1- Şota kötü bir teknik direktör.
2- Ryan Donk sorumsuz bir futbolcu ve kötü bir stoper.
Kasımpaşa’nın yediği goller ve düşük performansı daha çok oyuncuların
rahatlığına, ortamın serbestliğine ve yeterli mücadelenin gösterilmemesine ya
da giden bir iki oyuncunun yokluğuna bağlanıyordu. Oysa gerçek neden tam
anlamıyla ortada bir savunma felaketi yaşanmasıydı. Takım “alan savunması” konusunda en temel
kuralları dahi uygulamaktan acizdi. Süper Lig’de bunlar olur mu? Tersten
bakmak daha doğru. Başakşehir hariç bu savunmayı kusursuz uygulayan takım var mı? Kasımpaşa ise savunmada problemli bir anlayışa sahip ama aynı zamanda savunma bilgisi "zayıf" olan Donk gibi bir stoperle oynuyordu. Bu takım neden çok gol yiyor sorusunun cevabı aslında net bir şekilde ortadaydı. Takım alan savunması konusunda hem kusurlu hem de beraber hareket etme konusunda beceriksiz. Kasımpaşa'da olan eksikliğin çok daha azı Rizespor'da olduğu zaman Hikmet Karaman hızlı bir şekilde antrenmanlara "kayma" diye kabaca özetlenebilecek olan takımın topu karşılayışı ve alan savunmasını yeniden çalıştırmaya başladı ve hızlı bir şekilde de sonuç aldı. Üstelik idman metotları da gerçekten harikaydı ve hep derim Hikmet Karaman kusursuza yakın bir çalıştırıcı.
Ryan Donk ise diğerlerinin aksine ne duracağı yeri biliyor
ne de stoperde olması gereken özelliklere sahip. Donk çok iyi bir futbolcudur
ve fakat stoper mevkisi konusunda gelişim göstermesi gerekir. Size saatlerce uğraşacak bir analiz yapmayacağım zira bunu geçen sene yapmıştım. Geçen sezona dair herhangi bir hafta seçip ileriye doğru gideceğim. Misal daha çok benim mercek altına aldığım 23. haftadan başlayayım..
23. HAFTA: Kasımpaşa-Akhisar (2-2 Gol: Bruno)
Burada yenilen golde temel hata bireysel değil kollekyif. Dörtlü savunmanın dört oyuncusunun birbirlerile ile olan mesafesi 8-10 metre olması gereken yerde çok fazla. Kasımpaşa geçen sezon yediği gollerin büyük bir kısmı bu yanlıştan kaynaklandı. İki savuma oyuncusu arasından üç şeritli otoban geçirirsiniz, o derece.. Ve işte LuaLua'nın ayağından top çıkmadan önce Donk burada "yerleşim hatası" yapıyor. En büyük problemi "rakibi karşılama" konusundaki eksikliğidir. Derinlik konusunda sıkıntı yaşadığı ve olur olmaz "tek daldığı" için nice goller yedirmiş.. İşin en enteresan detayı "kabak" gibi ortada olan savunma yanlışlarına teknik adamın müdahale etmemiş olmasıdır.
Burada yenilen golde temel hata bireysel değil kollekyif. Dörtlü savunmanın dört oyuncusunun birbirlerile ile olan mesafesi 8-10 metre olması gereken yerde çok fazla. Kasımpaşa geçen sezon yediği gollerin büyük bir kısmı bu yanlıştan kaynaklandı. İki savuma oyuncusu arasından üç şeritli otoban geçirirsiniz, o derece.. Ve işte LuaLua'nın ayağından top çıkmadan önce Donk burada "yerleşim hatası" yapıyor. En büyük problemi "rakibi karşılama" konusundaki eksikliğidir. Derinlik konusunda sıkıntı yaşadığı ve olur olmaz "tek daldığı" için nice goller yedirmiş.. İşin en enteresan detayı "kabak" gibi ortada olan savunma yanlışlarına teknik adamın müdahale etmemiş olmasıdır.
