20 Şubat 2010
Bosverrr.. Icmeye devam..!
"..bizim ilk sampiyonlugumuz 1972 senesinde geldi. Gercekten o sezon büyük bir cekisme yasandi ve son maca kaldi her sey. Schalke ile son hafta karsilasacaktik ki Schalke bizim sadece bir puan arkamizda ikinciydi. Biz cok iyiydik ve 5-1 kazanarak Sampiyon olduk.. Sonrasinda öyle büyük konusmalar filan olmadi ki sevmem zaten bu gibi seyleri ama oyuncular olarak kendi aramizda kutladik bu sampiyonlugu.. Deli gibi ickiye vurduk kendimizi.. ama ertesi günü arkadaslik maci icin Iran'a ucacagimiz hep aklimizdaydi.
Normal sartlar altinda ucak saat onda kalkacakti. Gec kaldik. 1 saat.. 2 saat.. derken 1o saat oldu. Bosver, bir sey olmaz, icmeye devam dedik.. Ucus nasil olsa istanbul üzerinden olacak ve sabaha karsi 6'da ancak Tahran'da olabilecektik. Hicbir sekilde dinlenme firsati olmadan, 40 derece sicaklikta icimizdeki alkol henüz kendisini disari atamadan ilk macimiza ciktik..
..haliyle 8 dakikada 3 gol yedik ki birinci golü inanin bugün bile hatirlamiyorum.. Sonra Beckenbauer geldi ve böyle bir sonucun utancini uzun süre yasayabilecegimizi bize hatirlatti. O andan sonra biz kendimize geldik ve maci 5-3 kazandik.."
19 Şubat 2010
Bu Vahset Demeden Önce.!
Somali'de zina yaptigi gereceksiyle mahkemece cezalandirilmis insanin bu resmi 2009 resim ödülleri icerisinde kendisine yer buldu.
Bir insanin evlilik icerisinde yaptigi kacamak nedeniyle taslarla insanlar tarafindan kafasina vurularak öldürülmesindeki anlamsizligi/vahseti ifade etmek cok da "anlamli" degil. Her ne kadar bu karenin icerisindeki eylem kaninizi dondursa da benim vahset olarak betimledigim daha cok bu eylemi olagan karsilayan bir toplumun olabilmesidir.. Böyle bir toplumun yaratilabilecegi gercegidir. Bireyin degerlerinden yargilarina kadar özgürsüzlügünün ya da kosullandirilmis bir sekilde determinist bir yasaminin bir baska ifadesidir ayni zamanda.. Bir mahkeme bir karar veriyor, birileri uyguluyor ama orada yasayan cogunlugun deger yargisinda böyle bir eylem gayet olagan.. Meselemiz de bu uyum, bu toplumsalbirliktelik, kendimize ait oldugunu düsündügümüz degerlerimiz/dogrularimiz.!
Oguz Atay, Tutunamayanlar'in icerisinde söyle bir sey demisti:
"Ki$isel deger saydigimiz seylerin, toplumun baskisiyla edinilmis sahte nitelikler olabilecegini de hicbir zaman akildan cikarmamaliyiz"
Kisisel deger, toplum degerlerinden ayri konumlandirilamiyor genelde. Bütün önermeler, tavsiyeler, yasalar, kurallar genelde toplumun ortaklasaligindan dogan degerleri koruma üzerine kuruluyor. Özgürlük kelime anlamiyla müthis ilgi görüyor ve fakat temelde bütün yaklasimlar ve hatta yasalar dahi bireyin toplum karsisinda özgürlügünü yok etmesi üzerine kuruludur. Birey - Toplum arasi fark acildikca psikologlar cevreyi sariyor bu farkliligi aza indirmek icin. Deliler, bir acidan dünyanin en özgür insanlari iken akilli gecinen büyük bir cogunluk kendisinden önce yasamis insanlarin kural ve bazen de yasa haline getirilmis davranis bicimlerini hayata geciren konformist insanlar oluyor. Deliler disinda yasar her seyini, akillilar icinde yasamak zorundadir tüm deliliklerini..
Resimde görülen bu vahsi eyleme ortak olan insanlari kafanizda yargiliyorsunuz ve muhtemelen ben olsam diye ic gecirip cesitli kahramanliklara soyunuyorsunuz ama kendi yasadiginiz toplumun icerisinde size göre "olaganlastirilmis" nice vahseti oldukca olagan karsiladiginizi unutuyorsunuz.. Eger bu resime karsi cikiyorsaniz, burada bu vahsete onay vermis olan insanlari yadirgiyorsaniz kendi yasadiginiz toplumun icerisinde yer alan marjinal kesime biraz daha fazla saygi duymalisiniz zira siz degil de sadece onlar burada olsaydi böyle bir vahseti engelleme ihtimalini dogurmus olurlardi..
Koyu bir müslüman ile koyu bir hristiyan arasinda karakter farki yoktur. Her ikisi de kendisine sunulani sorgulamadan sunuldugu haliyle icsellestirmis ve bu cografi nedenlerle sahip oldugu gercege baglanmis insanlardir. Arabistanda doganlarin hepsinin müslüman olmasi ya da Finlandiyada dogan insanlarin "özgür" secimlerinde hicbirisinin müslümanligi isaretlememesi garip gelmez.. Keza Hans, neden Misirda doganlarin hristiyan olmadigi gercegiyle de ilgilenmez. Adaletli olarak addettigi Tanrisinin adaletsiz bir sekilde insanlara yaklasacagini da hesap etmez.. Kabul eder, icsellestirir ve fanatiklesirler.. Buradaki resimdeki müslümanlari elestirir iken aslinda kendisinin de bu vahsete ortak olanlardan farkinin olmadigini göremez Hans..
Bu resim toplumsal degerlerin/kurallarin korunmasi adina yapilan her eylemi/dayatmayi/yasayi mübah gören zihniyetin asla yadirgamamasi gereken bir vahseti icerir. Bu resim mahalledeki degerleri hice sayarak sokagin ortasinda cirilciplak kosan bir insan evladina "dur sen deli misin" diye tepki vermeyecek olanlarin ancak yadirgayabilecegi bir vahseti icerir. Bu resme kendi halkina yapilan baskilar ve zulumlere ragmen onsekiz ya da ondokuz yasinda tüm bunlardan bihaber zorla gönderildigi askerlik görevini yapar iken pusuya düsülürüp öldürülmesi karsisinda kendi toplumunun disina cikip "zalimlik bu" diye tepki verebilenlerin ancak vahset olarak degerlendirebilecegidir.! Gözünün önünde icerisinde yasadigi ülkenin bayragini tuvalet kagidi olarak kullanan insana hicbir sekilde sesi cikmayacak, onu kendigibiolanlarla beraber linc etmeyecek olan insanlarin ancak tepki verecegi bir vahsettir. Zor geliyor degil mi ? Yukaridaki vahsete ortak olmus insanlardan gercekten de cok buyuk farkinizin oldugunu mu dusundündünüz bir an ?
