13 Aralık 2008
13 Aralik 1980.!
Bundan yedi sekiz sene öncesi Star Tv'de yayimlanan Yaseminin Penceresi adli sacma sapan bir programda konuk kenan evren idi. Pasanin sogukkanliligini, iki ordan iki burdan astik derken ki rahatliginin kanimi dondurmasi bir yana Erdal Eren'in idamina tanik olan adamin idami anlatisi ve buna kenan evren'in tepkisi aklimdan hic cikmamistir.
17 yasinda bir insanoglu ölüme dogru gider iken arkaya dönüp son bir kez bakar iken "son bakisinda" gözünü kirpiyor, hafif gülümsüyor ve hatta öncesinde o insanin omzuna söyle bir vurup önemseme der gibisinden onu hüznünden mahrum etme cabasina giriyor. O fotografi cekenin Sava Ay oldugunu düsünürsek Savas Ay'in anlatisi olabilir ama emin degilim.
Bu nerden baksan insani insanliktan cikaracak ölcüde hüzünlü olan ani sonrasi programin sunucusu bir kez daha soruyor: Hic pismanlik duymadiniz mi ? Hani insan yaslaninca duygusallasir biraz daha baska bakar hayata.. Yüzlerce insan asildi, binlerce beyin hapislerde cürüdü ve ülkenin akli-selim büyük bir kesimi yok edildi, biraz olsun "keske yapmasaydim" diye icinizden hic gecirmediniz mi ?
Kenan Evren: bugün olsa yine yapardim.. Hem biz adil davrandik hep, iki ordan iki burdan esit sekilde astik.! Bize haksizlik ediliyor..
Bu ülkede sizce dogru ya da yanlis olsun hayatlarini masaya yatirip kendisi disinda bir cogunlugun gelecegi adina savas verdiler. Bir dönem kabul edin ya da etmeyin icerisinde bir gram mutlulugu kapmak icin türlü türlü soytariliklara giristiginiz bu yasami hice sayaraktan ölüme dogru kostular.. Yol size göre dogru ya da yanlis olsun, bu onlarin kendilerinin disinda buyuk bir cogunlugun daha insanca yasamasi icin savas verdigi gercegini degistirmiyor.. Aynen kemik yasini ölctürseniz de yasinin on yedi oldugunu tarih önünde degistiremeyeceginiz gibi..
Benim aklimdan cikmaz genelde Erdal Eren. Cunku Galatasarayli Sabri'yi cok benzetirim ona.. Ne zaman onu sifira yakin vurulmus sacinla görsem aklima düser Erdal Eren ve o acimasizlik..
12 Aralık 2008
Genclerbirligi:1 Galatasaray: 3
Birbirlerinin benzeri iki deplasman, iki ankara maci desek pek de yanlis olmayacak sanirim.
Iki deplasman, her iki macta kisa sürelerde atilan üc gol ve her iki macin da 65.dakikasindan sonra düsen bir takim, bastiran rakip takim verilen sayisiz pozisyon. Ben bunu ciddiyetsizlige, konsantre eksikligine bagliyorum daha cok.. Ankara takimlarinin forvetlerinin beceriksizlik ve sansizliginin üzerine kaleci De Santchis'in güzelligi ile bu ciddiyetsizligin bedeli henüz ödenmedi velakin buna bir care bulmak durumunda kenar yönetimi..
Ilk yari boyunca aslinda aksayan Baris Özbek idi. Sag bek oldugunu icten ice reddeden bir görüntüsü vardi sahada. Sag kanada kosuyor, geri gelmiyor o bölge sürekli acikta ve oradan baslayan ataklar bir türlü kolay bir sekilde sonlandirilamadi, geri dönüste sahaya dizilimi son derece iyi olan Genclerbirligi futbolculari topu kapti ki bu kapislarin sonunda gol de bir sekilde geldi..
Golün gelmesi Lincoln'u yine kizdirmis olacak ki Baros'un ve Mehmet Topal'in o muhtesem paslarini sayiya cevirdi ya da cevirtti. Akabinde son günlerin en formsuz adami Arda Turan tamamen sistem ürünü olan bir noktada son vuruscu olarak ortaya cikip maci kopartti. Su noktadan sonra ikinci yarinin basini da saymazsak top filan oynamadi, sahada gezindi Galatasaraylilar..
Mehmet Güven secimi hepiniz gibi beni de tedirgin etti ve fakat gördük ki teknik ekip idman performansini begenmis olacak ki sahaya sürdü ve hakli cikti. Belki mücadele gücü olarak Ayhan olamadi ama ondan daha akilli top kullandi ki ilk yari oldukca etkiliydi ve aslinda onun pasiyla mac daha baslamadan bitebilirdi Baros biraz daha becerikli olsaydi eger..
Mehmet Topal bugün cok iyiydi.. Baris Özbek, öncelikle Topal gibi görev adami olmalidir o sinirli yetenegiyle.. Topal gercekten iyiydi, top kapmasi sahanin her yerinde olmasi ve gün gectikce ileriye dogru daha iyi hamleler yapmasi bakimindan son derece güzel bir gelisim icerisinde.. Ve aslinda Servet Cetin ile beraber bu takimin 65'den sonra dagilmayan iki oyuncusundan birisidir.. Bu da ciddiyetsizligi, lakayitligi cok agir bir sekilde ödenmemesinin en önemli nedenlerinden birisiydi..
Takim iki forvet oynuyor.. Peki oynasin. Ama simdi Nonda ve hatta Baros dahil forvetten ziyade orta sahaya kadar gelip top kapip pas verdikten sonra ne anliyoruz bu iki forvetten ? Söyle bir ikilem söz konusu. Orta sahada adaminizi rakip takimdan bir fazla yaptiginiz zaman baskiyi kuruyorsunuz.. Ve fakat kurulan bu baski sonucu daha ileriye dogru forvet eksikliginden gidilemiyor yer yer.. Forvetleri ikilediginiz vakit bu baski olusmuyor ve iki forvetten birisi bazen ikisi ortasahaya gelip orada bitiriyorlar maci.. Nonda bugün forvet olarak ne yapmistir ?