25.HAFTA: Kasımpaşa-Galatasaray
Umut'un Golü: Aslında bu maçın birinci golünde de Umut'u marke edemeyişi var ama asıl sorun sonrasında yenilen ikinci goldedir. Burada bir savunmacının yapmaması gereken en temel hatayı yapıyor Donk. Daha iyi anlamak için geniş özeti izlemeniz gerekir. Stoper Donk rakibin on numarasını ORTA SAHAYA kadar takip ederek dörtlü savunma hattında sağlam bir gedik açılmasına sebebiyet veriyor. Oysa yapılması gereken bir yerden sonra markajı defansif orta sahaya devretmektir. "alanı" savunmak gerekir, adamı değil. Sneijder'ı kovalayan Donk'un açtığı boşluktan Hollandalı Yasin'i görüyor ve Galatasaray durumu 2-2'ye getiryor.
Burak'ın Golü: Burada ise "sözde" Burak Yılmaz'ı marke ediyor. Bu maçın birinci golünde de Selçuk'tan önce yine Umut'u marke edemediğini görürsünüz lakin burada Burak Yılmaz'ın markajda iken bu golü atması golcü oyuncunun zekasından çok Donk'un markaj konusundaki eksiliğidir problem.
26.HAFTA: Gençlerbirliği-Kasımpaşa 5-1
El Kabir'in Golü: Burada kontrolünde olduğu topu kaybedip penaltı yaptırıyor. bu ve benzer topla daha çok oynama isteği nice gedikleri açtı Kasımpaşa'nın başına. Öyle ki yenilen bazı gollerde savunma hep "üçlüdür" zira Donk ortalarda yoktur.. Muhteşem bir gol atarsa toplumun hafızasına daha çok o yapışır ve fakat bunlar görmez..
El Kabir'in 2.Golü: Donk'un en önemli problemlerinden birisi "rakibi karşılama" konusunda alması gereken derinliği belirleyememesidir. Bu maçın ilk golünde de kademeye girerken oyuncuya yine mesafesini ayarlamıyor. Bu golde ise ikiye tek kalmasına rağmen "tek dalıp" diğer oyuncuyu boşa çıkarıyor.
27.HAFTA KASIMPAŞA - BEŞİKTAŞ: 1-5
Mustafa Pektemek'in Golü: Bakın burada kimin marke ettiği oyuncu golü atıyor.
Jose Sosa'nın Golü: Hali hazırda markajdaki oyuncuya gitmesi hata. Hamlesi hatalı ve marke ettiği oyuncunun boşa çıkıp golü atması da kaçınılmaz son.
BONUS:
Khalili'nin golü: Donk'un imzasını taşıyor bu gol.
Wellinton'un golü: Donk'un hediyesi.
Fernandao'nun Golü: Donk marke ediyor.
Bugün haberlerde Jerome Boateng röportajı mevcut. Diyor ki Pep gelir gelmez bana videolar hazırlamış. Daha gelmeden benim hakkımda bütün bilgilere sahipti. Çeşitli hatalarımdan oluşan videoları göstererek neler yapmam ve yapmamam konusunda beni bilgilendirdi ve değişim böyle başladı.
Bilenler bilir, aptalca faul ve olmadık yerde kırmızı kart konusunda Boateng uzmandı. Pep ile beraber öyle bir gelişim gösterdi ki dünyanın en iyi stoperleri arasına girdi. Pep ona süreki "ayakta kalması" gerektiğini ve yerde kayarak mücadeleden kaçınması gerektiğini söylemiş. Sürekli abuk subuk kayarak penaltı yaptıran adam gitti, yerine maç başına ortalaması 7'den bile az ikili mücadeleye giren başka bir Boateng geldi.
Bu gerçeğin farkında olarak kaliteli kumaşa, üst düzey tekniğe sahip Donk gelişebilir mi, sorun burada. İzlemedim ama defansif orta saha konusunda da doğru bir oyuncu olduğu konusunda şüphelerim var. Çünkü kamuoyu ofansif bir oyuncuymuşçasına uzaktan attığı goller, çalımlar gibi aksiyonlarla Donk'u değerlendiriyor. Oysa şunu sormak gerekir: Çok çok iyi bir stoper olmasına rağmen Rıza Çalımbay gelir gelmez neden iki stoper alma ihtiyacı duydu? Neden hemen Donk'u orta sahaya çekti?
Bu kadar kaliteli ayaklara sahip bir oyuncu oyun bilgisinin kusurlu olduğunu söylemek isterim. Kim bilir, Denizli belki Donk'u çok daha üst bir seviyeye çıkarabilir ama alınmadan önce iyi bir analizi yapılması şart..