Velhasil bu resime bakip da bu vahsete ortak olanlari yargilamadan önce birey olarak icerisinde yasadiginiz toplumdan bagimsiz düsünebiliyor olup olmadiginizi kontrol etmelisiniz. Belki bakire olmayan kiz orospu degildir belki her insanin istedigi kiyafeti giyme özgürlügü vardir ya da her insanin her seye ragmen yasama özgürlü.. Belki icerisinde bulundugunuz toplumun sahip cikmaya calistiginiz kurallari 200 yil sonra bunlari biliyor muydunuz basligi altinda insanlara inanilmasi zor ama gercek haber seklinde sunulacaktir ?
Tepki vermeden önce tüm degerlerinizi masaya yatirin. Sizin degeriniz mi yoksa icerisinde bulundugunuz toplumun zorla,yasayla, psikologlarla, timarhanelerle yarattigi bir makinanin verdigi tepki midir ?
Diego Armando Contento.!
Sampiyonlar Liginde Fiorentina karsisinda Van Buyten sakatlaninca Van Gaal yeni bir stoper oyuna almaktansa hali hazirda asil mevkisi stoper olan sol bekteki Badstuber'i Van Buyten'in yerine alip o bölgeye cok yeni bir ismi getirdi: Diego Armando Contento.. Devre arasi yeni profesyonel sözlesme imzalamis olan oyuncu ilk resmi macina gecen hafta Fürth karsisinda kupada cikti.. Bu haftada Arena'da Sampiyonlar Ligi macinda boy gösterdi.. Efendim oyuncu teknik degil ama iyi bir taktik egitimi almis, cok hizli, seri tamam da Almanya dogumlu insanoglu icin isim biraz tuhaf degil midir ?
1 Mayis 1990 Münih dogumludur.
Anna ve Baba Contento göcmendir, Italya'dan.. Napoli'den.. Haliyle bu isim gayet olagan oluyor su bilgi sonrasinda..
Lille: 2 - Fenerbahçe: 1
Normal kosullar altinda Bremen macini seyrederdim ama bugün degisiklik yaptim, Fenerbahce macin seyrettim. Hem Fenerbahce'yi görmek ve ayni zamanda Eden Hazard'in nasil bir gelisim gösterdigine tanik olmak.. Vardir benim böyle takintilarim..
Baska acidan ben uzun zaman sonra ilk defa belki bu mac icerisinde Fenerbahce'nin tarafindaydim. Benim hayalim ucuk gelecek belki ama Hamburg sehrinde bir Galatasaray-Fenerbahce Avrupa Ligi finalidir. Uzakta yasiyorum, baska türlü bakiyorum ve iki türk takimin elbette Galatasarayin kazandigi bir final maci bana burada biraz daha avantaj saglayacaktir.. Bu bsekilde izledim maci..
Macin icerigine gecmeden önce sevgili Ertem Sener abime seslenmek istiyorum buradan ben:
Abi, calisiyorsun, cabaliyorsun, bir seyleri farkli kilmak icin emek veriyorsun, caba sarfediyorsun.. Saygimiz sonsuz.! Hem Okay Karacan ve ayni zamanda Ercan Taner olmak istiyorsun ama olmuyor. Bu ikisi bir arada gitmiyor.. O ayrintilara sahip olmak baskadir, onu macin icerisinde seyirciye yedirmek cok baska bir meziyettir. Ercan Taner bagrisiyla "ABI BUNU SALDA BULMUSLARR" filan olmuyor, tuhaf kaciyor.. Kisa bir öneri: Al macin kasedini evde bir daha izle.. Yeter yaa.. Güzelim macin icine ediyorsunuz, bir yanda sen diger yanda Erman Toroglu ki o bile senden daha cekilir bir seydi yeminle.. Sessiz sakin bir anlatim icerisinde her türlü hikaye mümkündür ama bagirarak "BU FUTBOLCUYU SULARDA BULMUS DERKEN AUT" olmuyor abi.. kimse sana bunu söylemedi mi bugüne kadar ? Ama ben senin o röportajlarindaki kendine güveni de gördüm, söyleseler de sallamazsin abi sen..
Mactan ziyade Fenerbahceye gelirsek:
Genel anlamda ben Fenerbahce'yi daha cok begendim Lille takimindan. Lille'i hic doksan dakika seyretmedik ama skorlarla basimizi döndürmüstü, bir de özet görüntüleri genelde gol anlari oldugu icin cok ciddi bir anlam koyamiyorduk.. Bugün gördük ki Fenerbahce daha iyi bir takimdir Lille'den.. Sadece iyi bir kaleci ve golcüsü olsaydi bugün belki de iki farkli galibiyet cok da zor olmayacakti kesinlikle.. Kaleci konusunda cok ciddi bir sorun olmaz belki ama forvetsizlik basli basina maglubiyetten galibiyete götürecek kadar etki ediyor kesinlikle..
Iki özel adam var Fenerbahce takiminda. Alex ve Emre. Inanin diger bütün oyuncularin yeri doldurabilir ama yeni bir Alex ya da yeni bir Emre istiyorsaniz biraz zorlanacaksiniz.. Bu mac özelinde konusursak Emre muhtesemdi. Takima zarari yok denecek kadar azdir ve isledigi zaman yarari da inanilmaz. Cikardigi paslar, mücadelesi ve komple bir orta saha oyuncusu olmasi nedeniyle bu ülkenin kosullarinda yetismis yerli oyuncu demeye dilimiz varmiyor, baska bir sey.. Paslarinin isabet orani bir yana dar alanda bunu gerceklestirmesi de inanilmaz..
Alex ise gecmis maclara oranla biraz agirlasmis.. Yine de muhtesemdi, fark yaratan oyuncuydu lakin Guiza..
Ben Guiza'nin yeteneksiz bir adam olduguna inanmiyorum misal Kezman'in yetenegi tartisilir lakin Guiza'nin degil. Olan olmus, giden gitmis ve artik Guiza'da psikolojik bir sorun basgöstermis. Kendine güvensizlik, ayaklarina hükmedememe.. Heyecanin temelinde yatan gol atma sevinci degil seyirciden tepki görme korkusudur.. Bu onu saha icerisinde öyle gücsüz yapiyor ki kendisinin disinda birakin forvetleri, orta saha oyunculari dahi o alex'in pasinda hemen kaleyi düsünürlerdi.. Guiza riske giremiyor, korkuyor.. ayaklari da artik beyninden ayriliyor.. Dinlendirilmesi, kendisine güveninin gerekirse psikoterapistler esliginde geri getirilmesi lazim zira yazik günahtir yahu.. Koca maci heba etmistir diyebiliriz kesinlikle.
Özer ilk yarinin etkisiz oyuncularinin basinda geliyordu. Alex'den bile daha az mücadele ettigini söyleyebilirim. Uzun zamandir Gökhan Gönül'ü eskisi kadar begenmiyorum. Ugur Boral bile daha fantastik isler yapiyor.. Bunun belki de bir nedeni önündeki oyuncunun tarzinin olmasi geekenden farkli olmasidir. BU macta fena degildi belki ama göze batanlar arasinda da kesinlikle ismi gecmezdi.