Baska acidan dikkatinizi cekiyor mu bilmiyorum ama bu takim hicbir sekilde gecen bes yilda oldugu gibi bir sekilde kanatlara inip bosluga orta yapmiyor.. Inatla ve israrla ortadan tek paslarla atak gelistiriyor.. Bu zamanla cok daha iyi olacaktir ve bir zaman sonra bunun meyvesini daha cok yiyecektir Galatasaray.. Yillarin verdigi aliskanligi söküp atmak kolay olmuyor ama Lincoln ile beraber degisen Galatasaray hucum hatti yeni haline alistikca goller ücün de üzerine cikacaktir..
bir ekleme de söyle yapayim: Üc golden sonra oynanan oyun icin konsantre eksikligi ,ciddiyetsizlik gibi ölcütler söz konusu olabilir iken sanki bu üc gol atilmamis da, bu üc golün rehaveti olmamiscasina ataklari sayip aslinda iyi oynamadi demek en alasindan kötü niyettir.. Bes sifir sonrasi milyon tane pozisyon da verebilirsiniz.. Ve fakat skor, kosullar ve bununla birlikte gelisen sartlarin getirisi altinda degerlendirilmelidir toplam sonuc..
Hildebrand&Weidenfeller&Enke.!
Hoffenheim ilk defa herkes tarafindan taninan bir stari kadrosuna katti.. Hildebrand yanlis transfer konusunun ana temasi olacak ölcüde hareket etti bir önceki transferinde.. Öyle ki hem kendini hem de takimi Stuttgart'i yakti. Stuttgart takimindan gidesiye kadar Kahn sonrasi en iyi kaleci olarak anilan isim yokoldu.. Stuttgart da o gün bugündür kaleci sorunu yasamaktadir.. Dortmund keza cok fazla istiyordu timo'yu ama o akillandi ve cok dogru yere gitti: Hoffenheim'a.. Ve üzerine ekledi maddi olarak cok daha iyi teklifler vardi ama ben burasin sectim, iyi yapti.. Dortmund olmazdi zaten zira..
Weidenfeller yedekte kalacak bir kaleci degil.. Su an 418 dakikadir gol yemiyor.. Ola ki Hildebrand gelmis olsaydi bu kalecilerden herhangi birisi yedekte kalmayi kendisine yediremeyecekti hele ki bu Valencia deneyiminden sonra Hildebrand ise.. Asla yedekte kalamaz, cok fazla sorun olurdu.. Bu acidan Hildebrand ve Weidenfeller icin güzel bir gelisme olmustur..
Enke ise sakat hala.. Röportajini okudum, bir kac kismi suraya ekliyorum.. Fenerbahce'den sonra takim bulma konusunda sikinti yasayacaginizi düsündünüz mü ile baslayan Türkiye muhabbetinin önemli kismi sudur:
Siz Futbola profesyonel bakmak icin fazla mi duygusalsiniz ?
Istanbuldan kacis cok profesyonel degildi (düsünüyor..) Aslinda ben o dönem Barcelonada ve Fenerbahcede bankta oturup parami alsaydim cok fazla profesyonel davranmis olarak anilacaktim kesilikle..
Bu sizi yolculuga mi sürükledi ?
Eger ki gerekli performansi göstermiysorsaniz, yasadiginiz ülkede mutlu degilseniz oturup düsünmeniz gerekiyor orada kalmayi hala isteyip istemediginizi.. Elbette benim Fenerbahce klubune karsi sorumluluklarim vardi ve ben onlara cok kisa süre icerisinde yeni kaleci bulmalari icin firsat yaratiyordum ama onlar yapmadi yine de Sampiyon oldular ve elbette ben de (Gülüyorrr)
Fiziksel olarak da rahatsiz edileceginizi düsündünüz mü Istanbulda ?
Sadece bu degil. Türkiyedeki fanatizm benim icin cok daha fazla tehlikeli olabilirdi. Bu durumda olan futbolcular aksamlari eve inanilmaz mutsuz dönüyorlar ve sabaha kadar yataklarinda iskence cekiyorlar ve bu sekilde yarim yila yakin bir zaman diliminde sahnede kalmak durumunda oluyorlar ki ben bunu yapamadim..
Bu sizde nasil bir iz birakti ?
Istanbulda yasadiklarim ve o dönem benim hayatimin kirilma noktasidir. Iki yil önceki kizimin ölümü gibi.. Artik futbol benim hayatimda eskisi gibi bir anlama sahip degil yine su an icin futbol hayatimin merkezinde ve fakat kesinlikle her seyin üzerinde degil..
Biraz rahatlama mi söz konusu ?
Yine maci kaybettigimizde sinirleniyorum, kiziyorum,sinirleniyorum ama eskiden bu bir hafta sürerdi simdi sadece iki gün..
11 Aralık 2008
Taca Atilan Toplarin Yarattigi Bunalim.!
Yaklasik bes yildir Türkiye Süper Ligi maclarindan daha cok Bundesliga ve cok cesitli Avrupa Liglerinden maclar izliyorum.. Cokca defa ordan buraya gecis yapmis insan olarak söylemek isterim ki aradaki en büyük ve önemli fark, bütün Alex,Lincoln tartismalarinin cikisina neden olacak ucurum suradan kaynaklaniyor:
Top, türkiye süper ligi takimlarinin kendi aralarinda yaptigi macta cok fazla taca cikiyor.!!
Cildiriyorum cogu zaman.. Fark ariyorsunuz Türkiye ile Avrupa Ligleri arasinda, iste en buyuk fark budur.
Top sürekli taca cikiyor.!
