cok buldum bu miktari.
Van der Vaart, Hamburg
Henüz daha transfer kesinlesmemis ve hatta hicbir zaman kesinlesmeyecek olmasina ragmen Valencia formasi ile poz verdigi icin klubu tarafindan 50 bin Euro cezaya carptirildi.
Rafinha, Schalke.
Klubu izin vermedigi halde Olimpiyatlara katilmak icin ülkeyi terk eden Rafinha'ya verilen ceza 700 bin euro. Milli takim sevdasi bu olsa gerek.
Christiano Ronaldo, Man U.
Kafa atip kirmizi kart görmesi nedeniyle 132 bin euro ceza. Ben bu gibi davranislardan dolayi takimi yalniz birakan her oyuncunun ceza görmesi taraftariyimdir da.
Julio Cesar, Borussia Dortmund.
Nereli bu arkadas ? Anladiniz siz onu. 30 bin euro ceza. Ben alti-yedi tane brezilyali transfer etsem, iki kez tatile gidip gelseler bunlardan ucunu bedavaya getirmis olurum. Kendi aralarinda ucunun parasini direkt size öderler imece usulu gec kalaraktan..
Christian Lell, Bayern Münih
Kacinci cezasi bilmem de alkollü bir sekilde polisle catismaktan ve hatta hakaretten 100 bin euro ceza yemisligi vardir ki her daim olay adamdir. Bir iliskisi var abi, haftada bir Bild'e kapak olacak sekilde devam eder.. Uslanmaz da bu.
Anlamadim ? #1
Andreas Möller
"Milan ya da Madrid, önemli olan Italya olmasi"
Mehmet Scholl
"Ben güneye dogru ucacagim.. Belki Kanada ya da öyle bir yere"
Boris Becker
"Ben eger kaybetmez isem, karsidaki de hicbir zaman kazanamaz" (Hic düsünmemistik bunu böyle)
Otto Rehagel
"kolay toplari tutmak cok kolaydir, zor toplari tutmak ise zordur"
(Aristo'nun memleketinde is yapmaya dogru yönelmesinin temelinde felsefeye olan düskünlügü yatar sevgili Rehagel'in.)
Oliver Kahn
"Evdeki tek hayvan benim"
Franz Beckenbauer
"Bu Türkiyede bir Dünya Rekorudur.!"
Bunu Süleyman Seba'nin 14 yil boyunca Besiktas'ta baskan olarak kalmasi üzerine söylemistir efendim.
Lothar Matthäus
"Bir Lothar Matthäus bedenin onu ele gecirmesine asla izin vermez, bir loddar maddeyüs kendi kaderini kendisi belirler" (ay yumurtaya can veren yarabbüm)
"Bir oyuncunun doksan dakika boyunca -mac aninda- önündeki diger maca konsantre olup onu düsünmesi cok önemlidir"
To be Continued..
Kahn-Canizares.!
13 Mayis 2001 Sampiyonlar Ligi Finalinde Bayern Munih Valencia karsisinda penaltilar sonucu galip gelip Kupayi aliyordu. Kahn ise iki yil önce yasadigi trajedenin farkinda olarak o sevinc aninda meslektasini teselli ediyordu..
15 Ekim 2008
Estonya-Türkiye/Almanya-Galler Maclari
Gecmis yillarda da benzer kayiplar olsa da futbol olarak Avrupa Sampiyonasindan bu yana bir gelisim katettigimizi düsünüyorum rakip estonya olsa dahi. Bir baska acidan cok seyi dogru yapan milli takimin elestirilebilecek tek noktasi forvet secimidir. Tecübeli ve kadroya alinmayan forvetler olsaydi böyle mi olurdu sorusu aslinda bir geyiktir ve bir sekilde top cizgiyi gecmedigi sürece uzun bir dönem bu konu üzerinde durulacaktir. Kim bilir, Batuhan secimi gibi hatasini kabul eder Terim ? Misal bana göre Batuhan dogru bir secimdi.
Maci Almanya maci ile beraber paralel izledim. Ikisini de kacirmak istemedim baska acidan her ikisi de mutlaka seyretmeliyim dedigim bir mac degildi.
Türkiye ve Almanya kendileri ile arasinda güc farki olan iki takim ile karsilastilar.
Estonya, Galler'e göre daha gücsüz bir takim iken Almanya kendi evinde, Türkiye deplasmanda oynadi maclarini, bir bakima denge kurulmus oldu.
Her iki büyük takim da rakiplerinin ceza alani üzerinde oynadi doksan dakikayi.
Türkiye yüzde yüzlük gol pozisyonlarina girer iken Almanya da Galler karsisinda ayni acinin bir baska yüzü ile karsi karsiya kaliyordu.