Begenmedigim bir baska isim Bilica olmustur. Öne cikislarindaki ne zaman pas verecegini, ne zaman ayagindan topu cikarmasi gerekliligini görememesi umarim ki bu maca özel bir durumdur. Topu oyuna sokma konusunda daha basarili oldugunu düsünmüstüm.
Fenerbahce, Galatasaraya oranla daha derli toplu, daha düzeni kurulmus bir takim. Su an icin daha önde de diyebiliriz.
Gökhan Gönül özelinde de belirtildigi gibi sag kenarini ben sorunlu görüyorum. Normal kosullar altinda böyle bir kadro yapisinin sag kenarina Keitavari hucumcu bir adami koyabilirsiniz, onu kaldirabilecek bir orta saha düzenine sahip. Bu ayni zamanda inceci adamlarin oldugu yerde etkili bir hucum gücü olacaktir lakin eldeki kadro yapisi Mehmet Topuz ve Özer'i iceri sokmak icin düzeni bozmak durumunda birakiyor.. Haliyle normal kosullar altinda oraya eskilerin "sag acik" dedigi bir adamin doldurmasi gerekirken merkez orta saha oynayan,cizgide zorluk yasayan ve firsat buldugu anda merkeze dogru kayacak oyunculardan kurulu oluyor.. Keza sol tarafi da ayni sekilde.. Fenerbahce'nin arkadaki dörtlü ve orta üclü-ikili'nin kenarlarina yerlestirebilecegi acik oyuncu sorunu var.. Alex-Emre'nin oldugu bir orta sahanin böyle bir yoksunlugu insanin icini acitir.. Zira bu adamlar oyunu genis alanda yönetebilecek kapasitedeler, böyle "kacabilen" oyunculara da ihtiyaci vardir.. Bunun yaninda Guiza'nin hareketli olmasi, bu oyun sistemine ve kadro yapisina gol vurusu/becerisi haric uymasi belki de tek avantaji.. Bu kadar pozisyona bir baska forvet giremeyebilir..
Eden Hazard ise Belcika Milli takimindaki konumundan farkli bir yerde oynuyor. Normal kosullar altinda on numara pozisyonunda görev alir. Burada görev alan Alexvari oyuncularin temelinde takimin sefi olmasi da yatar.. Kendine güven, cok önemlidir. Stefan Deisler aslinda muhtesem bir on numaradir lakin depresyon ve cesitli sorunlari nedeniyle hic istemedigi sag kanada hapsedilmistir. Keza Nuri Sahin'in genc milli takiminda oynadigi rol ile Dortmund takiminin ilk cikis zamaninda yaptigi is birbirlerinden cok farklidir, basta durus farki gelir. Eden Hazard kenarda da iyi isler cikariyor ama aslen yeri u17-de oldugu gibi ortanin forvete yaklasan kismidir.. Lakin bunun icin biraz daha pismesi, icerisindeki takimi yönetebilecek konumda olmasi gerekir.. Gelecektir de..
Macin hakki en kötü beraberlik iken durum budur..
Her seyin öncesi olduguna inanirim, her seyin bir bütün icerisinde ancak anlamli olabilecegini düsünürüm ben. Bu yüzden mümkün mertebe öncesini, arkasini solunu sagini cok da iyi kavramadigim takimlar, ligler üzerine cok fazla konusamayacagimi bilirim. Bu yüzden biraz "sallamasyon" analizler, bakis acilari söz konusu. Fenerbahce'yi nasil buldun derseniz, ben gayet güzel bir takim gördüm sahada derim. Sorunlari var ama halledilemeyecek boyutta degil..
Altetico Madrid - Galatasaray: 1-1
Ilk defa Elano benim istedigim gibi orta sahada oynadi. Yazik ki bu takimin cok kötü dönemine denk gelmesi nedeniyle etkisini gösteremedi. Geldi, liderligi aldi, pas istedi pas dagitti lakin Mehmet Topal'in geriye sürekli yardim etme isteginden ve Mustafa Sarp'in macin agirligini kaldiramamasi nedeniyle yalnizlari oynadi ve o sadece kendisine has uzun toplari ve mücadelesi ile bas basa kaldi.. Her seyden önce bunu belirtmek istedim..
Skor kimseyi aldatmiyor ve hepimiz biliyoruz ki sancili bir dönem yasiyor Galatasaray. Tam da bu dönemin icerisinde cok önemli bir Avrupa kupasi macina cikiyor. Aslinda her seyi üst üste topladiginizda avantajli bir skor-taraf var bu isin icerisinde.
Atletico, aksiyondan ziyade rekaksiyonu iyi olan bir deplasman takimidir. Cok güclü bir oyun kurgusu yok takimin ama sizin etkinize öyle bir tepki gösterir ki Barcelona gibi sasar kalirsiniz.. Gerek Barcelona zaferi sonrasi degeri düsen mac gerekse de Galatasarayin etkisizligi inanin cok da sasirmadigim bir yirmi dakika bize yasatti. Zira ne Galatasaray ne de Atletico oyun kuracak bir kimlige sahip degil. Ama iyi hucum ederseniz cok iyi bir tepki gösterebilir her iki takim da zira takimin kendine has bütünlügünden dogan bir oyun anlayisindan ziyade her ikisi de bireysel yetenekleri oyun felsefesinin özüne oturtmus durumda.. O anlamsiz faul ve muhtesem frikige kadar gecen süre kontrollü oyun olarak adlandirilan lakin kimsenin kimseye üstünlük kuracak bir oyun anlasiyina sahip olamayisin sahadaki görüntüsüdür..Cok iyi bir Galatasaray olsaydi muhtemelen cok iyi de bir Atletico Madrid izleyecektik.. ASY' de böyle bir maci ben bekliyorum..
Takim gereginden fazla Atletico Madrid'den korkmus olarak sahaya cikti. Bunu görebiliyorsunuz.. Bakin bu stresi kaldirabilecek oyunculari ben size sayayim. Basta Mustafa Sarp hicbir sekilde büyük maci kaldirabilecek düzeyde degil, önce bunu bir kenara yazin. Efendim Nell, Arda Turan, Elano, Hakan Balta.. Özellikle Nell ve Arda Turan'i ben bir kenara ayirmak isterim cok iyi oynadiklari icin degil macin agirligini cok rahat bir sekilde kaldirabildikleri icin.. Özellikle Nell oyun olarak da inanilmazdi.
Caner icin üzgünüz.. Ilk maclarinda böyle tuhaf pas hatalari yapardi ama bedelini bu kadar agir ödedigi iki büyük hata arka arkaya ilk defa yapti. RIjkaard'in onu almasi olagan zira onun yerime kendimi koyarak maci izlemeye calisirken az daha kafayi siyiriyordum..