Orta sahanin Defansa bakan yarisi Türkiye futbolunun kanayan yarasidir. Kötü futbolun en önemli nedenidir, 10 numara arayisinin cikisi ya da oraya duyulan sayginin da temeli burada yatar. Defansin göbegindeki oyunculardan beklere ve hatta orta sahanin "kazma" olarak nitelendirilen mücadele gücü yüksek futbolcularina kadar olan bölümü biraz yetenek isteyen paslari yapmaktan aciz durumdalar.. Bu yüzden cok cabuk daralan defans oyuncusu topu taca atar, oyunu kurmak zorunda olan defans topu rakibe ya da taca atar.. Basit bir capraz pasi yapmaktan aciz futbolcu topu taca atar.. Defansif orta sahalar ya önündeki on numaralari arar, bulamadigi vakit topu taca atar.. Biraz top sikistiginda hani incesinden önündeki adami görmek durumunda kalan defans oyuncusu topu taca atar.. bunu siz farketmiyorsunuz ama üst üste avrupa liglerini izlediginiz zaman öyle göze carpiyor ki.. Sürekli duran oyun, sürekli taca cikan toplar, atilamayan paslar.. Allahta Anadolu takimlari önde basmiyor da cokca zaman kendi tuttugumuz istanbul takimlari o yari sahayi elini kolunu sallayarak geciyor ve mac cok daha az taca topu ataraktan geciliyor.. Derbi izlediginiz vakit ise futbol beklemeyin ve bunun en önemli nedeni de budur..
Gelisim ülkede bu noktada durmustur. Eskiden isler baskaydi cok, burada da, avrupada da..
Bir 10 numara vardi, diger golcüler dahil on kisi kazma iken top bunun ayagina yakisirdi cok.. Bir sey yapmasin o ayaginin ici ile topu öne dogru atabilsin, yeter diyorduk.. yeter.. Kosmasin, yorulmasin, bizim on bes pas yaparak buldugumuz oyuncuyu o gözü kapali attigi pasla buluyor, topu ayaginda sektirebiliyor, incesinden oyuncuyu görebiliyor.. Biz kosariz, o dursun.. Bu oyuncularin azligi nedeniyle futbol cok daha yavas, cok daha durgun ve cok daha renksiz geciyordu ama en azindan Avrupa Liglerinde durum degisti. Bugün sol bek ya da defans oynayan adamlarin teknigi ki on numaralarin dahi üzerine cikabilecek durumda.. Teknigi yalniz, oyun zekasi degil. Dolayisla oyun sikismiyor, topu taca atmadiklari gibi ters tarafa muhtesem toplar cikarabiliyorlar ve oyun eskiye nazaran cok daha az duruyor.. En azindan tacla degil de cok baska nedenlerden oyun duruyor.. Avrupa Liglerinin hizli futbolunun altinda yatan güzelligi defans oyuncularinin tekniginde, on numara estetiginde oyuna ofansif olarak katki saglamasinda yatar.. Bunu belki herkes bilir de Meira harici teknik bir defans alma girisiminde kimse bulunmaz..
Türk takimlarinin defansa bakan tarafinin tekniksizligi, pas yapamamazligi, oyun kurmada yirmi yan pas yapmak durumunda kalmasi sonucu giden süre, taca atilmak durumunda kalan toplarin öldürdügü futbol artik yoruyor beni.. On degil de bes atak olmasinin bir baska nedeni defansin üzerinden geciremedigi ve taca atilan toplarin kaybettirdigi süre, organizasyon..
(Meira bir defans oyuncusudur ..)
En son Ankaragücü macinda topun Meira'dan cikmasi icin hep dua ettik.. Servet'e geldigi vakit yanlislikla Ayhan'i, Topal'i bulamadigi zaman oyunun sikismasindan, taca ya da belirsizlige dogru yollanilan uzun paslardan ve onlarin geri dönüslerinden gina geldi.. Taraftarligi da gecip futbolu istiyorsunuz cogu zaman ekran basina cok da degerli vaktinizi ayirdiginiz vakit.. Ve düsünün ki Servet Cetin, bu takimin ve ülkenin bahsettigim konu asamasinda aslinda seviye atlamis oyuncusudur, daha da kötüsü var. Emre Asik.. Emre Asik süper bir adam, hic lafim yok, gülsün hayati boyunca hakediyor cok seyi ama inanin önünde bir adam oldugunda o topu diger rakip oyuncuya atamayan bir oyuncuydu. Almanya-Türkiye macinda öyle bir top cikardi ki spiker dayanamadi en sonunda.. Bu cagda bu anti-futbolumsu defans oyunculari diyerek giristi ki inanin hakliydi..
Servet'in teknigi, Servet'in önünde rakip oyuncu oldugunda topu olmasi gereken yere atabilmesi, becerisi, Galatasaray takiminin hucum gücünü belirliyor.. Nasil ki Hakan Sükür'ün ileride basmasi savunmasinda önemli bir rol oynuyorsa.. Bir örnek takim vereyim, Fenerbahce ve Zico futbolu.
Fenerbahce'nin Zico ile yakaladigi basarinin önemli ayrintilarindan birisi defans dörtlüsünün ücünün türk olmamasidir. Ki tek türk olan Gökhan Gönül'ün de avrupa yildizi konumunda olmasi da isin baska bir ayrintisi. Bu sene ile arasindaki en buyuk fark da defansif orta sahalarinin niteligi oldu. Aradaki köprü yikildi takimda ve bunun yüzünden Semih olsun Alex olsun geri gelmek durumunda kaldilar.. Bakin Fenerbahce'nin inter karsisinda yakaladigi baskiyi onca yil italyan takimlar karsisinda muhtesem baski ile muthesem sonuclar alan Galatasaray hicbir zaman basaramamistir, o inter maci yüzde doksan dokuza yakin oraninda Fenerbahcenin baskin oynamasi ile sonuclanmistir. Sebebi de topun sahada hangi koseye giderse gitsin ona en azindan bahsedilen seviyede hükmedecek oyuncular ile bulusuyor olmasiydi. Bir rakip takimin maci sonucta ama doksan dakika soluksuz izledigim ender maclardan birisidir.. Oyun hizliydi, top cok az taca cikiyordu.. Ki Edu ve Lugano cok teknik, cok iyi degillerdi belki ama türkiye ortalamasinin üzerinde oldugu asikardi.. Formda oldugunuz zaman karsi tarafa top göstermessiniz bu gibi durumlarda... Bizde Kaptan Bülent en fomda zamanda dahi oyunu yavaslatan, oyunu kuramayan, ona is düstügünde bir adim ofans olarak bizi geri iten oyuncuydu, bunun yaninda nice teknik adamlarin beceremedigi savasci kimligi ve oyuncuyu gecirmeyen defansif yapisi ile katkisi cok baska bir konunun ayrintisidir.