Umut'un Golü: Aslında bu maçın birinci golünde de Umut'u marke edemeyişi var ama asıl sorun sonrasında yenilen ikinci goldedir. Burada bir savunmacının yapmaması gereken en temel hatayı yapıyor Donk. Daha iyi anlamak için geniş özeti izlemeniz gerekir. Stoper Donk rakibin on numarasını ORTA SAHAYA kadar takip ederek dörtlü savunma hattında sağlam bir gedik açılmasına sebebiyet veriyor. Oysa yapılması gereken bir yerden sonra markajı defansif orta sahaya devretmektir. "alanı" savunmak gerekir, adamı değil. Sneijder'ı kovalayan Donk'un açtığı boşluktan Hollandalı Yasin'i görüyor ve Galatasaray durumu 2-2'ye getiryor.
Burak'ın Golü: Burada ise "sözde" Burak Yılmaz'ı marke ediyor. Bu maçın birinci golünde de Selçuk'tan önce yine Umut'u marke edemediğini görürsünüz lakin burada Burak Yılmaz'ın markajda iken bu golü atması golcü oyuncunun zekasından çok Donk'un markaj konusundaki eksiliğidir problem.
26.HAFTA: Gençlerbirliği-Kasımpaşa 5-1
El Kabir'in Golü: Burada kontrolünde olduğu topu kaybedip penaltı yaptırıyor. bu ve benzer topla daha çok oynama isteği nice gedikleri açtı Kasımpaşa'nın başına. Öyle ki yenilen bazı gollerde savunma hep "üçlüdür" zira Donk ortalarda yoktur.. Muhteşem bir gol atarsa toplumun hafızasına daha çok o yapışır ve fakat bunlar görmez..
El Kabir'in 2.Golü: Donk'un en önemli problemlerinden birisi "rakibi karşılama" konusunda alması gereken derinliği belirleyememesidir. Bu maçın ilk golünde de kademeye girerken oyuncuya yine mesafesini ayarlamıyor. Bu golde ise ikiye tek kalmasına rağmen "tek dalıp" diğer oyuncuyu boşa çıkarıyor.
27.HAFTA KASIMPAŞA - BEŞİKTAŞ: 1-5
Mustafa Pektemek'in Golü: Bakın burada kimin marke ettiği oyuncu golü atıyor.
Jose Sosa'nın Golü: Hali hazırda markajdaki oyuncuya gitmesi hata. Hamlesi hatalı ve marke ettiği oyuncunun boşa çıkıp golü atması da kaçınılmaz son.
BONUS:
Khalili'nin golü: Donk'un imzasını taşıyor bu gol.
Wellinton'un golü: Donk'un hediyesi.
Fernandao'nun Golü: Donk marke ediyor.
Bugün haberlerde Jerome Boateng röportajı mevcut. Diyor ki Pep gelir gelmez bana videolar hazırlamış. Daha gelmeden benim hakkımda bütün bilgilere sahipti. Çeşitli hatalarımdan oluşan videoları göstererek neler yapmam ve yapmamam konusunda beni bilgilendirdi ve değişim böyle başladı.
Bilenler bilir, aptalca faul ve olmadık yerde kırmızı kart konusunda Boateng uzmandı. Pep ile beraber öyle bir gelişim gösterdi ki dünyanın en iyi stoperleri arasına girdi. Pep ona süreki "ayakta kalması" gerektiğini ve yerde kayarak mücadeleden kaçınması gerektiğini söylemiş. Sürekli abuk subuk kayarak penaltı yaptıran adam gitti, yerine maç başına ortalaması 7'den bile az ikili mücadeleye giren başka bir Boateng geldi.
Bu gerçeğin farkında olarak kaliteli kumaşa, üst düzey tekniğe sahip Donk gelişebilir mi, sorun burada. İzlemedim ama defansif orta saha konusunda da doğru bir oyuncu olduğu konusunda şüphelerim var. Çünkü kamuoyu ofansif bir oyuncuymuşçasına uzaktan attığı goller, çalımlar gibi aksiyonlarla Donk'u değerlendiriyor. Oysa şunu sormak gerekir: Çok çok iyi bir stoper olmasına rağmen Rıza Çalımbay gelir gelmez neden iki stoper alma ihtiyacı duydu? Neden hemen Donk'u orta sahaya çekti?
Bu kadar kaliteli ayaklara sahip bir oyuncu oyun bilgisinin kusurlu olduğunu söylemek isterim. Kim bilir, Denizli belki Donk'u çok daha üst bir seviyeye çıkarabilir ama alınmadan önce iyi bir analizi yapılması şart..