Tam bu esnada Almanya, Türkiyeden farkli bir sey yapti: Sut cekti kaleye. Schweinsteiger,Trochowski ve bütün sutlari defansin orasina burasina carptiran Hitzslperger. Özellikle Schweini'nin sutlari inanilmaz tehlikeli olurken golü mac boyunca lahm ile beraber kanadi cok iyi kullanan Trochowski atiyordu
Türkiye, artik cok da genc olmayan Nuri Sahin'i ilk yari icerisinde cikararak taktiksel anlamda dogru yapma cabasi icerisindeyken bol bol pozisyon yakaladi. Halil cok net bir pozisyonu kaleye atamaz iken cok net bir gol pozisyonu hazirladi velakin top bir türlü kaleden iceri girmedi.
Cok önceleri Malta beraberliginde de belirtilmisti bu gibi takimlari en iyi cözen uzaktan sutlardir gibi ama söyle bir dusundugumuz vakit su soru geliyor akla: Milli takimda hangi oyuncunun uzaktan sutlari etkili.. Tehlikeli bölgelerden frikik kazandigimiz vakit bunu kim kullanabilirdi ki ?
Eksikliklerin göze battigi ve her daim yanimizda olan sansin bizi terketmesi sonucu devlesen Estonya kalecisi o tek puani hediye etti ülkesine.
Galler ise, yenik duruma gecmesine ragmen inatla defans yapmasi ile beni benden almistir. Toschack'i nedense begenmem, oynattigi ve benim sahit oldugum futboluna sapka cikaramiyorum dünde bugün de degisen bir sey yok. Oysa cok daha tehlikeli olmasini beklerdim ben Galler takiminin..
Diger Maclar:
Ispanyanin Belcika'yi son dakikada da olsa yenmesi Türkiye adina cok buyuk bir avantajdir bana göre. Bunun disinda gecenin bana göre önemli bir diger karsilasmasi Yunanistan-Isvicre idi. Rehhagel ve Hitzfeld karsi karsiya geliyordu ve N'Kufo yine Isvicreyi kurtariyordu, Hitzfeld de Lüksemburg faciasindan sonra biraz daha derin bir nefes aliyordu.. Rusya, Finlandiyanin kendi kalesine attigi iki gol ve Arshawin'i ile 3-0 maci alirken Avusturyanin bitmek bilmez cöküsü devam ediyordu. Portekiz evinde arnavutlara, Bulgaristan da deplasmanda gürcü kardeslerimize takilip 0-0 bitiriyordu maclari.. Belki de sürpriz son iki sonuc idi benim icin..
Loddar Abimiz ve Hatunlari.!
Su zamanin modasi olan kiyafetlerinin hatrina yer verelim burada Israil Takiminin basina gecmis Loddar abimize ve hatunlarina.. Bu kucagindaki kadin ilk evliligini gerceklestirdigi Sylvia. 1981 -1992 . 11 yil.. Kendisinden hazzetmem pek ama yine de byle zevksiz mi olur insanoglu ? Üstelik parladigi, en iyi oldugu ve italyaya transferinin gerceklestigi zamanlari bu dönemler.. O kadar hizliydi ki bu adam saha icerisinde, Maradonanin muhtesemligini belirtir iken cokca defa Matthäus'un topsuz bir sekilde Maradonanin topu sürer iken ki haline yetisemediginden bahsederler.. Velakin iyi bir on numaraydi da.. Karaktersizi öldür ama hakkini ver demis atalarimiz.
Sanki eski dizilerden bir kare gibi. Ikinci karisi italyan tv sunucusu Lolita Morena. Inter'e transfer olunca cabuk uyum saglamis loddar abi. Öyle hizli sutlari vardi ki ölcülür km hesabindan bize haber diye sunulurdu zamaninda.. Koemann bir Loddar ikiydi o dönem.
Bununla evlenmedi ama önemli bir isim. Kimdir bu ? Maren Müller-Wohlfahrt. Yani ? Yillar yili basta Sergen Yalcin olmak üzere futbolcularimizin sürekli gittigi doktorun kizi. Ilhan da keza ayni sekilde cok sik ziyaret etmisti. Digerlerini görünce kralice diye tapmistir buna tevksiz loddar abimiz.
2003'de sirp hatun Marijana Kostic ile evlendi. 4 yil sürdü evliligi. Gercekten anlamiyorum bir insani tanimak dört yil mi sürer ?
Besinci evliligi.. Yok daha neler. Bir ara Trapattoninin yardimciligini yapiyordu da.. Cok güzel bir resim bu. Al bu resmi, koy odaya dart oyna.
Eh, onca kariyer ve basarisiz secimlerden sonra akli basina azicik gelmis Loddar abimizin. 20 yasindaki -simdi artik 21- model Liliana ile beraber hala.. 2007'den beri. Hanim kizimiz azicik genc oldugundan ve Loddar abimizin de söhreti oldukca fazla oldugundan dolayi biraz daha sürer bu iliski.. bitti.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)