Sadece defans sadece bekler degil geri dörtlü ve defansif orta sahalar.. Bu mevkilerde oynayan oyuncularin teknik yetersizligi avrupaya oranla türkiyenin en önemli farkidir ki aciklarda oynayan futbolcularin da yeteri kadar iyi olamadigi bir baska ayrinti. Toplamda hizli ve güzel futbolu öldürendir ve elbette buna nazaran avantajlari mevcuttur. Bunun yerine savasirlar.. Savasirlar fakat savasarak dahi cökertmeyecek ölcüde teknik, birbirlerini gözü kapali bulabilen sistem takimlari karsisinda da her daim zorlanirlar.. Siz de takdir edersiniz ki bu gibi oyuncularin cogunlukta oldugu takimda cok ciddi bir sistemden, set hucumlarindan bahedebilirsiniz..
Stadyum programinda Hakan Sükür, Mehmet Demirkol'un sürekli öne sürdügü Galatasaray takiminin dört tane ayaga pas yapan ama savasmayan oyuncu secimiyle defansif zorluk yasayacagi gercegine cok güzel ve yerinde bir cevap verdi. Ancak ayaga pas oldugu vakit defans oyuncularin dinlenebildigini belirten Sükür'e ben de ekliyorum ki ayni zamanda top sizde daha cok kaldiginda, siz degil de topu kosturdugunuzda savasmak durumunda kalan takimin cok daha erken fizik-kondisyon sorunu yasayacagi da bir diger artisi.. Zor durumda beceriniz olmadigi icin topu taca ya da belirsizlige, bosluga, rakibe göndermek yerine adrese teslim kendi oyuncunuza aktarabildiginiz vakit bir atak yemekten, bir rakip atagina kosmaktan, bir hata potansiyelinden kurtulmus oluyorsunuz..
Toplamda belirtmek istedigim sudur ki Ülke futbolunun üzerinde durmasi gereken defans bölgesinin oyuncularinin oyun zekasi ve top teknigi konusundaki eksikligidir. Bu mahalle maclarindan ileri gelir.. Biraz teknigi olan her oyuncu orta saha, sag acik ya da forvet oynamak ister ve ezelden beri varolan top teknigi olmayan oyuncularin kaleci ya da defans oynamasi gerceginin artik degismesi gerektigi üzerine duruyorum.. Bu mahalle maclarinda takim abilerinin yerlestirdigi sistem aslinda bugün antrenörlerin kadro secimi ve gelismekte olan oyuncuyu yönlendirirken yaptigi eylemden cok baska degil.. Ülkede henüz futbol okullari yeteri kadar gelismediginden malasef antrenörün oyuncuyu yönlendirmesi kilit rol oynuyor.. Akli olan biraz teknik ve fizik yapisi musait oyuncu defans oynar, deli para kazanir ülke futbolu da gelisir, gencler sözüm size..
Sampiyonlar Ligi Top 11.!
Geride kalan grup maclarinin en iyi onbiri..
Rensing'in isi nedir orada anlamadik pek.. Üc mac gol yemedigi önemli degil takimi kurtarmis midir ki kaleci olarak ? Fiorentina maci var baska da yok aslinda saglam oynadigi..
Benzema var.. Oynadigi 17 Sampiyonlar Ligi macinda 12 gol ki 20 yasin alti bunu becerebilen olmamis su ana kadar.. Klose, Gerrard,Messi ile beraber bu lyonda 5 gol atmayi basarmis adamdir..
Digerleri de az cok kabul görür ilkonbir..
Werner Lorant.!
Yuh, oha, cüs.!
Baska da bir sey denmez.. O meshur 1860 Munih efsanevi antrenörü, Fenerbahce ve cesitli Anadolu kluplerini calistirmis olan adamin düstügü duruma bakin. Alman Bezirk Ligasinda türk klubu var, Ata Spor. bu takimla anlasiyor, düstügü durum bu degil, bana ne bundan.. Sevmem zaten kendisini, sürünsün.. Efendim Ata Spor ile bu devre sonuna kadar anlasiyorlar.. 4 haftalik zaman icin Lorant'i ise aliyorlar.. Bezirk liga.. Oha yani. Birinci degil ikinci degil ücüncü Bundesliga degil onun da alti bölgesel ligler degil altinin da alti.. Amatörün de amatörü.. Ata Spor, dört haftaligina 10 bin euro veriyor Lorant'a. O sirada ise basladiktan üc gün sonra Slovak birinci Ligi takimlarindan Dunjaska Streda'dan teklif alip takimi birakiyor.. Sözlesmesini teklif gelirse birakirim diye madde koydurtmus tamam.. cekip gitsin. Ata Spor baskani Mustafa Cukurcu da haliyle üc gün calistirip giden adamin geride kalan 18 gün icin coktan almis oldugu 8.500 euro'yu istiyor.. Lorant da vermiyor, ben istemedim onlar bana verdi simdi niye geri vereyim diyor ?
Küme düsesin o slovak liginde Lorant bey... Milyon Eurolar kazanmissin garip bir klubun 8.500 eurosu sana ne getirir yahu ? Üc gün calistirmissin takimi.. Birak onu, türk kluplerinden, türklerden onca para kazanmis adam..
Takipdeyim o takimi.
Miro Klose.!