Defans dörtlüsünün icerisinde Mehmet Topal'in yerlesimi bir yana Elano'nun da o bölgede fazla vakit gecirmesi kontra futboluna cok daha uygun olan rakibi bir sekilde etkisiz kildi. Etkili olduklari zaman ya bes kisi arasinda kalan Aguero ya da adam paylasimi konusunda sorun yasayan Galatasarayin vermemesi gereken pozisyonlar sonrasi oldu.
Forvetsizlik süphe yok ki bir sekilde bulduklari ataklarin gol ile sonuclanmamasina etki etmistir.Lakin koca takimin hucum organizasyonunun tanimi "bir sekilde" olmasi aslen sorunun özünü olusturuyor. Bunun yaninda forvet oynayan Arda'nin daha az etkili olmasina neden olmasi da olumsuzluklar hanesine yazilabilir lakin temel problem inatla devam ediyor. Bir oyun kurgusu olabilmesi icin orta üclünün ve beklerin oyunu kurabilecek boslugu yakalamalari ve yönlendirmeleri gerekir. Defanstan cikarilan top Elano'ya geldigi vakit onun cevresine mevzilenmis olmasi gereken orta ikiliye bakmak gerekir.. Topal yüksek ihtimal arkada bir yerde defansa yardim ediyor, Sarp ben gercekten bu takima karsi mi oynuyorum havasinda bir yerlerde dolasiyor. Geriye bu adamin ileriye uzun pas atmasi ya da yanina aslinda gelmemesi gereken ama zorunluluktan dolayi orada olan Arda ya da Keita'ya bir sekilde iletisime geciliyor..
Peki sonra ne oluyor ?
Keita yine kötü günündeydi aslinda.. Ugur Ucar ile olan uyumsuzlugu devam ediyor. Philip Lahm'in Robben'in arkasinda olmasi onu Bayern'in Ugur Ucari diyebilecegimiz Badstuber'in öänünde oynayan Ribery karsisinda avantajli kiliyor. Ugur Ucar, Bayern'in aslinda Ribery'nin arkasinda aslen stoper olan sol beki Badstuber gibi görev adami. Keita, siradisi bir adam ve birbirlerini tamamlayamiyor.. Her seferinde adamdan bireysel mucizeler bekliyoruz.. Oysa organizasyon iyi olsa sadece deparlari ile dahi cökertebilir bir takimin kanadini.. Farz-i misal gecisi sagladi ki macin sonlarina dogru bunu basardigi zamanlar da oldu.. Iste o zaman forvetsizlik, normal kosullarda yanina yaklasip iceriye katetmesini saglayan ic oyuncusuzluk.. Hepsi birlestigi vakit isler sarpa sariyor..
Galatasaray'in iyi oldugu dönemlerde oynadigi misal Trabzonspor macini iyi hatirlayin. Sabri'nin olaganüstü destegi bir yana orta üclüde yer alan Baris'in oradaki etkili olunmasindaki payini da bir düsünün.. Ya da Kewell-Arda-Ayhan.. Sistem filan kalmadi elbette lakin 4-3-3'ün temelinde kenarlardan iceriye kat etme eylemi vardir hucum operasyonunda.. Takimda bir organizasyon olmadigi icin bir sekilde topu alan Keita'dan ileriye dogru tüm gücünle gitmesini bekliyorsunuz.. Bazen basariyor, cokca zaman basaramiyor filan.. Ki bu adam Keita, siradan bir kenar oyuncusu su oyunda sahada hic gözükmezdi.
Dos Santos hazir degil.. Fenerbahce'deki Guiza'nin problemi bana göre iyilesmesi cok zor bir psikolojik sorundur. Ayni sekilde Dos Santos bugünlerde oynamaya devam edip kötü sonuclarin sebebi durumunda olursa onun da sonu hemen hemen ayni olacaktir. Ilk macinda deneyip de basarili olamadigi aksiyonlari artik denemiyor bile.. Özgüven eksikligi. Bugün Fenerbahce macinda Alex'in pasini en kötü forvet dahi kaleye dogru gol atmak icin sansini dener iken Guiza ya kacirirsam diyerek isi garanti almak adina heba etti. Psikolojisi bozulmus bir golcüdür. Keza cok genc olan Santos da böyle giderse ayni soruna yakalanacaktir.
Mehmet Topal'in orta sahadaki yoklugunu anlayabiliyorum. Cok güclü forvet gücü karsisinda oyun kurmak yerine defansa yardimi secti mac boyunca. Üstelik ortada da yer aldigi zaman gayet güzel paslar cikardi.. Elano'nun mücadelesi dahi digerlerinden daha iyi olmaya basladi. Oyundan ciktigi zaman ki endisem onun kadar basabilecek midir Ayhan oldu. Mustafa Sarp'i da anlayabiliyorum ve birden bu sekilde yükselisini kendisi kaldiramayabiliyor.. Yaptigi absürdlükler saskinligindan dolayidir.. Topal her seye ragmen iyi bir oyun cikarir iken Sarp icin ayni seyleri söyleyemiyoruz.. Lakin her ikisinin de orta sahada oyun kurma adina yokluklari bir yana Topal defansa yardim edebilir iken Sarp hucuma destek veremedi.. bir iyi bir kötü, ikisinin toplaminda da Elano etkisizligi, takimin oyun kuramazligi doguyor, bu dagilmanin da bu maca özel bir durum oldugunu da düsünüyorum.
Arda Turan, Fenerbahce maclari haric bence her maci kaldirabilir. Ne kadar kötü ne kadar iyi oynadigi degil güven veren bir "kendinegüveni" söz konusu. Takim daha iyi oldugu zaman o daha da iyi olacaktir'in sinyalini de veriyor. Keita formsuz, Caner gününde degil, Santos hazir degil, Baros-Kewell sakat ve aslinda formda olan bir tek Arda var lakin o da yerinde oynayamiyor, takim da oldukca kötü..
Beklerin önemi büyük diyoruz ama hangi maca hangi bekin cikacagini göremiyoruz. Sezon basindan beri beraber oynayan Sabri-Keita arasina sakatlik girdi. Hakan Balta sakatlandigindan ve formsuzlugundan bu yana sirke cevrildi sol bek. Ugur Ucar,Caner..Belirsizlesti orasi. Uyumsuzlugu gidermenin bir baska yolu öyle veya böyle sürekli birliktelikten dogan uyumdur. bu saglanamiyor bir türlü. Oturan iki isim var ve cok önemli. defansin sefi Nell, orta sahanin Elano. Bu ikisi bugün her seye ragmen umut veren iki isim olmustur bana. Cevresine oyunculari yerlestireceksiniz ve ilk defa inanin ilk defa Elano'nun orta üclüde benim istedigim gibi oynayabilecegine inandim.. Bu yüzden giris de bu sekilde olmustur..Nell'in ellerini hic durmadi, kimin nereye oynamasi gerekliliginden bizzat kendisinin yaptigi eylemlere kadar.. Bu macta oldugu kadar onu diger hicbir macta böyle cok sevmedim, cok iyiydi hem Nell hem Elano.