Karakter her seye ragmen önemlidir.. Nasil ki Rene Adler'in bir gün cok iyi/cok büyük kaleci olacagina, bugün basardiginin iki kati fazlasini basarabilecegine inaniyorsam bunun da belirli bir seviyenin altina düsmeyecegini biliyorum.. Ballack ve Frgins'e en iyi cevabi aslinda Klose vermisti ama o röportaji buraya koyamadik..(üsenmistim) Diyordu ki "Lutcher" dedigi Frings'e iyi degilsen calisacaksin.. Yine iyi olmadiysa daha cok calisacaksin.. verebilecegin en buyuk tepki bu olmalidir.. Ki kendisi de idmanda öyle cok calisti ki Löw bundesliga formu iyi olmamasina ragmen antrenmanlardaki performansi/azmi/caliskanligi nedeniyle ilkonbire koydugunu soyluyordu hattrick yapmadan önce.. O gün bugündür de atiyor her yerde Klose.. Atsin. Saglam karakteri de vardir, severim cok... Bugün Lyon karsisinda aslinda Ribery'dir macin adami ama iki tane atti yine ..
Ivica Olic : Kime gitsem.. kime gitsem ?
Ivica Olic, Bundesliganin en güzel oyuncularindan birisidir benim icin. Sessiz,sakin bir yapisi olmasina ragmen saha icerisinde azimli, enerjik ve her daim istikrarli görüntüsü ile basariya dogru kosmustur. Özellikle gecen sene takimin gol yükününün büyük bir kismini iki oyuncu cekmisti: Olic ve Van der Vaart.. Digeri cok konusuldu da üzerinde cok durulmadi bu basarinin bir baska ifadesi olan futbolcunun..
Kime gidecek ? Bana göre Bayern Münih. Cok akillidir Hoeness.. Inanin bana bu isi o birakasiya kadar her sene Sampiyon Bayern Munih. Neden oraya gidecek ? Yilligina 4,5 5 milyon euro'ya basacak.. Hamburg tas catlasa iki bucugu bulur ona verdigi ama bu sekilde adam iki katini kazanacak. Yasi da gelmis, bu yastan sonra baska bir ligde macera pesinde kosmaz, Bayerne gözü kapali gidecektir. Bayern neden bu oyuncuyu alacaktir ? Ribery'nin yoklugunu en güzel bu adam doldurur, bu capta bir adam icin eline verdigi bu para haric en az bir on kagit cikmak durumunda kalacak ve basari sansi mechul olacak... oysa Olic'in oldugu yerde basarisizlik var midir ki ?
17 Yasinda NK Marsonia'da ortalama 0,89 gol ile parlamis, hertha Berlin aliyor ama tutmuyor ve ülkeisne geri dönüyor. NK Zagrep.. Ki Hertha Berlin almadan önce Inter ile ön sözlesme filan da imzaliyor ama secimi bu yönde oluyor, kaderinde varmis onun Bundesliga.. Zagrep'e döndükten sonra atiyor da atiyor hoop sonra Dinamo Zagrep.. efendim hemen sonra da CSKA Moskova.. 17 ayda üc klup gezen oLic efendi üc sampiyonluk, iki gol kralligi bir UEFA kupasi kaldiriyor ki ne diyim daha ben.. Akabinde Hamburg'a geliyor ve burada yaptiklari da ortadadir..
Basari ve Olic ayrilmaz bir ikili olmus bugüne kadar.. Hamburg nasil ki Van Buyten'i kaybettiyse Olic'i de kaybedecektir. Bayernin en buyuk kozudur bu. Deisler örneginde görüdügünüz gibi gerekirse bes on milyon euro kontosuna ativerir futbolcunun sözlesmesini uzattirmaz.. Sözlesmeye fazla para vermez, oyuncuya verir.. Normalde vereceginin dörtde biri. Fenerbahce ise bunun tam tersi. BIr milyon Aurelio'ya vermez, onlarca milyon Bonservise verir.. Versin tabi..
10 Aralık 2008
Dinamo Kiev: 1 Fenerbahce: 0
Gayet olagan bir sonuc aslinda. Ve hic teknik adama filan girismeyin derim ben.. Fenerbahcedeki sorun bariz bir sekilde ortadadir. Su an bu takimin en önemli eksikligi kadrosunun genis olmamasidir. Aslinda gecen sene yapmasi gereken, bu sene yapmasi gerekenden cok daha zordu, o basarildi, devaminin getirilmesi sanildigi kadar zor degildi. Ama iste Fenerbahcenin son yillardaki hastaligi eldeki degerleri tutamamasi.. Emekcilerine gerektigi kadar saygi göstermemesi veya deger vermemesi.. Tuncay Sanli'nin gelecegi cok önceden düsünülüp halledilmeliydi.. Bu sene aslinda Fenerbahcenin cok muthis transfere ihtiyaci dahi yoktu eger ki eldeki kadroyu tutmayi basarabilseydi.. Velhasil onca zorluklarla, milyon eurolarla onca paraya mal olacak ilkonbirin icerisine girebilecek tek oyuncu icin onca caba verirken hali hazirda a'dan z'ye hemen herkesin kabul ettigi katkiyi saglamis olangillere yapilan saygisizlik, bugünün gercegidir.. Bir Roberto Carlos'un yilligi 5.2 milyon euro. Bir Guiza toplamda 17-8 milyon Euro. Bir Emre 8 milyon euro. Oysa bu paralari hic vermeyip basit bir sekilde Bayern Munih gibi eldeki oyunculara gerekirse iki kati para vererek onu bir sekilde klupte tutmak cok da zor degildi. Bayern bugun Schweinsteiger'ini 2012'ye kadar klube bagladi.. Resmi rakamlara bakmayin siz Bayern bugün Schweini capinda bir oyuncu almak icin sadece Bonservis olarak verecegi paranin en az yarisini eline vermistir.. Velhasil kurumsallasma acisindan yapilan dogrular bu kadar güzel iken oyuncu transferi konusunda yapilan yanlislar da o kadar fazla ki..
Alex tartisilacakdir yine. Oysa Alex'in ne oldugu bellidir. Ona göre sistem, transfer oldugu vakit neler yapabilecegini göstermistir. Siz onun kosmayacagi ama paslarini konusturabilecegi bir sistemi insa ederseniz, yildiz olur, onun da kosmasi ile bir bütün olusacaksa eger Alex kötü olur..
Diyebilirsiniz ki bir iki oyuncu mudur.. Evet bazen bir ya da iki oyuncu yeterlidir sistemi toptan cökertmeye.. Takimdan giden oyuncu genc yasinda azmi ile Kaptan olmus Tuncay Sanli. Futbol olarak takima verdigini gecin karakter olarak takima kattigini düsünün.. Galatasarayin dahi bu sene biraz daha sancili baslamasinin belli basli nedenlerinin basinda takimin kaptani Hakan Sükür'ün yoklugudur.. Bir düzenin yikilisidir. Giden oyuncu Mehmet Aurelio.. Onun katkisini saglamak icin Selcuk Sahin + Josico+Maldonado ve üzerine geriye gelen ofans oyuncularin yaptigi katkisi ve bu yüzden yapamadigi katkiyi da ekleyin.. Gönderdiginiz oyuncu budur..
Kendinizi Aragones'in yerine koyun, kimi oyuna sokabilirdiniz ? Elde kalan farklilik yaratacak iki oyuncunuz da sakat oldugu vakit size baska bir secenek, baska bir kadro secimi kaliyor mu ki ? On kisiden dokuzu bu onbiri sahaya sürecek ve Alex'i de aldiginiz vakit en yüklenmesi gereken zamanda altini cizelim "caresizlikten" kendi aralarinda top cevirmeye zorunlu kilinyorlar..
Pozisyonu olmadan Fenerbahce maci bitirdi desek yeridir. Tatsiz,tutsuz ve inancsiz oyuncularin kendi aralarinda geyik yapar gibi pas cevirdigi mac olmustur..
Velhasil su kesindir ki Fenerbahce yönetiminin basarisizliklarinin bir sonucudur bu. Teknik adam bu yüzden cok da suclu degildir.. Alex, Guiza ya da diger oyuncular da hicbir sekilde basarisizlikta etkisi olmamistir bana göre..
9 Aralık 2008
Adios.!
O demeci vedigi anda kendi kendini klupten kovdurdu aslinda.. Sen böyle dersen, arkanda basarili olman icin cabalayan insanlar sana nasil inansin sevgili Hemsehrim ? Madrid gibi bir takim barcayi her sekilde yenebilme ihtimaline her daim sahip olmalidir.. En azindan söylemlerde, kalplerde, inancta..
Kahn ve Cin.!
Acaip seviyorlar bu adami orada. Neden ,bilmiyorum.. Biraz iri yari ondan midir nedir anlamis degilim. Sevgili Kahn Cine gidiyor, Bir tv Showunda yetenekli gencleri belirleyecek.. Ciddiye almis bu isi Kahn. Mart'da baslayacak yaza da finali var. Ingilizce konusacakmis da haberin ayrintisi takildi. Diyor ki 60 ile 160 milyon insan tarafindan izlenecekmis. 60 nere 160 nere ? Yani arada 100 milyon oynuyor, bilmiyoruz desene kardesim suna..
Babam da eskiden derdi, kac kilosunuz efendim diye sorduklarinda 80 ile 100 arasi sallanip duruyoruz.. Oha yani... bu da ona benzemis..
Bayernliler Sirkte.!
Efendim moraller yerinde.. Cok kötü bir baslangic yapan Bayern az biraz kendine gelince Antrenmanda gülmeler, sirklerde cosmalar, soytarliklar hirla, gürle.. Cocuk icin bir kalp kampayasinin getirisi olan bir eglence.. 500 tane cocuk da izleyici.
Pek yakismamis kirbac elinde.. Verecen onu Terim'e bak nasil güzel görüntüler ortaya cikiyor.. Klinsmann da takimin basinda sirkte..
Bu sirkin en eglenceli iki insani budur.. Asagida göreceginiz gibi.. (Sarah, unutmadim seni hala, bilesin..)
Schweini perukla gayet iyi.. At Hirsizlarina benzemis.
Dikkat ettim de yakismis Schweinsteiger'e,, En azindan daha güzel olmus diyebiliriz eskisinden...
Sürekli resmedilen yasli ama kötü niyetli cadilar gibi..
Ben olsam bu eglencenin bir parcasi olmak istemezdim, milyarda bir de olsa o kaza riskini göze almam arkadas, yapmam. Gitsin baskasi yapsin derdim.. Söyle ki sormuslar kim ister burada olmayi.. Sadece toni parmak kaldirmis ben yaparim diye.. Hoeness de diyor ki Toni sanirim neye denek olacagini anlamadigi icin ortaya atildi. öyle veya böyle Bayernlilerin en cesur adami su saniyeden sonra..
De Michelis, playboy hatunu Evangelina ile..
Klose yalniz gelmis.. Evde ikizler olunca insan kipirdayamiyor tabi..
Van Bommel ve hatunu.. Ne desek bos, sevgi, saygi, ask'a gidiyor sanirim cok sey.
Bilmesem sevgilisi degil de ikiz kardesi sanirdim. Bunlar evlenirler yüksek ihtimal.. Bir de cok cok ince dudakli hatunlara karsi ezelden bi gicigim var, atamiyorum icimden.. Iyi degil bu kiz, bilesin Lahm.. dikkat et kendine.
Ribery cocugu Hiziya ve karisi Wahiba. Ribery Ermis gibi gözümde zaten..
Bu güzel hatunun adi da Saskia'mis.. On üzerinden alti bucuk, fena degil kesinlikle.. Digerlerini görünce sekiz, dokuz veresim geldi gerci de elim gitmedi.. nice güzel hatunlar var bu dünyada..
Hooop hep beraber selam.. Aralarinda en uzunu Sarah olmasi da ilginc..
Riberiiiii.. Tahmin edebiliyorum aklindan gecenleri sevgili riberi..