Ve Servet.. Bu kadar kötü degildi yahu. Bakin ilk 20 dakikaya iyi bakin. BIr topu aut, bir topu bos iken cikarmiyor, taca kadar pesinden kovaliyor, bir topu direkt rakibe veriyor.. Bu kadar kötü olmamisti aslinda, sorun burada büyük ve bugünler icin Emre oraya yerlestirilmelidir.
Toplayalim.
Cok iyi bir skor. Hicbir sekilde icim rahat degil zira bu takimin ASY'deki performansi cok daha korkunc olacaktir. Galatasaray hazir degil, sansli bir günündedir. Franco hala güven vermiyor, Ugur Ucar inatla Keita ile uyumlu bir hucum organizsyonu icerisine giremiyor, Dos Santos ile topun bulusma ani genelde romantik oluyor zira özlem giderilecek kadar araya mesafe giriyor.. Keita iyi oldugu kadar kötü ya da tersi. Arda forvet olamaz, formda bir döneminde formsuz bir görüntü ciziyor, Balta'nin güven veren oyununu özlemisim ki capraza top cikardigini ilk defa gördüm bu macta ki asist de ondan geldi..
Dip Not: Cok kötü bir yayin idi. Erman Toroglu degil konu Ispanyol Televizyonunun yayini.. Hepsi gelsin Almanlardan ögrensin bu isi. Hem yayimciligi hem de futbol yorumculugunu.. Yeminle Bundesliga anlatimi hepsine bir iki degil on kati fark var.. Yuh yani Ilker Yasin,Erman Toroglu ve Ispanyol Televizyonu. Ama yine de sansliydik zira hepsini toplasaniz Ertem Sener etmez, yuh..
(hatalar vardir, ikinci okuma dahi yok, hepsi sabaha düzeltilecektir )
18 Şubat 2010
Skibbe Tahminleri.!
Maik Franz'in internet sitesinde tahmin geyigi var ve bu sefer hocasinin tahminlerini almis. Bana cok yakin tahminlerde bulundugu icin buraya tasimaya karar verdim. Iddaa oynayanlar icin de biraz yardimi ya da zarari dokunabilir diye..
Hoffenheim - Gladbach 2:1
Nürnberg - Bayern München 1:1
Köln - Stuttgart 1:2
Dortmund - Hannover 2:0
Hamburg - Frankfurt 1:1
Mainz - Bochum 1:1
Freiburg - Berlin 2:0
Wolfsburg - Schalke 1:0
Bremen - Leverkusen 2:2
Hemen hemen ayni sonuclari yazabilirim. Farklar nelerdir söyleyeyim. Hamburg'un Frankfurt'u yenme sansi bir hayli yüksektir.. Bayern'in galibiyetinin yanina ancak beraberligi yazabilirsiniz, ihtimal dahilinde.. Hoffenheim haftanin bana göre en garanti macidir, mutlaka yenmek durumunda.. Wolfsburg Schalke'ye sürpriz yapabilir ama biz babamla 13 oynuyoruz ve bu maci 1-2 seklinde oynamaya karar verdik.. Bremen-Leverkusen ise yine 1-2 oynuyoruz ama ben Bremen'in yenecegini düsünüyorum ve ayriliyoruz burada Skibbe ile.. Ki üc ihtimalli mac aslinda.. Bir de Freiburg Berlin maci.. Cok önemli bir karsilasma ve Berlin'in son sansi.. Ne olacagini kestiremiyorum sahsen.. Bilmiyorum ama sanki beraberliklerin haftasi olacakmis gibi bir his de var icimde.. Hayirlisi diyelim..
Bayern Münih - Fiorentina : 2-1
Insanin moralini bozuyor bu gibi hatalar.. Yuh yani. Mac sonu aciklamalarina bakalim:
Miroslav Klose: Sanirim ben golü attigimda ofsaytta idim
Van Gaal: Bizim ikinci gol net bir bicimde ofsayt idi. Oldukca sansli oldugumuzu düsünüyorum bu konuda.
Karl Heinz Rummenigge: ikinci gol cok net bir sekilde ofsayt idi. Sansliydik..
12 mactir yenilmiyorsunuz, kendi evinizde en önemli yildizi kokain geyiginden sahada yok, defanslari Dainelli gittiginden bu yana kendisine gelememis, her yerinde her bakimdan sorunlu bir takim karsisinda gecersiz bir gol ile ancak galip gelebiliyorsunuz.
Macin yildizi Ribery mi Robben olacak mi derken Jovetic olmasi da isin bir baska detayi.. Formda ve baskin oynayan Bayern neden gol üretimi konusunda sorun yasadigi kismiyla ilgili detayli analiz söz konusuydu ama her cümlenin sonu bu resime gidecegi icin kendi kendime eziyet yapmamin geregi yok.. Barca sevdalisi olarak hala Chelsea-Barca yari final macinin anlamsizligi ortada iken bu hakemin burada düdük caliyor olmasi bile tuhaf geliyor.. O zaman dedik ki iki ingiliz takiminin SIKICI finalinden ziyade herkesin istedigi Barca-Man U finali adina yapildi bu sacmalik.. Peki bugün durum nedir ? Bilemiyoruz ama keyfini kacirtiyor böyle hatalar.. Arkadasin bir iki santim degil ki bu hakem hatasi olsun, baska bir sey bu..
17 Şubat 2010
2009 Kicker Futbol Resimleri.!
Bir alt postta Kicker'in 2009 futbol kategorisindeki en iyi resmi koymustuk.. Bunlar da dereceye giremeyen diger resimler.. Asagida bir gol resmi vardir, ikinciligi almis olan ve ücüncüsü de cok da begendigim bir foto olmadigi icin buraya almadik.. Simdi surdan baslayalim.. Tavsan ve avcilari (yakalayicilari daha uygun) isimli bu güzel resim Tim Groothuis tarafindan karelenmis.. birisi hareketsiz, diger ücü pesinde.. Maradona'nin vardi hatirlarsaniz böyle bir resmi..
Saglam bir foto simdi.. Ballack'in o CL yari final macindaki Hakeme olan öfkesinin resmedilgi fotoyu alacaktim hirs, azim ya da kizginligin ifadesi olarak ama bu daha iyiymis be abi.. Neo-Kahnizm dedikleri sey budur, rakibi yeri geldiginde isiracaksin.. Yalniz dikkat etmek gerek, isirirken biraz yukariya kayarsa naho$ görüntüler ortaya cikabilir.. Aslinda cikmis da diyebiliriz.
Futbol kategorisinin resimlerinin dereye girenlerden bir tanesi, ikinci olmustur.. Bu bir ikinci Bundesliga maci:Düsseldorf-Bielefeld.. Abi catiya cikmis daha farkli resim cekebilir miyim derken bu gol gelmis.. Bu bir penalti golü ki o penaltinin daha baska acilarini da cekebilmis, oldukca güzel.. Laci Perenyi'nin catidan ve bu mac üzerinden daha baska resimleri de yarismaya dahil edilmis ki fena degildir.. Lakin bu golün ve ayni zamanda onun kaleciye verdigi hüznün ifade edilmesi adina oldukca siktir..