16.Hafta Bundesliga: Top 11
Dortmund karsisinda dördüncü kez takiminin gol yemeden dusa gönderen Eilhoff haftanin kalecisi secilmis. Frankfurt'dan Russ yerine Hoffenheim'dan Beck'i alirdim oraya ben.. Ve fakat Krstajic ve Schalke muhtesemdi Berlin karsisinda.. Taraftarlarin sürekli "savasab oyuncu istiyoruz" cigligina öyle kulak vermislerdi ki bir sifir önde oynamalarina ragmen bastiran , eden hep Schalke'ydi.. Lucio, Kahn'a göre muhtesem karisimin bir ogesiydi öyle ki diyordu Van Bommel cilgin, ondan daha cilgin olan Lucio.. Genel performans acisindan belki de Bundesliganin en iyisi diyebiliriz onun icin.. Misimovic costu bi kere.. Her yerde her sekilde atiyor ki durdurabilene askolsun..Gladbach son iki haftadir cok iyi olmamasina ragmen Meyer ile Marin de kimligin buldu. Baska acidan sürekli transferi konusuluyor,o da bunun farkinda bugünlerde oynayacagi oyunun alacagi paraya direkt etki edecek olmasinin.. Da Silva ve Roberto Hilbert.. O sampiyon stutgart kadrosunun isimleri.. belki kimse farkinda degil ama bu güzel orta sahanin cekip gitmesi de Stuttgart'i yaralayan unsurlardandir.. Her daim belirli bir performansi sürekli size verir.. Fenin biraz olsun kendisine geldi. Penalti yaptirdi , asist derken ilk macindan sonra bir daha ismini duyurmaya yönelik girisimlerde bulundu..
Ve Petric.. misimovic gibi durdurulamayangillerden.. Attikca atiyor, Olic ile beraber Hamburg'un en iyisi. Olic gitti gidecek ki cok baska bir adam, bir post da hem Olic'e hem Kiessling'e gelmeli, ayri ayri incelenmeli bu gizli kahramanlar.. Kiessling Bundesliga ömründe ilk defa deplasmanda duble yapti ve digerinin de asistini verdi, üc golde de payi vardi ki her daim iyi oynayangillerden.. Hep keske Galatasaray alsa dedigim bir oyuncudur, Nürnberg'den beri takip eder, saygiyla gelisimini izleriz..
7 Aralık 2008
Ankaragücü: 0 Galatasaray: 3
Eger ki haftaya deplasmandan takimi bir sekilde galip cikarabilirse resmini koydugumuz adam o zaman baslayacaktir Skibbe devri. O zamana kadar sansi yaninda olsun diyoruz..
Galatasaray bes dakika icerisinde maci cevirdi ve bu yüzden tehlikeli ve güclü bir takimdir baska acidan.. Bir gram nefes aldigi her alanda sovunu yapmaya hazir bir sekilde bekleyen bir kadrosu vardir..
Ilk yari boyunca göze carpan aksakliklar Mehmet Topal'in henüz eskisi gibi formda olmayisi, buna ilk onbes dakika icerisinde Ayhan'in da ayak uydurmasi, Kewell'in vasat bir performans göstermesi ve ayni zamanda Lincoln'ün adam markaji ile etkisizlestirilmesi olarak sayilabilir.. Etkili pres en baba takimi dahi durdurabilir ve fakat bunu doksan dakikaya yaymak da cok kolay degildir Ankaragücü ikinci yari ilk yarinin yorgunlugunu yasadi ve gol ile hepten disiplini koptu ki cok zor sartlar altinda oynadigini da belirtelim..
Baros, elinden geldiginde Hakan Sükürlük yapmaya gayret etse de aslinda o bölgenin disinda Iki forvetin kisasi olarak oynamasi gerekir ,su durumda eldeki en iyi secenek oldugunu kabul ediyorum ve fakat bes degil iki gol atmasinin ,cok top kaybetmesinin nedeni de zorunlu kilindigii pek de asina olamadigi tek forvet sistemidir.. Yine de golcülügünü, azmin ve caliskanligini göstermistir baska acidan Ayhan'a verdigi pasi da görünce yavas yavas yerinin adami olmaya da basladigini görüyoruz...
Ben Lincoln icin bir sey demiyorum, Stadyum'a baktim az önce.. Her seyden öte bir topuk, hakaret tartismasi vardi ki gülsem mi aglasam mi bilemedim.. Sükür'ü de ilk defa sonuna kadar dinledim. Gerek Ümit Davala olsun ve özellikle cok iyi bildigimiz cok cok yakin arkadasi Mehmet Topal yorumu olsun "arkadasca" oldugu cok net ve acik idi.
Demirkol abim hemen bir özür ile basladi.. Oynadigi toptan baska aldigi parayi yine gündeme getirdi.. Hayvani paraymis da suymus, buymus.. Artik zorunluluktan hakkini veriyorlar ve fakat biz daha önceden neler söyledik, ne abuk subuk aciklamalar yaptik demiyor kimse malasef.. Ömer Üründül dinlenilecek tek insan ki onu da konusturmuyor Hakan Sükür arkadas korumasi sevdasindan..
Lincoln'un benzerini Ro berto Carlos'un yapmasi tartismasinda Sükür'ün Carlos lehine "o cok cana yakin o yüzden su yüzden bu yüzden " gibi garip aciklamalari sonrasi biraktim artik bu absürdlükleri dinlemeyi..
Maca dönersek cok önceden söyledigimiz gibi Lincoln herkesin sandiginin aksine "istikrarli" bir oyuncudur. Bunun bir numarali nedeni sonuca etkiyen adimlarda cok fazla hata yapmamasi, yüzde yüz sonuc veren eylemleri olmasidir. Hic oynamasa dahi mutlaka ki gole giden yol onun ayaginin üzerinden gececektir. acik acik bir daha söylüyorum istikrarlidir derken Galatasaray ile tek gram iliskisi yok iken Klose taniminda kullanmisimdir, siz güvenin.. Sakatlanmadigi sürece sürekli katki saglayacaktir aynen bugün , dün ve bu sezonun ilk yarisi gibi..
De Sanchis.. Bana göre muhtesem bir kalecidir, cok hata yapacaktir ama sürekli oyunun icerisinde olan, azmi, hirsi ve ciddiyeti takdire sayandir, iyi ki almis Galatasaray böyle bir kaleci...
Meira, Orta sahadan daha iyi bir sekilde defanstan oyunu kurdu bugün.. Ve benim icin onun önemi cok fazladir, özellikle Servet'in bu konudaki eksiklikleri göz önüne alindiginda...
Skibbe'nin Baris Özbek'i neden degistirmedigini anlayamadim bizim gibi göremiyor mu ki saha icerisinde sakat sakat gezen adami ?
Velhasil önemli bir uc puan ve biraz da Skibbe gibi antrenörlerin rahat calisabilecegi düzen, sessizlik olmasi bakimindan güzel bir sürece girildi..
Bayern Münih:2 Hoffenheim: 1
"%99 Hoffenheim.! Bütün köy burada.!" diyor pankart..(gayet eglenceli bir yaklasim)
Adamlar kendi kendileriyle dalga gecebildigi vakit bir baskasi ayni konu üzerinde cok fazla duramaz.. Ragnick, futbolculari biz kandiriyoruz burada 1,5 milyon insan yasiyor diye hafiften sakaya alirken transfer isini bizzat makaraya aliyor nüfusun brezilyada bir apartmanda yasadigi benzetmesi ile..
Mac aslinda futbolseverlerin yeteri kadar ilgisini cekti.. Ilginc olan ayrintilarin basinda Beck'in Ribery'i oyle veya böyle durdurmayi basarabilmesi geliyor. Weiss -ki macin iyilerindendi- ile beraber o kanatta sergiledigi uyum ve Ribery karsisinda tutumu yine Bayern macinin iyilerinden olan taze milli Comper gibi Alman Milli takimina göz kirpti..
Macin bir acidan belirleyicisi Michael Rensing oldu. Iki takimin da bir puani hakettigi oyunda Salihovic'in yüzde yüzlük pozisyonunda gole izin vermeyip gayet bilincli bir sekilde topu Toni'nin kafasina atip son saniye golünün hazirlayicisi oldu..
Toni, o kadar kacirdiktan sonra biraz da sansinin yaver gitmesi sonucu Bayern icin ne kadar degerli oldugunu bir kez daha gösteriyordu..
Kenarda böyle heyecanli bir adam durdugu vakit inanin bana kaybetmek iki kat daha zor hale geliyor Bayern icin.. Takimi degil izleyenleri bile motive ediyor Klinsmann.. O heyecanini kaybettigi gün yenilecektir sadece ve bu acidan baktigimiz vakit tam Türkiye Süper Ligine göre bicilmis bir kaftan. Zira burada her hafta koltugu sallantida olurdu muhtemelen... O hirsla aynen Terim gibi basaramayacfagi hicbir sey olmazdi. Sadece böyle adamlari rahat birakmayacaksin, sürekli koltugunu sallayacaksin, hoop olm kötüsün diyeceksin.. Terim'in milan dönüsü o rehavetinde neler oldugunu hepimiz biliyoruz.. Klinsmann da sezon basi gayet rahatti, aha gitti denildigi her an galibiyete dogru götürdü takimi. Hoffenheim karsisinda kötü degildi gayet de iyi bir Bayern vardi ama Hoffenheim kaybetmeyi kesinlikle haketmedi..
Bugün Schalke menajeri Müller cok ciddi elestiri bombardimani altinda.. Misal Hertha macinda Spiker yine döktürmüs Lincoln mevzusu yüzünden.. Bu adami yok yere verdiler hala oyun kurucu ariyor schalke gibisinden.. Bir baska önemli elestiri noktasi teknik adamlar üzerineydi.. Müller zamani Slomka'nin gönderilmesi.. Rangnick ise Müllerin yine takim menajeri oldugu dönemde kovuldu.. Fenerbahce ile ayni grupta yer alip bir üst tura ve hatta ceyrek finale ciktigi zaman dilimleri.. Simdi Hoffenheim'da.. Son derece bilincli hareket ediyor,güzel konusuyor ve iyi bir teknik adam. Aldigi oyuncularin geldigi yere bakarsaniz inanilmaz bir dogru transfer politikasi icerisinde olundugunu göreceksiniz.. Gelisme budur.. Gercekten budur.. Nedir ?
Bundan iki yil önce Bayern Münih'in rezerve takimi ile Arenada degil de önemsiz maclarini oynadigi Grünwalder stadinda Hoffenheim hakkiyla kaybetmisti maci ama bugün Arena'da lider ciktigi Bundesligada yine kaybetri belki ama haketmedi kesinlikle.. Üstelik Arena'da.. Sadece Bayernin degil tüm almanyanin gözü kulagi olabilecek bir macta.. Sadece iki yilda..
Mac aslinda her bakimdan güzeldi ve birisi galip gelecekti. Salhovic atamadi, Toni bir sekilde atti. Baska acidan beraberlik belki de olmasi gerekendi.. Obasi'nin sakatligi ciddi sorundu Hoffenheim icin. Aslinda daha buyuk sorun burnu buyumus Ibisevic'in bencilligi.. Rekor kiriyor, 18 gol atmis. Nazarimda siradan bir golcüdür, hepsi o. Demba Ba da kesinlikle siradan bir golcüdür ve fakat sistem adamidir, 9 numaradir, Hakan Sükürdür. Hoffenheim'in attigi golde Weiss'a nasil siper olup dört kisi arasindan topu veriyor farkettiniz mi? iste budur 9 numara, muhtesem goller degil.. Ama bir daha tekrarliyorum bu takimin para edecek yetenekleri Obasidir, Eduardo'dur.. Kanattaki muhtesem genci Beck'dir.. Bayern macinin güzel adami taze milli Comper'dir.. Bu goller sonrasi Ibisevic'e milyon euro akitacak olana simdiden aciyorum..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)