"Gel dans et benimle" isimli Thorsten Baering resmi fena degil.. Öndeki üclünün olusturdugu kombinasyon belki siklikla karelenir ama o en arkadaki adam yok mu.. Iste o tamamlayicisi olmustur ve belki ödülü getiremedi ama benim mekanda kendisini digerlerinden ayiracak ayrinti olmustur. St.Pauli -Düsseldorf maci olsa gerek..
Cok klise ama yine de bakiyor insan ne tuhaf diye..
Berlin maci olsa gerek kalede Drobny olduguna göre.. Hazir yeri gelmis iken belirtelim kendinize kaleci ariyorsaniz muhtemelen düsecek olan Berlin'in bu kalecisi cok iyidir.. Her türlü anadolu arti üc büyük klube uygundur. Elbette Bundesligada biliyor degerini ve Stuttgart da pesinde.. Ama düsürürseniz cok saglam kalecidir aslinda.. Burada ise Ribery'nin o gol sevincinde dahi kaleciyi düsünmesi cok güzel.. benim cok hosuma gitti.. Kaleciyi teselli eden bakisina bakin Ribery'nin .. ?
Dejagah.. Sag kenari hallac pamugu gibi dagitiyor bazen ama Manchester'in Nani'si gibi. Günü gününe uymuyor. Burada da biraz sansiz sanirim.. Futbol bu. Bu alemi tanitir iken insanlar cokca zaman sertliklerden ve kimi acimasizliklardan bahsederler.. Bence en acimasiz tarafi saha icerisinde her saniyenize binlerce flasin patlamasidir.. Günümüz futbolunda ise bu saha disina da cikmistir.. Zor is bu futbol , hep derim.
Bremen-Dortmund macindan bir görüntü.. Baska da diyecek bir seyim yok hakim bey..
Bak Oglum Iste Bu Yüzden Ciktim.!
Kicker'in "futbol" kategorisinin en iyi fotusu bu secilmis.. 9 Mayis 2009.. Dortmund-Karlsruhe macindan.. 76.Dakikada resimdeki Nelson Valdez sakatlaniyor ve oyundan cikmak durumunda kaliyor. 4-0'lik galibiyet sonrasi atilan tura katilan Valdez ogluna neden oyundan cikmak zorunda kaldigini anlatiyor.. Su cocugun durusuna, bakisina yüzündeki ifadeye bakin..
Yok böyle güzellik..
Bu güzel ani kareleyen 54 yasindaki DPA'dan Achim Scheidemann.
Yarin bir vakit buldugumda yarismaya katilan ama dereceye giremeyen fotolardan bir demet sunarim diye düsünüyorum ya bakalim..
Hiddink Geldi.!
Ben bu ülkenin milli takimina getirebilecek daha iyi bir isim bilmiyorum.. Bana göre en iyisi gelmistir. Blogu actigim günden beri hayranligimi cesitli postlarla belirtmis bir Hiddink hayrani olarak su anektodu da eklemek isterim..
Barca Chelsea Sampiyonlar Ligi yari final maci, Bayern Klinsmann'i kovmus ve o macin yorumcusu da Kaiser.. Hiddink olamaz mi diyor ? Kaiser cevapliyor:
"Ben bir hiddink hastasiyimdir ama Hiddink'in ihtimali bile güzel lakin gelmez bize o.. Gelecegini bilsek her seyi verirdik onun icin.."
Bayern Münih gibi bir takimin hayalini dahi kuramadigi adami bir sekilde Türkiye milli takiminin basina getirmistir. Chelsea gibi bir takimin basinda kalmasi icin yalvarilan adam tutup buraya gelmistir. Dünya üzerinde Milli takimlar üzerindeki basarisi tartisilmaz olan adam artik Türkiye'yi calistiracaktir. Bence her bakimdan üst düzey bir is cikartilmistir, bu kadar beklemenin yarattigi anlamsizligi tek basina "anlamli" kilacak düzeyde bir hocadir. "Ben Türk'üm ve Türk hoca isterim" diye bu tarafa oynayan Arda Turan gibi yildizlar da simdiden sevinsin derim zira onunla beraber belki bir acilim olacaktir Avrupa'ya..
Aslinda bana su yukaridaki yazdiklarim bile cok gereksiz geliyor, ama burasi onun basarisiz oldugu belki de tek ülkedir, ihtiyatli olmakta fayda var.
16 Şubat 2010
15 Şubat 2010
Cantona Sansi.!
Köyde üstelik bir Alevi köyünde cocuklugumu yasadim ben. Cepniydik,baskaydik ve benim meleketiminin insanlarinin cogunlugunun size bictigi anlamda küfürdük. En cok da dindarlardan ziyade yobazlarin dillerinden/ellerinden cektik.. Sakali uzun gördüm mü cocuk aklim korkardi benim.. Cemaat kelimesinden korktugum kadar hicbir seyden korkmadim ben uzunca bir süre..
.. ama ben nikah sahidi Fetullah Gülen olan Hakan Sükür'ü öyle sevdim ya da sevmek zorunda birakildim ki sinemayi kapattirdigi icin sorguladiginiz Arda sevginiz filan hikayedir bunun yaninda.
Sehrin icerisinde köylü, sunnilerin oldugu yerde Alevi, cogunlugun kirisik gömlek nedir bilmedigi gündüzlülerin arasinda yatili, erkeklerin arasinda saci uzun ve küpeli oldum. Her yerde bir azinlik, sirasidilik, marjinalllik pacamdan akar iken bunlarin tam da karsiti gibi duran Hakan Sükür cok sevdigimin takimin en cok sahip cikilmasi gereken futbolcusuydu ve biz sahip ciktik, cok da sevdik..
Hemen hemen en yakin arkadasim olsa dediginiz adam olan Arda Turan'i sevmek baskadir, bizimkisi cok baska.
Arkadaslariniz ve siz her gün ortalama davranis bicimini elestiri bombardimanina tutar iken yavanliga karsi her yerde savas acip bunun mücadelesininin icerisindeyken "temel ile dursun kazi yapmis, kaz ölmüs" diye televolelerden fikra anlatan adami sevmek inanin bana kolay degildir.
Zitliklari siralamaya devam edebiliriz elbette lakin su kesin ki bu ülkenin ortalama kimligine cuk diye oturan insanlar bizden cok daha sansli oldular her zaman. Hatta bizim dönemin bu saf sevgiyi verebilecegi yaslarda önümüze cikan Hakan Sükür ile Arda Turan arasinda da cok fazla fark var.
Benim gibi cok insan var Galatasarayli, Fenerbahceli.. Daha iyi, daha güzel degil daha baska bakiyor bu dünyaya. Daha baska müzikler dinleyip daha baska dünya görüslerine sahip.. Ve onlar sizin kadar sansli degil. Size Hakan Sükür sunuldu ve simdi de Arda Turan.. Yüzde yüz bir aidiyet cok da zorlanmadan mümkün elbette..
Benim Hakan Sükür yolum cok daha dikenli oldugu icin ben inanirim ki hepinizden daha cok sevip daha cok mutlu oldum onun gollerinde.. Ama hep gecmek zorunda oldugumuz o dikenli yollar da acitti bir tarafimizi.
Yas 30'u gecti. Bu yasa gelenler bir daha o sekilde ne bir kadini ne de bir futbolcuyu sevebilirler. Bu yüzden belki sizden ayrilip cok rahat elestirebiliyorum lakin sizi de cok iyi anliyorum kesinlikle..
Ve fakat Sampiyonlar Ligi finali kadar güzel baska bir hayalim var benim.
Bir gün umarim ki Rimbaud'dan alintilar yapan, bos zamanlarinda kitap okuyup soyut resme merak salan, tiyatro, felsefe ile ilgilenip resim cizen.. Gerektiginde "su kadar galatasarayliyim ben var ya acaip galatasarayliyim" demek yerine onlara ucan tekme atan, yaptigi cilginliklar sonrasi özür dilemeyen kendine has farkli karakteri olup ortalamanin disinda bir kimlige oturan Cantona gibi Galatasaray'in bir kaptani, bayrak adami olacak..
Man U taraftari degilim ama Cantona'nin her resmi önüme konuldugunda icim acir biraz.. Sizin degil, benim ve benim gibi bir kac insanin hayalidir böyle bir bayrak adama sahip olmak.
Bir kez de biz hazira konalim da siz dikenli yollardan gecip sevmeye cabalayin.. Bir kez yeteneklerin belirledigi bu futbol camiasinda sans azinlikta kalanlara gülsün..
Olmaz mi ?
14 Şubat 2010
Grafite ve Kuranyi.!
Yok yok.. ne baslik yanlis ne de resim. Olmasi gereken budur. Simdi bastan baslayayim..
Ben size Magath'in nasil oyuncu sisirdigini ya da Magath etkisini cok cesitli sekilde anlattim burada. Schalke'nin Köln karsisinda attigi ikinci golde Kuranyi'nin 81.dakikada kenardan adamini gecisi ve asisti sonrasi bunlari düsündüm. Gecen sene ayni sekilde Grafite böyleydi, durdurulmazdi..
Simdi bu sene Kuranyi nasil oynuyor ? Peki gecen sene nasildi..
Bu sene Grafite nasil ? Peki gecen sene nasildi ?
Tüm bu sorularin cevabi bu resmin icerisinde saklidir.
Grafite kötü olmayan ve fakat ortalama bir golcüdür aynen Kuranyi gibi.
Kuranyi Stuttgart takiminda Magath altinda yildiz olmus, onsuz gecen günlerde ise o günlerde üzerine ilistirilen yildiz futbolcu kimliginin tartisilmasi disinda takima bir katkisi olamamistir.
Grafite, 30 yasina kadar her gittigi takimda 8-9 gol atan ortalama bir golcü iken gecen sene yilin golünü atmasi bir yana son ceyreklerde durdurulamamis ve 28 gol atmistir. Bu sene normal kimligine dönüs sergiledi. Sezonun ücte ikisi bitiyor 6 golü var.
Magath etkisi diye anlattigim asagi yukari böyle bir seydir..
Halil Altintop transferi sonrasi Skibbe'ye onu ilk macinda oynatip oynatmayacagi, hazir olup olmadigi soruldu.. Dedi ki Skibbe: O Magath'in takimindan geliyor ve haliyle top fit.! Oynayacaktir ilk macinda..
Bir de Hitzfeld vardir aynen Magath gibi. Öyle ki transferin gerekliligini tartismak durumunda kalmistir isi abartan basin karsisinda.. Esekten de at yapilamayacaginin altini da cizmislerdir.
Bu yüzden Grafite,Kuranyi kötü olmayip ortalama golcülerdir kesinlikle ama bugün varolan Kuranyi'ye bakip bir bonservis ödeyerek transfer ederseniz sizi simdiden uyarayim "sok" yasamamaniz icin..
22.Hafta Bundesliga.!
Hemen itirazimizi yapalim.. Forvet ikilisinden birisi kesinlikle Halil Altintop olmalidir. Üstelik Pizzaro ne oynamistir yahu ? Rost, cok dogru bir tercih aslinda. Stuttgart Nistelrooy ikinci yari giresiye kadar bastirdi da bastirdi ama Rost engelledi cokca zaman.. Nistelrooy kadar Hamburg'un galibiyetinde etkili oldu. Naldo bir defans oyuncusudur. Kupa macinda muhtesem bir frikik golü atar iken bu sefer de Mesut'un kornerine güzel bir kafa vurdu. Arkadaslar bu sene resmi maclarda attigi Naldo'nun 12. golüdür.. Bir de gol olmayam ama muhtesem bir asisti vardir Mesut'a, mutlaka izleyin.. Baska da bir sey demiyorum. Haftaya Leverkusen Bremen'e gidecek ve bana göre Bremende isi cok zor olacaktir zira bu güzel finli defans Hyypia besinci sari karti gördügü icin oynamayacaktir macta.. Molinaro Stuttgart'in sol tarafini calistirdi ki Hleb'in etkili olmasinda etkisi de fazlaydi. Bayern Münih'in tarihinin ilk yabanci kaptani olan Van Bommel gün gectikce degerleniyor, yillanmis sarap gibi oynuyor.. Oyunun diger yönünü de oldukca güzel bir sekilde sahada oynar iken liderligi ile beraber sakinlesmistir saha icerisinde.. Nistelrooy icin bir övgü biraz komik kaciyor artik.. Cok iyi golcü demek Maradona da iyi futbol oynar bence demek gibi bir sey.. Üc farki Avrupa Liginde gol krali olmus ilk oyuncu bu, daha ne olsun ? Pizzaro haftanin ilkonbirine gececek performansi hicbir sekilde göstermemistir ama Marko Marin su an Bremen'in Diego'sudur ve feci bir form tutmus durumda..
Halil'in o golünde benim de emegim vardir arkadasim.. Son saniyelere girmeden ben senaryoyu kafamda yazdim, onlara oynamak kaldi, tam da bu sekilde.
Skibbe sezon basi iyi sonuclarin ardindan Leverkusen ve Bayern maclariyla kisa bir cöküs dönemi yasadi. Özellikle Leverkusen karsisinda cikardigi kadroyu burada elestirmis, sacmaladigini söylemistim. Iste bu sacmaliktan dönmüstür. Orta sahanin direncini arttirmistir, nasil ? Caio ve Teber gibi mücadele gücü hic olmayan teknik iki oyuncuyu iki forvetli sisteminde ayni anda sahada bulundurmuyor.. Bu basli basina önemli bir farki yaratiyor. Cok formda olan, hucumu cok iyi olan sag bek Ochs'u sag aciga cekti, arkasina onun yerine genc Jung'u koydu. Maik Franz iyi oldugu stoper bölgesine cekildi..Sol tarafa oyun disiplininden yoksun Korkmaz yerine Kohler'i koydu ki cok formda kendisi.. Bugün de frikikten cakti. Kadroya baktiginiz vakit 4-4-2 görürsünüz ama 4-2-3-1 oynar Kohler ve Ochs ileriye cikip Meier ile üclü olusturur.. Cris ve Teber arkadadir.. Halil en önde ve Meier ile yer degistirir..
Gerek Dortmund gerekse de bugün iyi oynayarak galip gelmistir. Dortmund maci bana göre isin zirvesidir.. Halil geldiginde önemle üzerinde durdugu özelligi bir forvet oyuncusu olmasindan ziyade bir ön oyuncusu oldugu gercegi.. yani sol kenar, sag kenar ya da on numara, en uc.. her yerde oynayabilir. Orta saha dahil.. Bu yüzden 34 yasindaki teknik ama mücadele gücü olmayan Liberopoulos yerine Halil'in olmasi, Teber-Caio ikilisinin ayni anda sahada olmamasindan dolayi güclenen takim direncini iyice arttirmistir ki bugün presinin karsiligini durduk yere gol ile de sonuclandirabilirdi, direkte patladi..
Paslari görüyorsunuz yer yer.. Dortmund'un o genc, diri orta sahasi dahi pas alisverisini kesememistir. Skibbe oyunudur bu..
Halil son saniyede Franz yükselttigi ve Meier'in kafasiyla önüne düsen topta bir baska güzel adam Ömer Toprak'i gecip golü attigi zaman duyulan sevinc inanilmazdi.. Ömer Toprak güzel oynasa da her iki golde de yaptirdigi faul ve yetisemedigi Halil nedeniyle payi olup biraz formsuz gözükse de iyi bir oyun ortaya koymustur.. Halil de aslinda sürekli transfer isteyen Skibbe'yi baskan nezdinde anlamli kilmasi ve olmadigi icin sorun yasadigi özgüvenini kazanmasi nedeniyle cok anlamli bir gol atmis oldu.
(yarma Epalle)
Bochum-Hoffenheim macindan ziyade Bochum üzerinde durmak gerekir. Bayern'i zirveye ortak eden takim.. Hem Schalke'den hem Leverkusen'den ve ayni zamanda da Hoffenheim'dan puan ya da puanlar alarak zirveyi kizistirmistir. Hannover karsisinda 2-0 yenik durumdaydi ve öyle oynuyorlardi ki inanin canli bahis olsa basardim parayi kesinlikle galibiyetine, golüne.. O maci 3-2 aldi ve o gün bugündür de yenilmiyor aslinda..Cok güzel bir form tutturdular ve yillar sonra kendi sahasinda da Hoffenheim'i yendiler..
Hoffenheim'in sorunu kadrosunun icerisinde sorunlarin halledilmemesidir biraz. Hoeness demisti yillar önce.. Ilk yari sonucunda lider bitirir iken gecen sene belirli bir popülerlik sonrasi statüleri degisen o futbolculari idare etmek cok zordur ve simdi Hoffenheim bunun sinavini verecektir diye.. Onu istediler, bunu istediler, Brezilya milli takimi, yeni gelen yildizlarla eskilerin anlasamamasi filan..Özellikle defans ve kaleci uyumsuzlugu üst seviyede.. Commper takimin ve defansin lideriydi ama bunu iyi yapamiyor. Hildebrand ile sürekli kavgali, Ibisevic bir daha eskisi gibi olamiyor, Eduardo da gidecegini bildigi icin biraz da sakatlanmamak üzere.. Bu sene kayip, seneye artik diyoruz zira üzerinde beklenmedik bicimde Mainz ve Frankfurt.. yani benim takimlar var..
Sunu söylemek gerekir. Bir kalite farki var burada. Ribery ve Robben oynadigi vakit bu takim Bundesliganin biraz üzerine cikiyor. Klopp gibi hayran olmanin ötesine gecemiyorsunuz..
Van Gaal 9 mactir üst üste yeniyor ligde. Biyografisinde de belirtildigi gibi tam kovulacak iken zirveye kosan bir adam o.. Yok 4-3-3 yok 4-4-2.. Iste simdi her ikisi de ayni zamanda mümkün. Kilit isim genc Thomas Müller.. Hem forvet hem de Schweni ve Van Bommel'in önünde oynayabiliyor.. Takim bu oyuncu sayesinde her iki sistemi de oynayabiliyor, zira Müller forvet de oynuyor. Ribery iki asist ile damgasini vurdu, Robben asist ve gol..
Klopp üst üste 3 maci kaybetti ve sanirim yine bir seri yakalayacaklardir ama bu maglubiyet serisi devam ederse Bremen degil Frankfurt bile arkadan tehlikeli bir sekilde geliyor.. Lakin ben yine de bugün olusan ilk alti takimin yerleri degisse de hepsinin ilk alti icerisinde olacagini düsünüyorum..
Slomka üst üste maglubiyetler almaya devam ediyor. Enke'nin ölümü sonrasi 11 mactir galip gelemiyorlar ve bir süre daha bu devam edecek gibi. ilk yari 4-0 yenik kapattilar ki bu onlarin tarihinde ilk yari icerisinde aldigi en yüksek skor.. Rekor kirdilar.
Güney derbisi ama derbi gibi olmadi.
Naldo, güzel bir kafa golü atti ama daha da önemlisi muhtsem bir asist yapti Özil'e ama Mesut atamadi. Onun gol olmasi gerekirdi. Bir gün vaktim oldugu zaman Mesut Özil'in kornerden ve firkikten attirdigi golleri sayacagim. Formsuzlugunu henüz atamayan Mesut bir korner, bir frikik ortasi ile etkili oldu. Ikinci Alex demistim yillar önce.. Lakin Hannover de konusulan tek bir isim oldu mac sonrasi.. Kaleci Fromlowitz.. Hali hazirda Energi Cottbus'un kalecisi ile anlasti dedikodulari kötü etkilemis ve birinci golü resmen taca giderken kaleye soktu..
Haftaya Bremen-Leverkusen maci kacirilmaz, simdiden belirtelim..
Schalke macini seyredemedim. Wolfsburg macinda Leverkusen oldukca sansliydi.. Hertha'nin da isi gün gectikce zorlasiyor, kümede kalmasi mucize..
Ruuuuuuuuuuuuud.!
Henüz bir doksan dakika dahi oynamadan iki resmi gol sigidiriverdi istatistigine.. Stuttgart macini kafadan Hamburg'a oynamamin birinci nedenidir. Girdi ve doksan saniyede bitirdi rakibin isini.. Labbadia hakkinda cok güzel seyler söyledi ve sonuc söyle bir seydir:
Kalite.. Nereye gidecegini, nasil vuracagini daha top gelmeden atacagi yeri bilmesi.. Her seyi kalite.
Öyleydi de.. Stuttgart henüz yeni teknik adamiyla Avrupada ve Ligde yenilgi yüzü görmez iken kendi sahasinda cok da formda olmayan Hamburg'a yenildi ve bunun tek nedeni vardi:
Ruud Van Nistelrooy..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)